18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3OCAK2010/SAYI1241 Kaybetmenin acısını hafifletmek, hayaü devam ettirebilmek için yaşanması gereken yas sürecinin uzunluğu ya da şiddeti, kişiden kişiye değişiyor. Yok sayılmaya çalışıltnası pek çok patolojik rahatsızlığa neden oluyor. Baş etmekte zorlanıldığında destek alınmasında yarar var. ESRA AÇIKGOZ Y as tutmak, her kaybın ardmdan yaşanan, yaşanması gereken bir süreç. Kuşkusuz, bu süreci yaşamak kolay değil. Zaman zaman profesyonel destek de almak gerekebiliyor. Sevdiği birini, nesneyi da ya düşünsel bir kaybı yaşayan kişiyi nelerin beklediğini, yapılabilecekleri Nöroloji uzmanı Dr. Mehmet Yavuz anlatıyor... - Yas tutmaya neden ihtiyaç duyanz, yas sürecinin işlevi nedir? - Birey için önemli, anlamlı bir kişinin, nesnenin, organın, işlevin somut olarak kaybı, önemli bir ilişkinin bitmesi veya bir idealin, düşüncenin, bazı değerlerin düşünsel, soyut kaybı gibi durumlarda verilen doğal reaksiyona "yas" deniliyor. "Kayıp" olgusu ve bu durumla bağlantılı yaşanan "yas" süreci günümüzde pek çok patolojik davranışın açıklanmasında önemli. Bu süreç sonunda, kaybedilen kişi, nesne ya da düşünce kişinin iç dünyasına eklemlenir ve kişi, kaybını yaşamının bir parçası haline getirerek bununla yaşamayı öğrenir. Bu kaybedilenin artık önemli olmadığı, unutulduğu anlamına gelmez. Yas tutmak, adaptifbir süreç ve kişinin yaşantısını sürdürebilmesi, duygularını yaşayabilmesi; aslında sağlıklı bir birey olabümesi için gerekli bir yaşam deneyimi. Hayattaki kazanımlar, olumlu yaşantılar kadar, belki de daha belvrleyici olarak, kayıplann bireyleri olgunlaştırdığını ve geliştirdiğini söyleyebiliriz. - Ya yas tutmazsak? - Eski sorunlann, düşlerin, ilişkilerin gölgesinde yaşamlanmızı sürdürmek zorunda kalırız. Yas süreci, her ne kadar doğal olsa ve yaşanması gerekse de duygusal açıdan oldukça zorlayıcı, zaman alan ve destek gerektiren bir süreç. Yasın tutulmaması, bastınlması, yok sayılması gibi tepkiler yasın kronikleşerek patolojik bir hale gelmesine ve depresyon, psikosomatik hastalıklar, patolojik yas gibi klinik tabloların oluşmasına neden olur. - Yas tutma sürecini sağlıklı ya da saglıksız hale sokan şeylerden ya da sağlıklı veya sağbksızyas tutmaktan bahsetmek mümkünmü? - Bazen bireylere ait bazı özellikler bu sürecin doğal yaşanmasını olumsuz etkiler ve yas tutma yetisini bozabilir. Kişinin duygusal yapısı çok önemli. Çocukluktaki gereksinimleri ebeveynleri ve çevresi tarafindan yeterince karşılanmamış ve psikolojik gelişimlerinde aksamalar olmuş bireyler, çocukluk yaşantılan travmalarla, yoğun kayıplarla dolu bireyler kayıp karşısında keder hissetmekte güçlük çekebilir. Kaybedilen ilişkinin nitcliği de çok önemli. Aşın bağımlı ya da bitmemiş meselelerle yüklü bir ilişkinin bırakılması daha zor. Bu nedcnledir ki uzun yıllar süren çatışmah, mutsuz evliliklerde eşlerden birinin ölümü durumunda diğer eş çoğunlukla çok mutsuz, kederli hisseder ve büyük olasıhkla geçmiş yıllann kaybı ve pişmanlık duygulannın da etkisi ile depresyon ortaya çıkar. Kaybın ne şekilde meydana geldiği de önemli. Bireyin bir yakınmı, aniden ve trajik şekilde kaybetmesi, kabullenmesi oldukça güç bir yaşaintıdır. Her bireyde duygulann şiddeti, süresi, duygusal, sosyal, fıziksel ve davranışsal reaksiyonlar farklıhklar göstermekle birlikte genel olarak yas sürecinin benzer özellikleri ve dinamikleri var. - Inkâr ve şok, pazarlık, kızgınhk, suçluluk, adalet arama, depresyon, yalnızlık, kabullenme ve umut... Yas sürecinin aşamalarmı böyle saymak mümkün... Pcki, yapüğunz terapilerde, insanlann en çok hangi aşamada takıldığmı gördünüz, atlatması en zor aşama hangisi? - Yas çözümlenemediğinde birey yas tutma sürecinin bir aşamasında saplanıp kahr. Kayıpla yüzleşememe, kaybın yarattığı duygulan yaşayamama gibi patolojik durumlar ortaya çıkar ve birey kabul ve uyum aşamasına ulaşmakta güçlük çeker. Inkâr ve yadsınıada fiske olunnıası durumunda bireyin duygularını yaşayamamasına, duygulannın donmasına ve böylelikle duygulann şiddetinin azalmadan devam etmesine neden olur. Saplanmamn derecesi kişiden kişiye değişebilir, saplanma bastınlmış olabilir. Kişinin rüyalannda, dil sürçmelerinde, kaybıyla ilgili sakladığı nesnelerde kendini gösterebilir. - Kişi ne zaman yas süreciyle ilgili profesyonel destek almaya başlamalı? - Kaybın yeni ortaya çıktığı, henüz ağır sorunlann olmadığı; ancak yas tutmada zorluklann olduğu '^'durumlarda kısa süreli danışmanlık ya da destekleyici terapilerle kişi yas v " """" sürecini anlayıp, kendi tepkilerinin doğallığını fark edip yönünü belirleyebilir. Kaybın ortaya çıkısından bir süre sonra kişinin yaşamını devam ettirmesini zorlaştıran fıziksel ve psikolojik belirtiler ortaya çıkarsa da yardım alınmalı. Depresyon, distimik bozukluk, genelleşmiş kaygı bozukluğu, panik bozukluk, posttravmatik stres bozukluğu gibi durumlarda eğer belirtiler psikiyatrik bir tanı almayı gerektirecek düzeyde ise ilaç tedavisi ve psikoterapi birlikte uygulanmalıdır. En ağır tablo ise çözülememiş yas sürecinin olduğu, yasın karmaşıklaştığı, "komplike yas" durumudur. Komplike yasta, normal yas şürecinde 1-2 yıl süren tepkiler yıllarca devam edebilir. Bu inkâr tepkisinde saplanma, hiç keder olmayışı, kayıpla ilgili zıt duygular yaşama belirtileri ile karakterize bir dönemdir. Kişinin bu aşamada eğer profesyonel bir yardım almazsa yastan çıkması ve hayatma sağlıklı şekilde devam etmesi oldukça güçleşir. • PAZAR SÖYLEŞİLERİ Cumalı'nın şiir çevirileri I ATAOL BEHRAMOĞLU Birden çok alanda ürün veren edebiyatçının sıkıntısı bu alanlardan birinin ötekiler zararına ve çoğu kez haksız ölçülerde öne geçmesidir. Aklıma ilk gelen bir örneklerden Bertolt Brecht oyun yazarı olduğu kadar şairdir de. Fakat şair yanı onun tiyatrosunu sevenlerce yeterince bilinmez, gerektiğince değerlendirilmez. Aynı şey tersinden de doğrudur. Aragon önemli romanlar yazmıştır. Fakat onun adı öncelikle şairliğini çağrıştırır. Nâzım Hikmet'in oyunları ne kadar önemli olsa da şiirinin gölgesinde kalmıştır. Oysa sadece oyun yazmış olsa, bir tek "Kafatası"yla bile tiyatromuzun en önemli yazarları arasında yer alırdı. Diyeceksiniz ki yine de öyledir. Ama Nâzım Hikmet denildiğinde oyun yazarlığı kaçıncı sırada akla gelir? Ya da Türk tiyatrosu denildiğinde akla ilk gelen adlardan mıdır? Bizden ve başka ülke edebiyatlarından bu listeyi dilediğimizce uzatabiliriz. Ben bu yazıda Necati Cumalı'nın şiir çevirilerinden söz etmek istiyorum. Cumhuriyet kitapları arasında onun Langston Hughes ve Guillaume Apollinaire'den şiir çevirileri "Iki Şair Iki Dünya" başlığı ile bir arada yayınlandı. Bu şiirlerden özellikle iki tanesi benim kuşağımdan şiir meraklılarının belleğine daha ilk gençlik yıllarımızda yazılmıştır. Bunlardan biri Amerikalı "kara derili" şair Hughes'un "Memleket özlemi"dir. Ayrıntıya girmeye sütunum yeterli değil. < Fakat sadece "sırf ağlamamak için /yayar ağzımı gûlerini' dizeleri bile belleklerden silinmeyecek değerdedir. Ezberlerimizde yer eden ikinci şiir (Polonyalı bir anne ile Italyan bir babanın çocuğu) Fransız Apollinaire'indir... Sevdiğim şairlerin en ön sırasındadır Apollinaire... Onun şiirinde duygululukla mizah arasındaki geçişimler eşsizdir... Ve başka bir şey anlatılmaktayken, ansızın, olağanüstü bir şimdiki zaman vurgusu... ^ > Sözünü ettiğim şiir, N. Cumalı'nın S. Eyübofimryla birlikte çevirdikleri "Marızıbıll"dır. ' «* Şiir birlikte yazılamaz, ama şiir çevirisi birlikte yapılabilir... "Ağzı sarımsak kokan bir Yahudi'nin Çin dönüsü Şanghay kerhanesinden çıkarıp getirdiği", şimdiyse Köln'ün büyük bir caddesinde akşam vakitleri volta atan bir "kızcağız"ın anlatıldığı "Marızıbıll", hiç kuşkusuz, edebiyatımızda şiir çevirisinin en unutulmayacak örneklerindendir. Necati Cumalı usta bir romancı ve öykücüdür.. Çok verimli ve başarılı bir oyun yazarıdır. 194O'lı ve 50'li yıllann önemli bir şairidir. Onun bazı şiirleri, "Soğuk Kış Geceleri", "Karabatak", "Güzel Aydınlık" vb, içerdikleri avuntusuz özlem ve keder duygularıyla, bir çok şiir sever gibi benim de sadece belleğime değil yüreğime kazılıdır... Cumalı'nın "Karda Ayak Izleri Var", "Hürriyete övgü" gibi şiirleriyle 1940 toplumcu şairler kuşağı içinde -günümüz kuşaklarınca yeterince bilinip değerlendirildiğini sanmadığım- seçkin yeri ayrı bir konudur... Bu yazıda şiir çevirilerinden söz ediyorum. j Çeviri şiirin sayıca pek çoğaldığı, fakat başan ve değer düzeyi bakımından pek çoğunun yerlerde süründüğü (bunu sayısız örnekle her an gösterebilirim) günümüzde, Necati Cumalı'nın ustalıklı ve duyarlı çevirileriyle iki dünya şairini tek bir kitapta okuyabilmek büyük bir şans. "Iki Şair Iki Dünya", şiirden bunca uzak düşülen bir dünyada, kendiniz ve şiir sever yakınlarınız için harika bir yeni yıl armağanı olabilir... • ataolb9cumhuriyet.com.tr TARİHTE BU HAFTA 3 Ocak 1923: "Aslan Asker Şvayk" romanıyla tanınan Ünlü Çek Yazar Jaroslav Haâek hayata gözlerini yumdu. 1953: Irlandalı Yazar Samuel Beckett'in (solda) yazdığı "Godot'yu Beklerken" oyununun galası Paris'te yapıldı. 4 Ocak 1960:20. yüzyılın düşünce yapısını etkileyen isimler arasında yer alan ünlü Fransız yazar Albert Camus geçirdiği trafik kazası sonucu hayata veda etti. 1967: Batman'ı Iskenderun'a bağlayan 494 kilometrelik petrol boru hartı açıldı. 2006: Israil Başbakanı Ariel Şaron beyin kanaması geçirdi. Yerine vekâleten Ehud Olmert geldi. 5 Ocak 1921: Çerkes Ethem ve kuvvetleri Yunanlılara sığındı. 1922: Adana Fransız işgalinden kurtuldu. 1932: "Gülün Adı", "Foucault Sarkacı" gibi romanlarıyla tanınan ünlü Italyan yazar Umberto Eco dünyaya geldi. 1984: Türkiye'de kürtaj uygulamasına ilk kez Istanbul'da başlandı. 6 Ocak 1838: Amerikalı mucit Samuel Morse (solda) telgrafı ilk kez halk arasında denedi. 1880: VVestern filmlerinin tanınan ismi Amerikalı oyuncu Tom Mix (altta) doğdu. 1920'lerde popülerleşen oyuncunun ismi, Italyanların "Capitan Miki" çizgi romanına Türkiye'de "Tommiks" adının verilmesi sebebiyle halen bilinmektedir. 1959: Istanbul Sirkeci'deki Tan Gazetesi Matbaası'nın bulunduğu caddede bomba patladı. 14 kişi öldü. 165 kişiyse yaralandı. 7 Ocak 1946: Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan CHP'den ayrılarak Demokrat Parti'yi kurdu. 1993: Ünlü caz müsiyeni John Blrks (solda) "Dizzy" Gillespie hayata veda etti. 8 Ocak 1943: Sırp asıllı Amerikalı mucit Nikola Tesla (altta) hayata veda etti. Yüzlerce buluş gerçekleştiren, alternatif elektrik akımının kullanılmasının öncülüğünü yapan Tesla, 1912'deki Nobel Fizik ödülü'nü Edison'la paylaşmak istemeyerek reddetmişti. 1960: Kızılırmak üzerine kurulan Kırşehir'deki Hirfanlı Baraj ve Hidroelektrik Santralı açıldı. Hirfanlı Barajı (sağ üstte) dönemin en büyük barajlydı. 9 Ocak 1853: Osmanlı Devleti için ilk kez "Hasta Adam" tabiri kullanıldı. Rusya'nın St. Petersburg şehrinde düzenlenen davette Rus Çarı I. Nikolay Ingiltere Büyük Elçisi Sir Hamilton Seymour'a Osmanlı Devleti'nden bahsederken "Hasta Adam" ifadesini kullandı. 1939: Adolf Hitler, 6 sene önce yandıktan sonra yenilenen Alman parlamento binasını tekrar hizmete açtı. Hazıriayan: ALİ SELİM EMEÇ [email protected] • • » , .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle