18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Eylemdeki tütün işçileri, Tek Gõda-İş’e bağlõ 40’õ aşkõn işletme ve 27 merkezde yapõ- lan referandumda sendikal mü- cadelenin desteklenmesi yö- nünde karar aldõ. Kesin sonuç- lar ve yol haritasõ bu- gün açõk- lanacak. CMYB C M Y B Sanatçõ, gazeteci ve akademisyenlerden oluşan 44 kişilik bir grup, TEKEL işçisine destek olmak için TEKEL Dayanõşma Grubu’nu kurdu. Grupta, sanatçõlardan Berhan Şimşek, Ferhan Şensoy, Levent Kõrca, Müjdat Ge- zen; gazetecilerden Ali Sirmen, Banu Avar, Şükran Soner, Tuncay Mol- laveisoğlu; akademisyenlerden Korkut Boratav, Aziz Konukman ve Alpaslan Işõklõ başta olmak üzere 44 kişi bulunuyor. Grup, bugün Ankara’da TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasõ önünde, 14 Ocak’ta da İstanbul Cevizli’de sa- at 12.30’da tüm halkõ işçilere destek olmaya çağõrdõ. GÖRÜŞ ATİLLA ÖZSEVER Emeğin Birleşik Mücadelesi Şart Emek mücadelesi açısından 2010 yılı sıcak başladı. Önceki gün TEKEL işçileri İstanbul’da Boğaz Köprüsü’ne zincirlerle kendilerini bağladılar, trafik bir süre aksadı. Aynı gün itfaiye çalışanları İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde eylem yaptı. Yarın da Türk- İş’in kararları doğrultusunda sabah iki saatlik iş bırakma eylemi yapılacak, akşam saatlerinde de çeşitli illerdeki AKP binaları önünde protesto gösterisi düzenlenecek. Yeni yılda işsizlik, işten çıkarmalar, yoksulluk, güvencesiz çalışma, daha düşük ücret baskısı, hastanelerdeki muayene katkı bedellerinin artması ve benzeri sorunlar giderek çoğalacak. Sadece 31 lira artan asgari ücrete tepki büyük, emekliler de kaşıkla verilip kepçeyle alınan zamlardan memnun değil. Bu koşullarda TEKEL işçileri bir direniş sembolü oldu. Kararlı mücadelelerini sürdürüyorlar. Bu direniş, AKP hükümetini sarstı. Başbakan Erdoğan, hemen hemen TBMM’deki her grup toplantısında bu konuyu gündeme getiriyor ve tepkisini açıkça ortaya koyuyor. Eyleme de halkın desteği her geçen gün artıyor. Vatandaş, eskiden işçilerin yol kapatmasına tepki duyardı, şimdi Boğaz Köprüsü’nde yolu kesen TEKEL çalışanlarına destek veriyor. TEKEL eylemi, halka mal oldu. Bu direniş, özellikle 4-C denilen kölelik sözleşmesine karşı hükümete geri adım attırmalı. Çünkü ardından bu uygulama, özelleştirme sürecinde olan şeker işçileri, karayolu çalışanları için gündeme gelecek. Burada Türk-İş yönetiminin de mücadele sürecine daha fazla asılması gerekiyor. TEKEL işçisi, “Türk-İş yönetimi yan çizmezse mücadelemiz başarıya ulaşır” diyor. Alınan kararların ortak ve birleşik bir mücadeleye dönüşmesi lazım. Tabandaki işçi ve şube düzeyindeki sendika yöneticileri, Emek Platformu’nun toplanmasından yana. DİSK, KESK, TTB, TMMOB, Türk Eczacılar Birliği gibi örgütler ortak bir mücadeleye açıkça destek veriyorlar. DİSK Genel Başkanı Çelebi ve yönetimi, hem TEKEL direnişine hem de itfaiye eylemine bizzat giderek orada yer aldı, KESK Şubeler Platformu, İstanbul Tabip Odası yöneticileri de önceki gün yapılan itfaiye eylemindeydiler. Emek Platformu’nda yer alan Hak-İş ve Memur-Sen destek vermezse o da kendilerinin bileceği iş. 2010 baharında emeğin birleşik mücadelesini örgütlemek gerek. Bir önceki hafta yazdığımız “Emek Cephesini Örme Zamanı” başlıklı yazımız üzerine Almanya’da yaşayan bir okurumuzdan e-posta geldi. Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Avrupa Kurucu Genel Başkanı olan Dr. Ertekin Özcan, yazımızla ilgili görüşlerini belirttikten sonra direnen TEKEL işçileri için de bir şiir yazmış. Şiir, emeğin birleşik mücadelesinin önemini bir kez daha vurguluyor. Yazımızı o mısralarla bitirelim: Yine de / bölünmüş parçalanmış / gelememişsen bir araya / koparılmışsa talan edilmişse / bağın / engellemişlerse birliğini / birleşmelisin / kalmamalısın darmadağın… [email protected] GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Köşe Bugün Babamın Malı... Gazete köşelerinin, yazarlarının babalarının malı olmadığına inanan dinozorlardan biriyim. Ancak yazılanlara sessiz kalmanın ya da gazetecinin yaptığı yanlışı en kısa sürede düzeltmesini, cevap hakkına saygı gösterilmesini öngören meslek kurallarının da diğer kurallar gibi yok sayılması, can sıkıcı boyutlara ulaşmış durumda. Çiğnenip sokaklara atılan çikletin ayakkabıya yapışmasına benziyor. Bu nedenle köşemi ikinci kez kendim için kullanmak zorunda kaldım. Buna da kimi meslektaşlarımın dalga geçmeye başlaması, kiminin de “açıklama yapmazsan öyle sanırlar” diye üstelemesi neden oldu. Köşemi kendi adıma ilk kullanışım 1994 yılında Cumhuriyet’in genel yayın yönetmenliğine getirildiğimde olmuştu. CUMOK’lara sorumluluk anlayışımı aktarmış ve özetle “Bu görev Horozlu Mağaza’dan kiralanmış smokin gibidir. Lekelemeden iade edilmesi gerekir” demiştim. Araştırma yapmanın hatta bilimsel araştırmanın çocuk oyunlarına dönüşebildiği, “olsa olsa metodu”nun askerlikte uzaklık belirleme görevine bilimsel(!) araştırmanın da eklendiği bir süreçteyiz. Örneğin bir araştırmaya göre, ben Türkiye’nin önde gelen oligarklarından biriyim. Meğerse annemin dedesi Mehmet Elif Efendi’nin bir torunu daha varmış. O torun da oligarkların kaynağı bir yalı ile ilişkiliymiş. Eh, Mehmet Elif Efendi’nin torun çocuğu olduğuma göre, bana da oligarklık bulaşmış. Ancak 212’nci sayfada hayali dayımın annesinin anı kitabına sıra geliyor. Anıdan bir bölüm aktarıldıktan sonra hüküm cümlesi açıklanıyor: “Demek ki torunu değilmiş”. Peki önceki sayfalar ne oluyor? Bir şey olduğu yok. Postmodern araştırma demek ki böyle oluyormuş. Bilimsel araştırmanın en başarılı örneklerinden biri de, adlara göre tanımlamalar yapmak. Örneğin “han”la biten adınız varsa siz de Sabetaycı yani Musevilikten dönmesiniz. “Değilim” diye açıklama yapmayı, söz konusu kişilere hakaret saydığım için susmayı yeğlemiştim. Ama kimi aklı evveller sayesinde internetteki yaygınlık beni de o bilim adamlarına öykünüp ortaya bilimsel(!) bir gerçek atmaya zorladı. “Sabetaycılık, Osmanlı İmparatorluğu’na dayanan bir yaklaşımdır ve Şeyh Edebali ile başlar. Çünkü Osman Bey’in oğluna, yani torununa Orhan adını koyan odur!” Siyasal iktidarın Doğan Grubu’na yönelik yaklaşımına tepki gösterdik ya; Cemiyet’e ve başkanı olarak bana hesap soran, hatta “Sabah gazetesine el konulduğunda ses çıkarmadınız!” diye suçlayan köşe yazarını bilgilendirdim. TGC Yönetim Kurulu’nun ertesi gün yaptığı açıklamayı, benim çeşitli ortamlarda yönelttiğim eleştirilerin gazetelerde yer alan haberlerini ilettim. Tıs çıkmadı. Dokunulmazlığı olduğuna inanan köşe yazarlarının artmakta oluşu hayra alamet sayılabilir mi? Medyadaki genel yayın yönetmeni değişiklikleri eski defterlerin de açılmasına neden oldu. Doğal olarak Cumhuriyet’in önceki genel yayın yönetmenlerinden Hasan Cemal’in göreve getirilişi de yeniden anlatıldı. Şaşkınlığımın asıl nedeni, o günlerde Cumhuriyet’te olan kimi meslektaşlarımın anlatılanları düzeltmeye yanaşmamasıydı. Benim için evlere baskınlar yapan arkadaşlarıma Nadir Bey’in “Sen söylemezsin ama allah aşkına söyle Orhan” diye söze başladığı, yazıişleri müdürünün genel yayın yönetmeni olmasını düşünemeyeceğini anlatmaya çalıştığım için, konunun tarafı olmadığıma inanıyorum. Ama yazılanların İlhan Selçuk, Ali Sirmen ve Uğur Mumcu’ya haksızlık olduğunu düşünüyorum. Benim de Cumhuriyet’te bulunduğum dönemlerin anılarının kimi bölümlerini okurken “Allah Allah! Demek ki öyleşmiş” demekten bıktığımı da söylemeliyim. Dilerim köşemi kendim için son kez kullanmışımdır. [email protected] Eylemingeleceğinibelirlemekiçinyapõlanreferandumunilksonuçlarõnagöre,geçerli8bin180oyun8bin150’sindedevamçõktõ DAYANIŞMA GRUBU’NDAN DESTEK ÇAĞRISI Sinema Emekçileri Sendikasõ (Sine-Sen) kuruluşunun 32. yõldö- nümünde bir basõn açõklamasõ yayõmladõ. Basõn açõklamasõnda “5 Kasõm 1977’de Sansüre Hayõr Ankara yürüyüşü ile başlayan süre- cin 5 Ocak 1978’de Sine-Sen’in kuruluşu ile taçlandõğõ” belirtildi. Açõk- lamada, “Sine-Sen’in 12 Eylül’de kapatõlmasõna rağmen 1992’de tek- rar açõlarak mücadeleye devam ettiği” ifade edilirken “Türkiye’de hâlâ bir Sinema İş Yasasõ’nõn olmamasõnõn sinema-TV sektöründe bir orman düzeninin sürmesine neden olduğu” vurgulandõ. S İ N E - S E N 3 2 Y A Ş I N D A ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet Büro- su) - TEKEL işçilerinin bugün 24. gününe giren eylemlerinin geleceğini belirlemek amacõyla yap- tõklarõ referandumdan “eyleme devam” kararõ çõk- tõ. Eylemdeki TEKEL işçileri, Türk-İş Genel Mer- kezi’nde, hükümetin yeni iyileştirme önlemleriyle birlikte yaptõğõ eylemi sonlandõrma teklifini oy- ladõ. Referandum beyaz oylarõn ezici üstünlüğüyle sonuçlandõ. Türk-İş önündeki sandõkta kullanõlan 1282 oyun tamamõ beyaz yani “sendikal müca- deleye devam” yönünde çõktõ. 21 ildeki 43 TEKEL işyerinde çalõşan yaklaşõk 11 bin işçinin oy kullandõğõ referandum kapsa- mõnda Türk-İş Genel Merkezi önünde eylemi sürdüren işçiler, genel merkez içerisinde kurulan paravanlarõn arkasõnda oylarõnõ zarfa koyarak sandõğa attõ. Eyle- min devam etmesini isteyenler beyaz, sonlan- masõndan yana olanlar da kõrmõzõ renkli oy pu- sulalarõnõ tercih etti. Oylarõnõ açõk olarak kullan- mak isteyen bazõ işçilere sendika yetkilileri, oy- lamanõn gizli olduğu uyarõsõnda bulundu. Tek Gõda-İş Genel Sekreteri Mecit Amaç, oy verme işlemi öncesinde yaptõğõ açõklamada, çe- şitli çevrelerin, TEKEL işçilerinin eyleminin ideolojik olduğu, belirli kesimlerce organize edildiği, 300-500 kişiyle sõnõrlõ olduğu yönünde- ki eleştirilerde bulunduklarõnõ belirtti. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn da benzer ifadeleri kullan- dõğõnõ anõmsatan Amaç, işçi sayõsõnõn Türk-İş’in ricasõ ve işçilerin soğuktan zarar görmemesi için azaltõldõğõnõ, çeşitli illerden çok sayõda işçinin An- kara’ya gelmek istediğini söyledi. “Hükümet çö- züm yerine inatlaşmayı araç olarak görüyor” diyen Amaç, referandum sonunda TEKEL işçi- sinin iradesine saygõ göstereceklerini vurguladõ. Amaç, şöyle konuştu: “23 gündür direnen işçi- ler, ‘11 aylõk süreyi, 100 liralõk artõşõ yeterli gö- rüyoruz’ derse buna saygı göstereceğiz. Eğer ‘devam’ çıkarsa Tek Gıda-İş, TEKEL işçisini asla yalnız bırakmayacak. Ankara da 10-14 Ocak’ta TEKEL işçisinin kaç kişi ol- duğunu görecek.” İtfaiyecilerden destek İstanbul’da eylem yapan itfaiye işçileri adõna bir grup dün TEKEL işçilerine ziyaret ederek des- tek verdi. Belediye-İş Genel Başkanõ Nihat Yurdakul ve beraberindeki sendika üyesi it- faiye işçileri, üzerlerindeki görev kõyafetleriyle Türk-İş Genel Merkezi önüne geldi. İtfaiye iş- çilerinden Vedat Kaya, TEKEL işçilerinin yak- tõğõ ateşle haklarõnõ korumak için mücadeleye devam ettiklerini söyledi. “Başka Kültür Evi” çalõşanlarõ da işçilere ziyarette bulundu. Charlie Chaplin kostümü giyen kültür evi ça- lõşanõ, işçiler tarafõndan alkõşlarla karşõlandõ. İş- çileri ziyaret eden CHP’li Çetin Sosyal da “Di- yorlar ki ‘Yan gelip yatõyorlar.’ Bana göre yan gelip yatanlar Meclis’te...” dedi. 8 bin 150 işçi devam, 30 işçi tamam dedi Sonuçlarõn büyük bölümü dün öğleden sonra açõklandõ. Buna göre, kullanõlan 8 bin 180 geçerli oydan 8 bin 150’si “eyleme devam” yönünde oldu. Referanduma katõlan 30 işçi ise eylemin sonlandõrõlmasõnõ istedi. Eylemin merkezi Türk-İş Genel Merkezi’ndeki sandõklarda oy kullanan 1282 işçinin tamamõ “eyleme devam” dedi. İlk sonuçlarõn Türk-İş Genel Merkezi önünde işçilere açõklanmasõnõn ardõndan emekçiler, sevinç gösterisinde bulunarak sloganlar attõ. İtfaiye işçisine destek artıyor İstanbul Haber Servisi - Be- lediye İş Sendikasõ, Altõnokta Körler Derneği İstanbul Şubesi, Sosyal Hizmet Uzmanlarõ Der- neği, Emek Partisi (EMEP), İs- tanbul Halkevi ve Genç-Sen üyeleri, itfaiye işçilerinin gü- vencesiz çalõşmaya karşõ Fatih Saraçhane Parkõ’nda kurdukla- rõ “Demokrasi Çadırı”nõ destek ziyaretinde bulundu. Belediye- İş Sendikasõ 1 No’lu Şube Baş- temsilcisi Hüseyin Yıldız so- runun yalnõzca itfaiye işçisinin sorunu olmadõğõnõ, tüm Türk işçisinin olduğunu söyledi. Sosyal Hizmet Uzmanõ ve Sosyal Hizmet Uzmanlarõ Der- neği İstanbul Şube Başkanõ Kahraman Eroğlu, İstanbul’un özel bilgi, eğitim ve tecrübe gerektiren itfaiye gibi ciddi ku- rumun deneyimi olmayan özel eğitimden geçirilmemiş ve yarõn iş konusunda kaygõ taşõyan per- sonele teslim edilmesi konu- sunda ciddi kaygõlar taşõdõğõnõn altõnõ çizdi. Altõnokta Körler Derneği üye- si altõ kişinin, itfaiye işçilerinin eylemine destek amacõyla gele- cek hafta açlõk grevi yapacağõ be- lirten Demirok, “Ziyaretimiz- le itfaiye işçilerinin seslerine ses katmak istiyoruz” dedi. Halkevleri adõna açõklama ya- pan 1. Bölge Temsilcisi Nuri Günay İBB’yi ‘haramiler’ ola- rak adlandõrarak, “İBB için zam- ların taşeronlaştırmanın, sen- dikasızlaştırmanın temel ama- cının taşeronlarının karlarını katlamak” olduğunu söyledi. Sendikacılar serbest DİSK’e bağlı Nakliyat-İş Sendikası’nın 10 yönetici ve üye- sinin tutuklanmasına ilişkin avukatların itirazını değer- lendiren Bakırköy 2. Sulh Ceza Mahkemesi tahliye kararı verdi. Sendika avukatlarının 4 Ocak’ta mahkemeye verdi- ği dilekçede, “özel yetkili mahkemelerin görev alanına gi- ren suçlamalardan tutuklama talep edildiği” ve “tutuklama kararının CMK’ye aykırı olduğu” vurgulanarak sendika- cıların serbest bırakılması istenmişti. Aralarında Nakliyat- İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu’nun da bulunduğu 10 sendikacı mahkemenin kararı üzerine dün Metris Cezaevi’nden çıktı. Sendikacılar, cezaevi önünde ai- leleri ve sendika üyeleri tarafından karşılandı. DİSK’in ‘Sendikal hak ve özgürlükler nöbeti’ sürüyor İstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, 2009’da demokratikleşmeyi ağzõndan düşürmeyen AKP iktidarõnõn, ülkede ciddi bir kutuplaşma yarattõğõnõ belirterek, AKP hükümetinin emek karşõtõ uygulamalarõna karşõ “birlik” çağrõsõnda bulundu. Çelebi, “Hak ve özgürlükler adeta kuşatılmıştır. Hak aramanın 2009’daki karşılığı TEKEL işçilerine, itfaiye işçilerine, DİSK’lilere reva görüldüğü gibi baskı ve şiddet olmuştur. Demokrasi güçlerini ve emek dostlarını, özgürlükleri talan eden iktidara karşı tek vücut, tek yürek, tek yumruk olmaya çağırıyorum” dedi. DİSK Genel Başkanõ Çelebi, geçen hafta başlatõlan ve dün ikincisi gerçekleştirilen “Sendikal Hak ve Özgürlükler Nöbeti”ne katõldõ. Taksim Gezi Parkõ’nda toplanan DİSK’liler, “Sendikal hak ve özgürlüklerin takipçisi olacağız. Tutuklu DİSK/Nakliyat-İş Genel Başkanı ve yöneticileri serbest bırakılsın” yazõlõ pankart açarak, “Hükümet zammını al başına çal”, “TEKEL işçisi yalnız değildir”, “Cezaevleri yıldıramaz bizleri”, “Tutuklular sendikal onurumuzdur” sloganlarõ attõlar. Açõklamalarõn ardõndan oturma eylemi yapan DİSK’liler daha sonra olaysõz dağõldõ. “Sendikal Hak ve Özgürlükler Nöbeti”, DİSK’in kuruluş yõldönümü olan 13 Şubat’a kadar her çarşamba 12.00-13.00 saatleri arasõnda Taksim Gezi Parkõ’nda sürecek. Maaş alamayan madenci iş bıraktıDİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi: Demokrasi güçlerini ve emek dostlarõnõ, özgürlükleri talan eden AKP iktidarõna karşõ tek vücut, tek yürek, tek yumruk olmaya çağõrõyorum. Bolu’nun Mengen ilçesine bağlõ Gökçesu bel- desindeki maden ocağõnda maaşlarõnõ alama- dõklarõ gerekçesiyle iş bõrakan işçiler, verilen yüzde 10’luk zamla ikna edildi. Gökçesu beldesindeki bir maden ocağõnda çalõ- şan 160 işçi, ocağõn sahibi İsmail Yılmaz’õn biriken 3 aylõk maaşlarõnõ vermediği gerekçe- siyle iş bõraktõ. Vardiyadan gelen işçiler oca- ğõn önünde toplanõp, Yõlmaz ile konuşmak is- tedi. Yõlmaz, sorumlu maden mühendisi ve us- tabaşõnõ yanõna alarak işçilerle görüştü. Çalõşanlarõ dinleyen Yõlmaz, ekonomik krizin ken- dilerini de etkilediğini belirterek, “Cuma günü biriken maaşları ödeyeceğime söz veriyorum. Maaşlarınıza da yüzde 10 zam yapıyorum. Hü- kümet yüzde 5 zam yaparken, ben yüzde 10 ve- riyorum” dedi. Maaşlarõ 1080 lira olan işçiler, yüzde 10’luk zam teklifini kabul etti. Tütün emekçisi devam dedi [email protected] 7 OCAK 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK 7 (Fotoğraf:NECATİSAVAŞ) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM’de itfaiyecilerle basõn toplantõsõ düzenleyen CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi itfaiye hizmeti alım ihalesinde, kamuya zarar verildiğini” vurgulayarak suç duyurusunda bulunacağõnõ açõkladõ. CHP lideri Deniz Baykal da, genel merkezde görüştü. Baykal, “Sen bu itfaiye işçilerinin haklarını neden vermiyorsun? 4 C siz gelinceye kadar bambaşka bir şekilde kullanılıyordu. Mesela DİE’de üniversite öğrencileri anket yapıyorlardı, devlet onları 4 C kapsamında değerlendiriyordu. Ama AKP iktidara geldikten sonra 2004’te bir kararname imzaladılar. Bugün TEKEL işçileri bu sıkıntıları yaşıyorsa onun altında AKP’nin attığı imza yatar. Gerçekten geçici işler için bu uygulanabilir. Ama TEKEL işçisi geçici mi?” sözleriyle iktidarõ hedef aldõ. Çetin Soysal da parlamentodaki basõn toplantõsõnda Başbakan Tayyip Erdoğan’õn “TEKEL işçilerine patron edasıyla yaklaştığını” söyledi. Soysal, konuyu yargõya taşõyacaklarõnõ, gelecek hafta suç duyurusunda bulunacağõnõ bildirdi. H A K K A Y I P L A R I Y A R G I Y A T A Ş I N A C A K Oylama 21 ildeki 43 TEKEL işyerinde yapıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle