19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
D eğinmeler MUSTAFA ŞERfF OHARAN T ürk Dil Kurumu 10-11 Haziran günlerinde 2 gün süren bir çalışma düzenledi. llk giin 2012-2016 yıllannda iz- lenecek çalışma tasan- sının saptanması, ikin- ci gün yazım sorunla- nnda nasıl bir biıiik oluşturulması konulan tartışıldı. Bu konulan tartışmak için geniş bir çevre oluşturmak iste- mişler, ama bekledik- leri katılımı sağlaya- mamışlar. Dil Derne- ği'ni de çağırmışlar. Dil Derneği Başkanı Sevgi ûzel'den ögrendiğime göre, böyle birtoplan- tının yarar sağlamaya- cağına inandıklan için "Yönetim Kurulu" ka- tılmama karan almış. Sanınm yalnız Feyza Hepçilingirler'le ben "Dil Dernegl" üyesi ol- duğumuz halde, hiç ol- mazsa "izlem tasanm" olayını anlayabilmek, yazım sorunlanna kat- kıda bulunabilmek amacıyla katılmanın yararlı olacağını dü- şündük. Milli Prodüktj- vlte Merkezi'nin esgü- dümünde "Stratejlk Planlama Projesi" ola- rak önerilen tasanyı Türk Dil Kurumu "İzlem Tasanm" diye Türkçe- ye çevirmiş. Demek ki devletbellibirzaman diiimi içinde Kurum'un neler yapmak istedlgi- ni, bunlardan nasıl bir verim alınacağını, gl- derlerinin ne olacağını biimek istiyor. Şimdiki Türk Dil Kuıumu' DEĞİŞEN TÜRK DİL KURUMU Türk Dil Kurumu, kurûlduğu 1932 yılından başlayarak günün koşullanna, demekler ya- sasına göre tüzüğünü, bu tüzüğe işlerlik ka- zandıracak yönetmeliğini değiştirerek Ata- türk'ün yönergesi doğrultusunda çalışmala- nnı geliştirmiştir. Ne ki, "82 Anayasası" 134. maddesinde "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksel Kuru- mu"nu kurmuş, ayrıca bu kuruma işlerlik ka- zandıran yasa ile tüzük, Türk Dil Kurumu'nun özerk yapısını sona erdirmiştir. Türk Dil Kurumu'nun özerk yapısına kavuş- ması için başvurulan yargı yollanndan sonuç alınamamıştır. Eski Kurum içinde çalışıp da, Türkçeyi benliğine kavuşturma savaşımına umutla bakan kimi dilciler yeni yapılanma içinde de görev almıştır. Ama "Yüksek Ku- rum"a işlerlik kazandıran kimi maddeleri yü- rürlükten kaldınldığı, yirmi yıla yakın bir süre- dir yerine getirilmedigi için Türk Dil Kuru- mu'nun çalışması zora sokulmuştur. "Yüksek KururrTun çalışmasını düzenleyen yasada 'Türk Dil Kurumu"nun organlannı belirleyen maddelerin yürürlükten kaldırılması yeni bir düzenlemeyle yürürlüğe girmedikçe dil çalışmalarının verimli olması beklenemez. Her ne kadar atamayla gelen tek kişi Kurum Başkanı olsa da, birtakım uzmanlarla, çalış- ma kurullanyla Kurum görevlerini yerine geti- riyor görünse de bunlar yeterli oluyor mu? Şimdiki Türk Dil Kurumu ne durumda? "Iz- lem Tasanm" gibi bir çalışma yöntemi söz konusu olunca bu durumu da öğrenmek ola- nağı bulunabilirdi. SÜREKÜÜKİSTEYEN ÇAUSMALAR öncelikle bilinmesi gerekir ki dil çalışmalan süreklilik isteyen uzun erimli çalışmalardır. Kültür değişimleri, uygarlığın gelişmesi sınır tanımayan oluşumlardır. Bir yandan dilin söz varlığını saptarken bir yandan da yeni durum- lara uyacak bir dili geliştirmek gerekecektir. Dilin söz varlığını saptamak, geliştirmek için yeni yöntemler aramaya gerek yok. Der- leme, tarama çalışmalanyia terim çalışmalan- na süreklilik kazandınlamazsa dilin söz varlı- ğını saptamak, geliştirmek olanağı buluna- maz. Bu çalışmalara açıklık getirmek gerekir. Otuzlu yıllarda "Söz Dartome Dergisi" adı altında değişik bölgelerdeki söz değerleri toplanmaya başlamıştı. Ellili yıllarda "Derle- me Sözlüğü" adıyla bu sözler yeniden de- ğerlendirildi. Ama o zamandan bu yana, 50 yılı aşkın bir süredir derleme çalışmalan geliş- tirilemedi. Halkımızın yaratıcı gücüne inanmalı, bölge ağızlanndaki söz değerterini derleme çalış- malannı sürdürmeliyiz. Böyle bir çalışma için Milli Eğitim Bakanlı- ğı ile işbirliğine girişilmeli, en uzak bölgeler- deki ilgili öğretmenlerle ilişki kurulmalı, belge- lerin nasıl doldurulacağı öğretilmeli, sonra Kurum'daki bir uzmanlar toplulu- ğu bu belgeleri değerlendirmeli. Söz değerleri saptanırken ağız özellikleri ay- nlmalı. Tarama çalışmalan eski metinlerdeki Türkçe sözcüklerin araştınlmasına da- yanıyordu. Belli sayıdaki eski metinlerin gözden geçirilmesiyle bir "Tarama Sözlüğü" düzenlenmişti. Bu çalışmalar da geliştirilemedi. Daha nice eski metin incelenebilir. Yeni metinler de taranarak yazariann yaratıcı gücüyle oluşan söz- cükler saptanabilir. Sözcükler gökten zembille inmiyor. Insanlann yaratıcı gücü sözcükleri oluş- turuyor. Bunlan bilimsel bir dizge içinde değeriendirmek de dilbilimcilerin işi oluyor. Ama asıl önemlisi, gelişen bilimlerin yeni kavramlanna karşılık bulmayı gerektiren te- rimleri saptamak. Şimdiki Türk Dil Kurumu değişik bilim dal- lannda "Çalışma Kurullan" oluşturarak terim çalışmalarını geliştirmek istiyor. Ne yazık ki yasanın çalışma kollannı oluş- turan maddeleri yürürlükten kaldınldığı için bu çalışmalann eşgüdümü yapılamıyor. Bü- tün bu çalışmalar birkaç uzmanın sorumlulu- ğuna kalıyor. YABANCI SÖZLER Yeni aygıtlann uygulanması, bilimlerin anla- şılır olmasıyla ilgili kavramlara Türkçe karşılık- lar bulunmadıkça yabancı sözler dilimizi kap- sayacak, bunlan Türkçe anlatamayacak du- ruma düşeceğiz. özellikle T ı p Terimleri", geniş alanlara yayıldığı, yeniliklere açık olduğu için yeterince Türkçeleştirilememiştir. Hekimlerle hastalar için tıp dilinin açıklık kazanmasında sayısız yarar vardır. Dr. Şeflk Ibrahim Işçll ile Ali Uhri Elö- ve'nin 1940'larda yayımladığı "Hekimlik Te- rimleri Üzerine Bir Deneme" adlı sözlüğün- den önce de düzensiz çalışmalarla tıp dili in- celenmişti. Ama "deneme" olarak nitelendiri- len bu çalışmalardan sonra Saim Ali Dilem- re, Zeki Zeren, Suphi Artunkal, Lütfi Vural, Rüştti Ergun gibi hekimlerin tıp diline verdiği emeği anmak gerekir. Hekim olmadığı halde tıp diliyle ilgilenen Cemal Mıhçıoğluyu da unutmamalıyız. Ama bunlann hiçbiri Süreyya Ülker'in "Tıp Terimleri Sözlüğü" ile karşılaştınlamaz. Gü- nümüze doğru Ragıp Kayar'ın, Sadullah Kemal Erol'ün, özellikle Nidai Sulhi Atmaca'nın çalışmalan önemlidir. Gene de bütün bu çalışmalar hekimlğin ge- lişmesi karşısında yetersiz kalmaktadır. Çok yönlü bir çalışmanın üstesinden belki 'Türk Dil Kurumu" gelebilir. Belki Türk Dil Kurumu", "Hukuk Dili" ile "Din Dill"ne de açıklık getirecektir. Eski Türk Dil Kurumu'nda Hrfzı Vekkrt Ve- lidedeoğlu ile Ali Rıza önder'in "Hukuk Dili" üzerine çalışmalan olmuşsa da bunlar yeterli değildi. "Hukuk Dili" kolay anlaşılır bir açıklı- ğa kavuşturulmalıdır. Ama daha önemlisi "Din Dili" üzerine ça- lışma yapılmamıştır. Belki de Türk Dil Kurumu bu alana girmeyi sakıncalı bulmaktadır. Dilin kendi benliğini bulması süreklilik iste- yen bir devrim eylemidir. Bunu "dilde ırkçı- lık" olarak yorumlayanlar, "Yaşayan Türk- çe" aldatmacısıyla oyalanıyorlar. Şimdiki Türk Dil Kurumu bu anlayışı benim- seyerek "Yazım Kılavuzu"nu "Imla Kılavu- zu"na dönüştürmüştü. Bu yanlışını biraz geç anladı. Toplantıya katılanlann önemli bir bölümü "Türkçeleşmiş Türkçedlr" anlayışını benim- seyenlerden yanaydı. Bu nedenle olsa gerek "bileşik sözcük" yerine "birleşik kelime" demeyi uygun buluyoriardı. BİR ÖZEL SAYI "Türk Dili" dergisi Ekim 1951'de yayımlan- maya başladı. Nisan 2010'da çıkan 700. sa- yısı derginin yayın siyasetini değerlendiren bir özel sayı olarak yayımlandı. Böyle bir özel sayının yayımlanması Türk Dil Kurumu'na bir bütün olarak bakmamızı sağlayabilir mi? Daha önce Türk Dili-Belleten" diye araş- tırma ağıriıklı bir dergi çıkıyordu. "Belleten", "Türk Dili"nin atası sayılabilir. Derginin "Türk Dili" adıyla sürdürülmesin- den yana olanlann başında Falih Rrfkı Atay vardır. Dergi, benliğini arayan Türkçeyi ede- biyata alıştırmak amacını taşıyordu. Her ne kadar Falih Rıfkı Atay da içlerinde olmak üzere dönemin nice edebiyatçısı dilde aşınlıktan yana değilse de, Türkçenin akışını değiştirmek olanağı yoktu. Yeni sözcüklerin bu dergide denenmesinden yana olan Nurul- lah Ataç'a karşı çıkıyorlardı. Şükrü Halûk Akalın, son 58 yıl içinde. 700. sayıya gelinceye dek "Türk Dili" dergi- sinde ne gibi değişimler olduğunu aynntılarıy- la ele alıyor. Dil, kendi gelişmesi içinde yol alırken Ataç'ı doğrulayan bir gelişme göster- diğini görüyoruz. Ancak "Yüksek Kurum" içinde yapılanan şimdiki Türk Dil Kurumu, yenilenen Türkçe- nin edebiyata alıştınlması görüşünden uzak- laşarak, "Dil ve EdeMyat" alt başlığını koru- sa da, dergiyi, "Ulusal Hakemli Dergi" nite- liğiyle yayımlamaya başlıyor. "Üniversiteler Araşı Kurul Başkanlığı" bu niteliği benimse- miştir. Kuşkusuz "Yazı Kurulu"nu, "Yayın Danış- ma Kurulu"nu oluşturan 28 öğretim üyesinin hepsi de edebiyat insanıdır. Ama onlar daha önce yazı kurullannda görev alan Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Salah Birsel, Ca- hit Külebi, Ceyhun Atuf Kansu gibi edebi- yatçılar değildir. Bu yüzden derginin edebiyat düzeyi düş- müş, "manzume" nitelikli şiirler, deneme ta- dından uzak yığma yazılar dergiyi kaplamıştır. Şükrü Halûk Akalın'ın incelemesinde bu değişimi aynntılanyla gönmek olanağı vardır (Bir Tarih: Birinci Sayısından Yedi Yüzün- cilSayısına Türk Dili). Türk Dili" dergisinin 1000 sayfayı aşan bu özel sayısı dergiye emeği geçenleri anarken Türk Dil Kurumu'nun tarihini de gözden ge- çirmiş oluyor. Bir de Türk Dil Kurumu'nun Gizli Tarihi" var. O dönemi kendince yaşayanlar bunun tadını çıkarabilir. YAZIM SORUNLARI En düşük paydalarda uzlaşmaya vararak tek bir "Yazım Kılavuzu"nun geçerii olmasını sağlamak gerekir. Daha bu aşamaya vanlamadı. Her ne kadar bir dilin yazımı kullanıla kulla- nıla oluşur, yerieşir denirse de, ortak bir anla- yışa varmak gerekir. özel adlann, bileşik sözcüklerin, kesme im- leriyle düzeltme imlerinin kullanılışında ortak bir anlayışa vanlmazsa bu kargaşa sürüp gi- der. Bir de yazım kılavuzlannda Arapça, Farsça, tamlamalara, gündemden düşmüş eski söz- cüklere ayn bir yer verilmeli, güncel sözcük- leri izleme kolaylığı sağlanmalı. Kimler yoktu ki toplantıda! öfkesini tutma- sını bilen Hüseyin Moyit ile Sevan Nişanyan, ağzında akide şekeri varmış gibi Türkçe'nin tadını çıkararak konuşan Ayşenur Yazıcı ile Şener Mete, yaşlanmaya aldırma- yan Zeynep Korkmaz, genç öğretim üyele- ri... Biz, Feyza Hepçilingirier ile yanyana otur- muş, biraz da üzgün bir gülümsemeyle bakı- yorduk çevremize. Gene de Türkçenin gücünde birieşmek ya- nnlar için umuttur. • Bu savfayla iletişim kumbilmek için demilerinm ve htaplannızı aşağıdaki adrese gönderiniz: MuatataŞerifOnmn Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 Ümrtküy-Ank. Tel.:(0312)235 91 11-2362346 SAYFA 36 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 6 2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle