25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Tarihe resimle bakmakRezan Has Müzesi'nin 2007'den beri düzenlediği koleksiyon sergileri, "Türk Resim Sanatanın Bir Asırlık Öyküsü ü" ile devam ediyor. Türk resim sanaüna farklı örnekler eşliğinde yeni bir bakış açısı sunmayı hedefleyen sergi, aynı zamanda uzun yıllann çabasıyla bir araya getirilmiş özel bir koleksiyonun da öyküsünü anlatıyor. ZUHAL AYTOLUN R ezan Has Müzesi, Türk resim sanatının öyküsünü anlatmaya Ahu-Can Has Koleksiyonu ile devam ediyor. HSBC Bank AŞ'nin desteği ile gerçekleşen ve 30 Nisan'a dek sanatseverlerin ziyaretine açık olan 'JTürk Resim Sanatının Bir Asırlık Öyküsü II, Yüzyılın Tablosu" sergisi, sadece klasik Türk ressamlannın eserlerini değil, 19. yüzyılda bu toprakları ziyaret etmiş olan Avrupalı sanatçılann ve günümüz modern Türk resim ustalannın eserlerini de taşıyor. Rezan Has Müzesi, serginin yanı sıra hazırladığı katalogla da resim sanatının asırlık öyküsüne doğru bir yolculuğa çıkanyor. Koleksiyon yaklaşık 30 yıllık bir geçmişe sahip. Can Has, katalogtaki önsözünde "Topladığımız eserlerin kimi zaman sanatçılan, kimi zaman belgesel nitelikleri, bazen hikâyeleri, bazen de kompozisyon olarak sıra dışı olmaları seçimimizde etkili oldu. Koleksiyonumuzun gelişip, olgunlaştığını, resim sanatımızm gelişim sürecini olabildiğince kapsamlı bir şekilde anlatır bir konuma eriştiğini düşündüğümüzde sergiyi açmaya karar verdik. Katalog da eserler için bir referans kaynağı olarak tasarlandı" diyor. Sergide, Oryantalist dönemden başlayarak günümüze kadar farklı ressamlann, dönemin sosyo kültürel, ekonomik yapısını işledikleh eserler bir araya geliyor. Gündelik yaşam ve mimarinin yansıtıldığı bu eserler sayesinde, Türk resim sanatının gelişimine şahit olurken aynı zamanda bir tür tarih okuması olan sergi ile Türkiye'de modernizmin gelişiminin, resim sanatı bağlamında değerlendirilmesi amaçlanıyor. Koleksiyonda, Fausto Zonaro, Alberto Pasini, Fabiust Brest gibi !/r*ry oryantalist ressamlardan; Osman Hamdi, Şeker Ahmet, Halil Paşa, Mahmut Cûda ve Feyhaman Duran gibi Türk Resim Sanatf nın önemli isimleri ile çağdaş ressamlardan Erol Akyavaş, Burhan Doğançay ve Kemal önsoy gibi sanatçılann en iyi eserlerinden örnekler yer alıyor. Seçilmiş 100 özel eserin iki 1. Osman Hamdi Bcy (Çarşaflanan Kadınlar, 1891, detay) 2. Achüle Beltrame 3. Mahmut Cûda(Sara, 1929) 4. Izzet Ziya (Sahilde Uzanan Kadınlar, 1923) ayn salonda teşhir edileceği sergide oryantalistlerden, ilk Türk empresyonistlerine, D Grubu ressamlardan, günümüze; Türk resim sanatının önemli eserlerini birarada görmek mümkün. Aynca Türk resim sanatının en önemli natürmort ustası sayılan Süleyman Seyyid'in bir yapıtınm eksikliğine de Ibrahim Iper, kendi koleksiyonundan katkı sağlayarak destek olmuş. Prof. Dr. Kıymet Giray, Türk resminin bir asırlık öyküsü değerlendirmesini, özellikle yıllar, yollar ve izler üzerine kurmuş. Giray, giriş yazısında Osmanlı ressamlanmn ellerine fırçalannı alıp resimler yapmaya başlamalannm üzerinden bir buçuk asra yakın zaman geçtiğinden söz ediyor: "'Ressam' yetiştiren sistemin resmi olarak kabulüyse. 126 yıl öncesine tarihlenmektedir. Bir insan ömrü için uzun olsa da, bir sanat dalının gelişimi açısından düşünüldüğünde çok kısadır." Sergide ve katalogda resim sanatının Osmanlı lmparatorluğu'nda saraym isteği doğrultusunda sanat dalları arasına katılmasından, 19. yüzyılın sonlannda yapılan resimler ve heykellere, askeri okullarda yetişen genç ressamlara, kadın ressamlann sürece dahil oluşuna kadar gelişimi izlemek mümkün. 1911-28 yıllannda Türk resim sanatındaki kökten değişimin ilk adımlan, 1920'li yıllann ortasında tanışılan modernizm hareketi ve bu kavramın ortaya çıkışıyla birlikte avant-garde, öncü atılım, yenilik kavramlannm farkma vanlması, Avrupa resim sanatıyla etkileşimler görülebilir. Cumhuriyet'in 10 yılını tamamladığında sanatın ve kültürün bir devlet politikası olarak güdümlenişinin ardmdan yaşanan gelişmelerle beraber de "Türk Resim sanatının bir asırlık öyküsü içinde açılan yollardan geçen sanatçılar, kronolojik sistem içinde gelişimlerini tamamlarken, izler, izmler üzerinden geçerek günümüze kadar uzanan resim tarihimize yapıtlanyla yeni aşamalar kazandırmaya çabalarlar" diyor Prof. Dr. Giray. Bir asırlık öyküyü, elbette bir yazıya sığdırmak zor. O yüzden sergi 30 Nisan'a dek Rezan Has Müzesi'nde mutlaka görülmeli. Katolog ise önemli bir arşiv niteliğinde. • Seramik sanatçısı Gül Erali'den "Çılgın Tannçalar" sergisi Bu Tanrıçalar çılgm... ESRA AÇIKGÖZ D oğurganhğm ve bereketin simgeleri onlar, Tannçalar. Seramik sanatçısı Gül Erali, şimdi onlan başka bir duyguyla sunuyor bize. "Çılgın Tannçalar" sorumluluk ve zorunluluklanndan uzak, bu sefer sadece izliyor. Görmek isteyenler için sergi, 6 Ocak - 6 Şubat'ta Hobi Sanat Galerisi'nde. Ama önce, Avusturya, Romanya, Türkiye gibi pek çok ülkede sergi açan Gül Erali anlatıyor. - Anadolu'nun yüzyülar boyunca kutsallık atfedilen Tannçalan üzerine bir sergi yapma fikri nereden çıkti? - Viyana Sanat Tarihi Müzesi ve Avusturya Arkeoloji Enstitüsü yetkilileri, 2002'de Viyana'da sergilenecek "The Artemis of Ephesus" adlı sergi konseptine, Anadolu topraklanndan gelen bir seramik sanatçısı olarak kişisel bir sergi ile katılmamı teklif etti. Böylece Ana Tannçalarla yakınlaşmam başladı. "Toprağın Tannçalan" sergimde * . Anadolu'nun köklü tarihine dikkat çekerek, doğanın ve toprağın özelliği olan doğurganlık ve bereketi Ana Tanrıça ile kadında simgeleyerek anlatmaya çalıştım. Tannçalanm o sergiden beri benle. Bu sergimde onlara farklı imajlar yükledim. Toprakla yolculuklan sırasmda değîşime uğratarak, bizlerden biri gibi yaşamımıza kattım. Ana Tannçalann, yaşamdaki her olayı içlerinde banndırdığını, bu gizemli gücün antik kültürlerde onlara yüklenen farklı karakterler, işlevler ve sorumluluklardan kaynaklandığını görerek, kadının iç dünyasının kanşıklığmı, duygusallıkla acımasızlık, kınlganhkla güçlülük, bütün bu zıthklan aynı bedende banndırmak zorunda kalmasını Ana Tannçalarda bütünleştirmek istedim - Tannçalannızı çıldırtan, çılgmlaşüran ne? - Bin yıllann yorgunluğu, son yüzyılda yaşananlan algılayamamalan ve dolayısıyla bu olaylara müdahale edememeleri. Bin yıllarca süren, insanlarla uğraşmanın yorgunluğunun yükünü üzerlerinden alarak onlan mitolojik rollerinden anndınp, rahatlatmak, özgürleştirmek istedim. Yeryüzünün kargaşasına dahil olmadan, olaylara müdahale etmek zorunda kalmadan, yaşanan trajikomik olaylan sadece izleyerek bile çıldırmanın aşamasına gelinebileceğini vurgulamak istedim. - Tannçalannız alışılageldik formlann dışında, sanki gülümsüyorlar ve bakanı da gülümsetiyorlar. Nedir onlara bu "mizah"i duyguyu yükleyen? - Engelleyemediğimiz, istenmeyen olaylara gülümseyerek, hatta onlarla alay ederek katlanma gücünün ve sorumluluklardan kurtularak özgürleşmenin verdiği rahathğın gülümsemesi. - Niye ilk serginiz bittikten sonra da Tannçalann peşini bırakmadınız? - Ana Tannça kültünde, evren yaşayan ve kutsal bir varlık olarak kabul edilir; insanlık, yeryüzü ve yaşam onun çocuklandır. Bu kozmik ağ içinde, her şey birbiriyle ilintilidir; yeryüzü ile yıldızlar, insanlar ile doğa, doğum ile ölüm arasında birlik vardır ve bunlann tümü Ana Tannçanın kişiliğinde somutlanır. Eski yaratılış mitoslan ile birlikte kadının pek çok kültürde kutsanıp yüceltilmesi, saygınhğı, olaylara yön verebilme yetisi, doğurganlık ve bereket özelliği, güzelliği, cinselliği, şefkati, hırsı, kavgayı, önderliği, kurnazlığı içlerinde barındırmaları, kuvvet ve içsel gücün, emniyet duygusu ve huzurun, şiddet ve insafın maddeye dönüşümü ve bu tannçalann simgeledikleri özelliklerden oluşan bir dünya, bana son derece gizemli ve etkileyici geliyor. #
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle