18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2010 PERŞEMBE 6 HABERLER ‘Üniversiteler umut oldu’ ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “5 Yõlda 5000 Öğrenci Projesi” kapsamõnda bu yõl yurtdõşõna 941 öğren- cinin burslu olarak lisans üstü eğitim için gönderil- mesi dolayõsõyla düzenle- nen törene katõldõ. Burada yaptõğõ konuşmada demokratik açõlõm süreci- ne gönderme yapan Erdo- ğan şunlarõ söyledi: “Kõr- şehir’de, Batman’da, Yozgat’ta, Kõrklareli’nde, Mardin’de, Şõrnak’ta Hakkâri’de üniversiteleri- miz bu şehirlerimizin umudu, vizyonu haline geldi. Oralarda barõşõn to- humlarõ atõlõyor; inanõyo- rum ki, ekonomik hare- ketlenmenin tohumlarõ atõlõyor.” Mamak’ta tecavüz cinayeti MAMAK(AA) - Ma- mak’ta Yaşar Y. isimli bir kişi aynõ mahallede otu- ran Yaşar Andiç, Fethi B, Mehmet A’nõn kendisine tecavüz ettiklerini öne sürdü. Yaşar Y’nin yanõn- da bulunan tabancayla ateş etmesi sonucu söz konusu 3 kişi yaralandõ. Hastaneye kaldõrõlan bu kişilerden Yaşar Andiç öldü, diğer iki kişinin te- davilerinin sürdüğü belir- tildi. Yaşar Y. jandarma ekiplerince yakalandõ, olay yerinde yapõlan ince- lemede 14 adet boş kovan bulunduğu açõklandõ. Kömür sobası patladı: 1 ölü Haber Merkezi- Di- yarbakõr’da ateş olan so- baya kömür dolduran 65 yaşõndaki Nedim Yalçõn sobanõn patlamasõ sonucu olay yerinde hayatõnõ kay- betti. Nedim Yalçõn’õn yeğeni köy muhtarõ Ceb- rail Yalçõn, sobada yanan ateşin üzerine kömür atõl- masõnõn ardõndan sobanõn büyük bir gürültüyle pat- ladõğõnõ söyledi. Bursa’da da sobadan sõzan gazdan zehirlenen yaşlõ çift yaşa- mõnõ yitirdi. Lise önünde uyuşturucu İstanbul Haber Servi- si - Kadõköy’de bir lise önünde uyuşturucu mad- de satan bir kişiyi gözaltõ- na alan polisin bu sayede ortaya çõkarttõğõ suç örgü- tünün altõ üyesini 70.5 ki- logram esrarla yakaladõğõ belirtildi. Polis, Bostan- cõ’da bir lise önünde uyuşturucu madde satõldõ- ğõ bilgisine ulaştõ. “Alõcõ” gibi davranarak lise önün- de satõcõlõk yapan Abdül- hamit K. (31) ile irtibat kuran polis, dört plaka ha- lindeki esrarõ 50 liraya polislere satmaya kalkan K’yi gözaltõna aldõ. Öte yandan Gaziosmanpa- şa’da da 15 eve 500 poli- sin katõlõmõyla düzenle- nen operasyonda, uyuştu- rucu satõcõsõ olduklarõ öne sürülen 15 kişi yakalandõ. Atılan izmarit saçını yaktı TEKİRDAĞ (AA) - Çorlu’da Fidan Çin (28) isimli bir kadõnõn kafasõna önünden geçtiği apartma- nõn üst katlarõndan atõlan bir sigara izmariti düştü. Bir süre sonra kafasõndaki sõcaklõğõ hisseden Çin’e çevredekiler su dökerek yardõm etti. 112 Acil Ser- vis ekiplerinin müdahale- sinin ardõndan hastaneye kaldõrõlan kadõnõn, saçlarõ- nõn yandõğõ, kafa derisinin ise etkilenmediği belirlen- di. Sigara izmaritini atan kişinin bulunmasõ için ça- lõşma başlatõldõ. Prof. Dr. Korkut Boratav, emekçinin enflasyonunun çok daha yüksek olduğunu söyledi ‘Emeklizammõinandõrõcõdeğil’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Dr. Korkut Boratav, yüzde 6 ci- varõnda belirlenen yõllõk enflasyonun yoksul tüketici katmanlarõ tarafõndan “inanılmaz bulunduğunu” belirterek “Çünkü genel enflasyonun içinde ge- niş tüketici ve emekçi kitlelere yansı- yan fiyat hareketlerinin çok daha yüksek olduğunu çeşitli belirtilerden algılıyoruz. Bu katmanlara yansıyan zamların, enflasyon oranında içeril- mediğini, yahut enflasyon oranında çok minimal bir ağırlık taşıdığını bi- liyoruz” dedi. Hükümetin, son yaptõğõ zamlarla, beklenen Uluslararasõ Para Fo- nu (IMF) anlaşmasõndaki kõsõtlamalarõn önünü almak istediğini söyleyen Bora- tav, “Hükümet ‘Onlar dediği için yap- madõk, biz zaten yapacaktõk’ demenin hesabında. Bu şekilde programı kabul ettiği zaman doğacak tepkilerin önü- nü kesmeye çalışıyor” diye konuştu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) önceki gün yaptõğõ açõklamaya göre, ara- lõk ayõnda tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 0.53 artarken üretici enflasyonu ise (ÜFE) yüzde 0.66 arttõ. Buna göre yõllõk enflasyon TÜFE’de yüzde 6.53, ÜFE’de ise yüzde 5.93 olarak gerçekleşti. Prof. Boratav, söz konusu enflasyon ra- kamlarõnõn tüketicilere niye gerçekçi gelmediğini şu ifadelerle anlattõ: “Şim- di bir kere dünyanın her yerinde en- flasyon artık bir tehdit olmaktan çık- tı. Aksine deflasyon, yani fiyatlardaki negatif hareketler sorun haline geldi. Türkiye’de şu anda enflasyonun ken- disini bir başarı ya da başarısızlık göstergesi olarak almak yanlıştır. Önemli olan, fiyat hareketleri karşı- sında geçim zorluğunu emekçilerin, ça- lışanların, işsizlerin, emeklilerin hayat standardının ezilmesini önlemektir.” Boratav bu açõdan değerlendirildi- ğinde, Türkiye’de genel fiyat hareketleri olarak belirlenen enflasyonun iki ayrõ he- sapla belirlenmesi, ayrõştõrõlmasõ ge- rektiğini belirtti. ‘Yanlıştır deniliyor’ Boratav, “Birçok ülkede yapıldığı gi- bi, örneğin kentli ücretlilerin enflas- yonu için ayrı bir hesap yapmak la- zım. Böylece asgari ücretler, emekli aylıkları, memur maaş ayarlamaları, toplusözleşme müzakereleri ve benzeri ayarlamaların başvuracağı daha ger- çekçi bir gösterge gözlenebilir, sağ- lanabilir” dedi. Prof. Dr. Korkut Bo- ratav sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sağlanmadığı için her enflasyon hesaplaması, bu son hesaplama gibi yüzde 6’lar civarında çıkan bir he- saplama, yoksul katmanlar tarafından inanılmaz görünüyor. Reddediliyor, ‘Yanlõştõr’ deniliyor. Çünkü gerçekten de genel enflasyonun içinde geniş tü- ketici ve emekçi kitlelere yansıyan fi- yat hareketlerinin çok daha yüksek ol- duğunu çeşitli belirtilerden algılıyo- ruz. İşte bu bakımdan şu andaki en- flasyona ve zamlara adeta bir tepki olarak hükümet tarafından önerilen emekli maaş zamları inandırıcı ve ye- terli bulunmuyor. Özellikle kentin orta ve orta altı yoksul insanlarının, yoksul kitlelerin, yoksul sınıf ve kat- manların karşı karşıya kaldığı geçim sıkıntısının bir ölçütü olmaktan çıkı- yor. Yani bu katmanlara yansıyan zamların, enflasyon oranında içeril- mediğini, yahut enflasyon oranında çok minimal bir ağırlık taşıdığını bi- liyoruz. Kentli yoksul katmanlar için ayrı bir hesaplama yapılsaydı, ayar- lamalar daha gerçekçi olacak ve bu- günkü gibi tepkiler olmayacaktı.” IMF anlaşmasının altlığı Hükümetin bu durumun farkõnda ol- duğunu söyleyen Boratav, “Hükümet IMF ile anlaşma yoluna gitmeye ça- lışıyor” dedi. Hükümetin “Anlaşma im- zalandığı anda, IMF her halükârda kamu harcanlarına ek kısıtlamalar ge- tirecek. Şu andaki zam furyası ile ora- daki kısıntıların önünü alırız. ‘Onlar dediği için yapmadõk, biz zaten yapa- caktõk’ deriz” hesabõnda olduğunu be- lirten Boratav şöyle konuştu: “Orta vadeli program IMF’nin ön- gördüğü talep kısıcı önlemleri içeri- yordu. Son zamlar işin vergi boyutu- nu içeriyor ve emekli uyarlamalarına da düzeltme getiriyor. Bir anlamda hükümet, bu şekilde programı kabul ettiği zaman doğacak tepkilerin önü- nü kesmeye çalışıyor.” Boratav, yüzde 6 civarõnda belirlenen yõllõk enflasyonun yoksul tüketici katmanlarõ tarafõndan “inanõlmaz bulunduğunu” belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümetinin emekli maaşlarõ arasõndaki farkõn giderilmesini hedefleyen intibak düzenlemesinden vazgeçerek, emeklilere 60-100 TL arasõnda zamla yetinmesi tepkilere neden oldu. CHP’li Osman Kaptan, hükümetin memurla alay ettiğini belirtirken; CHP’li Esfender Korkmaz da, hükümetin intibak düzenlemesinden vazgeçmesinin doğru olmadõğõnõ, uygulanan havuz sisteminin maaşlar arasõndaki farkõn azaltõlmasõnõ gerektirdiğini söyledi. CHP’li Plan Bütçe Komisyonu üyesi Osman Kaptan, hükümetin açõkladõğõ zam oranlarõnõn emekliyle dalga geçmek anlamõna geldiğini belirterek, “Mevcut emeklilerin yüzde 75’i açlık sınırının altındadır, yüzde 74’ü borç altında ezilmektedir. İntibak düzenlemesi yapılmıyor, bunun yerine düşük bir zam oranıyla yetiniliyor. Bu derde deva olacak bir şey değildir. İngiltere’de bile tüketimi arttırmak için emeklilerin maaşını arttırdılar” dedi. CHP’li Esfender Korkmaz da, intibak tasarõsõndan vazgeçilmesinin doğru olmadõğõnõ söyledi. Türkiye’de emeklilikle ilgili havuz sisteminin uygulandõğõnõ belirten Korkmaz, bu sistemin özelliğinin emeklilerin farklõ maaşlar almasõnõ önlemek ve farkõn bütçeden karşõlanmasõnõ öngördüğüne dikkat çekti. Korkmaz, “Türkiye’de havuz sistemi uygulandığına göre maaşlar arasındaki bu kadar fark sisteme aykırıdır. Bağ-Kur emeklisi artan maaşıyla 380 TL, esnaf 550 TL, tarım işçisi 480 TL alıyor. Emekliye havuzdan 380 TL veren bir hükümet, kendi tespit ettiği asgari ücrete de uymuyor” dedi. SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandõğõ’nõn Sosyal Güvenlik Kurumu çatõsõ altõnda toplandõğõna dikkat çeken Korkmaz, “O zaman emekli maaşlarının standardize edilmesi lazım. Bir kurumdan farklı, diğer kurumdan farklı emekli maaşı olmaz, eşit olması lazım. Hükümet, aslında günlük ihtiyaçlara göre bakkal idare eder gibi devleti idare ediyor” diye konuştu. ‘BAKKAL YÖNETİR GİBİ DEVLET YÖNETİYORLAR’ ‘İlaç satma girişimleri var mı? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Çalõş- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Ömer Dinçer tarafõndan yanõtlanmasõ istemiyle verdiği so- ru önergesinde markette ilaç satõşõ girişimle- rine dikkat çekerken “AKP’ye yakınlığı ile bi- linen Cüneyd Zapsu veya Ethem Sancak’a ait şirketlerin, ilaçların marketlerde satışıyla ilgili bir girişimleri var mıdır” sorusuna ya- nõt istedi. Öztürk, dün TBMM Başkanlõğõ’na verdiği soru önergesinde Çalõşma Bakanõ Dinçer’e şu sorularõ yöneltti: ? SGK; 16 Ocak 2010 tarihine kadar Türk Eczacõlarõ Birliği ile sözleşme yapmadõğõ ve eczacõlar da SGK ile tek tek sözleşme yap- madõğõ takdirde; hastalarõn ilaca ulaşõmõnõ sağ- lamak için herhangi bir plan var mõdõr? ? İlaç sanayii ile yaptõğõnõz anlaşma metnini kamuoyu ve ilgili taraflarla paylaşmamanõzõn nedeni nedir? Bu anlaşmada ilaçlarõn mar- ketlerde satõşõyla ilgili bir madde var mõdõr? İlaçlarõn marketlerden satõşõ konusunda yur- tiçinde ya da yurtdõşõnda herhangi bir çokuluslu şirket ile görüşme yapõlmõş mõdõr? ? AKP’ye yakõnlõğõ ile bilinen Cüneyd Zapsu veya Ethem Sancak’a ait şirketlerin, ilaç- larõn marketlerde satõşõyla ilgili bilginiz da- hilinde bir girişimleri var mõdõr? Sayõn Baş- bakan’õn örnek verdiği ABD’de ilaç kullanõ- mõndan dolayõ zehirlenmenin dünyada ilk sõ- rada olduğu konusu araştõrõlmõş mõdõr? ? Sağlõk Bakanõ Sayõn Recep Akdağ’õn 2007 yõlõndaki “Bizim iktidarımızda ilacın eczane dışına çıkması mümkün değildir” sözleri geçerliliğini kaybetmiş midir? ZAPSU VE SANCAK İÇİN SORU ÖNERGESİ10 bin hektarlõk orman alanõ toprak döküm işleriyle geri dönülmez zarara uğradõ Toprak dökümü değil rant aracı DENİZ TATARER İstanbul’da son 50 yõlda madencilik faaliyetleri sonucu, tahribata uğrayan 10 bin hektarlõk orman alanõ, son yõllarda “rehabilitasyon” çalõşmalarõ adõ altõnda yürütülen usulsüz toprak döküm işleriyle geri dönülmez zarara uğradõ. Dere yataklarõ ve su havzalarõ üze- rindeki yapõlaşmalarõn artmasõyla bir- likte birbiri ardõna açõlan “kaçak” dö- küm alanlarõ ise yeni sel felaketlerine da- vetiye çõkarõyor. Orman Mühendisleri Odasõ (OMO) Marmara Şube Başkanõ Besim Sertok, “Döküm alanları İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) şirketlerine düşük bedellerle tahsis ediliyor. Daha sonra taşeron- lara devredilen döküm işlerinden üçüncü kişiler büyük bir rant elde ediyor” dedi. OMO Marmara Şube Başkanõ Sertok, orman alanlarõndaki toprak dökümünün Orman Genel Müdürlüğü’nün yetkisi dahilinde olmasõna karşõn İBB’nin rant elde etmek için sisteme dahil olduğunu söyledi. İBB’nin etkisinin ormanlõk alanlardaki tahribatõ arttõrdõğõna da dik- kat çeken Sertok, şöyle konuştu: “Toprak döküm işinin bir yanında Orman Müdürlüğü diğer yanında ise İBB var. Bu alanlar orman sahası içinde olduğu için maden şirketleri- ne maden çıkarılması için devredil- diğinde, kazılan çukurların doldu- rularak ve ağaçlandırılarak geri ve- rilmesi şartı konmuştu ve dolum iş- leri şimdiye kadar Orman Genel Müdürlüğü’nün organizasyonunda sürüyordu. Ancak son yıllarda İstanbul gibi kentlerde yüksek rant alanı haline gelmesi nedeniyle belediyenin mü- dahalesi başladı. İBB, kendisine ve- rilen yetki çerçevesinde kamyonları taciz ederek, kamyonlara çeşitli ne- denlerle cezalar kesti ve sisteme da- hil oldu. Bu işleri yasal prosedüre uydura- rak organize eden birkaç şirket oluş- turuldu. Bu şirketlerin, devlet ku- rumlarıyla bağlantıları var ancak bu bağlantılar belgelenemediği için usulsüz dökümlerin ve haksız ka- zançların önüne geçilemiyor.” Sertok, Orman Genel Müdürlüğü’nün toprak döküm alanlarõnõ ihale ile fir- malara vermesine karşõn son dönemde arazilerin İBB’nin şirketlerine ihalesiz tahsis edildiğine de dikkat çekti. İBB şirketlerine tahsis edilen yerler- deki birim fiyatlarõnõn çok düşük ol- duğunu da kaydeden Sertok, şunlarõ söy- ledi: “İhale ile verilen yerlerin birim fi- yatları yüksek tutulmasına karşın aralarında İBB’nin şirketlerine ve- rilen tahsis bedeli son derece düşük. İlk aşamada toprak döküm işini be- lediye yürütüyormuş gibi görünse de şirketler üçüncü kişi ve kurumlara bu işi taşeron olarak devrediyor. Geliri de çoğu zaman kim olduğu dahi bi- linmeyen şirketler kazanıyor. Toprak döküm işlerine birtakım kamu yöneticilerinin siyasi baskısı ka- rışınca gereğinden fazla döküm ya- pılmaya başlandı. Çukurlar dolup üzerlerinde tepeler oluştu. Bu tepe- ler yağışlarda kayarak diğer ağaçlık kısımlara zarar vermeye başladı. Ormanların topografik yapısı bo- zuldu.” İstanbul’u vuran sel felaketinde Ba- şakşehir’de İBB’nin iştiraklerinden KİPTAŞ’õn “yasal” olarak dere yata- ğõna yaptõğõ dökümün sel felaketinin bo- yutlarõnõ arttõrdõğõnõ da kaydeden Ser- tok, OMO’nun toprak döküm alanlarõ üzerine yapõlan dökümlerin sel felake- tine etkileriyle ilgili yakõn bir tarihte ra- por yayõmlayacaklarõnõ söyledi. Sertok, “Başakşehir’in ortasından geçen kuru bir dere var. Başakşehir gecekondu bölgesi değil. KİPTAŞ’ın planladığı, yasal bir yerleşim bölge- si. Ancak, içinden geçen dereler ya- sal izinle doldurulup, rekreasyon alanı haline getirildi. Bir hafta önce- sine kadar sel sonucu bölgeye gelen molozlar, süs havuzlarının içinde duruyordu. Bu tip sözde kaçak ol- mayan uygulamalar benzer risklere davetiye çıkarıyor” dedi. Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri ise orman alanlarõ içinde belediyelere tahsis edilen bölgelerin olmadõğõnõ be- lirterek, rehabilitasyon çalõşmalarõnõn basit bir toprak dökümü ve depolama işi olmadõğõ maden ocaklarõnõn ağaçlan- dõrõlmasõ amacõyla yapõldõğõna dikkat çektiler. Dere yataklarõ üzerindeki yapõlaşmalarõn artmasõyla birlikte açõlan “kaçak” döküm alanlarõ yeni sel felaketlerine davetiye çõkarõyor. Japon konsorsiyumu, işletme hakkõnõn özel şirketlere ve İBB’ye devredilmesini istiyor Tren hatlarõ TCDD’den alõnõyor ÖZLEM GÜVEMLİ Japon Bankasõ, Japon Teknik Kuruluşu ve Pasifik Danõşman Kuruluşu’ndan oluşan koordinasyon çalõşma grubunun aldõğõ karara göre İstanbul demiryolu hatlarõ TCDD’nin elinden tamamen alõnõyor. Grubun hazõrladõğõ raporda, Marmaray Tüp Geçidi ile Gebze’den Halkalõ’ya kadar olan tüm demiryolu hattõnõn mülkiyet ve trafik yönetiminin “Marmaray Şirketi”ne devredilmesi öngörülüyor. Rapora göre TCDD, Marmaray Projesi tamamlandõğõnda hatlardan birinin işletmecisi yani kiracõsõ olacak, Marmaray banliyösü diye adlandõrõlan ana hatlarõn işletmesini ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi üstlenecek. Marmaray Projesi’ne uygulama için özel yardõm ekibi olarak dahil olan çalõşma grubunun Nisan 2007’de hazõrladõğõ ve Türk tarafõna sunduğu ara rapordaki kararlarõn, Marmaray Projesi’nin işvereni Ulaştõrma Bakanlõğõ ve DLH Genel Müdürlüğü tarafõndan onaylanõp onaylanmadõğõ henüz netlik kazanmadõ. Ancak DLH Genel Müdürlüğü, konuyla ilgili yöneltilen sorulara daha önce, “Marmaray Projesi tamamlandığında işletmesinin hangi kurum tarafından yapılacağı konusu ile ilgili çalışmalar, bakanlık düzeyinde devam etmektedir. Bölge müdürlüğümüze konuyla ilgili henüz bir bilgi ulaşmamış olup, işletmeye dair herhangi bir görev de verilmemiştir” diye yanõt vermişti.TCDD, hatlardan birinin işletmecisi yani kiracısı olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle