18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2010 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Nerede Görülmüş? [email protected] Polis ve MİT’e ağõr silah alma yetkisi getiren tasarõ, Genelkurmay’õn uyarõlarõna karşõn komisyonda benimsendi Silah itirazõ dikkate alõnmadõANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM İçişleri Komis- yonu’nda oluşturulan alt komis- yon, silah yasa tasarõsõ üzerinde çalõşmalarõnõ sürdürürken son dö- nemde Güneydoğu’daki eylem- lerde polise karşõ kullanõlan havai fişeklerin ceza kapsamõna alõn- masõnõ benimsedi. Askerlerini MİT’e ve polise, askeri ağõr silah ithal yetkisi verilmesine ilişkin iti- razlarõ ise dikkate alõnmadõ. TBMM İçişleri Komisyonu içinde oluşturulan alt komisyon, dün silah tasarõsõnõn ilk dört maddesini ele aldõ. Alt komisyon havai fişeklerin eğlence amacõ dõ- şõnda toplu gösteri ve eylemler- de kullanõlmasõ durumunda kul- lananlara ceza verilmesine ilişkin bir düzenlemenin tasarõya ek- lenmesini kararlaştõrdõ. Tasarõda ruhsata bağlõ hale getirilmesi öngörülen bayõltõcõ spreyler ile biber gazlarõnõn ise ruhsata tabi olmaktan çõkarõlmasõna da karar verildi. Bayõltõcõ spreylerin özel- likle yalnõz yaşayanlar için bir sa- vunma aracõ olarak kullanõldõğõ vurgulanõrken bunlarõn hõrsõz- larõn da kolaylõkla ulaşabilecek- leri bir araç olmasõnõn da önüne geçilmesi gerektiği üzerinde de duruldu. Bunun üzerine söz ko- nusu spreylerin belirli yerler- den ve kimlik karşõlõğõ alõnabil- mesi yönünde düzenleme ya- põlmasõ benimsendi. Komisyon, bazõ silah üretici- lerinin G3 ya da daha ağõr silah görünümünde üretilen av silah- larõna izin verilmesiyle ilgili ta- lebine ise “hayır” dedi. Asker- lerini MİT’e ve polise, askeri ağõr silah ithal yetkisi verilmesine ilişkin itirazlarõ ise dikkate alõn- madõ. Genelkurmay Başkanlõ- ğõ’nõn daha önce komisyonlara sunduğu bilgi notunda, “Bu dü- zenleme ile MİT ve genel kol- luk kuvvetlerinin askeri nite- likte silah ithal edebilmeleri mümkün hale getirilmiştir. Tasarının bu haliyle yasalaş- ması halinde, askeri silah ve malzemelerin ithali tek elden takip edilemeyecek, kontrolsüz kalacaktır” denilmişti. TBMM İçişleri Komisyonu’nda oluşturulan alt komisyonda görüşülen silah tasarõsõna, havai fişekleri eylemlerde kullananlara ceza verilmesine ilişkin bir düzenleme eklenmesi kararlaştõrõldõ. Tasarõya göre, bayõltõcõ sprey ve biber gazlarõ kimlik gösterilerek satõn alõnacak. Son zamanlarda üst üste yaşadığımız olaylar söyler misiniz Allah aşkına başka nerede görülmüş? Bir devlet ki, iktidarında oturan parti çeyrek yüzyıldır, her tarafı kana bulamış terör örgütüyle barışmaya çalışırken kendi silahlı kuvvetleriyle savaşıyor. Böyle bir şey nerede görülmüş? İktidara sahip olanlar, devletin demokratik laik niteliğini değiştirmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Yargının bağımsızlığını yok ederek, denetim altına alma, basını cezalarla yıldırıp, susturma, kendi silahlı kuvvetlerini komploların kucağına atma, devlet içindeki mürteci yuvalanmasına karşı olan mahkeme kararlarını hiçe sayma yoluyla, devletin niteliğini değiştirmek, demokrasi olarak ilan ediliyor? Böylesi söyler misiniz, şimdiye dek nerede görülmüş? Darbecilerin en ünlüsü orada oturuyor. Yüz binlerce insanın yaşamını kararttığı yetmiyormuş gibi ikide bir neyin nasıl yapılması gerektiği yolunda demeçler veriyor. O bunları yaparken iktidara sahip olanlar muhal darbeler peşinde koşup, kovuşturmalar yapıyorlar, “demokrasiye sahip çıktıklarını, darbeler dönemini kapattıklarını” söylüyorlar. Kapı arkasında, halı altında, yatak arasında darbeci arıyorlar. Darbeci orada oturuyor, adresini herkes biliyor, kendisi, nedamet getirmek ne kelime, yaptıklarıyla iftihar ediyor, “gerekirse yine yaparım” diyor. Söyler misiniz böylesi nerede görülmüş? Gazeteci çağının tanığı, notlar alıyor, ulaşabildiği her yere ulaşıp, ne olup bittiğini kaydediyor. Kerizmatik eski darbeci, herkesin bildiği adresinde kibriyle kasım kasım kasılırken gazetecinin notlarına bilgisayarına el konuyor, notlar tahrif ediliyor, hukuk dışı yollardan “deliller!” elde ediliyor ve gazeteci tıkılıyor içeri “darbecilik”ten. Yüzler, binler, binler on binler, on binler yüz binler, yüz binler milyonlar oluyor, sokaklara çıkıp haykırıyor: - Ne darbe ne şeriat, gelişmiş demokrasi istiyoruz! Darbeci ilan ediliyorlar. Cumhuriyet mitinglerine katılmak, onları düzenlemek, iddianamelerde suç olarak gösteriliyor, herkesin gözünün önünde yapılan ve sivil, demokratik, laik bilinç, “darbecilik” olarak itham ediliyor. Sokaklarda, demokratik tepkisini dile getirenlerle birlikte, rejimin yeni dokunulmazı kimi tarikatlar hakkında soruşturma yapan, savcılar kovuşturuluyor, suçlanıyor, kendileri hakkında dava açılıyor. Bütün bu gelişmeler, bir kısım yandaş medya tarafından, demokrasiye gidiş olarak adlandırılıyor, karşı çıkanlar “darbeci” olmakla suçlanıyor. - Bakın diyorsunuz, darbelere hepimiz karşıyız, hesap sorulacaksa sorulsun ama hukukun sınırları içinde kalınsın! Darbeyi soruşturuyoruz derken darbe yöntemleri kullanılmasın! Söylenenler açık, net, “hukukun üstünlüğüne halel gelmeden yürütülsün soruşturmalar ve kovuşturmalar; tutuklama kurumu infaz yerine geçmesin, bizim askeri dönemlerde çektiklerimizi, başkaları sivil denen dönemde çekmesin” diyorsunuz. Yanıt açık ve net: - N’o sen darbeci misin? Sen Ergenekoncu musun? Böylesini daha önce, faşist İtalya ve Nazi Almanya dışında bir yerde gören olmuş mu? Orada bile kimse demokrat olduğunu ileri sürmüyor, faşist faşistliği Nazi Naziliğini biliyor, bu zilletlerini marifetmiş gibi iftiharla taşıyorlardı ama hiç değilse kendilerine liberal ve demokrat demiyorlardı. Genelkurmay Başkanı bir fırkateynden sesleniyor kamuoyuna: - Silahlı Kuvvetler, asimetrik psikolojik bir saldırı altındadır. Medyanın pişkini hemen fetvayı yapıştırıyor: - TSK içindeki demokratikleşme hareketi ordunun en tepesindekiler ile iktidarın başı arasında oluşmuş tam bir mutabakatla yürütülmektedir. - Ne diyorsun kardeşim! Adam “saldırı altındayım” diye haykırıyor, yanıtını veriyorsunuz. Aldırmıyor, gözünü kırpıyor hafifçe, - Yok canım, diyor, mutlak bir mutabakat var. Söyler misiniz, böylesi daha önce ne zaman nerede görülmüş? BDP MİLLETVEKİLİ BAYINDIR MECLİS BAŞKANI ŞAHİN Taş atan çocuklara işkence iddiası ‘Anayasa değişikliği seziyorum’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin, anayasa değişikliği konusunda 10-12 maddelik bir pa- ketin gelebileceğini “sezdiğini” söyledi. Şahin, Memur-Sen Genel Başkanõ Ahmet Gündoğdu ve beraberindeki heyeti kabul et- ti. Gündoğdu’nun, “Toplu görüşmeyi artık hiç sevmiyoruz. Biz artık sözleşme yapmak istiyoruz” demesi üzerine Şahin, Devlet Ba- kanõ Hayati Yazıcı ile önceki gün yaptõğõ gö- rüşmede, Devlet Memurlarõ Kanunu’nda de- ğişiklik öngören bir çalõşma yapõldõğõnõ söy- lediğini ifade etti. Tasarõnõn önümüzdeki haf- talarda Meclis’e geleceğini tahmin ettiğini belirten Şahin, kendisinin geçmişten beri, bu sorunun anayasa değişikliği ile çözülmesini savunduğunu ifade etti. Şahin şunlarõ söyledi: “Daha geniş çaplı bir anayasa değişik- liği değilse bile, belki 10-12 maddelik bir paketin gelme ihtimali olabileceğini biraz seziyorum. İçinde mutlaka sizi ilgilendi- ren o maddelerdeki değişiklikler de ola- caktır diye bir beklenti içindeyim. İnşal- lah 2010 yılı, bu konuda çok önemli adımların atıldığı bir yıl olur diye temen- ni ediyorum. Böyle bir sezgim de var. Hükümet yetkilileri, grup başkanvekille- rinden aldığım bilgiler de bende böyle bir çağrışım oluşturuyor” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BDP Şõrnak Milletvekili Sevahir Bayındır, taş atan çocuklarõn “demokratik siyasi hakları- nı” kullandõğõnõ belirterek gözaltõna alõnan ya da tutuklanan çocuklar konusunda devletin “çocuk haklarını gözeten” muamelede bu- lunmasõnõ istedi. Bayõndõr, parlamentoda düzenlediği basõn toplantõsõnda Terörle Mücadele Yasasõ’na muhalefetten dolayõ gözaltõna alõnan ve tu- tuklanan çocuklarõn kötü muamele ve işken- ceye maruz kaldõğõnõ söyledi. Bayõndõr, bu kapsamda Adana Pozantõ Cezaevi’nde bulu- nan 32 çocuğun aileleri aracõlõğõyla kamuo- yuna aktardõğõ bilgilere göre, cezaevi müdürü ve gardiyanlar tarafõndan üzerlerine soğuk su dökülüp daha sonra plastik su borusuyla dö- vüldüklerini ve vücutlarõna açõlan yaralara da tuz basõlarak işkence yapõldõğõnõ söyledi. Ba- yõndõr, şunlarõ söyledi: “Aileler olayı şöyle aktarmaktadır: ‘Biz ziyarete gittiğimizde çocuklarõmõzõn yaralar içinde olduğunu gör- dük. Onlara sorduğumuzda ise işkencelere maruz kaldõklarõnõ dile getirdiler. Çocuklarõ- mõz özellikle cezaevi birinci müdürü Coşkun Cengiz, ikinci müdürü İbrahim Aykut ile Turgut Seyfi, Ali isimli gardiyanlarõn sürekli kendilerine işkence yaptõklarõnõ anlattõ.’ Da- ha önce de Adana Pozantı M tipi Ceza- evi’nde benzer olaylar yaşanmıştır. Benzer başka bir olayın da Diyarbakır Ceza- evi’nde yaşandığı belirtilmektedir.” ‘Siyasi haklarını kullanıyorlar’ 10-12 yaşõndaki çocuklarõn bu tür eylem- lerde kullanõlmasõnõ nasõl değerlendirdikleri yönündeki soru üzerine Bayõndõr, “Bu ço- cuklar siyasi haklarını kullanıyorlar. Filis- tin’de çocuklar bu şekilde toplumsal mu- halefet eylemlerine katılıyorlar, kimse on- lara yönelik ithamda bulunmuyor. Çocuk- lar bu toplumun üyesi ve toplumsal muha- lefet içinde yer alıyorlar” diye konuştu. Şahin, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ve beraberindeki heyeti kabul etti. Fotoğraf:AA MİLLETVEKİLLİĞİ DÜŞEN DTP’LİLER Bekleyen dosyalar işleme konuyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Kapatõlan DTP’nin Genel Başkanõ Ahmet Türk 56, Diyarbakõr Milletvekili Aysel Tuğluk ise 52 yõl hapis cezasõyla karşõ karşõya kaldõ. Milletvekillikleri dü- şürülen Türk ve Tuğluk için TBMM’de bekleyen dosyalar işleme konuyor. Türk ve Tuğluk, çeşitli dönemlerde yaptõklarõ açõklamalardan dolayõ yargõlanacak. Yar- gõlama sonucunda Türk ve Tuğluk, ceza almalarõ halinde isnat edilen suçlardan birden fazla işledikleri gerekçesiyle ceza indiriminden de yararlanamayacak. Türk hakkõnda “örgüt propagandası yap- mak”, “suçu ve suçluyu övmek”, “halkı kin ve düşmanlığına tahrik etmek”, “Si- yasi Partiler Yasası’na muhalefetten”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasa- sı’na muhalefetten”, “seçim yasaklarına muhalefet- ten” ve “devletin askeri teşkilatını alenen aşağıla- mak” iddialarõyla toplam 56 yõla kadar hapis isteniyor. OSMAN PAKSÜT’ÜN SUÇ DUYURUSU Dinleme iddiaları soruşturulacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhu- riyet Başsavcõlõğõ Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün dinlenildiği iddialarõyla ilgili soruş- turma başlattõ. Paksüt’ün dinlendiğine ilişkin soruşturma, Memur Suçlarõ So- ruşturma Bürosu Savcõsõ Harun Koda- lak tarafõndan yürütülecek. Osman Pak- süt, Ankara’da kendilerini bir aracõn ta- kip ettiği ve izinsiz dinlendikleri iddia- sõyla emniyet görevlileri hakkõnda An- kara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Paksüt’ün dinlendiği ve izlendiği hususunda yeter- li delil bulunmadõğõ gerekçesiyle ko- vuşturmaya yer olmadõğõna karar ver- mişti. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi ise Osman Paksüt’ün dinlenildiği iddialarõna yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ tarafõndan ilgililer hakkõnda verilen takipsizlik kararõnõ kaldõrmõştõ. CHP’DEN ÖNERİ: Sigara yasağõ ertelensin ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Sekreter Yardõmcõsõ, İstanbul Milletveki- li Algan Hacaloğlu, sigara iç- me yasağõnõn kahvehane, kõra- athane, birahane ve lokal gibi yerlerde 2015 yõlõ sonuna kadar uygulanmamasõnõ öngören bir yasa önerisi verdi. CHP’li Hacaloğlu, dün parla- mentoda düzenlediği basõn top- lantõsõnda, kapalõ yerlerde siga- ra içme yasağõ getiren düzenle- menin özünde çok doğru bir ya- sa olduğunu ancak bazõ konu- larla ilgili gerekli değerlendir- me yapõlmadan çõkarõldõğõnõ söyledi. Sigaranõn sağlõğa zarar- lõ olduğu konusunda tereddütü- nün olmadõğõnõ, kendisi ve aile- sinin sigara içmediğini vurgula- yan Hacaloğlu ancak özellikle kahvehaneler ve kõraathanelerin yasağa uyacak güçlerinin olma- dõğõnõ ifade etti. Hacaloğlu, “Türkiye’de 500 bin civarında kahvehane ve kıraathane var. 1.5 milyon in- san buralardan geçimini sağ- lıyor. Bu yerler 10 milyon ki- şiye hizmet veriyor. Bu yerle- rin yasak konusunda, 2015 yı- lı sonuna kadar bir uyum dö- nemine ihtiyaçları var” dedi. Hacaloğlu, önerinin parti MYK toplantõsõnda görüşüldüğünü ve parti görüşü çerçevesinde hazõr- landõğõnõ vurgularken bu işlet- melere cüzi miktarda KOBİ desteği de verilerek, gerekli ko- şullarõ yaratmalarõnõn sağlanabi- leceğini anlattõ. Öneriye göre, 2015 yõlõ sonuna kadar geçerli olmak üzere, kahvehane, kõraat- hane, birahane, lokal gibi işlet- melerde, mekân girişlerinde dõ- şardan kolayca görülebilecek şekilde “İçeride sigara içilebi- lir” levhasõ asõlmasõ ve yeterin- ce havalandõrma baca ve men- fezleri sağlanmasõ kaydõyla, tü- tün ürünleri tüketilebilecek. Manisa’da gergin gece Manisa’nın Selendi ilçesinde yılbaşı akşamı kahvehane sahibi Ramazan Yıldız sigara iç- mek isteyen Burhan Uçkun (32) adlı Roman müşteriyi uyarınca tartışma çıktı. Kısa bir sürede büyüyen tartışma, kavgaya dönüştü. Olay yerine gelen polis bazı Roman yurttaş- ları gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar ara- sında bulunan Burhan Uçkun’un babası Necdet Uçkun (69) ifadesi alınırken kalp kri- zi geçirerek öldü. Burhan Uçkun, önceki gün bir grup yakınıyla birlikte Ramazan Yıldız’a ait kahvehaneyi bastı. Uçkun ve yakınları, kahvehanenin camlarını kırıp çalışanlarını dövdükten sonra olay yerinden ayrıldı. Yaşa- nan olay, ilçede kısa sürede kulaktan kulağa yayıldı. Kahvehanenin önünde toplanan yak- laşık bin kişi Roman yurttaşların evlerine doğru yürüyüşe geçti. Kalabalık, Romanla- rın ev ve işyerlerini taşlayarak, araçlara za- rar verdi. Olay yerine gelen jandarma ekip- leri, öfkeli kalabalığı dağıtarak Romanların evlerini koruma altına aldı. Olaylarda 3 kişi yaralandı. Olay sonrası ilçeye gelen Manisa Valisi Celalettin Güvenç polis nezaretinde il- çe dışına çıkarıldığını öğrenilen Roman yurt- taşların nereye götürüldüğüne ilişkin soruya “Arkadaşlar kendi arasında özeleştiri yapa- caklar” yanıtını vermekle yetindi. Bakana tazminat azarõ SOFYA (AA) - Devlet Ba- kanõ Bojidar Dimitrov’un Tür- kiye’den tazminat istemi hükü- met içinde krize neden oldu. Bulgaristan’da yurtdõşõndaki Bulgarlardan sorumlu Devlet Bakanõ Bojidar Dimitrov’un, “1913 yılından sonra Türki- ye’den göç eden Bulgarların Türkiye’de bırakmak zorun- da kaldıkları mal ve mülkleri için 20 milyar dolara yakın tazminat isteneceği” yönün- deki açõklamalarõna başbakandan sert tepki geldi. Başbakan Boy- ko Borisov, BTV adlõ özel bir televizyon kanalõna yaptõğõ açõk- lamada, Türkiye’den tazminat ta- lep edilmesi konusunda hiçbir resmi girişimin bulunmadõğõnõ belirterek, “Ne hükümetin ne de parlamentonun böyle bir kararı yok. Bojidar Dimitrov kişisel yorumlar yapıp bizi güç duruma düşürdü” dedi. Dimitrov ile görüştüğünü ve kendisini sert şekilde son bir kez uyardõğõnõ kaydeden Borisov, “Ne Bakan ne de Tarih Mü- zesi Müdürü olarak, Başba- kan’ı ve hükümeti bağlaya- cak, güç duruma düşürecek konuşmalarda bulunamazsın. Bir daha sorun yaratacak açıklamalar yaparsan seni gö- revden alırım. Bu son uya- rımdır” diye konuştu. Başba- kan, Dimitrov’un AB ile ilişki- lerine zarar verdiğini belirtti. Bulgaristan Başbakanı Borisov, tazminat haberlerini yalanladı, ‘Türkiye’den 20 milyar dolar isteyeceğiz’ diyen bakanı ise uyardı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle