19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•f.% Kemal Türkler kürsüde. Tam 33 yıldır gözümüzün önündeymiş meğer. Sadece iyi okumamışız. Olayın vahşeti belki de kapatmıştı gözlerimizi. Sadece kurşunla değil çoğu ezilerek ölmüştü, öldürülmüştü. Hep sayı olarak kaldılar, ete kemiğe büründüremedik belki onları. Ama bugün sanıldığı gibi 36 değil 42 kişinin 77 katliamında can verdiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. AYŞE YILDIRIM B ir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil ınsan gibi yaşamak içindi mücadBİelori. Nâzım Hikmet'in dodigi gibi. O gün de aynı dııyguyla evden çıkmışlardı. Bayramlarını kutlamak için Taksim'in yolunu tutmuşlardı. Oysa aynı akşam birer sayı olarak tarihin kanlı yapraklarındaki yerlerini alacaklardı. 36 kişiydiler tam 33 yıl boyunca. Hop öylo anıldılar. Ta ki Nâzım Alpman bir belgeselle ortaya çıkarana kadar. 1 Mayıs 1977'de Taksim'de ölenlerin sayısı gorçekto 42'ydi, kim bilir belki daha da fazla. Nasıl mı? işte Nâzım Alpman'ın "Emegin Kanlı Dügünü" adlı bolgoseli vo ortaya çıkan gerçek. iz TV'de geçen dörıom "I fayatın Notları", bu dönem ise "Yakın larih" adlı kuşak programı hazırlayan Na/ım Alpman, 1 Mayıs 77 katliamı için iki ay süren bir araştırma yapmış. "Aslında her şey gözümüzün önünduydi" diyor. Bolgolori, filmleri, fotografları araştırmış, incelemiş. Kondisi gibi o gün orada olan tanıklarla bir koz daha konuşmuş. "Bİ7de damatlar boyaz gömlek giyer biliyorsunuz" diyor, "O gün bayramımızı kutlayacaktık. Onun için çogumuz dügüne hazırlanır gibi beyaz gömlek giymiştik evden çıkarkeıı. Bon o zaman Netaş'ta çalışıyordum vo Madon-iş üyesiydim. 1 Mayıs'ta da kürsü görevlisiydim. Onun için de üzerimde ayrıca kırmızı DİSK gömleği vardı". -•'•" Alpman'ın da içinde yer aldıgı grup protokol kortojinin ynnında yürüyordu. Taksim'e ilk girenlerdendi. Yavaş yavaş doluyordu Taksim Moydanı. Kemal Türklor kürsüye çıktıgında hâla gelmeye devam ediyorlardı, Alpman anlatıyor; "Dov Yol ve Kurtuluş ekibi Şişli yönünden geliyordu. 40 bin kişiydilor. O kadar yüksek sosle slogan atıyorlardı ki Komal Türkler'in sesi duyulmuyordu. Hava gergindi, hissudiliyordu. Kürsüden indim The Marmara'nın orada arkadaşlarıyla duran nişanlım Tülin'in yanına gittim. 'Burası karışacak galiba, siz gidin' dedim ve kürsüye döndüm. İşte o sırada silah sesleri duyulmaya başladı." Yanındakilerle birlikte Alpman da kurşunlardan korunmak için kürsünün önüne atmı$tı kendisini. O sırada birinin şu sözlerini duydu; "Buradan kalkama7sak babayı yedik". Mermi çekirdekleri kürsünün metal borularına çarpıyordu. Kalkarlarsa vurulacaklar, yatarlarsa ozilucuklurdi. Her şey bitene kadar kaldı Taksim Moydanfnda. ölenler ölmüş, yaralılar hastaneye götürülmüştü. Yapacak bir şey olmadıgını anlayınca evine gitti. "En az 5-6 kişinin öldügünü düşündüm" diyor, "Çünkü kalabalıga ateş odilmişti ama ezilenlerin ne kadar olduğunu tahmin otmiyordum. Çünkü yaralı insanların birçoğu kendi kendine kalkıp gitmişti." Kürsüde oldugu için bütün hikâyeyi görmüştü. Kemal Türkler konuşurken önce Sular idaresi'nin üstünden ateş edildigini söylüyor ve ekliyor "Fakat Coşkun Aral ilk ateşin kalabalığın içinden edildigini söylüyor. O da olabilir çünkü Savaş, onun fotoğrafını çekti. Ve bu MİT raporunda var. Ama bunun bir rastlantı olmadıgı o kadar açık ki ilk silah sesiyle beraber yagmur gibi ateş başladı. Herkes kaçışmaya başlamıştı. Bu sırada Gümüşsuyu yönünde AKM'nin köşesinde bekleyen panzer de su sıkarak kalabalığın üstüne daldı. Bir yandan ateş ediyorlar, bir yandan da panzer geliyor. İnsanların kaçacak yeri kalmamıştı. Bir kısmı kürsüye ve Gezi Parkı'na dogru kaçmaya başladı. Bir bölümü de asıl adı Osmanlı Yokuşu olan Kazancı Yokuşu'na. işte onlar için kaçınılmaz son vardı yokuşta." "Solcular arası çatışma" iddialarına kızıyor Alpman, "Her şey o kadar açık ve ortada ki" diyor. "Sular idaresi'nin üzerinden ateş edenler daha sonra resmi polisler tarafından yakalandılar. Fotografları da var bunların. Hatta onlardan biri İstanbul Siyasi Şube Müdürü Uğur Gül. Fakat 'ben inceleme yapmaya çıkmıştım oraya' dedi. Belediye Başkanı Ahmet İsvan da onu görmüştü. Protokoldeydi isvan. Sürekli ateş ediliyor ve insanlar orada duruyor. Kalabalık biraz seyrelince AKM'nin önünde bekleyen şimdiki adı Çevik Kuvvet olan o zamanki Toplum Polisi'nin yanına gitti. Şeflerine 'şuradan ateş ediyorlar 1 dedi. Polislerin arasından iki üç kişi fırlayıp Ahmet Isvan'a tekmeyle saldırdılar." O gün güvenliği saglayacak olan polisin "çapulcu sürüsü, karıştıran" gibi olduğunu anlatıyor Alpman. 1 Mayıs'ın simgesi olan Orhan Taylan'ın yaptıgı işçi posterini polislerin yırttıgını kendi gözleriyle gördügünü de... •••• faİKSÖnmez BEN M ANNEM 9 Mayıs Anneler Günü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle