Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2004 ÇARŞAMBA
HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
ls*anbul 7 Sinop 7 Adana
PB 6 Samsun
Kocaelı
8 Mersin Y 15
_Y 7 Trabzon Y 8 Diyarbakır Y
g anakkale PB 7 Giresun
PB 10 Ankara
_Y 7 Şanlıurfa
K 4 Mardın
fy/fanısa PB 8 Eskisehır K 3 Siirt
Aydın PB 10 Konya K 4 Hakkâri
Oenızli PB 9 Sıvas PB 0 Van
Zongüldak Y 6 Antalya PB 15 Kars
Parçalı bulutlu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
H Baştarafı 1. Sayfada
ns'ın meydanlarda ele alınmasının "yerel politikaya A'-
dan Z'ye faydası yok"muş.
Oysa demokratik ülkelerde ülke genelınde bir seçim,
iktidarla muhalefetin özellıkle ulusal sorunlan halk önün-
de tartışmasını sağlar ve halk, -Kıbns konusunda oldu-
ğu gibi- iktidann izlediği politikaları muhalefet ağzından
da dınleyerek olumlu-olumsuz bır yargıya varabilır.
RTE, yerel seçimleri beldelerin sorunlanna hapset-
mek ıstiyor.
Böylece, halka inen, halka malolmaya başlayan ver
kurtul politikasına daha geniş tepkilerin oluşmasını ön-
lemeye çalışıyor.
•••
Muhalefet partilerinln sert çıkışı, FîTE'yi yerel seçim-
lerde Kıbns sorununun meydanlara inmesini engelle-
meyeyöneltti.
Rumlara toprak verebileceğimizi söylemesi bir kısım
suskun muhalefeti harekete geçirdi. ömeğin AKP'nin la-
ik rejime yönelik girışımlennden fazla rahatsızlık duyma-
yan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar. "Kıbns'takitop-
raklar belediyelerin dağıttığı tahsısli arsalar değıl, kanla
alınmış topraklardır" dedi. MHP lıderi Deviet Bahçeli,
RTE'ye "nereyi, nasıl, niçin vereceksinız" diye sordu.
Kuşkusuz ağırtıklı ırdelemeler, DSP lideri Ecevit'ten ve
CHP lideri Baykal'dan geidı ve -iktidann duymayı ıste-
mediğı mü|deyı vereiim- 28 Mart'a kadar muhalefetin
eleştınsel çıkışlannın -giderek artan dozda- sürmesi bek-
lenıyor.
Sürmelidir de. Zira Kıbns konusunda gayet duyarlı
olan halkımız bu iktidann çözümsuzlük çözüm değildir,
bır adım önde sloganlan ve bugüne kadar çözüme gi-
dilmemesindeki sorumluluğu geçmiş iktidarlara yükle-
yerek yürüttüğü ver kurtul diye özetlenen sakat politika-
lan yeterince öğrenemedi.
Atinah ve adalı Rumlardan bir adım önde olmayı ön-
gören politikanın en çok karşı tarafın işıne yarayacağı-
nı, başımıza hangi sorunlan açacağını görüşmeler baş-
ladıktan sonra hep biriikte izleyeceğiz.lkide bir halktan
yetki aldığını öne sürerek efelenen RTE ve takımı, Kıb-
ns sorununun halk önünde bütün boyutlanyfa tartışılma-
sını neden ıstemıyor, halkın önünde halktan kaçırmaya
çalıştığı sorunun tartışılmasından neden korkuyor?
•••
Çankaya zirvesinde, MGK'de konuşulmayan, karara
bağlanmayan konulan, örneğin uzlaşma olsun olmasın
boşluklannı dolduran Annan'ın ısteği doğrultusunda bi-
çimlenen planın bu haliyle referanduma sunulması ko-
şulunu (Papandreu Annan'a koşullu yeşil ışık yakarken)
bızımkının bır adım önde olabılmek ugruna aynen kabul
etmesı sert eleştırilerie karşılandı.
Çevir kazı yanmasın hesabı şimdi RTE; "atılan adım-
ların anayasal kuruluşlaria ortaklaşa", Cumhurbaşkanı,
Genelkurmay Başkanlığı, MGK'de Denktaş'la görüşü-
lerek atıldığını söylüyor.
Bu türden yanm yamalak, doğruluğu kuşkulu açıkla-
malarla doğması olası sorumluluklara şimdiden ortak an-
yor. Oysa, -Ecevıt'ın dediği gibi- bu zat başbakan ola-
rak, hiç kimseyi dınlemeden kendi başına birtakım dü-
şünceler ileri sürerek Rumlara büyük ölçüde ödünler
vermeyı vaat edıyor, oysa buna yetkisi yok.
Birilennın (Bush'un) gözüne girmenin, birilerine
(ABD'ye) yaranmanın bugün dış politika amacı olduğu-
nu söyleyen Baykal; "80yıllık Türk dış politikasında çok
tehlikeli bir kınlma ve teslimiyetin ortaya çıkmaya başla-
dıöını" vurguluyor.
Iç ve dış pohtikada hemen her gün bu ıktidann geliş-
tirdığı olaylardan sonra; "bu hükümetı yalntz rejim açı-
sından değil, ulusal biriiğimiz açısmdan da ciddi tehlike
olarak gören" Ecevit'e hak vermekten, söylemine katıl-
maktan kaçınabilir misıniz?
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
"... 'Onada' Öyle der
'Burada' Neden Böyle?. II
• Baştarafı Arka Sayfada
Sonuç: kapıyı açtınız mı, kontrolsüz giren 'ecnebi
sermaye' ulusal ekonomiyi sömürerek, senin zengin-
liğini kendi ülkesine taşryor.
b/ Kanıtı ne mıdir? Türkiye bır 'kamu ekonomısi' idi,
'açık kapı' talebi 'Şoğuk Savaş'la resmileşti; Mende-
res/Özal arası bütün yönetimler, -kayd-ı ihtirazilerle de
olsa- buna hayır diyemediler; fınans kapitalizmi aldı ba-
şını gidiyor, öyle ki holding şirketler grubu, borsa, piya-
sa, enflasyon marjı, damping ve benzeri terminolojiyi pek
de iyi bilmeyen Türk tüccar ve sanayicisı, bunu öğren-
mekle kalmadı; gazetelerde -spordan sonra- en çok say-
fa, onlara aynlmaya başladı; 'işadamlan' -ve tabii göz-
deleri hanımlar- ülkenin 'yıldızlan' arasında sayılır oldu.
İyi de bu, Türk ekonomisini zirveye mi çıkardı, üretim
hızJa mı arttı, ihracat bütün rekorlan mı kınyor, dünyanın
-ve tabii bölgemizin- en güçlü sanayi toplumlan arasına
mı girdik? Hayır efendim, Türkiye önceliği 'özelleştir-
me'ye ve 'küreselleşme'ye vereli, sürekli sıkıntı için-
dedir Büyüme kararsız, gerileme sık, uluslararası
ekonomi kuruluşlarıyla sorunlu, IMF ve Dünya Ban-
kası'nın 'tutsağı; üstelik 'özelleştirme'den avantajh
çıkan eski deviet asalağı tüccar ve sanayici kesimi;
gerçek işadamı olmak yerine, finans spekülasyonla-
nndan ve yolsuzluklardan (hortumculuk) zengin ol-
mayı yeğliyor; kamu servetini yağmalıyoıiar.
Türkiye'nin, -yalnızTürkiye'nin mi, Rusya'nın da me-
sela- 'açık kapı' sonucunda yaşadığı tablo budur Bab-
lı kapitalist manada işadamı üretemiyor, kurduğu
holdingler 'sistem' holdinglerinin 'aracısı'; ecnebi
sermaye gittikçe iç pazara el koyuyor, 'işadamı' tipi
de, uluslararası finans cambazının teki; daha çok
spekülasyonda başanlı, ulusal ekonomiye zarartı.
Neden böyle' oluyor?
Neden böyle oldu? Bat'lı ekonomi, dünya egemen-
liğıne, liberal ekonomi uygulamasıyla ulaşmıştı, onu
bu mertebeye getiren de, 'ulusal' burjuvazisidir; bu ger-
çeği kim inkâr edebilir ki?
Zenginlıkkıstasını, Topra/c'olmaktan çıkanp, 'Para"ya
dönüştüren, odur; bununla yetinmeyip, toprak sahiple-
rine, yanı feodallara -kontlara. düklere. baronjara- karşı
'baldınçıplaklar'\a (sans culottes) ayaklanıp; önce, 'hu-
kuk sistemi'ni, toprak mülkiyetine göre değil, liberal
kapitalist düzene uygun degiştiren; sonra 'insanlar
hür ve eşit doğar' sloganıyîa, klasik 'demokrasi'yi
gerçekleştiren de odur; hele bir hatırlayın, bizim bütün
çocukluğumuz ve ılk gençliğımız, okuduğumuz roman-
lar, seyrettığımiz filmler neyi anlatırlardı: bu görkemli de-
ğişmenin, toplumsal ve ekonomik olduğu kadar, beşe-
ri bırikım ve sıçramalannı, değil mi?
Zihninizde kıvnlan soru işaretini, önceden kestırebilmek
mümkün: Dünyanın son iki yüzyılında, Osmanlı'nın
'Düvel-i Muazzama' dediği, 'Batılı' büyük güçler o
aşamaya bu yoldan, -yani 'açık kapı' siyaseti, 'liberal
ekonomi' yani serbest teşebbüs' yoluyla- ulaşıyor
da; biz niye ulaşamıyor, böyle tekleyip' duruyoruz?
Işin orasına 'rüfâiler' mi kanşır?. Yok canım, şimdi sı-
ra geldi, onu konuşmaya!
PB 1
PB
K -5
Butun bolgeler parça-
iı ve çok bulutlu, Marnıa-
ra'nın doğusu, Karade-
nız. Iç Anadolu'nun kuzey
ve guneyi, Doğu Akdenız.
Guneydoğu Anadolu,
Doğu Anadolu'nun kuzey
doğusu ıle Afyon ve Ku-
tahya çevrelen yağışlı ge-
çecek Hava sıcakltğı yur-
dun kuzey kesımlennde
bıraz azalacak, dığer yer-
lerde onemlı bır değışık-
lık olmayacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
Y
K
Y
Y
Y
Y
B
PB
/
1
8
16
14
16
13
13
Münih PB 11 Zünh
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
Y
PB
PB
Y
Y
PB
Y
12
9
16
13
4
5
15
11
PB 11 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflıs
Kahire
K
PB
B
PB
Y
PB
PB
Y
-6
9
-3
11
10
5
-4
17
Y 11
^ = "
<v^ Çok bulutiu . Yağmürtu Kariı Sulu kar > GOK günjltulü
Konya'daki yıkım, yazgı değil bilinçli ve kararlı bir 'politikanın' ürünü
Rant katliamıOKTAY EKİNCİ
Bayramı yasa dönüştüren Konya
faciasımn tam adı; "rant katli-
anu"dır. Çünkü, bir rastlantı ya da
"yazgı" değil, bilinçli ve kararlı bir
"politikanın" ürünüdür. Bu politi-
kanın ne olduğunu ise yıllardır dile
getirmekten bizler bıkmadık; ama,
siyasi iktidarlar da uygulamaktan
bıkmadı. En bsa tanımı; "imar ka-
zançlarına sevdalı rant politikası.."
Öyle bir politika ki, üretim yerine
"hazıra konmanın", planlama yeri-
ne "fırsatçılığın", toplum yaran ye-
rine "kişisel talanın" emnnde. Işte
bunun yarattığı denetimsizlik. ahlak
yoksunluğunu ve "yağmanın bere-
ketiyle" katmerlenen arsa, arazi ve
inşaat gelırleri, tüm ülkenin ve kent-
lerin "yönetim önceliğine" dönüş-
tü. Aynı önceliğin çıkarlanna en uy-
gun inşaat tarzı olarak da "betonar-
me karkas sistem", bilenin bilmeye-
nin elinde, ama tam bir "imar öz-
gürlüğü" içinde, tarihin en "riskli"
felaket ortamını yarattı. Artık, dep-
reme bile gerek olmadan çöküyor...
Aslında; "imar ekonomisine
bağlı yönetim politikası". kendinı
güçlendirdikçe, yarattığı binalannı
"çökertiyor"...
'Mezarlara' elektrik, su..
Konya'daki katlıamın belkı de ilk
çatırtılan betonarmenin içinden du-
yulurken, TBMM'de de 2004 Bütçe
Kanunu içine; "kaçak yapüara
tüm altyapı hizmetlerinin paray-
la verilmesi" ekleniyordu. Hükü-
met, "kamu gelirini"(!) çoğaltmak
için; "kamu suçuna"hizmetpazar-
lamayı kanunlaştınyor, "mezarla-
ra" elektrik, su, doğalgaz...
Maliye Bakanı ve tümünün aklı-
na ise: "önce şu haksız ve insan ya-
şanunı tehdit eden imar rantları-
nı engelleyici önlemler getirelim;
yasal imar rantlarını da vergilen-
dirmenin önlemini alahm" gibi,
uygar dünyanın başlıca "kalkın-
ma" kurallanndan en basıtı bile gel-
miyordu. Akıllanna gelse bile ya-
parlar mıydı... Çünkü, yine başta
Maliye Bakanı olmak üzere, hemen
hepsi de "imar rantiyecisi"... Sade-
ce, bu hükümet mi?.. Bundan önce-
kilerde öyleydi... Hatta, ta 1950'ler-
den bu yana böyle sürüyor. Zaten,
varsıllığının kaynağı bu yağmaya
dayanmayan, ya da aynı rantiyecile-
rin beklentilerine "uygun" siyaset
yapamayan, artık ülkenin ve kentle-
rin yönetimine de gelemiyor.
Dilerseniz, yakJaşan yerel seçim-
lerde, parti liderlerinin "uygun"
gördükJeri adaylann "ortak özel-
liklerine" de bakın... Partisine göre
sağcı, solcu, ümmetçi ya da liberal
söylemli olabilirler; ama, genelde
büyük çoğunluğu "imar rantı uz-
mam". Tabu, ender sayıdaki istısna-
lar da bu ülkenin "yüz akı"...
PeRI. ya ruhsat?..
Konya'daki rant katliamı, sıradan
bu- imar ihmali sayılamaz... Kentın
göbeğinde, altı ticaret, üstü 36 daire
konut çöküyor... Televizyon kanalla-
nnda hemen tüm "yetkililer", dene-
tımden, statıkten, müteahhitten, mü-
hendisten, mimardan söz ediyor...
Bir tek kişinin, "Peki, ya ruhsat?"
diye merak ettiğini duydunuz mu?
Çünkü "ruhsat" demek, "kural"
demek... Kural ise uygarlık de-
mek... Bunu aklına bile getirmeyen
bir medya ve "yetkililer ordusu"
da işte o rantiyeci politikalann yarat-
tığı yeni bir "çağdaş kılıklı ve uy-
garlık yoksunu" karakter.
Selçuklu Belediyesi. eğer ruhsat
verdiyse, hangi imarplanuıa ve han-
gi projeye göre?.. 10 kat, 11 kat, 12
kat... Neden?.. Bu rant çılgınlığının
smın neden yok? Sınırsız imar yet-
kisi, hangi ülkede var? Inşaatlann,
doğru projelere göre yapımını da
sağlayacak "meslek odalarına, be-
lediyelerle ortaklaşa imar deneti-
mi yasası" teklifi, aynı kural AB'de
de olduğu halde; "odalar solcu-
dur" denerek kabul edihniyor...
"Başarılı belediyecilik" söyle-
miyle siyasi gücünü arttıran bir Baş-
bakan'ın liderliğinde bile, 1.5 yıldır
"imar disiplini" yasalan yerine hep
"imar talanı" yasalan gündemde...
Acaba, "2B"dekı kadar büyük bır
ısrann yansı kadar olsun, "kuralsız
inşaatı önleme" yasasına neden
gösterilmiyor? Sezer de bunlan red-
dedince; adı; "demokrasi yara al-
dı..." oluyor. Evet... Konya'da, de-
mokrasi deyince de akıllanna sade-
ce "imar hırsızhğı özgürlüğü" ge-
lenlerin yarattığı bir katliam yaşa-
dık... Tonlarca ağırlıkta beton tabli-
yeler altında kalanJanmjz, acımasız
rant saldınsuıın kurbanlandır...
Depreme gerekyok!Müteahhit kardeşlerin yaptığı diğer binalann da yıkılma tehlikesi geçirdiği ortaya çıktı.
Zümrüt Apartmanı'na 6 yıl önce verilen 'oturulamaz' raporunun nasıl iptal edildiği meçhul
I Baştarafı 1. Sayfada
sunda herhangi bır açıklama yapıl-
madı. Zümrüt Apartmanı'nda kiracı
olarak oturdugu ileri sürülen müte-
ahhit Vedat Kaya'nın ise enkazın al-
tında kalmış olabileceği belirtiliyor.
Selçuk Ünıversitesi Jeoloji Mü-
hendısliği Bölümü ve Konya Jeolo-
ji Mühendisleri Odası'nın yaptıkla-
n ortak basın açıklamasında, Züm-
rüt Sitesi'nin olduğu bölgede, genel-
de çok katlı binalann inşa edildiği,
alanlarda en küçük zemin inceleme-
sinın yapılmadığının bılindıği belir-
tildi.AçıkJamada "Konya yerleşim
alanındaki zemin, pekişmemiş
kum, kil, silt ve çaküdan oluşmak-
ta olup, bu birimler kısa mesafede
birbirlerine girift geçişler sun-
maktadır. Bu nedenle, zemin otur-
ma. taşıma gücü gibi mekanik
özellikieri açısmdan farklıhklar
göstermektedir" denildi.
Enkazda kurtarma çalışmalanna
katılan Konya Dağcılık Arama-Kur-
tarma Kulübü Başkanı Arif Solmaz,
binanın betonlannm çok kolay krnl-
dığına dikkat çekti. IMO Bursa Şu-
be Başkanı Cevdet Yüce "Kon-
ya'daki meslektaşlarımız yıkılan
binanın projesinde hata bîılama-
mışlar. Çökmenin yapım hatasın-
dan olma olasıhğı çok yüksek" de-
di. AKUT Ankara Birim Sorumlu-
su Hakan Korkut. binanın olduğu
yere çökmesınin şanssızlık olduğu-
nu belirterek neyin nerede olduğu-
nun zor anlaşıldığını söyledi. Kor-
kut, "Ben Marmara depreminde
bile böyle bir enkaz görmedim. Bi-
Arama kurtarma çalışmaları sürerken yurttaşlar faciada yitirdikleri yakınları için gözyaşı döküyor. (AA)
na burgu yaparak olduğu yerde
çökmüş" dedi. Dağcılık Federasyo-
nu Konya Kartal Dağcılık Ekibi üye-
si Lütfü Gümüşsoy da, binanın çök-
me şeklinin alt katlarda yaşayanların
hayatta kalma şansını azalttığını söy-
ledi. Konya Büyükşehir Belediye
Başkanı Mustafa Özkafa, binanın
imalat hatası nedeniyle çöktüğünü
söyledi. Binanın mağaza bölümün-
de sütunlann kesilmediğini belirten
Özkafa, "Binaya 3 ay önce beledi-
yenin oturulamaz raporu verdiği
bilgisi doğru değildir" dedi. Özka-
fa. "Bina yapıldığında beton, sta-
tik ve elektrik projesi şartı aranı-
yordu. Ancak fenni mesuliyet zo-
runluluğu daha yakm bir tarihte
konuldu. Bu nedenle binanın fen-
ni mesuliyetini taşıyan kişi bulun-
muyor" diye konuştu.
Zümrüt Apartmanı'ndan canlı çı-
Kurtulanlar dehşeti anlattı
Yurt Haberler Servisi - Konya'da çöken binadan
yaralı olarak kurtanlanların anlattıklan "ağır ihma-
lin boyutlarını" ortaya koyuyor. Görevini yerine ge-
tirmeyen yetkililerin yaptığı açıklamalar ise "acıları
katlamamn" dışında işe yaramıyor.
Yaralı olarak kurtanlan apatman sakinlerden bazı-
lan binada çatlaklar bulunduğunu, aynca bina için
çürük raporu olduğu yönünde söylenti duyduklannı
söyledi. Zümrüt Apartmanı'nın birinci katında oturan
Nesibe Tosun, hissettiği sarsıntının ardından kendi-
sini dışanya artığını anlattı. Tosun "Annem, kardeş-
lerim göçük altında kaldı. Bina çatiaklarla doluy-
du. Altta tadilat yapıldığını duyduk" diyerek göz-
yaşı döktü. 8. katta oturan Ahmet Türkoğlu ise 10
saniye kadar süren sallantının başladığı sırada misa-
firleri ile birlikte 13 kişi evde oturduklannı söyledi. 5
torunundan ve eşinden haber alamadığını anlatan Tür-
koğlu, "10 akrabam göçük altında. Binanın çürük
olduğuna dair sözler duymuştuk"dedi. Enkaz altın-
da 8 yakınının olduğunu anlatan Havva Nesrin Öz-
kan da patlamaya benzer bir şey olduğunu, kaçmaya
çahşırken binanın üzerlerine çöktüğünü anlattı.
Kayınpederinin evine misafir olarak geldiklerini
belirten Tamer Özkan da şunlan söyledi: "Eğer bu
binayı yapanlann, yapdırken denetîeyenlerin bu iş-
te bir hatası varsa, cezalandınlmalaruu istiyoruz.
8 yakınım göçük altında kurtanlmayı bekliyor."
Konya'da çöken binanın 11. katında oturan arkada-
şını ziyarete giden 22 yaşındaki Mustafa Gezer,
"Çatıda açılan delikten elimi uzatarak güneş ener-
jisi sisteminin demirlerine tutundum ve kendimi
yukan çektim"diye konuştu.
Cep telefonu kurtardı
Enkazdan 16 saat sonra çıkanlan Sevim Bişirici ise
cep telefonu sayesinde kurtuldu. Sevim Bişirici 'nin
yerini, oğlunun cep telefonuyla annesini araması üze-
rine tespit eden arama kurtarma ekipleri Bişirici'yi ya-
ralı olarak kurtarmayı başardı.
Çöken bina acı tesadüfleri de yaşattı. Alanya'dan
Konya'ya bayram ziyaretine gelen Doğal Afetlerde
Dayamşma Derneği Arama-Kurtarma Ekibi üyelerin-
den Güner Kutlu'nun bacanağı Ömer, baldızı Şük-
ran ve oğullan Emrah Merkum da enkaz altında
kaldı. Kutlu, ekiplere katılarak enkaz altında bulunan
akrabalannı kurtarmak için çalışmalara başladı.
karmak için çevre illerden gelen ve
sayılan 500'e ulaşan kurtarma gö-
revlileri büyük çaba harcıyor. Sivil
savunma ekipleri, açtüdan koridor-
larla tüm katlara ulaştı. Enkaz altın-
da canlı bulunduğuna ilişkin umut-
ların çok güçlü olduğunu ifade eden
ekipler, olaydan 16 saat sonra Sevim
Bişirici'yi sağ olarak çıkardı. Sabi-
ha Akpınar ise yaklaşık 19.5 saat
sonra yaralı olarak kurtanldı.
Konya Valiliği'nden yapılan açık-
lamaya göre, enkazdan 15 kişinin ce-
sedi çıkanldı. Hastanelerde tedavi
edilen 30 yarahdan 23'ü taburcu edil-
di. Göçük altında yaşamını yitirenler
şöyle: Abdurrahman Ulugülyağcı,
Emine Akpınar, Fazilet Türkoğlu,
Nuri Türkoğlu, Hatice Çağatay,
Naciye Küçükoğlu, Selin Küçükoğ-
lu, Serkan Özdil, Sait Öztürk, Öz-
lem Çağatay, Kezban Kıreli, Mus-
tafa Çağatan, Zeliha ülugüryağcı,
Ayhan Akpınar. Saadet Öztürk.
Yaralılann isimleri ise şöyle açık-
landı:Halil Yaprakçı, Bahar Yap-
rakçı, Nazlı Hilal Özkan, Nesibe
Tosun. Hayriye Özdil, Ahmet Tür-
koğlu, Hülya Belge, Tamer Özkan,
Saadettin küçükoğlu. Gamze Kü-
çükoğlu, Gökhan Küçükoğlu, Hav-
va Nesrin Özkan. Abidin Çakrroğ-
lu, Mehmet Adar, Bayram Çağa-
tan, Ayhan Akpınar, Savaş Oğu-
zalp, Mehmet Çağatay, Selim Ok-
süz, Mustafa Gezer, Furkan Oğu-
zalp, Fazilet Türkoğlu, Hüsniye
Türkoğlu, Perihan Ulugülyağcı,
Kübra Türkoğlu, Hatice Türkoğ-
lu,Veysel Ünsal, Sevim Bişirici, tb-
rahim Mertcan, Sabiha Akpınar.
Sezer uyardi:
Böyle acüar
bir daha
yaşanmasın
ANKARA/ANTALYA (Cum-
huriyet) - Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer, Konya'nın
Selçuklu ilçesinde 11 katlı bina-
nın çökmesiyle yaşanan acının
bir daha tekrarlanmamasını di-
lerken "insan yaşamının, ku-
ral tanımazhk ve sorumsuz-
luk sonucu yitirilemeyecek
kadar değerli" olduğunu vur-
guladı. Sezer'in Konya'da bina
çökmesi olayının hemen ardın-
dan Konya Valisi Ahmet Kay-
han'dan bılgi aldığı kaydedildi.
Sezer, yaptığı açıklamada olay-
da çok sayıda yurttaşm yaşamı-
nı kaybetmesi ve yaralanmasın-
dan büyük acı duyduğunu belir-
terek şu görüşleri dile getir-
di:"Umudumuz, kurtarma ça-
hşmalarının bir an önce başa-
nyla sonuçlanması, enkaz al-
tında bulunan yurttaşlarımı-
zın sağ olarak kurtarîlması-
dır. tnsan yaşamının kural ta-
nımazhk ve sorumsuzluk so-
nucu yitirilemeyecek kadar
değerli olduğunu bir kez daha
vurguluyor, böylesine acıların
bir daha yaşanmamasını dili-
yorum." Sezer, yaşamını yiti-
renlere Tann'dan rahmet, aileri-
ne başsağhğı, yaralanan yurt-
taşlara da geçmiş olsun ve acil
şifa düeklerini iletti.
Bayfcal: Herkes sorumlu
Bayram tatilini Antalya'da geçi-
ren CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, faciayla ilgili olarak,
sadece yetkili organlar ve karar
alanlann değil, herkesin kendi-
sini sonımlu sayması gerektiği-
ni bildirdi. Bu olayla Türkiye'de
belediyelerin imar uygulamala-
nnın ne kadar yaşamsal olduğu-
nun bir kez daha ortaya çıktığı-
nı vurgulayan Baykal. şunlan
söyledi: "Bunları mutlaka so-
na erdirecek ciddiyette bir be-
lediyecilik uygulamasına ihti-
yaç vardır. Konu artık 'doğal
afet' diye geçiştirilecek bir ko-
nu değil. Depremin bile böyle
bir tahribat yaratmaması için
önlemler alınıyor. Bu, doğru-
dan doğnıya insanlann, yetki-
lilerin. görevlilerin. sorumlu-
ların, karşıhkh birlikte ihmal-
leri, ihmallerine hoşgörü gös-
termeleri sonucu ortaya çık-
mış bir durum. Bundan sonra
çok daha etkin, çok daha cid-
di bir imar denerimi ihtiyacı
kendini gösteriyor. Böyle bir
kötü inşaatın yapılmasına ses-
siz kalanlar, hepimiz kendimi-
zi sorumlu saymalıyız. Meslek
odaları, beledheler, nıuhtar-
uklar herkes birbirini bu açı-
dan denetlemelidir."
Başbakan Erdoğan:
Önlemler
alınacak
tstanbul Haber Servisi - Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan,
Konya'da 11 kath bir binanın ta-
mamen teknik bir hata sebebiy-
le çöktüğünü belirterek "Bu
işin yasal müeyyideleri ağır
olmadığı sürece, bu tür bedel-
leri vatandaş canıyla ödüyor.
Buna da kimsenin hakkı yok.
Böyle bir şeye fırsat vermeye-
ceğiz. Elimizden gelen tüm
tedbirleri almak suretiyle bu
olavlarm üzerine gideceğiz"
dedi. Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin ise olayla il-
gili olarak "Günümüzde in-
sanlar da kurban ediliyor.
11 katlı bina durduğu yerde
çöküvermiyor" diye konuştu.
Usküdar'da oturan kaympederi-
ne Kurban Bayramı ziyaretinde
bulunan Erdoğan, basm men-
suplarının sorulannı yanıtladı.
Deprem tehlikesi olmayan iller-
de acil kurtarma ekipleri olma-
dıgına dikkat çeken Erdoğan,
"fieriye yöneük deprem tehli-
kesi olsa da olmasa da bütün
illerimizde acil kurtarma
ekipleri kuracağız" dedi.