Katalog

SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 2010 CUMA 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, ‘Kayseri’deki yolsuzluk iddiaları soruşturulmazsa hükümet bunun altında kalır’ dedi DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN CHP’nin Kafası Tabii ki Karışık Tükenmez kurultaylarından birine daha hazırlanan CHP ile ilgili olarak beni güldüren şeyler var. Bunların başında, göbekten AKP’ye bağlı yandaş medya içinde olan veya onun dışında mevzilenip de aynı görevi bağımsız etiketiyle sürdürenlerin CHP’ye akıl vermeleri yol göstermeleri... Umarım, CHP’nin yetkilileri bu çok kaba oyuna düşüp, bu tür tavsiyecilerin telkinlerine kulak kabartmazlar. Gülmeme neden olan bir başka neden de CHP’nin eski Başkanı Deniz Baykal’ın blok listenin anti demokratik olduğunu söylemesi. Deniz Bey bunları söylerken utanmıyorsa, ben ona gülerek “Bonjour Sayın Baykal!” demekten neden utanayım ki? Deniz Bey’in bir başka güldüren çıkışı da partide “yeniler”e itibar edilmesini eleştirmesi. Yıllar yılı, kimseyi içine kabul etmemekte, Mehmet Sevigen’i yanından ayırmamakta direnen Sayın Baykal, yeni ve değerli arkadaşlarımıza salt parti içinde yeni oldukları ve yandaşlık koridorlarında volta atmak için yıllarını tüketmedikleri için karşı çıkmaya utanmıyor da ben kendisinin bugün düştüğü hale gülmekten neden utanayım? Parti içinde yenilerden söz ederken alkıma iki dostum geliyor, Genel Sekreter Süheyl Batum ve PM üyesi Enver Aysever. İkisi de yeni soluk getirmiş kişiler. Bunları ve az sayıdaki benzerlerini parti içinde yeni olmalarına rağmen yükseldikleri için eleştiren, CHP’de müruru zaman ile adam olunacağını savunanlar söz konusunu olunca hep derim ki Uğur Mumcu 23 Ocak 1993 günü ikametgâhının bulunduğu Çankaya’da CHP delege adayı olsaydı, “Parti geçmişi yok” diye seçimi kazanamazdı. İşte bu böyle bir mantıktır ve genç değerleri alıp, bir kenara atarak çürütene kadar eskitmeyi öngörür. Çok güldüğüm bir soru da şu: Bu CHP’nin kafası karışık mı acaba? Yanıtı o kadar basit ve açık ki: Tabii karışık üstadım! Olması da gerekir zaten. Çağı ve Türkiye’nin gerçeklerini yakalamak isteyen, ayrıca, antiemperyalist, devrimci Kemalist, devlet kurucu, hem sosyali hem demokratlığı vurgulu sosyal demokrat başat nitelikleri olan bir partinin yepyeni hamleler yapar, bütün bunları telif etmeye çalışırken, kafasının karışmaması, tereddüte düşmemesi, bazı hususları sorgulamaması ve hep aynı sloganları duymaya alışanları şaşırtmaması mümkün mü? Düşüncemi, bir dostumun da adının karıştığı olay ile açıklamak istiyorum. CHP’nin yukarıda saydığım niteliklerini içine sindirdiğine inandığım Enver Aysever, hâlâ Onuncu Yıl Marşı’na takılıp kalmamıza karşı çıkıyor ve diyor ki: Onu geride bırakalım, artık Yüzüncü Yıl Marşı ile ileri bakalım. Kimileri buradan Onuncu Yıl Marşı’nın ve dolayısıyla devrimci Kemalist geçmişin inkârını çıkarıyorsa yanılıyor. Onuncu Yıl Marşı’nın anlamını bilen biri olarak, yıllar yılı bu marştan bir adım ileri gidememiş olmamızı ben de eleştirdim ve yeni başarıların, hedeflerin marşlarının gerektiğini söyledim. Bu ne Mustafa Kemal’in ne de Cumhuriyet’in kurucusu CHP’nin Cumhuriyet’e bağlılığının reddi anlamını taşır. Doksanıncı yıla merdiven dayamışken, hâlâ Onuncu Yıl Marşı’na saplanıp kalmak, geçmişte yaşamakla, geleceğe dönük olarak da “Arkadaş benim o konuda söyleyecek bir sözüm yok” demekle aynı anlamı taşır. Bütün mesele; geçmişe sahip çıkarken geleceği yönetmeye talip olmak ‘Onuncu Yılın’ kazanımlarını çağın gerçeklerini de kavrayarak, daha geniş kitlelerle el ele kol kola yenilerini ekleyerek, daha da zenginleştirmektir. Bu kafa karışıklığı, yepyeni sentezlerle böyle duru bir hedefe yönelmeyi sağlayacak bir hazırlık süreciyse eğer (ki kanımca öyledir) pek de olumludur. [email protected] ‘Belgeleri Atalay gizliyor’ İçişleri Bakanı Atalay’ın iddialara açıklık getirmek yerine hakarete varan açıklamalar yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, “İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yerelde belediye, valilik ve adliye arasında organize dosya kapatmak var” dedi. İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri’deki rüşvet olayına ilişkin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Siyasetçi olsam söyleyecek çok şeyim olurdu ama kendimi tutuyorum” açıklamalarına ilişkin “Abdullah Gül bildiğini açıklayabilir. Bence hiçbir sakıncası yok” değerlendirmesini yaptı. Kılıçdaroğlu, 11. Marka Konferansı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın önceki gün rüşvet olayına ilişkin yaptığı açıklamada hiçbir soruya yanıt vermediğini, hakarete varan söylemler kullandığını belirtti. CHP, İNTERNET SİTESİNDE YOLSUZLUKLA İLGİLİ 2 BELGE DAHA YAYIMLADI Noterde kaydı olmayan vekâlet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, dün internet sitesinde Kayseri yolsuzluğuyla ilgili iki belge daha açıkladı. Belgelere göre, Kayseri’de yolsuzluk iddiasını ortaya atan belediye çalışanı Hacı Ali Hamurcu, avukat Yusuf Erikel’i “4.7.2007”de Ankara Yenimahalle 3. Noteri’nin “27091” yevmiye numaralı genel vekâletiyle avukatlığına atadı. Bu vekâlet tek kopya olarak düzenlendi. Ancak Yusuf Erikel kardeşi avukat Yakup Erikel, 27.10.2007 tarihinde kendi hukuk bürosundan Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir yetki belgesi faksladı. Belgede Yakup Söylediklerini İçişleri Bakanı’na yakıştıramadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sayın İçişleri Bakanı kendi vicdanına sordu mu? Biz belge gizlemişiz. O gizlediğimizi söylediği belge bir gün önce basın mensuplarına dağıtıldı. Bir İçişleri Bakanı’nın bundan haberi yoksa o kolErikel, vekâletnamenin dayanağı olarak Yenimahalle 3. Noteri’nin 4.7.2007 tarih ve “97881” yevmiye No’lu vekâletnamesini gösterdi. Ancak Yenimahalle 3. Noteri Mualla Kurt, Ali Hamurcu’nun yeni avukatı Halil İbrahim Yolcu’nun başvurusu üzerine verdiği yazıda 2007 yılında verdiği son yevmiye numarasının “56720” olduğunu, 97881 yevmiye numaralı bir işlemlerinin bulunmadığını bildirdi. Sahte olduğu belirtilen vekâletnamede baro pulunun olduğu ancak avukat tarafından “aslının aynıdır” şeklinde onaylanıp imzalanmadığı da tespit edildi. kuracaksınız, başında bir vali yardımcısı var, bilirkişi ayın 4’ünde atanacak, siz raporu bir gün önce ayın 3’ünde vereceksiniz. Bu soruya yanıt vermeyen, bu soruyu soruşturmayan bir bakan o koltukta hangi yüzle oturabilir? Elimizde belge olmasa biz konuşur muyuz? Bir tuktan ayrılsın” dedi. Asıl belgeyi İçişleri Bakanı’nın gizlediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, vali vekilince hazırlanıp Gaziantep’e gönderilen “Olayda rüşvet, evrakta sahtecilik vardır” diyen raporun kamuoyuna açıklanmadığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Bir muhakkik heyet avukat var. ‘Bu avukat kimdir’ dedik. Bu avukat, rüşvet topladığı iddia edilen kişinin davasına sahte vekâletle girmiş midir, girmemiş midir? Adalet Bakanı, barolar baksın.” Sahte vekâlet ile ilgili Adalet Bakanlığı’na ve barolara şikâyette bulunacaklarını açıklayan Kılıçdaroğlu, “Adalet Bakanı neden konuşmuyor” diye sordu. Sorularına devam eden Kılıçdaroğlu, “Rüşvet topladığı söylenen kişinin davasına giren bu avukat Kayseri’ye gittiğinde kaldığı otelin faturasını niçin Kayseri Büyükşehir Belediyesi ödüyor?” dedi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “İpi çektik arkası gelecek. Sahte vekâletin belgesini de internet sitemize koyacağız. Benim adım Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan değil... Parlamentoda kimseyi suçlamadan olayın soruşturulmasını istedim. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yerelde belediye, valilik ve adliye arasında organize dosya kapatmak vardır. Bu çok önemli bir süreçtir. Eğer bu olay soruşturulmazsa bunun altında bu hükümet kalır.” ‘VALİ VEKİLİ NOT YAZMIŞ’ ÖZHASEKİ AKP GRUBUYLA GÖRÜŞTÜ TBMM’den Sheakspeare’in “to be or not to be” sözüne de Kürtçe muamelesi yapılırken gösteride yaralandığı için koltuk değeneğiyle kürsüye çıkan DTP’li Sevahir Bayındır, AKP’lilere “Bugün burada bu halde konuşmamın sorumlusu hepiniz değil misiniz?” dedi. (Fotoğraf: AA) Atalay raporu önemsemedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Beşir Atalay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Kayseri’deki yolsuzluk iddialarına ilişkin açıklamalarıyla ilgili “Ya Sayın Genel Başkan bile bile yalan söylüyor veyahut da kendisini yanlış yönlendiriyorlar” dedi. Atalay, İstanbul’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda gazetecilere yaptığı açıklamada, düzenlediği basın toplantısında konuyla ilgili belge ve bilgiler ile yaşanan süreci kamuoyuyla paylaştığını anlattı. Atalay, şunları söyledi: “Vali vekilinin bir raporu yok. Vali vekilinin bir araştırması yok, bir dosyası yok. Vali vekilinin yazı ekinde gönderdiği cumhuriyet başsavcılığının talebi var. Zaten vali vekilinin o yazısını kendileri sitelerine koydular. Vali vekili o konuda 45 satırdan oluşan bir yazı yazmıştır bakanlığımıza. Ve o yazı da cumhuriyet başsavcılığına gönderilmiştir. Vali vekilinin orada söylediği şu: Bu, rüşvetle ilgili olduğu için bizim yapacağımız bir işlem yok. Cumhuriyet başsavcılığı kendisi işlem yapacak. Yazı budur.” CHP liderinin, konuyu TBMM’deki bütçe görüşmesinde gündeme getirdiğini hatırlatan Bakan Atalay, “Tamamen kurgu, tamamen yalan. Şimdi batağa gömüldü. O bataktan çıkamıyorlar” dedi. ‘Adı geçenlerle kan davalıyım’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı rüşvet ve yolsuzluk belgeleriyle gündeme gelen Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, dün Ankara’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve AKP grubuyla görüştü. Ankara’ya bir ödül törenine katılmak için geldiğini söyleyen Özhaseki, Meclis’te AKP Grup başkanvekilleri Mustafa Elitaş, Ayşenur Bahçekapılı ve Bekir Bozdağ ile bir araya geldi. Toplantıda CHP’nin gündeme getirdiği iddiaların ele alındığı öğrenildi. Özhaseki, gazetecilerin “Başbakan’la görüşmeniz oldu mu?” sorusuna, “Hayır ” karşılığını verdi. Bir gazetecinin “Hukuken yeni bir bilgi sundunuz mu?” sorusunu Özhaseki, ilk 2 gün iddialara yanıt verdiklerini anımsatarak “Üçüncü gün ‘Avukat geldi Kayseri’ye. Otel parasını siz mi verdiniz? Çantayla para geldi, gitti’ bir şeyler. İki kardeş avukatlar. Birbirlerine vekâletlerini vermişler. Kan davalıyız Yusuf Erikel’le. Şu anda 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava devam ediyor. Biz bu olayı 3.5 senedir takip ederken üstelik bu arada belediyemiz de kurşunlandı, yakalanan Ali Hamurcu, ‘bunu falan paşanın emriyle kurşunladık’ diyor. Bu adamlarla ben böyle kan davalıyken hangi avukatın otel parasını ödeyeceğim. Adamı güldürmesinler” dedi. Özhaseki Kılıçdaroğlu hakkında 100 bin, CHP Milletvekili Şevki Kulkuloğlu hakkında ise sadece 100 liralık tazminat davası açacağını söyledi. İngilizce de yasağı delemedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gümrük Müsteşarlığı, Personel Başkanlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, SHÇEK, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün TBMM’deki bütçe görüşmelerinde Kürtçe ile ilgili farklı bir girişime sahne oldu. BDP Şırnak Milletvekili geçen haziran ayında Silopi’deki bir gösteri sırasında bacağı kırıldıktan sonra ilk kez genel kurula geldi. Kürsüye koltuk değnekleriyle çıkan Sevahir Bayındır, Shakespeare’in ünlü “olmak ya da olmamak” sözünü İngilizce ve Kürtçe söyledi. Ancak her iki söz de tutanaklara giremedi. Kürtçe ile birlikte “to be or not to be” de “Türkçe dışında bir dil” sayıldı. Gösteride yaralanmasını kastederek “Bugün burada bu halde konuşmamın sorumlusu hepiniz değil misiniz?” diye soran Bayındır, “Beni yok ederseniz Kürt halkını da yok edeceğinizi mi sanıyorsunuz?” dedi. Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ı istifaya çağıran Bayındır, iktidar sıralarından laf atılması üzerine AKP Konya Milletvekili Hasan Angı’ya dönüp koltuk değneyini gösterdi ve, “Benim TC kimlik numaram bu, zoruna mı gitti? Otur oturduğun yerde” diye bağırdı. Kavaf’ın eleştirileri yanıtlamasının ardından kendisine söz verilmemesine sinirlenen Bayındır, koltuk değneklerini Kavaf’ın kucağına atarak protesto etti. Belediye yayımladı Öte yandan Kayseri Belediyesi’nin internet sitesinde de “Belge öyle değil böyle yayımlanır” başlığında bazı belgeler yayımlandı. CHP’nin internet sitesinde yayımlanan belgelerle belediye tarafından yayımlanan belgelerin bir kısmının aynı olduğu görüldü. CİNDORUK’TAN ÇİLLER’E UYARI, ÖZAL’DAN ADAYLIK SİNYALİ KISA KISA... KISA KISA... ‘2011, silahsızlanma yılı olsun’: DSP İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş, 2011’in “Bireysel Silahsızlanma Yılı” ilan edilmesi için yasa teklifi verdi. Teklifte dünyada her gün bin kişinin silah nedeniyle hayatını kaybettiği, 3 bin kişinin de yaralandığı vurgulandı. Girdap operasyonunda 2 tahliye: “Girdap” operasyonu kapsamında tutuklanan Vatanseverler Birliği Derneği üyelerinin yargılanmasına devam edildi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu sanıklar Fatih Koçak, Hüseyin Ten tahliye edildi. Kurusıkı gaspa ceza yağdı: Kurusıkı tabancayla girdiği 5 ayrı işyerinde, tehditle gasp yapan zanlı üç ayrı suçtan toplam 33 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Çeşitli semtlerdeki işyerlerine girerek elindeki kurusıkı tabancayla işyeri sahiplerini tehdit edip, paralarını alarak kaçan Harun K, toplam 5 davadan yargılanıyordu. Sanık, 3 ayrı davada toplam 33 yıla mahkum oldu. Protokol yolunda bomba paniği: Protokol Yolu, Cinnah Caddesi ve Atatürk Bulvarı’nı birbirine bağlayan ve devlet protokolü tarafından da çok sık kullanılan Kuğulu Altgeçidinden bırakılan şüpheli çanta, korku dolu anların yaşanmasına neden oldu. Fünye ile patlatılan paketten boş konserve kutusu çıktı. İşten çıkarılan 73 işçiye destek: Petrolİş Sendikası üyeleri Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde, Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Deva İlaç Fabrikası’nda çalışan 73 işçinin işten çıkarılmasını fabrika önünde protesto etti. Sendika Genel Sekreteri Mustafa Çavdar, “Arkadaşlarımız ikna odalarına alınarak bireysel sözleşme dayatması ile karşı karşıya kaldılar” dedi. Sırtındaki bagajla dönmek isteyen buyursun gelsin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DP Genel İdare Kurulu (GİK), dün partinin olağan kongresinin 1516 Ocak’ta yapılmasını kararlaştırdı. DP lideri Hüsamettin Cindoruk, gazetecilerin sorularını yanıtlarken Tansu Çiller’in genel başkan adaylığına karşı olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Cindoruk, “Kimseye karşı bir itirazım olamaz, çünkü o zaman kongreye itiraz etmiş olurum” dedi. Bu süreçte Çiller’le teması olmadığını belirten Cindoruk, taban ve parti yönetiminin üzerinde mutabakat sağlayacağı bir aday bulunamaz ise partinin genel başkansız kalmayacağını da ifade ederek yeniden adaylık sinyali de verdi. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Çiller konusundaki düşüncesinin sorulması üzerine de Cindoruk, “Muhalefeti yok” dedi. Cindoruk, kendisi ve eski başbakanlardan Mesut Yılmaz için yaptığı “Biz limitimizi doldurduk” açıklamasının anımsatılarak “Sayın Çillerin limitini ne durumda görüyorsunuz?” diye sorulması üzerine şu yanıtı verdi: “Ben kimseye bu konuda bir teklifte bulunmadım, ama kimseye de karşı değilim. Hepimizin, uzun yıllar siyaset yapan insanların, sırtımızda yükler vardır, bagajlar taşırız. Onlarla siyasete yeniden gelmek isteyenler buyururlar gelirler.” REFAHYOL modeliyle ittifak Necmettin Erbakan eski ekibi topluyor ERDEM GÜL tin ErANKARA SP Genel Başkanı Necmet i tareceğ bakan, siyasete yeniden dönüp dönmey , er’e tışılan eski koalisyon ortağı Tansu Çill REFAHYOL modeliyle se“dön” mesajı vererek çim ittifakı için harekete geçti. anket, Objektive Research Center’a yaptırılan kan’ın genel başkan SP tarafından açıklandı. Erba ivme kaseçilmesiyle SP’nin oylarının yeni bir in düşüşe geçtiği” tespitleri yazandığı, “AKP’n şöyle: pılan ankete göre, partilerin oy oranları 5.9, SP P 12.1, BDP “AKP 40.7, CHP 23.2, MH ti 0.6, Di5.4, DP 3.6, TP 1.9, BBP 1.3, Has Par si kulislerde Erbakan’ın bu anketi ğer 5.3.” Siya yapmalaaçıklayarak “SPDP ve TP’nin ittifak lis’e girebiliyorrı halinde barajı aşarak Mec Çiler ve lar” mesajı verdiğine dikkat çekiliyor. ncisi Abdüllatif Şener’in de kaErbakan’ın öğre ittifakı tılımıyla REFAHYOL modelini seçim ediliyor. olarak gerçekleştirebileceği kayd Özal’dan açıklama Bu arada 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, genel başkanlığa aday olduğunu açıkladı. Özal, “Çiller aday olursa aday olmayı düşünmem. Aday değilse, adayım” dedi. C MY B C MY B