23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 25 ŞUBAT 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK 9emek@cumhuriyet.com.tr DİSK’TEN ILO’YA TEKEL MEKTUBU DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, sendikal haklar konusunda ge- çen yõl Türkiye’ye teknik yardõm öneren, bu alandaki son gelişmeleri ye- rinde tespit için 2 Mart’ta Türkiye’ye gelecek ILO heyetindeki İşçi Tem- silcisi Uluslararasõ Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Başkanvekili Luc Cortebeeck’e mektup yolladõ. Mektubunda çalõşma hayatõndaki son ge- lişmelere yer veren Çelebi, TEKEL işçilerinin özelleştirme sonrasõ iş gü- vencelerini kaybettikleri ve ücretlerinde büyük kayõp olduğu için iki ayõ aşkõn süredir Ankara’da direnişte olduklarõnõ belirtti. GÖRÜŞ ATİLLA ÖZSEVER 4/C Neden İptal Edilmeli? Tek Gıda-İş Sendikası, TEKEL işçilerine dayatılan 4/C ile ilgili Bakanlar Kurulu kararının iptali için dava açtı. Özelleştirme davalarının deneyimli hukukçusu Av. Gökhan Candoğan tarafından Tek Gıda-İş adına açılan dava, Danıştay 12. Dairesi’nde görülecek. Av. Candoğan, 4/C statüsüyle ilgili yeni düzenleme getiren 4 Şubat 2010 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı’nın iptal gerekçelerini şöyle sıraladı: Öncelikle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/C maddesinde yer alan “geçici personel” statüsünün “bir yıldan az süreli veya mevsimlik işler” için geçerli olduğuna dikkat çekiliyor. Ancak aynı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 16. maddesinde, “Bu karar kapsamında istihdam edilecek geçici personelin hizmet sözleşmeleri, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında yaşlılık veya malullük aylığına hak kazandıkları tarihte sona erer” denilerek işin “bir yıldan daha uzun süreli” olduğu açıkça belirtiliyor. Bu durumda geçici işçi statüsünde çalıştırılacak TEKEL işçilerinin işinin bir yıldan az süreli veya mevsimlik iş olmadığı görülüyor. Dolayısıyla Bakanlar Kurulu kararında 4/C statüsünde geçici olarak çalışan işçilerin sosyal güvenlik mevzuatı açısından gerçekte bir yıldan fazla istihdamı söz konusu olduğundan bu personelin iş ilişkisinin açıkça 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında yer alması gerekiyor. Yine dava dilekçesinde, iptali istenen Bakanlar Kurulu Kararı’nda yer alan “iş sonu tazminatı” kavramına değiniliyor. Bu kavramın, “emeklilik hakkı kazanıncaya kadar süren ve sürekli iş niteliği olan bir sözleşmede, çalışanı kıdem tazminatı hakkından yoksun kılmak ve görünüşte bir yıldan az süreli iş tanımına uyum sağlamak amacıyla” ortaya atıldığı ve 4857 sayılı İş Yasası’nın emredici düzenlemeleri karşısında hukuken geçersiz olduğu vurgulanıyor. Yasayla koruma altına alınan kıdem tazminatı yerine koşul ve içeriği bir Bakanlar Kurulu kararı ile kolayca değiştirilebilecek iş sonu tazminatı kavramının hukuka uygun olmadığı belirtiliyor. Bakanlar Kurulu kararında “geçici personele bu kararda belirtilen ücretler dışında herhangi bir ad altında ücret ödenmeyeceği ve sözleşmeye bu yolda bir hüküm konmayacağı” belirtilerek çalışanların örgütlenme ve toplusözleşme hakları çerçevesinde elde edebileceği hakların alınmasının imkânsız hale getirilmek istendiği, sendikal hakların yönetsel bir kararla kaldırıldığı, böylece anayasa, 87 ve 98 sayılı ILO sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı’na aykırı davranıldığı ifade ediliyor. Bakanlar Kurulu kararı ile istisnai nitelikte bir istihdam biçimi olan geçici personel uygulamasının küçük çapta yeni bir İş Yasası düzenlemesine dönüştürüldüğü, sonuçta kanunla düzenlenmesi gereken bir yetkinin yönetsel bir kararla oluşturulmak istendiğine vurgu yapılıyor. Belirtilen gerekçelerle kararın iptali isteniyor. Bakalım Danıştay, kısa sürede bir karar verebilecek mi? atillaozsever@ttmail.com İşçilerin göz göre göre ölüme gönderildiğini belirten sendika başkanlarõ, kayõplara son verilmesini istedi S İ Y A S İ L E R : A K P E K S İ K L E R İ G İ D E R S İ N ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, Balõkesir’in Dur- sunbey ilçesine bağlõ Odaköy’de maden oca- ğõnda meydana gelen ve 13 kişinin yaşamõnõ yitirdiği grizu faciasõyla ilgili yazõlõ açõklama yaptõ. Baykal yaşananlarõn “kaza” olarak ge- çiştirilemeyeceğini ifade etti. Baykal, Balõke- sir Milletvekili Ergün Aydoğan, Bursa Mil- letvekili Abdullah Özer ve İstanbul Millet- vekili Çetin Soysal’õn inceleme yapmak ve ai- lelerle görüşmek üzere Dursunbey ilçesine git- tiklerini açõkladõ. Bahçeli de AKP’inin vakit geçirmeksizin, bu alandaki eksiklikleri gi- dermesi, gereken kontrol ve düzenlemeyi yapmasõ gerektiğini söyledi. TÜRK HARB-İŞ: CEZA VERİLSİN Türk Harb-İş Sendikasõ, madenlerde meydana gelen ölümlerin “Ecelleri geldi, gittiler, nefesleri bu kadarmõş, Allah rahmet eylesin” diyerek ola- ğanlaştõrõlamayacağõna dikkat çekerek, ölümlere neden olanlarõn, sõfatõ, statüsü, kurumu ve yetkisi ne olursa olsun en ağõr biçimde cezalandõrõl- masõnõ istedi. Madenlerde oluşan kazalarõn ansõzõn ve birdenbire gelme- yeceğine dikkat çeken Türk Harb-İş, bu gerçeği bilmesi gereken insanõn, ilk açõklamalarõnda ‘Maden kõsa süre önce denetlenmişti’ diyen Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Ömer Dinçer olduğuna dikkat çekti. DİSK ve Türk-İş, bakanlõğõ iş cinayetlerinin önlenmesi için ILO’nun ilgili sözleşmesini kabul etmeye çağõrdõ. DİSK ve Türk-İş, göz göre göre ge- len madenlerdeki ölümlere karşõ hü- kümeti göreve çağõrdõ. Konfede- rasyonlar, madenlerdeki “iş cina- yetlerine” son verilebilmesi için ILO’nun 176 sayõlõ Madenlerde İşçi Sağ- lõğõ ve İş Güvenliği Sözleşmesi’nin bir an önce Türkiye tarafõndan kabul edil- mesi gerektiği noktasõnda birleşti. Türk-İş Genel Başkanõ Mustafa Kum- lu, işçilerin madenlerde göz göre göre ölü- me gönderildiğini belirterek bu anlayõşõ Türk-İş’in kabul etmesinin mümkün ol- madõğõnõ kaydetti. Kumlu, Balõkesir’in Dursunbey ilçe- sinde Şentaş Madencilik’te meydana ge- len ve 13 kişinin hayatõnõ kaybetmesi- ne neden olan grizu patlamasõyla ilgili yaptõğõ açõklamada, sürekli yaşanan grizu patlamalarõnõn ortaya çõkmasõnda madende iş sağlõğõ ve güvenliği ön- lemlerinin alõnmamasõna rağmen üreti- min sürdürülmesine dikkat çekti. Kumlu, binlerce maden işçisinin akşam evlerine dönüp dönemeyeceklerini bil- meden işlerine gittiğine dikkat çekti. Kader değil Ölümlerle ilgili olarak Türkiye Ma- den-İş Genel Sekreteri Vedat Ünal, pat- lamanõn cinayet olduğunu ve devletin buna seyirci kaldõğõnõ söylerken Maden- İş Eğitim Müdürü Fikret Sazak da iş sağ- lõğõ ve güvenliği yasasõnõn oluşturulup ma- denlerin yerinde ve sürekli denetimden geçmesi gerektiğini vurguladõ. Dursunbey Cumhuriyet Savcõlõğõ’nõn, Odaköy’deki maden ocağõnda meyda- na gelen grizu patlamasõyla ilgili olarak 3 maden mühendisini bilirkişi olarak görevlendirdiği bildirildi. TMMOB Maden Mühendisleri Odasõ Genel Baş- kanõ Mehmet Torun, oda olarak bir risk haritasõ hazõrladõklarõnõ ve bunu Mus- tafakemalpaşa ilçesinde yaşanan olaydan önce ve sonra ilgili Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanlõğõ’na ilettiklerini belirterek “Hazırladığımız risk ha- ritasında kazanın meydana geldiği ocak çok riskli olarak görünüyordu. Mustafakemalpaşa’daki ocak da riskliydi. Acilen önlem alınma- sı gerekiyordu. 2-3 ay önceki kazadan sonra konuşuldu ama ar- dından bu acı kazayı da yaşadık” dedi. COŞKUN YAMAN DURSUNBEY - Balõkesir’in Dursunbey ilçesine bağlõ Odaköy’deki Şentaş Madencilik’te meyda- na gelen grizu patlamasõnda yaşamõnõ yitirenler, dün gözyaşlarõ arasõnda toprağa verildi. 6’sõ ağõr 18 ya- ralõnõn tedavisi İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir, De- nizli ve Manisa’daki hastanelerde sürüyor. Patlamada yaşamõnõ yitiren vardiya mühendi- si Özgür Seçkin (33) ailesinin oturduğu Deniz- li’nin Serinhisar ilçesinde, madenciler İbrahim Saygılı (25), Mustafa Demirel (25), Bünyamin Tuncay (35) ve Süleyman Duman (30) Dur- sunbey merkezde, Ali Yaren (32), Serkan Ay- dın (21) ve İsmail Görlen (38), ilçeye bağlõ Ka- vacõk köyünde, Önder Kartepe (27) Dursun- bey’in Göbül köyünde; Celal Karakafa (39) Oda- köy’de; Mehmet Özel (23) Mõcõrlar köyünde top- rağa verildi. Muammer Karaca (40) ve Engin Tanrıkulu’nun da (26) Bursa’nõn Mustafake- malpaşa ilçesinde toprağa verileceği bildirildi. Maden mühendisi Özgür Seçkin’in cenazesi memleketi olan Denizli’nin Seferihisar ilçesine station model taksinin bagajõnda götürüldü. Seç- kin’in yakõnlarõ duruma tepki gösterdi. Patlamada ölen işçilerden Serkan Aydõn’õn 5 Ha- ziran’daki düğünü için hazõrlõk yaptõğõ öğrenildi. Serkan Aydõn’õn amcasõ Muzaffer Aydın da 2006 yõlõnda aynõ maden ocağõnda meydana gelen kazada yaşamõnõ yitiren 17 kişiden bir olduğu bildirildi Evli ve üç çouk babasõ Muammer Karaca’nõn iki ay önce Mustafakemalpaşa’da 19 işçinin ölümüne neden olan maden kazasõndan kurtulduğu ancak dünkü faciada can verdiği öğrenildi. Hayatõnõ kaybeden işçilerden Mehmet Özer’in de 26 Mart’a düğün tarihi için gün aldõğõ belirtildi. Aynõ vardiyada çalõşan iki kardeşten Bünyamin Tuncay patlamada yaşamõnõ yitirirken, nişan için Erzurum’a giden Ahmet Tuncay kurtuldu. Dört kişi tutuklandı Gözaltõna alõnan Şentaş Madencilik Yönetim Ku- rulu Başkanõ Nihat Kosova, başkanvekili Erhan Ortaköylü, maden şirketinin ortaklarõndan Emre Temizer ile Açõk İşletme Mühendisi Barış Deder ve Yeraltõndan Sorumlu Mühendis Halil Karakı- lıç dün Dursunbey Adliyesi’ne sevk edildi. Bu ki- şilerden Kosova, Ortaköylü, Temizer ve Karakõlõç tutuklandõ, Deder serbest bõrakõldõ. Uluslararasõ Sendikalar Kon- federasyonu (ITUC) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), TEKEL işçilerinin ta- leplerinin kabul edilmesi için Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’a mektup gönderdi. İşçi ve memur sendikalarõ kon- federasyonlarõnõn TEKEL işçile- riyle dayanõşma amacõyla uluslar- arasõ sendikal örgütlere yaptõğõ çağrõya dünya ve Avrupa’daki en büyük iki işçi örgütünden yanõt geldi. Bu doğrultuda ETUC Genel Sekreteri John Monks ve ITUC Genel Sekreteri Guy Ryder’in ortak imzasõyla ve “ETUC ve ITUC’nin TEKEL İşçileri ile Dayanışması” başlõklõ bir mek- tupta, hükümetin özelleştirme ka- rarõ neticesinde TEKEL depola- rõnda çalõşan yaklaşõk 12 bin işçi- nin işten çõkarõldõğõ belirtildi. İşçilerin aileleri ve destekçileri ile işyerlerinin kapatõlmasõna karşõ 15 Aralõk 2009’dan itiba- ren Türk-İş Genel Merkezi önün- de protesto gösterileri gerçek- leştirdikleri belirtilen mektupta, gösterilerin üçüncü gününde gü- venlik güçlerinin tazyikli su ve biber gazõyla işçilere müdahale ettiği anõmsatõldõ. ETUC ve ITUC’nin endüstri- yel uyuşmazlõklarda güvenlik güçlerinin şiddet içeren müda- halesini açõkça kõnadõğõ ve ge- lecekte yapõlacak barõşçõl işçi eylemlerine yönelik şiddetten uzak durmasõnõ Türk makamla- rõndan talep ettiği belirtilen mek- tupta şunlara dikkat çekildi: “ETUC ve ITUC, sizin TE- KEL çalışanlarını temsil eden sendikalarla şahsi olarak mü- zakerelerde bulunduğunuzu bil- mektedir. Size, TEKEL çalı- şanlarının taleplerini karşıla- yacak bir sonuca ulaşabilmek için elinizden gelen her şeyi yap- ma çağrısında bulunmaktayız. Türk hükümetine Tek Gıda- İş ve Türk-İş ile müzakerelere devam etmesi ve işçilerin tüm öz- lük hakları ile birlikte yasalara uygun olarak diğer kamu işlet- melerine nakledilmelerini sağ- laması için çağrıda bulunuyoruz. Avrupa ve uluslararası işçi sendikaları örgütleri ETUC ve ITUC, temel ihtiyaçları doğrul- tusunda ve insan onuruna yakı- şır bir iş günü karşılığında, insan onuruna yakışır kazanç hakla- rı için verdikleri mücadelede TEKEL çalışanlarını açık bir şe- kilde desteklemektedir.” Öte yandan, Uluslararasõ Kim- ya, Enerji ve Maden İşçileri Fe- derasyonu (ICEM) Maden İşko- lu Direktörü Joe Drexler ile Kimya İşkolu Direktörü Kemal Özkan TEKEL işçilerine destek ziyaretinde bulundu. Ankara’da 70 günü aşan TEKEL direnişine uluslararasõ sendikal birliklerden de destek geldi. Başbakan’a bir mektup gönderen ITUC ve ETUC, işçilerin taleplerinin kabul edilmesini istediler. Mücadeleye devam Türk-İş Genel Sekreterliği görevinden istifa eden, ancak gerekçesini açõklamayan Mustafa Türkel sessizliğini bozdu. Türkel, istifasõyla ilgili olarak “Tek gerekçesi yok” dedi. Hürriyet.com.tr’ye konuşan Türkel, bunun bir ilk olduğunu belirtirken bazõ şeylerin üst üste geldiğini söyledi. İstifasõna ilişkin olarak “Dikkatinizi çekerim. Tek Gıda-İş Genel Başkanlığı’ndan değil Türk-İş Genel Sekreterliği görevimden istifa ettim” diyen Türkel, tepkinin Türk- İş yönetimine olup olmadõğõnõ da 2 Mart’ta açõklayacağõnõ söyledi. Daha sonra bir açõklama daha yapan Türkel, istifasõnõn kabul edilmemesi halinde Türk- İş’teki görevini sürdüreceğini söyledi. İki gün boyunca sakinleşmek için sustuğunu anlatan Türkel, dün öğleden sonra çadõrlara gideceğini, mücadeleye devam edeceğini ve çadõrlarõn yõkõlmasõ halinde de işçilerle birlikte çadõrlarõn altõnda kalacağõnõ dile getirdi. Uluslararasõ Sendikalar ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’ndan Erdoğan’a mektupla çağrõ TEKEL işçisinin özlük hakkı korunsun TMMOB: OCAK RİSKLİ GÖRÜNÜYORDU Kaza değil, cinayet Sendikalar: İşçi ölümlerinden hükümet sorumlu İstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Baş- kanõ Süleyman Çelebi kâr hõrsõyla çalõştõrõlan maden ocaklarõnõn “insan mezarlığına” dön- üştürüldüğünü belirterek,“İşçi ölümlerinden hükümet sorumludur” dedi. Odaköy’deki grizu patlamasõ sõrasõnda ma- den ocağõnda bulunan ve ağõr derecede ya- narak yaralanan İsmail Yaren, Mehmet Davran ve Hayrettin Kahraman dün 3 ay- rõ ambulansla Dr. Lütfi Kõrdar Kartal Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’ne getirildiler. Çelebi, yaptõğõ açõklamada, “En güvenli” de- nilen maden ocağõnda ikinci patlamanõn mey- dana geldiğini anõmsatarak, “2006’da 17 işçi- nin ölümüyle sonuçlanan grizu patlamasının ardından AKP hükümetinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, ‘Bunlar maa- lesef madencilikte olagelen kazalar. Maalesef, bu madenciliğin tabiatõ icabõ ola- biliyor’ demişti. İşte bu sözler, AKP hükü- metinin insana ve çalışanlara bakışını, iş ci- nayetlerine göz yummasını çok net bir şekilde özetliyor. İşçi sınıfının yalnızca Zongul- dak’ta verdiği ölü sayısı 3 bin 500’ün üze- rindedir. Bakanlığın hiçbir önlem ve yaptı- rımda bulunmaması bile iş cinayetlerine davetiye çıkarılmasıdır” dedi. Türk-İş’e bağlõ Türkiye Petrol, Kimya, Las- tik İşçileri Sendikasõ’ndan yapõlan açõklama- da da “‘Ne olursa olsun üretim’ anlayışıyla, kâr hırsıyla çalıştırılan maden ocakları cinayet çukurlarına dönüşmüştür.Gerekli önlemle- ri vakit geçirmeksizin almalıdır” denildi. Ölümden bu kez kaçamadı ?Madenci öyküleri acõ dolu ESP üyeleri, Ankara’da eylem yapan TEKEL işçileri- ne destek olmak amacıyla Taksim, Kadıköy ve Kar- tal’da çadır kurmak istedi. Bunun üzerine polis göstericilere müdahale etti. Kadıköy İskele Meyda- nı’nda çadır kurmak isteyen göstericilere ise polisin müdahalesi sert oldu. Gözaltına alınan 1’i kadın 9 kişi emniyete götürüldü. Kartal’da çadır kurmak isteyen göstericilere müdahale eden polis ise İstanbul Asayiş Şube Müdürü Tuğrul Pek’in tepkisi ile karşılaştı. Pek, çevik kuvvetin başındaki komisere döne- rek, “Ben size çadırı alın dedim neden gözaltı yapıyorsunuz; gözaltıları bırak” diye bağırdı. Pek, ser- best bırakılan bir eylemciye de “İstediğin kadar bağır”diye seslendi. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) TEKEL ÇADIRINA MÜDAHALE MUSTAFA TÜRKEL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle