Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 ŞUBAT 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
Yukos-Sibneft
somında ayrıldı
• Ekonomi Servisi -
Uzun süredir
aynlacaklan yolunda
spekülasyonlara maruz
kalan Rus firmalan
Yukos ve Sibneft,
sonunda ortaklığa son
verme konusunda
anlaştıklanıu açıkladılar.
Yukos'un şu anda hapiste
olan ana hissedan
Mikhail Khodorkovsky,
ortaklığı tekrar
canladırmak istese de
bazı Sibneft
hissedarlannın uzun
süredir anlaşmaya karşı
olduklan biliniyordu.
Borçlanmada
sistem değişiyor
• ANKARA (ANKA) -
Hazine, önümüzdeki
haftadan ilibaren iç
borçlanma ihalelerinde
"çoklu fiyat sistemi"ne
geçecek. Bu sistemle
yatınmcılar, ihalede senet
almaya hak kazanmalan
durumunda, bu senetleri
kendi teklıf ettikleri fiyat-
faız üzennden alacaklar.
Devlet iç borçlanma
senetlenne yönehk olarak
değışim ihalelerinde ise
tek fiyat ihale sistemınin
uygulanmasına devam
edilecek.
Bakû-Ceyhan'da
imzalar atıldı
• BAKt(AA)-Azeri
petrolünü Türkiye ve
dünya pazanna
ulaştıracak Bakû-Tiflis-
Ceyhan (BTC) projesiyle
ilgili kredi ve boru hattı
geçişinde ev sahipliğiyle
ilgili son anlaşmalar dün
Bakû'da imzalandı.
Azerbaycan
Cumhurbaşkanı İlham
Aliyev, BTC'nin de kısa
zamanda tamamlanarak
işletime geçeceğini
belirtirken Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Hilmi
Güler de katkılanndan
dolayı Ceyhan
terminaline Haydar
Aliyev'in adının
verilmesi yönünde karar
alındığmı söyledi.
SSK kurumlardan
alacaklı
• ANKARA (ANKA) -
SSK'nin ışverenlerden
prim alacağı ekim sonu
itibariyle 5 katrilyon
liraya yaklaştı. Prim
alacağının yüzde 67'sini
özel sektör, yüzde 33'ünü
de kamu kesiminin
oluşturduğu SSK'nin,
özel sektörden 3 katrilyon
128.4 trilyon lira, kamu
sektöründen ise 1
katrilyon 539.6 trilyon
lira alacağı \ar.
Tüzmen, Ukrayna
yolunda
• ANKARA(AA)-
Devlet Bakanı Kürşad
Tüzmen, bu ay içinde
Türk işadamlanyla
birlikte Ukrayna ve
Suriye'ye gıdeceklerıni
belirterek, "Ukrayna ile
Karma Ekonomik
Komisyon (KEK)
toplantısı, Suriye ile
Serbest Tıcaret
Anlaşması (STA)
yapmayı planlıyoruz"
dedı. Tüzmen,
Ukrayna'ya. 24-27 Şubat
tarüıleri arasında,
Sunye'ye ise şubat ayı
sonunda yine işadamlan
ile birlikte gıdeceklerıni
belirtti.
Madencilik sektöründeki küçülmeye karşm her yıl yüzlerce mühendis mezun ediliyor
Üniversitedeniş kuyruğunaOZLEMAS
Kamu ve özel sektörün yatı-
nm yapmamasından dolayı
hızla küçülen madencilik sek-
törünün istihdam ettiği kişi sa-
yısı da süreklı azalıyor. Türki-
ye Mühendis ve Mimar Odala-
n Birliği (TMMOB) Maden
Mühendisleri Odası Yönetim
Kurulu Üyesi Nejat Tam-
zok'un hazırladığı "Maden
Mühendislerinin Işsizlik Soru-
nu" konulu rapor, sektörün gi-
derek daraldığını ve son yıllar-
da üniversitelerin ihtiyacın çok
üstünde mühendis mezun etti-
ğini ortaya koydu.
Kamunun madencilik sektö-
rüne yatırım yapmasının engel-
lenmesi, buna karşın oluşan
boşluğun, sektörün içerdiği
• Sektör, kamu ve özel sektör tarafmdan yatınm
yapılmamasmdan dolayı hızla daralıyor. thtiyaç duyulan "ara
eleman" yetiştirilmemesine karşm her yıl "çalışma olasılığı çok
düşük olan" binlerce maden mühendisi mezun ediliyor.
yüksek riskler nedeniyle özel
sektör tarafindan doldurulama-
mış olması, sektörün belirgin
bir küçülme sürecine girmesine
neden oldu. 1981 'de toplam ser-
maye yatınmlan içerisinde yüz-
de 4.5 olan kamu madenciliği-
nin payı 2002 "de yüzde 0.5 dü-
şerken artacağı varsayılan özel
sektör yatınmlannda ise ciddı
sayılabılecek bir artış olmadı.
1981 'de özel sektör madencilik
yaörrmlannın toplam sabit ser-
maye yatınmlan içerisindeki
yüzde 0.3 olan payı 2001 'de sa-
dece yüzde 0.75 oldu.
Sektörün gayri safı milli ha-
sılaya katkısımn yüzde 1.5'in
altına gerilediğini gösteren ra-
pora göre, sektördeki istihdam
da 20 yılda yanya indi ve
1980'de yaklaşık 200 bin kişiy-
ken, 2002 itibanyla 100 binin
altına düştü.
Madencilik sektöründeki ge-
rileme ve istihdamdaki azalma-
ya karşın yeni maden mühen-
disliği bölümlen açılıyor ve öğ-
renci kontenjanlan arttınhyor.
Bugün ülkemizde 5'i ikinci
eğitirri veren toplam 16 maden
mühendisliği bölümünden her
yıl 650'nin üzerinde maden
mühendisi mezun ediliyor.
Sektörün ihtiyacından fazla
mühendisinin mezun edilme-
siyle ortaya çıkan tablo çarpı-
cı. Veriler, yaklaşık 11 bin 300
kişi olan maden mühendisi kit-
lesi içerisinde, işsizlik oranının
yüzde 70'lere kadar yükseldi-
ğini ve bu sayının giderek art-
tığım ortaya koyuyor.
Sektörde çalışma olasılığı
yüzde 50'nin altında olmasına
rağmen mezun edilen mühen-
dislere karşın sektörün ihtiyaç
duyduğu "ara eleman" yetişti-
rilmesine yönelik hiçbir prog-
ram bulunmuyor.
'Ulusal politika
ohışturulmalT
Maden Mühendisleri Oda-
sı'nın çözüm önenlen şöyle:
• "Ulusal Madencilik Poüti-
kasT oluşturularak, sektörün
tüm alt dallanndaki üretim art-
tınlmalı ve yeni arama projele-
riyle var olan kaynaklara yeni
rezervler katılmalı.
• Maden ruhsat alanlannın
atıl durumda bekletilmesi en-
gellenmeli.
• Madencilik sektöründeki
öğretim-eğitim konusunun ye-
niden ele ahnması ve sektörün
gereksinım ve beklentılerinin
yansıtılması gerekli.
>ANAYİODALARIBAŞKANLARI:
'Ihracat
hayali ve
mükerrer'
MURATKIŞLALI
ANKARA - Adana
Sanayi Odası Başkanı
Ümit Özgümüş. ihra-
cat rakamlannın ger-
çek ortamı yansıtma-
dığını, 900 milyon do-
larlık ihracata sahip
Adana'da pek çok fir-
mannı iç pazardaki sı-
kıntıdan dolayı zaran-
na ihracat yaptığını,
pek çoğunun da üretı-
me ara verip işçi çıkar-
dığıru belirtti. thracat
rakamlanndaki artışı
serbest bölgelerden
yapılan "mükerrer ih-
racat'' ile "hayali ihra-
cafa bağladı.
KDV tartışması ~"
Özgümüş, artışta
serbest bölgelere olan
ihracatın incelenmesi
gerektiğini söyleyerek
şöyle konuştu:
"Konfeksiyoncu,
içerideki bir kumaş
üreticisine gittiği za-
maa, içeride mal üre-
teceği halde,firmaku-
maşı serbest bölgeden
teslim etmeyi öneriyor.
Önce kumaşçı ihracat
yapıyor, dahilde işjenıe
beîgesiyle bu kumaşı
serbest bölgeden ithal
eden konfeksiy oncu da
sonra üretinıini ihraç
ediyor. Böyiece iki defa
ihracat yapdmış olu-
yor. Bunun avantajı
vergi iadesi ve üretici
firmalann Katma De-
ğer Vergisi riskine gir-
memelerL''
Özgümüş, artışın
ikinci nedeninin de ha-
yali ihracat olduğunu
ima ederek "Şu anda
KDV'nin yüzde 18'den
8'e düşiirülınesi yolun-
da firmalann taiepteri
var. Buna direnenler de
var. Oradan siz de çı-
karabüirsinizbudiren-
cin anlamını" dedı.
SiyasJendişe
Özgümüş, "Şuanda
odalarda birçok kimse
yerel seçimlerde aday-
lığı düşünüyor. Kimse
'Hükümet başansız"
demez. Neden doğru-
yu söyleyip kötü olsun-
lar. 'Her şey günlük
güneşlik sayın başba-
kanım, sayın bakanım'
derler* diye konuştu.
Anadolu'nun ihra-
catçı kentlerindeki oda
başkanlan Cumhuri-
yet'e döviz kurunun
artmamasma karşın
ihracattaki canlanma-
yı değerlendirdi:
Gaziantep Sanayi
Odası Başkanı Nejat
Koçer: Iç pazardaki
durum gittikçe kötüye
gidiyor. Dövizin düş-
mesiyle birlikte kârlar
çok düşük. Ama Tür-
kiye ihracatta bir ivme
yakaladı.
Kayseri SanayiOda-
sı Başkanı Mustafa
Çapar: İhracatta artış
var, ama istihdam
1997 seviyesinde, yeni
yatınm da yok.
Konya Sanayi Odası
Başkanı Ahmet Şeke-
roğlu: Moraller son de-
rece yüksek. Fakat dö-
vizdeki düşüklük tabii
ki mesele olmaya de-
vam ediyor. 2004 kri-
tikyıl.
Otobiis firmalan, havayolu şirketlerinin indirimli sefer başlarüğı illere talebin düşmesinden rahatsız.
Vapur ve uçak biletlerinin ucuzlamasıyla firmalar zarara uğradı
Otobiis şirketleri zor durumda
SEVCAN ÖZDEMİR
Deniz ve havayolu ulaşırnında
Özel Tüketim Vergisı'nin (ÖTV)
kaldınlmasıyla ucuzlayan biletler,
karayolu taşımacılığına ilgiyi azalt-
tı. Yolcu bulmakta zorlanan firma-
lar, zor günler geçiriyor.
Uluslararası Anadolu ve Trakya
Otobüsçüler Derneği Halkla tlişki-
ler Müdürü Muammer Başkan, ha-
vayolu şirketlerinin sefer başlattığı
illere olan talebin önemli oranda
düştüğünü söyledi. Başkan, "Dev-
let 1950'den beri karayohınu dcs-
tekledi Desteğini 3 aydır çekerek
FlyAir, Istanbul-Ankara
seferine başlayacak
İSTANBUL(AA)-Türkiye'de
iç hat uçuşlaruıa geçen yılın
ekim aymda baştayan Fhy Air,
yurtiçindeki nokta sayısını arttı-
nyor. Fhy Air, 9 Şubat'ta Istan-
bul-Ankara seferine başlayacak.
lstanbul-Ankara
hattında biletler 69
milyon 500 bin lira-
dan başlayan fiyatlar-
la satılacak.
Istanbul-Ankara-Istanbul se-
ferleri için düzenlenen tarife, işa-
damlan için özel olarak plan-
landı. Hafta içi her gün sabah sa-
at 07.30'da Istanbul'dan Anka-
ra'ya hareket edecek uçağın dö-
nüşsaari 19.30 olarak belirlendi.
Fry Air, mayıs ayından itiba-
ren uygulayacağı yaz tarifesiy-
le de Antalya, lzmir ve
r Bodrum gibi
turistik bölge-
lere uçmaya ha-
c zırlanıyor.
Bu seferlerle birlik-
te yapılacak alımlar sonucu
şirketin uçak fılosu güçlendi-
rilecek. Fly Havayollan AŞ Ge-
nel Müdürü Ahmet Karaman,
yurtiçinde 22 bin yolcuya ulaş-
tıklannı bildirdi.
başka alana çe\irdL Otobiis şirket-
leri hazuiıksız yakalandı" dedi.
Kayseri' ye sefer yapan Ipek Oto-
büs tşletmesi'nin tstanbul Bölge
Sorumlusu Aziz Duran. "Kayseri,
işadamlannın sürekli gidip geldiği
bir yer. Daha önce bizim araçlan-
mızla giden işadamlannın büyük
çoğunluğu arük uçakla gitmeyi ter-
dhedh'or'
1
dedi. Duran, Kayseri'ye
gidiş fiyatmı 40 milyondan 25 mil-
yona kadar indirdiklerini vurguladı.
Ulusoy firması Otogar Banko
Şefi Kenan Saral da "Bizim maH-
yetimiz çokolduğu halde bilet fıyat-
lannı indirmek zorunda kaldık.
Binlerce çahşanın ekmeğiyle oyna-
nıyor" dedi. Bilet fiyatlannı 50
milyondan 35 milyona kadar indir-
diklerini anlatan Yeni Diyarbakır
firması çalışanlan ise "Her gün 4
servis dohı giden otobüsler 2 servi-
se kadar indi Uçakseferleri biziçok
kötü bir duruma düşürdü" diye ya-
kındı.
Onur Air Havayolu şirketi yetki-
lileri de özellikle yurtiçi seferleri-
nin yoğun olduğunu belirterek
"Rezen^syonlarda yaşanan yoğun-
hık nedeniyle telefonlanmızı 4 hat-
tan 23 hatta çıkanhk. Yeni büet sa-
üş ofisleri açûk" dedi.
TMSF, Adalet Bakanlığı'na başvurdu
Imarbank
9
ta 4 7 8
kişiye haciz istemi
ANK\RA (ANKA) - Imarbank'ın
içıni boşaltarak 8 katrilyon liraya ya-
km borcu devlete yükleyen Genç Par-
ti Genel Başkanı Cem Uzan ile ailesi,
yakınlan \e şirket yöneticilerinin mal-
lanna haciz süreci başlıyor.
Edinilen bilgiye göre, Tasarnıf
Me\duatı Sıgorta Fonu (TMSF), Ada-
let Bakanlığı'ndan, tmar-
bank'ın içinin boşaltıl-
ması ve 7.7 katrilyon li-
ralık kamu alacağmdan
müteselsil sorumlu Ke-
mal, Cem. Hakan ve Ya-
vuz Uzan ile bunlann eş,
çocuk ve yakınlan, şir-
ketleri ve vöneticilerin-
• TMSF, Adalet
Bakanlığı'ndan,
toplam 478 kişinin
mal, hak ve
alacaklanna "haciz"
konmasını istedi.
den oluşan toplam 478 kişinin mal,
hak ve alacaklanna "haciz" uygula-
ması başlatılmasını istedi. Listede ay-
nca, Uzan ailesinin eş ve çocuklardan
oluşan diğer tüm üyeleri, ortaklan ile
bunlann birinci derece vakınlan, Star
TV, Rumelı Holding, KKTC'de faali-
yet gösteren Rumeli Telekom AŞ ve
Uzan Grubu'na ait diğer şirketler. ka-
patılan îmarbank'm şube müdürü dü-
zeyine kadar tüm yöneticileri yer alı-
yor. TMSF, söz konusu kişilerin hak ve
alacaklannın araştınlması, tespiti du-
rumunda üzerine haciz konuhîıası ve
bunlann bloke edilmesi-
ni istedi.
BuaradaTMSF.Türk-
bank davasının "bir nu-
marahsamğı" olan, Ban-
kekspres davasında "cü-
rüm işkmek için teşekkül
oluşturmak" ve "özel
"~^^^~~ belgedesahtecilik''suçla-
masıyla yargılanan ışadamı Korkmaz
Yiğit haklanda da Adalet Bakanlığı'na
yazı yazarak Yiğit ve şirketlerinin dev-
lete olan borçlan dolayısıyla mal, hak
ve alacaklanna haciz konularak bun-
lann bloke edilmesini istedi.
SÖYLEŞİLER
KORKUT BORATAV
Dünya Sosyal Forumu'ndan
16-21 Ocak tarihleri arasında Hindistan'ın Mum-
bai (eski ve bilinen adıyla Bombay) kentinde gerçek-
leştirilen Dünya Sosyal Forumu'na ben de katıldım.
Benim ve Türkiye'den bir grup sosyal bilim insa-
nının katılışı, Ingilizce kısaltması ile IDEAS adı ile bi-
linen bir iktisatçılar grubunun daveti üzerine gerçek-
leşti.
IDEAS gaıbu Dünya Sosyal Forumu'nda "Emper-
yalizmin Araçlan; Savaş, Ticaret ve Finans" başlık-
lı bir açık oturum ve "Emperyalizme Karşı Direniş"
genel başlığı altında (ve tanm, kadın, finans/dış ti-
caret, emek dünyası ile ulus-devletlerin yoksullaş-
ması konulannda) beş seminer düzenledi. Türki-
ye'den gelen meslektaşlanm ve ben bu toplantılara
konuşmacı, yorumcu, başkan olarak katkılaryaptık.
Ancak, yanlış anlaşılmasın: IDEAS grubunun sözü-
nü ettiğim toplantılan, Dünya Sosyal Forumu'nun
tartışma ve fikir panayınnın çok küçük bir öğesini
oluşturdular. Dörttam gün boyunca, 9-12,13-16 ve
17-20 saatleri arasında çok çeşitli uluslararası, ba-
zen ulusal grupların düzenlediği ve her an ortalama
50'ye ulaşan seminer-açık oturum gerçekleştiril-
mekte idi. Bu, forum çerçevesi içinde yüzlerce tar-
tışmalı toplantı anlamına geliyor. Zamanın elverdiği
kadar bunlan dolaştım. Konuşmalar çoğu kez Hin-
du diline çevrilmekte ve kalabalık ve canlı izleyici
gruplan, toplantılara aktif katkı yapmakta idiler.
• • •
Bir yanlış izlenimi daha önlemem gerekiyor: Dün-
ya Sosyal Forumu, bir seminerler, konferanslar di-
zisinden ibaret degildi. Forum, Mumbai'nin kenar
semtlerinden birindeki geniş bir alana, dünyanın dört
bir köşesinden çeşitli sosyal, meslekî, etnik grupla-
n ya da ("Irak'ın işgaline son", "çocuk haklan", "su,
ticaret konusu olamaz" gibi) tematik talepler etra-
fında toplanmış yerel, ulusal ve uluslararası örgüt-
lenmeleri temsil eden insanlann kayıtlanarak katıl-
dıklan bir büyük "şölen/nümayiş" olarak da nitelen-
dirilebilir. Büyük çoğunluğu Hint yankrtasından ol-
mak üzere, toplam kayıtlı katılım, yüz bini aşmış;
böyiece kitle katılımı bakımından 2003'teki Porta
Alegre'nin çok üzerine çıkılmıştı.
Bu insanlar Mumbai'ye sadece izlemek için de-
ğil, isteklerini, özlemlerini dünya haklanna taşımak
ve bu amaca dönük katkılar yapmak için gelmişler-
di. Seminer türü toplantılar, bu katkılann sadece bir
bölümünü oluşturdu. Gruplar, pankartlan altında,
zaman zaman müzik ve danslann eşliğinde gün bo-
yu kendilerini tanıttılar; broşürlerini, programlannı,
yayınlannı kendileri için aynlan barakalarda dağıttı-
lar.
• • •
Mumbai'da açığa vurulan isteklerin, programlann;
katılan topluluklann, örgütlerin kaba da olsa bir bi-
lançosunu çıkarmak için, forumun büyük hacimli
resmi programının ve altı gün boyunca dağıtılan yüz-
lerce broşür ve pankartın içerik çözümlemesine kal-
kışmak gerekir. Bunu yapma olanağım olmadığı için
okurlanma bazı izlenimlerimi aktarmakla yetinece-
ğim.
Bir kere, katılım bakımından foruma öncelikle Hin-
distan'ın, ikinci planda da Nepal'den Sri Lanka'ya;
Pakistan'dan Bangladeş'e kadar uzanan Hint yan-
kıtasının damga vurduğunu belirtmek gerekir. Bu
coğrafya, emeğin geleneksel örgütlenmelerinin sos-
yalizan taleplerinin yanı sıra dinsel (yani Müslü-
man/Hindu aynmına dayalı) şiddete, kast sisteminin
dışında yer alan dokunulmazlar ("Dalitler") grubu-
nun, kadınlann, azınlıklann karşılaştığı aynmlara ve
neoliberal politikalann yarattığı toplumsal yıkıma kar-
şı tepkileri foruma taşıdı. Bu çerçevede, özellikle
Hindistan'da (kadınlann şaşırtıcı boyutlarda katkı
yaptığı) halk örgütlenmelerinin gelişim düzeyinin,
Türkiye'dekinin çok ilerisinde olduğu anlaşılmakta
idi.
Tüm coğrafyalan kucaklayan daha genel bir de-
ğeriendirmeyi, "emperyalizme ve kapitalizme siste-
mik muhalefet" ile "küreselleşmenin olumsuz sos-
yal sonuçlannı hafifletmeprogramlan" (kısacası dev-
rimci/reformist çizgiler) aynmı üzerinde yapabiliriz.
Mumbai'deki toplantı alanını dolduran on binler-
ce insanın ezici çoğunluğunu, içinde yaşadığımız
dünya üzerinde ortak bir teşhis ve özlem bir araya
getirmekte idi: "Sermaye ve kapitalizm insanlığa
karşıdır; gaddardır ve acımasızdır. Ve, başka bir
dünya mümkündür."
Bu, özünde devrimci bir muhalefettir ve bu neden-
le "dünyanın efendileh"n elbette ürkütecekti. Işte
bu nedenle, OXFAM gibi zengin devlet-dışı kuruluş-
lar destekledikleri yerel "sivil toplum örgütleri" ara-
cılığıyla küreselleşmenin ılımlı eüeştirilerini ve reform
programlannı, foruma taşıdılar; muhalefeti "evcil-
leştirme" çabasına yöneldiler. Bu iki çizgi arasında-
ki mücadele süregelecektir.
Dünya Sosyal Forumu, 2005'te Porta Alegre'de,
2006'da Güney Afrika'da toplanmak ve ABD'nin Irak
saldınsının yıldönümü olan 20 Mart 2004'te dünya
çapında protesto gösterilerini örgütleme kararlan ile
son buldu.
İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ÖZLEM YÜZAK odenLyuzak@cumhuri>ctcooLtr
Bin millik yolculuk tek adım-
la başlar...
ÇinAtasözü
Yıl 1945... Çapa Kız öğret-
men Okulu'ndan yeni mezun
olmuş 18 yaşında gencecik bir
kız, köyyollannda... Ensesinde
topladığı uzun kumral saçlan,
etek ve ceketi ile tam bir Cum-
huriyet kızı... Mesleğe ilk adım
attığı yer ise Ege'de Tire'ye
bağlı Sanlar Köyü. Zorlu ama
güzeldir hayat, köyün hemen
dışındaki derme çatma okul bi-
nasına bitişik tek göz odada tek
başına biryaşam başlar. 90 öğ-
rencisi vardır. Sabahlan 1, 2 ve
3. sınıflara, öğleden sonra ise 4
ve 5'lere ders vermekle geçer
günler. Geceler ise gaz lamba-
sının ışığında Istanbul'dan ge-
tirilen kitaplann kim bilir kaç kez
okunmasıyla... Eşe dosta mek-
tuplar yazıp kitap göndermele-
rini ister. Bu şekilde oluşturur
okulun kitaplığını...
Yıl 2004... Bugün 76 yaşında
olan o Cumhuriyet öğretmeni,
hâlâ 18 yaşın pırıl pınl gözleri ile
o günleri anlatırken kendini din-
leyenler arasında genç bir kız
da vardır, 18 yaşına girmeye ha-
Mum Işığında Bilgi
zırianan. Aklı bile almaz, 55-60
yıl önce kendi yaşında bir genç
kızın Istanbul'dan kalkıp Ana-
dolu'nun yolu bile olmayan bir
köyüne eşek sırtında ulaşıp tek
başına bir
yaşama baş-
layabileceği-
ni. Dönem
popstarlar,
televoleler
dönemidir...
Hangi man-
kenin hangi
işadamı ile
birlikte oldu-
ğu haberinin
gazete man-
şetlerine ta-
şındığı, Bay-
han'lı, Abi-
din'li, Fir-
devs'li gün-
ler...
Eğitim için
özel okullara avuç dolusu para-
lann saçıldığı, devlet okullannın
iyi öğretmenlerinin bu okullara
transfer edildiği, ancak bu kez
de "şımank" veli ve "tüccar"
okul yönetimi kıskacı arasında
istediği şekilde öğrencilerini
eğitmedikleri dönem...
Çağdaş eğitimi planlamakla
sorumlu bakanlığın, çember
sakallı, dar
zihniyetli
kadrolarca
dolduruldu-
ğu dönem...
Yıl 2004...
Bilgi çağı...
Bilgiye akıl
almaz bir
hızla ulaşıl-
dığı zaman
dilimi. He-
men herkes-
te cep tele-
fonu, her kö-
şede inter-
net kafeler,
televizyon-
larda onlar-
ca kanal...
Bilgi elimizin altında... Peki ya
kullanan?..
76 yaşındaki Cumhuriyet öğ-
retmeni bilgiyi ne zor koşullar-
da aktardığını anlatır, bugünün
18 yaşındaki genç kızı şaşkın
gözlerie dinlerken televizyonlar
flaş haber diye Konya'nın Sel-
çuk ilçesinde çöken 11 katlı bi-
nanın görüntülerini getirmekte-
dir.
1992'de lüks konut sınıfında
inşa edilen, nasıl bir malzeme
ile yapıldıysa 3 yıl sonra çökme
tehlikesine karşı güçlendirme
çalışması yapılan, önceki gün
de yerie bir olan binanın enkaz-
lan arasından yaralılan kurtar-
ma çalışmaları gelir ekrana.
Kazma kürekle yakınlannı kur-
tarmaya çalışan insan manza-
raları...
Bilgiye ulaşmanın kolaylığı bu
kez de "onu kullanmayı önem-
sememenin" kurbanı olmuştur.
Ya eksik malzeme, ya taşıyı-
cı kolonlann kesilmesi, ya de-
netimsizlik, ya binada oturanla-
rın tehlikeyi bilmelerine karşın
önlem almamaları.
Çöken 11 katlı bina aslında
birsembol...
Televole kültürü ile yoğrulan
birtoplumun sonunda ulaşaca-
ğı noktanın göstergesi...
Mum ışığındaki bilgi güzeldi,
kalıcıydı, önemsenirdi.
Ya şimdi?