Katalog

İSTANBUL (AA) - İstanbul Büyükşe- hir Belediye Başkanõ Kadir Topbaş, Harbiye Kongre Vadisi projesi kapsamõn- da yõkõmõ büyük tartõşmalara neden olan Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin 18 Ocak’ta bir törenle açõlacağõnõ ve 20 Ocak’ta “Keşanlı Ali Destanı” ile ‘per- de’ diyeceğini bildirdi. Topbaş, sahnenin yapõmõna İstanbul Kongre Merkezi binasõ ile başlandõğõnõ anõmsatarak tiyatro binasõnõn tamamlan- masõnõn teknik donanõm nedeniyle ge- ciktiğini dile getirdi. “Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu, Tür- kiye’de teknolojik olarak bütün bi- rimleriyle tamamlanmış bir tiyatro sahnesi olarak hizmet verecek” diyen Topbaş, 18 Ocak’ta oyunlarõn sahnelen- meye başlanacağõnõ, ayrõca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn da katõlma- sõnõ umduklarõ bir törenle açõlõşõnõ ger- çekleştirmeyi planladõklarõnõ anlattõ. Muhsin Ertuğrul Sahnesi yõkõlõp yeni- den yapõlõrken birtakõm tartõşma ve tepki- lerin yaşandõğõnõ anõmsatan Topbaş, “Çok ciddi baskılar yaptılar. Biz doğru bildiğimize inandığımız için buna ka- rar verdik ve gerçekten bu kararlılığı- mızı gösterdik” dedi. Topbaş, “Açılış günü için bir sürpri- zim var. Muhsin Ertuğrul Tiyatro- su’nun başlangıcından günümüze ka- dar olan evresini küçük bir belgesel olarak göstermek istiyoruz. Orada protesto edenler de var, onları da göre- ceksiniz” diye konuştu. Tepebaşõ’nda, TRT binasõ olarak da bi- linen alanda kültür merkezi yapma konu- su üzerinde çalõştõklarõnõ anõmsatan Top- baş, orada geçmişte var olan Dram Tiyat- rosu’nu da kurmak istediklerini söyledi. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) bina- sõna da değinen Topbaş, binanõn yeni- den yapõmõnõn engellendiğini ve mahal- le baskõsõ oluşturulduğunu söyledi. Bi- nanõn projesini yapan Hayati Tabanlı- oğlu’nun hocasõ olduğunu da hatõrlatan Topbaş, “O dönemde düşünülmüş, kendine göre niteliği ve özelliği olan bir yapı. Kendine göre bir estetiği var, fakat İstanbul’da bir opera bina- sı olarak simgeselliği yok” dedi. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 OCAK 2010 PAZAR 16 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr Tarantino’ya ‘Önsezi’ ödülü Kültür Servisi - Ünlü yönetmen Quentin Tarantino, önümüzdeki ay Amerika’da düzenlenecek Palm Springs Film Festivali’nde ödül almaya hazõrlanõyor. Etkinliğin kurucusunun adõna verilen ‘Sonny Bono Önsezi Ödülü’nü alacak Tarantino, festival sözcüsü Harold Matzner tarafõndan, kendi jenerasyonunun önde gelen, yetenekli yönetmeni olarak tanõmlandõ. Festivalde ödül alacak diğer bir isim ise Fransõz oyuncu Marion Cotillard. Paksoy’dan başkanlığa devam Kültür Servisi - Sanat Galericileri Derneği, geçen hafta yapõlan genel kurul toplantõsõyla yönetimde söz sahibi olacak kişileri belirledi. Yeni yönetim kurulu ilk toplantõsõnda görev bölümü yaparak Doğan Paksoy’u yeniden başkanlõğa seçerken başkan yardõmcõlõğõna Sevinç Şefkatli, sekreterliğe Yeşim Turanlõ, saymanlõğa ise Metin Ariyel getirildi. Artİstanbul’un da düzenleyicisi olan Sanat Galericileri Derneği, sanat açõlõmlarõna destek vermeyi hedefliyor. Mardin tapınakları gün ışığında ANKARA (AA) - Türk bilim insanlarõ, Mardin’de bulunan Deyrulzafaran, Zindan ve Mor Yakup Kilisesi’nin tarih sahnesindeki yerini, “Lüminesans” tarihlendirme yöntemini kullanarak tespit etti. Tapõnaklardan alõnan kemik, taş ve toprak parçalarõnõ kullanarak laboratuvar ortamõnda yapõlan analizlerde, 1500’lü yõllara ait olduğu tahmin edilen tapõnaklarõn günümüzden 3830 yõl öncesinde yapõldõğõ ortaya çõktõ. Yeni tarihlendirme bilgisi, bilim dünyasõnda yeni heyecanlar yaratõrken araştõrma sonuçlarõ uluslararasõ literatürdeki yerini aldõ. Cenevre’deki Rath Müzesi’nde açõlan Alberto Giacometti retrospektifinden izlenimler Bir mesafenin peşinde Giacometti MÜNİR GÖLE CENEVRE - Alberto Giacomet- ti’nin (1902-66) eseriyle beni çok es- kiden bir sevgilim tanõştõrmõştõ. Sonra yeni bir sevgilim oldu, o da beni ken- di babasõyla tanõştõrdõ. Baba tõpatõp Gia- cometti’ye benziyordu, adõ da aynõy- dõ, Giacometti ile aynõ yaşta, aynõ hastalõktan öldü. İki yõl küçücük bir köyde yaşadõm, şapelinde Giacomet- ti’nin izi vardõ. Yõllarca Giacometti’nin karõsõnõn bir portresi bir kitaptan öte- kine ayraç olarak yanõmda dolaştõ dur- du. Yeni bir sevgilimin başucunda Giacometti’nin bir deseni çõktõ karşõ- ma. Sonra yok oldular. Kimi silindi, ki- mi gerçekten kimiyse benim için öldü. 5 Kasõm’da Cenevre’de Giacomet- ti’nin ilk kez geniş kapsamlõ bir ser- gisi açõldõ. Biraz duraksadõm, ama ölü- lerimi ziyarete gittim. Heykeller, re- simler, desenler, fotoğraflar iki kata güzelce yayõlmõş. Giacometti’nin ger- çeküstücülükle başlayõp ölümüne dek geçirdiği tüm evreler duyarlõ bir şe- kilde düzenlenmiş. Giacometti, desene tutunulmasõ ge- rektiğini, heykele ya da resme ancak bu yoldan geçiş olduğunu söylüyor. De- senleri bir örümcek ağõ gibi sonsuz sa- yõda dairesel çizgilerden bir bütüne var- maya uğraşõyor. Bazen silgi giriyor devreye, o karmakarõşõk ağõ sildikçe si- liyor, geriye iki üç ayrõntõ bõrakõyor, bü- tün niyetine. Arayõşõn her adõmõnõ de- senlerde görmek olasõ, arayõşõn derin bir krize dönüşmesinin kalõtlarõnõ da. Resimler desenlere benziyor aslõnda. Annetta sanatçõnõn annesi, Annette ka- rõsõ, Diego kardeşi, Yanaihara ta Ja- ponya’dan ona poz vermeye gelen felsefe profesörü. Giacometti model- lerine baktõkça onlarõ yitiriyor, gerçekle algõ arasõndaki kat kalõnlaşõyor; mutlak olanõn peşine düşerken karşõsõndakinin özünden uzaklaşõyor. Yine sonsuz sa- yõda çizgi, koyu gri kahverengi karõşõmõ bir zemine döne döne yayõlõyor, göz ka- paklarõ silinirken, faltaşõ gibi açõlmõş kaygõlõ gözler tuvalden fõrlõyor. Giacometti, ilkin göz bebeği bo- yuna getirmek, bütünü görmeye zor- lamak istercesine küçültüyordu fi- gürlerini. Bütünü kavramaya bir ba- kõş yeterliydi. Ardõndan bir bakõşa sõ- kõştõrõlmaya katlanamazcasõna, hey- keller incelip uzuyor, bakõşõn dene- timinden kurtuluyordu. Onun heykellerinde erkekler o me- safeyi kat etmek istercesine yürüyor- lardõ; bilinmeyen, asla varõlamayacak bir yere yetişmek istercesine devinim halindeydiler. Mutlak bir mesafeye tutunup yaşama taşmaya çalõşõrcasõna. Kadõnlar ise dimdik, hiç kõpõrdamadan o mesafenin kapanmasõnõ bekliyor- lardõ. Tek bir kadõn vardõ hareket eden, o kadõn taşmaya kalkõşmadan iki ev arasõnda yürüyordu. Giacometti, Cenevre’ye ilk kez, ya- rõm bõrakacağõ güzel sanatlar eğitimi için geldi. Sonraki gelişi savaş zama- nõna denk düştü. Mahsur kaldõğõ birkaç yõl boyunca, o küçücük figürlerine çalõştõ. Giacometti Cenevre’de değişi- yordu, ölümünden kõrk beş yõl sonra Cenevre’ye değişmiş olarak döndü. Muhsin Ertuğrul Sahnesi yeniden Geçen nisan ayõnda yõkõlarak yeniden yapõmõna başlanan Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin maliyeti 17 milyon TL. S A H N E N İ N T E K N İ K Ö Z E L L İ K L E R İ 600 kişilik seyirci kapasiteli Muhsin Ertuğrul Sahnesi, 17 milyon TL’ye mal oldu. Döner sah- ne ve orkestra çukuruna sahip me- kânda, akustik özellikli ahşap kapla- malar, özel ses, ışık ve görüntü sis- temleri, ayrıca özel mekanik sistem- ler bulunuyor. 11 adet idari, 6 adet sanatçı odası bulunan tiyatronun odalarında, makyaj bankoları, tuva- let ve duşlar da yer alıyor. Salonda kurulan seslendirme sistemi de sa- londa yapılacak her türlü etkinliğe cevap verebilecek şekilde dizayn edildi. Salonda canlı müzik şovları, opera ve tiyatro, dolby dijital surro- und sinema gösterimleri, seminer ve her türlü etkinlik yapılabilecek. SENDER’in ‘Ustalarla Buluşma’ seminerler dizisi devam ediyor SenaristinEngelliKoşusu:Seyirciylebuluşma Kültür Servisi - Avrupa Senaryo Yazarlarõ Federas- yonu üyesi olan Senaryo Ya- zarları Derneği’nin (SEN- DER) ‘Ustalarla Buluşma’ seminerler dizisi devam edi- yor. 2009 Kasõm-Aralõk dö- neminde Safa Önal, Zeki Demirkubuz, Çağan Irmak, Sevil Demirci, Şebnem Sön- mez ve Uğur Yücel’i konuk eden seminerlerin 2010 kõş ve bahar dönemi “Seyirciyle Buluşma - Senaristin En- gelli Koşusu” temasõyla 24 Ocak’ta başlõyor. Bu dönemde genç yazar ve yazar adaylarõyla bir araya gelecek olan isimler oyuncu Erol Günaydın, oyun, dizi ve film yazarõ Kandemir Konduk, oyuncu, senarist, yapõmcõ Meral Okay, yö- netmen Türkan Derya ve senarist Nilgün Öneş ola- cak. Küratörlüğünü Turgut Yasalar ile Emine Al- gan’õn yaptõğõ program, ön- ceden kayõt yaptõrmak koşu- lu ile sinemayõ seven ve il- gilenen herkese açõk. SENDER’in dört yõldõr de- vam eden Temel Tasarım Atölyesi de 16 Ocak’ta başlõ- yor. Mesleğe ilgi duyanlara, uygulama esaslõ ve ürün odaklõ olarak senaryo yazõmõ- nõn anlatõldõğõ atölyenin yeni dönemine de kayõtlar başladõ. Ayrõntõlõ bilgiye (www.se- naryo.org.tr) ya da 0 212 244 21 22’den ulaşõlabilir. Japon yılı kapsamında ‘Restoran’ Kültür Servisi - “2010 Türkiye’de Japonya Yõlõ” kapsamõnda gerçekleştirilmesi planlanan ilk etkinliklerden biri olan “Restoran” adlõ tiyatro eseri, 6 Ocak’ta Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi Operet Sahnesi’nde, 9 Ocak’ta ise İstanbul Devlet Tiyatrosu Cevahir 1 Sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak. Japonya’nõn ünlü Noh tiyatrosu sanatçõsõ Dr. Naohiko Umewaka tarafõndan yazõlan ve yönetilen oyun ruhu ve bedenini Noh sanatçõsõ olarak mükemmelleştirmeye adayan bir adamõ konu alõyor. (www.japonya2010.org) Yõkõmõ büyük tartõşmalara neden olan mekân 18 Ocak’ta törenle açõlacak Alberto Giacometti’nin desenleri bir örümcek ağõ gibi sonsuz sayõda dairesel çizgilerden bir bütüne varmaya uğraşõyor. Bazen silgi giriyor devreye, o karmakarõşõk ağõ sildikçe siliyor, geriye iki üç ayrõntõ bõrakõyor, bütün niyetine. Resimler desenlere benziyor.