23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Şehir Enstitüleri... Türkiye’ye en büyük zararı verenlerin başında, gençlerin kafasını “Her ne olursa olsun üniversitede okumalısınız” ısrarıyla yıkayanların geldiğini söylemek, sanırım fazla abartı olmaz. Bir yanda giriş sınavına takılarak üniversite kapısından dönen milyonlar ve onlara ek olarak öbür yandaki, üniversiteyi bitirmelerine karşın işsizler ordusuna katılan milyonlar; hep bu girişimin sonucu olarak “boş gezenin boş kalfası” durumuna düşürüldüler. Kendi düşüncelerini ve yaşama tarzlarını yaygınlaştırmak, hatta ülkede geçerli kılmak için gösterilen çabaların somut sonucu olan katsayı tartışmaları da üniversite mezunu işsizlerin artmasını kolaylaştırıyor. Çünkü fakültelerin büyük bölümü meslek değil, bilim öğretiyor. Vali, kaymakam, yargıç, cumhuriyet savcısı, subay gibi, ülkemiz nüfusuna göre denizde bir damla sayılabilecek sayıdaki görevlere kendi düşüncesindekileri getirmeyi düşünenlerin, gençlerin büyük çoğunluğunu yok saymaya kadar vardırdıkları çaba, siyasetçilerin de katkısıyla sürüp gidiyor. Pek çok sanayi dalında, mesleğinin teknik bilgileriyle donanmış çalışanlara gereksinim duyduklarını açıklayan iş insanlarının yakınmaları da gereken uyarıyı sağlayamıyor. Çünkü meslek liseleri ve onların üst kademesi olan yüksekokullar, bir anlamda aşağılanıyor. Köy Enstitüleri, bir dönemin en önemli eğitim kurumlarıydı. Köy yaşamını, şehir yaşamının kimi olanaklarına kavuşturacak, aydın fikirli yurttaşların sayısının arttırılmasını sağlayacak, köydeki tarımsal üretimi geliştirecek bir kurumdu Köy Enstitüleri. Sağcı siyasetçilerin gazabına uğraması ve Cumhuriyeti aydınlık bir Türkiye amacıyla kuranların bile oy kaybı korkusuyla yan çizmeleri sonucu önce etkisizleştirildi, iktidar değişince de kaldırılıverdi. Artık Köy Enstitülerini yeniden kurma olanağı yok. Çünkü “köy kalmadı” dense yeridir. Kimileri yerel yönetimlerle ilgili yasalarda yapılan değişikliklerle tüzelkişilikleri kaldırılarak mahalle yapıldı. Kimi köyler, terörle mücadele gerekçesiyle boşaltıldı. Kimileri de öldürülmeye niyetlenilen tarımda uygulanan politikalarla aç ve işsiz kalmamak için şehirlere göçtüler. Bunların büyük bölümü de varoş denilen uç mahallelere yerleştiler. Meslekleri olmadığı için de “ne iş olsa yaparım abi” diye dil dökmek zorunda bırakıldılar. Siyasetçilerin bir kısmı, gençleri meslek sahibi kılma zorunluğunu nedense görmüyor. Ya da arka bahçelerini kaybedecek olma korkusuyla görmezden geliyorlar. Yukarıdakilere benzer görüşleri, zaman zaman aklımdan geçirirdim. Ama 11 Şubat’ta yaptığım bir gezi, düşüncelerime daha netlik kazandırdı. Gazetecilikle ilgili mesleki toplantının ev sahipliğini, Kapadokya Meslek Yüksekokulu üstlenmişti. Bu sayede roman yazarı ve kalkınma ekonomisi uzmanı Alev Alatlı’nın kurulmasına öncülük ettiği ve mütevelli heyet başkanlığını üstlendiği İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı’nın başardıklarını da öğrenme olanağını buldum. Kapadokya kapsamındaki Nevşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri’nin ciddi oranlarda göç vermesini engellemenin yollarından biri olarak, Kapadokya Meslek Yüksekokulu’nu kurmuşlar. Yılın ve günün bütününde teorik ve pratik öğretim yapılıyor. Aşçılık, Ağırlama Hizmetleri, Turist Rehberliği, Mimari Restorasyon, Geleneksel El Sanatları, Bankacılık ve Sigortacılık, Menkul Kıymetler ve Sermaye Piyasası, Dış Ticaret, Lojistik, Organik Tarım, Şarap Üretim Teknolojisi, Atçılık ve Antrenörlüğü, Bilgisayar Programcılığı, Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği, yüksekokulun 17 eğitim dalından bir bölümü. Vakıf bir yandan yeni öğrencileri, öte yandan da katkıda bulunacak eğitim gönüllülerini bekliyor. Şehir enstitülerinin öncü kurumunun beklentilerinden biri de, benzerlerinin Anadolu’ya yayılması (www.kapadokya.edu.tr). oerinc@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B 25 ŞUBAT 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Tahliye kararına soru önergesi İstanbul Haber Servisi - Barõş ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Türkiye Kas Hastalõklarõ Derneği’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlõğõ tarafõndan tahliye edilmesi ile ilgili TBMM’ye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle soru önergesi sundu. Tuncel, “Kas Hastalõklarõ Derneği’ne hangi tarihte ve hangi gerekçelerle tahliye yazõsõ gönderilmiştir? İBB’nin derneğin bulunduğu arsa ile ilgili ne gibi proje ya da planlarõ bulunmaktadõr” sorularõna yanõt istedi. Gazeteciler için araştırma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BDP, tutuklu gazeteciler için Meclis araştõrmasõ açõlmasõnõ istedi. BDP Diyarbakõr Milletvekili Akõn Birdal ve arkadaşlarõ tarafõndan TBMM Başkanlõğõ’na sunulan araştõrma önergesinin gerekçesinde, düşünce özgürlüğünün temel koşulu olan ifade ve basõn-yayõn özgürlükleri konusunda, yasal ve siyasal olarak önemli ölçüde engel bulunduğu öne sürüldü. Faili meçhullere komisyon ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, DSP’nin faili meçhul cinayetlerin faillerinin ortaya çõkarõlmasõ için, Meclis Araştõrma Komisyonu kurulmasõ yönünde bir teklif hazõrladõğõnõ, beş imza ile AKP Grup Başkanvekili Suat Kõlõç’a ilettiğini ancak AKP’den bu konuda hâlâ bir ses çõkmadõğõnõ belirtti. Erçelebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, ‘Meclis araştõrma komisyonu’ kurulmasõ yönündeki isteklerini yineledi. Kayıp çocuklar sorunu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye’nin gündeminden düşmeyen kayõp çocuklar sorununu araştõrmak için Meclis araştõrma komisyonu kurulacak. Kayõp çocuklar başta olmak üzere çocuklarõn mağdur olduğu sorunlarõn araştõrõlarak, alõnmasõ gereken önlemlerin belirlenmesi amacõyla araştõrma komisyonu kurulmasõna ilişkin karar Resmi Gazete’de yayõmlandõ. Sedye kirlenir diye koltuğa... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sincan’da bir apartmanõn tõkanan kanalizasyonuna yeni boru döşemek üzere çukur açan 2 işçiden 1’i çukurun çökmesi sonucu toprak altõnda mahsur kaldõ. 1 saatlik uğraştan sonra kurtarõlan işçi Şükrü Çetin üzeri çamurlu olduğu için “sedyeyi kirletir” diye ambulansõn koltuğunda hastaneye kaldõrõldõ. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Devlet Bakanı ve Başba- kan Yardımcısı Bülent Arınç ve CHP lideri Deniz Baykal, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ve beraberindeki heyeti makamla- rında kabul etti. TÜSİAD’ın Türkiye’de ses getiren, dikkatle izlenen, sözlerine güvenilen, iti- barlı bir kuruluş olduğunu belirten Arınç, “Şüphesiz geçmişten bu yana bu dönemde de bu iti- barlı kuruluşun Türkiye’nin tüm meseleleri konusunda ben, çok özenli çalışmalar yapacağına inanıyorum” dedi. Boyner, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bir an önce gerginlik ortamından çıkıp, tekrar demokratikleşmeyi sağlayarak büyüme ve istihdam oluşturma alanın- da gerçek gündemine dönmesi gerektiğini kaydetti. “Bu konuda gerçekten uzlaşmaya ve ortamı yumuşatmaya ihtiyacımız var” diyen Boyner, TÜSİAD olarak üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını söyledi. Ümit Boyner, “Bence herkes, her parti Türkiye yönetiminde söz sahibi, her- kes bunun farkına varmalı, o anlamda da diyalog başlatılmalı” diye konuştu. (Fotoğraf: AA) TÜSİAD: Ortam yumuşamalõ CİHANER’İN TUTUKLULUĞU Başsavcıvekili tahliye istedi İlhan Cihaner’in tutukluluğuna itiraza, HSYK tarafõndan atanan Erzurum Başsavcõ Vekili Aksakal tahliye yönünde görüş bildirdi. İLHAN TAŞCI ANKARA - İsmai- lağa ve Fethullah Gü- len cemaatine yönelik soruşturmalarõnõn ar- dõndan cezaevine ko- nulan Erzincan Cum- huriyet Başsavcõsõ İl- han Cihaner’in tutuk- luluğuna itiraza, Hâ- kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafõndan ge- çen hafta atanan Erzu- rum Başsavcõ vekili Taner Aksakal tahliye yönünde görüş bildirdi. Erzurum H Tipi Ka- palõ Cezaevi’nde bulu- nan İlhan Cihaner’in avukatlarõ, ilk tahliye istemlerinin reddedil- mesinin ardõndan ön- ceki gün ikinci kez tah- liye talebinde bulun- dular. HSYK tarafõndan ge- çen hafta özel yetkili başsavcõ vekilliğine atanan Taner Aksakal da Erzincan Başsavcõ- sõ’nõn tahliye istemine ilişkin mütalaada bu- lundu. Erzurum Özel Yet- kili Başsavcõ Vekili Taner Aksakal, “Şüp- helinin (İlhan Ciha- ner) aleyhine olan de- lillerin büyük çoğun- lukla toplanmış ve sa- bit ikametgâh sahibi olması nedeniyle yurtdışına çıkma ya- sağı konularak tahli- yesine karar verilme- si talep ve mütalaa olunur” yönünde gö- rüş bildirdi. Erzurum 2. Ağõr Ce- za Mahkemesi ise Ci- haner’in tahliye iste- mini reddetti. Tartõş- malõ dinleme kararla- rõndaki imzasõ nede- niyle gündeme gelen hâkim İsmail Şahin, Cihaner’in tutuklulu- ğunun devamõna karar verdi. Erzincan Cum- huriyet Başsavcõsõ İl- han Cihaner’in avuka- tõ Hamit Sekman tu- tukluluk kararõna üçün- cü kez itiraz edecekle- rini bildirdi. Başsavcõ Cihaner ‘vergi kaçakçõlõğõ’ izlenimi veren konuşmalarõnõ tespit etti Eski bakanlar dinlemeye takõldõ İstanbul Haber Servisi - Erzincan Cumhuriyet Başsav- cõsõ İlhan Cihaner’in yürüttü- ğü İsmailağa cemaati soruştur- masõnõ devralan Erzurum Baş- savcõlõğõ’na gönderdiği “gö- revsizlik” yazõsõnda eski Ener- ji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Hilmi Güler ve eski Çevre ve Orman Bakanõ Osman Pe- pe’nin “vergi kaçakçılığı iz- lenimi veren” telefon konuş- malarõnõn tespit edildiğine dik- kat çekti. Cihaner yazõsõnda, so- ruşturma kapsamõnda telefonu dinlenen işadamõ Mehmet Çe- lik’in de Bakan Güler’i araya- rak rakibi olan bir firmaya iş ve ihale vermemesi talimatõnda bulunduğuna da işaret etti. T24 internet sitesinde yer alan habere göre, Başsavcõ Ci- haner, halen AKP Kocaeli Mil- letvekili olarak parlamentoda bulunan Osman Pepe’nin, İs- mailağa cemaati soruşturmasõ kapsamõnda telefonu dinlenen Tek Çelik İç ve Dõş Ticaret AŞ’nin sahibi Mehmet Çelik sõk sõk telefonda görüştüğü ve gö- rüşmelerinde “vergi kaçakçılığı izlenimi veren” konuşmalarõnõ tespit etti. Pepe ile Çelik arasõnda 2 Şu- bat 2009’da yapõlan telefon gö- rüşmesinde bir “Yeminli Ma- li Müşavir” hakkõnda yapõlan görüşmede Pepe’nin, “Ya bırak anamızı ağlattı. Bize o kadar sigorta ödetti. O kadar vergi ödedik ki rekortmen oluyoruz ha” sözleri dikkat çekiyor. ÇELİK’İN PEPE İLE YAPTIĞI GÖRÜŞMEDEN BAZI BÖLÜMLER 2 Şubat 2009/Osman PEPE: Mehmet Bey. Ne edeceğiz ya? Na yapõyorsun, ne edi- yorsun?.. Mehmet ÇELİK: Uğraşõyoruz, Suudi Ara- bistan’a gidiyorum Cumhurbaşkanõ’yla. Orda şirket kurmuştum, imzayõ atacağõm. Osman PEPE: Cumhurbaşkanõ’yla mõ gi- diyorsun? Mehmet ÇELİK: Evet Osman PEPE: İyi ediyorsun. Allah yolu- nu açõk etsin... Mehmet ÇELİK: Şimdi bakanõm başka bir konu vardõr. Ordan dönüşte bir istiare yapsak. Burada Kosovalõ vardõr, ortak bir iş yapaca- ğõz, finansman bir sorun. Osman PEPE: Dön gel de görüşelim. Mehmet ÇELİK: Yaklaşõk 90 kilometre- lik yol işi. Osman PEPE: Siz ne ediyorsunuz? Yeminli mali müşavir hikâyesini?.. Mehmet ÇELİK: Bir tipik hareketleri var, onun dediğini yapmadõk. Çok olursa git deriz. Sizin adamõnõzõ beğendim. Kusura bakmasõn ya. Bu da iyidir de disiplini sağlõyor da vergi vereceksin gibi bizim düşmanõmõz mõsõn? Osman PEPE: Ya bõrak anamõzõ ağlattõ. Bi- ze o kadar sigorta ödetti, o kadar vergi ödedik, rekortmen oluyoruz ha. Mehmet ÇELİK: Ben rekortmen oldum. Osman PEPE: Ciddi mi? Mehmet ÇELİK: Valla, ilk yüz beşe gir- dim Türkiye’de. YARSAV’dan, Erdoğan’õn yargõçlarõ cüppelerini çõkartarak siyasete çağõrmasõna tepki ‘Cüppelerimize sarılacağız’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargõçlar ve Savcõlar Bir- liği (YARSAV), Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn yargõçlarõ cüp- pelerini çõkartarak siyasete ça- ğõrmasõna tepki göstererek, “YARSAV, cüppesine daha sıkı sarılacaktır” açõklamasõnõ yaptõ. YARSAV Yönetim Kuru- lu’ndan yapõlan açõklamada, uzun zamandõr yargõya karşõ planlõ, kapsamlõ ve dozu artan yõpratma, kuşatma ve egemen ol- ma çabalarõnõn sürdüğüne işaret edildi. Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in cemaatlere yönelik yürüttüğü soruşturma sõrasõnda bakanlar ve bakanlõk görevlilerince en- gellenmeye, müfettişler yoluyla yõldõrõlmaya çalõşõldõğõ kaydedi- len açõklamada, “Erzincan Baş- savcısı bu sürecin sonunda ce- zaevine konulmuştur. Yüksek kurulun, anayasal görevini ifa ederken bu tasarrufun gerek- çesi olarak ortaya koyulduğu üzere, soruşturmayı yürüten- lerin yetkisiz olmalarına ve yetki tecavüzü suretiyle yapı- lan tüm işlemlerin hükümsüz olduğunun saptanmasına kar- şın halen de cezaevindedir. Süreçte, yargıç güvencesi onul- maz biçimde zedelenmiştir” denildi. Açõklamada, şu değer- lendirme yapõldõ: “Hatta suç- üstü yaptık. Duvara bir tekme attığımızda da arkasından bil- dik sesler yükseldi: ‘Siz yar- gõçlar susun, siyaset yapacaksa- nõz cüppenizi çõkartõn!’ Peki neden yargı ile ilgili bir konu- da davayı siz sahiplendiniz, neden taraf oldunuz, siz neden bu suçu üstlendiniz dedik. Te- villi ikrarlarla karşılaştık.” Linç kampanyaları Kimsenin yargõ mensuplarõnõ da kullanarak linç kampanyala- rõ yürütmemesi gerektiği vur- gulanan YARSAV’õn açõklama- sõnda, “Cüppelerimizi çıkar- mamızı isteyenler bilmelidirler ki laik, demokratik hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, yar- gıç güvencesi ve hukukun üs- tünlüğü mücadelesinde YAR- SAV cüppesine daha sıkı sarı- lacaktır” denildi. TİB’DEN AÇIKLAMA İSTEYECEKLER Basın mensupları: Dinliyor musunuz? İstanbul Haber Servisi - G-9 Gazeteci Meslek Örgütleri Platformu ve Türkiye Gazeteciler Sendikasõ (TGS), basõn mensuplarõnõn kişisel telefon ve elektronik postalarõnõn dinleme ve izlemeye tabi olup olmadõğõnõn öğrenilmesi için “Dinliyor musunuz?” başlõklõ kampan- ya başlattõ. Kampanya kapsamõnda Dinleme bilgisine ilişkin açõklama yapõlmasõ istenecek. TGS’den konuya ilişkin yapõlan yazõlõ açõk- lamada, Türkiye’de son dönemde basõn ve ifa- de özgürlüğünden söz etmenin mümkün ol- madõğõ dile getirildi. Açõklamada şöyle denil- di: “Birer yurttaş ve basın mensubu olarak telefon konuşmalarınızın ve e-postalarını- zın izlemeye alınıp alınmadığını Bilgi Edin- me Hakkı Yasası uyarınca öğrenme hakkı- nız vardır. Bunun için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ve Cumhuriyet Başsav- cılığı’na dilekçe verilmesi gerekmektedir.” Ayrõntõlõ bilgi için TGS’ye (0212) 514 06 94 numaralõ telefonundan ulaşõlabilir. Anayasa Mahkemesi Başkanõ, ‘Reformu siyasi kavgalarda hatõrladõlar’ dedi Kõlõç’tan hükümete eleştiriANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kılıç, gerilimsiz bir ortamda yargõnõn sorunlarõna ilişkin yapõlmasõ gereken- lerin yapõlamadõğõnõ belirterek, “So- runları çözmesi gerekenler de yargı reformunu ancak siyasi kavgaların ve siyasi sonuçların sıcak ortamında hatırladılar” dedi. Kõlõç, Sheraton Otel’de düzenlenen, “Yüksek Yargı Kurumlarının Av- rupa Standartları Bakımından Rol- lerinin Güçlendirilmesi Ortak Pro- jesi”nin açõlõş konferansõnda konuştu. Yargõnõn işleyişiyle ilgili toplumda önemli bir duyarlõlõk oluştuğunu be- lirten Kõlõç, şunlarõ kaydetti: “Ne yazık ki topluma acı veren bu konularda gerekli düzenlemeler ya- pılması için tüm çağrılar sonuçsuz kalmıştır. Her fırsatta yargı, siyasi partiler seçim sistemi, özgürlükler ve demokratik alanın genişletilme- si gibi konularda değişiklik önerileri, toplumun tüm kesimlerince dile ge- tirilmesine rağmen gerekli adımlar atılmamıştır. Korkmadan konuşa- bilmeyi, öfkelenmeden tartışabil- meyi beceremediğimiz için farklı görüşler arasında olması gereken di- yalogları maalesef kuramadık. Kuv- vetler arasında yaşanan sınır çatış- malarını büyüterek toplumu taraf olmaya zorladık. Gerilimsiz bir or- tamda yargının sorunlarına ilişkin yapılması gerekenler yapılamadı. Sorunları çözmesi gerekenler de yargı reformunu ancak siyasi kav- gaların ve siyasi sonuçların sıcak or- tamında hatırladılar. Bu sıcak or- tamda yargının sorunlarını tartışan başka odaklar ise yargıyı ele geçir- me itirazları ve ithamları arasında çözümsüzlüğü güvence altına aldı- lar. Oysa bu kadar farklılıkların ya- şandığı bir ülkede birlikte yaşama ortamını sağlayacak olan tek gücün yargı olduğu bilinmeliydi. Taraf ol- maya zorlanan bir yargının, bu görevi yerine getirmesi düşünüle- mez. Unutmayalım ki demokratik, laik bir hukuk devletinin alın yazı- sı gerçekten bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığına bağlıdır.” ‘Büyük onursuzluk’ Kendi yandaşlarõna, inancõna ya da ideolojisine daha iyi servis yapabilmek için yargõ bağõmsõzlõğõnõn arkasõna saklanmanõn, hukuk ahlakõnõn kabul et- meyeceği bir “büyük onursuzluk” ol- duğunu vurgulayan Kõlõç, devlet gü- cünü kullanan kim olursa olsun, hukuk dõşõna çõktõğõnda hesap vermek zo- runda olduğunu kaydetti. Bu gücün, hukuk dõşõna çõkõlarak toplumu hiza- ya getirme aracõ olarak kullanõlama- yacağõnõ belirten Kõlõç, kamu gücünün emanet edildiği görevlilerin, bunu kullanarak toplumu tehdit etme, kor- kutma, sindirme hakkõna sahip olma- dõklarõnõ dile getirdi. Anayasa Mahkemesi Başkanõ, gerilimsiz bir ortamda yargõnõn sorunlarõna ilişkin yapõlmasõ gerekenlerin yapõlamadõğõnõ söyledi. Kõlõç, taraf olmaya zorlanan bir yargõnõn, bu görevi yerine getiremeyeceğine, demokratik devletin tarafsõz yargõnõn varlõğõna bağlõ olduğuna dikkat çekti. YARSAV, “Cüppelerimizi çõkarmamõzõ isteyenler bilmelidirler ki laik, demokratik hukuk devleti, yargõ bağõmsõzlõğõ, yargõç güvencesi ve hukukun üstünlüğü mücadelesinde YARSAV, cüppesine daha sõkõ sarõlacaktõr” açõklamasõnõ yaptõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle