Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÖRÜŞ
ATİLLA ÖZSEVER
Emek Cephesini Örme Zamanı
TEKEL işçisinin direnişi 10.
gününe ulaştı. İşçileri ne biber
gazı, ne basınçlı su ne de
soğuk hava durdurabildi. Tütün
emekçisinin kararlı mücadelesi
sürüyor. Bu direniş, AKP’nin
“demokrat” maskesini de
düşürdü, gerçek demokrasi
mücadelesinin emek hareketi
üzerinden yapılabileceğini
gösterdi. “Sınıf mınıf kalmadı,
çalışanlar nitelik değiştirdi”
diyen liberallere de iyi bir cevap
oldu. Türk emekçisi, Kürt
emekçisi, türbanlısı esas
mücadelenin emek ekseni
üzerinden, birlikte ve sınıf
kimliği ile yapabileceğini
ortaya koydu.
İşçilere geniş bir destek
verildi ama ne yazık ki Türk-İş
yönetimi işi biraz ağırdan aldı.
İstanbul’da genel merkezi
bulunan 9 sendika, geçen hafta
yazılı bir başvuru yaparak Türk-
İş Başkanlar Kurulu’nun bir an
önce toplanmasını istedi.
Başkanlar Kurulu, TEKEL
direnişinin ancak 9. günü
toplanabildi. Türk-İş Başkanlar
Kurulu, en son toplantısını da
bundan 9 ay önce 8 Nisan
2009’da yapmıştı. Türk-İş Ana
Tüzüğü’ne göre Başkanlar
Kurulu’nun üç ayda bir
yapılması lazım, kaldı ki
olağanüstü hallerde bu süreyi
de beklemesine gerek yok.
Türk-İş yönetimi böyle bir tavır
içersindeyken demiryolları
çalışanları, 25 Kasım eylemi
nedeniyle görevden alınan 16
makinist için hemen 26 saat
süreyle iş bıraktı.
Ülkemizde emek hareketi
açısından ortak bir mücadele
için koşulların hazır olduğu
gözüküyor. DİSK, KESK,
TMMOB, TTB gibi emek ve
meslek örgütleri TEKEL işçisine
büyük bir destek veriyor ve
ortak mücadele için çağrı
yapıyor. Emeğe topyekûn bir
saldırı söz konusu. Sosyal
güvenlik haklarının kısıtlanması,
işten çıkarmalar,
özelleştirmeler, TEKEL’de
olduğu gibi fabrika kapatmalar
ve ardından da sırada “kiralık
işçi” uygulamasıyla “modern
köleliğe” yol açacak özel
istihdam büroları, kıdem
tazminatının tasfiyesi ve
sendikal örgütlenmeye yeni
sınırlama getirecek yasalar var.
İşte bu koşullarda TEKEL
işçisi, hem emekçilere, hem de
muhalefet partilerine yol
gösterecek bir direnişe başladı.
Ağır işleyen sendikal
bürokrasiyi harekete geçirdi,
mücadelenin nasıl verilmesi
gerektiğini gösterdi. Bu yazının
yazıldığı sırada Türk-İş
Başkanlar Kurulu henüz
toplanmamıştı. Türk-İş’in
alacağı karar önemli, ancak bu
karar mücadelenin önünü
kesen değil, birleşik bir
mücadeleyi öngören ve tüm
emek güçlerinin birlikte
hareketini sağlayan bir karar
olmalıdır.
AKP hükümeti, TEKEL
direnişinin toplumsal bir
muhalefete yol açmasından
endişe duymaktadır.
Endişesinde haksız değildir.
Artık bir emek cephesinin
oluşturulması zamanıdır. Emek
güçlerinin böyle bir
mücadeleye öncülük etmesi,
toplumsal muhalefeti derleyip
toparlayabilir ve siyasal
sonuçlara yol açabilir, seçimler
sonucunda da AKP iktidardan
düşebilir. Aksi halde sendikal
bürokrasinin uzlaşmacı ve
teslimiyetçi tavrı, emek
hareketinin mücadelesini bir
süre engelleyebilir ama
kendisinin de tasfiyesini getirir.
atillaozsever@ttmail.com
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Tepkilerden
Geçilmiyor...
Özelleştirmeler sonucu işlerini kay-
betme tehlikesi ile karşõ karşõya kalan,
bir dizi hak kaybõna uğrayan TEKEL
işçilerinin Ankara’daki eylemi 10’un-
cu gününe ulaştõ. Biber gazõ, tazyik-
li su, kötü hava koşullarõna karşõn iş-
çiler hak arayõşlarõnõ sürdürüyor.
Toplumun büyük bir kesiminden de
destek gören bu eylemlerde dün tüm
gözler, TEKEL işçisinin bu direnişini
ele alacak Türk-İş Başkanlar Kurulu
toplantõsõna çevrildi. Dõşarda işçilerin
“Şalter inecek bu iş bitecek” slo-
ganlarõ eşliğinde ve genel grev bek-
lentilerinin yoğunlaştõğõ bir ortamda,
saatlerce süren toplantõnõn ardõndan
Tek Gõda-İş’in de bağlõ olduğu Türk-
İş’ten taksit taksit destek çõktõ.
Başta TEKEL olmak üzere ülkede
yaşanan olumsuzluklarõn giderilmesi
amacõyla sürekli eylem kararõ
alan Türk-İş Başkanlar Ku-
rulu’nun kararlarõ şöyle:
? 25 Aralõk 2009 Cuma “TEKEL
işçileri ile dayanışmak için eylem gü-
nü” ilan etmiştir. Türk-İş’e bağlõ sen-
dikalara üye işçiler 25 Aralõk’ta bir sa-
at geç işbaşõ yaparak çalõşmama hak-
kõnõ kullanacak ve tüm illerde iş çõkõ-
şõnda AKP binalarõ önünde kitlesel ba-
sõn toplantõlarõ düzenlenecek.
? Bu eylem, dört hafta her cuma gü-
nü birer saat arttõrõlarak sürdürülecek.
? 28 Aralõk’ta Türk-İş’e bağlõ sen-
dikalarõn tüm merkez ve şube pro-
fosyonel yöneticileri Ankara Güven
Park’ta buluşacak, topluca TBMM’ye
gidilecek ve TBMM’de grubu olan si-
yasi partiler ziyaret edilecek.
? 30 Aralõk’ta Türk-İş Başkanlar
Kurulu toplanacak ve daha sonra iz-
lenecek yol haritasõnõ belirleyecek.
Bundan böyle Türk-İş Başkanlar
Kurulu her çarşamba günü toplanarak
durum değerlendirmesi yapacak ve ye-
ni eylem türleri ile takvimini belirle-
yecek. Kurul, yapacağõ eylemlerde tüm
emek ve meslek örgütlerine destek
çağrõsõnda da bulundu.
AKP’ye sert uyarı
Başkanlar Kurulu tarafõndan yapõ-
lan açõklamada, hükümetin, çalõşan-
larõn hak ve taleplerine duyarsõz dav-
randõğõ dile getirilerek çalõşma yaşa-
mõna ilişkin yaşanan tüm sorunlarõn so-
rumlusu olarak hükümetin görüldüğü
dile getirildi.
Türk-İş topluluğunun, hak arama
mücadelesinde demokratik her türlü
hakkõnõ kullanacağõ, ancak yaratõl-
mak istenen bu çatõşma ortamõnõn
sebebi ve tarafõ olmayacağõna vurgu
yapõlan açõklamada, niçin seslerini
yükseltecekleri de şöyle özetlendi:
? Başbakan Tayyip Erdoğan, TE-
KEL işçilerine ilişkin “yatarak para
kazanıyorlar” söylemini tekrarla-
masõnõ, TEKEL işçilerini provokatif
davranõş içinde göstermesini, 15 Ara-
lõk’tan bu yana Ankara’da ekmek pa-
rasõ için mücadele veren TEKEL iş-
çilerinin taleplerine duyarsõz kaldõ.
? Türk-İş Genel Sekreteri Musta-
fa Türkel’in gözaltõna alõnmasõ.
? TEKEL ve itfaiye işçilerine ses-
lerini duyurmak için yaptõklarõ ey-
lemlerde güvenlik güçlerince orantõ-
sõz güç kullanõldõ.
? Kamuoyunda “kiralık işçilik”
olarak bilinen ve özel istihdam büro-
larõna işçileri kiralama yetkisi veren
düzenleme gündemde tutuldu.
? TEKEL işçileri ile Taşucu Kâğõt
İşletmesi’nde çalõşan işçilerin özlük
haklarõ için, itfaiye işçilerinin işsiz-
leştirmeye karşõ, şeker işçilerinin özel-
leştirmeye karşõ verdiği mücadele ile
diğer tüm işçilerin çeşitli alanlarda ver-
dikleri mücadele Türk-İş’in mücade-
lesi olarak görülüyor.
? İşçilerin özlük haklarõnõ yok eden
4-C uygulamasõna son verilmeli.
? Türk-İş, hükümet talimatõyla as-
gari ücret yerine “sefalet ücretinin”
belirleneceği bu günden belli olan As-
gari Ücret Tespit Komisyonu toplan-
tõlarõna katõlmayacak.
Tüm gözlerin çevrildiği Türk-İş Başkanlar Kurulu’ndan TEKEL
işçisine haftada bir gün bir saat iş bõrakma desteği çõktõ. Kurul, 25
Aralõk’ta başlamak üzere her cuma bir saat uzatarak eylemi sürdürecek.
28-30 Aralõk’ta da Türk-İş yöneticileri eylem nöbeti tutacak.
E
ğitim ve araştõrmalarõn-
da insan onuruna yaraşõr
bir çalõşma yaşamõ ile is-
tihdam hakkõnõ temel ilke
edinen üniversitelerin Ça-
lõşma Ekonomisi ve En-
düstri İlişkileri bölümle-
rinin öğretim üyeleri,
çalõşma hayatõna ilişkin
son gelişmelerden endi-
şe duyduklarõnõ dile ge-
tirerek hükümeti hak
arayan işçiye karşõ daha
tahammüllü olmaya ve
çalõşmaya, yasalarõna
uymaya çağõrdõ.
Kocaeli Üniversitesi
Bölüm Başkanõ Prof.
Dr. Ahmet Makal, Anadolu Üniver-
sitesi Bölüm Başkanõ Prof. Dr. Ufuk
Aydın, Akdeniz Üniversitesi Bölüm
Başkanõ Prof. Dr. Nergis Mütevelli-
oğlu, Pamukkale Üniversitesi Bölüm
Başkanõ Doç. Dr. Oğuz Karadeniz ve
Balõkesir Üniversitesi Bölüm Başka-
nõ Doç. Dr. Serap Palaz’õn da yer adõ-
ğõ 60 civarõnda öğretim üyesi, kaleme
aldõklarõ bildiride “Hak arayan TE-
KEL işçilerine ve itfaiyecilere gü-
venlik kuvvetlerinin ölçüsüz mü-
dahalesi, toplusözleşme ve grev hak-
ları için mücadele eden demiryolu
çalışanlarına yönelik baskılar, bu ta-
hammülsüzlüğün örnekleridir. Ter-
sanelerden ve maden ocaklarından
gelen iş kazası ve ölüm haberleri,
işiyle birlikte umudunu kaybeden in-
sanların kendilerinin ve aile yakın-
larının canına kıymasına kadar uza-
nan gelişmeler, emeğe yönelik ka-
yıtsızlığın sosyal ve sendikal hakla-
rın yanı sıra yaşam hakkını da kap-
sayan ihlallere kadar uzanan acı so-
nuçlarıdır” dedi.
Hükümeti, işçiler ile kamu görevli-
lerinin sendika, toplu pazarlõk ve grev
haklarõnõn eksiksiz olarak kullanõl-
masõ için gerekli önlemleri almaya; ça-
lõşma yaşamõnõ Uluslararasõ Çalõşma
Örgütü’nün, Birleşmiş Milletler’in ve
Avrupa Konseyi’nin anayasanõn 90.
maddesine göre “ulusalüstü” nitelik
taşõyan sözleşmelerine uygun hale ge-
tirmeye; İnsan Haklarõ Avrupa Mah-
kemesi’nin sendika, toplusözleşme,
grev ve toplu eylem haklarõ konusun-
daki kararlarõna uygun davranmaya ve
aralarõnda iş denetiminin de bulundu-
ğu önlemlerin titiz bir biçimde haya-
ta geçirilmesini sağlamaya çağõran
akedemisyenler, muhalefet partileri
ile sivil toplum kuruluşlarõnõ ve ka-
muoyunu ise çalõşanlarõn hak arama ça-
balarõna daha duyarlõ davranmaya ve
bu konuda etkin girişimlerde bulun-
maya davet etti.
Hak arayan işçiye tahammülü olmayan AKP’yi, çalõşma
yasalarõna ve ILO sözleşmelerine uymaya çağõrdõlar.
TCDD emekçileri
görevlerine dönüyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Türk
Ulaşõm-Sen ve Birleşik
Taşõmacõlõk Sendika-
sõ’ndan (BTS) yapõlan
ortak açõklamada, 25
Kasõm’da açõğa alõnan
demiryolu çalõşanlarõn-
dan 14’ünün görevleri-
ne iade edildiği belirti-
lerek “15 Aralık eyle-
minin ardından açığa
alınan 30 arkadaşı-
mızla ilgili soruştur-
ma işlemleri sürdü-
rülmekte olup, 24 Ara-
lık’a kadar bu arka-
daşlarımızın da göreve
iadeleri beklenmekte-
dir” denildi.
Türk Ulaşõm-Sen ve
BTS dün yaptõklarõ ya-
zõlõ açõklamada Türkiye
genelinde memurlarõn
25 Kasõm’da gerçekleş-
tirdiği uyarõ grevinin ar-
dõndan TCDD yöneti-
minin, 16 personeli açõ-
ğa aldõğõ anõmsatõldõ.
TCDD’nin açõğa alma
işlemini durdurmasõ için
15 Aralõk’ta yapõlan 1
günlük uyarõ grevinin
ardõndan da 30 perso-
nelin daha açõğa alõndõ-
ğõ kaydedilen açõkla-
mada, şöyle denildi:
“Türk Ulaşım-Sen
ve BTS Genel Merkez
yetkililerinin, TCDD
yönetimi ile yapmış ol-
duğu görüşmeler neti-
cesinde, 19 Aralık’ta 6
arkadaşımız, 21 Ara-
lık’ta ise 8 arkadaşımız
görevine iade edilmiş,
böylece 25 Kasım’da
açığa alınanlardan so-
ruşturması tamamla-
nan 14 arkadaşımız
görevlerine iade edil-
miştir.”
Kalan 2 çalõşanõn da
ifadelerini vermelerinin
ardõndan görevlerine ia-
de edilmelerinin bek-
lendiği belirtilen açõk-
lamada, 15 Aralõk’ta ya-
põlan eylemin ardõndan
açõğa alõnan 30 çalõşan-
la ilgili soruşturma iş-
lemlerinin sürdüğü, ifa-
de işlemlerinin tamam-
lanmasõnõn ardõndan bu
çalõşanlarõn da 24 Ara-
lõk tarihine kadar gö-
revlerine dönmelerinin
beklendiği bildirildi.
İki eylem, 16 gözaltıİstanbul Haber Servisi - İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlõ
Bimtaş’ta görevli itfaiye personeli,
İBB’nin itfaiye hizmetlerini özelleştir-
mesini dün Boğaziçi Köprüsü ve İstiklal
Caddesi’nde düzenledikleri iki ayrõ ey-
lemle protesto etti. Boğaziçi Köprü-
sü’nü yaklaşõk 10 dakika trafiğe kapatan
16 iftaiyeci ise polis tarafõndan
gözaltõna alõndõ.
Geçen hafta düzenledikleri
eylem sõrasõnda polisin tazyik-
li su ve biber gazlõ müdahalesine
mağruz kalan itfaiyeciler dün yi-
ne meydanlardaydõ. Anadolu
Yakasõ’ndan Boğaziçi Köprü-
sü’ne itfaiye araçlarõyla gelen itfaiyeci-
ler, ellerinde tuttuklarõ ekmeklerle birlikte
asfalta yattõlar. Yaklaşõk 10 dakika süren
eylemin ardõndan gruba müdahale eden
polis, eylemcileri gözaltõna alarak Çen-
gelköy Polis Merkezi’ne götürdü. Tak-
sim Tramvay Durağõ’nda toplanan Türk-
İş’e bağlõ Türkiye Belediyeler ve Genel
Hizmetler İşçileri Sendikasõ (Belediye-
İş) üyesi iftaiyeciler ise “Yangında can
kayıpları artacak. Sorumluluk Kadir
Topbaş’ın olacak”,“Beraber yürüme-
dik mi biz bu yollarda Sayın Başba-
kanım”,“Küçük hırsız el feneri kulla-
nır, büyük hırsız deniz feneri” yazõlõ
pankart ve dövizler açtõ.
Aralarõnda “TEKEL’de, Demiryol-
ları’nda, İtfaiye’de İşçiler Kazana-
cak” yazõlõ pankart taşõyan Türkiye Ko-
minist Partisi üyelerinin de bulunduğu
grup, daha sonra Galatasaray Meydanõ’na
doğru yürüyüşe geçti.
Deniz Feneri tepkisi
Eski Kültür Bakanõ Ercan Karakaş,
CHP İstanbul İl Başkan Yardõmcõsõ Mu-
harrem Kılıç, Saadet Partisi İstanbul İl
Başkanõ Erol Erdoğan ve SP’nin İBB
başkan adayõ Prof. Dr. Mehmet Bekâ-
roğlu’nun da destek verdiği iftaiyeciler,
basõn açõklamasõ yapan Belediye-İş Sen-
dikasõ 5 No’lu Şube Başkanõ Nihat Al-
taş, itfaiye ihalesini kazanan şirketin
Deniz Feneri yolsuzluğunun kilit isimleri
Zekeriya Karaman ve İsmail Kara-
han’õn bağlantõlõ olmasõnõ
eleştirerek, “İBB yanlışın-
dan dönmezse 2010’dan
itibaren İstanbul’da çı-
kan yangınlar, adını yol-
suzluklarla, İBB’de aldı-
ğı şaibeli ihalelerle duyu-
ran ve itfaiyecilik konu-
sunda hiçbir deneyimi olmayan bir şir-
ket tarafından söndürülecektir” dedi.
Türk-İş İstanbul Bölge Temsilcisi Faruk
Büyükkucak da dün gerçekleşen Türk-
İş Başkanlar Kurulu toplantõsõndan “ge-
nel direniş” çağrõsõ çõkmasõnõ bekledik-
lerini belirterek “81 ilden Ankara’ya ha-
reket başlatacağız. Emekçinin gücünü
genel grev yaparak iktidara göstere-
ceğiz” dedi.
İtfaiyeciler, İBB’nin özelleştirme kararını Boğaziçi Köprüsü ve İstiklal Caddesi’nde düzenledikleri eylemlerle protesto etti.
Boğaz Köprüsü’nü 10 dakika trafiğe kapatan
işçiler gözaltõna alõnõrken Türk-İş İstanbul Bölge
Temsilcisi Büyükkucak, iktidara emekçinin gücünü
genel grevle göstereceklerini söyledi.
60 öğretim üyesi, işiyle birlikte umudunu da yitiren işçilere gösterilen tahammülsüzlüğe dikkat çekti
Akademisyenler AKP’yi kınadı
Kimin söylediğini hatırlamıyorum, dillerde
geçen şöyle bir deyiş vardır: “Kalkın ey ehli
vatan dediler, kalktık; baktık ki yerimize
başkaları oturmuş”.
Bana, günümüz Türkiyesi’ni özetleyen
tanımların başında yer alması gerekiyor gibi
geliyor.
Pek çok konuyu bu kapsamda irdeleyebiliriz
sanırım.
Bugünlük özelleştirmeler ve çalışanlara
yönelik uygulamalara değinmekle yetinelim.
Özelleştirme çabaları Turgut Özal’ın
başbakanlığı döneminde yoğunlaştı.
57’nci koalisyon hükümeti döneminde
çıkarılan yasalar ve kanun hükmünde
kararnamelerle yönlendirilmeye çalışıldı.
Konulan kurallar daha sonra değiştirildi. Ama
yapılanlar, hem özelleştirmeleri kolaylaştırmak
hem de yararlanacakların iktidara yakın
duranlar arasından seçilmesine olanak
sağlama yönünde oldu.
Planlar, programlar yapıldı. Özelleştirilecek
kurumlar arasında kamu bankaları da vardı.
Hükümet programlarında sözler verildi. Sonra
bakıldı ki kamu bankaları siyasal iktidarların
kolaylıkla kullanabilecekleri özel kasalara
benziyor.
Harcamaları yaptırıp, doğan açıkları “kamu
zararı” tanımına uydurdunuz mu hukuki
sorunlardan da kurtulunuluyor.
Oh... Ne âlâ memleket!
Sırada şeker fabrikaları var.
Sümerbank’ın kuruluşuyla tekstil alanında
başlatılan sanayileşme çabalarına konu olan
şeker sanayisi de Atatürk Türkiyesi’nin önemli
girişimlerinden biriydi.
Sümerbank’ı özelleştirerek fabrikalarını,
arsalarının değerinden bile çok düşük fiyatlara
peşkeş çekmek çok kolay oldu.
Benzer sonucu şimdi şeker fabrikaları için
reva görmeye çalışıyorlar.
Hem de işçilerinin işsizler ordusuna
katılması gibi sosyal yaraları iyice kaşıyacak
benzer örnekler ortada iken.
Otoyollar ve köprüler de sıraya konmuş
durumda.
Yabancıların tekelinden kurtarılarak
ulusallaştırılan TEKEL İdaresi’nin
özelleştirilmesinden çıkan sonuçları bugün
yaşıyoruz.
TEKEL çalışanlarının haklarını anımsatmak
ve aramak için Ankara’da yaptıkları eylemlere
yaklaşımında gösterilen hoşgörüsüzlüğü
televizyon ekranları sadece Türkiye’ye değil
dünyaya yansıtıyor.
Göstericilerin istekleri ise çalışmaları
sırasında elde ettikleri kazanılmış hakların
ellerinden alınmamasıyla sınırlı.
İtfaiyeciler ise İstanbul’da işlerini, dolayısıyla
ekmeklerini kaybetme tehlikesini önlemek için
direniş yapıyorlar.
Eczacıları birbirine kırdırma sonucunu
yaratacak tek yanlı uygulama da sürdürülmeye
çalışılıyor.
2009’u ne yazık ki hiç de iç açıcı olmayan
bir ortamda uğurlamaya çalışıyoruz.
Gelenin gideni aratmaması için ufukta hiçbir
önlem de görülmüyor.
oerinc@cumhuriyet.com.tr
7
(Fotoğraflar:UĞURDEMİR)
24 ARALIK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EMEK emek@cumhuriyet.com.tr
10.gününeulaşanTEKELeylemindeişçiler,“Şalterinecekbuişbitecek”dedi.Türk-İşuzundönemeyayõlanbirtakvimiseçti
Türk-İş’tensüreklieylemkararõ