14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Y Edirne Y Kocaeli B Çanakkale Y İzmir Y Manisa Y Denizli PB Zonguldak PB Sinop PB Samsun B Trabzon B Giresun B Ankara PB 19 20 20 18 20 19 22 20 20 20 19 20 22 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB S Y PB PB B B B B S S S 20 20 19 25 31 29 22 25 21 22 16 12 15 HABERLERİN DEVAMI Oslo K Helsinki Y Stockholm K Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid PB Viyana Y 2 4 2 10 6 7 9 8 7 8 12 10 12 Belgrad B 17 Sofya Y 12 Roma Y 16 Atina B 20 Zürih Y 5 Moskova K 3 Aşkabat A 17 Taşkent B 12 Baku PB 18 Bişkek B 10 Tiflis PB 21 Kahire B 26 Şam B 26 Yurdun batı kesimleri parçalı zamanla çok bulutlu, Marmara’nın batısı, Kıyı Ege ile Antalya çevreleri sağanak yağmurlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Sabah ve gece saatlerinde yurdun iç kesimlerinde sis görülecek. Hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam edecek. 18 KASIM 2010 PERŞEMBE TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Kasım GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK Ankara’nın tavrı nedeniyle AB NATO toplantısı iptal edilmek zorunda kaldı GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY söylediği gibi biz gerçekten karıncayı bile incitmeyen bir medeniyetin çocukları mıyız diye insanın aklına bir soru takılıyor.. Yeni Diyanet İşleri Başkanı, önceki gün TV’lere yansıyan, dün de gazete manşetlerine malzeme olan kavgalı, kanlı manzaraları izledi mi acaba? İzledi ise hâlâ bizim karıncayı bile incitmeyen medeniyetin çocukları olduğumuza inanıyor mu? Karıncayı bile incitmeyen medeniyetin çocukları ile dış ülkelerden gelen anguslar kanlı bir savaş sergiledi. Kırda bayırda daha özgür yaşadığı bir ülkeden gelen anguslar, bizim bıçağa boynunu direnmeden uzatan büyükbaşlara benzemiyorlar. Bizimkiler gibi değil anguslar. Sakin sessiz, baskıya eyvallah diyen, kudret sahibi eli bıçaklı sahibi ne derse eyvallah deyip bir kenara çekilen cinsten değiller. Anguslar özgürlüklerini sonuna kadar savunuyorlar. İsyankâr bu hayvanlar. Koptukları gibi önlerine geleni boynuzluyorlar. Dışarıdan getirilenler, mahşerde soru olacaklarına yaşadıkları ülkelerdeki hayvan demokrasi gereği zorla bıçağa sürüklenmeye isyan etmeyi yeğliyorlar. Karıncayı bile incitmekten sakınan İslam medeniyetinin çocuğu, dünyaya Müslüman mı Müslüman bir başbakan diye nam salmış RTE ise Süleymaniye’de bayram namazını kıldıktan sonra halka, “bayram mübarek olsun, birliğimizi, kardeşliğimiz ziyadeleşsin, âlemi İslamın mübarek bayramı insanlığın barışına vesile olsun” buyurmuşlar. Fakat şöyle kentin varoşlarına, sokaklara, boş arsalara, tarlalara bir göz atmak zahmetine katlanmadı. Kendinden başka hiç kimsenin sözüne, değerlendirmelerine önem vermeyen Başbakan’a bayramın birinci günü başkentte izlediğim manzaraları anlatsam acaba bir yararı olur mu? Kentin dışına açıldıkça boş arsalar kan gölüne dönüştü. Üstelik tam karşılarında Ankara Belediyesi’nin kesim merkezleri vardı ama, küçükbaşı ya da ayaklarını bağladıkları büyükbaş havyanı… sayıları üç bini aşan acemi kasaplar kimi yerde bağırta bağırta kurban ediyorlardı. Şu karıncayı bile incitmeyen medeniyetin çocuğu babaların yanında minicik çocuklar, kurbanın kesilmesini, fışkıran kanı izliyordu. Korku dolu gözlerle… Kesimi çocuğa neden izletiyorsun, diye sorulduğunda adam yılışık bir gülümsemeyle “Büyüyünce neler yapacağını öğrensin, fena mı?” diye yanıt veriyordu. Başkentte, diğer büyük kentlerde bu yıl da yine sokakları, arsaları, hatta Boğaz’ı kan gölüne çevirenler, mazeret olarak belediyenin kesim merkezlerinde saatlerce sıra beklemek istemediklerini söylüyordu. Diyanet’in hayvana eziyet edilmemesini uyaran açıklamaları… Kurbanları sokak ortasında kesenlere uygulanacak 792 lira para cezası… Bu bayramda da uygulanmadı. Kurallar, uyarılar… hayvanın bağırta bağırta kesilmesine göz yuman karınca ezmez halkımıza vız geldi! “Bir karıncayı incitmenin bile mahşerde soru olacağını idrak eden bir medeniyetin çocuğu...” …Başbakan RTE’den bu kanlı, hayvana eziyet etmekte yarışan manzaraları eleştiren tek bir cümleye rastlamadık. Angusların isyanı yerli büyükbaşlara ders olacak mı acaba? Türkiye zirveyi veto etti BARKIN ŞIK ANKARA Portekiz’in başkenti Lizbon’da bugün başlayacak NATO zirvesi sırasında, Türkiye’nin vetosu nedeniyle AB ve NATO üyesi ülkelerin liderleri arasında yapılması planlanan resmi toplantı iptal oldu. Türkiye’nin, AB üyesi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) nedeniyle veto ettiği toplantının, gayri resmi yemek olarak düzenlenmesi gündeme geldi ancak Türkiye’nin bu konuda da itirazlarının olduğu öğrenildi. Kaynaklar, NATO AB toplantısının hiç yapılmayabileceğini bildirdi. Bu gelişmeler yaşanırken ABD AB üyesi ülkeler arasında zirve planlandı. AB üyesi olmayan Türkiye, bu önemli toplantıda yer alamayacak. Öte yandan NATO’nun zirve sırasında yapılacak protestolar nedeniyle Lizbon’daki karargâhını kapattığı kaydedildi. Lizbon’daki zirveye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül katılıyor. Bugün başlayacak ve 20 Kasım’da sona erecek toplantı sırasında, NATO’nun yeni strateji belgesi kabul edilecek. Ayrıca, Füze Kalkanı Projesi’ni hayata geçirecek olan siyasi karar alınacak. Teknik detaylar ise daha sonraki aylarda düzenlenecek toplantılarla netleşecek. Türkiye, Füze Kalkanı Projesi’nin ana karargâhının İzmir’deki NATO üssünde olmasını istiyor. Türkiye’nin talebinin kabul edilmesi durumunda Füze Kalkanı’na ait radar görüntüleri İzmir’den takip edilecek ve füze sistemlerinin ateşlenmesi için bu karargâh belirleyici olacak. ürkiye: Berlin Plus’a devam edilmeli Lizbon’daki zirvenin önemli başlıklarından birisi de NATO AB ilişkileri olacak. NATO ve AB ilişkilerinin karmaşıklığı Türki’yenin başını öteden beri ağrıtan bir konu olarak duruyor. Türkiye’nin GKRY’yi tanımaması, Avrupa güvenlik ve savunma politikalarında karar mercilerinden dışlanması ve Avrupa Savunma Ajansı’na üye alınmaması sonucunu doğuruyor. Türkiye, bu konularda da ilerlemeler sağlanmasını istiyor. NATO’nun yeni strateji belgesinde, AB üyeleri ile olan diyaloğun daha da güçlendirilmesi yönünde bir ifade konulduğu öğ T renildi. 1996 yılında, “Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği” yaratılması için NATO’nun imkânlarından faydalanılması yönünde “Berlin Plus” adı verilen bir dizi karar alınmıştı. Türkiye bu düzenlemeler kapsamında strateji belirleme ve karar alma toplantılarına NATO üyesi olmayan Kıbrıslı Rumların katılımını veto ediyordu. Türkiye, NATO AB ilişkilerinin Berlin Plus anlaşması kapsamında devam etmesini istiyor. ğı belirtiliyor. Bu gelişmenin ardından NATO toplantıları kapsamında ABD AB ülkeleri arasında bir zirve yapılmasının planlandığı öğrenildi. ABD AB zirvesinde Türkiye ise AB üyesi olmadığı için yer alamayacak. Lizbon’daki zirveye Rusya da katılacak. Bu görüşmede, Rusya NATO ilişkileri masaya yatırılacak. Rusya son olarak NATO’nun Afganistan operasyonuna lojistik destek vererek, ittifakın elini rahatlatmıştı. Zirvede, bu işbirliğinin daha da ileriye taşınması için görüşmelerde bulunulacak. Lizbon’da ele alınarak karara bağlanacak olan bir diğer başlık ise NATO’nun alacağı tasarruf tedbirleri kapsamında bazı askeri üs ve karargâhların kapatılması. Rusya ile zirve yapılacak ürkiye AB NATO zirvesini veto etti Türkiye, toplantılar sırasında yapılması planlanan NATO AB zirvesini veto etti. Türkiye’nin vetosu nedeniyle NATO ve AB liderleri ilk önce gayri resmi yemekte buluşmayı planladı ancak bu toplantının da yapılamayaca T İstanbul Çavuşbaşı’nda bir emlakçı. Dükkânının bir bölümünü emekli Albay Arif Doğan’a kiraya vermiş, Doğan eşyalarını kasalara doldurmuş, Öztürk’ten kiraladığı depoya yerleştirmiş. Doğan, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmış, depo da aranmış. O sırada emlakçı dükkânında olan Muzaffer Öztürk de gözaltına alınmış. Arama sırasında ağabeyi orada olsa, o alınacakmış. Piyango Öztürk’e vurmuş. Avukatı, Öztürk’ün durumunu savunma sırasında mahkeme heyetine şu fıkra ile anlattı: “Dağda büyük bir orman yangını çıkmış. Karadan, havadan müdahale edip söndürmüşler. Zarar saptama heyeti ertesi gün ormanda dolaşırken bir dalgıç cesedi bulmuşlar. Meğer, helikopter yangın için denizden su alırken dalgıcı da almış, ormana atmış. Benim müvekkilimin durumu ormandaki dalgıç gibidir.” Öztürk 28 ay tutuklu kaldı. Arif Doğan’ın eşyalarının ne olduğunu bile bilmediğini, sadece deposunu kiraya verdiğini anlatmaya çalıştı, olmadı. Sonunda 11 Kasım günü tahliye oldu. Girişte vurguladığım “ilginç ayrıntı” bu aşamadan sonra başlıyor. Mahkeme heyeti aralarında Öztürk’ün de bulunduğu üç kişiyi tahliye ederken 66 gün sonra 17 Ocak 2011’deki ilk duruşmada Arif Doğan’ı dinleme kararı aldı! Arif Doğan sağlık nedenleriyle tahliye edilmişti, emlakçı Muzaffer Öztürk ise tutukluydu. Tutuklu sanıklar bu durumu kendi aramızda konuşurken şu tahminde bulunmuştuk: “Acaba mahkeme heyeti, Doğan’la Öztürk arasında kiracıdepo sahibi ilişkisinden öte bağlantı olduğunu mu düşünüyor?” Öztürk, çocukları üzerine yemin edip “İnanın kasalarda ne olduğunu bile bilmiyordum. Siz mülkünüzü kiraya verdiğinizde, gelen kişi içine ne koyacak diye bakar mısınız?” diyordu. 17 Ocak’ta Arif Doğan dinlenecek, mahkeme heyeti tutuklu yargıladığı emlakçıyla bağlantısını soracak... Ama tam bu kararı aldığı gün emlakçıyı serbest bırakacak! Ergenekon davasının tek ciddi yanı kaldı: Tutukluluklar... Eğer tutuklu yargılama olmasa davanın ciddiye alınır, haber değeri taşıyan bir boyutu da kalmayacak. Zira, ortaya atılan iddiaların çok büyük bir bölümü gerçek dışı çıktı. Ergenekonu “asrın davası” diye sunan medya da bunun farkında. O nedenle bütün çabaları, tutuklulukların devam etmesi. Onlar için davanın içeriği ve bitmesi değil, başlamış olması önemliydi. Her şey bir yana Muzaffer Öztürk’ün durumuna “hukukun üstünlüğü” diyen beri gelsin! Gerçek hukukçuları, bu davanın öteki boyutları bir yana, hukuki yönüyle ilgilenmeye çağırıyoruz. Tutukluluklar, cezalandırmayı da geçti; bir intikam yemininin gereğini yerine getirme aracına dönüştü. Hukuk adına son aylardaki başlıca olumlu gelişme Ankara ve İstanbul baro başkanlıklarını bu davaya cesur ve gerçekçi bakanların kazanmış olması. Prof. Metin Feyzioğlu ve Doç. Ümit Kocasakal’ın açık bir üstünlükle baro başkanı olması, en azından savunma makamının gidişin farkında olduğunu gösteriyor. Hem soyadında, hem yüzünde sakal... Dileriz, iddia ve yargılama makamı da Doç. Kocasakal’a daha fazla kulak verir! ankcum@cumhuriyet.com.tr ABD ran ısrarından vazgeçti ELÇ N POYRAZLAR WASHINGTON ABD yönetimi NATO çatısı altında kurulacak füze savunma sistemine yönelik görüşmelerde İran’ın bir tehdit olarak tanımlanması ısrarından vazgeçtiğinin işaretini verdi. Lizbon’da yarın başlayacak olan NATO liderler zirvesine yönelik Beyaz Saray’dan telekonferans sistemiyle yapılan basın toplantısında ABD’nin NATO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ivo Daalder, sistemi NATO ülkelerini balistik füze saldırısından korumak için kuracaklarını ifade etti. Zirvede İran’ın bir tehdit olarak tanımlanıp tanımlanmayacağına yönelik bir soruyu yanıtlayan Daalder, “bugünkü ya da yarınki tehditler” yerine balistik füzelerin pek çok ülkeye yayılmasından doğan tehdide odaklandıklarını söyledi. Daalder, “Şu anda belirli bir ülke olmaksızın balistik füzelerin yayılmasından doğan tehditlere odaklanmış durumdayız. Bu yetenekleri artan pek çok ülke var” diye konuştu. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın NATO savunma sistemine Türkiye’nin doğrudan komuta etmesi gerektiği yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Daalder, füze savunma sistemi konusunda önce NATO’nun Avrupa topraklarını ve nüfusunu korumaya yönelik yeteneğin kurulması kararı alınacağını belirtti. Daalder, “Kararın doğası bu. Bunun nasıl uygulanacağına yönelik detaylar ile komuta ve kontrole yönelik konular daha sonra ele alınacak” dedi. Daalder bu sistemin diğer NATO komuta yapıları gibi kontrol edileceğini söyledi. Türkiye’deki sosyalist mücadelenin en önemli ve aktif isimlerinden biriydi Nihat Sargın’ı yitirdik İstanbul Haber Servisi Türkiye sosyalist hareketinin önemli isimlerinden, 12 Eylül’de kapatılan Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Genel Sekreteri ve Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) kurucusu Nihat Sargın (81) dün sabah yaşamını yitirdi. ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Nihat Sargın’ın yaşamını sosyalizm mücadelesine adamış bir “çınar” olduğunu söyledi. Sargın, ocak ayında geçirdiği beyin enfeksiyonu sonucu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yoğun bakıma alınmıştı. ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Nihat Sargın’ın hayatını sosyalizm mücadelesine adamış bir çınar olduğunu söyledi. Sargın’ın 21 yaşında TKP üyesi olarak başladığı sosyalizm mücadelesini 60’lı yıllarda TİP Genel Sekreterliği ve TBKP kuruculuğu ile sürdürdüğünü belirten Taş, “Bu uzun sosyalizm mücadelesi boyunca pek çok kez tutuklandı. 12 Eylül faşist darbesinin ardından 7 yıl sürgünde yaşamak zorunda kaldı. Sargın, her tür zorluğa rağmen sosyalizm uğruna mücadele etmekten hiç vazgeçmedi. Reel sosyalizmin yenilgisinin ardından oluşan yılgınlık ve inançsızlık ortamınının dağıtılması için elini taşın altına koyanlardandı. ÖDP’nin oluşumunda yer aldı. Sosyalizm mücadelesinin emekçisi Sargın’ı sevgi ve saygı yürüyüşü ile sonsuzluğa uğurlayacağız. Sargın’ı sahiplenmek sosyalizm düşüncesini sahiplenmektir. Sargın’a sahip çıkmak kendi tarihimize sahip çıkmaktır. Yüreği eşitlikten, özgürlükten yana atan bütün yurttaşlarımızı sosyalizm emekçisi Sargın’ı karanfillerle uğurlamaya çağırıyoruz” dedi. Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (EDP) yapılan yazılı açıklamada da “Türkiye’de sol siyasetin önde gelen adlarından Sargın’ın hayata veda ettiğini üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Sargın altmış yılı aşan siyasi hayatında solun Türkiye’de yaygınlaşması için çaba sarf etmiş saygın bir siyaset adamıydı. Gerek TİP, gerekse TBKP döneminde solun yasal alanda var olması ve güçlenmesi için büyük bir mücadele yürütmüş ve büyük bedeller ödemişti” denildi. Sargın’ın cenazesi yarın öğle namazını müteakip Kadıköy Kızltoprak Zühtüpaşa Camisi’nde yapılacak törenle son yolculuğuna uğurlanacak. TARIK AKAN: PLAK BENDE Atatürk’ün sesinden ‘Çalın Davulları’ İstanbul Haber Servisi Sanatçı Tarık Akan, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Çalın Davulları” türküsünü kendi sesiyle kaydettiği plağa sahip olduğunu açıkladı. Sanatçı Tarık Akan, dün CNN Türk’te yayımlanan Mehmet Yaşin’in sunduğu “Bayram Lezzetleri” adlı programa konuk oldu. Akan, Atatürk’ün kendi söylediği “Çalın Davulları” türküsünün kayıtlı olduğu plağı programa getirdi. Tarık Akan, bugünlere dek kalan plağın kaydediliş hikâyesini ise “Bir Alman, Atatürk’e ses kayıt cihazı getiriyor. Bu cihaz plağa kaydediyor. Mustafa Kemal de bunu çok seviyor. Akşamları kendisi şarkıyı söylüyor, dinliyor sonra da kırıyor. Kimsenin eline geçmiyor bu plaklar. Sonra bir arkadaşı alıyor, işte o plak bu plak” sözleriyle anlattı. Dışişleri’nde genişleme atağı Nihat Sargın kimdir doğan Sargın, 1929’da İstanbul’da yaşamının 1944 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nde üniversite başlamasıyla birlikte demokratik sol çevrelerle ilişkiye geçti. 1946’da İstanbul Yüksek Tahsil Gençlik Derneği’nin kuruluşuna katıldı ve genel sekreterliğini yaptı. 1949 Ekimi’nden başlayarak tutuklanana dek derneğin yayın organı Hür Gençlik’in sahipliğini ve yayın yönetmenliğini yaptı. Hür Gençlik’in barış yanlısı yayınları nedeniyle Sargın 1950’de ilk tutukluluğunu yaşadı. Mart 1954’te tahliye edildi ve tıp fakültesine dönerek eğitimini tamamladı. 1952’de cezaevinde nişanlandığı yoldaşı Yıldız Sargın’la 1955 yılında evlendi. 1961 de kurulan Türkiye İşçi Partisi’ne üye olan Sargın, daha sonra TİP Genel Sekreteri oldu. 12 Mart 1971 askeri darbesiyle TİP kapatıldı. Sargın “1971 TKP Davası” olarak bilinen dava nedeniyle tutuklandı. 1975’te kurulan 2. TİP’in kurucuları arasında yer aldı ve genel sekreteri oldu. 12 Eylül askeri darbesi sonunda parti kararıyla yurtdışına giden Sargın, 1987’de Türkiye Birleşik Komünist Partisi’nin (TBKP) kuruluşunda yer aldı. Behice Boran’ın ölümü üzerine TBKP Genel Başkanlığı görevini üstlendi. 1987’de Türkiye’ye dönen Sargın uzun dönem işkence gördü. Tahliyesinin ardından TBKP’nin Türkiye’deki yasal kuruluşunda yer aldı. Partinin 1991’de kapatılmasının ardından üyelerini Sosyalist Birlik Partisi’ne yönlendirdi ve tarihsel belge mirasını toplamak, düzenlemek ve kullanıma sunmak üzere TÜSTAV’ın kurulması kararını aldı. Siyasi yasağının bitmesinin ardından Özgürlük ve Dayanışma Partisi’ne (ÖDP) üye oldu. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin dış temsilciliklerinin sayısının arttırılmasına hız verdi. 2010 yılı içinde 11 dış temsilciliği hizmete sokan Dışişleri Bakanlığı, gelecek sene de 14 yeni dış temsilcilik açma kararı aldı. Açılacak yeni dış temsilciliklerden bir tanesi Burkina Faso’nun başkenti Ugadugu’da olacak. Dışişleri Bakanlığı’nın 2011 bütçesine ise Afrika’da 7 büyükelçilik, 1 başkonsolosluk, Kuzey Amerika’da 2 başkonsolosluk, Asya’da 4 başkonsolosluk olmak 14 yeni dış temsilciliğin açılması için ödenek konuldu. Yeni açılacak olan dış temsilcilikler şöyle sıralandı: “Konakri (Gine), Encemine (Çad), Lusaka (Zambiya), Maputo (Mozambik), Nuakşot (Moritanya), Ugadugu (Burkina Faso), Niamey (Nijer) büyükelçilik; Aktau (Kazakistan), Juba (Sudan), Haydarabad (Hindistan), Chennai (Hindistan), Guangzhou (Çin), Miami (ABD) başkonsolosluk.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle