23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
a. 137 Jung, Pauli ve bilimsel bir tedirginliğin izlenmesi Geçen yıl CBT okurlarına Ingiltere'de yayımlanan Manjit Kumar'ın "Kuantum" adlı ilginç kitabını duyurmuştum (1). Bu yıl Kurban Bayramı'nda bana ulaştırılan yeni bir kitabı açıklamak istiyorum: "137 Jung, Pauli, and the Pursuit of a Scientific Obsession". Londra Üniversitesi emekli profesörü Arthur I. Miller'in bir eseri (2). Prof. Dr. Bahattin Baysal PSİKİYATRİ TEDAVİ 1931 yılında şöhretinin tepesinde olduğu günlerde, fizikçi Pauli psikiyatri tedavisi için dünyaca tanınmış psikoanalist Profesör Carl Jung'un Zürih'deki muayenehanesine başvuruyor. Kızgm, yalnız, sarhoş, kadın düşkünü bir m adam gibı! Pauli hakkında Dr. Jung'un görüşleri şöyle: "kendisi tamamen parçalanmış durumda idi", "kcndini kaybetmişti", "deliler evine gönderilmek üzere idi". Uzun bir tedavi süreci anlatılıyor. Bu arada hasta ile doktor arasında yakın bir arkadaşlık ve evrcnin temelindeki gizli bir primal sayınm kökeni üzerinde meraklı ortak bir duygusallık gelişiyor. Bilinçsizlik durumunun anlaşılmasında sihirli 137 sayısından yararlanmaya çalışıyorlar. Pauli'nin anlattığı dört yüz rüyanın elli dokuzu Jung tarafından ayrıntılı olarak yorumlanıyor. Bilinç ve bilinçsizlik arasında bir denge lcurabilen, bireysel bir tutum benimseyen hastaların rüyaları söz konusu. Sezginin yaratıcı düşünce üzerindeki etkileri uzun süredir bilinen bir konu. Alşimi ve mistisizm çağdaş bilimin gelişmesine yol açıyor. Parlak bir bilim adamının rüyaları ile ilgili bu bilgiler elli yıl gizli tutulmıış. D r. Carl Jung Bir Psikoloğun öyküsü: Kitap, 1920 yılında Avrupa'da çok tanınmış bir psikolog olan Dr. Carl Jung'un öyküsü ile başlıyor. İsviçre'de Sigmund Freud düzeyinde bir psikolog. Tedavi için başvuran hastaların bazen bir yıl beklediği oluyor. Dr. Jung psikoanaliz uygulamalanna bilimsel bir tcmel kazandırma, insan ruhunun gizlerini aydınlatma peşinde. Freud gibi rüyalann analizini yapıyor. Profesör Wolfgang Pauli: Kitabın başlıca kahramanı 20. Yüzyılda yaşayan 1920 Viyana dogumlu bir fizikçi, Wolfgang Pauli. Babası Carl Jung Viyana Üniversitesi'nde tanmmış bir fîziksel kinıya profesörü. Manevi babası meşhur fizikçi ve filozof Ernst Mach. Pauli, Ekim 1918'de Münih'de Sommerfeld'in ögrencisi ve asistanı oluyor. Heisenberg, Born ve Bohr ile tanışıyor. Bir matematik dehası olarak tanınan Pauli Göttingen, Hamburg, Kopenhagen'dc çalışmalarını sürdürüyor. Bu kitapta, Zeeman olayı olarak bilinen ve bir manyetik alanın etkisi ile spektral çizgilerdeki yarılnıalan açıklamak amacı ile yaptığı çalışmalar ayrıntılı olarak veriliyor. Pauli, 1925 yılında kendisine Nobel Ödülü kazandıran ünlü "Dı§lama llkesini" buldu: "Bir atomda dört kuantum sayısı da birbirinin aynı olan iki elektron bulunamaz." Sihirli 137 Sayısı Yirminci yüzyılın başlannda atom yapısı üzerindeki gelişmeler Niels Bohr'un kuantum kuramını hidrojen atomuna uygulaması ile hız kazandı. Bohr kuramına göre, bir elektron bir üst yörüngeden daha düşük bir düzeye atladığında bir ışık yayımlar. Bu yayımlanan ışık laboratuvarda bir spektral çizgi olarak görülür. 1915 yıllannda bu spektral çizgilerin deneysel olarak incelenmesi geliştirilmiş ve çizgilerin ayrıca daha sık çizgilerden oluştuğu ve bir "ince yapı" gösterdiği bulunmuştur. İncelenen atomun yanına bir mıknatıs konulduğunda çizgilerin gene bölündüğü gözlenmiş ve bunun "doğal bir olay" olduğu Münih'de çalışan Arnold Sommerfeld tarafından belirtilmiştir. Sommerfeld, Einstein'ın görelilik kuramını Bohr kuramına uygulamış, E = m c : denklemini elektronun kütlesini değiştirmekte kullanmıştır. Bu işlem bir spektral çizgi için Bohr denkleminde yeni bir terim gctirmektedir. Sommerfeld'in "ince yapı sabiti" diye tanımladığı bu yeni terim spektral çizgiler arasındaki arahğı belirler ve aşağıdaki denklem ile verilir: 2TTe2 hc İnce yapı sabiti doğanın üç temel sabitini içeriyor. e = elektron yükü c = ışık hızı h = Planck sabiti Yukardaki denklemde sabitlerin bilinen değerlerinin yerine konulması ile boyutsuz bir sabit a = 1 /137 = 0.00729 elde edilir. 137 bir doğa sabitidir. Bu sayıyı kim nasıl saptanmıştır? Pauli bu sihirin peşindedir. Bu kitapta Pauli'nin bilimsel başanları üzerinde ayrıntılı bilgiler var. Ben sadece ilginç gördüğüm birkaç örneği özetlemekle yetiniyorum. PAULİ TUHAF BİR ADAM Fizikçi Wolfgang Pauli'de bir tuhaflık var. Ne zaman bir laboratuvara girse, oradaki aletler bozuluyor. Kuşkusuz bir tesadüf, ama hemen her zaman gözlenen bir şey. 1920'lerde Almanya'da Göttingen Üniversitesi'nde bir gün öğleden sonra atom fiziği çalışmalarında kullanılan karmaşık bir alet nedeni bilinmeden bozuluyor. Pauli o sırada Almanya'da değil, VVolfgang Pauli İsviçre'de. Arkadaşları "çok şükür, bu bir Pauli etkisi değil!" diyorlar. Laboratuvarı yöneten profesör, şaka yollu, İsviçre'deki adresine yazarak durumu bildiriyor. Uzunca bir süre sonra Pauli'den üstünde Danimarka pulu olan bir mektup geliyor. Göttingen'deki aletin tam bozulduğu günlerde Pauli'nin trende olduğu ve trenin tam o sırada birkaç dakika Göttingen istasyonunda durduğu anlaşılıyor. O yıllarda en parlak fizikçilerden biri olduğu biliniyor, ama Pauli oralı değil. Özel hayatı da öyle. Geceleri şehirlerin kahvelerinde, barlarında şarkı söyleyip dans ettiği ve kavgalara katıldığı ve hiçbir gün öğleden önce uyanmadığı söyleniyor. Bu çelişkilerle dolu hayat, sonunda onun psikiyatrist Carl Jung ile iletişim kurmasına yol açıyor. PAULİ FEZA GÜRSEY'İ DESTEKLİYOR Türkiye Dışişleri Bakanlığı NATO Dairesi'nin yürüttüğü "Atom Enerjisi" Projesinde çalışmak üzere Ekiın 1957'de ABD'ye giden bilim adaınları arasında bulunuyordum. Erdal tnönü Princeton, Feza Gürsey Columbia üniversitelerinde, ben M.I.T.'de çalışıyoruz. Hepimiz üniversite doçentiyiz. 1958 yılı başlarında Erdal İnönü bir mektup yazarak, o sırada ABD'de bulunan tanınmış kuramsal fizikçi Profesör Pauli'nin, Feza Gürsey'in kuramsal fizik çalışmalarını desteklediğini "tam bir başarı" olarak bildirdi. Çekirdek fiziği üzerindeki başarılı araştırmaları Feza'nın Yale Üniversitesi'ne profesör olarak atanmasını sağladı. 1958 yılları yaz aylarında "Brookhaven Ulusal Atom Enerji Laboratuvarında" çalışmalarımızı sürFeza Gürsey dürüyoruz. Evlerindeki bir gece toplantısında Feza ve eşi Süha Hanım Pauli'yi anlattılar. Ncw York'daki bilimsel bir toplantıda, 1957 yılında Nobel fizik ödülünü kazanmış olan Çinli T.D. Lee'nin de bulunduğu birseminerde Pauli, Feza Gürsey'in parçacık fiziği konularındaki son çalışmalarını destekliyor. Bu arada ısrarla Profesör Lee'nin kızdığını söylüyor. Genellikle bilimsel toplantılarda pek rastlanmayan bir durum. Pauli, davetli bulunduğu bir başka akşam yetneğinde o kadar çok pilav yiyor ki ev sahibi Süha Hanım (Feza'nın eşi Prof. Süha Gürsey) adam öldü, ölecek diye endişeleniyor. Nitekim, 1958 yılı sonlarında İsviçre'ye dönen Pauli 15 Aralık 1958'de Zürih'deki bir hastanenin 137 No.lu odasında ölüyor. Kaynaklar: (1) Manjit Kumar, Quantum, Einstein, Bohr / and The Great Debate About The Natırc of Reality, İcon Books Ltd., 2009, London. (2) Arthur 1 Miller, 137 Jung, Pauli, and The Pursuit of a Scientific Obsession , W.W. Norton & Company, Inc, 2010,NewYork. Hubble Uzay Teleskopu Bu iki gökadanın kırmızıya kaymaları onların birbirine çok yakm bir çift gökada olduğuna işaret eder. NGC4319 gökadasının dış görünüşü Huhble veya de Vaucou/ers smtfiamasındaki gökadalara benzemiyor (fcfc. Şekil 1). Bu alışılmadık dı; görüntü NGC4291 ile NGC4319 arasındaki çekimsel etkileşme sonucu oluşmuş olabilir. NGC4319 gökadası diğer yönlere doğru benzer ışıklı filamenter köprüler sergilemiyor. Işıklı köprünün dar oluşu çekimsel etkileşme sonucunda oluşınuş uzunca bir yapıya, dolayısıyla Markarian 205 ile ilişkili olduğuna işaret eder. Markaraian 205 ışıklı köprüsüne yakın sönük bir cisim var (sıkışık bir gökada?) ve kırmızıya kayması Markarian 205 ile aynı değerlerc sahip. Markarian 205, yalnı: olınayabilir ve biliyoruz ki çekimsel etkileşimler köprüler ve kuyruk benzeri yapılar oluş turabilir. Bu ışıklı köprü NGC4319 ile degil daha çok Markarian 205 ve onunla aynı kırmızıya kayma gösteren komşusuyla, sıkışık gökadayla ilişkili olabilir. Eğer istenen teleskop zamanı verilirse bu yorum smanabilir. Ancak yanıtını bildifjimiz bir sorunun bilinen yaı^ıtmı doğrulamak için teleskop zamanı alnıak, teleskop zamanının harcanması anlamına gelınez mi? HUT sonuçlarınm yayınlanmasından sorumlu ve yanlı davranmayacak olan kişiye teleskop zamanı vererek gökbilimin yanlı yorumlardan korunması sağlanabilir". Kaynak: Jack Sulentic, Question's afMoJem Cosmology Galileo's Legacy, eds. Mauro D'Onofrio ve Carlo Burigana, Springer Verlag Bcrlin Heidclherg 2009. DOzBttme: 12 Kasım 2010 tarihli CBT de Hubble'dan yapılan alıntıda "ç" harfi düşünce orijinali "çevren" (uiuk) olan sö'zcük "evreıı" olarak basılmış. Alıntının doğrusu, "Gökbilim tarihi sürekli olarak genişleyen çevrenimizin tarihıdır". Ancak sözü edilen genişleme uzayın genişlemesine değil, bilgi, dağarcığımızın genişlemesine gönderi yapar. (R.P)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle