23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 7 OCAK 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET KARADENİZ’DE İSTAVRİT BEREKETİ Kõrklareli’nin Demirköy ilçesine bağlõ İğneada bel- desinden Karadeniz’e açõlan balõkçõlar tonlarca is- tavritle döndü. İğneada Liman Başkanõ Muharrem Me- rev, İğneada sahillerinde istavrit bolluğu ve bereketi yaşandõğõnõ, bir balõkçõ teknesinin en az 2 bin kasa is- tavrit ile döndüğünü anlatarak balõkçõlarõn 2010’a gü- zel bir başlangõçla girdiğini belirtti. Merev’in verdiği bilgiye göre, bu dönemlerde tekir, istavrit, hamsi, mez- git çõkõyor. Şu anda istavritin kasasõ 20 liraya satõlõyor. Bir kasada 15 kilo civarõnda balõk bulunuyor. Balõğõn çok çõkmasõ nakliyatçõnõn da yüzünü güldürdü. FINDIK ERKEN ÇİÇEK AÇTI, ÜRETİCİ TEDİRGİN Giresun Ziraat Odasõ Başkanõ Özer Ak- başlõ, aralõkta hava sõcaklõğõnõn 19 derece dolayõnda gerçekleşmesi nedeniyle fõndõk ağaçlarõnõn karanfil açtõğõnõ, bunun, meyvenin bir ay önce oluş- maya başlayacağõnõ göster- diğini belirterek, şubat ve marttaki don riski ihtimali- ne dikkat çekti. Daha önce fõndõkta bazõ ke- simler tarafõndan do- laylõ olarak yaşanan sõkõntõlarõn, 2010 yõ- lõnda doğal yollardan yaşanabileceğini ifade eden Akbaşlõ, “Türkiye’nin 2009 ürünü tahmini fõndõk rekoltesi 400 bin ton dolayõndaydõ. Bu miktar, Türkiye’nin fõndõk ihracatõ miktarõnõ karşõla- mõyordu. Ancak üretici, bazõ ke- simlerin spekülasyonlarõna inanarak elindeki fõndõğõ ne yazõk ki sattõ. Sonuçta da kendisi zarar etti” dedi. SANAYİDE ÇARKLAR DÖNMEYE BAŞLADI Çoğunluğu büyük ölçekli toplam 700 fabrika ile Türkiye’nin en önem- li üretim merkezlerinden olan Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) sanayinin çarklarõ dönüyor. Ekonomik kriz döneminde üretim ve ihracatõnõ sürdürme başarõsõ gösteren bölgede, kapasitesi düşünce işçi çõkarmak zorunda kalan bazõ fabrikalarda tekrar elaman alõm- larõna başladõ. Gaziantep OSB Yönetim Kurulu Başkanõ Cahit Na- kõboğlu, 2009’un ekonomik kriz yõlõ olduğunu, buna rağmen dört böl- geden oluşan OSB’de kapanan fabrika olmadõğõnõ belirtti. OSB’de 700 fabrika var, 70-80 bin işçi çalõşõyor” diyen Nakõboğlu, komşu ül- keler sayesinde ayakta kaldõklarõnõ ihracatõn arttõğõnõ, dolar bazõnda az olmasõna karşõn ton bazõnda büyük artõş yaşandõğõna dikkat çekti. Ekonomi Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn geçen ay gerçekleş- tirdiği ziyaretin arasõ soğumadan önce- ki gün Libya’ya yeni bir ziyaret ger- çekleştiren Türk müteahhitleri, Baş- bakan El Bağdadi Ali el Mahmudi’nin parlak teklifi ile karşõlaştõlar. El Mahmudi, Devlet Bakanõ Zafer Çağlayan’la birlik- te günübirlik ülkesine gelen Türkiye Müte- ahhitler Birliği ve İN- TES üyesi 100’e yakõn müteahhit ve işadamõ- na, “Bugün sadece inşaat sektöründe kullanılmak üzere 15 milyar dolar elimizde nakit olarak hazır. Bu bütçeyle yapılacak işlerin projeleri planları da hazır. Bunları Türk müte- ahhitlik sektörüyle birlikte yapmak is- tiyoruz. Bugün gelin başlayın. Bakın ge- cikirseniz İtalyanlar geliyor, onlar işle- ri alırlar. Biz kardeşiz, sizinle iş yapmak istiyoruz, aynı dine inanıyoruz. İtal- yanlarla, Almanlarla yapacağımıza Türk’e verelim işlerimizi” dedi. 3 yılda 100 milyar dolarlık yatırım Dõş Ticaret Müsteşarlõğõ’ndan yapõlan açõklamaya göre, Bakan Çağlayan ile yaptõğõ özel görüşmeden sonra, berabe- rindekilere hitap eden El Mahmudi şun- larõ söyledi: “Hedefimiz 3 yılda 100, 5 yılda 150 mil- yar dolarlık yatırım yapmak. Bu proje- ler 3 alanda. Her türlü altyapı - üstya- pıyı müteahhitlik hizmetleri birincisi. İkincisi; 2 bin km. sahil şeridimiz var, turizm kompleksleri yapmak istiyo- ruz. Arazileri tahsis edeceğiz, projele- re başlanacak. Üçüncüsü sanayi, tarım hayvancılık, balıkçılık ve üretime dönük diğer alanlar. Ortaklaşa büyük yatı- rımlara gidebiliriz. Bütün Türk şir- ketlerini bu alanlarda iş yap- maya davet ediyorum.” El Mahmudi, Libya özel sek- törüyle kurulacak ortaklõklara, vergi muafiyetleri, ihalesiz iş, ucuz enerji, Afrika’ya yöne- likse finans desteği ve sorun çõ- karsa Başbakan Erdoğan ile birlikte devreye gir- me sözü verdi. Görüşmelerde, müte- ahhitlik, yatõrõm ve dõş ticaret alanõnda 3 çalõşma grubunu kapsayacak bir izleme komi- tesi kurulmasõ için anlaşmaya varõldõ. Kartal metro projesine Schindler imzasõ En fazla ‘barõş’ İstanbul’da Ekonomi Servisi - Varlõk barõşõ uygu- lamasõnda en fazla başvuru, 19 mil- yar 593 milyon lira ile İstanbul’da yapõldõ. Gelir İdaresi Başkanlõğõ’ndan edinilen bilgiye göre, Türkiye’nin 3 büyük ili, varlõk barõşõna da en çok il- gi gösterilen iller oldu. İstanbul, 47 milyar 302 milyon 545 bin lira olarak belirlenen varlõk barõşõ başvurularõnõn yüzde 41.4’ünü tek başõna karşõladõ. Bu ilimizde 11 milyar 605 milyon 893 bin lirasõ yurtiçinden, 7 milyar 987 milyon 128 bin lirasõ yurtdõşõndan ol- mak üzere toplam 19 milyar 593 mil- yon liralõk varlõk beyanõnda bulunul- du. Bu beyan karşõlõğõnda da mükel- leflere 740 milyon 34 bin lira vergi tahakkuk ettirildi. Beyan sõralamasõnda ikinci sõrada Ankara yer aldõ. Başkentteki toplam varlõk barõşõ beyanõ 7 milyar 765 milyon 725 bin lira oldu. Bunun 5 milyar 953 milyon 132 bin lirasõ yurtdõşõndan, 1 milyar 812 milyon 593 bin lirasõ da yurtiçinden geldi. İzmir’de ise toplam bildirim, 1 mil- yar 347 milyon 148 bin lira olarak belirlendi. Ekonomi Servisi - Kadõköy- Kartal metro hattõ projesinin yapõm çalõş- malarõ hõzla sürerken, 2011 yõlõnda faaliyete geçmesi planlanan proje- nin tüm asansör ve yü- rüyen merdivenleri, Schindler firmasõ tarafõndan yapõlõ- yor. Schindler Türkiye ekibi projeye, 67 asan- sör ve 272 yürü- yen merdiven ku- racak. Schindler Türkiye Genel Müdürü Mete Zadil konu ile ilgili yaptõğõ açõklamada şunlarõ söyledi; “ Asya yakasının ulaşımını büyük ölçüde rahatlatacak bu büyük projede yer almak bizi çok mutlu ediyor. Her türlü koşulda daya- nıklı ve ağır yük tipi ürünlerimiz- le bu projeye büyük katkı sağla- yacağımızı düşünüyoruz. ” Ekonomi Servsisi - Kõyõ emniyetinin öncü projelerinden biri olan “Deniz Fe- nerlerinin Uzaktan Yönetimi” projesi Turkcell’in katkõlarõyla güçlü bir altyapõya kavuşuyor. İki kurum arasõndaki bu işbirli- ğine ilişkin imza töreni Ulaştõrma Bakanõ Bi- nali Yıldırım, Kõyõ Emniyeti Ge- nel Müdürü Salih Orakcı ve Turk- cell Genel Müdürü Süreyya Ci- liv’in katõlõmõyla Anadoluhisarõ Kõyõ Emniyeti Genel Müdürlüğü Sosyal Tesisleri’nde yapõldõ. Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv imza töreninde yaptõğõ ko- nuşmada, “deniz fenerleri- nin uzaktan yönetimi” pro- jesiyle ilk etapta 185 deniz fenerinin birbirine bağlanacağõnõ, 2011’de bunun 430 fenere çõka- cağõnõ belirtti. Ciliv, “Fe- nerlerin olduğu yerlerdeki ısı, ışık, akıntı, rüzgâr gibi bütün bilgiler sensörlerle toparlanıyor,Turkcell’in mobil 3G hattı üzerinden hızla merkeze ak- tarılıyor. Merkezden de yine doğru bilgiler fenerlere ve fenerlerin olduğu yerlerden de gemilere aktarılabiliyor” dedi. Kõyõ Emniyeti Genel Müdürü Salih Orak- cı da deniz çevresinin korunmasõna yönelik çalõşmalarõnõn hõz kesmeden devam ettiğini belirtti. Orakcı, proje ile “suskun ve nostaljik” deniz fenerlerinin teknoloji ile buluşarak sadece õşõkla değil, iletişim yoluyla da haberleşi- leceğini söyleyerek sistemin temel amacõnõn seyir emniye- tini arttõrmak olduğunu ve bu hizmetin tamamõnõn ücretsiz olduğunu kaydetti. Son olarak söz alan Ulaştõrma Bakanõ Bi- nali Yıldırım, “sistem sayesinde gemile- rimiz 5 deniz mili uzaktan görebildikleri deniz fenerleri ile artık 50 mil uzaktan ha- berleşebilecek” dedi ve sistemin hayata geçmesinde katkõsõ olan tüm kurum ve ki- şilere teşekkür ederek sözlerini noktaladõ. Ekonomi Servisi - Tarõm ve Köy- işleri Bakanlõğõ ile Migros, “İyi Ta- rõm Uygulamalarõ (İTU)” kapsamõn- da işbirliğine gitti. Migros’tan yapõlan yazõlõ açõklamaya göre, “İyi Tarõm Uy- gulamalarõ”, 1997’de Avrupa’da oluş- turulmaya başlanan ve dünyada yay- gõn kabul gören GLOBALGAP norm- larõnõn Türkiye tarõmõ için de geçerli olmasõ anlamõna gelirken tarõmda de- ğişimin temel kilometre taşõ olarak ka- bul görülüyor. İşbirliğiyle, bakanlõğõn İTU adõ ile düzenlediği standartlara uygun üretim yapmayõ seçen ve Migros ile sözleş- me imzalayan çiftçiler, bundan böy- le ürettikleri yaş meyve sebzenin ta- mamõnõ Migroslara satacak. Bu kararla 2 bin çiftçinin, dünya standartlarõnda tarõm yapmasõ sağla- nõrken tüketicilerin sağlõk önceliği de desteklenmiş oluyor. Tüketici, bundan böyle Migros raf- larõnda yer alan tüm meyve sebzeler- de “İyi Tarõm Ürünleri” logosunu görerek sağlõklõ meyve ve sebze ala- bilecek. Turkcell ile Kõyõ Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün işbirliği sayesinde deniz fenerleri 3G ile birbirine bağlanacak, gemilerle haberleşme mesafesi 10 kat artacak. Trafik ve olasõ kazalar görüntülü olarak izlenebilecek. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Polis Devleti Flaş haberlerin biri diğerinin pabucunu dama atarken aralarındaki ilişkiyi kurmak güçleşiyor. Üstüne medyatik sunum, teğet gazetecilik, bilerek ya da bilmeyerek yönlendirmeler eklenince Demirel’in deyişi ile “At izi it izine karışıyor”... Oysa birbirine eklemlenen halkaların hedefi, varılmak istenen adresi çok açık; Türkiye’de en yumuşak söylemi ile tek parti rejimi, sivil iktidarın diktatörlüğü kök salıyor. Sivil darbe operasyonları bir bir sahneleniyor... Provokasyonlar, “biri tutmadı diğeri” sloganı ile peş peşe düşünmeye fırsat tanımadan, soluk aldırmadan sahneye konuluyor... Hükümet sözcüleri, polis güçlerine doğrudan her tür askeri silah alımı, donanımının kapısını açan yasa girişiminin, gereksinimden, art niyetsiz gündeme geldiği savunmasını yapsalar da, hızla polis devletine geçiş operasyonunun simgesel, çarpıcı bir aynası... Tek parti rejimleri, sivil darbe iktidarlarının etkin silahlı gücü, özel oluşturulmuş polis güçleridir. Gerçek şu ki, emperyal çıkarların iki kutuplu dünyada çok etkin kullandığı askeri darbeler devri en azından uzunca bir dönem için kapanmış gözüküyor... Tek kutuplu ideolojilerin döneminin kapandığının savlandığı, reddedildiği günümüz dünyasında, “demokrasi, insan hakları” kavramlarını kullanarak içlerinin boşaltılması, akıl almaz vahşi bir sömürü düzeninin geçerli kılınması gündemde... Başbakan Erdoğan başta, AKP’nin en etkin kadroları, önceki gün, dün yine ağızlarından demokrasi, hak, hukuk, açılımlara devam.. sözcüklerini düşürmeden, devletin tüm kurumlarını ele geçirme operasyonlarında yeni adımlar atmak, iktidar icraatlarının karşısında engel gördükleri kurum ve kişileri ezip geçmek üzere küçüklü büyüklü yeni fırsatları kaçırmadılar.. Başbakan’ın yükselen sinir katsayısı ile TEKEL işçileri simge, işçi hakları için direnenlere ve destekleyenlere yönelik söylemi, özü, içeriği ile 12 Eylül askeri darbe yönetiminin sözcüsü Evren’in söyleminden daha insancıl, daha hakça, sendikal hakları tanıyan içerikte hiç değildi. Evren en yüksek ücretli, kıdemli sözleşme düzeni içinde çalışan otel işçisinin ücretiyle kafayı bozmuştu. Erdoğan, sözleşmeli TEKEL işçisinin satın alma gücü kıyaslanamayacak kadar gerilere düşmüş ücretine takmış durumda. En modern silahlarla donatılmış, kışın ayazında direnen işçiye kirli-buzlu suyu püskürten, göz yaşartıcı bombayı esirgemeyen polis operasyonundan hiç utanmadan, bir küçük özrü esirgeyen konuşmalarında, takılı plak gibi en doğal demokratik direniş hakkının kullanılmasını, emek dayanışmasını, destek veren örgütleri, siyasi partileri suçluyor, suçluyor... Yetinmiyor, haksız özelleştirme projeleri ile TEKEL, itfaiye, özelleştirilen tüm diğer kamu işletmelerinin işçilerinin işsiz kalmalarının, on binler, sonuçta yüz binlerce işçinin günümüz koşullarında işlerini kaybetmelerinin siyasal, sosyal birinci dereceden suçlusu, güçlü iktidar iken; “Boş depoda oturan işçiye para mı ödeyeceğim?” demogojisini yapabiliyor... Kamuoyuna yansımayan ayağında AKP yönetimi işçi direnişlerini, emekçilerin hak arayışlarını kırmak üzere, her yöntemi, yasadışı, demokrasi ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan tehdit silahlarını kullanmakta hiçbir sakınca görmüyor. Hak-hukuk dışı müdahaleler tek tek sayılamayacak, haber yapılamayacak yoğunlukta, ağırlıkta... Medyaya yansıyan güncel tartışmalar buzdağının ancak görünen yüzü. Sarsılan güven bunalımının toplumda yarattığı travma, çaresizliğin, güvensizliğin, umutsuzluğun arttırdığı toplumsal gerilim, çatışmacı eğilimler, AKP iktidarının yönetim biçiminin sonuçları olarak giderek yaşamımızda daha ürkütücü olayların patlamasına yol açıyor... İşte son örnek, Manisa’nın Selendi ilçesinde bir kahvede sigara içme kavgasından patlak veren ayırımcılık üzerinden tırmanan şiddetin, linç eğiliminin ürünü çatışmalar... Ayrıca Belediye Başkanı’nın olaylar sonrası değerlendirmesinden de kaygı duymak gerek. Olaylar Roman vatandaşların polis gücü ile ilçenin dışına çıkarılmaları ile bastırılmış. Aslında yöre halkı kendinden olmayanı reddetmezmiş, ama provokatörler işin içine karışınca böyle olmuş... Akdeniz, Ege kıyı şeritleri, Trakya... Gerçekten de toplumsal hoşgörünün iyi örneklerini veren kültür birikiminde simge yerleşim merkezleri... Son günlerin en ayrımcı, ürkütücü, çatışmacı, lince varan eylemlerle anılır oldular. Neden? AKP çoğunluk iktidarı, icraatlarında yürütme olarak en küçük bir sıkıntı yaşamamışken; yasama gücünü tümü ile elinde; kamu kurumlarını bir bir ele geçirmişken demokratik muhalefeti, örgütlenmeleri sindirmişken.. istediği gibi at koştururken yani deprem benzeri felaketlerle de yüz yüze gelmemişken.. güllük gülüstanlık iki dönemlik iktidar sürecini tamamlamadan Türkiye’yi nasıl bu hallere getirdi? [email protected] KOBİDER: Soğan ekmek yeriz, IMF istemeyiz Ekonomi Servisi - Küçük ve Or- ta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanõ Nuret- tin Özgenç, “KOBİ’ler olarak so- ğan ekmeğe talim ederiz ama IMF’nin desteğini istemeyiz” dedi. Özgenç, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, son bir yõldan beri “ekonomik krizi aşabilmenin tek yolunun IMF ile yapılacak anlaşmadan geçtiğinin” empoze edildiğini belirterek, “Öyle görünüyor ki IMF ile olan temas- lar aralıksız sürüyor ve büyük ola- sılıkla yeni bir anlaşma yapılaca- ğının sinyalleri geliyor. ‘IMF ile ola- sõ bir anlaşmanõn iki yõl süreli bir Stand-by olmasõ konusunda mutaba- kat sağlandõğõ’ yönündeki açıkla- maların da anlaşmadan yana ol- duğu anlaşılıyor” ifadelerini kullandõ. Özgenç, IMF ile anlaşma yapõl- madõğõ takdirde de ülke ekonomisinin kendi yolunda ilerleyeceğini kayde- derek, “Ayrıca emekliye, memura, teşviklere ve KOBİ’lere verilebile- cek destekler dahil birçok işe ka- rışmasından dolayı IMF ile anlaş- ma yapılmamalıdır. Bu yönde dü- şünen on binlerce kişinin olduğunu zannediyoruz” diye konuştu. Libya Başbakanõ El Mahmudi, Türk müteahhitlere, “Hemen gelin, işleri İtalyanlara, Almanlara kaptõrmayõn” dedi ‘15 milyarõmõz hazõr, gel başla’ Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın başlattığı uygulamayla 2 bin çiftçi, ‘iyi tarım uygulamaları’ standardına göre üretim yapmaya başladı. Migros’tan sertifikalı zerzevat Türk işadamlarõnõn Libyalõ özel sektör kuruluşlarõyla oluşturacaklarõ ortaklõklara her türlü muafiyet ve kolaylõğõ vaat eden El Mahmudi, 3 yõlda 100 milyar, 5 yõlda 150 milyar dolarlõk yatõrõm yapmayõ hedeflediklerini söyledi. CMYB C M Y B SIM kartlõ deniz fenerleri Yõllõk 130 bin ton İTU logolu meyve sebze tüketici ile buluşacak. Sertifikalõ çiftçilerin hacmi genişledikçe Migros tüm alõmõnõ sertifikalõ ürünlerden yapacak. Zafer Çağlayan El Bağdadi Ali el Mahmudi Mete Zadil
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle