18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Pflj lik; esersiz sanatçılık, kısır aptallık, ruhun kızkurusu ve tohuma kaç- mışlığı, steril delilik. Son derece küçük görürüm onlan, çünkü ben verimliliği isterim, dişi ve erkek bir arada döllen- me ve dölleme, kişisel bir yüce etkileni- lirlik... Ben esmer Lindheymer'im, er- kek yaratılışında, hem rahim hem tohu- mum, çift eşeyli sanat her şeyle biçimle- nebilir, anıa kuşkusuz benim sayemde döllenen, zenginleştirir dünyayı. Dün- yayı alarak ve dünya armağan ederek, yürekleri her tür üretken hayranlığa apaçık, akıl ve sevgi, aracılık ve düşün- ce bakımından büyük -çünkü aracılık kafa işidir- böyle olması gerekirdi ve budur onlarm göıevi , yoksa özgün mil- let olarak taşlaşmak değil, ya da tatsız bir kendini seyrediş ve kendine hayran oluşla aptallaşniak değil, hele hele ap- tallık içinde aptallıkla dünyaya egemen olmak hiç değil." HAVYAR TADINDA BİR ROMAN Sonunda Goethe'nin Lotte onuruna verdiği yemekte beklenen buluşma ger- çekleşir. Onun ve nişanlısının özel hayatını in- ce ayrıntılarıyla romanında işlemesi so- nucu başlangıçta tedirgin olan ama za- man geçtikçe bunun onurunu ve guru- runu taşıyan Lotte, kırk be§ yıl sonra Goethe'nin önüne yıllar önce giydiği pembe kurdeleli beyaz tuvaletiyle çıkar- ken gençlik günlerini geri getirmeye mi çalışmaktadır? Oysa Goethe'nin ona yaklaşımı resmi ve soğuk olur. Konu- dan konuya atlar, konuşmasıyla dinleyi- cilerini eğlendirir. Bu arada anlattığı hikâyelerden biri ortaçağın sonlannda Eger'de bir sokak- taki Yahudilerin hepsinin öldürülme- siyle ve sağ kalan tek bir Yahudi'nin, pişman olan şehir halkı tarafından Eger hemşehrisi ilan edilmesiyle ilgilidir. Belli ki bu kitabı 1939'da ABD'de sür- günde yazan Thomas Mann, anakronik olarak Naziler'in işledikleri cinayetlere atıfta bulunur. Lotte Weimar'da romanı, yazarmın Alman milliyetçiliğine ilişkin eleştirile- rini de içerdiği için Almanya'da yasak- lanmıştı. Roman 1940'da The Beloved Returns adıyla îngilizce olarak Ameri- ka'da yayımlanmış, Almanya'da ancak 1950'de yayımlanabümişti. Goethe ile yıllar sonra buluşmasın- dan derin bir hayal kırıklığı ile ayrılan Lotte bir süre sonra Goethe'den, tiyat- roda bir temsili izlemek üzere davet alır. Oyunu izleyen Lotte pek beğen- mez ve "Yetenekli bir oyundu bu, ama yeteneği, genel kanıya göre nasıl isteni- yorsa öyle bir tiyatro oyunu üretmeye yönelikti ve insanlığın sınırını hiçbir ya- na doğru aşmıyordu şair kesinlikle" di- ye düşünür. Filozof ve romancı Mann, şair ve filozof Coethe'nin ağzından kendini anlatır. Coethe'nin Alman ulusuyla ilgili düşüncelerini, elestirilerini ve uyarılarını okur- ken; Mann'ın Nazizm'e karşı duyduğu tiksintiyi hissederiz. Oyundan sonra Goethe'nin gönder- diği faytona bindiğinde büyük şairin oturduğunu görür. Geçmişin ve bugü- nün bir hesaplaşması olarak niteleyebi- leceğimiz bu konuşmalarda, Goethe, "Bu hayat biçimde değişmedir, çokluk- la teklik, değişimde süreklilik" der. Geçmiş, bugün ve gelecek hepsi bir- birini içinde taşıyan bir birliğin parçala- rıdır ona göre. Werther'in zamanı bir daha dönmemek üzere geride kalmıştır ama zaten Goethe o sevgiliyi -diğerleri- ni de- biçim değiştirse de hep içinde ta şımıştır. Lotte Weimar'da'yı okurken uzun di- yaloglara rağmen bu romandan ne müt- hiş bir film olurdu diye düşündüm. Egon Günther, 1975'de bu romandan bir film yapmış ve baş rolünde Lili Pal- mer oynamış. Lotte Weimar'da, Tho- mas Mann'ın sanat ve dahi sanatçı üze- rine görüşlerini taşıyan, kurgusuyla ve anlatımıyla gerçek bir başyapıt. Milan Kundeıa'nın Olümsüzlük adlı romanında Avrupa'nın merkezi olarak nitelediği Goethe'nin farklı biçimlerde algılanmalannı dile getirmesiyle, Tlıo- mas Mann'ın Büyülii Dağda olduğu gi- bi, Avrupa düşüncesini bir kez daha masaya yatırdığını söyleyebiliriz. Sanatın ve hayatın sorunlarını çok yönlü tartışan ve sorgulayan bu romanı bü konular üzerinde düşünen herkesin okumasını öneririm. Ama kolay yutula- cak bir lokma oknadığmı ve "havyar" tadmda olduğunu anımsatmakta yarar var. ı Lotte Weimar'da/ Thomas Mann/ Çeviren: Gürsel Aytaç/ Can Yayınları/ 376 s. 338 Archiprix-Türkiye 2009, Archiprix-Turkey 2009 •2(309 Sonunda Türkiye'de Mimarlık Ortamına Bakış, Doğan Hasol •İki Başkent: Ankara, Washington D.C., Cürhan Tümer •WAF-Dünya Mimarlık Festivali 2009 •'The Battery" Projesi, JDS Architects • Bursa Sebze-Meyve ve Balık Hali, Tuncer Çakmaklı Architects •"Nordvvesthaus" Yelken Kulübü, Baumschlager Eberle + Ücretsiz YAPIDERGİSİ 2000-2009 DİZİN OTSİ C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 3 8 SAYF A 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle