25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 3 OCAK 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Türk Musevi Cemaati lideri Türkiye Musevileri Hahambaşõsõ İshak Haleva ayrõmcõlõğõn sürdüğünü söyledi: Biziyabancıolarakalgõlõyorlar ŞULE KÖKTÜRK Türk Musevi Cemaati Lideri Türkiye Muse- vileri Hahambaşõsõ Rav. İshak Haleva, Tür- kiye’deki Musevilerin en önemli sorunlarõnõn Türk olarak değil de yabancõ olarak algõlanmak olduğunu belirterek, Yahudi aleyhtarlõğõ yanõ sõra Türk Musevilerinin üniversite öğretim üye- liği dõşõnda hiçbir kamu görevinde çalõşama- masõ ve orduda muvazzaf olarak görev ala- mamasõnõn önemli bir “ayrımcılık” sorunu ol- duğunu dile getirdi. Fener Rum Patriği Bartholomeos’un, Ame- rikan CBS televizyonunda yayõmlanan bir programda sunucunun “Peki, siz kendinizi çar- mıha gerilmiş gibi hissediyor musunuz?” so- rusuna, “Evet” yanõtõnõ vererek Türkiye’deki Rum Cemaati’nin ciddi sõkõntõlarõ olduğunu di- le getirmesinin ardõndan, gözler Türkiye’deki diğer azõnlõklara çevrildi. Çeşitli konulardaki sorularõmõzõ yanõtlayan Hahambaşõ Haleva, Pat- rik Bartholomeos’un bu sözlerinin öncelikle bu cemaat tarafõndan yorumlanmasõ gerektiğini ifa- de ederek, Bartholomeos’un 24 Aralõk’ta ba- sõn kuruluşlarõna yaptõğõ açõklama ile de bu sõ- kõntõlarõ tekrar dile getirdiğini kaydetti. Türkiye’deki Musevilerin en büyük soru- nunun kimliklerinin geniş toplumun büyük ke- simi tarafõndan doğru algõlanmamasõ olduğu- nu belirten İshak Haleva, “Maalesef toplumun büyük bir kesimi Türk Musevilerini, Türk olarak algılamamakta ve yabancı olarak gör- mektedir. Özellikle Ortadoğu’da dini ol- mayan siyasi çatışmaların süregeldiği za- manlarda, Türk Musevileri büyük çoğunluk tarafından İsrailli ile bir tutulmaktadır. Bu- nun sonucunda Yahudi aleyhtarlığının art- ması kaçınılmaz olmaktadır” dedi. Türk Musevi Cemaati ve yönetiminin her zaman tüm siyasi partilerle eşit mesafede ve belli bir di- yalog içinde olmasõ nedeniyle tüm siyasi ikti- darlar ile iyi ilişkiler içinde olduğunu belirten Hahambaşõ Haleva, bütün iktidarlarla zaman zaman fikir alõşverişinde bulunduklarõnõ söy- ledi. Siyasal iktidarõn Musevi yurttaşlarõna olan yaklaşõmõnõ İsrail politikasõndan ayrõ tutmaya çalõştõğõnõ ancak ne yazõk ki bu mesajlarõn so- kaktaki insana net olarak ulaşmadõğõnõ ifade eden Haleva, bu ayrõmõn devlet büyükleri ta- rafõndan daha sõk ve net vurgulanmasõ gerek- tiğini dile getirdi. “2009 yılı başında Gazze çatışmaları süresince yapılan İsrail karşıtı propagandalar maalesef zaman zaman çiz- giyi aşıp Musevi aleyhtarlığına dönüşmüş- tür” diyen Haleva, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’ın ‘one minute’ çıkışından önce de ce- maatimiz fertleri arasında çok daha tedir- gin edici bir boyutta kaygı hissedilmiştir. ‘Ayrõlõk’ dizisi ile ilgili olarak, daha önce Türk Musevi Cemaati olarak basına yapmış olduğumuz açıklamada da, bu dizide sade- ce İsraillinin değil aynı zamanda Yahudinin de çok vahşi, acımasız olarak yansıtıldığı ve bunun da yine izleyenlerde Yahudi aleyh- tarlığını körüklediğini belirtmiştik. Dizinin, İsrail-Filistin arasında yaşanan siyasi ça- tışmayı bir din savaşı gibi sunmasının da çok yanlış olduğunu ve tehlikeli sonuçları ola- bileceğini bir kez daha vurgularız.” Kamuda ya da orduda görev alamıyoruz Yahudi aleyhtarlõğõ dõşõnda Türk Musevile- rinin bugünkü zorlu ekonomik şartlarda üni- versite öğretim üyeliği dõşõnda hiçbir kamu gö- revinde çalõşamamasõ ve orduda muvazzaf ola- rak görev alamamasõnõn da önemli bir “ay- rımcılık” sorunu olduğunu dile getiren İshak Haleva, “Vakıflarımızla ilgili birçok sorun Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde çözümlenmekte olup halihazırda süregelen sorunlarla ilgili çalışmalar devam etmek- tedir” dedi. Türkiye’deki Musevilerin, asõrlardan beri bu topraklarda dini özgürlüklerini sõnõrsõzca ya- şadõklarõnõ vurgulayan İshak Haleva, bugün de dini uygulamalarda olsun, sinagog açmakta ol- sun hiçbir sorun yaşamadõklarõnõ ifade etti. Din adamõ yetiştirme konusunda ise Musevilerin bu- radan yurtdõşõna eğitime gittiklerini ve deva- mõnda Türkiye’ye gelip hizmet verdiklerini an- latan Hahambaşõ Haleva, Musevilerin Ruhani Lisesi’ni ise 1960 yõlõnda öğrenci azlõğõ ne- deniyle kendi istekleri ile kapattõklarõnõ anõm- sattõ. Ruhban okulu açılmalı DENİZ TATARER Ş işli Belediye Başkan Yardõmcõsõ ve Ermeni cemaati üyesi Vasken Cemil Barın, Fener Rum Patriği Bartholomeos’un “Kendimi çarmıha geril- miş hissediyorum” sözle- riyle yeniden gündeme gelen azõnlõk sorunlarõnõn başõnda Heybeliada Ruhban Oku- lu’nun açõlmasõ olduğuna dikkat çekerek “Ruhban okulundan yetişen insanların bu ülkeye zararlı olduklarını görmedik. Bir tehlikesi varsa bizlere bunu göstersinler” dedi. Vasken Cemil Barõn, Fener Rum Patriği Bart- holomeos’un ABD’nin CBS kanalõna yaptõğõ açõklamalarõn ardõndan Türkiye’de yaşayan di- ni azõnlõklarõn sorunlarõyla ilgili gazetemize de- ğerlendirmede bulundu. Türkiye’de son dö- nemde artan bir şekilde toplumun tüm ke- simlerinin bir dizi sorunla karşõ karşõya kal- dõğõnõ ifade eden Barõn, “Toplumun her ke- siminde etnik sorunlar başta olmak üzere birçok sorun var. Böyle bir ortamda azın- lıkların sorunlarının olmaması mümkün de- ğildir. Ülke sorunsuz değil ki azınlıklar so- runsuz olsun” diye konuştu. Hõristiyan ce- maatin kendi din adamlarõnõ yetiştirememesinin anayasadaki din ve vicdan özgürlükleriyle ör- tüşmediğini de kaydeden Barõn, şunlarõ söy- ledi: “Heybeliada Ruhban Okulu’nun ka- palı kalması, Rum cemaatinin din adamı ye- tiştirememe sonucunu doğuruyor. Hıristi- yan cemaatin kendi din adamını bu ülkede yetiştirememesi anayasadaki din ve vicdan özgürlüğüyle örtüşüyor mu? O zaman inançlara saygılı, laik, demokratik yapıyı na- sıl izah edebilirsiniz? Fener Rum patriğinin ‘çarmõh’tan ne kast ettiğini kendisinin açık- laması gerekir ancak, ruhban okulundan ye- tişen insanların bu ülkeye zarar verdikle- rini görmedik. Zarar verdilerse bunun biz- lere açıklanması gerekir.” ‘Ayrımcılığa maruz kalmadım’ 11 yõldõr Şişli Belediyesi’nde görevli olduğunu da anõmsatan Barõn, Türkiye’de azõnlõk olmasõ nedeniyle kendisine yönelik ayrõmcõlõkla kar- şõlaşmadõğõnõ söyledi. Siyasi iktidarõn azõnlõk vakõflarõna ait mallarõn iadesi konusunda ger- çekleştirdiği düzenlemeyi olumlu bir adõm ola- rak da nitelendiren Barõn, “1936 Beyanna- mesi’nin listesine dahil olmayan azınlık malları mirasçısı olmadığı durumlarda ha- zineye kaydedilmişti. O malların tekrar va- kıflara geri ödenmesi bu iktidar zamanın- da oldu ve bazı vakıflara malları iade edil- di” diye konuştu. E ski İstanbul Büyükşe- hir Belediyesi (İBB) Azõnlõklardan Sorum- lu Başkan Danõşmanõ ve sa- natçõ Jerry Hırimyan, Tür- kiye’de yaşayan ve farklõ di- ni cemaatlere mensup kişile- rin “azınlık” olarak nitelen- dirilmesinin insan onurunu kõrdõğõna dikkat çekerek “Bizlere sırf dinlerimiz farklı diye ‘azõnlõk’ denme- sini kabul etmiyoruz. ‘Azõn- lõk’ ve ‘asli unsur’ ayrımı toplumsal huzuru bo- zarak, bir kıvılcımı ateşe döndürebilir. De- mokrasilerde bu ayrım olmamalıdır” dedi. Ermeni cemaati üyesi Hõrimyan, Fener Rum Patri- ği Bartholomeos’un sözlerinin abartõldõğõnõ be- lirterek hristiyan cemaat için “Çarmıha gerilme” ifadesinin çok ağõr bir itham olmadõğõnõ söyle- di. Bartholomeos’un sözlerinin “İstedikleri- miz olmadığında ‘õstõrap’ çekiyoruz” anlamõ- na geldiğini de açõklayan Hõrimyan, Rum ce- maatinin en önemli sorunlarõnõn temelinde Hey- beliada Ruhban Okulu’nun açõlmamasõnõn yat- tõğõnõ kaydetti. Hõrimyan, “Ben Türkiye Cum- huriyeti’nin vatandaşı olarak 4.5 yıl askerlik yapmış bir babanın oğluyum. Kendim de 2.5 yıl askerlik yaptım. Tüm vatandaşlık gö- revlerimizi yerine getirmemize karşın neden Hıristiyan cemaatin din adamları bu ülkede yetişmesin ki” diye konuştu. ‘10 yıl önceki sorunlar yok’ Ermeni cemaatin geçmişte Türkiye’yi terk etmele- ri yönünde õrkçõ baskõlarla karşõlaştõklarõnõ da anõmsatan Hõrimyan, “Türkiye’de sorunlar konuşulur hale geldi. Cemaatler üzerinde 10 yıl önceki sıkıntılar yok. Sorunlarımızı anla- tabileceğimiz kişiler bulabiliyoruz” dedi. “Azınlık” kavramõnõn kaldõrõlmasõ ya da içinin doğru şekilde doldurulmasõ gerektiğini de ifade eden Hõrimyan, şunlarõ kaydetti: “Fatih Sultan Mehmet İstanbul’a geldiğinde be- nim atalarım bu ülkedeydi. O zamanlar ben buralarda varsam sonradan gelenler asli un- sur oluyor da ben nasıl azınlık oluyorum? Di- nen azınlık kavramını kabul ediyoruz ancak hukuki açıdan azınlık değiliz. Bu ülkede va- tandaşım diyen kişiler askerlik yapmıyor, hiç vergi vermemiş, bu ülkeye hiçbir yararı ol- mamış. Onların asli, bizlerin azınlık olması- nı kabul etmiyoruz. Hukuk devleti ve de- mokrasilerde bu ayrım önemsizdir.” Boş çuval kahramanlıkları Agos Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinden cemaatin çok etkilen- diğini de söyleyen Hõrimyan, Dink’in öldürül- mesinden mutlu olanlarõn “Boş çuval kahra- manlıkları” yaptõğõnõ söyledi. Hõrimyan, “Hrant Dink öldürüldüğünde yalnızca Ermeniler de- ğil, duyarlı, hassas, insana değer veren herkes tepki gösterdi. Bu cinayete taraf olanlar şar- kı besteleyip mutlu oldular. Bu bakış açısı top- lumsal huzuru bozar” dedi. T ürk Musevi Cemaati’nin özellikle Gazze olaylarõ sonrasõnda çeşitli bakanlara ve Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’e “nefret söylemi yasasõ” ile ilgili bir çalõşma dosyasõ sun- duğunu anõmsatan Haleva, şunlarõ kaydetti: “Türkiye’deki Museviler için hayati bir önem taşõyan bu konunun ele alõndõğõ 23 Aralõk Çar- şamba günü itibarõyla basõnda yer almasõ, ‘ayrõmcõlõkla mücadele komisyonu’ kurula- cağõnõn ve nefret yasasõnõn hazõrlanacağõnõn haberinin verilmesi ziyadesiyle memnun- luk vericidir. Batõ Şeria’da Filistin köyünde bir saldõrõya ilişkin kõnama mesajõmõz in- ternet sitemizde yer almaktadõr. Türk Musevileri olarak her zaman her yerde dini öz- gürlüklerin sõnõrlanmasõnõn karşõsõnda olduğumuzu belirtir, özellikle ibadet edilen yer- lerin saldõrõlardan masun olmalarõnõn hayati bir önem taşõdõğõnõ vurgularõz.” NEFRET SÖYLEMİ YASASI DOSYASI HAZIRLADIK ŞİŞLİ BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI BARIN: ‘Azõnlõk’ demek onur kõrõcõ ESKİ İBB DANIŞMANI ve SANATÇI HIRİMYAN: MELTEM YILMAZ Rum asõllõ yurttaş Simeon Yılmaz, çeşitli etnik gruplar ile dini azõnlõklar için ayrõ ayrõ açõlõmlar yapmaktansa, Rumla- rõ da içine alan ve toplumun tüm kesimlerini kapsayan de- mokratik bir açõlõmõn uygulanmasõ gerektiğini söyledi. Fener Rum Patrikhanesi Bartholomeos’un “Türkiye’de kendimi çarmıha gerilmiş hissediyorum” şeklindeki açõk- lamasõnõn ardõndan Rum asõllõ yurttaşlarõn sorunlarõnõ din- lemek için İstanbul Kurtuluş’taki Aya Dimitri Kilisesi’ne git- tik. Burada düzenlenen Hõristiyanlarõn Noel Bayram ayini- nin çõkõşõnda Rum asõllõ Simeon Yõlmaz ile görüştük. Yõl- maz, Rumlarõn Türkiye’de bilinen en temel iki sorununun “Rum cemaatinin din adamı yetiştirmesinin önündeki en- geller ile Vakıflar Yasası” olduğunu, ancak bunlarõn dõşõnda, sosyal bağlamda da sorunlar yaşadõklarõnõ ifade etti. Azõnlõklarõn örneğin askeri pilot, savcõ ya da hâkim ol- masõnõn önünde yasal bir engel bulunmadõğõnõ ancak uygu- lamada, azõnlõklarõn istedikleri her meslekte görev yapa- madõklarõnõ anlatan Yõlmaz, “Türkiye’de, azınlıklara yö- nelik birçok konuda hukuksal engel yok ama uygulamada sorunlar var” dedi. Yõlmaz, şöyle devam etti. “Son 5 yıl- da Vakıflar Yasası’nda yapılan değişiklikler çok olum- lu ancak yeterli değil. Bugün Rumlar, malların iadesi yö- nünde büyük bir beklenti içinde. Diğer yandan Türki- ye’deki din adamlarının bir hayli yaşlanmış olduğu göz önüne alınırsa bizim Türkiye’de din adamı yetiştireme- memizin yaratacağı sorun daha iyi anlaşılacaktır diye düşünüyorum.” Yõlmaz, Fener Rum Patriği Bartholomeos’un “Türkiye’de kendimi çarmıha gerilmiş hissediyorum” şeklindeki açõk- lamasõnõn, yõllardan bu yana süregelen sorunlarõn dile geti- rilmesinden farklõ bir açõklama olmadõğõnõ belirterek, “Pat- riğin cemaatinin sorunlarını dile getirmesi, süreklilik için gerekli olan din adamı yetiştirebilme sorunu ve buna yö- nelik Heybeliada’daki Ruhban okulunun hâlâ kapalı ol- masını vurgulaması oldukça doğal. Çarmıha geriliyorum demek Rum toplumunda alışılagelmiş günlük bir söy- lemdir, bu açıklamanın bu kadar büyütülmesinin asıl ne- deni çevirinin yanlış yapılmış olmasıdır. Zaten bu konu hakkında Patrikhane’den de yazılı bir açıklama yapıldı” değerlendirmesini yaptõ. Türkiye’de Rumlar tanınmıyor Yõlmaz, Türkiye’de okutulan tarih kitaplarõnda genelde azõn- lõklardan ve onlarõn gelenek, görenek, dini tören gibi ritü- ellerinden bahsedilmediğini, bu nedenle de diğer azõnlõklar gibi Türkiye’de Rumlarõn da tanõnmadõğõnõ, tanõnmamasõ ne- deniyle de ötekileştirilerek önyargõya maruz kaldõğõnõ belirtti. Bu nedenle bazõ kesimlerin azõnlõklara karşõ önyargõlõ dav- randõğõna, ayrõca bazõ eğitim seviyesi yüksek kişilerin de azõn- lõklarõ “misafir” statüsünde gördüğüne dikkat çeken Yõlmaz şunlarõ söyledi: “Çeşitli kurumların bünyesinde yapılan sosyal araştırmalara baktığımızda Türk halkının büyük bir çoğunluğunun, komşularının yabancı ya da başka bir dinden azınlık olmasını istemediğini görüyoruz. Ancak biz bu ülkede Hıristiyan olmamız nedeniyle ötekileşti- rilmek istemiyoruz. Daha iyi tanınmak ve önyargıları kır- mak istiyoruz. Son dönemde bu yönde birtakım olumlu ve güzel gelişmeler kaydedilmiştir. 2006’da ilk defa ya- pılan uluslararası ‘İstanbulda Buluşma’ adlı uluslarara- sı konferans yine bu gelişmelerden en önemlisi ‘İstanbul’un Rum Mimarlarõ’ projesinin, İstanbul 2010 Avrupa Kül- tür Başkenti etkinlikleri kapsamında yer almasıdır.” RUM ASILLI YURTTAŞ SİMEON YILMAZ ‘Herkese açõlõm yapõlsõn’ Fener Rum Patrikhanesi Bartholomeos’un “Türkiye’de kendimi çarmıha gerilmiş hissediyorum” şeklindeki açıklaması kamuoyunda büyük yankı bulmuştu. Türk Musevi Cemaati Lideri Türkiye Musevileri Hahambaşısı Rav. İshak Haleva.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle