23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2010 PERŞEMBE 4 HABERLER CHP lideri Baykal son gözaltõlarõ ‘Hukuk işi değil, bilek bükme, niyet sorgulama’ olarak değerlendirdi ‘Sivil karargâh arkada’ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, son gözaltõ dalgasõyla ilgi- li olarak “Yaşananlar hukuk işi değildir. Bilek bükme, niyet sor- gulamadır. Kılıç şakırdatıyorlar. Bu, Türkiye’de rejimi değiştir- me, dönüştürme mücadelesidir” değerlendirmesini yaptõ. “Bunla- rın arkasında bir sivil karargâh bulunduğunu” vurgulayan CHP lideri, “Cumhurbaşkanlığı maka- mında bugün farklı biri olsaydı bu yaşananların hiçbiri olmazdı” dedi. CHP lideri Baykal, önceki gün gazetemiz Genel Yayõn Yönetmeni İbrahim Yıldız ile yazarlar Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ankara Haber Müdürü Mustafa Çakır, Parlamento Büro Şefi Türey Köse ve mali müşavir Hüseyin Yıldız’la görüştü. Sorularõ yanõtlayan Bay- kal’õn çeşitli konularda yaptõğõ açõk- lamalar özetle şöyle: Darbecilerin yargılanması: Kafalarõnõn arkasõnda askeri darbe düşüncesi vardõ diye 7 yõl sonra şimdi emekliye ayrõlmõş insanlar gözaltõna alõnõyor. Peki, darbeyi yapmõş olan, darbeyi gerçekleştir- miş olan insanlar hakkõnda niye kõ- põrdamõyorsun? Anayasanõn geçici 15. maddesi onlara hukuk korumasõ getirdi, deniyorsa; biz CHP olarak, aylar önce, kaldõralõm şu 15. mad- deyi, dedik. Ses çõkmadõ. Kaldõra- lõm, hesap sorulsun. Ben özel ola- rak “Kenan Evren” adlõ kişinin pe- şinde değilim. Ama bu konuda sa- mimiysen, önce darbeyi gerçekleş- tirmiş olanlardan hesap soracaksõn. İmal edilmiş bir olay: Yapõlan hukuk işi değil; niyet sorgulamak. İmal edilmiş, icat edilmiş bir olay. Haddini bildirme, burnunu sürtme, geçmiş intikamlarõ alma... Her za- man söylüyoruz; bu hukuk işi değil- dir, bilek bükme işidir. Kõlõç şakõr- datõyorlar bunlara karşõ... Bu, Tür- kiye’yi, rejimi değiştirme, dönüş- türme mücadelesidir. Türkiye des- potik bir vesayet dönemine sürükle- niyor. Kafkaesk bir ortam var. Ben õsrarla “Bunların arkasında bir karargâh var. Hedefler bazen yargıdır, bazen silahlı kuvvetler- dir, bazen başka kurumlardır” diyorum... Kimse “ne karargâhı” diye sormuyor. Sivil karargâh... Bu hukuk işi değildir, bilek bükme işidir. Bu, Türkiye’yi, rejimi değiştirme, dönüştürme mücadelesidir. Türkiye despotik bir vesayet dönemine sürükleniyor. Ben ısrarla bunların arkasında bir sivil karargâh var diyorum. Erzincan olayının arkasında ticaret, tarikat, ce- maat, siyaset var. Kanıtlı. Öyle diğer iddialar gi- bi uydur kaydır gizli tanık ifadesi, imzasız ihbar mektubu değil, çok açık, net, gerçek. Bakan emir kulu olmuş. Utanç verici manzaralar. Kurultay mayıs ayında olacak. Yeni tüzüğümüz devreye girecek. Vitrindeki insan sayısı artacak. Genel başkan yardımcılarının sayısını daha da arttırmayı düşünüyorum. Vitrinde daha çok isim olacak, daha dinamik bir kadro olacak. Erzincan olayı: Başbakan Yardõmcõsõ, Erzincan’da bir soruş- turmayõ götürmekte olan savcõya, o soruş- turmayõ götürüş şekliy- le ilgili müdahale edi- yor. Eğer o savcõ, Er- zincan’da 2007 yõlõnda o soruşturmayõ başlat- mamõş olsaydõ bu yaşa- nan olaylar onun başõna gelir miydi? Olayõn ar- kasõnda ticaret var, ola- yõn arkasõnda tarikat, cemaat var, olayõn ar- kasõnda siyaset var, iha- le var, medya var hepsi var, iç içe geçmiş, ka- nõtlõ. Öyle diğer iddia- lar gibi uydur kaydõr gizli tanõk ifadesi, im- zasõz ihbar mektubu de- ğil, çok açõk, net, resmi kanuni telefon dinleme- leriyle tespit edilmiş gerçek. Bakana telefon ediyor, “Sakın ha, ona verme, bekle ben geli- yorum” diyor. “Peki” diyor bakan. Bakan emir kulu olmuş. Utanç verici manzaralar... “Dursun Çiçek’i tanır mısın, Dursun Çi- çek’le buluştun mu?” diyorlar Erzincan savcõ- sõna. Ya, Dursun Çiçek ortada, görevinin başõn- da bir insan, buluşsa ne olur, buluşmasa ne olur. İnsanlar kendi masumi- yetlerini ispat etmek zorunda bõrakõlõyorlar. Halbuki yargõlamanõn özü masumiyetin esas olduğudur, ispat edil- mesi gereken iddia sa- hibinin iddiasõnõ kanõt- layabilmesidir. Yönetimde gençleşme, değişim: O konudaki değerlendirmelerinizi seziyorum, anlõyorum... Daha çoğalacağõz, renkleneceğiz. Kurultay mayõs ayõnda olacak. Yeni tüzüğümüz devreye girecek. Vitrindeki insan sayõsõ artacak. Genel başkan yardõmcõlarõnõn sayõsõnõ daha da arttõr- mayõ düşünüyorum. Vitrinde daha çok isim olacak, daha dinamik bir kadro olacak. ‘ARKASINDA TARİKAT VAR TİCARET VAR’ VİTRİNDE DAHA ÇOK İSİM VE DAHA DİNAMİK KADRO Cumhurbaşkanõnõn seçimi sürecinde doğru tavõr alõnmasõ çok önemliydi. Biz, “AKP’li biri olabilir, ama militan bir AKP’li olmasõn” diye çok uğraştõk. Anayasaya saygõlõ, cumhuriyete sahip çõkacak bir cumhurbaşkanõ seçilmesi için çaba gösterdik, ancak sonuç alamadõk. O zaman bize “Ne demek militan” diye tepki gösterdiler... Cumhurbaşkanlõğõ makamõnda bugün farklõ biri olsaydõ bu yaşananlarõn hiçbiri olmazdõ. ‘FARKLI BİR CUMHURBAŞKANI OLSAYDI BU YAŞANANLAR OLMAZDI’ Erken seçim: Seçim tarihi bizim yönlendi- rebileceğimiz bir süreç değil. Türkiye caydõrõcõ bir demokratik tavra ihtiyaç duyuyor. Tek umu- dumuz millet, bu yaşananlara sadece millet “dur” diyebilir. Kendi yaptõrdõklarõ araştõrmalarda bile AKP’nin oy kaybettiği görünüyor. AKP yüz- de 30’un altõnda. Biz yükseliyoruz. Yaşanan son olaylarõn AKP oylarõnõn tõrmanõş göstermesine yolaçmasõ için bir neden göremiyorum. Ortada ciddi mağduriyetler var. Halk bunu görüyor. Baraj, önseçim reformu: Biz 1999’da ba- rajõn altõnda kaldõk ama o zaman bile ben “Ba- rajın indirilmesini talep etmiyorum” dedim. Türkiye etnik siyaset bataklõğõna sürüklenmemeli. Bizim çok ciddi reform projemiz var. Önseçim modeli değiştirilmeli. Seçim çevreleri yeniden dü- zenlenecek, daraltõlacak. Bir seçim çevresinde 8 milletvekili çõkacaksa, her parti bunun 2 katõ kadar aday adayõ belirleyecek. Alfa- betik sõrayla bunlar yazõlacak. Seçmen san- dõğa gittiğinde parti ve isterse o partideki ada- yõnõ da seçecek. Bize oy veren seçmene tercih imkânõ veriyoruz. Önseçimi seçmene açõyoruz. Lider hâkimi- yeti yok. Hemşerilerini yazõyor, kongrede bana oy versinler diye. Partiye oy bile vermeyenler de- lege oluyor. Bu maskaralõğa son verilmeli. Uzman kişiler için de bir kontenjan konur. Önseçim sis- temi çok dejenere olmuş bir sis- tem, bu konuda bir reforma ihti- yaç var. Böylece manipülasyon yapõlamaz. ‘Bu gidişe ancak millet dur diyebilir’ Baykal, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız ile yazarlar Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Anka- ra Haber Müdürü Mustafa Çakır, Parlamento Büro Şefi Türey Köse ve mali müşavir Hüseyin Yıldız’la görüştü. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com Başsavcõ Yalçõnkaya, soruşturma aşamasõna geçmediklerini söyledi AKP’nin ‘fişlemesi’ parti dosyasına girdi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yargõtay Cumhuriyet Baş- savcõsõ Abdurrahman Yalçınkaya, AKP hakkõnda kapatma davasõ ha- zõrlõğõ yapõldõğõ iddialarõna “İnce- leme ve soruşturma farklıdır, so- ruşturma aşamasına geçildiği söy- lenemez” sözleriyle açõklõk getirdi. Başsavcõlõk AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’õn “40 yıl onlar fişledi, şimdi biz onları fişliyoruz” ve AKP Çorum Millet- vekili Ahmet Aydoğmuş’un “İk- tidar karşıtlarının kanı bozuk” değerlendirmelerini de AKP’nin sicil dosyasõna ekledi. Yalçõnkaya, dün Sheraton Otel’de düzenlenen, “Yüksek Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rol- lerinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi”nin açõlõş konferansõna katõldõ. Yalçõnkaya, konferans son- rasõnda gazetecilerin sorularõnõ ya- nõtladõ. Habur Sõnõr Kapõsõ’nda kurulan mahkemede terör örgütü üyelerinin yargõlanmasõ ve Erzin- can Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in tutuklanmasõyla ilgili süreç hakkõnda inceleme başlat- tõklarõ anõmsatõlarak, “Yazışma- larınızı Adalet Bakanlığı üze- rinden mi yapıyorsunuz?” soru- su üzerine Yalçõnkaya, “Genelde Adalet Bakanlığı ile yazıştık” diye konuştu. “AKP hakkında ye- ni bir kapatma davası açacağınız konuşuluyor” denilmesi üzerine Yalçõnkaya şunlarõ söyledi: “Bu konuda biraz da basının, köşe yazarlarımızın hataları ol- du. Tahminlerde bulunuyorlar, bu tahminler her zaman doğru olamaz. Yani Yargıtay Cumhu- riyet Başsavcılığı bağımsız ve tarafsız bir kurumdur, hiçbir ke- simin etkisinde kalmaz. Biraz ev- vel de açıkladığım gibi inceleme ile soruşturmayı ayrı tutmak la- zım. Yani inceleme safhasında her parti hakkında yapılan bir inceleme vardır. Burada basın mensuplarının yazdıkları, her gazete, köşe yazarlarının yazıları inceleniyor, değerlendirmeler yapılıp sonuca varılıyor. Bunla- rı bilmeniz için söylüyorum.” “18 siyasi parti var. 18 parti için inceleme ne ise AKP için de odur diyebiliyor musunuz?” sorusuna Yalçõnkaya, “Evet, diyebiliriz. Za- ten bağımsız ve tarafsız bir ince- leme dememizin anlamı o değil mi?” yanõtõnõ verdi. AKP’li Avni Doğan ve Ahmet Aydoğmuş’un ‘fişleme’ ve ‘kanõ bozuk’ değerlendirmeleri, Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ tarafõndan AKP sicil dosyasõna kondu. DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Ne Amaçlanıyor? Türkiye, tarihinin şimdiye dek gördüğü en büyük krizini yaşıyor. Böyle sürerse, daha beterini de görmesi kaçınılmaz. Artık hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti devleti’nin, laik sosyal hukuk devletinden geriye kalanların ne olacağını söyleyebilecek durumda değildir. Sivil darbenin önündeki olası engelleri yıkmak amacıyla, AKP iktidarı devletin bütün kurumlarına karşı savaş ilan etmiş bulunmaktadır. Büyük bir korku ortamı yaratılarak herkes sindirilmek istenmektedir. Kimse darbe soruşturmasını bahane olarak ileri sürmesin! Bu soruşturma bahane edilerek bir terör ortamı yaratılmak istenmektedir. Önceki gün Beşiktaş’taki adliye binası çevresinde yapılan gösterişli polis aramaları da bunun bir parçasıdır. Her şey, her önlem vatandaşa şu korku dolu soruyu sordurmak için yapılıyor: - Ne oluyor? Nereye gidiyoruz? Mizansen ona göre ayarlanmakta, yandaş medya ona göre yönlendirilmekte, gündem ona göre kurgulanmaktadır. Can Ataklı önceki gün birlikte çıktığımız bir TV programında bir noktaya dikkati çekti. Sabah karanlığında evlerinden alınan komutanlara bu devlet kolordular, ordular teslim etmiştir. Aynı adamların ifadelerinin alınması sırasında herhangi bir adi suçlu, bir hırsızlık şüphelisi gibi muameleye tabi tutulmalara yadırgatıcı, tedirgin edici, daha da ötesi dehşete düşürücüdür. Hukuk otoriteleri, ceza hukuku uzmanı hocaların da belirttiği gibi, komutanların çağrılarak ifadelerinin alınması mümkündür. Normal olanı da budur. Bu insanlar, yedi yıl önce, bir darbe ile sonuçlanması kimilerine muhtemel görünen kimi harp oyunları ve planları dolayısıyla ifadeye çağrılıyor, kaçma şüpheleri yoktur. Bu durumda çağrılıp ifadelerine başvurulması, sonra da tutukluluk yoluyla infaza başvurulmadan yargılamalarının yapılması mümkündür. Ama bu yapılmamaktadır. Emekçisiyle, yargısıyla kavgalı olan iktidarın egemen olduğu dönemde, TSK’ye karşı topyekûn bir asimetrik saldırı söz konusudur. Türkiye’de kimileri son dönemlerinde sürekli olarak şu çağrıyı yapmaktadırlar: - PKK ile barış TSK ile savaş! Cumhuriyet tarihinin en hazin, en hain, en alçak sloganıdır bu. Bu durumda haklı olarak şu soruyu sorabiliriz: - Amaç ne? Ne yapılmak isteniyor? Görünen o ki, AKP gerginlikten korkmuyor, hatta onu istiyor, seviyor, kendisi açısından yararlı görüyor ve mümkün olduğunca gerginlik yaratacak yollara başvuruyor. Görünen o ki, AKP bütün cephelerden saldırıyor ve karşı olduğu ne varsa bedelini hesaplamadan, yıpratmaya, burnunu sürtmeye çalışıyor; ister ordu olsun, ister yargı yöntem değişmiyor. Ve AKP yoluna devam ederek Türkiye’ye giriyor. Gerginlikten medet umuyor? Burada şu soru da geliyor akla: - Türkiye bu gerginliği daha ne kadar kaldırabilir? Gerginlikle amaçlanan nedir? Ya bu kadar çekiştirdikten sonra inceldiği yerden koparsa ne olacak? Belki de AKP’nin de amaçladığı zaten bu, yani inceldiği yerden kopmasıdır. Allah herkese, bundan böyle, şimdiye kadar vermediği aklı versin! Amin! asirmen@cumhuriyet.com.tr KUZU’DAN ‘DAVA’ YORUMU ‘Memlekete yazık olur’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanõ Burhan Kuzu, AKP hakkõnda açõlabilecek bir kapatma dava- sõyla ilgili olarak “Eğer sadece toplanan kâ- ğıtlarla bir dava açılacak olursa, memlekete yazık olur” dedi. Kuzu, “Yüksek Yargı Kurumlarının Avru- pa Standartları Bakımından Rollerinin Güç- lendirilmesi Ortak Projesi’nin” açõlõş konfe- ransõnõn ardõndan düzenlenen kokteylde gazete- cilerin sorularõnõ yanõtladõ. Kuzu, bir gazetecinin, konferansta Anayasa Mahkemesi Başkanõ Ha- şim Kılıç’õn sert açõklamalarõnõn bulunduğunu söylemesi üzerine, Kõlõç’õn gayet güzel bir ko- nuşma yaptõğõnõ belirterek, “Konuşmanın başı sonu belli. Fevkalade özetlemiş, işin özü bence o... Dolayısıyla yargıda yeniden bir yapılan- ma, bir reform şart” dedi. Kuzu, bir başka soru üzerine “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı in- celeme her zaman yapar. Başsavcı’nın bu ru- tin işidir. Doğal görevidir. Bütün mesele bun- ları objektif delillere dayandırması...” diye konuştu. Bir gazetecinin “Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcısı ‘Yazõlõ haberleri ihbar sayõyoruz’ dedi. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?” sorusuna Kuzu, “O mahkemenin bildireceği bir delil. Kendi bunları ihbar sayar da eğer sadece top- lanan kâğıtlarla bir dava açılacak olursa, memlekete yazık olur. 50 yılda Avrupa’da 3 parti kapatılmış. Bizde 26 parti kapatılmış. Tablo bu... Türkiye partiler mezarına döndü. Dolayısıyla parti kapatmak, dava açmak iş değil. Mesele demokrasiyi nasıl çalıştırırız? Buna bakmak lazım” karşõlõğõnõ verdi. ‘ERKEN SEÇİM GÜNDEME GELEBİLİR’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, CHP MYK’nin dünkü toplantõsõnda gözaltõ dalgasõ ve sonrasõndaki ge- lişmeleri değerlendirdi. Baykal şu gö- rüşleri dile getirdi: “Yaşanan süre- ci iyi takip etmemiz gerekiyor, çok vahim bir durum söz konusu. Gerginlik had safhada, bu süreci bu noktaya getiren iktidar. Bu sü- reçte ne yapacakları belli olmaz, her an erken seçim kararı alabi- lirler. Yaşanan süreç erken seçimi gündeme getirebilir. Erken seçim mayıs veya haziran ayında olursa olağan kongremizi erteleriz.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle