09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
18 KASIM 2010 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Her Şey Oy İçin... Her Şey... Kurban Bayramı’na Cumhuriyet tarihinin en büyük, her tür vergi, kamu borcu affı müjdesi ile girdik. Hükümetin seçime finans kaynak yaratması beklenen affı medyada “bayram müjdesi, büyük barış, özellike küçük esnaf rahat bir nefes alacak...” başlıkları ile duyuruldu.. Başbakan Erdoğan arife günü depremde hasar görmüş, 11 yıldır onarım gördüğü için ibadete kapalı Mihrimah Sultan Camii’nin açılışını parlak bir törenle yaptı; Mimar Sinan’ın 3 yılda yaptığı caminin 11 yılda onarılabilmesini “gerideyiz” saptaması ile eleştirdikten sonra Kadıköy yakasına Süleymaniye Camii yaptırılması müjdesini verdi. Bayram mitingine dönüştürülen, bayram namazını da kıldığı Süleymaniye Camii konuşmasında ise Yahya Kemal’in “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiiri dahil, kullanılan mesajlar bir bütün olarak “medyatik pazarlamanın” en üst örnekleriydiler.. Kabul etmeliyiz ki, silahlı güçten daha etkin medyatik güç çağında, medyatik algılamaları kullanarak siyaset yapmak sadece önemli değil, çok da etkili. En ciddi verilere dayanması gereken ekonomi alanında, piyasalar düzeni, olumluolumsuz beklentileri, olayın kendisinden daha önce, daha etkili satın alıyorsa, sanalla gerçeğin yer değiştirdiği bir demokratik düzen geçerli kılınmışsa, düzenin çarkları “değişim, yeni yüz, yeni umut” sloganları ile kavram karmaşasında toplumları kendi çıkarlarına yabancılaştırarak haklarını koruyamaz konuma düşürerek, emperyal çıkarlar hizmetinde döndürülüyorsa, çok etkin bir güdüleme söz konusuysa.. siyasetin odağında gerçeğin yerine sanal pazarlamalar oturtulmuş demektir.. Dün İngiltere’den “yeni bir peri masalı” başlığı ile verilen haberlerde, halktan çok güzel bir genç kızı, en çok parmağındaki mavi taşlı yüzüğü zum yapılan görüntülerle izledik. Haberin satır arası bilgileri içinde bütün İngiliz medyasında nişan ilanının manşet olduğu, İngiltere’deki büyük ekonomik kriz içinde gündem değiştireceği için hükümeti çok rahatlattığı bilgileri yer alıyordu. 9 yıldır süren aşkın nişanla noktalanış tarihi çok uygun bir zamanlamaydı. Romantik damadın İngiltere’nin en medyatik olarak değerlendirilmiş talihsiz annesi Diana’ya ait yüzük, medyanın gelecekteki uzun soluklu magazin gündeminin de habercisi gibiydi. BBC Türkçe haberleri içinde çağrışımla yanı başında yer alan ikinci haber ise, yılların bağımsızlık savaşımının ardından yoksul, çaresiz, kriz batağındaki İrlanda’ya, yine büyük kriz içinde olan İngiltere’nin maddi yardım yapması zorunluluğuna ilişkindi. Tabii ki kısacık, ilgi çekmekten uzak, renksiz haber niteliğiyle... Bayramda haber kıtlığında kamera uzatılan sokaktaki sıradan vatandaşların çoğunluğu, yokluk içinde sıradan bir uzun bayram tatilini geçirmek noktasında olduklarını anlatsa da.. Belleklere kazınan Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi affı müjdesi, onarılmış cami açılışları ile, dünyadaki en uzun bayram tatili uygulaması ile gerçekleştirilen büyük turizm trafiği olacaktı. Kentleri bir kez daha kan gölüne çeviren kurban manzaraları, trafik kazalarının ise sorumluluğu tabii ki iktidar hanesinin hesabına yazılmayacaktı. Nasılsa BaşbakanCumhurbaşkanı bu yaşanan, yaşanacak olumsuzluklara karşı halkımızı uyarmakla üzerlerine düşen görevleri eksiksiz yapmışlardı(!). Bayram namazını muhteşem bir mitinge dönüştürerek Süleymaniye’de kılmak, iktidarımız için “din üzerinden siyaset yapma, dini siyasette kullanma” suçu kapsama alanına bile girmiyor. Onlar bunu her zaman, her yerde, her fırsatı değerlendirerek, siyasetlerinin omurgası haline dönüştürdüklerinden, halkta alışkanlık yapmış olarak, suç yerine olağan hak sayılıyor. AKP’nin kimliği, rengi, mütemmim cüzü gibi bir hal sayılıyor. Bize bir tek medyatik pazarlama şirketlerinin aldıkları paraları hak ettiklerini kabul etmek kalıyor.. Bu yüzden ben de din üzerinden siyaset yapılması olgusuna takılmak yerine, şeytanın avukatlığını yaparak kimsenin aklına gelmeyen bir olguyu anmsamakla yetindim.. AKP yönetim kadrolarının kafaları cin gibi, hep iktidarlarında kullanacakları kaynaklara çalışıyor ya.. 2002 yılından bu yana, uysa da uymasa da, kamu yararı olup olmadığına bakılmaksızın, değerine aldırmaksızın, kamuya ait, Cumhuriyet tarihinin başından bugüne kadar yaratılmış ne kadar değer varsa hepsini satmaya bakıyorlar ya.. Gerçek hovarda, sorumsuz mirasyedi kültüründe; anayasa, hukuk düzeni, kamu yararını yok sayarak, kelimenin tam anlamı ile vurgun düzeninde her şeyi satıyor, iktidarlarına kaynak yaratma, oya dönüşecek ataklar için kullanıyorlar ya.. Erdoğan hükümetlerinin iktidarlarında en hovardaca satışların başında kamu bankaları varken, listenin en üst sıralarında Vakıf Bankası da vardı. Sonra din üzerinden siyaset yapma, vakıfları kullanmanın önemi, iktidar gücü hesaplandı, bir tek Vakıf Bankası için satış kararından geriye dönüldü. İşte bayrama havalı girişte kullanılan iki caminin onarımı, Kadıköy’e Süleymaniye Camii müjdesinin yapılabilmesi bu sayede, bu kamu kaynağının elde tutulması ile ilişkili bir durum olmalı. soner@cumhuriyet.com.tr Tekstilin geleceği pamuk ipliğine bağlı Türkiye’deki firmalar pamuk bulmakta zorlanırken tekstil ürünlerine en az yüzde 15 zam geldi. Çözüm ise ekim alanlarının artmasından geçiyor. ŞEHRİBAN KIRAÇ Pamuk üretimi dip yapınca fiyatlar 4 dolara çıktı. En büyük üreticilerden Hindistan pamuk ihracatını kıstı, iplik ihracatını da durdurması gündemde. Pamuk fiyatlarının son 150 yılın en yüksek seviyesine çıkması ve dünyanın en büyük üreticilerinden Hindistan’ın pamuk ihracatını sınırlaması, tekstil ve hazır giyim sektöründe yeni bir krizin habercisi haline geldi. Şu anda küresel pazarda kilosu 4 dolar civarında satılan pamuğu bulmak bile oldukça zor. Pamuk fiyatlarından en çok etkilenen ülkelerin başında gelen Türkiye’de ise firmalar pamuk bulmakta güçlük çekerken nihai tekstil ürünlerine de en az yüzde 15 zam geldi. Türkiye her yıl 1.5 milyon ton olan pamuk ihtiyacının sadece 380 bin tonunu kendisi üretiyor. Pamuk ekim alanları bakımından 1990’lı yıllarda dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer alan Türkiye, 20092010’da 13. sıraya geriledi. Pamuk üretiminde ilk 4 ülke arasında iken bugün 7. sırada. Tüketimde ve ithalatta ise ilk 4 ülke arasında. Uzmanlara göre Tür kiye pamukçuluğunun sorunu verimlilik değil, yüksek girdi fiyatları. Üreticinin yıllardan beri üretimden kaçmasının nedeni olarak da yüksek girdi maliyetleri gösteriliyor. Amerika Tarım Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’nin lif pamuk üretimi 20062007 sezonunda 849 bin ton düzeyindeyken dramatik düşüşle 20092010 sezonunda 380 bin tona geriledi. Bu sezon 500 bin tonluk lif pamuk üretimi bekleniyor. Son 5 sezonda tüketim 1.6 milyon tondan 1.2 milyon tona gerilemesine rağmen üretim tüketimi karşılamadığı için yılda ortalama 750800 bin ton lif pamuk ithal ediliyor. Pamuk fiyatındaki artış nedeniyle ithalatın faturası da kabardıkça kabarıyor. Pamuk ithalatının büyük kısmını Yunanistan, ABD, Özbekistan gibi ülkelerden yapıyor. İthalatın Türkiye’ye faturası ise yılda 1 milyar doları buluyor. AB üyleri ile ABD, Meksika ve Türkiye’deki tekstil üretici birlikleri Hindistan’a ortak protesto mektubu gönderdi. Hindistan’ın tavrını “yasadışı” olarak yorumlayan tekstil üreticileri, ihracat limitinin yükselmesini istiyorlar. Avrupa’daki en büyük tekstil üretici federasyonu Eurocoton Başkanı Hacoit Benot, krizin tahmin edilenden büyük olduğunu vurguladı. H ND STAN HRACATTAN ÇEK LD , BEYAZ ALTIN DEĞER N BULDU İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, pamuk fiyatlarında inanılmaz bir kargaşa yaşandığını, fiyatların saat başı değiştiğini belirterek beyaz altın olarak tabir edilen pamuğun tekstil sektörü için gerçekten altınla eşdeğer hale geldiğini söyledi. Son 140 yıldır pamuk ticaretinde böyle bir dönem yaşanmadığını kaydeden Gülle, “Pamukta bir fiyat kargaşası yaşanıyor. Şu anda uluslararası piyasada kilosu 4 dolara dayandı. Türkiye iyi bir pamuk üreticisi olsaydı bu fiyat artışlarını büyük avantaja çevirebilirdi. Ama bu avantajı kaçırdı” dedi. Hindistan’ın pamuk ihracatını durdurduğunu, yakında iplik ihracatını da durduracağını aktaran Gülle’ye göre Türkiye 1.5 milyon ton tüketimi olduğu için hep ithalatçı ülke pozisyonunda kalacak. Yıllar boyu pamuğu ekenler zarar ettiği için ekim alanları terk edildi. Bunun yerine başka ürünler ekildi. Türkiye kaliteli pamuk üretmesine rağmen üretim alanları çok sınırlı. Pamuk sıkıntısının çözülmesi için ekili alanların arttırılması ve üreticinin teşvik edilmesi gerekiyor. Öte yandan pamuk fiyatlarının artması, tekstilde nihai ürüne yüzde 15 zam gelmesine de neden oldu. İsmail Gülle. Erıcsson, Türkiyeli olmaya odaklandı İSTANBUL (AA) Ericsson Türkiye Genel Müdürü Özgür Tohumcu, 3 sene önce “Ericsson’u bir Türkiye şirketi” yapmaya karar verdiklerini, ekosisteme kapalı yapıyı açık hale getirmeyi amaçladıklarını söyledi. Bu yılın nisan ayında Ericsson Türkiye’nin genel müdürlüğüne getirilen Tohumcu, göreve geldiğinde donanım odaklılıktan yazılıma geçişin tamamlandığı, yazılımdan servise geçişin hedeflendiği bir dönemin yaşandığını ifade etti. Ericsson’un 34 yıl içinde 1 numaralı servis oyuncusu olmasını istediklerini anlatan Tohumcu, “3 sene önce ‘Ericsson’u bir Türkiye şirketi yapalım dedik. Piyasanın nabzını tutalım, regülasyonla daha iyi irtibat kuralım dedik. Amacımız ekosisteme kapalı yapıyı açık hale getirmek. Şu anda bilişim 500 şirket sıralamasında telekom şirketlerinin ardından beşinci sırada Ericsson geliyor. Ancak telekom sektörünü buna uygun şekilde yönlendirebildiğimizi düşünmüyorum. Ericsson, çevresinde değişen düzeni, açık bir sistem oluştuğunu, tedarikçi ilişkilerinin yeterli olmadığını, ülkeye katkı sağlaması gerektiğini görmeye başladı” dedi. Ericsson’un global yapılanması içerisinde otoritenin merkezden alınıp çevreye verildiği bir sürecin yaşandığını aktaran Tohumcu, işteki operasyonel kararlar konusunda yüzde 100 özgürlüğe sahip olduğunu söyledi. Tohumcu, sektörlerinde zorlu bir rekabet ortamının oluştuğunu ancak ana segmentlerimizde pazar lideri olarak kalmak istediklerini vurguladı. Zirvedeki kadın Güler Sabancı, Financial Times’ın ‘dünyanın zirvedeki 50 iş kadını’ listesinde üçüncü sırada yer aldı. Ekonomi Servisi Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, İngiliz Financial Times (FT) gazetesinin ‘Dünyanın Zirvedeki 50 İş Kadını’ listesinde üçüncü sırada yer aldı. FT’nin bu yıl ikinci kez hazırladığı ‘Dünyada Zirvedeki 50 İş Kadını’ listesinde PepsiCo’nun Üst Yöneticisi (CEO) Indra Nooyi birinci, Avon’un yöneticisi Andrea Jung ise ikinci oldu. Güler Sabancı geçen yıl aynı listede 5’inci sırada yer almıştı. Sabancı, Londra’da FT’nin düzenlediği ‘Zirvedeki Kadınlar’ konulu konferansta yaptığı konuşmada ekonomik krizde, çalışanlarla ve ekiplerle iletişime geçip yüzlerce çalışanı dinlediklerini belirterek “Krizi çözmek için verimlilik ve üretkenliğe geri dönmek gerekiyordu ve biz bunu başardık” dedi. Sabancı Holding’in portföyünün tüGüler Sabancı, Londra’da, FT tarafından düzenlenen ‘Zirvedeki Kadınlar’ paneline katıldı. Sabancı’nın değerli taşlarla süslenmiş yüzüğü dikkat çekti. keticilere kaydığını ve yönetim kadrosunun yüzde 26’sının kadınlardan oluştuğunu belirten Sabancı, “Türkiye’deki kadınların hırslı ve heyecanlı oldukları doğru. Gelişmekte olan bu ülkenin başarısının bir parçası olmak istiyorlar” değerlendirmesini yaptı. Gelecek nesilden umutlu olduğunu söyleyen Sabancı, Türkiye’de son 45 yılda kadın sivil toplum örgütlerinde çok ciddi bir artış olduğunu ve fark yarattıklarını belirtti. Sabancı kamu sektöründe ve siyasette kadınların sayısının azlığından dolayı, dünya sıralamasında Türkiye’nin yerinin biraz düşük olduğunu sözlerine ekledi. YAPI KREDİ’YE İNOVASYON ÖDÜLÜ Yapı Kredi Çağrı Merkezi, bu yıl beşincisi düzenlenen, 1.200 çağrı merkezinin katıldığı ‘2010 Contact Center World Awards’ yarışmasında, ‘Çözüm Hattı’ ile ‘Dünyanın en yi Teknoloji novasyonu’ ödülünü aldı. Yapı Kredi, aynı yarışmada ‘En yi Yardım Masası’ ile ‘En yi Çalışan Teşvik Sistemi’ ödüllerinde ikinciliğe layık görüldü. TURKCELL’DEN CEBİM GÜVENDE Turkcell, Zurich Sigorta işbirliği ile cep telefonlarını kazayla kırılma, sıvı teması ya da çalınmalara karşı koruyan 3 ayrı ‘Cebim Güvende’ sigorta paketini, bireysel ve kurumsal faturalı hat müşterilerine sunduğunu açıkladı. Sigorta paketlerinden Eko Paket’in 4.99 TL, Standart Paket’in 9.99 TL ve iPhone Paket’in 21.99 TL aylık fiyatlarla hizmete sunulduğu belirtildi. Turkcell Bireysel ş Yönetiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burak Sevilengül, paketlerin, Türkiye’de ve 60 güne kadar olan yurt dışı seyahatlerinde geçerli olacağını söyledi. PRİMEUR ŞARAPLARI TÜRKİYE’DE Primeur Şarap’ları dünya ile aynı gün Türkiye’de de piyasada olacak. Primeur etiketli genç şarapları ilk kez 1988’de üreten Kavaklıdere, her yıl en aromatik üzümün kullanıldığı şaraplardan bu yıl kırmızıda Öküzgözü, beyazda da Sultaniye’yi kullandı. Kavaklıdere Firması, ilginin artması üzerine bu yıl 10 bin şişe kırmızı, 7 bin 300 şişe de beyaz olmak üzere, toplam 17 bin 300 şişe şarap üretti. Her sene, kasım ayının 3. perşembesi (18 Kasım), tüm dünyada aynı anda piyasaya çıkan ‘Beaujolais Nouveau (primeur)’ geleneği, Türkiye’de Kavaklıdere Şarapları tarafından 1988’den beri şarap severlerle paylaşılıyor. TUNA EV’DEN YÜZDE 35 İNDİRİM Mobilya sektöründe faaliyet gösteren Tuna Ev, yeni bir indirim kampanyasına giriyor. Kasım ayı sonuna kadar sürecek kampanya da oturma grupları, kanepeler, yemek odası grupları, TV üniteleri, yatak odaları ve orijinal aksesuvarlar yüzde 35’e varan fiyat indirimiyle sunuluyor. Ayrıca peşin alımlarda yüzde 10 indirim uygulanırken peşin fiyatına da 10 aya kadar taksit imkânı sağlanıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle