19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ARALIK 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Koşaner ve bazı bakanlar, Başbakanlık’ta bir araya geldi 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Sürpriz güvenlik zirvesi Erdoğan sustu Çelik konuştu: AKP Nasıl Başarılı Oluyor? Bir ülkede yolsuzluk belgeleri art arda ortaya çıkmasına karşın, seçmen eğilimlerini araştıran kuruluşlar, hâlâ o belgelerin sahiplerinin kümelendiği partiyi şanslı görmeyi sürdürüyorsa, ortada sosyolojik bir olgu var demektir. O olguyu çok uzaklarda, Kaf Dağı’nın arkasında aramaya gerek yok. İktidar partisinin lideri, yaz demiyor kış demiyor, ülkeyi harmanlayarak dolaşıyor. Ötekilerin, başkente demir atmalarını artık olağan gören kamuoyu, haklı olarak CHP Genel Başkanı’nın kurultayın hemen ertesi günü Mamak’ta bir evin kapısını çalarak Tanrı misafiri olmasını ekranlarda görünce duydukları mutluluğu yandaşları ile paylaşmak istedi. Ama bir tek gün ve sadece liderin bu tür ziyareti elbette yeterli olmuyor. Ya o partilerin il ve ilçe örgütleri? Onlar ne yapıyorlar? Önceki gün epostama gelen bir mesajda, AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu’nun “Efsane futbolcu Lefter Küçükandonyadis’i tedavi gördüğü hastanede ziyaret edeceği” bildiriliyordu. Atina’ya yaptığı bir gezi sırasında kalp rahatsızlığı geçiren Lefter, bütün ısrarlara karşın tedavisine ülkesinde, İstanbul’da devam edilmesini istemişti. Kulübü Fenerbahçe bu isteği yerinde görmüş ve tam donanımlı bir hasta nakil arabası ile Lefter Memorial Hastanesi’ne getirilerek yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınmıştı. O ünitede yatan hastanın yakın ziyaretçi kabul etmesi olağan dışı olmasına rağmen öyle anlaşılıyor ki Babuşçu, Lefter’in üstelik doğum gününe rastlayan çarşamba günü efsane futbolcuya geçmiş olsun ziyareti yapacağını partisinin basın bülteni ile kamuoyuna duyurmaya özen gösterdi. Ve Lefter’in tedavisini üstlenen Memorial’in Kalp Hastalıkları Uzmanı Dr. Deniz Şener’in gözetiminde o ziyaretin gerçekleştirildiği yine AKP bülteni ile duyuruldu. Lefter dün de hastaneden çıktı ve evine dönmüş oldu. 85 yaşına basan efsane futbolcunun hastalanması elbette dört dörtlük bir haberdi. O haberin İstanbul’daki siyasi partilerden sadece birisi tarafından ziyaret gerçekleştirilerek medyaya yansıtılması, Başbakan’ın da geçmiş olsun dileklerinin kendisine ve eşi Bayan İstavrini’ye iletilmiş olmasının, Lefter’i sevenler tarafından sempati ile karşılanmaması mümkün değildir. Okura Not: Bir bölüm okurlarımdan gelen epostaları dikkate alarak Düz Yazı’ları olabildiğince kısa yazmaya özen gösteriyorum. Bu konu hakkında aksi görüşte olanlar varsa onların da isteklerini bana iletmelerini rica ederim. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] Suikast teşebbüsü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “İki dilliliğin” ardından, “demokratik özerklik” girişimlerine ilişkin tartışmada Başbakan Tayyip Erdoğan suskunluğu tercih ederken siyasi danışmanı AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik konuştu. Çelik, AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı öncesinde gazetecilerin iki dillilik ve özerklikle ilgili sorularını yanıtlarken BDP’nin demokratik kavramları demokratikleşmeyi yaralayacak, demokratikleşme sürecini sakatlayacak şekilde işlevselleştirdiğini söyledi. Çelik, şunları söyledi: “Türkiye’de gerçekten demokrasi isteyenler, bu özerklik tartışmasıyla, bu resmi dilin iki dil olması tartışmalarıyla gerçek demokratikleşmeye ve Türkiye’de açık toplum düzenine karşı son derece zararlı bir pozisyon almış oluyorlar. Bunu sakatlayan, bunu neredeyse sabote etme tutumuna dönüştürmüş oluyorlar siyasi tavırlarıyla. Özerklik tartışmalarını, iki dil olması tartışmalarını, ben Türkiye’deki gerçek demokratikleşme sürecine, gerçek açık toplum arayışlarına suikast teşebbüsü olarak görüyorum.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terörle mücadelede gelinen son durum ve iki dil tartışmaları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında düzenlenen sürpriz güvenlik zirvesinde masaya yatırıldı. Başbakanlık Resmi Konutu’nda gerçekleşen toplantıya, Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile ilgili asker ve sivil bürokratlar katıldı. Toplantıda terörle mücadele gelinen son nokta ele alındı. Zirvenin Diyarbakır’da açıklanan “demokratik özerklik taslağı”na ilişkin tartışmaların tırmandığı sırada yapılması dikkat çekti. Taslakta, sağlık ve eğitim gibi alanlarda anadil Türkçenin yanı sıra Kürtçe de hizmet verilmesi ve bölge meclisleri kurulması önerilmişti. İki dil tartışması sırasında “Üniter ve ulus devlet konusunda tarafız” değerlendirmesi yapan Genelkurmay Başkanlığı’nın tartışmalardan rahatsız olduğu bildirildi. Irak’taki durum değerlendirildi Kulislerde Irak’ta yeni hükümetin oluşmasının ardından Kuzey Irak’taki PKK varlığına ilişkin atılabilecek adımlar ve Bağdat yönetimiyle yapılabilecek işbirliğinin de gündeme geldiği dile getirildi. İçinde bulunduğumuz haftada Türkiye, Suriye ile terörle işbirliğinin de aralarında bulunduğu bir dizi anlaşma imzalamıştı. Sakık tepki gösterdi BDP’li Sırrı Sakık ise Twitter’dan yaptığı açıklamada Çelik’in sözlerine tepki gösterdi. Sakık, “Kendisi de iyi bilir ki suikastlar ve cinayetler karanlıkta ve kar maskeleriyle işlenmiştir bu coğrafyada bize karşı. Bunlar karanlıkta arkandan gelip enseye silah dayayanlardır. Ha bu arada unutmadan; karşı çıktığınız özerklik 76 ülkede uygulanmakta ve hiçbiri de suikast olarak algılanmamaktadır. Biz suikast kültürünü bilmeyiz” dedi. İkinci Habur endişesi cesi BDP ve DTK’nin seçim ön r ‘özerklik’ hedefleri netleşiyo AYŞE SAYIN 9. CUMHURBAŞKANI DEMİREL: İki milletli devlet olmaz ALİ ABALI ANKARA 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, son günlerdeki “iki dilli yaşam” ve “Demokratik Özerk Kürdistan” tartışmalarını yorumlarken “Cumhuriyetin kuruluş felsefesine, ulus devlete, ulus devletin oturduğu zemine ‘demokrasi’ namı altında tecavüzler var” dedi. Demirel, Türkiye’nin son günlerdeki manzarasını Cumhuriyet’e değerlendirdi: Neden yapamıyor: Devletin kurumları arasındaki ahenksizlikten, devletin kurumlarına karşı siyasi iktidarın tavrından şikâyetler var. Bütün bunların panzehiri kamuoyudur. Ama kamuoyu inşa edilirse o şekilde vatandaşın sağduyusu ortaya çıkar. Korku atmosferi yaygın: Türkiye seçime gidecektir. Seçimde nasıl bir netice çıkacağı üzerinde endişeler var. Dolayısıyla böyle bir ortamda siyasetin teşkilatlanmasında, organizasyonunda birtakım aksaklıklar var. (...) Halkın şikâyetlerini dinliyorsunuz, bir de Türkiye’ye bakıyorsunuz. Bunun izahı mümkün değil. Bir korku atmosferi Türkiye’de yaygın. Burada yapacak şey metaneti yitirmemektir. Demokrasi adı altında tecavüz: Çok rahatsız edici kareler var. Yani Cumhuriyetin kuruluş felsefesine, ulus devlete, ulus devletin oturduğu zemine demokrasi namı altında tecavüzler var. Ulus devlet bu ülkenin reçetesiydi. 80 sene zarfında huzur içinde Türkiye geldiyse, çok şey kazandıysa, bu ulus devletin bu ülkenin, insanları arasında sağladığı beraberlikle gelmiştir. İki milletli devlet olmaz: Bu ülkenin insanları hangi etnik gruba, inanca mensup olursa olsun mensup oldukları inancı ve etnik grubu hiç zedelemeyen bir olay var. Bir vatana ve devlete sahip olmak. Ve bir milletin ferdi olmak. Nerede beraberiz? Bu ülkenin geçmişine sahiplikte, geleceğine sahiplikte beraberiz. Bunlar millet yapmak için kafidir. Ama bunu Kürt meselesine, inanç meselesine indirirseniz ulus devleti ayakta tutamazsınız. İki milletli, çok milletli devlet olmuyor. Çok halklı oluyor. O halkların hepsi bir ulusta birleşiyor. Tehditlere müdahale tartışılacak: Cumhuriyetin temel değerlerine yönelmiş birtakım tehditlere karşı, ileri demokrasi adı altında ülkenin huzuruna yönelmiş birtakım olaylara karşı nasıl hareket edilecek, halk bunun etrafında nasıl toplanacak önümüzdeki günlerde bunlar tartışılacak. Durum iyi değil: 2010 yılının sonlarına doğru Türkiye’deki birtakım durumlar hiç iç açıcı değil. İnsanları kaygılandıran şeyler, aştan, ekmekten önce memleketinin genel havası. Memleketin havasında genel bir rahatsızlık var. Bu hissedilir derecede çeşitli kesimleri kaygılandırıyor. Bu rahatsızlığı görmezlikten gelmek yanlış. Siyasetin bunları düzeltmesi lazım. Siyaset misyonunu istediği gibi yapamıyor. Demokrat Parti için cesur biri çıkmadı: Kolay olmuyor parti birleştirmek. Birçok psikoza teşekkül ediyor. Ama Hüsamettin Bey görevini yaptı. Bugün fiilen çok başarılı sayılmasa bile fiilen bu iki parti birleşmiştir. Ama bu arada Türkiye’nin bugünkü şartlarından gelen siyasete tepe noktasından cesaretle girecek adam çıkmadı ortaya. Türkiye’de korku hâkim. Ortaya çıkabilecek bir adamın kolunu kanadını kırma durumları var. ANKARA Abdullah Öcalan’ın istemi doğrultusunda, Demokratik Toplum Kongresi’nin Diyarbakır’da yaptığı toplantıda tartışmaya açılan “Demokratik Özerk Kürdistan hedefi” taslağı, DTK ve BDP’de “İkinci Habur olabileceği” endişesi yarattı. Bu kapsamda, taslağın “sadece tartışmaya açıldığı” mesajı veren BDP ve DTK, seçimlere kadarki hedefini ise “tartışmaya açarak kamuoyu oluşturma” ve “anayasal altyapı”nın hazırlanması için bütün yerel birimlerde toplantılar ve çalıştaylar düzenlenmesi üzerine oturttu. Öcalan’ın Fethullah Gülen’e “uzlaşma” çağrısının altında da yine bu konuda hükümetin “çözüme zorlama taktiği”nin yattığı ifade ediliyor. Öcalan’ın avukatları aracılığıyla gönderdiği mesajlar doğrultusunda BDP’nin “İki dillilik”, DTK’nin “Demokratik Özerk Kürdistan” taslağı konusundaki hedefleri şöyle ifade ediliyor: Anayasal altyapı: Seçimlerden önce AKP, anayasal düzenleme için adım atmayacak. DTK; yerel yönetimler düzeyinde çalıştaylar, toplantılar düzenleyerek yerel düzeyde anayasal altyapı için hazırlık yapacak. BDP ise Meclis’te uzlaşmayla seçim sonrasında anayasa değişikliği yapılmasının altyapısını hazırlayacak. Anayasa değişikliğinin içeriği konusunda “köşeli, zorlayıcı” tutum içine girmek yerine, AKP’nin yanı sıra CHP’nin de destekleyeceği düzenlemeler için uzlaşma aranacak. Anadilinde eğitimde ısrar: Bu amaca yönelik, anayasal ve yasal düzenlemeler yapılması konusunda ise “ısrarcı” olunacak. Araştırma komisyonu altyapısı: Seçim öncesindeki temel hedeflerden biri de Öcalan’ın uzun süredir seslendirdiği TBMM’de bir Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulması. Bunun altyapısının oluşturulması ve özellikle AKP’nin seçimler sonrasında böyle bir komisyonun kurulması konusunda söz vermesini sağlayacak diyalog zemininin oluşturulması için BDP’nin girişimde bulunması planlanıyor. İkinci Habur korkusu: BDP’nin programında yer alan “demokratik özerklik” nihai hedef olarak konuyor. Ana hedefi HÂKİM VE SAVCILARA DAVA AÇILAMAYACAK GÖZALTILAR PROTESTO EDİLDİ Aralarında BDP yöneticileri ve belediye başkanlarının bulunduğu çok sayıda kişinin KCK Türkiye Meclisi davası kapsamında gözaltına alınmalarının yıldönümünde Diyarbakır’da yürüyüş düzenlendi. BDP Kayapınar ilçesi önünde başlayan yürüyüşe katılan yüzlerce kişi buradan Kayapınar Belediyesi’ne kadar yürüdü. Kayapınar Belediyesi önünde bir açıklama yapan BDP Diyarbakır İl Başkanı Nijad Yaruk, “Yüzlerce kişiyi tutuklayabilirsiniz. Bu halk tutuklananların yerini dolduracaktır. Bir an önce bu hatadan vazgeçin, tutuklamalarla sonuç alamazsınız” diye konuştu. Yaruk, duruşmalara kitlesel olarak destek vereceklerini söyledi. Yaruk’un konuşmasının ardından 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi. (Fotoğraf: MAHMUT ORAL) Haberal’a çifte önlem AYŞE SAYIN Türkiye’nin 2425 özerk bölgeye ayrılması, merkezi hükümetin yetkilerinin yerele dağıtılması, özerk bölgelerde anadilinde eğitim yapılması ve her bölgenin kendini simgeleyen bayrağının olması temel hedef olarak konuluyor. “Özerk Kürdistan” ise kamuoyunun bir anlamda “nabzını” tutmak ve “alıştırmak” için tartışmaya açıldı. Ancak, hükümetin “Kürt açılımı” çerçevesinde Habur’dan Türkiye’ye giren PKK’lilere yönelik tepkinin benzeri, “Demokratik Özerk Kürdistan” taslağı konusunda da oluştu. BDP’nin en büyük endişesi bu konunun bir “ikinci Habur” olayına dönüşmesi ve çözüm sürecinde kendilerini hedef haline getirmesi. BDP, bu nedenle konunun “partiyi bağlamayan, DTK’ye sunulan tebliği” niteliğinde olduğu açıklamasıyla tansiyonu düşürme taktiği izleyecek. CHP ile diyalog: CHP, öncesinde SHP ile geçmişte seçim ittifakları mesela SHPHEP ittifakı gibi bugünkü CHP ile de benzer arayışlar olabilir: Ancak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununun çözümü konusundaki tavrı henüz net ve yeterli değil. CHP bir süre izlenip diyalog kanalları genişletilebilir. Öcalan, bu çerçevede BDP’lilerin Kılıçdaroğlu ile görüşmesi talimatı verdi. 3035 milletvekili hedefi: BDP’liler haziran ayında yapılacak genel seçimde de AKP’ye “sert muhalefet yapma” kararı aldı. BDP’lilerin seçimdeki hedefi ise en az 3035 milletvekiliyle gelmek. ANKARA Ergenekon davasından yargılanan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın davasına bakan hâkimlerden “tazminat” kazanmasına büyük tepki gösteren AKP, bundan sonrasına dönük ise “çifte önlem” aldı. Hâkim ve savcıların hatalı kararları nedeniyle kendilerine dava açılmasının yolunu kapatan düzenlemenin, hem TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bulunan “torba yasa” tasarısına hem de Hukuk Muhakemeleri Yasa (HMUK) Tasarısı’na eklenmesi kararlaştırıldı. Düzenleme ile mağdurlar, “kişisel kusurları” dahi olsa hatalı karar ve eylemler nedeniyle hâkim ve savcılar aleyhine değil, sadece devlet aleyhine tazminat davası açabilecek. BÖLGEDE ‘İL’ SEVİNCİ Yüksekova ve Cizre’de bayram Yurt Haberleri Servisi Şırnak’ın Cizre ve Hakkâri’nin Yüksekova ilçelerinin il statüsüne getirileceği yönündeki haberler bölgede sevinçle karşılandı. Cizre Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Adnan Elçi, Cizre’nin il olmayı çok önceleri hak ettiğini savunarak “Cizre eğer 1990’lı yıllarda il yapılmış olsaydı şu an Batman’ı gelişme ve ticaret yönünden çok geriye bırakmış olurdu” dedi. Cizre Genç İşadamları Derneği Başkanı Ali Bingöl de şu ifadeleri kullandı: “Vatandaşlar devletin 20 yıl önce Cizre’ye yaptığı haksızlıktan dönüldüğünü fark edecek.” Yüksekova Belediye Başkanvekili Erdal Aydın da, “İlçemiz Türkiye’deki 25 ilin nüfusundan daha büyüktür. Nüfus ve coğrafi şartları göz önünde bulundurulduğunda, bu kararın alınmasında geç bile kalınmıştır” dedi. Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sabih Kayhan da “Biz zaman zaman Yüksekova’nın il olması için çaba gösterdik. Yüksekova’nın il olması büyük kazançlar getirecektir. Bunun seçim ertesine bırakılmaması ve seçim malzemesi olarak kullanılmaması gerekir” dedi. Hazine yardımı ‘jesti’ BDP’nin Meclis’te grubu olan partilere aldıkları oya bakılmadan hazine yardımı verilmesine ilişkin önergesine CHP de destek verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genel başkan seçildikten sonra seçim barajının düşürüleceği sözü veren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan BDP’ye “Hazine yardımı” desteği jesti geldi. TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyonu’nda görüşmeleri süren “torba” yasa tasarısının görüşmelerinde BDP’li Hasip Kaplan, siyasi partilere Hazine yardımı kriterini değiştiren bir değişiklik önergesi verdi. Kaplan’ın siyasi partilerin aldıkları oya bakmaksızın, TBMM’de grup kuran partilere Hazine yardımı yapılmasını içeren önergesine CHP’den “sürpriz destek” geldi. 2007 seçimleri öncesinde seçimlere bağımsız girenlerin sonradan grup kurarak Hazine yardımı almalarını engellemek için AKP ile işbirliği yapan CHP, BDP’ye destek verdi. Önergenin görüşmeleri sırasında CHP’li komisyon üyesi Mustafa Özyürek, Kılıçdaroğlu’nu arayarak kişisel eğiliminin BDP’nin önergesine destek verilmesi yönünde olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu da BDP’nin önergesinin desteklenebileceğini bildirdi. CHP’nin önergeye destek vermesine karşın, önerge AKP oylarıyla reddedildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle