Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
10 EYLÜL 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
soner@cumhuriyet.com.tr
Vergi rekortmeni Aydõn Doğan’a kesilen 3.7 milyar liralõk fatura, yurtiçinde ve yurtdõşõnda geniş yankõ buldu
Ceza yabancõ sermayeyi de ürküttü
Ekonomi Servisi - Maliye Bakanlõğõ’nõn
Doğan Yayõn Holding’e bağlõ şirketlerin his-
se değişim işlemlerini, alõm satõm işlemi ya-
põlmõş gibi değerlendirerek 3 milyar 755 mil-
yon liralõk yeni bir vergi cezasõ kesmesi, yur-
tiçinde ve yurtdõşõnda geniş yankõ buldu.
Maliye’nin, Türkiye’de yerleşik şirketlerden
hisse alan yabancõlar başta olmak üzere iş
dünyasõnda oldukça yaygõn bir uygulama
olan hisse devri işlemleri üzerinde yaptõ-
ğõ son yorum, benzeri işlemleri gerçek-
leştirmiş çok sayõda şirkette endişe yarat-
tõ. Özellikle yabancõ şirketlerde ortaya çõ-
kan tedirginlik, yabancõ basõna da yansõdõ.
Dünü kendi aralarõnda yoğun istişarelerle
geçiren iş dünyasõnõn çeşitli kuruluşlarõ da
tepkinin ne şekilde dile getirileceğini tar-
tõşõyorlar.
Yabancõ sermayenin hoşnutsuzluğu konu-
sundaki ilk önemli sinyal de ünlü Financi-
al Times’õn dünkü sayõsõnda yer aldõ. Ga-
zetenin Türkiye muhabiri Delphine Stra-
uss’õn haberinde, 2.5
milyar dolarlõk ceza-
nõn Doğan Gurubu
için güçlü bir darbe
oluşturduğu belirti-
lerek “Bu ceza, ül-
kenin yabancı yatırımcılar ara-
sındaki imajını zedeleyebilecek siyasi
müdahaleye ilişkin soru işaretlerini de ya-
ratıyor” diye değerlendirildi.
Ceza tutarõnõn, Doğan Holding ve Doğan Ya-
yõn’õn toplam piyasa değerinin beşte dördünü
aştõğõna dikkat çekilen haberde, grubun ge-
çen martta da 900 milyon liralõk ceza gör-
düğü hatõrlatõlarak son cezanõn duyurulma-
sõ üzerine her iki şirketteki hisselerin yüz-
de 20 oranõnda değer kaybettiği belirtildi.
Aydın Doğan’a bağlõ gazete grubunun bir
yolsuzluk skandalõ (Deniz Feneri olayõ kas-
tediliyor) ile ilgili haberleri nedeniyle ge-
çen sonbaharda Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan ile giderek gerginleşen bir tar-
tõşmaya girdiği yolundaki hatõrlatmalara da
yer veren gazete haberinde, Başbakan Er-
doğan’õn, Doğan Grubu’na yönelik ağõr ifa-
delerinin, Brüksel’de “AB adayı bir ül-
kedeki medya özgürlüğüne ilişkin kay-
gılar yarattığı” da belirtildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Baş-
kanõ Deniz Baykal, Doğan Grubu’na 3 milyar 755
milyon liralõk vergi cezasõnõ “zulüm ve rejim
sorunu” olarak nitelendirdi. Baykal, dün dü-
zenlediği basõn toplantõsõnda konuyla ilgi-
li olarak şu değerlendirmeleri yaptõ:
Bu uygulamanõn muhatabõ sadece bu
mali cezanõn hedefi olarak seçilen insanlar
ve grup değildir. Bunun hedefi, demokrasi-
nin, hukuk devletinin bizatihi kendisidir.
Medya uzun süreden beri zaten bu baskõnõn he-
defidir. Yõldõrõlmõş, sindirilmiş, sesi çõkamaz hale ge-
tirilmiş, yapõsõ değiştirilmiş, satõn alõnmõş, susturul-
muştur ama öyle anlaşõlõyor ki hâlâ fevkalade mütevazõ
ölçülerde bağõmsõz anlayõşõnõ sürdürme çabasõnda, ni-
yetinde olan kuruluşlara karşõ kararlõ bir sindirme poli-
tikasõ uygulanacaktõr.
Türkiye’de en çok vergi veren bir kuruluşa, dünyada
da örneği ve benzeri kolayca gözükmeyen milyarlarca do-
larlõk bir ceza uygulamasõ gerçekten hiçbir teknik anla-
yõşla, hukuki vergi mülahazasõyla izah edilemez. Bunun
altõnda sindirme çabasõnõn yattõğõ çok açõk ve nettir.
Hükümetin yolu yol değil, gidişi gidiş değildir. Herkesi
yõldõrma, tutsak alma, emir kumanda içinde sokma ça-
basõdõr. Bu bir zulümdür, bu bir baskõ rejimi arayõşõnõn
ifadesidir. Konu, onun, bunun, filan grubun, falan ga-
zetenin meselesi olarak değerlendirilmemeli. Buna kar-
şõ tepkiyi herkes el birliğiyle göstermeli.
Tablo ortada. Teker teker toplumun tüm kesimleri si-
yasi hegemonyanõn kontrolüne sokulmak isteniyor. Ve
Türkiye de bunu seyrediyor, çok acõ bir tablo. Yargõ he-
defte, medya zaten gitmiş, bu son çõrpõnõşlarõ. Askerler
bir süre önce aynõ mücadelenin muhatabõ haline gel-
mişlerdi. Bu herkesin ortak sorunudur, elbirliğiyle buna
hayõr dememiz lazõmdõr.
Gelen süreci bütün nitelikleriyle kavrayacaksõnõz, fark
edeceksiniz. Ama gene de o sürecin sizi himaye etmesi
için şirinlikler yapacaksõnõz, taklalar atacaksõnõz, göze gir-
meye çalõşacaksõnõz ve ondan sonra gene güm diye bu
olacak. Buradan da alõnmasõ gereken dersler vardõr.
Yandaş medya yaratılıyor
CHP Genel Saymanõ Mustafa Özyürek de
3.7 milyar liralõk vergi cezasõnõn hukuk dõ-
şõ ve keyfi olduğunu ifade ederek “Bütün
medyayı yandaş medya haline getirme-
ye uğraşmak, farklı görüşleri susturmak
faşizmdir. AKP hızla faşizme doğru git-
mektedir” dedi.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Rüşvetin Belgesi: Sel
Ceza hukuku, birebir suçlu-cezalandırma, yargılama
ilişkileri içinde rüşvetin belgesini bulmak elbette kolay
değil. Doğa yasaları, çevre koruma, yağmalama, talan
düzeni içindeki rüşvetin belgeleri ise kör kör parmağım
gözüne şeklinde gözümüze sokuluyor. Nerede ken-
tleşmeye, doğaya aykırı rant yaratma, doğanın yağma-
lanması olgusu varsa, orada ranttan yararlanan vatan-
daştan, belediyeye, siyasi erke uzanan rüşvet ağı var.
İki kere ikinin dört etmesi, matematiksel sonuç gibi tar-
tışılmaz bir gerçek bu..
Gerçi siyasal İslamcılar büyük depremde Tanrı’nın din-
sizler, yarı çıplak denize girenleri cezalandırdığı biçiminde
siyaset yapıp bir başka siyasi rant bile elde etmişlerdi.
Depremin doğal felaket olmanın ötesindeki boyutundan,
kentleşme, sanayileşme, imar cinayetleri bağlantılı çıkar,
rant zincirinden, rüşvetten pay alanlar göz göre göre, bi-
line biline hesap vermediler. Rüşvetten pay almış olsun
olmasın, pay almaya teşne seçmen kültürü, rüşvetin vur-
guncularından, siyasal sorumluları başta hesap sormadı,
soramadı. Rüşvetin belgesi olan deprem felaketinden,
rüşvete son vermeye, insanca düzen kurmaya yönelik
önlemler alınması dersleri çıkarılamadı gitti.
Şimdilerde, imar vurgununun doğal afet olan depre-
mi nasıl bir cinayete dönüştürebileceğinin bilgileri ile ken-
dini uzmanlarından donanımlı sanan ben bile Avcılar ana-
yolundan geçerken kendi kendime aptal aptal söylenip
duruyorum:
“İlgili mühendislik dallarının uzmanlarından oluşan ekip-
lerle büyük depremin yıkımları üzerinde dolaşıp durup bi-
limsel verileri dinlerken nerede ise ezberlemiştim. De-
mirden, çimentodan, malzemeden çalmanın, yanlış
projelendirmelerin, daha fazla inşaat alanı kazanmaya yö-
nelik hilelerin ürünleri yıkımlar, bir ayak... Yapılaşmanın,
rantın, apaçık belediyeler yönetimleri, iktidar erkinin tü-
mü ile paylaşılan rant yaratmanın, rüşvetin karşılığı çar-
pık kentleşmeler, betonlaşma, sanayileşmenin, güvenli
olmayan zeminler, tarlalar, fay hatları üzerinde bina yüks-
letmenin ürünleri ve rüşvetin karşılığı deprem cinayetle-
ri belgeleri bir başka ayak.”
Hiç değilse depremin vurduğu, tamamen yıkılmamış
binalar üzerinden yeni cinayetlere kapı açılmasaydı. Dep-
remin dayanıklılığını kırdığı binaların onarılması hem çok
pahalı hem de güvenliksiz. Yıkılıp yenilerinin, bilimsel öl-
çeklerle yeniden yapılmaları en ucuz, en güvenlikli yol.
Avcılar’da, Fatih’te, Adapazarı’nda çatlaklar yama-
nıp üzerleri sıva, boyalarla kapatılmış o kadar çok ya-
pı var ki... Bu konuya kafayı takmış biri olarak ben bi-
le hangilerinin yeni inşaat, hangilerinin sıvanmış bo-
yanmış, çok daha hafif bir depremde yıkılmaya
mahkûm binalar olduklarını ayıramıyorum. Bu sonuç
rüşvetin, seçmeni, belediyesi, iktidar erki ile cinayet
suçu işlemenin belgesi değil mi? En sıradan bir dep-
remde yıkılacak bu binalarda öleceklerin günahını kim
ödeyecek, hesabını kim verecek?..
Siyasal İslamcıların rüşvetin yeni belgesi sel karşısında
suçlayabilecekleri dinsiz zındıklar yok. Mübarek rama-
zan ayında Başbakanımız dahil uzun soluklu AKP be-
lediyelerinin yönetimlerinin, iktidar erkinin elinde büyü-
müş İstanbul’un yerleşim merkezlerine yaşanan bu
büyük rüşvetin belgesi sel felaketinin hesabı kimden so-
rulacak? Bütün dünyanın, en çok zengin kuzeyliler, em-
peryal çıkar düzeninin ağababalarının sorumlu oldukla-
rı doğa dengelerinin bozulması, iklim değişiklikleri, ya-
ni metrekareye düşen yağış miktarının çok fazla olma-
sı, siyasal İslamcıların deyimi ile “Allah’ın işi, takdiri” en
kabul görür mazeret, gerekçe...
Medya yerleşim merkezi İkitelli’ye ruhsat vermemek
için direnen Nurettin Sözen’in nasıl kara listeye alındı-
ğı, belediye başkanı olarak ilk işi bu ruhsatsız yerleşime
ruhsat vermek olan Erdoğan’ın ise yere göğe konulmadığı
günleri anımsıyorum. Tabii çok daha küçük yağışlarda
medya merkezimizin nasıl daha önceleri de sular altın-
da kaldığını da... Günümüz iktidar erkinin sözcüleri va-
limiz, belediye başkanımız metrekareye çok kısa zamanda
düşen büyük yağış miktarından kapı açıyorlar, yapılmış
dere yatakları ıslah çalışmaları ile savunmalarını sürdü-
rüyorlar. Tamam da iktidar erkinin övünç kaynağı Ba-
şakşehir, en yeni yerleşim merkezlerinden biri, neden bu
halde? Deniz kıyısında bile su denize kavuşamayıp ev-
leri yıkıyor; yüzlerce, binlerce aracın yanında dev ağır-
lıklı fabrika, inşaat malzemelerini sürüklüyor?
Uzmanların yanıtları çok net, basit, yalın... Metreka-
reye yağan suyu emecek toprak yok. Islah edilmiş de-
reyatakları, yeşil alansız betonlaşma yığınları, karayol-
ları, suyu emecek tüm altyapıları ile bu suyu çekeme-
yince, hızla etrafa püskürtme görevi yapıyorlar. Birkaç
dakikalık yağışta dereyatakları çevresi, beton yığını ken-
tleşme alanları, anacaddeleri sel alanlarına dönüşmüş
oluyor. Çarpık kentleşme, sanayileşme yeraltı sularını
hızla tüketip çökmelere yol açınca, işte Trakya’da ya-
şananın benzeri, doğanın başkaldırısı, isyanı, sel fale-
ketleri yaşanıyor... Sel, deprem gibi, hesabını sorama-
sak da rüşvetin belgesi oluyor...
Makineciler 50
milyar dolarlık
ihracata hazır
Ekonomi Servisi - Makine Tanõtõm
Grubu Eşbaşkanõ Adnan Dalgakı-
ran, Türk makinecileri olarak dõş pa-
zarlarda güçlü bir biçimde rekabet et-
melerini sağlayacak Ar-Ge deste-
ğiyle 50 milyar dolarlõk ihracata ha-
zõr olduklarõnõ söyledi.
Türkiye’nin teknoloji üretme nokta-
sõndaki eksikliğinin krizde kendilerini
etkilediğini net bir şekilde gördükle-
rini ifade eden Dalgakõran, “Avru-
pa’nın 6. büyük makine üreticisi-
yiz. Türk makine sektörü, Türki-
ye’nin toplam ihracatından yakla-
şık yüzde 10 pay almakta ve bu pa-
yı her geçen yıl artmaktadır” dedi.
Makine sektörünün 24 milyar dolar-
lõk ithalat ve 11 milyar dolarlõk ihra-
cat yaptõğõnõ anlatan Dalgakõran, “24
milyar dolarlık ithalatın yüzde
70’ini bu ülkede ürettiğimiz halde
ithal ediyoruz. AB ülkelerinin üret-
tiği makine değeri 800 milyar do-
lardır. AB ülkelerinde 25 bin üre-
tici var. Biz 25 milyar dolarlık
üretimi 20 bin üreticiyle yapıyoruz”
şeklinde konuştu.
Dalgakõran, Türkiye’de teknoloji üre-
timinin stratejik bir temele oturtul-
masõ, Ar-Ge konusundaki teşvik ve
desteklerin ileri boyutlara taşõnmasõ,
Türkiye’nin Patagonya olmaktan çõ-
karõlmasõ ve Türkiye’ye giren ithal
ürünlerle ilgili ciddi bir standardi-
zasyon mekanizmasõ kurulmasõ ge-
rektiğini söyledi.
Rusya ihracatında hedef büyüdü
Hazõr giyimci, ruble ile ticaretten
umutlu. İTKİB Başkanõ Tanrõverdi,
kõsa sürede 5 milyar dolarlõk
ihracatõ yakalayacaklarõnõ söylerken
Garanti Bankasõ, dört yõlda toplam
1.35 milyar rublelik para transferine
aracõlõk ettiğini açõkladõ.
MOSKOVA (Cumhuriyet) - Rusya
Başbakanõ Vladimir Putin’in Türkiye zi-
yareti hem gerilen ilişkileri yumuşattõ hem
de iki ülke arasõndaki ticarerin ruble ile ya-
põlmasõna imkân verdi. Bu kapsamda Mos-
kova’ya çõkarma yapan İstanbul Tekstil ve
Konfeksiyon İhracatçõ Birlikleri (İTKİB),
bu ülkeye beş yõl içinde 5 milyar dolarlõk
bir ihracat hedefi koydu. Şu anda iki ülke
arasõnda hazõr giyim sektöründe 260 mil-
yon dolarlõk bir ticaret hacminin olduğu-
nu söyleyen İTKİB Başkanõ Hikmet Tan-
rıverdi, ruble ile ticaretin başlamasõnõn ar-
dõndan bu hedefe kõsa sürede ulaşacakla-
rõnõ belirtti.
Gelinen noktayõ ‘tarihi bir başarı’ di-
ye nitelendiren İTKİB Başkanõ Hikmet
Tanrõverdi, daha yüksek bir ticari hacmin
yakalanabilmesi için Türk ve Rus işa-
damlarõnõn önünde hiçbir mazaretin kal-
madõğõna dikkat çekti. Krizle birlikte Rus-
ya’ya yapõlan tekstil ticaretinin yüzde 51
düştüğünü ifade eden Tanrõverdi, rubleye
geçişle birlikte 2010’u büyük bir sõçrama
dönemi olarak gördüklerini kaydetti. Tan-
rõverdi, “Kriz çıktığı zaman Ruslardan
yaklaşık 1.3 milyar dolarımızı tahsil
edemedik. Bize, yeterli miktarda do-
lar rezervine sahip olmadıklarını ifa-
de ettiler. Bunun yanında rubleyi de
dolara çevirmenin zor olduğu dile
getirildi. Ancak biz, kendi paralarıy-
la ödeme yapmalarında bir sakınca ol-
madığını dile getirdik. Sonuçta devlet er-
kânımızın girişimi sonucunda buna im-
kân verildi. Artık Ruslar Türk mallarını
ruble ile direkt alabilecekler” dedi.
İTKİB Başkanlığında Rubleyle ticareti yaygınlaştırmak için başlatılan kampanyayla 5 bin şirkete ‘Rub-
le kabul ediyorum’ afişleri asılacak. Kampanya ile Çin’e kaptırılan şirketlerin kazanılması amaçlanıyor.
Ruble ile teminat da verilebilecek
R
uble kullanõmõ Türkiye ile Rusya arasõnda-
ki turizm sektörüne büyük bir canlõlõk geti-
recek. Buradan Türk ekonomisine 2.5 mil-
yar dolar girdi sağlamasõ bekenirken Rub-
le kullanõmõn artmasõnõn ardõn-
dan Romanya ve Polonya’nõn
para birimleriyle de Türki-
ye’de ticaret yapõlmasõ için
girişimlere hõz verilecek.
Garanti Bankasõ başta
olmak üzere 5 büyük ban-
ka ruble için tüm altyapõ-
larõnõ oluşturdu.
Garanti Bankasõ Ko-
ordinatörü İlker Yavaş,
bankanõn tüm şubelerinin
rubleyi otomatik olarak ta-
nõğõnõ ve ticari işlemlerin
rahatlõkla yapõlabildiğini kay-
detti. Bundan sonra ruble üze-
rinde teminat mektubu da kabul edildiğinin altõnõ çi-
zen Yavaş, yabancõ yatõrõmcõlarõn rahatlõkla ticaret ya-
pabilmeleri için de bankalarõndan rahatlõkla hesap aça-
bileceklerine dikkat çekti.
Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı ise
gümrüklerde yeni sorunlarla karşõlaşõlmamasõ için işa-
damlarõnõn kendileriyle sürekli diyalog içinde olma-
sõnõ istedi.
İTKİB bünyesinde faaliyet gösteren 33 firma,
Moskova’da Collection Premiere Moscow (CPM) fua-
rõna katõldõ. 6-9 Eylül’de devam eden fuar kapsamõnda,
bayan dõş giyim, erkek giyim, çocuk giyim, iç giyim,
aksesuvar gibi alanlarda stant açtõlar.
Fuara, Avusturya, Beyaz Rusya, Belçika, Brezilya,
Bulgaristan, Kanada, Çin, Hõrvatistan, Çek Cumhu-
riyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Al-
manya, Yunanistan, Hindistan, İrlanda, İtalya, Hol-
landa, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Sõrbistan,
Slovenya, İspanya, İsviçre, Türkiye, İngiltere ve
ABD’den yüzlerce firma katõldõ.
Türkiye ile Rusya arasõndaki 260 milyon dolarlõk ticaret hacminin artmasõ bekleniyor
Yabancõ sermayenin hoşnutsuzluğu
konusundaki ilk önemli sinyal ünlü Financial
Times’õn dünkü sayõsõnda yer aldõ. Gazete
ceza hakkõnda “Ülkenin yabancõ yatõrõmcõlar
arasõndaki imajõnõ zedeleyebilecek siyasi müdahaleye
ilişkin soru işaretlerini de yaratõyor” diye yazdõ.
Doğan Grubu’nu da üstü kapalõ eleştiren
CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, “Bu bir
rejim sorunudur” diyerek medya
kuruluşlarõnõ kendi aralarõndaki tartõşmalarõ bir
kenara bõrakarak bu uygulamaya karşõ tepki
göstermeye çağõrdõ.
CHP Genel Saymanõ Mustafa Özyürek de 3
milyar 755 milyon liralõk vergi cezasõnõn,
Maliye Bakanlõğõ’nõn tebliğ ve
muktezalarõna uygun yapõlan işlerde ceza
kesilemeyeceği yönündeki yasalarda yer alan açõk
hükme aykõrõ olduğunu dile getirdi.
BAYKAL: BU BİR SİNDİRME POLİTİKASIDIR
Doğan Yayõn Holding, Maliye Bakanlõğõ’nõn cezaya konu grup şirketlerini
“işleyen rutin sürecin parçasõ olarak” tarhiyat öncesi uzlaşmaya davet
ettiğini açõkladõ. Doğan Yayõn’dan yapõlan açõklamada
doğrudan ve dolaylõ bağlõ ortaklõklarõ Doğan TV Holding
AŞ, D Yapõm Reklamcõlõk ve Dağõtõm AŞ, Doğan
Prodüksiyon Hizmetleri AŞ ile Alp Görsel İletişim
Hizmetleri AŞ’nin 2005, 2006 ve 2007 hesap dönemlerine
ait vergi inceleme raporlarõ ile ilgili olarak, söz konusu
Vergi İnceleme Raporlarõ’nda yer alan tüm iddialara
karşõ, uzlaşma dahil, her türlü yasal hakkõn adõ geçen bağlõ ortaklõklar
tarafõndan kullanõlacağõnõn daha önce kamuya açõklandõğõ hatõrlatõldõ.
UZLAŞMAYA
DAVET
ETTİ
FT: DOĞAN GRUBU’NA GÜÇLÜ BİR DARBEDİR