19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
[email protected] SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 2009 PERŞEMBE 16 KÜLTÜR Sanatçõlar, küratörler ve uzmanlar, Sotheby’s’in Çağdaş Türk Sanatõ müzayedesine mesafeli yaklaşõyorlar D ünyaca ünlü müzayede evlerinin Türkiye’deki sanata ilgisinin nedenlerini araştõrmaya çalõştõğõmõz yazõ dizisinin üçüncü günü sanatçõlar, küratörler ve galericilerle devam ediyor. Dünkü bölümde Vasıf Kortun, “Sorun müzayede şirketlerinde değil, o sadece bu ortamın sıradan bir tezahürü” diyordu. Beral Madra piyasa manipülasyonlarõnõn sanatõ olumsuz etkilediğine, Ali Artun ise sanatõn finansallaştõğõna dikkat çekiyordu. Bugün yine birbirinden farklõ görüşleri okuyacaksõnõz; yarõn ise bu dizinin bir bakõma öznesi durumunda olan Sotheby’s’in sorularõmõza verdiği cevaplarõ bulacaksõnõz. Alõcõlarõn yüzde 90’õ Türkiye’den (Sanatçı) S otheby’s gibi uluslararasõ müzayede şirketlerinin Türkiye’ye gelmesi, daha çok ticari sanat marketini ilgilendiren bir durum. Dolayõsõyla sanatõn ticari yanõ beni çok ilgilendirmiyor. Sanat ve paranõn yan yana geldiği yerde mesafeli olmaya gayret ediyorum. Sistem içerisinde bu türden ticari müzayede evlerinin, çokuluslu şirketler gibi, gelişmekte olan, sanatsal hareketlenmenin yaşandõğõ ülkelere gitmeleri kaçõnõlmaz. Sadece bu müzayede evlerinin yapõta değer biçme kriterlerini doğru bulmuyorum, bunlar yanõltõcõ, sanat ortamõnõ maniple edebiliyor. Bu kurumlar işin dekoratif yanõnõ daha değerli buluyor gibi geliyor bana. Ayrõca bu türden müzayedelerde yapõtlarõ satõlmayan veya satõlamayan çok önemli sanatçõlar var. Dolayõsõyla bir yapõtõn çok paraya satõlmasõ o sanatçõnõn çok iyi olduğu anlamõna gelmiyor. Bir “değer” probleminin olduğu ortada. Ticari sanat marketi ile gündemi yaratan ve yönlendiren yaratõcõ güncel sanat marketinin değer kriterleri paralel işlemiyor. ‘Sanatın ticari yanına mesafeliyim’ (İstanbul Modern Şef Küratörü) G lobal sanat ekonomisi egzotik ve oryan- talist olanı çok seviyor. Bu ana zevk ve ilgi alanının içerisine geç modernist ve politik çağdaş işler bazen sıkışıyor, bazen de kendiliğinden sızıveriyor. Sotheby’s’in yap- tığı seçki aşağı yukarı bu minvalde. Müza- yede öncesi yaşanan gelişmeleri özetleme- ye gerek yok sanırım. Çünkü asıl ilginç olan şey, müzayedenin sonucu. “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” sözünü doğ- rularcasına bir sonuç çıktı ortaya. Yapıtların yatırım değerlerini korumaya yönelik mil- liyetçi bir yaklaşımla satışa çıkan yapıtla- rın yüzde 90’ını Türk koleksiyoner veya ga- lericiler aldı. Bu, uluslararası olmak iste- yen sanatçı ve sanat pazarının alev alması için belki de iyi bir şey. Global alıcıyı kapana çekmenin belki de kurnazca bir yolu bu. Yal- nız devam etmesi durumunda uluslararası piyasada kendi kendimize tek kale maç oynamaya dönüşebilir bu ha- reket. Bu noktada aracı müzayede kuruluşunun vurgu- ladığı iyi niyetli ekonomik girişimin sahiciliği önem ka- zanıyor. Hoş, müzayede öncesi ya- şanan diyaloglar egzotik ve oryantalist söylemin açık işaretleri ile do- lu idi. O noktada başlayan güvensizlik uzun vadede na- sıl devam edecek, bek- leyip görmek ge- rek. Gerçekleştiri- len satışta alıcıla- rının Türkler oldu- ğunu herkes biliyor, do- layısıyla müzayedenin bura- daki piyasada ciddi bir geri dönüş yaratacağını düşünmüyorum. ‘Kendi kendimize tek kale’ (Galeri Nev) U luslararasõ müzayede kuruluşlarõnõn kendi pazar alanlarõnõ genişletmek için bir sü- redir bilinen merkezler dõşõna bakmaya, ora- larda örgütlenmeye başladõklarõnõ bili- yoruz. Gittikleri ülkeler- deki sanat üretiminin kalitesinden ziyade pazarlama olanaklarõnõn cazibesine kapõldõklarõnõ sanõ- yorum. Ülkemizde bu girişimlerin iç pazarõ etkileyeceğini düşün- müyorum. Hiç kimsenin kayõtsõz kalamayacağõ sanat üretimimiz- deki yükselen kalite, yõllardõr sürdürülen emek ve çaba- larla küresel sanat ortamõna eklemlen- meye başlamõştõr. Bu ça- balarõn içinde yerli veya ya- bancõ müza- yede kuruluş- larõnõn payõnõn olmadõğõnõ düşünüyo- rum. (Sosyolog, Küratör) B u tip bir girişimin olacağını 1991’de yayımlanan “Tekil Düşünce” kitabımda daha o zaman yazmıştım. İstanbul artık üçüncü dünya’nın parçası olmaktan çoktan çıkmaya başlamış ve bir “megalopolleşme” sürecinde yerini almıştı. 1995’te yaptığım sergi zaten “Küreselleşme” başlığını taşımaktaydı. Bu bakımdan, Sotheby’s’in bir stratejisi varsa eğer, bunu üçüncü dünya üzerine değil, kendi dinamiğini uzun zamandan beri yaratmış ve bu anlamda da rüştünü ispatlamış olan bir ortamda gerçekleştirmektedir. Var olan hacim görülerek yerleşilmeye başlanmıştır. Oya Delahay’ın dediği gibi, bu sadece bir başlangıç ve gerisi gelecek. Bu durum Batılı dünyanın bir kısmı tarafından önceden algılanmaya başlamıştı, özellikle 2000’li yıllardan itibaren. Ama iç piyasada bu uzun zaman fark edilemedi. Bu müzayedeler, yavaş yavaş piyasada bu sanatın oturmaya başlamasını sağlayacaktır. Diğer taraftan değerini almaya başlayacak daha başka eserler ve sanatçılar halihazırda kuvvetli bir şekilde mevcutlar. Satışların şu anki durumunun çağdaş sanatlara olan ilginin artması bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. ‘Kendidinamiğini yaratmõş birortam’ (Sanatçõ) U luslararasõ müzayede şirketleri açõ- sõndan Türkiye potansiyeli çok büyük araştõrmalara dayalõ bilgi- lerle donatõlmõş değil. Bu müzayede şirket- leri Türkiye alõcõsõnõ uluslararasõ ortama çe- kerek orada etkilemeye, dolayõsõyla da bu et- kiyi uluslararasõ pazarõn aktörü haline ge- tirmeye çalõşõyor. Özet olarak, bir yanõ ile iç pazarõ tanõmaya çalõşõyorlar, öteki yanõyla da bu pazarõ uluslararasõ ortamla yüzleştirme- ye yöneliyorlar. Bu bir strateji, buna baka- rak bu pazara sürülen yapõtlarõn doğruluğu ya da yanlõşlõğõnõ bu aşamada tartõşmak ge- reksiz. Bu seçimlerin gerekçesi, satõn alan ak- törün tutumu netleştikçe deşifre olacaktõr. Türkiye’de sanatõn uluslararasõ coğrafya ölçeğine yayõlabilmesi için; müzecilik, ga- lericilik, fuarcõlõk, yayõncõlõk ve eleştiri dünyamõzõn uluslararasõ ilişkilere geçmiş ol- masõ gerekir. Bu bağlamdaki ilişkiler içten dõşa olduğu gibi, dõştan içe doğru da olabi- lir. Kuşku yok ki Türk sanatõna yönelim sa- nat ortamõmõzõn küresel sanat ortamõna ek- lemlenmesi için bir adõm sayõlabilir. ‘Küresel ortamla yüzleşme’ Kültür Servisi - Yapõmcõlõğõnõ Avşar Film’in üstlendiği Türkiye’nin 4 milyon dolarlõk ilk yerli filmi “Türkler Çıldırmış Olmalı” Türkiye’nin yanõ sõra 10 ülkede daha 450 kop- ya ile 27 Kasõm’da vizyona girecek. Filmin Türkiye’de çekilen sahneleri için Kenya’dan getirilen mimarlar ile Bahçeköy’de bir ‘yer- li köyü’ kuruldu. Yaklaşõk 1000’e yakõn Af- rikalõ yerli, filmde figüran olarak rol alõyor. Yerlilerin kostümleri ve takõlarõ bile Afri- ka’dan özel olarak getirildi. Afrika’nõn bal- ta girmemiş ormanlarõnda kurtarma timinin boğuşacağõ hayvan sahnelerinde canlõ hay- vanlar kadar, robot hayvanlar da kullanõla- cak. Bu zorlu sahneler için ise Hollywood’a gidilecek. Murat Aslan’õn senaryosunu ya- zõp yönettiği komedi - macera filminde Pe- ker Açıkalın, Önder Açıkbaş, Erdal Tosun, Ruhi Sarı, Erdem Akakçe, Timur Acar, Burhan Öçal, Zeynep Beşerler, Tuba Ün- sal, Levent Özdilek, Oya Aydoğan ve Ka- dir Çöpdemir rol alõyor. Filmde, teknesiy- le dünya turuna çõkan Türkiye’nin en zengin ve ünlü Türk işadamõnõ kaçõran Somalili kor- sanlara karşõ Türkiye’den gönderilen özel eki- bin maceralarõ anlatõlõyor. Tomris Uyar ‘Kitap-lık’ta Kültür Servisi - “Kitap-lık” dergisinin eylül sayõsõ- nõn dosyasõ Tomris Uyar’a ayrõldõ. Ferit Edgü, Hulki Aktunç, Handan İnci, Ahmet Cemal, Semra Aktunç, Feyza Hepçilingirler, Feride Çiçekoğlu, Fatih Özgüven, İdil Önemli ve Pınar Sönmez’in yazõlarõndan oluşan dosyada, Tomris Uyar albümünden seçilmiş fotoğraflar da yer alõ- yor. Derginin “Sandıktan” bölümünde ise, artõk iki- si de hayatta olmayan Kemal Özer’in Onat Kut- lar’la yapmõş olduğu bir söyleşiye yer veriliyor. 4 milyon dolarlık ilk yerli film Kültür Servisi - Galeri Nev yeni sezonu iki sergiyle karşõlõyor. Yarõn, Galeri Nev’in Mõsõr Apart- manõ’nda açõlacak sergiler, Hale Tenger’in “Garip Meyve” isimli enstalasyonu ile İnci Evi- ner’in “Harem” adlõ video işinden oluşuyor. 30’lu yõllarda Afrikalõ Amerikalõlara yapõlan ada- letsizlikler -özellikle linç edilip ağaçlara asõlan bedenler- üzerine Abel Meeropol tarafõndan ya- zõlmõş olan şiire göndermede bulunan “Garip Meyve (Strange Fruit)” başlõğõ gibi, Tenger’in bu yerleştirmesi de insanlõğa karşõ gerçekleşen adaletsizliklerin yanõ sõra gezegen olarak dün- yaya karşõ yapõlan adaletsizliklerin de arkasõn- da yatan zihniyete bakma girişimi olarak kar- şõmõza çõkõyor. “Garip Meyve” sözde “me- deni” sakinlerinden amansõzca şefkat bekleyen gezegenimizi kararlõlõkla daha sahici bir “var- lık” olarak konumlandõrõyor. “Harem” ilk kez geçtiğimiz mart ayõnda Palais des Beaux- Arts’da İstanbul Traversée sergisi kapsamõnda sergilenmişti. Şimdi de Vehbi Koç Vakfõ’nõn iz- ni ile ilk kez Türkiye’de sergilenecek. İnci Evi- ner, söz konusu yapõtõnõn çõkõş noktasõ olarak Antoine Ignace Melling’in 18. yüzyõlõn son- larõna doğru Sultan III. Selim’in davetlisi ola- rak geldiği İstanbul’da gerçekleştirdiği ‘Voya- ge Pittoresque de Constantinople et des Ri- ves du Bosphore’ albümünde yer alan “Ha- rem” isimli gravürü kullanõyor. Sanatçõ: “Al- bümde yer alan ‘Harem’ resmi, üzerinde tu- haf kadın figürlerinin dolaştığı bir mekân res- midir” diyor. Her iki sergi de 24 Ekim’e dek ziyarete açõk kalacak. (0 212 231 67 63 TENGER VE EVİNER SERGİLERİ Berlin Duvarı’nın ‘İZ’leri Kültür Servisi - Berlin Duvarõ’nõn yõkõlõşõnõn 20. yõlõ anõsõna, fotoğraf dergisi “İZ”, yeni sayõsõnda Magnum Photos fotoğrafçõlarõnõn duvar etrafõndaki tanõklõklarõndan derlenen bir seçkiye yer veriyor. ‘Berlin Duvarõ’ dõşõnda, dergi Almanya sõnõrlarõndaki gezintisine Alman fotoğrafõnõn önemli isimlerinden Robert Lebeck ile devam ediyor. Chris Steele-Perkins’in 40 yõla yakõn süredir çalõştõğõ ve geçtiğimiz günlerde yayõmlanan “İngiltere, Benim İngilterem” albümünden kareler ile Türkiye’nin üç önemli fotoğrafçõsõ Şakir Eczacõbaşõ, İzzet Keribar ve İbrahim Zaman da İZ’in yeni sayõsõnda karşõmõza çõkõyor. Besteleriyle uğurlandı ZONGULDAK (Cumhuriyet) - Ankara’da lösemi tedavisi gördüğü İbni Sina Hastanesi’nde hayatõnõ kaybeden Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Devlet Konservatuvarõ Müdürü, bestekâr ve yazar Yard. Doç. Dr. Aydõn İlik, üniversitede düzenlenen törende öğrencilerinin seslendirdiği kendi besteleriyle uğurlandõ. ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Bektaş Açõkgöz törende yaptõğõ konuşmada, “Aydõn, Zonguldak’õ çok sevdi. Maden işçilerini her zaman andõ. Tanõdõğõ tüm sanatçõlarõ Zonguldak’la buluşturdu. Maden işçilerinin kenti Zonguldak’ta konservatuvarõmõzõ aydõnlatmaya devam edeceğiz” dedi. İlik’in cenazesi, bugün memleketi Balõkesir Burhaniye’de toprağa verilecek. ‘Pazar olanaklarının cazibesi’ Galeri Nev’de ‘Harem’ ve ‘Garip Meyve’ Kültür Servisi - “Galata Perform” tarafõndan beş yõldõr düzenlenen “Gö- rünürlük Projesi ’09” yerli ve yaban- cõ sanatçõlarõn katõlõmõyla 10 Ekim’de ya- põlacak. Galata Meydanõ ve çevresindeki mekânlarda 12.00 ile 23.00 saatleri ara- sõnda gerçekleşecek olan Görünürlük Projesi’nin bu yõlki temasõ ise “Işık”. Ga- lata ile Şişhane’nin, Türkiye’nin “ışık” merkezi olmasõ ve Galata Mevleviha- nesi’nin burada yer almasõ nedeniyle bu yõl Galatalõlarõn, çocuklarõn, sanatõn ve sanatçõnõn “görünür” kõlõnmasõ hedef- leniyor. Proje kapsamõnda “Made in Şiş- hane”, “Guerrilla Lighting”, “Kapa- nış Kutlaması” gibi ücretsiz etkinliklerin yanõ sõra; “Üçüncü Evren”, “Fratres”, “El Terrorista” (Terörist), “Aşkın Işı- ğı”, “Mutant”, “Wordcascades” ve “Elektra” adlõ biletli etkinliklerin de ara- larõnda bulunduğu toplam 17 etkinlik sa- natseverlerle buluşacak. Ücretli etkin- liklerin biletleri bugünden itibaren Biletix ve Galata Perform’dan temin edilebilir. Galata ışıldayacak... ‘GÖRÜNÜRLÜK PROJESİ’ 10 EKİM’DE Darbegününde‘TiyatroKurultayõ’ Kültür Servisi - Tiyatro alanõnda örgütlenme bilincinin geliştirilmesi ve tiyatro örgütlerinin kendi aralarõndaki kopukluğun giderilmesi amacõyla düzenlenen “Türkiye Tiyatro Kurultayı” 12 Eylül’de yapõlacak. Şişli Kültür Merkezi’nde saat 11.00’de başlayacak olan kurultaya ilişkin İstanbul, İzmir ve Bartõn’daki tiyatro topluluklarõnõn yaptõklarõ çağrõda, kurultayõn yapõlacağõ 12 Eylül’ün ‘öylesine seçilmiş bir tarih’ olmadõğõ, 12 Eylül’ün tiyatro için de anlamõnõn ‘yıkım’ ve ‘karanlık’ olduğu ifade edilõyor. Çağrõda “12 Eylül’de tiyatronun çatı örgütünü kuracağımızı ve irademizi kalıcı bir şekilde yükselteceğimizi ilan edeceğiz” ifadelerine de yer verildi. Koordinasyon komitesinde Fırat Güllü, Mehmet Esatoğlu, Nedim Saban, Orçun Masatçı, Orhan Aydın, Ömer Faruk Kurhan, Turgay Tanülkü ve Zafer Gecegörür’ün yer aldõğõ kurultayõn ilk bölümünde, tiyatro örgütlerinin kurulmasõ ve canlandõrõlmasõ ile ilgili yaklaşõmlar açõklanacak. ÜçüncüEvren Hale Tenger’in müzayededeki yapıtı. SÜRECEK Yüksel Arslan’ın müzayedede yer alan yapıtı. CMYB C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle