18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
ortaya çıku, evren anlayışında ve toplumların gelişme doğrusu veya dinamiğinde yeni bir dönem başladı. Bu karmaşıklık/kaos kuramı, doğrusal olmayan, yani evrendeki ve toplurndaki olayların mutlaka deterministik neden- sonuç ilişkisine indirgeıımezliğini günde- me getirdi. Karmaşık süreçler, özellikle "olayların" başlangıç koşullarının biline- mediği durumlarda, geçerli. Marx, dönemine uygun anlayış gereği, toplumların gelişmesinde doğrusal bir gelişme yapısı öngörmüştü. 'Kapitalizmi mutlaka sınıfsız toplum izleyecek' gibi... Oysa, sosyal dinamiklerin tcmel unsurla- rı ve bileşenleri hem değişebiliyor hem de yer değiştiriyor veya önemini yitirebi- liyor. Örneğin 1850'lerin işçi sınıfı, gerçek- ten "zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan" ve ayrıca üretimde temel toplum değer yaratıcı, temel artı değer yaratıcı sınıftı. Marx, bu iki önemli dina- mikten hareket etti. Ayrıca tarihsel ma- teryalizmin toplumların klasik gelişme modeli bakışınca da, kapitalizmi sınıfsız toplumun izleyeceğini, izlemesi gereğini öne sürdü. Toplumsal süreçler uzun solukludur ve dinamikleri değişir. Bu karmaşık gelişme "yasası"na uygundur. İki şey değişti, bir, işçi sınıfı "zincirlerinden başka kaybede- cek sınıf" olmaktan çıktı. Bugün kaybe- decek çok şeyleri var! Dolayısıyla, Marx'ın atfettiği "devrimci-değiştirici" niteliğini, merkez ve çevre kapitalist ül- kelerde en azından, yitirdi. Ikinci bir gelişme oldu: Değer yaratıcı yeni bir sınıf gelişti: Bilgi Toplumu güçle- ri! Bu "sınıf" ekonomiyi ve sosyal geliş- meleri belirleyen, bilimsel teknolojik devrimi yaratan ve bugün Bilgi Toplumu ve Bilgi Ekonomisi'nin motoru olan güç- ler... Marx, o zamanlar patronların bilime, bilgiye sıfır harcama yaptıklarını söylü- yordu; bugün ise bilime ve bilgiye yatı- rım yapmayan hiçbir patron ayakta kala- maz; "para" da sermaye olamaz... Bütün bu değişimler, dünyayı yeniden kavrama- mız gereğini göstermekte... Kitap, bu yolda bir çabadır sadece. HEP DAHA İYİİÇİN' •Jacques Derrida. Marx'ın mirasmdan bugün en çok ihtiyaç olanm "sosyal clcşti- ri. köktenci clcştiri anlayışı" olduğunu be- lirtiyor... Çüııkü dcdiği gibi dünya iyiyc gitmiyor... - Bütün sistemlere, iktidarlara, düzenle- re karşı daha iyiyi arayış için sürekli eleşti- rel duruşu, insanlığın bir kesimi hiçbir za- man elden bırakmayacaklardır. Hep "da- ha iyi" için başkaldınya hazır oknak. İn- sanlığın umudunu ayakta tutacak olan bu düşüncedir. Marx, geleceğe bu en büyük mirası bıraktı! Düşüncenin gücü, hele gü- nümüzde daha arttı. Düşünce ve bilgi, toplumların en büyük gelişme ve değişme mekanizmalannın kurucularıdır* Bilgi Toplumu'nun yaratılmasında bunıı görü- yoruz. Şimdi bu güç, daha üst düzeyde ve politik bir dil olarak, daha iyi bir toplum için uygulamalara uyarlanmayı bekliyor! Dünyanın iyiye gitmediği konusuna ge- lince. Bu genel durıunun nitelcndirilmesi- dir. Baktığımızda yoksulluğun yaygınlaş- ması ve küresel kırılganlık, tüketim eko- nomisi, bu kötümserliğin haklı dayanakla- rıdır. Ancak bütün bunlar aslında sanayi toplumu ekonomi ve politikalarının bir ürünü, sonucudur! Bu sonuç, yerkürenin kırılganlığı noktasında, bazı iklimbilimci- lere göre, geri döndürülemez felaketlere yol açabüir. Bilgi toplumu ve ekonomisi, bilim ve bilgi toplumu güçleri, bu kötüye gidişi nasıl hızla geriye döndürebilir, insanlığı tüketimin çıplak, sıradan ve aptal bir ara- cı durumundan kurtarabilir, geniş kitlele- re gelecek, etik, insanlık, adalet, toplum ve yerküre ile dayanışma gibi daha iyi bir geleceğin kapılannı açacak düşüncelerin içine çekebiHr... Işte temel sorunumuz buralarda... - Soldaki bunahmın temelinde stnıfsal çelişki/çatışmalann yoğunluğunun düşük düzeyde seyretmesi olduğunu bclirtiyor- sıımız kitapta... Kapitalist toplumda sınıf çatışmalarmm larkh alt temalarda çeşit- lendiğini de irdeleyerek... "Bilgi Toplu- mu Sınıfı" nasıl bir öncrmede bulunabi- lir? - Düzenle çatışmalar, klasik işçi sınıfı- kapitalist (emek-sermaye) çatışmasını aş- mıştır. Düzenle sorunu olan çok sayıda "tabaka"lar, gruplar, giiçler ortaya çıkmış- tır. Bunların bir kısmı, "emek-sermaye çe- lişkisi" kökenli hiç değildir ve emek-ser- maye çatışmasını bile gölgede bırakmak- tadır... Dünya sosyal forunı hareketi, ekonomi- de daha iyi bir yer elde etmeye yönelik ni- teliğiyle, gelişmiş ülkelerin pazan ve sö- mürü aracı olmaktan kurtulmayı amaçla- yan ulusal ve/veya uluslararası dayanışma hareketidir örneğin. Kadınların düzenle çatışması, daha da örgüdü olarak şiddet- lenmelidir! Hele ülkemizde! Gençlik, he- nüz dayanışmasızdır. lşsiz gençleri düşü- nün! Ancak, örgütlenme, dayanışma ve mü- cadcle, geniş kitlelerin büyük desteğini alacak yeni bir içerikle, yeni ve geleceğe yönelik sloganlarla yürütülmelidir! Bugün gördüğümüz ise, tamamen "eski slogan" ve içeriklerle yürütülmeye çalışıldığıdır. "Sanayi toplumu" mücadele anlayışı sür- dürülmektedir. Bu nasıl aşılacaktır, şimdi- lik bir umut görmekte zorlanıyorum. Bilgi toplumunun yeni güçleri, geleceği kuruyor, geleceğin nasıl olduğunu ve ola- cağını ise tam bilmiyoruz. Ancak kavram- sal olarak nasıl olması gerektiği konusun- da düşüncelerimiz var sadece. - Nco liberal sermaycnin neredeyse devleti bile özelleştirdiği bir döncmde, ya- şanan küresel ekonomik kriz nıalum. Dcvletin rolünün güçlü döniisü mü söz konusu? - Neoliberal saldırı veya düzen, iflas ct- miştir. Kriz öncesi dönem olmayacaktır. Öyle görülüyor ki, sermaycye daha kural- lar getirilecektir. Sermayenin yönetiminde de, yer yer, daha sorumlu, yerküre ve sür- dürülebilir bir toplum ve yaşama ilişkin, olumlu çekirdek düşünceler belirmekte- dir. Devletin rolü yeniden geri dönmüştür. Düzenleyici ve yönetici güç olmadan, ser- mayenin saldırganlığını dizginleyemezsi- niz. Sanayi çağının alışıldık emperyalist politikalan, yakın gelecekte kendisine çok daha az yer bulabilecektir. -f ' Gelişmiş ülkelerde ana politikalaajj- hepsi, toplumda çalışan, üreten güçlerin bilimsel, tekniM ve sosyal niteliğini hızla en üst düzeye çıkarmaya yönelmiştir. Çünkü rekabet üstünlüğü, daha çok refah ve zenginlik, çalışanmızm bilgi, yaratıcı ve sentezleyici gücüne endekslenmektedir. Dünyada mudaka, bilim ve bilgi ve tek- noloji bakımından "üretici ve yaratıa." olarak yer almak zorundasınız. Almazsa- nız, alanlannpazar sömürgesi olmakj kuıtulamazsınız. Bu da Türkiye'nin | bütün lslam ülkelerinin başlıca sor dur! Bilgi Toplumu Sınıfi, Dünya ve tktidar Sorunu aslında bu gelişmeye de işaret eder niteliktedir. • •[email protected]. tr Bilgi Toplumu Sınıfı, Dünya ve Ik- tidar Sorunu/ Orhan Bursah/ Türkiye Bilimlcr Akademisi /140 s. AYKIRI BİR KONU FARKLI BİR ROMAN M ySTAFASAMSUMU * 2S8 sf. Temmuz 2009 a Duyduğum silah sesleri demek ki KadrVnin infazıymış..." 12 Eylül öncesi ve sonrası üniversite gençliğinin içine düştüğü bunalım, karşıt görüşlüler arasındaki sokak çatışmaları, koşulsuz dostluklar, ihanet, öç ve sonrasında günümüze kadar uzayan bir vicdan azabının öyküsü. MUSTAFA SAMSUNLU ve tüm seçkin kitabevlerinde... tel: 0212 528 89 46 faks:"0212 528 89 16 [email protected] www.astreakitap.com fistrefi C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AYI 1 0 1 5 S AYFA 1 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle