23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 23 NİSAN 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 15 CMYB C M Y B PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ Çocuklara Kıyarak Yaklaşıyor Barbarlık… Çocuklar geleceğimizdir. Çocukların hakları vardır. Bu haklara saygı göstermeyen, bu hakları kollamayan toplumlar geleceklerini köreltirler. 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve 193 ülke tarafından onaylanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, çocuk haklarının başında sağlık ve eğitim hakkını sayar. Bunların yanında, nüfusa kayıt hakkı, şikâyet edecek merci bulma hakkı, çalıştırılarak sömürülmekten korunma hakkı, suça yönlendirmeye karşı korunma hakkı sayılabilir. Küresel kapitalizm, barbarlığa doğru doludizgin yol alırken çocuklara kıya kıya ömrünü uzatmaya çabalıyor. Çocukların en temel hakkı olan sağlığı, eğitimi, yaşama güvenle hazırlanma hakkını, sosyal korumayı onlardan esirgiyor. Özellikle bağımlı ülkelerde, sosyal devleti daraltan, yoksul, işsiz aile sayısının günbegün artmasına yol açan krizler, daha çok çocukları mağdur ediyor. Alın Türkiye’yi… Türkiye, çocuklarına, yani geleceğine sahip çıkamayan bir ülke. 18 yaşın altı çocuk nüfusu, toplam nüfusumuzun yüzde 32’sini oluşturur. Bu neredeyse her 3 vatandaşımızdan biri demektir. Bütün gelişme nutuklarına rağmen bebek, çocuk ölümleri yüksek. Özellikle yoksul Doğu ve Güneydoğu’da… 2008 yılında 1000 canlı doğumda bebek ölümü 18, beş yaş altı ölüm oranı binde 24… Çocukların dörtte biri, tam aşıya ulaşamıyor. Kızamık ve BCG aşılarını bile olamayan çocuklar var.. Alın eğitimi. Çocuklar ilköğretim okullarına gidiyorlar ama derslik yok, üst üste sınıflar, kalabalık, öğretmenler yoksul-motivasyonsuz. İlköğretimden sonra okumaya devam edemiyor çocuklar. Ortaokullaşma oranı düşük. Kimi el kadarken çırak veriliyor izbe atölyelere, kimi okuyamıyor, kaçıyor evinden, mafya çetelerinin elinde hırsızlığa, gaspa, hatta cinayete azmettiriliyor, zorlanıyor. Ortaöğrenimine devam eden kız çocukları daha az. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da... Devam etmek istiyorlar okumaya ama evlerine yakın okul yok; okul olan yerde barınacak pansiyon yok… Çocuklar, kaliteli bir eğitim için SBS sınavlarının insafsız yarışına koşuluyor, hafta sonlarını dersanelerde geçiriyorlar; biliyorlar mı ki, büyüdüklerinde, en az lise diploması olan 1.5 milyon işsiz büyükleri var önlerinde… Onların ardından girecekler işsiz kuyruklarına… Çocuklar, çocuk yaşta karakolları, cezaevlerini öğreniyorlar. Diyarbakır’da, Batman’da, Hakkâri’de “taş attıkları iddiasıyla” liselerden, ilkokullardan delil gösteremeden alınıp cezaevine konmuş, 23 yıl ile yargılanan çocukları var Türkiye’nin… Sadece 2008 yılında 133 bin çocuk karakol kapısından içeri girmiş. Bunların 63 bini suça sürüklenmekten, yani hırsızlığa, gasba teşebbüs başta olmak üzere suç iddiasıyla karakol yüzü görmüşler. 44 bini “mağdur” olarak geçmiş karakol kayıtlarına. 2008’de 430 çocuk cezaevine konulmuş. Çocuklar en çok hırsızlık ve gasptan hüküm giymişler… Çocukların körpecik emeği istismar konusu. 2006’da gerçekleştirilen bir TÜİK anketi, yaklaşık 1 milyon çocuğun bir işte çalıştırıldığını saptamış. Bu kadar mı? Böyle bile olsa, yeterince ürkütücü… Eğitim yıllarında, okulda olmak, çocukluğunu yaşamak yerine, izbe atölyelerde, sokakta, ağır ve tehlikeli işlerde, çiftte çubukta insafsızca çalıştırılan, sömürülen 1 milyon çocuk… Çocuklar, özellikle koyu taassubun hâkim olduğu bölgelerde yıllarca cinsel istismara uğruyor. Daha dün Siirt’te ortaya çıkan, nice sırdan sadece biri… Dördü kardeş, yedi kız çocuğu, her yaştan onlarca erkeğin aylarca tecavüzüne uğramışlar. Devletin okulunun müdür yardımcısı başlamış, sonra esnaf duymuş. Üşüşmüşler. “Hayır” diyecek gücü kalmayan 7 kıza tecavüz için sıraya girmişler. Çocuklar, bazen 3-5 liraya, bazen çikolata, şekere vermişler bedenlerini... Baba, üç-beş kuruşu görünce, körleşmiş, görmezden gelmiş. Devlet kontrolünde fuhuş zamanla rutinleşmiş. “Şehir, göz yumarak körleşmiş” diyor Can Dündar yazısında... Körleşme değil, bu barbarlaşma… Çocuklarına sahip çıkamayan bir devletimiz var. Çocuk Esirgeme Kurumu’nun çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, sevgi evi-çocuk evi adı altındaki çatıları, kaç muhtaç çocuğa kol kanat geriyor dersiniz? 17 bin çocuğa... Peki ne kadar bütçe ile? 170 milyon TL ile. 951 milyar TL milli geliri olmakla övünen Türkiye’yi yönetenler, sosyal kurumlara 2 milyar harcatmışlar sadece… Çocuklara harcanan ise bu kırıntının yüzde 8’i bile değil… Çocuklarına sahip çıkamayan, çocuklarına hunharca kıyan bir Türkiye’de 23 Nisan Çocuk Bayramımız kutlu olsun… mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr http://mustafasnmz.blogspot.com Türkiye Büyük Millet Meclisi 90 Yaşında ? Cumhuriyet tarihimizin ilk büyük “dönüm” noktasıdır “23 Nisan 1920.” ? Çünkü, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da başlattığı ve ardından öncülük ettiği “Kongre”lerle devam eden sürecin artık “eylem”e dönüştüğü tarihtir. ? Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla başlayan bu “eylem”sel süreç, işgalci emperyalistleri yenerek ülkeden ko- van askersel başarılarla, “29 Ekim 1923”te Cumhuriyet’e ula- şacaktır. ? “23 Nisan 1920”de temelini, “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ilkesinin oluşturduğu Meclis’te, “90” yıl sonra bu- gün çoğunluk, böyle bir “hâkimiyet”i kabul etmeyen “şeriatı”, “Hamdolsun şeriatçıyım!” diyerek yüceltenlerin kurduğu “AKP”dedir. ? Anayasa Mahkemesi’nce “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmakla” suçlanan “AKP”nin hazırladığı bir “anayasa değişi- mi”, “90”. yaşını kutlayan TBMM’nin gündemindedir. ? Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni “rejim değişikliği”ne götürebilecek olan bu tasarı “90. Yıl” kutlamalarına gölge dü- şürmüştür. ? Bu oyunun demokratik yollarla bozulacağına inanarak TBMM’nin “90”. yaşını kutluyoruz. KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ ‘Asõm Bey’ belgeseli, Borusan Holding’in kurucusu Asõm Kocabõyõk’õn 86 yõllõk yaşamõna õşõk tutuyor Cumhuriyetin girişimci ruhu“Bu memleket şu anda bulunduğu yerden daha ileri mertebelere layõktõr. Benim iş ve özel hayatõmda rehberim daima Atatürk olmuştur.” “Türkiye’de 80 yõlda çok şeyler değişti. Birçok konuda dünyayla yarõşõr hale geldik, bazõ konularda ise hâlâ mesafe kat etmeliyiz.” “Cumhuriyet kurulduktan sonra bir köy bakkalõnõn oğlu olarak dünyaya geldim. Atatürk devri dahil bugüne kadarki tüm siyasetçilerin devrini gördüm.” Ekonomi Servisi - Borusan Grubu ile Grubun Kurucu ve Onursal Başkanõ Asım Ko- cabıyık’õn Cumhuriyet tari- hiyle özdeşleşen öyküsünü anlatan “Cumhuriyet’in Kanatlarında Bir Girişimci Asım Bey” belge- selinin gala gösterimi yapõldõ. Nebil Özgentürk yönetmenliğinde çekilen ‘Asım Bey’ belgeseli, temelleri 1944’te atõlan Borusan Grubu ile Asõm Kocabõyõk’õn Cumhuriyet tarihiyle öz- deşleşen öyküsünü anlatõyor. Gala töreninde konuşan Asõm Kocabõyõk, isminin fazla kul- lanõlmasõnõ ve sahnede fazla yer almayõ sev- mediğini, ancak bu belgesel talebini çalõ- şanlardan geldiği için kõramadõğõnõ belirtti. Kocabõyõk, Cumhuriyet kurulduktan son- ra bir köy bakkalõnõn oğlu olarak dünyaya geldiğini, 86 yaşõnda olduğunu ve baş- ta Atatürk devri olmak üzere, ondan sonra gelen tüm siyaset adamlarõnõn devrini gördüğünü söyle- di. Kocabõyõk, “Bu memleket şu anda bulunduğu yerden daha ileri mertebelere layıktır. Uluslararası are- nada daha iyi yerler hakkıdır. Bunun için bir- lik ve beraberlik içinde memleketi kalkın- dırmak lazım. Benim iş ve özel hayatımda rehberim daima Atatürk olmuştur” dedi. 6 aylık çalışma Yönetmenliğini Nebil Özgentürk, genel ko- ordinatörlüğünü Berat Günçıkan ve Melda Davran’õn üstlendiği belgeselin senaryosu da bu isimler tarafõndan yazõldõ. Belgesel Cüneyt Türel’in sesinden aktarõldõ, müziklerine Murat Evgin imza attõ. Çekim ve röportaj çalõşmala- rõ 6 ay süren belgesel, Asõm Kocabõyõk’õn Af- yon’un Tazlar köyünde geçen çocukluğunu, sõ- fõrdan var edip büyüttüğü şirketleriyle Türk eko- nomisine katkõlarõnõ ve yõllar sonra köyüne yap- tõğõ yatõrõmlarõ anlatõyor. Türkiye’nin yakõn tarihinden de kareler içe- ren ve Asõm Kocabõyõk’õn iş yaşamõnõn 65. yõ- lõ olmasõ nedeniyle hazõrlanan belgeselin gala- sõna, Asõm Kocabõyõk ve ailesi ile Borusan Gru- bu çalõşanlarõ, iş, sanat ve medya dünyasõndan isimler katõldõ. Belgesel için özel bir doğaçlama beste ha- zõrlayan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestra- sõ, bu özel gecede ayrõca Asõm Kocabõyõk ve eşi Nurhan Kocabıyık’a atfen Çaykovski’nin ‘Romeo ve Juliet’ adlõ eserini seslendirdi. Türkiye’nin en eski grupların- dan biri olan STFA, İlker Kere- moğlu liderliğinde kendi krizini atlattı, borçlarını temizledi ve yeni hedeflerle ortaya çıktı. Küllerinden yeniden doğan şirket: STFA ÖZLEM YÜZAK Mahkemeye başvurarak 4 yõl önce alõnan iflasõn ertelenmesi kararõnõ kaldõ- ran, böylece Türkiye’de iflas erteleme ka- rarõnõ kaldõran ilk grup olan STFA 10 yõl- lõk bir toz bulutunun içinden sõyrõlarak ye- ni hedeflerle ortaya çõktõ. STFA Holding’in CEO’su İlker Ke- remoğlu liderliğinde zorlu dönemi başarõ ile atlatan grubun isteği enerji konusunda büyümek ve kõsa sürede hisselerini halka açmak. Türkiye’nin en eski ve saygõn kuru- luşlarõndan biriydi STFA. Şirket sayısı 43’ten 14’e indi İki mühendis arka- daşõn Sezai Türkeş ve Fevzi Akkaya’nõn or- taklõğõ ile kurulmuş, kõsa sürede büyüyerek 8 bin insana iş ve aş kapõsõ sağlar hale gelmişti. Ortaklarõn vefatõnõn ardõndan yanlõş kararlar ve hesapsõz büyüme, gru- bu şiddetle sarsmõş, 200 milyon dolar ci- varõndaki borcu temerrütler ile katlana- rak 500 milyon dolara ulaşmõştõ. Kere- moğlu, bir grup gazeteci ile geçen gün yaptõğõ sohbette, nasõl bir yapõlanma sü- reci ile krizi nasõl atlattõklarõnõ anlattõ. Öncelikle holding bünyesindeki şirket sayõsõnõ 43’ten 14’e indirdiklerini anla- tan Keremoğlu, “STFA tamamen in- şaat, enerji, iş makinaları ve hizmet sektörüne odaklandı. 2008 yılında şir- ketin yüzde 21.6 hissesini 65 milyon do- lara Hong-Kong merkezli Asian Debt Management (ADM) fo- nuna sattık. Böylece fi- nansman anlamında bel- li bir rahatlama sağla- dık. Bu arada odak- landığımız alanlarda- ki faaliyetlerimizi durdurmadık. Özel- likle Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde başarılı liman inşa- atları gerçekleştirdik” dedi. Bugün cirolarõnõn 700 milyon dolara ulaştõğõnõ bunun yüzde 95’ini yurt- dõşõndaki yatõrõmlarõndan kaynaklandõğõnõ belirten Ke- remoğlu, Türkiye’de de İstanbul Boğazõ’nõn altõndan tünelle Melen Su- yu’nu getirme projelerinin sürdüğünü ay- rõca enerji alanõnda yeni yatõrõm planla- rõ olduğunu söyledi. REAL, MAĞAZALARINI YENİLİYOR Real Hipermarketleri Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan, “Ye- nileyeceğimiz mağazalarõn yeni mağaza açmak kadar maliyeti olu- yor. Bu sene, yenileme çalõşmalarõ için 6 milyon Avro civarõnda bir yatõrõm yapmayõ planlõyoruz” dedi. Şu anda 13 mağazalarõnõn bu- lunduğunu dile getiren Özerkan, 4 tanesini daha önceden yenile- diklerini, 6 tanesini daha yenileyeceklerini belirtti. Yõl sonuna ka- dar bütün mağazalarõn yenilenmesini hedeflediklerini dile getirdi. KİLER’DE ÖDÜLLÜ ALIŞVERİŞ BAŞLIYOR Kiler’den mayõs sonuna kadar alõşveriş yapan tüketiciler, biriktir- dikleri fiş karşõlõğõnda hediye kazanacak. Kiler Holding Perakende Grubu Genel Müdür Nihat Özdemir, kampanya kapsamõnda 300 TL alõşveriş fişi biriktiren Kiler müşterileri 3’lü teflon tava seti, 600 TL, 900 TL ve 1200 TL değerinde fiş biriktiren müşterilere ise sõrasõy- la çift kişilik nevresim takõmõ, 36 parça çatal bõçak takõmõ ve torba- sõz elektrik süpürgesi hediye edileceğini açõkladõ. Kurulan şirket yüzde 18 arttõ Ekonomi Servisi - Bu yõlõn mart ayõnda yeni ku- rulan şirket sayõsõ bir önceki aya göre yüzde 18.84 oranõnda artarken, kapanan şirket sayõsõ yüzde 8.60 oranõnda azaldõ. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği verilerine gö- re 2010 Martõ’nda kurulan toplam 5.055 şirket ve kooperatifin yüzde 90.96’sõ limited şirket, yüzde 5’i anonim şirket, yüzde 4.04’ü ise kooperatiften oluş- tu. Şirketlerin yüzde 36.43’ü İstanbul, yüzde 11.46’sõ Ankara, yüzde 6.63’ü İzmir’de kuruldu. Ar- dahan’da ise martta hiç şirket kurulmadõ. Ekonomi Servisi - Forbes dergisine göre, dünyanõn en büyük şirketi ABD’den JPMorgan Chase bankasõ oldu. Listede 12 Türk şirketi de yer aldõ. Dünyanõn en büyüğü ABD’den JPMorgan Chase olurken, bu şirketi yine ABD’den General Electric ve Bank Of America takip ediyor. Garanti 274. sırada Geçen yõl listede ilk sõrada General Electric yer almõştõ. Derginin sõralamasõ, piyasa değerinin yanõ sõra gelirler, kâr ve varlõklarõ da içeriyor. Geçen yõlki listeye giren Erdemir ve Anadolu Efes yeni listede yer almadõ. Türk şirketlerinin sõralamasõ piyasa değerleri şöyle: 274. sõrada Türkiye Garanti Bankasõ (16.06 milyar dolar) 288. sõrada Türkiye İş Bankasõ (12.6 milyar dolar) 321. sõrada Koç Holding (7.45 milyar dolar) 343. sõrada Akbank (15.75 milyar dolar) 414. sõrada Sabancõ Grup (7.33 milyar dolar) 534. sõrada Türkiye Halk Bankasõ (8.10 milyar dolar) 609. sõrada Türkiye Vakõflar Bankasõ (5.93 milyar dolar) 666. sõrada Türk Telekom (11.25 milyar dolar) 683. sõrada Turkcell (13.19 milyar dolar) 934. sõrada Enka (7.29 milyar dolar) 1507. sõrada Türk Havayollarõ (2.87 milyar dolar) 1872. sõrada Doğan Holding (1.68 milyar dolar) Galaya Nurhan Kocabıyık, Murat Evgin, Asım Kocabıyık ve Nebil Özgentürk katıldı. Kuruluş yõllarõnõn ateşini yaşam felsefesinin temeline koyan Asõm Kocabõyõk, 6 yaşõnda yalõnayak çõktõğõ ve hiç bağõnõ koparmadõğõ Tazlar köyüne 80 yõl sonra özel jetle gelerek, çocukluk arkadaşlarõyla kamera karşõsõna geçti. Grubun darboğaza girdiği dönemde Efes İçecek Grubu’ndan transfer edilerek bir anlamda “kurtarõcõ” görevini üstlenen Keremoğlu, enerji projelerine ağõrlõk vereceklerini, ayrõca Hindistan ile de yakõndan ilgilendiklerini söylüyor. Forbes’un Global 2000 listesinde Garanti Bankasõ 274’üncü sõrada bulunuyor. Derginin sõralamasõ, piyasa değerinin yanõ sõra gelirler, kâr ve varlõklarõ da içeriyor. 12 Türk şirketi devler liginde Asım Kocabıyık
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle