19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
SAYFA CUMHURİYET 23 NİSAN 2010 CUMA 12 DIŞ HABERLER [email protected] KAVŞAK ÖZGEN ACAR ‘Eyvah-yallah-yok-ol’! Lütfen “nereden nereye” demeyin! Hele “Olmaz olmaz” demeyin, “Olmaz olmaz!” İzlanda’nın güneyindeki “sönmüş” “Eyyafyallayöküll” yanardağı sinsi sinsi çalışarak 190 yıl sonra patladı. Yalnızca İzlanda değil, bir yanardağla bile tüm Avrupa karardı, yaşam felç oldu. Okunması güç olan “Eyyafyallayöküll” yanardağının adına, sözcüklere bölerek “Eyvah-yallah-yok-ol” demeyi yeğleyeceğim. “Eyvah-yallah- yok-ol” yanardağı en son 1820’de canlanmıştı. Sonrasında “söndü” sanıldı, ama “bir gece ansızın geldi!”... Şimdi gelelim Anadolu’ya! Anadolu’da bilebildiğimiz kadar şu yanardağlar varmış… Büyük ve Küçük Ağrı (Tendürek), Hakkâri-Cilo Dağları’nda (Ulu Doruk, Suppa, Karaeğri Sivrisi, Maunsell Sivrisi, Orta Dürek, Karakülah Doruğu, Mordağ), Süphan, Kaçkar, Erciyes, Sat (Samdi), Aladağlar (Demirkazık, Emler, Koca Sarp, Kaldı Doruğu, Kızılkaya, Beşparmak, Direk Taş, Güzeller), Rize (Verçenik Doruğu), Bolkarlar (Medetsiz), Süphan, Bitlis (Nemrut), Bingöl (Sülbüs), Hasandağ, Denizli (Honaz), Kula (Divlit), Uludağ. Bugün hepsi sönmüş! Günümüzde tek bir sönmüş yanardağı lavlarını, gazlarını, toz toprak dumanlarını yeniden fışkırttığında yalnız o ülke değil, koskoca kıtada yaşam felç oluyor. Bir de bu tüm yanardağlarının canlı olduğu binlerce yıl öncesinde Anadolu’daki yaşamı düşünebiliyor musunuz? Tarihçiler, arkeologlar insanoğlunun mağarada yaşadığı döneme “Paleo-litik (eski- taş)” diyorlar. Okullarımızda mağara insanı “yontma taşçı” olarak tanımlanıyor. Karlı, fırtınalı, yağmurlu doğa koşullarından, yaban hayvanlarından, komşu yontma taşçıların saldırılarından korunmak için mağaraların güvenine sığınarak yaşıyorlardı. Üretici değillerdi. Bitki ve meyveleri “toplayarak”, hayvanları “avlayarak” besleniyorlardı. Şimdiye değin bu yontma taşçıların bu yanardağların korkunç etkilerinden uzaklaşmak için mağaralara sığınmış olabilecekleri hiç aklıma gelmemişti. Herhangi bir tarih ya da arkeoloji kitabında bu varsayıma da rast gelmedim. Listenin yansıdığı haritaya baktığımızda yanardağlarımızın çoğunlukla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile uzantıları olan Toroslar’da yoğunlaştığını görürüz. Yanardağlarımızın canlı oldukları dönemlere ilişkin bilimsel araştırma sonuçları ile yontma taşçıların yaşadıkları tarihler İÖ 10. binyıllarla örtüşüyor. Kızgın Anadolu tavasının derinliklerindeki alev kütlesi “magma”nın güç yitirmesinin ardından yanardağların sönmesi ile insanların mağaralardan çıkarak göl, nehir gibi su kıyılarına yerleşip tarımsal üretime geçtikleri, hayvanları evcilleştirmeye başladıkları biliniyor. Bilim insanları bu döneme “Neo-litik (yeni taş)” diyorlar. Okullarımızda “cilalı taş” devri deniliyor. Konya’nın Çumra ilçesi yakınındaki Çatalhöyük’te arkeologlar, kerpiç duvara yapılmış 8-9 bin yıl öncesine ait resimler buldular. Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen bu resimlerden birinde Çatalhöyük yerleşmesinin planı ile geride Hasandağ’ın püskürdüğü görülüyor. Dünyadaki ilk kent planı özelliği taşıyan bu duvar resmi, aynı zamanda insanoğlunun, yontmadan taş cilalamaya geçiş tarihinin de bir simgesi olarak kabul edilebilir! İnsanın aklına, “Anadolu’da sönmüş yanardağlarından daha sonra yeniden canlanan hiç olmadı mı” sorusu geliyor. Patlamaz olur mu? En son Bitlis’teki Nemrut, İstanbul’un fethinden 12 yıl önce gürlemiş… Ağrı ve Tendürek yanardağları da İzlanda’daki “Eyvah-yallah-yok-ol”dan tam 20, Tanzimat Fermanı’ndan bir yıl sonra, 1840’ta lavlarını fışkırtmışlar… Uzmanların yorumları şöyle: “Yanardağlar tam sönmüş sayılmazlar. Yanardağ, yeraltındaki devinimlerin yönlendirmesi ile ateş kitlelerine dönüşen erimiş kayaların, yeryüzüne uzanan çatlaklardan çeşitli maden ve gazlarla birlikte fışkırması olayıdır. Nasıl depremler, yeraltı devinimlerin zamanı kestirilemeyen yer yüzeyindeki sarsıntıları ise yanardağlar da bunların en güçlüleridir. Dolayısıyla depremler gibi, şarkıda olduğu gibi, sönmüş yanardağlar da bir gece ansızın gelebilirler!” Deprem bilimcilerimizin televizyonlarda falcılar gibi yaptıkları “geleceğin Marmara Depremi” benzeri kehanetler ile kimsenin gözünü korkutmak istemem, ama “Eyvah-yallah-yok- ol” 1820’de patlamıştı. Bizimki sönmüşler 1840’ta en son uyanmışlardı. Yoksa bizimkiler 2030’da mı uyanacaklar? Yontma taşçıların mağaralarında bugün PKK’liler aynen yontma taşçılar gibi yaşıyorlar. Tabii ona yaşamak denilirse! Onların eline silahları veren ağalar, şıhlar, şeyhler gidip 14-15 yaşında kızlarla “töre” palavrası ile evleniyorlar, topraklarında cilalı taşçı konumunda insanları köle gibi çalıştırıyorlar, ardından da toprak reformuna karşı çıkıyorlar. Eğer PKK’nin yontma taşçılarının kafaları da taşlaşmamışsa, silahlarını bu adaletsizliği yaratıp onları o mağaralara gönderenlere çevirmeleri gerekmez mi? Dikkat ettiniz mi bilmiyorum! Devlet dairelerinde çalışan, AKP ya da Feto karşıtı dürüst insanlar, baskılarla ilgisiz görevlere verilince, direnmeyip emekliliklerini istiyor ya da istifa ediyorlar. YÖK Başkan Yardımcısı, Başkanı ile anlaşamayınca istifa ediyor. Sonrasında ne oluyor? Boşalan koltuğa hemen yandaş bir atama yapılıyor. Adamların istedikleri bu! Böylece devlet adım adım ele geçiriliyor. “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan” da toplu istifalar gündeme geldi. İyi ki gerçekleşmedi. Çünkü imam hatip çıkışlı yandaş yargıçlar, savcılar boşluğu doldurmak için sotada bekliyorlardı. Bugün Cumhuriyet gazetesi de aynı planların hedefinde! Önce bombalandı. Sonra İlhan Selçuk gözaltına alındı. Mustafa Balbay tutuklandı. Ardından gazete içine nifak sokma girişimleri ile 1991 Kasım olayları yaratılmak istendi. Cumhuriyet gazetesi çalışanları imtiyaz sahibinden odacısına kadar bugün yekvücut olmak zorundadır. Cumhuriyet’in bugün gerçek sahipleri olan okurlarının ve CUMOK temsilcilerinin her zamankinden daha çok desteklerine gereksinimi var. İstenenin Cumhuriyet’siz bir Cumhuriyet’i “tek adam” heveslisine teslim etmek olduğunu göz ardı edemeyiz. Zaman, kırgınlığı değil, her zamankinden fazla dayanışmayı gerektiriyor. Balbay’lı Cumhuriyet’i daha iyi günlerin beklediği inancı ile 23 Nisan 1920’nin ilkeleri doğrultusunda yolumuza devam lütfen... Cumhuriyet’in boşluğunun nasıl doldurulacağını düşünmek bile istemiyorum! Yolumuza Devam Lütfen! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 5 aylõk koalisyon hükümeti, Liberal Flaman partisinin ortaklõktan çekilmesiyle çöktü Belçika’da yine dil ayrõlõğõ ERDİNÇ UTKU BRÜKSEL - Belçika’da Yves Leterme başbakanlõğõndaki koa- lisyon hükümeti Flamanca ve Fran- sõzca konuşan siyasilerin, çift dilli bir seçim bölgesiyle ilgili tartõşma- larõ yüzünden çöktü. Liberal Flaman (Open VLD) partisi, Brüksel-Halle- Vilvoorde seçim bölgesinin ayrõlmasõ so- rununun çözülmemesi nedeniyle koa- lisyondan ayrõldõğõnõ açõkladõ. Leterme de bunun üzerine istifasõnõ sundu. Baş- bakan Leterme’yi Laken Sarayõ’nda ka- bul eden Kral II. Albert, Leterme hü- kümetinin istifasõnõ henüz kabul etmedi. Açõklamada kralõn çõkacak bir hükü- met krizinin Belçika yurttaşlarõ ve Bel- çika’nõn Avrupa ve uluslararasõ alanlar- daki konumu açõsõndan zararlõ olacağõ- nõ belirttikleri ifade edildi. Kralõn kor- kusu boş değil. Leterme, son istifayla bir- likte üçüncü kez havlu atmõş oldu. İlk kez, yine dil yüzünden çõkan 194 günlük bir krizin ardõndan geldiği başbakanlõktan 2008’de istifa eden Leterme, son hükü- meti kasõm ayõnda kurmuştu. Burka oylaması iptal Hükümetin çökmesiyle, kamuya açõk yerlerde yüzü örten çarşafõn yasaklan- masõna yönelik mecliste yapõlmasõ plan- lanan oylama da ertelenmiş oldu. Karar beklendiği üzere kabul edilseydi, Avru- pa’da bu yönde bir karar alan ilk ülke Belçika olmuş olacaktõ. Fransa’da da ön- ceki gün hükümet, yüzü de örten peçe- li çarşafõn, kamuya açõk yerlerde ya- saklanmasõ için mayõs ayõnda meclise ya- sa tasarõsõ sunacağõnõ açõklamõştõ. Kral II. Albert’in, Brüksel-Halle- Vilvoorde (BHV) seçim bölgesi soru- nunu çözmek üzere görevlendirdiği es- ki başbakanlardan arabulucu Jan Luc Dehaene’nõn sunduğu öneri, ülkenin Frankofon ve Flaman tarafõnõ da mem- nun etmemişti. Open VLD dün federal hükümetten ayrõlma kararõ aldõ. İlk bilgiler Twitter’da Open VLD Başkan Yardõmcõsõ Vin- cent Van Quickborne, partisinin hü- kümetten ayrõlmasõna dönük ilk bilgile- ri Twitter’da vermişti. Parti Başkanõ Alexander de Croo koalisyondan çe- kilme kararõnõ resmen açõkladõ. Meclisin 150 sandalyeli alt kanadõndaki sandalye sayõsõ 76’ya düştü. Bu sayõ ya- rõdan fazla olmasõna rağmen, bu kadar az farklõ bir çoğunlukla ülkeyi yönetmenin güç olduğu yorumlarõ yapõlõyor. ‘South Park’ yapõmcõlarõna ölüm tehdidi Dış Haberler Servisi - Amerikan çizgi film dizisi “South Park”õn yayõmlanan son bölümünde, Hz. Muhammed’in ayõ kostümü giymiş şekilde resmedilmesi üzerine ABD’de köktendinci bir Müslüman grup, dizinin yaratõcõlarõnõ ölümle tehdit etti ve diziyi protesto çağrõsõnda bulundu. Amerikan CNN televizyonunun haberine göre, New York merkezli “Revolution Muslim” (İslam Devrimi), çizgi dizinin yaratõcõlarõ Matt Stone ve Trey Parker’õn Los Angeles’taki prodüksiyon bürosuna gönderdiği açõklamanõn yanõ sõra 2004’te Hollanda’nõn başkenti Amsterdam’da köktendinci bir Müslüman tarafõndan öldürülen Hollandalõ film yapõmcõsõ Theo van Gogh’un bir resmini de gönderdi. Açõklamada, “Matt ve Trey’i yaptıklarının aptalca olduğu ve bu programı yayımladıkları için sonlarının muhtemelen Theo van Gogh gibi olacağı konusunda uyarmak zorundayız. Bu bir tehdit değil ama başlarına gelebilecekler konusunda bir uyarı” denildi. CNN’e konuşan grubun bir sözcüsü de açõklamanõnõn şiddeti teşvik edici olmadõğõnõ, sadece dizinin yaratõcõlarõnõn mektuplarla protesto edilmesini istediklerini söyledi. HZ. MUHAMMED TEPKİSİ Dayakçı piskopos görevden ayrılıyor OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Federal Al- manya’da kiliselere ait eğitim ku- rumlarõnda çocuklara kötü mua- mele ve cinsel taciz tartõşmalarõ, Augsburg Piskoposu Walter Mi- xa’nõn görevlerinden alõnmasõ talebiyle Papa’ya başvurmasõ so- nucu yeni bir boyut kazandõ. Mixa, bir süre önce kiliseye ait okullardaki gelişmeleri yorum- larken kendisinin de eğitmenliği döneminde “birkaç çocuğa to- kat attığını” söylemiş, bu itiraf kamuoyunun büyük tepkisini top- lamõştõ. “Birkaç tokat attığını” id- dia eden 69 yaşõndaki tutucu din adamõnõ, kurbanlarõ yalanlamõş ve noter tasdikli açõklamalarla “o dö- nemde korkunç dayaklar yedik- lerini” duyurmuşlardõ. Mixa’nõn sadece geçmişteki dayak olaylarõ nedeniyle de- ğil, hakkõndaki yol- suzluk söylentileri- nin artmasõ nedeniy- le de bu karara zor- landõğõ ileri sürüldü. Piskoposun, Bavye- ra’nõn kuzeyindeki Schrobenhausen şehrinde papaz- lõk yaparken, Öksüzler Yurdu Vak- fõ’nõ zarara uğratacak şekilde önem- li tutarda bir parayõ “amacına ay- kırı kullandığı” ileri sürüldü. Ko- nunun gerek kilise içinden gerekse bir avukatlõk bürosunca soruştu- rulduğu öğrenildi. Kilise bünyesinde tutucu görüş- leriyle tanõnan Walter Mixa’nõn ül- kedeki piskoposlarõn en üst düzey temsilcisi olarak bu yolla istifa et- mek zorunda kalmasõ, Alman- ya’daki Katolik Kilisesi’nin içinde bulunduğu bunalõma yeni bir örnek olarak gösterildi. Nükleer silahların çekilmesine karşılar NATO dışişleri bakanları Estonya’nın ev sahipliğinde toplandı. 2 gün süre- cek toplantıda konuşan ABD Dışiş- leri Bakanı Hillary Clinton, Alman- ya, Hollanda, Belçika, Norveç ve Lük- semburg’un Avrupa’daki Amerikan nükleer silahlarının geri çekilmesi is- temini reddetti. Clinton, ABD silah- larında yapılacak herhangi bir indi- rimin, Rusya ile yapılacak bir mü- zakerenin parçası olması gerektiğini söyledi. NATO Genel Sekreteri An- ders Fogh Rasmussen de “Avrupa’da- ki Amerikan nükleer silahları, saygın nükleer caydırıcılığımızın zaruri par- çası” dedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Rasmussen aile fotoğrafı çektirilirken bir süre sohbet etti. (AA) Siyasi krizin ardõndan Başbakan Leterme (solda) istifasõnõ krala sundu. Koalisyonun çökmesine, Brüksel-Halle-Vilvoorde seçim bölgesinin ayrõlmasõ sorununun neden olduğu belirtiliyor. Hükümetin çökmesiyle, meclisteki burka oylamasõ da iptal oldu. Çatalhöyük planı ve Hasandağ. Türkiye’nin sönmüş yanardağları. Walter Mixa. (AFP) CMYB C M Y B ABD İSTİHBARAT RAPORU ‘İran ordusu donanõmsõz’ Dış Haberler Servisi - İran’õn birkaç yõl için- de nükleer silaha sahip olabileceği yorumlarõ tar- tõşma yaratõrken ABD’nin önde gelen istihbarat örgütlerinden Savunma İstihbarat Ajansõ (DIA), İran’õn askeri stratejisinin İslami rejimin deva- mõnõ sağlamaktan ibaret olduğunu vurguladõ. ABD Senatosu’na salõ günü sunulan DIA ra- porunda, İran’õn askeri stratejisinin, “ABD ve İsrail’i saldırıdan caydırma, asimetrik karşı- lık verme ve yıpratmaya dayandığı” kaydedil- di. Raporda, “İran’ın 20 milyonluk asker gü- cüne karşın, sadece zayıf komşularından ge- len askeri tehditlere karşı koyabileceği, ABD’nin bölgedeki müttefiki olan ülkelerin eğitimli ve gelişmiş ordularından gelecek olası bir saldırıyla baş edemeyeceği” belirtildi. İsrail gazetesi Yedioht Ahronot ise raporla il- gili haberinde, bölgede güçlü ordularõ bulunan ABD müttefiki ülkelerin Türkiye ve İsrail ol- duğuna dikkat çekti. Tahran’õn nükleer silah üretme isteğinin de olasõ saldõrõlara karşõ cay- dõrma amacõ taşõdõğõ belirtilen DIA raporunda, İran’õn Ortadoğu’daki en etkili ülke olmayõ amaçladõğõ ancak son yõllarda ideolojik amaç- larõ doğrultusunda varlõğõnõ korumak için prag- matik davrandõğõ ifade edildi. İran ordusunun asker sayõsõ ve teçhizatõyla ilgili ayrõntõlara da yer verilen raporda, İran’õn 10 yõldan uzun sü- redir yeni uçak almadõğõ bildirildi. ‘Saldırı seçeneği hâlâ masada’ ABD Savunma Bakanlõğõ sözcüsü Geoff Mor- rell, İran’õn nükleer programõnõ durdurmak için bu ülkeye askeri operasyonun hâlâ seçenekler arasõnda yer aldõğõnõ belirtti. ABD’nin İran’õn füzelerini engelleyebilecek kapasitede olduğun- dan emin olduklarõnõ söyleyen Morrell, “Elbette ki İran’la savaşa girmeyi tercih etmiyoruz, ancak baskıyı sürdürme konusunda bütün se- çenekleri masada tutuyoruz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle