18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Mehmet Başaran'dan denemeler: Yuh OlsunAydınlanma Yolunda Yuh Olsun Topu- nuza'yı okurken, bir yandan gelecekle ilgili umut- larım arttı, diğer yandan Köy Enstitüleri'nde uygulanan aydınlanmacı ve özgürleşti- rici eğitimden koparılmamı- zın bize ne büyük bedelleri ödettiğini düşündüm. • ErdaiATicı K öy Enstitüleri'nde yetişen şair ve yazarlardan biri olan Mehmet Başaran 1926'da Lüleburgaz'ın Ceylanköy'ünde doğdu, 1943'te Kepirtepe Köy Enstitüsü'nü, 1946'da da Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nü bitirdi. Adı Köy Enstitüleriyle özdeşleştiği için sü- rekli izlendi, soruşturmalar açıldı. Birçok okulda göre\' yaptıktan sonra 1979'da kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. TÖS ve TSY Yönetim Kurul Üyeliklerin- de bulundu. Şiir, Anlatı, Eğitim ve Çocuk Kitapları alanlarında birçok yapıtı ödül aldı. Osmanlı devletinin yıkılmasının al- tındaki gerçek neden; bilimsel, laik ve ulusal eğitimden uzak bir eğitim dizgesi- nin benimsenmiş olmasıydı. Oysa Cum- huriyetin amacı; "toplumu tam bağımsız, onurlu, yüce bir toplum olarak yaşatmak- u" (s. 27). Cumhuriyetin duyurulmasından he- men sonra eğitim alanında önemli dev- rimlcr ivedilikle gerçekleştirildi. Bu dev- rimlerin en önemlisi, 3 Mart 1924'te çıka- rılan Öğretim Birliği Yasası'ydı. Bu ya- sayla laik, bilimsel ve akılcı eğitimin önündeki tüm engeller kaldınldı. Bundaıı böyle Cumhuriyet Öğretmeninin en önemli işi "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek" olacaktı. Peki, özgür yurttaşlan yetiştirecek olan öğretmenler nasıl yetiştirilecekti? Özellik- le 1928 yılında gerçekleştirilen "abece devrimi" okuryazar sayısını arttırtmaya yönelik önemli bir adımdı. Yine Mustafa Necati döneminde kurulan Talim Tcrbi- ye Kurulu, cumhuriyet eğitiminin bilim- sel temeller üzerinde yükselmesini sağla- yacak önlemleri alacaktı. Hazırlıklan 1935'te başlayıp özgün biçimiyle 1940-46 yılları ara- sında uygulanan Köy Enstitüleri; yalnızca bir öğrer- men yetiştirme ta- sarımı değil, Cum- huriyetin uygarlık tasarımı, köy emek- çisinin kurtuluş destanıdır. Köy Enstitüle- ri'nde uygulanan "iş içinde, iş aracılı ğıyla, iş için" eğitim ilkesiyle yoksul köy çocukları özgürle- şerek, yurdun her alanda canlandırıl- ması için savaşım verebüecek bilgi, beceri ve donanıma sahip olmuştu. Başa- ran'ın Aydınlanma Yolunda Yuh Olsun Topunuza adlı yapıtında 39 denemesi yer aLyor, bu denemelerin her biri bize yeni sesler, yeni çağrışımlar, yeni uyarılar ve umutlar getiriyor. Sabahattin Eyüboğ- lu'yla ilgili yapılacak bir toplantıya ko- nuşmacı olarak katılmak üzere yola çıkan Başaran'ın yol arkadaşı liseyi bitirmiş bir delikanlı. Başaran yol arkadaşına soruyor; "Eyüboğlu'ndan Vedat Günyol'dan bir şey okuyabildin mi?" "Adını bile duyma- dım" (s. 12). Kimi zaman Günyol da kızıyor, söyle sesleniyor gidişi sürdürenlere; "Bu güze- lim yurdun o yoksul, o ışıktan, bilgiden yoksuıı insanlaruıa, adlan etrafinda gü- rültü koparmadan, ön plana geçmeye ça- hşmadan, karınca kararınca çıkarsız, iyi niyetle yararlı olmanın yolunu aramadık- ça, aramaya yanaşmadıkça, yuf olsun to- punuza, politikacısıyla, aydını maydınıyla hepinizin ervahına, ceddine cibilliyetine" (s. 16). "Niçin Kurtulamamak" adlı deneme oldukça ilginç; Falih Rifkı Atay'ın bir ya- pıtını ele alıyor Başaran, Köy Enstitüle- rinden ve özgürleştirici eğitimden söz ediyor ve yazıyı, Atay'ın "Niçin Kurtula- mamak" adlı yapıtında da vardığı yargıyla bitiriyor: "Faziletsizlik ve sefalet içinde Cumhuriyet yaşayamaz. Bütün hürriyetle- riyle, faziletsizlik ve sefalet içinde katlana- rak, bir politikacılar komedyası veya tra- gedyası hâlâ sürüp gider" (s. 35). Başaran, Adnan Adıvar'm "Dur Dü- şün" başlıklı yazıda; "düşünmenin ya- şamsal önemini aıılattığmı" değinerek, yazarın "fikir korkaklığı" üzerinde dur- duğunu, "düşünce tembellerinden olu- şan, fikir korkaklanndan oluşan bir top- lumun koyun sürüsüne dönüşeceğini, gü- düleceğini vurguladığını" anlatıyor (s. 75). Mehmet Başaran yapıtında, keskin göz- lemlerini, uzağı gören düşüncelerini, ül- kemizin içinden geçtiği karanlığa karşı ışıltılı bilincini, birikimini bizlerle paylaşı- yor. Başaran bugün ilerlemiş yaşına kar- şın durmadan, bıkmadan, usanmadan ya- zıyor. Onun yazdığı; onların yazdığı her yazı bizim için bir çobanyıldızıdır. Kafka "Kafamıza bir yumruk gibi inen, b'izi sar- san, uyandıran kitaplar okumalıyız" di- yor. Başaran'ın yapıtı işte tam böylesi bir kitap... Yapıtlarıyla bizi sarsan, uyandıran Başaran, Aydınlanma Yolunda Yuh Ol- sun Topunuza adlı yapıtında da bu gele- neği sürdürüyor. Şiir- lerinde gördüğümüz büyülü sözcüklerle sesleniyor bize. Yapıtm sonunda Başaran "Yaşamın kirletildiği, insanı in- san yapan değerlerin, yozlaştırıldığı şu dö- nemlerde... Dilin, dü- şüncenin gücüyle ula- şılmalı henüz devşirO- memiş beyinlere taş- laşmamış yüreklere..." diyor. Hepimizin de görevi bu değil mi? • Aydınlanma Yolun- da Yuh Olsun Topu- nuza/ Mehmet Başa- ran/ Cumhurivet Ki- taplan/205 s. GAVURUN DOLUCANDAN OZER ' • ' - - ' - . ' Tehlikeli oyunlar içinde savrulan yürekler, daha fazla sır saklamayacaklar. GEÇMİŞLE SOĞUK BİR YÜZLEŞMEYE, ACILARLA YAKICI BİR ÖDEŞMEYE, AYNANIN İÇİNDEKİ KARANLIĞI GÖRMEYE HAZIR MISINIZ? Yakın tarihi ustalıkla anlatan, unutulmuş gerçekleri tekrar gün yüzüne çıkaran, intikam kadar soğuk, gerçeğin ta kendisi kadar yakıcı bir öykü. Candan Özer'in kaleminden sarsıcı, alışılmadık bir roman: "Gavurun Dölü" A P R I L Y A Y I N C I L 1 K C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 3 8 SAYFA 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle