25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Zira kimi doğal felaketler bir süre sonra unutu- luyor. Dünya dönüyor; sorunlar, dün neyse bugün de aynı canlılığıyla, üstelik iktidarın eklediği yeni so- runlarla önümüzde duruyor. Son sorun, medya üzerindeki hükümet baskı- sına son örnek. Doğan Medya Grubu’na iktidarın vergi cezası; öyle bir ceza ki, bugünlere dek örneği görülme- miş ölçeklere varan bir ceza: Tam 3 milyar 755 mil- yon lira! Grubun gazeteleri -haklı olarak- görülmemiş, işi- tilmemiş ölçekteki vergi cezasını, eleştiren man- şetlerden duyurdular. Dün, grup içinde cezayı gerçek yüzüyle yo- rumlayan kalem Prof. Güngör Uras oldu. Dünkü yazısındaki değerlendirmelere katılmamak ola- naksız. Şöyle diyor: “Şimdilerde içeride ve dışa- rıda çok kişi biliyor ki, bu cezaların tek amacı var: Doğan Medya Grubu’nun sesini kesmek. İçeride ve dışarıda çok kişi biliyor ki, cezaların olağan ver- gi işlemleriyle ilgisi yok.” Kuşkusuz ceza haberini aldığında ellerini ovuş- turanlar da vardır; yalakalarla yandaş basın ve ta- bii dinci gazetelerle TV’ler. Uras’ın yazdığı gibi bu ceza Doğan Grubu’na kesilmiş bir ceza değildir. Medyayı bütünüyle il- gilendiren bir olaydır ve şimdi: ...İktidarın Doğan Grubu’nun sesini kısmayı, sus- turmayı amaçlayan uygulamalarına karşı yazılı ve sözlü medyanın tek bir yumruk gibi hareket edip etmeyeceği önemli bir soru. Zaman zaman birbirimize ters düşsek de Hürriyet’i, Milliyet’i, Radikal’i susturmaya yönelen iktidarın akıl almaz uygulamalarına karşı çıkmak… meslek- sel, rejimsel ve ahlaksal bir görev, bir ödevdir. RTE mantığında bir başbakana ne yaparsan yap, hoş görünmek olanaksızdır. Zira RTE; (oysa gerçekleri yansıtan) bu gazeteler dara düştükleri için bugün AKP’yi eleştirmekten vazgeçer görünürler… ne ki, bir zaman geçer, yi- ne bildikleri yolda, AKP’ye karşı yayınlarını sür- dürürler diyen anlayışla hareket ediyor. Kimi zaman eleştiri oklarını çevirdiğimiz, ama onurlu bir meslektaş olduğunu bildiğimiz Ertuğ- rul Özkök: İstediğin kadar, “Allah’a inandığını... inançla ilgili en gelişmiş duygunun minnet ve şük- retme duygusu olduğunu” içtenlikle yaz; din kö- kenli, ancak kendi doğrultularında laikliğe kerhen inanan bu adamlara hoş görünmeye çalış… din konusunda daha liberal düşüncelere sahip oldu- ğunu inandırman olanaksızdır. Ya da yeni program döneminde Doğan Gru- bu’na bağlı TV’lerde daha çok AKP’ye yatkın gö- rüşleri olan yazar çizerlere yer vermek, RTE’yi tat- min edecek bir yayın biçimi de değildir. Güngör Uras, grubun 3.7 milyarlık cezayı öde- yemez hale geleceğinin altını çizdikten sonra “İk- tidar partisi başkanının hedefi bu… Böyle bir şey iktidar partisinin başkanını çok hem de çok mut- lu eder de… Acaba bu, Türkiye’ye ne kazandırır?..” diye soruyor. Türkiye benim diye düşünen bir iktidar başı; 3.7 milyarlık vergi cezasının Türkiye’ye ne kazandı- racağını ya da kaybettireceğini düşünüyor mu, dü- şünür mü? Bu, Türkiye’nin bir yüzü. Ya diğer yüzündeki de- ğerlendirmeler? Ya örneğin yargı üzerinde oyna- nan oyunlar? Örneğin Feto yayın organlarının taktıkları adla; “asrın davası” üzerine Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in; “Adalet mekanizmasının iyi işle- memesi, vicdanlarda soru işaretleri oluşturan yanlış uygulamalar, usule aykırılıklar, iletişimin din- lenilmesindeki yasaya aykırı işlemler, dava ve tu- tukluluk sürelerinin uzaması toplumda endişe ve kuşku yaratmaktadır…” diyen ve bugünkü uygu- lamaları özetleyen saptamaları neden yankı bul- muyor? Doğan Grubu’na mali saldırı özgür, bağımsız medyaya karşı bir saldırıdır. Yandaşların, yalakaların dışındaki medyanın; ar- tık gazeteleri, TV’leri ile birlikte iktidarın uygulama- larına karşı tek ses olmalarının zamanı değil midir? İstanbul Y 25 Edirne PB 26 Kocaeli Y 23 Çanakkale PB 26 İzmir B 26 Manisa B 28 Aydın B 30 Denizli B 30 Zonguldak Y 22 Sinop Y 25 Samsun Y 24 Trabzon Y 25 Giresun Y 24 Ankara B 26 Eskişehir B 24 Konya PB 25 Sıvas Y 24 Antalya PB 30 Adana PB 32 Mersin PB 31 Diyarbakır PB 34 Şanlıurfa PB 34 Mardin PB 29 Siirt PB 31 Hakkâri B 24 Van Y 22 Kars Y 18 Oslo B 19 Helsinki B 19 Stockholm B 21 Londra B 21 Amsterdam B 20 Brüksel B 20 Paris B 24 Bonn Y 20 Münih Y 28 Berlin Y 24 Budapeşte PB 28 Madrid B 33 Viyana PB 23 Belgrad B 24 Sofya Y 23 Roma Y 27 Atina Y 26 Zürih B 24 Moskova A 23 Aşkabat A 30 Astana A 22 Taşkent A 30 Bakû A 26 Bişkek A 23 Tiflis PB 28 Kahire B 30 Şam B 28 Ülkemizin kuzey ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Kütahya, Eskişehir ve Sıvas çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağa- nak, diğer yerler par- çalı ve az bulutlu ge- çecek. SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 2009 PERŞEMBE 8 HABERLERİN DEVAMI ŞPO Başkanõ Şengül sorumlunun sel değil, bölgeyi imara açan yöneticiler olduğunu söyledi ‘Rant hõrsõ faciayõ getirdi’ Gül: İstanbul’un en büyük sel felaketi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur- başkanõ Abdullah Gül, İstanbul’un şimdiye kadarki en büyük sel felaketiyle karşõ karşõya olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanõ Gül, Çan- kaya Köşkü’nde, Kosova’nõn ilk Ankara Bü- yükelçisi Bekim Sejdiu’yu kabulünden önce İstanbul’da yaşanan sel felaketine ilişkin de- ğerlendirmelerde bulundu. İstanbul’da büyük bir sõkõntõ yaşandõğõnõ belirten Gül, “Bu şim- diye kadar İstanbul’un karşılaştığı en bü- yük sel felaketi. Devletin bütün kurumları görevlerini yapıyor. Hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. İs- tanbul, çevre iller, herkes, bütün insanla- rıyla yaraları sarmak için uğraşıyor” dedi. İstanbul’a 2 milyon TL ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn, İstanbul’da mey- dana gelen sel felaketi dolayõsõyla, arama- kurtarma ve vatandaşlara yardõm kapsamõnda kullanõlmak üzere 2 milyon liranõn İstanbul Valiliği’ne gönderilmesi talimatõnõ verdiği bildirildi. İhtiyaç duyulmasõ halinde gönderi- lecek para miktarõ arttõrõlacak. MAHMUT LICALI ANKARA - TMMOB Şehir Plancõlarõ Oda- sõ (ŞPO) Başkanõ Tarık Şengül, Trakya ve İs- tanbul’da çok sayõda yurttaşõn yaşamõnõ yitir- mesine neden olan sel felaketinden, su havza- larõnõ ve risk bölgelerini rant için imara açan yö- neticilerin sorumlu olduğunu belirterek, “Fe- lakete ihmal ya da bilgisizlik neden olmadı. Burayı imara açanlar şiddetli bir yağış ol- duğunda ne yaşanacağını çok iyi biliyor- lardı” dedi. TMMOB ŞPO Başkanõ Şengül, hükümet ile yerel yöneticilerin imar planlarõndan rant dağõttõğõ ve bilimsel görüşe saygõ göstermedikleri bir sü- reçte şehirlerin şekillendiğini dile getiren Şen- gül, şunlarõ kaydetti: “İstanbul ve Trakya böl- gesinde yapılaşma hem kıyılarda çok yoğun, hem dere yatakları büyük ölçüde kapatılmış durumda. Dere yatakları aslında su taşkını- nın tahliye yolları ama üstü kapatılmış bi- nalarla çevrelenmiş durumdalar. Belediye başkanları insanları kandırıyorlar ama do- ğayı kandıramadılar. Bugün hâlâ hiçbir kentin risk haritası yapılmadı. Sel felaketi ve su baskınları için Türkiye’de sistematik bir haritalamanın yapılması gerekiyor. Beledi- yeler ve yöneticiler kentlerin hangi bölgele- rin ne tür durumlarda risk altında olduğu- nu bilmiyorlar. Ne yazık ki Türkiye uzun sü- redir bilimsel yaklaşımdan uzaklaştı.” Türkiye’deki yağõş rejiminin önemli ölçüde değiştiğini ifade eden Şengül, belediyelerin ar- tõk gelişigüzel yaklaşõmla hareket etmemesi, bi- limi ve planlamaya önem vermeleri gerektiği- ni kaydetti. Risk bölgelerinin rant için imara açõldõğõna dikkat çeken Şengül, yöneticilerin mantõğõnõn talana dayandõğõnõ, talan rejiminden vazgeçilmesi için bu yöneticilerden vazgeçil- mesi gerektiğini söyledi. Bölgede daha önce de yaşanan sel felaketlerinden sonra AKP hükü- metinden hiçbir temsilcinin odayla temasa geçmediğini belirten Şengül, “Bize danışıl- madığı gibi bize hakaret eden belediye baş- kanları var. Türkiye’yi böyle bir anlayış yö- netiyor” dedi. ‘BİLE BİLE İMARA AÇTILAR’ Yerel yöneticilerin İstanbul içindeki su hav- zalarõnõ yapõlaşmaya açtõğõnõ belirten Şengül, yöneticilerin su havzalarõnõn riskli bölgeler ol- duğunu bilmelerine karşõn bu kararlarõ aldõğõ- nõ vurguladõ. Su havzalarõnõn yanõ sõra kõyõlarda da son dönemde hiç olmadõğõ kadar yapõlaş- maya müsade edildiğini kaydeden Şengül, “Kıyılar dolduruldu, kıyılara açılan vadiler dolduruldu. Bölgenin risk altında olduğuna ilişkin bilginin bulunduğu yerlerde bile yö- neticiler gözlerini kapatıp imar izinlerini ver- diler” dedi. Su havzalarõnõ yapõlaşmaya açan yöneticilerin yaşanan bu felaketten doğrudan sorumlu olduğunu ifade eden Şengül, şunlarõ dile getirdi: “Bilimi önemsemeyen anlayış bi- zi bu noktalara getiriyor. Ne yazık ki yapı- lan uyarıları da önemsemiyorlar. İstan- bul’da göstermelik şeylerin dışında uz- manlardan ne görüş soran ne de rapor is- teyen bir yönetim var. Bu bir yetersizlik ve bilgisizlik sorunu değil. Bu bilinçli bir du- rum. Felakete ihmal ya da bilgisizlik neden olmadı. Burayı imara açanlar şiddetli bir ya- ğış olduğunda ne yaşanacağını çok iyi bili- yorlardı. Bunları yapanlar ne yaptıklarını biliyorlar ama içinde bulundukları ilişkiler ve savundukları çıkarlar su havzalarını imara açmalarını gerektiriyor. İstanbul bu durumun en güzel örneğidir.” ‘Planlı ve ruhsatlı’ felaketOKTAY EKİNCİ Aşõrõ yağmurlarõn felakete dönüştüğü yerleşimlerimiz bu kez ya “kıyı”da ya da kõ- yõya yakõn konumdalar... Sel felaketini ya- şayan yapõlarõmõz arasõnda ise bu kez “planlı ve ruhsatlı” olanlar da oldukça faz- lalar... Yani, yağmur suyunu denize bile akõta- mayan, dahasõ resmen “izin” verilmiş “ya- sal” yapõlarõn da sular altõnda kaldõğõ bir söz- de “kentleşme”nin ağõr faturasõnõ ödüyoruz. O kadar ki aynõ yerleşmelerimizin hemen tümünde “pis su”lar, yani “lağım”lar ve her türlü kirlilik, akõl almaz bir beceri ve ka- rarlõlõkla yõllardõr “deniz”e veriliyor. Pisli- ğini denize gönderen toplumun, aynõ hüne- rini yağmur suyu için de gösteremeyip, “temiz su altında boğulması”na ne denir- se, yaşadõğõmõz dramõn adõ da o olmalõ... Ya “planlı, projeli ve ruhsatlı” yapõla- rõmõzõn bile “yağmur mağduru” olmalarõna ne demeli? Bu satõrlar yazõlmadan önce, yö- neticilerinin ve ortaklarõnõn tümü “mimar ve mühendis” olan, planlõ, projeli ve her şe- yi yasal, ama çevresi “göl”e dönmüş sular altõndaki bir sitede “damda yardım bek- leyen”lerle konuştum. “Siz neden bu haldesiniz” sorusunun ya- nõtõ “çünkü sitemiz meğer dere yatağın- daymış” olduğu sürece, sorgulanmasõ ge- reken aynõ planlarõn ve ruhsatlarõn nasõl “ya- sal” olabildiği değil midir? İmar ve yapõlaşmayla ilgili olarak özellikle son yõllarda yürürlüğe giren tüm yasalarõn eksiksiz “hepsi”, sadece ve sadece imar ran- tõnõ yükseltmeyi amaçlayan ve buna yöne- lik “keyfi ve kayırmacı yetkilendir- me”leri içeren düzenlemeler. Buna karşõlõk, kentleşmenin yağmuru, seli, depremi gözetecek şekilde, bilime ve toplum yararõna uygun planlõ bir disiplin için- de gerçekleşmesini sağlayabilecek “imar ve şehircilik yasa tasarısı” 4 yõldõr TBMM’ye bile sunulmadõğõ gibi, bakanlõkta “hazır” ol- masõna rağmen ortadan yok oldu; hatta veb sitesinde yayõmlanõrken kaldõrõlõp gün- demden çekildi... Benzer şekilde, 1980’lere kadar imar hu- kukumuzda “temel” madde olan ancak 1990’lardan sonra “vazgeçilen” en yaşam- sal kurallar arasõndaki “Önce altyapı, son- ra üstyapı” ilkesinin de yeniden egemen kõ- lõnmasõnõ öngören tasarõlar, yõllardõr TBMM gündemine gelemiyor! İşte böylesine bir büyük aymazlõğõn baş- lõca nedeni olan “imar kazançlarına sev- dalı rant ekonomisi siyaseti”ne son veril- meden, yağmurunu denize bile akõtamayan; su baskõnlarõnda ise planlõ yapõlarõnõn dahi boğulduğu bir ülke olmaktan kurtulamaya- cağõz... ANKARA/İZMİR (Cum- huriyet) - Türk Tabipleri Bir- liği (TTB), selin ardõndan suy- la ve gõdayla bulaşan hastalõk- larõn artmasõnõn beklendiği be- lirterek, yurttaşlara kaynağõnõ bilmedikleri sularõ kullanma- malarõ ve sel suyu bulaşmõş ol- masõ nedeniyle taze sebze, meyve ve yiyecekleri tüket- memeleri uyarõsõnda bulundu. TTB Merkez Konseyi’nden yapõlan açõklamada, selin ar- dõndan yaşanabilecek sağlõk sorunlarõna ilişkin bilgi veril- di. Selin, su ve kanalizasyon sistemlerini bozabildiği, bi- yolojik ve kimyasal kirlilik oluşturabildiği belirtilen açõk- lamada, sel sularõyla dağõlan atõklarõn kirliliğe sebep oldu- ğu ve enfeksiyon riskini art- tõrdõğõ kaydedildi. Açõklama- da sele bağlõ ölümlerin çoğu- nun boğulma sonucu oluştuğu, sellerin ayrõca trafik kazasõ, te- mizleme çalõşmalarõ sõrasõnda travma, elektrik çarpmalarõna bağlõ ölüm ve bulaşõcõ hasta- lõklara yol açtõğõ kaydedildi. Avrupa Acil Tõp Birliği Başkanvekili uzman doktor Ülkümen Rodoplu, sel fela- ketinin ardõndan bulaşõcõ has- talõklarõn oluşabileceğine dik- kat çekerek, riskli bölgelerdeki yurttaşlarõ temiz besin ve su stoklamaya çağõrdõ. İstanbul Haber Servisi - Si- livri’de yaşanan sel felaketinin nedeninin İBB’nin spor tesis- lerinin yapõlmasõnõn ardõndan Boğluca Deresi’nin yönünün değiştirilmesi ve õslah edil- memesi olduğu öne sürüldü. Silivri ilçesinde sular altõn- da kalan Abelia Spor Tesisle- ri’nin sahibi Halit Zengin, gazetemize yaptõğõ değerlen- dirmede, İBB’nin inşaatõ sõra- sõnda da benzer bir sel felake- tinin yaşandõğõnõ anõmsatarak “3 yıl önce İBB’nin inşaatı sürerken, yine aynı dere ya- tağı nedeniyle sel felaketinin yaşanmış olması İBB’yi uyarmaya yetmedi” dedi. Zengin, felaketin göz göre gö- re geldiğini söyledi. İBB’nin bölgeye yaptõğõ spor salonunun inşaatõ sõrasõnda dere yatağõnõn yönünün değiştirildiğini ve daha sonrada õslah edilmedi- ğini anlattõ. Zengin, “Beledi- yeye derenin ıslah edilmesi için birçok kez uyarıda bu- lunduk. Hatta İBB kendi şe- hir stadyumunu inşa eder- ken, burada yine sel felake- ti yaşandı. Gözlerinin önün- de yaşanan örnek dahi İBB’yi durdurmaya yetme- di. Dere yatağının yönü de- ğiştirildi, ıslah edilmedi, da- raltıldı. Tüm sorumluluk İBB’nindir” diye konuştu. Lağõmlarõ denize akõtanlar, yağmur suyunda boğulmamõza timsah gözyaşlarõ döküyorlar MESLEK ODALARI TEPKİLİ Yöneticiler yargõlansõn İstanbul Haber Servisi - Meslek odalarõ, İstanbul’da yaşanan sel felaketi için yeterli ön- lem alõnmadõğõnõ belirterek, İBB yönetimine sert tepki gösterdi. Felaketin sorumlusunun 15 yõldõr İstanbul’u yönetenlerin olduğuna dik- kat çeken meslek odasõ temsilcileri, yeterli alt- yapõyõ oluşturmayan ve dere yataklarõnda yapõlaşmaya izin veren yöneticilerin yargõ- lanmasõnõ istedi. İnşaat Mühendisleri Odasõ İstanbul Şubesi Başkanõ Cemal Gökçe, afetlerin nedeninin çarpõk kentleşme olduğuna dikkat çekerek, yağmur sularõnõ denize ulaştõracak altyapõnõn da temizlenmediğini vurguladõ. Gökçe, “Alt- yapı yetersizliklerini gidermek yerine, alt- yapıyı her gün biraz daha yetersiz hale ge- tiriyoruz. Son 4 yılda ne kadar imar tadi- li oldu. 3 katlı yapılar 15 kata çıkarıldı. Siz boş alanları sürekli yapılaşmaya açarsanız altyapınız yetmez” diye konuştu. İSKİ-İBB KOORDİNASYONU YOK Şehir Plancõlarõ Odasõ İstanbul Şubesi Baş- kanõ Erhan Demirdizen, İstanbul’da tüm de- re yataklarõnõn da felakete neden olduğu uya- rõsõnda bulundu. İSKİ’nin meteorolojiden bil- gi alarak, dere yataklarõnõn taşkõn yapabilece- ği yerleri belirlediği ve bunlarõ haritalandõrdõ- ğõnõ ifade eden Demirdizen, Silivri ve Çatalca’da İSKİ ve belediyeler arasõndaki koordinasyon- suzluk nedeniyle bu dere yataklarõna binalarõn yapõldõğõnõ söyledi. Yapõlan binalarõn ruhsatlõ olmasõnõn bu koordinasyonsuzluğun gösterge- si olduğunu ifade eden Demirdizen, “İmar planlarında taşkın sahalarına tecavüz etmiş olan ruhsatlı yapılaşmaların olduğunu göz- lemledik. İSKİ ile belediyeler arasında ko- ordinasyon eksikliği apaçık” dedi. İSKİ’nin belirlediği taşkõn alanlarõna göre dere yakõnla- rõndaki binalarõn ruhsatlõ da olsa kamulaştõrõl- dõğõnõ ifade eden Demirdizen, İSKİ’nin dere ya- taklarõndaki yapõlarõ tasfiye edilmesine yöne- lik bir bütçe ayõrmadõğõna dikkat çekti. AFETİN NEDENİ RANT ÇILGINLIĞI Mimarlar Odasõ Büyükkent Şubesi Başkanõ Eyüp Muhcu da İstanbul’un yapõlaşmasõndaki rant çõlgõnlõğõnõn afetlerdeki can kaybõna ka- põ araladõğõnõ söyledi. İstanbul Eczacõ Odasõ’ndan yapõlan yazõlõ açõklamada, “Böylesi bir felaketin yaşan- masında önlem almayan, ihmali olan ve ge- rekli altyapı düzenlemesini yapmayan tüm yetkilileri hesap vermeye çağırıyoruz” denildi. WWF-Türkiye (Doğal Hayatõ Koruma Vak- fõ) Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak, sel fe- laketinin nedeninin küresel iklim değişikliği ol- duğu uyarõsõnda bulunarak, yerel yönetimlere hõzlõ ve kalõcõ önlemler alma çağrõsõnda bulundu. BULAŞICI HASTALIK UYARISI ‘DERE YATAĞININ YÖNÜ DEĞİŞTİRİLDİ’ TMMOB Şehir Plancõlarõ Odasõ Başkanõ Şengül, “Burayõ imara açanlar şiddetli bir yağõş olduğunda ne yaşanacağõnõ çok iyi biliyorlardõ” dedi. Silivri ve Selimpaşa’da planlı, projeli ve ruhsatlı siteler sular altında kaldı. Tekneler karaya vururken arabalar denize doldu. Çok sayıda ev oturulamaz hale geldi. (AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle