Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
10 EYLÜL 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Keşke İlkeler Üzerinden
Tartışabilseydik!
Hürriyet’in tepesindeki manşeti gördüğümde, ilk
tepkim “Vay anasını!” demek oldu...
Aydın Doğan’a üç milyar yedi yüz elli beş mil-
yon TL (sayıyla 3.755.000.000) ceza!
Aynı yerde, daha düne dek… “Peygamber’in
izinde” başlığıyla anonslanan ve “Kutsal Toprak-
lara” genel yayın müdürünün yaptığı çıkarmanın
izlenimleri şeklinde aktarılan bir “umre dizisi”
vardı...
“Yüksek reytingli” soruların yanıtı da -heyhat-
son güne bırakılmıştı:
Dizinin son bölümü bitmiş; sıra Özkök’ün, he-
yecan yaratan “Umre bende neyi değiştirdi? İçki-
yi bırakacak mıyım?” sorularına gelmişti ki...
Manşette-günlerdir konunun irdelendiği ve ele
alındığı yerde-; gündeme getirilen bu kritik soru-
ya, kritik yanıtı beklerken; ne görelim?
Aaa... Patrona ceza gelmiş.
Hem de “Üç milyar yedi yüz elli beş milyon Tl”
Zamanlamanın ‘vahşeti!’
Zamanlamaya bakın!
Bundan daha insafsız bir zamanlama olabilir mi?
Gelin de “Vay anasını!” demeyin...
İkinci tepkim hemen şu oldu:
“Eh! Özkök herhalde bunun üzerine içkiyi bı-
rakmaz... Böyle bir günde de, bir kadeh yuvarla-
mayacak da ne yapacak?” dedim ister istemez...
İlk sayfada ne var ki, -âlâyıvâlâyla- ilan edilen ve
de büyük beklenti yaratan bu “kişisel tercihin akı-
betine” ilişkin bir ipucu bulamadım...
Tahminimde yanılıp yanılmadığımı merak ettiğim
için sayfaları hızla çevirdim...
29. sayfada nihayet; genel yayın müdürünün, as-
kıda kalan sorusunun; “beş sütuna atılmış” baş-
lığıyla göz göze geldim:
“İçkiyi bırakacak mıyım?”
Beklediğim gibi tam.
Bu noktada artık “devşirilmeyi reddetmiş” Er-
tuğrul Özkök:
“İçki benim hayatımın önemli bir unsuru...” di-
yor, “Yoğun ve stresli günlerimde bana iyi geliyor...”
Diyeceğim o ki sevgili okurlar; “Durum hiç şüp-
hesiz ki çok vahim; ama -ne yazık ki!- ‘ciddi’ değil!”
“Ciddiyet” çünkü başka bir şey...
“Ciddiyet” dendiğinde; insanın aklına “inançlar”,
“ilkeler”, “kurallar”, “yeryüzü duruşları” filan geli-
yor...
Yaşadığımız coğrafyada, olanı biteni böyle
“inanç” ve de “kuralla” izah etmeye; bu paramet-
reler üzerinden tartışmaya -gene ne yazık ki!- im-
kân yok...
“Demokratik değerler”, “demokrasi ilkeleri”,
“basın özgürlüğü” gibi kavramlar; bize öyle uzak,
öyle uzak ki...
Eninde sonunda uzaktan tanık olduğumuz bu de-
vasa “güçler kavgasında” bize “A” ve “B” şıkları ara-
sında bir tercih kullanmaktan öte şans bırakmıyor...
‘Putinleşme’ sürecindeki son hamle
Doğan Medya Grubu ile hükümet arasında bir
süredir bilek güreşi şeklinde süregelen amansız
kavgada, işe bakın ki şimdi; -iyi ya da kötü- “laik
yayın organlarının son kaleleri” adına “tercihimi”;
Aydın Doğan’ın medyadaki bekası adına kullan-
mak durumundayım...
O grup ki; çok sayıda gazeteci gibi beni de vak-
tiyle hiçbir neden ve gerekçe göstermeksizin ka-
fadan öylesine bir çırpıda feda edivermiş...
Arkamı dönüp buna rağmen; “Bana ne!” diye-
miyorum...
Yalnızca “yandaş medyaya” geçit verilen bir or-
tamda; Aydın Doğan’a kesilen vahşi cezanın ta-
sası dönüp dolaşıyor ve “gazeteci kimliğimle” be-
ni de vuruyor.
Doğan gibi güçlü bir medya patronunun yok ol-
masıyla medya çünkü artık, yaprak kıpırdamaya-
cak şekilde tek hizada kontrol altına alınacak ve
de Erdoğan’ın “Putinleşme süreci” tamamlana-
caktır...
Türkiye’de evet.. hiçbir dönemde gerçek an-
lamda bir “güçler ayrılığı” ve “basın özgürlüğü” ge-
leneği olmadı...
Ama buna karşın daima “farklı fikirlerin” savu-
nulabildiği bir “çeşitlilik platformu” oldu/olageldi.
Erdoğan işte şimdi bu “çeşitlilik platformunu” da
“boğmaya” ve “öldürmeye” kararlı görünüyor...
Sorun başka deyişle bir “Aydın Doğan mesele-
si” olmasının çok ötesinde...
“Gazeteci” olarak, derin endişelerimin kaynağı
bunlar...
2009 yazının bir “yol ayrımı” olduğuna ilişkin kuş-
kularımda; haksız mıyım?..
nilgun@cumhuriyet.com.tr
Türkler NATO’ya soğuk
ELÇİN POYRAZLAR
WASHINGTON - Alman Marshall Fo-
nu’nun (GMF) “Transatlantik Eğilim-
ler” araştõrmasõnõn 2009 yõlõ sonuçlarõ Türk
halkõnõn ABD, AB ve NATO’ya yönelik
olumsuz düşünceler taşõdõğõnõ ortaya koy-
du. Haziran-temmuz aylarõnda 12 Avrupa ül-
kesinde gerçekleştirilen araştõrmaya göre
Türklerin yüzde 43’ü Türkiye’nin uluslar-
arasõ konularda yalnõz hareket etmesi ge-
rektiğini ve yalnõzca yüzde 34’ü Batõ ile ay-
nõ değerleri paylaştõğõnõ düşünüyor.
ABD Başkanõ Barack Obama’nõn ulus-
lararasõ konulara yaklaşõmõna Türklerin ya-
rõsõ destek verirken diğer yarõsõ ise Obama’ya
terörle mücade konusunda güvenmiyor. Araş-
tõrma Türk halkõnõn yalnõzca yüzde 22’sinin
ABD’ye yönelik olumlu düşünceler besledi-
ğini, yüzde 42’sinin ise ABD hakkõnda “çok
olumsuz” düşündüğünü ortaya koydu.
AB’ye yönelik Türklerin yalnõzca yüzde
32’si olumlu düşünürken halkõn yüzde 48’i
AB üyeliğinin “iyi” olacağõnõ savunuyor.
Buna karşõn Türklerin yüzde 65’i AB üye-
liğinin gerçekleşmeyeceği kanõsõnda. Öte
yandan AB halkõnõn yalnõzca yüzde 20’si
Türkiye’nin üyeliğinin iyi olacağõnõ ancak
yüzde 54’ü ise üyeliğin gerçekleşeceğini dü-
şünüyor. Almanlarõn yüzde 77’si ve Fran-
sõzlarõn yüzde 66’sõ Türklerin Batõ’nõn bir
parçasõ olmadõğõnõ düşünürken Türk halkõ-
nõn yalnõzca yüzde 34’ü Batõ ile ortak de-
ğerlere sahip olduğu kanõsõnda.
Araştõrma sonuçlarõna göre Türklerin yal-
nõzca yüzde 35’i NATO’yu Türkiye’nin gü-
venliği için gerekli görüyor. Bu oran 2004 yõ-
lõnda yüzde 53 idi. Afganistan’õn geleceği ko-
nusunda Türklerin yüzde 69’u kötümser gö-
rüş bildirirken, yüzde 50’si ise Türk askeri-
nin bölgeden çekilmesini savunuyor.
Anket ayrõca 2007’de Türklerin yalnõzca
yüzde 16’sõnõn İran’õn nükleer silahlara sa-
hip olmasõnõ onayladõğõnõ, 2009 yõlõnda ise
bu oranõn yüzde 29’a çõktõğõnõ gösteriyor.
Araştõrma sonuçlarõna göre Avrupalõlarõn
yüzde 77’si, Amerikalõlarõn ise yüzde 57’si
Başkan Obama’ya destek veriyor.
‘Transatlantik Eğilimler’ araştõrmasõna göre yalnõzca yüzde 35’lik bir kesim ittifakõ Türkiye’nin
güvenliği için gerekli görüyor... Türklerin yüzde 69’u da Afganistan konusunda karamsar
İngiliz
gazeteci
operasyonla
kurtarõldõ
Dış Haberler Servisi - Afganistan’õn
kuzeyinde Taliban’õn elinde 4 gündür
rehin tutulan Amerikan New York Times
gazetesinin muhabiri Stephen Farrell,
İngiliz özel kuvvetlerinin dün sabaha
karşõ düzenlediği operasyonla
kurtarõlõrken, çõkan çatõşma sõrasõnda
Farrell için tercümanlõk yapan Afgan
gazeteci Muhammed Sultan Munadi,
biri kadõn iki Afgan sivil ve bir İngiliz
askeri hayatõnõ kaybetti. Kunduz
vilayetine bağlõ Çar Dara bölge yöneticisi
Abdülvahid Ömerkheil, NATO
askerlerinin Farrell ile Sultan’õn
tutulduklarõ eve şafak sökmeden önce
baskõn düzenlediğini duyurdu. Baskõn
düzenlenen evin sahibi Muhammed Nebi
de, evine gelen, yanlarõnda yabancõ bir
gazeteci ile Afgan çevirmenin bulunduğu
bir grup Taliban militanõnõ konuk ettiğini,
daha sonra NATO güçlerinin gece yarõsõ
helikopterlerle gelerek baskõn
düzenlediğini anlattõ. Nebi, operasyonda
yengesinin öldüğünü, evin önünde
Muhammed Sultan’õn cesedini
gördüğünü söyledi. Afgan yetkililer
operasyon sõrasõnda bir Taliban
komutanõnõn da öldüğünü bildirdiler.
Farrel ile tercümanõ, cumartesi sabahõ
kaçõrõlmadan önce, Taliban militanlarõnõn
kaçõrdõğõ tankerlere NATO’nun hava
saldõrõsõ düzenlediği yere gitmeye
çalõşõyorlardõ. Afganlõ yetkililere göre,
Kunduz’daki hava saldõrõsõnda aralarõnda
sivillerin de bulunduğu 70 kişi hayatõnõ
kaybetti. İngiltere-İrlanda çifte
vatandaşlõğõna sahip 46 yaşõndaki Farrell,
kurtarõldõktan sonra 2007’den beri
çalõştõğõ New York Times gazetesine
telefonla operasyonu anlattõ. Militanlar
tarafõndan götürüldükleri evde herkesin
bir odada bulunduğunu, baskõn sõrasõnda
yanõndaki Munadi ile birlikte dõşarõ
koştuklarõnõ, yerel dilde ve İngilizce
sesler duyduklarõnõ söyleyen Farrell, bir
duvarõn dibine geldiklerinde Munadi’nin
“gazeteci” diye bağõrdõğõnõ, ancak her
taraftan kurşun yağdõğõnõ ve Munadi’nin
yere düştüğünü anlattõ. Kurşunlarõn hangi
taraftan geldiğini anlayamadõğõnõ belirten
Farrell, birkaç dakika sonra İngilizce
seslerin arttõğõnõ ve kendilerine doğru
yürümesini isteyen askerler tarafõndan
kurtarõldõğõnõ söyledi. Farrell, düştüğü
yerde kalan Munadi’nin birkaç adõm
önünde öldüğünü, kendisinin ise yara
almadõğõnõ bildirdi. New York Times,
güvenlik endişesiyle, kurtarõlõncaya kadar
Farrell’õn kaçõrõldõğõ haberini kendilerinin
ve diğer medya kuruluşlarõnõn gizli
tuttuğunu duyurdu. Afganistan Bağõmsõz
Gazeteciler Birliği Başkanõ Rahimullah
Samandar ise ülkedeki yabancõ güçleri,
Afgan gazetecileri korumamakla suçladõ.
Samandar, daha önce de Batõlõ
gazeteciler kurtarõlõrken, Afganistanlõ
gazetecilerin öldürüldüğünü, bunun ilk
kez yaşanmadõğõnõ söyledi.
İsrailli bir yetkili Davutoğlu’nun gelecek ay yapacağõ geziyi iptal ettiğini söyledi
Dış Haberler Servisi - Dõşişle-
ri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’nun
gelecek ay yapmasõ planlanan İs-
rail gezisi bilmeceye dönüştü.
İsrail Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan
ismini açõklamayan bir yetkili
AFP ajansõna verdiği demeçte,
Davutoğlu’nun kendilerine İsrail
Cumhurbaşkanõ Şimon Peres
tarafõndan düzenlenen ekim ayõn-
da yapõlacak konferansa katõl-
mayacağõnõ bildirdiğini söyledi.
İsrail basõnõnda yer alan haber-
lerde Davutoğlu’nun ziyaretini
iptal etmesinin ardõndaki ge-
rekçenin, İsrail’in Hamas yö-
netimindeki Gazze Şeridi’ne
geçme yönündeki isteğini red-
detmesi olduğu öne sürüldü.
Haberlerde, İsrail’in Davutoğ-
lu’na Gazze’ye geçmesi halin-
de İslamcõ Hamas yönetimi li-
derleriyle görüşmeme sözü ver-
mesini istediği de savunuldu.
Davutoğlu ise İsrail’deki bazõ
gazetelerde konuyla ilgili çõkan
haberlerin “gerçek dışı” oldu-
ğunu söyledi. Mõsõr ve Ürdün’ü
kapsayan iki günlük gezisine ha-
reketinden önce dün Esenboğa
Havalimanõ’nda gazetecilerin so-
rularõnõ yanõtlayan Davutoğlu,
ekim ayõnda İsrail’e yapacağõ zi-
yaret sõrasõnda İsrail’den Gaz-
ze’ye geçmeyi talep ettiği ve bu-
nun İsrail tarafõndan reddedilme-
si üzerine Türk Dõşişleri Ba-
kanlõğõ’nõn İsrail ziyaretini
iptal ettiği yönündeki haber-
lerle ilgili olarak “Bahsi geçen
şekilde bir haber gerçek dı-
şıdır. Bu tarz taleplerle iliş-
kisi olduğuna dair haber
doğruyu yansıtmıyor. Ama
dediğim gibi biz bölgede her
türlü teması her zaman ya-
parız. Bunun için de çok
özel bir çaba, özel bir çer-
çeve gerekmez” dedi.
Türkiye’nin bölgedeki akti-
viteleri ve geliştirdiği ilişkile-
ri herkesin bildiğini söyleyen
Davutoğlu, bu çabalarõn geç-
mişte olduğu gibi bugün de ta-
mamen barõşa yönelik inisiya-
tifler olduğunu belirterek, “Bu
çerçevede de görüşmeleri-
mizi her ülkeyle sürdürü-
rüz” diye konuştu. İsrail’in ge-
çen yõl aralõk ayõ sonunda baş-
layan Gazze saldõrõlarõnõn ar-
dõndan iki ülke ilişkilerinde
gerilim yaşanmõştõ. Tansiyon,
bu yõl başõnda Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn Da-
vos’taki çõkõşõnõn ardõndan iyi-
ce yükselmişti.
‘İmzadan sonra
takdir Meclis’in’
Davutoğlu hareketinden ön-
ce, hükümetin Ermeni açõlõ-
mõna ilişkin belirlediği takvimi
değerlendirirken bütün ulus-
lararasõ anlaşmalarõn imza atõl-
dõktan sonra TBMM’ye sevk
edildiğini anõmsattõ. Protokole
ilişkin “6 hafta sonra onay-
lanacak gibi bir beklenti için-
de kimse olmamalıdır” di-
yen Davutoğlu, bunun teknik
olarak da yanlõş olduğunu, böy-
le bir beklentinin Türkiye’de-
ki anayasal yapõnõn doğasõna da
aykõrõ olduğunu kaydetti.
İsrail ziyareti bilmecesiDavutoğlu, Gazze Şeridi’ne geçme talebine olumlu
yanõt alamadõğõ için ziyareti iptal ettiğine ilişkin İsrail
basõnõnda çõkan iddialarõ “gerçek dõşõ” olarak niteledi.
‘Şer ekseninden
selam getirdim’
Venezüella lideri Hugo Chavez,
Belarus lideri Aleksander
Lukaşenko’ya “şer ekseninden” selam
getirdi. Belarus’ta bulunan Chavez
görüşmenin başında, “Şer ekseni
Küba, Cezayir, Libya ve Türkmenistan
liderlerinden sana selam ve iyi dilekler
getirdim” dedi. Venezüella lideri
Venedik Film Festivali’ne de katıldığı
İtalya gezisine atfen de Lukaşenko’ya
İtalya Başbakanı Silvio
Berlusconi’nin de selamını getirdiğini
belirtti. Lukaşenko’nun yanıtı ise
“Ama Berlusconi henüz şer
ekseninden değil” oldu. Chavez,
Lukaşenko’ya ülkelerinin bir birlik
çatısı altında bir araya gelmesini de
teklif etti. “Bu eski Sovyetler değil,
bir birlik içinde bir araya gelmiş
kendi sistemleri olan bağımsız
cumhuriyetler birliği şeklinde
olmalı” diyen Chavez bu oluşumu
“mükemmel ilişkilerin göstergesi”
olarak kurmayı önerdi. (AP)
Gazze’de 252 çocuk öldü
Dış Haberler Servisi - İnsan
haklarõ örgütü B’Tselem, İsrail’in
aralõk ve ocak aylarõnda Gazze
Şeridi’ne düzenlediği 3 hafta süren
“Dökme Kurşun Operasyo-
nu”nda, 252’si çocuk 1387 Filis-
tinliyi öldürdüğünü bildirdi. İsra-
il’de faaliyet yürüten örgüt, Gazze
Şeridi’nde ev ev dolaşarak yaptõğõ
kapsamlõ araştõrmanõn sonuçlarõna
göre, operasyonda ölen sivillerin sa-
yõsõnõn ise İsrail’in açõkladõğõnõn
çok üzerinde olduğunu bildirdi.
B’Tselem, İsrail askerlerinin öl-
dürdüğü 773 sivilden 320’sinin 18
yaşõndan küçük olduğunu, bu kişi-
ler arasõnda 16 yaşõn altõndaki ço-
cuklarõn sayõsõnõn 252’yi bulduğu-
nu, 111 kadõnõn da öldürüldüğünü
ve katledilen sivillerin büyük bö-
lümünün savaşa katõlmadõğõnõ vur-
guladõ. İsrail, daha önce yaptõğõ
açõklamada operasyonda 300’den
daha az sivilin öldüğünü, ölenlerin
büyük bölümünün militan olduğu-
nu savunmuştu.
Örgüt, öldürülenlerden 330’unun
militan, 248’inin polis olduğunu, İs-
rail’in saldõrõyõ başlattõğõ 28 Aralõk
günü ilk olarak hedef aldõğõ kara-
kollarda ölen polislerin çoğunun da
çatõşmalara katõlmadõğõnõ bildirdi.
Araştõrmada, Filistinlilerin ope-
rasyonda 3’ü sivil 9 İsrailliyi öl-
dürdüğü, 4 İsraillinin de “dost
ateşinde” öldüğü kaydedildi.
Maddi zarar
4 milyar dolar
İsrail’e operasyonla ilgili “ba-
ğımsız ve güvenilir” bir soruştur-
ma başlatma çağrõsõ yapan B’Tse-
lem, “Sivil ölümlerin bu kadar
çok olması ve sivillerin malları-
na verilen zararın boyutu, İsra-
il toplumun dönüp kendine bak-
masını gerektirmektedir” ifade-
sini kullandõ.
Birleşmiş Milletler de (BM),
Dökme Kurşun Operasyou’nun
Gazze Şeridi’nde yol açtõğõ maddi
zararõn 4 milyar dolarõ bulduğunu
bildirdi. BM Ticaret ve Kalkõnma
Konferansõ (UNCTAD) koordina-
törü Mahmud Elkhafif, operas-
yonun yol açtõğõ zararõn Gazze
ekonomisinin üç katõ olduğunu
söyledi. UNCTAD’in açõklama-
sõnda, saldõrõda altyapõ, kamu bi-
nalarõ ve enerji tesislerinde ortaya
çõkan zararõn 2.5 milyar dolarõ bul-
duğu, ülke gelirinin 88 milyon do-
larõnõn yok olduğu vurgulandõ.
İnsan hakları
örgütü B’Tselem,
Gazze’de ev ev
dolaşarak yaptığı
araştırma
sonucunda ölen
sivil sayısının
İsrail’in
açıkladığının çok
üzerinde
olduğunu
bildirdi. Örgüte
göre, Dökme
Kurşun, 800’e
yakın sivili
öldürdü.
30’lu yaşlarının başındaki tercüman
Munadi (sağda) geçen yıl master yap-
mak için Almanya’ya gitmiş, geçen ay
tatil için döndüğü ülkesinde Farrell’a
(solda) eşlik etmeyi kabul etmişti.
Meksika’da yolcu uçağı kaçırıldı
MEKSİKO (AA) - Meksika’da AeroMexico
Havayollarõ’na ait yolcu uçağõ kaçõrõldõ. Meksi-
ko Havaalanõ’na indirilen uçakta kontrolü ele
geçiren ve Bolivyalõ olduklarõ ileri sürülen 3 ki-
şinin, Meksika Devlet Başkanõ Felipe Calderon
ile görüşmelerine izin verilmezse uçağõ havaya
uçurma tehdidinde bulunduklarõ bildirildi.
Uçakta 104 yolcu bulunduğu belirtildi.
‘Netanyahu Rusya’ya gitti’
Dış Haberler Servisi - İsrail Başbakanõ Ben-
yamin Netanyahu’nun Rusya’ya gizli bir ziya-
rette bulunduğu ileri sürüldü. İsrail’de yayõm-
lanan Yediot Aharonot gazetesinde kaynak
açõklanmadan verilen haberde, Netanyahu’nun
pazartesi günü Rusya’ya gizli bir ziyarette bu-
lunduğu ve yetkililerle İran ve Suriye’ye Rus
silahlarõ satõşõ projesini ele aldõğõ belirtildi.
Kremlin’den yapõlan açõklamada ise, “Netan-
yahu, ne geçen hafta ne de pazartesi günü
Moskova’daydõ” denildi.
Şerif, Bin Ladin’le 5 kez görüşmüş
ANKARA (AA) - Pakistanlõ eski bir istihba-
rat yetkilisi, eski Başbakanõ Navaz Şerif’in
El Kaide lideri Usame bin Ladin’le 5 kez
görüştüğünü öne sürdü. Pakistan istihbarat
teşkilatõ eski yetkilisi Halid görüşmeleri Bin
Ladin’in talebi üzerine kendisinin ayarladõğõ-
nõ, ancak bu görüşmelerin 11 Eylül saldõrõla-
rõndan önce olduğunu bildirdi.
(REUTERS)
Kurtarma operasyonu kanlõ bitti