23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
iir Atlası CEVATÇAPAN Eugenio MONTALE/ Şiirler/ ?•* Çeviren:CevatÇAPAN biraz daha geç Iki hafta önce ilan çokluğu yüzündenbirbölümünü yayımlayamadığımız Montale şiirlerinin çevirilerini bu hafta yayımlıyoruz. Yolculukburadabitiyor artık çığlık atamayan ruhun ikiye bölen umarsız kaygılannda. Artık dakikalar tulumba kolu gibi şaşmaz bir düzenle inip çıkıyor. Bir çekiş, yükselen su gürül gürül akıyor. Bir çekiş daha, yeniden su ve bir gıcırtı. Yolculuk burada bitiyor, art arda gelen yumuşak dalgalar albndaki bu kumsalda. Denizin üzerinde yalnızca puslu bir hava Esintilerle boşluklar yaratıyor vezamanzaman bu dingin sessizlikte havanın göçebe adalan arasında kambur Korsika ya da Capraia beliriyor. Her şey anılann böyleince bir sis perdesinde mi eriyip gider; diye soruyorsun, her yazgı böyle bir uyuşukluk anında ya da iç çekişle mi son bulur? Hayır demek isterdim sana, seni zamanın ötesine taşıyacak an sana koşuyordur; belki de yalnız sonsuz olmak isteyen, kim bilir, belki de sen, yapabilirsin bunu; ben deSanınm çoğumuz için bir kurtuluş yolu yok, ama birileri bir yolunu bulup her engeli aşar, bulur aradığı kendini. Aynlmadan, bu çıkış yolunu göstermek isterdim sana, çırpıntılı denizdeki köpükler ya da dalgalar kadar güvensiz olsam d a Bir de bu cimri umudumu bırakıyorum sana. Bu yorgunlukla onu geliştirecek durumda değilim. Yazgından kurtulman, özgürlüğe kavuşman için bir güvence olarak. Yol bu kumsalda bitiyor. Suların gelgitiyle kemirdiği yol. Belki de beni duymayan yakındaki kalbin şimdiden yelken açmıştır sonsuzluğa. Cırcırböceği değil, ocak başındaki kedi, darmadağın ailenin o görkemli konağında şimdi yol gösteriyorlar sana, taşıdığın kefenlenmiş ev kafes mi, şapka kutusu mu? göz gözü görmeyen bu zamanda sularda yüzen bu tekne seni kurtarmaya yeter tufandan. Balkon Kolay bir oyun gibi göründü o bana açık boşluğu hiçliğe dönüştürmek, belirsiz bezginliğe senin o bilinen alevini. Şimdi o boşluğa topluyorum geciken nedenlerimin her birini, o hiçlik üstünde deviniyor seni diri beklemenin tedirginliği. ölgün ışıklar yayan hayat bu yalnız senin görebildiğin. Ona doğru uzanıyorsun bu ışımayan pencereden. DoraMahcus Porto Corsini'den açık denize uzanan ahşap iskelenin olduğu yerdeydi, C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI DenizKıyısındaklEv üç beş adam, nerdeyse kımıldamadan ağ atıp topluyorlardı. Elini şöyle bir uzatıp görünmeyen karşı kıyıda doğduğun yeri göstermiştin. Sonra bir kanalı geçerek is içinde parlayan, cılız ve belleksiz bir bahann düzlükte battığı şehrin tersanesine gitmiştik. Ve bir eski zaman yaşayışının tatlı, Doğuya özgü bir tedirginliğe dönüştüğü bu yerde sözlerin can çekişen bir barbunyanın pullan gibi bir gökkuşağı çakmıştı. Senin bu tedirginliğin fırtnalı akşamlarda deniz fenerlerine çarpan göçebe kuşlan hatırlatıyor bana: yumuşaklığın da bir fırtına senin, görünmeden dönenen ve nerdeyse dönmek bilmeyen. Bilmem, böyle bitkin, nasıl dayanıyorsun, kalbin olan bu kayıtsızlık gölüne, belki de dudak boyanın, pudranın, tımak törpünün yanına sakladığın bir büyü koruyordur seni: fildişinden yapılmış beyaz bir fare; böylece var oluyocsun, Şimdi çiçek açan mersinleri havuzlanyla senin Carinzian'da, eğilerek ürkekçe ısıran sazan balıklannı seyrediyorsun, ya da ıhlamur ağaçlan üstünden, eski kuleler arasından akşamın ilk ışıklannı izliyorsun, nhtımdaki iskelelerin ve pansiyonlann saçaklan yansıyor sularda. Nemli körfezin üzerine uzanan akşam motor homurtulanyla kazlann çığlıklannı getiriyor yalnız ve bembeyaz fayanslarla kaplı ev içi senin değişmeni görmüş kirli bir aynaya kılın kıpırdamadan yaptığın yanlışlan anlatıyor, süngerin ulaşamadığı biryerekazıyarak. Senin öykün bu, Dora! Şimdiden yazılı bu öykü, yaldızlı çerçeveler içinde, ince favorili adamlann portrelerindeki bakışlannda ve kınk bir ağız mızıkasından yükselen her notada, karanlığı her gün biraz daha geç geçiren saatlerde. Orada yazılı. Mutfağın yaprağını dökmeyen defnesi duruyor yerinde, ses değiştirmiyor. Ravenna uzakta, acımasız bir inanç damıtıyorzehrini. Nedir istediği senden? Sesten de öyküden de yazgıdan da vazgeçilemeyeceğine göre... Ama geç, her gün biraz daha geç. FlesolePenceresl Burada, cırcırböceğinin bıkmadan bitkisel ipeği deldiği ve kâfuru kokusunun kitaplar arasında toz olan güveleri kaçıramadığı yerde, küçük bir kuş dönerek sıçnyor karaağacın güneşi hapseden gölgeli yapraklanna. Başka bir ışık, başka bir panltı yansımıyor o kaynaktan. Ey benim kızıl sarmaşıklanm. şimdiden yelken açmıştır sonsuzluğa. • DOĞAN KUBAN Çağdaş Bir Geletek İtin Uubaya, Aynlırken TÜRKİYE'NİN BÛĞIMSIZLIK SAVAŞI Doğan Kuban, "Türkiye'nin genetik mirasında insanları yaratıcı yaşam ortamına ulaştıracak bütün özellikler bulunmaktadır" dİyor ve bu bağlamda bir bilinçlenmenin kurtancı olacağını anl.atıyor. 8 d Pıot Nuroltin Mn.Töi Okicl Sotak No:.? Şlçli Tıtl: 0 212 343 73 74 Ahnıfl ftsırıı Sükak Nu:14 Çarıkaya W : 0 312 442 M W H. Z'm Bulvarı 1.153. SoKak No: 213 Prapoti U. 0 23? 44112 20 IKİA (0212 272 « «|. Ata (0212 513 53 03). Flnal ((C12 444 3S«0) ı KHaplan 1 0 8 3 SAYFA 23 II!»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle