17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI [email protected] 13 Yukos-Sibneft somında ayrıldı • Ekonomi Servisi - Uzun süredir aynlacaklan yolunda spekülasyonlara maruz kalan Rus firmalan Yukos ve Sibneft, sonunda ortaklığa son verme konusunda anlaştıklanıu açıkladılar. Yukos'un şu anda hapiste olan ana hissedan Mikhail Khodorkovsky, ortaklığı tekrar canladırmak istese de bazı Sibneft hissedarlannın uzun süredir anlaşmaya karşı olduklan biliniyordu. Borçlanmada sistem değişiyor • ANKARA (ANKA) - Hazine, önümüzdeki haftadan ilibaren iç borçlanma ihalelerinde "çoklu fiyat sistemi"ne geçecek. Bu sistemle yatınmcılar, ihalede senet almaya hak kazanmalan durumunda, bu senetleri kendi teklıf ettikleri fiyat- faız üzennden alacaklar. Devlet iç borçlanma senetlenne yönehk olarak değışim ihalelerinde ise tek fiyat ihale sistemınin uygulanmasına devam edilecek. Bakû-Ceyhan'da imzalar atıldı • BAKt(AA)-Azeri petrolünü Türkiye ve dünya pazanna ulaştıracak Bakû-Tiflis- Ceyhan (BTC) projesiyle ilgili kredi ve boru hattı geçişinde ev sahipliğiyle ilgili son anlaşmalar dün Bakû'da imzalandı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, BTC'nin de kısa zamanda tamamlanarak işletime geçeceğini belirtirken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler de katkılanndan dolayı Ceyhan terminaline Haydar Aliyev'in adının verilmesi yönünde karar alındığmı söyledi. SSK kurumlardan alacaklı • ANKARA (ANKA) - SSK'nin ışverenlerden prim alacağı ekim sonu itibariyle 5 katrilyon liraya yaklaştı. Prim alacağının yüzde 67'sini özel sektör, yüzde 33'ünü de kamu kesiminin oluşturduğu SSK'nin, özel sektörden 3 katrilyon 128.4 trilyon lira, kamu sektöründen ise 1 katrilyon 539.6 trilyon lira alacağı \ar. Tüzmen, Ukrayna yolunda • ANKARA(AA)- Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, bu ay içinde Türk işadamlanyla birlikte Ukrayna ve Suriye'ye gıdeceklerıni belirterek, "Ukrayna ile Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısı, Suriye ile Serbest Tıcaret Anlaşması (STA) yapmayı planlıyoruz" dedı. Tüzmen, Ukrayna'ya. 24-27 Şubat tarüıleri arasında, Sunye'ye ise şubat ayı sonunda yine işadamlan ile birlikte gıdeceklerıni belirtti. Madencilik sektöründeki küçülmeye karşm her yıl yüzlerce mühendis mezun ediliyor Üniversitedeniş kuyruğunaOZLEMAS Kamu ve özel sektörün yatı- nm yapmamasından dolayı hızla küçülen madencilik sek- törünün istihdam ettiği kişi sa- yısı da süreklı azalıyor. Türki- ye Mühendis ve Mimar Odala- n Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Tam- zok'un hazırladığı "Maden Mühendislerinin Işsizlik Soru- nu" konulu rapor, sektörün gi- derek daraldığını ve son yıllar- da üniversitelerin ihtiyacın çok üstünde mühendis mezun etti- ğini ortaya koydu. Kamunun madencilik sektö- rüne yatırım yapmasının engel- lenmesi, buna karşın oluşan boşluğun, sektörün içerdiği • Sektör, kamu ve özel sektör tarafmdan yatınm yapılmamasmdan dolayı hızla daralıyor. thtiyaç duyulan "ara eleman" yetiştirilmemesine karşm her yıl "çalışma olasılığı çok düşük olan" binlerce maden mühendisi mezun ediliyor. yüksek riskler nedeniyle özel sektör tarafindan doldurulama- mış olması, sektörün belirgin bir küçülme sürecine girmesine neden oldu. 1981 'de toplam ser- maye yatınmlan içerisinde yüz- de 4.5 olan kamu madenciliği- nin payı 2002 "de yüzde 0.5 dü- şerken artacağı varsayılan özel sektör yatınmlannda ise ciddı sayılabılecek bir artış olmadı. 1981 'de özel sektör madencilik yaörrmlannın toplam sabit ser- maye yatınmlan içerisindeki yüzde 0.3 olan payı 2001 'de sa- dece yüzde 0.75 oldu. Sektörün gayri safı milli ha- sılaya katkısımn yüzde 1.5'in altına gerilediğini gösteren ra- pora göre, sektördeki istihdam da 20 yılda yanya indi ve 1980'de yaklaşık 200 bin kişiy- ken, 2002 itibanyla 100 binin altına düştü. Madencilik sektöründeki ge- rileme ve istihdamdaki azalma- ya karşın yeni maden mühen- disliği bölümlen açılıyor ve öğ- renci kontenjanlan arttınhyor. Bugün ülkemizde 5'i ikinci eğitirri veren toplam 16 maden mühendisliği bölümünden her yıl 650'nin üzerinde maden mühendisi mezun ediliyor. Sektörün ihtiyacından fazla mühendisinin mezun edilme- siyle ortaya çıkan tablo çarpı- cı. Veriler, yaklaşık 11 bin 300 kişi olan maden mühendisi kit- lesi içerisinde, işsizlik oranının yüzde 70'lere kadar yükseldi- ğini ve bu sayının giderek art- tığım ortaya koyuyor. Sektörde çalışma olasılığı yüzde 50'nin altında olmasına rağmen mezun edilen mühen- dislere karşın sektörün ihtiyaç duyduğu "ara eleman" yetişti- rilmesine yönelik hiçbir prog- ram bulunmuyor. 'Ulusal politika ohışturulmalT Maden Mühendisleri Oda- sı'nın çözüm önenlen şöyle: • "Ulusal Madencilik Poüti- kasT oluşturularak, sektörün tüm alt dallanndaki üretim art- tınlmalı ve yeni arama projele- riyle var olan kaynaklara yeni rezervler katılmalı. • Maden ruhsat alanlannın atıl durumda bekletilmesi en- gellenmeli. • Madencilik sektöründeki öğretim-eğitim konusunun ye- niden ele ahnması ve sektörün gereksinım ve beklentılerinin yansıtılması gerekli. >ANAYİODALARIBAŞKANLARI: 'Ihracat hayali ve mükerrer' MURATKIŞLALI ANKARA - Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş. ihra- cat rakamlannın ger- çek ortamı yansıtma- dığını, 900 milyon do- larlık ihracata sahip Adana'da pek çok fir- mannı iç pazardaki sı- kıntıdan dolayı zaran- na ihracat yaptığını, pek çoğunun da üretı- me ara verip işçi çıkar- dığıru belirtti. thracat rakamlanndaki artışı serbest bölgelerden yapılan "mükerrer ih- racat'' ile "hayali ihra- cafa bağladı. KDV tartışması ~" Özgümüş, artışta serbest bölgelere olan ihracatın incelenmesi gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu: "Konfeksiyoncu, içerideki bir kumaş üreticisine gittiği za- maa, içeride mal üre- teceği halde,firmaku- maşı serbest bölgeden teslim etmeyi öneriyor. Önce kumaşçı ihracat yapıyor, dahilde işjenıe beîgesiyle bu kumaşı serbest bölgeden ithal eden konfeksiy oncu da sonra üretinıini ihraç ediyor. Böyiece iki defa ihracat yapdmış olu- yor. Bunun avantajı vergi iadesi ve üretici firmalann Katma De- ğer Vergisi riskine gir- memelerL'' Özgümüş, artışın ikinci nedeninin de ha- yali ihracat olduğunu ima ederek "Şu anda KDV'nin yüzde 18'den 8'e düşiirülınesi yolun- da firmalann taiepteri var. Buna direnenler de var. Oradan siz de çı- karabüirsinizbudiren- cin anlamını" dedı. SiyasJendişe Özgümüş, "Şuanda odalarda birçok kimse yerel seçimlerde aday- lığı düşünüyor. Kimse 'Hükümet başansız" demez. Neden doğru- yu söyleyip kötü olsun- lar. 'Her şey günlük güneşlik sayın başba- kanım, sayın bakanım' derler* diye konuştu. Anadolu'nun ihra- catçı kentlerindeki oda başkanlan Cumhuri- yet'e döviz kurunun artmamasma karşın ihracattaki canlanma- yı değerlendirdi: Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer: Iç pazardaki durum gittikçe kötüye gidiyor. Dövizin düş- mesiyle birlikte kârlar çok düşük. Ama Tür- kiye ihracatta bir ivme yakaladı. Kayseri SanayiOda- sı Başkanı Mustafa Çapar: İhracatta artış var, ama istihdam 1997 seviyesinde, yeni yatınm da yok. Konya Sanayi Odası Başkanı Ahmet Şeke- roğlu: Moraller son de- rece yüksek. Fakat dö- vizdeki düşüklük tabii ki mesele olmaya de- vam ediyor. 2004 kri- tikyıl. Otobiis firmalan, havayolu şirketlerinin indirimli sefer başlarüğı illere talebin düşmesinden rahatsız. Vapur ve uçak biletlerinin ucuzlamasıyla firmalar zarara uğradı Otobiis şirketleri zor durumda SEVCAN ÖZDEMİR Deniz ve havayolu ulaşırnında Özel Tüketim Vergisı'nin (ÖTV) kaldınlmasıyla ucuzlayan biletler, karayolu taşımacılığına ilgiyi azalt- tı. Yolcu bulmakta zorlanan firma- lar, zor günler geçiriyor. Uluslararası Anadolu ve Trakya Otobüsçüler Derneği Halkla tlişki- ler Müdürü Muammer Başkan, ha- vayolu şirketlerinin sefer başlattığı illere olan talebin önemli oranda düştüğünü söyledi. Başkan, "Dev- let 1950'den beri karayohınu dcs- tekledi Desteğini 3 aydır çekerek FlyAir, Istanbul-Ankara seferine başlayacak İSTANBUL(AA)-Türkiye'de iç hat uçuşlaruıa geçen yılın ekim aymda baştayan Fhy Air, yurtiçindeki nokta sayısını arttı- nyor. Fhy Air, 9 Şubat'ta Istan- bul-Ankara seferine başlayacak. lstanbul-Ankara hattında biletler 69 milyon 500 bin lira- dan başlayan fiyatlar- la satılacak. Istanbul-Ankara-Istanbul se- ferleri için düzenlenen tarife, işa- damlan için özel olarak plan- landı. Hafta içi her gün sabah sa- at 07.30'da Istanbul'dan Anka- ra'ya hareket edecek uçağın dö- nüşsaari 19.30 olarak belirlendi. Fry Air, mayıs ayından itiba- ren uygulayacağı yaz tarifesiy- le de Antalya, lzmir ve r Bodrum gibi turistik bölge- lere uçmaya ha- c zırlanıyor. Bu seferlerle birlik- te yapılacak alımlar sonucu şirketin uçak fılosu güçlendi- rilecek. Fly Havayollan AŞ Ge- nel Müdürü Ahmet Karaman, yurtiçinde 22 bin yolcuya ulaş- tıklannı bildirdi. başka alana çe\irdL Otobiis şirket- leri hazuiıksız yakalandı" dedi. Kayseri' ye sefer yapan Ipek Oto- büs tşletmesi'nin tstanbul Bölge Sorumlusu Aziz Duran. "Kayseri, işadamlannın sürekli gidip geldiği bir yer. Daha önce bizim araçlan- mızla giden işadamlannın büyük çoğunluğu arük uçakla gitmeyi ter- dhedh'or' 1 dedi. Duran, Kayseri'ye gidiş fiyatmı 40 milyondan 25 mil- yona kadar indirdiklerini vurguladı. Ulusoy firması Otogar Banko Şefi Kenan Saral da "Bizim maH- yetimiz çokolduğu halde bilet fıyat- lannı indirmek zorunda kaldık. Binlerce çahşanın ekmeğiyle oyna- nıyor" dedi. Bilet fiyatlannı 50 milyondan 35 milyona kadar indir- diklerini anlatan Yeni Diyarbakır firması çalışanlan ise "Her gün 4 servis dohı giden otobüsler 2 servi- se kadar indi Uçakseferleri biziçok kötü bir duruma düşürdü" diye ya- kındı. Onur Air Havayolu şirketi yetki- lileri de özellikle yurtiçi seferleri- nin yoğun olduğunu belirterek "Rezen^syonlarda yaşanan yoğun- hık nedeniyle telefonlanmızı 4 hat- tan 23 hatta çıkanhk. Yeni büet sa- üş ofisleri açûk" dedi. TMSF, Adalet Bakanlığı'na başvurdu Imarbank 9 ta 4 7 8 kişiye haciz istemi ANK\RA (ANKA) - Imarbank'ın içıni boşaltarak 8 katrilyon liraya ya- km borcu devlete yükleyen Genç Par- ti Genel Başkanı Cem Uzan ile ailesi, yakınlan \e şirket yöneticilerinin mal- lanna haciz süreci başlıyor. Edinilen bilgiye göre, Tasarnıf Me\duatı Sıgorta Fonu (TMSF), Ada- let Bakanlığı'ndan, tmar- bank'ın içinin boşaltıl- ması ve 7.7 katrilyon li- ralık kamu alacağmdan müteselsil sorumlu Ke- mal, Cem. Hakan ve Ya- vuz Uzan ile bunlann eş, çocuk ve yakınlan, şir- ketleri ve vöneticilerin- • TMSF, Adalet Bakanlığı'ndan, toplam 478 kişinin mal, hak ve alacaklanna "haciz" konmasını istedi. den oluşan toplam 478 kişinin mal, hak ve alacaklanna "haciz" uygula- ması başlatılmasını istedi. Listede ay- nca, Uzan ailesinin eş ve çocuklardan oluşan diğer tüm üyeleri, ortaklan ile bunlann birinci derece vakınlan, Star TV, Rumelı Holding, KKTC'de faali- yet gösteren Rumeli Telekom AŞ ve Uzan Grubu'na ait diğer şirketler. ka- patılan îmarbank'm şube müdürü dü- zeyine kadar tüm yöneticileri yer alı- yor. TMSF, söz konusu kişilerin hak ve alacaklannın araştınlması, tespiti du- rumunda üzerine haciz konuhîıası ve bunlann bloke edilmesi- ni istedi. BuaradaTMSF.Türk- bank davasının "bir nu- marahsamğı" olan, Ban- kekspres davasında "cü- rüm işkmek için teşekkül oluşturmak" ve "özel "~^^^~~ belgedesahtecilik''suçla- masıyla yargılanan ışadamı Korkmaz Yiğit haklanda da Adalet Bakanlığı'na yazı yazarak Yiğit ve şirketlerinin dev- lete olan borçlan dolayısıyla mal, hak ve alacaklanna haciz konularak bun- lann bloke edilmesini istedi. SÖYLEŞİLER KORKUT BORATAV Dünya Sosyal Forumu'ndan 16-21 Ocak tarihleri arasında Hindistan'ın Mum- bai (eski ve bilinen adıyla Bombay) kentinde gerçek- leştirilen Dünya Sosyal Forumu'na ben de katıldım. Benim ve Türkiye'den bir grup sosyal bilim insa- nının katılışı, Ingilizce kısaltması ile IDEAS adı ile bi- linen bir iktisatçılar grubunun daveti üzerine gerçek- leşti. IDEAS gaıbu Dünya Sosyal Forumu'nda "Emper- yalizmin Araçlan; Savaş, Ticaret ve Finans" başlık- lı bir açık oturum ve "Emperyalizme Karşı Direniş" genel başlığı altında (ve tanm, kadın, finans/dış ti- caret, emek dünyası ile ulus-devletlerin yoksullaş- ması konulannda) beş seminer düzenledi. Türki- ye'den gelen meslektaşlanm ve ben bu toplantılara konuşmacı, yorumcu, başkan olarak katkılaryaptık. Ancak, yanlış anlaşılmasın: IDEAS grubunun sözü- nü ettiğim toplantılan, Dünya Sosyal Forumu'nun tartışma ve fikir panayınnın çok küçük bir öğesini oluşturdular. Dörttam gün boyunca, 9-12,13-16 ve 17-20 saatleri arasında çok çeşitli uluslararası, ba- zen ulusal grupların düzenlediği ve her an ortalama 50'ye ulaşan seminer-açık oturum gerçekleştiril- mekte idi. Bu, forum çerçevesi içinde yüzlerce tar- tışmalı toplantı anlamına geliyor. Zamanın elverdiği kadar bunlan dolaştım. Konuşmalar çoğu kez Hin- du diline çevrilmekte ve kalabalık ve canlı izleyici gruplan, toplantılara aktif katkı yapmakta idiler. • • • Bir yanlış izlenimi daha önlemem gerekiyor: Dün- ya Sosyal Forumu, bir seminerler, konferanslar di- zisinden ibaret degildi. Forum, Mumbai'nin kenar semtlerinden birindeki geniş bir alana, dünyanın dört bir köşesinden çeşitli sosyal, meslekî, etnik grupla- n ya da ("Irak'ın işgaline son", "çocuk haklan", "su, ticaret konusu olamaz" gibi) tematik talepler etra- fında toplanmış yerel, ulusal ve uluslararası örgüt- lenmeleri temsil eden insanlann kayıtlanarak katıl- dıklan bir büyük "şölen/nümayiş" olarak da nitelen- dirilebilir. Büyük çoğunluğu Hint yankrtasından ol- mak üzere, toplam kayıtlı katılım, yüz bini aşmış; böyiece kitle katılımı bakımından 2003'teki Porta Alegre'nin çok üzerine çıkılmıştı. Bu insanlar Mumbai'ye sadece izlemek için de- ğil, isteklerini, özlemlerini dünya haklanna taşımak ve bu amaca dönük katkılar yapmak için gelmişler- di. Seminer türü toplantılar, bu katkılann sadece bir bölümünü oluşturdu. Gruplar, pankartlan altında, zaman zaman müzik ve danslann eşliğinde gün bo- yu kendilerini tanıttılar; broşürlerini, programlannı, yayınlannı kendileri için aynlan barakalarda dağıttı- lar. • • • Mumbai'da açığa vurulan isteklerin, programlann; katılan topluluklann, örgütlerin kaba da olsa bir bi- lançosunu çıkarmak için, forumun büyük hacimli resmi programının ve altı gün boyunca dağıtılan yüz- lerce broşür ve pankartın içerik çözümlemesine kal- kışmak gerekir. Bunu yapma olanağım olmadığı için okurlanma bazı izlenimlerimi aktarmakla yetinece- ğim. Bir kere, katılım bakımından foruma öncelikle Hin- distan'ın, ikinci planda da Nepal'den Sri Lanka'ya; Pakistan'dan Bangladeş'e kadar uzanan Hint yan- kıtasının damga vurduğunu belirtmek gerekir. Bu coğrafya, emeğin geleneksel örgütlenmelerinin sos- yalizan taleplerinin yanı sıra dinsel (yani Müslü- man/Hindu aynmına dayalı) şiddete, kast sisteminin dışında yer alan dokunulmazlar ("Dalitler") grubu- nun, kadınlann, azınlıklann karşılaştığı aynmlara ve neoliberal politikalann yarattığı toplumsal yıkıma kar- şı tepkileri foruma taşıdı. Bu çerçevede, özellikle Hindistan'da (kadınlann şaşırtıcı boyutlarda katkı yaptığı) halk örgütlenmelerinin gelişim düzeyinin, Türkiye'dekinin çok ilerisinde olduğu anlaşılmakta idi. Tüm coğrafyalan kucaklayan daha genel bir de- ğeriendirmeyi, "emperyalizme ve kapitalizme siste- mik muhalefet" ile "küreselleşmenin olumsuz sos- yal sonuçlannı hafifletmeprogramlan" (kısacası dev- rimci/reformist çizgiler) aynmı üzerinde yapabiliriz. Mumbai'deki toplantı alanını dolduran on binler- ce insanın ezici çoğunluğunu, içinde yaşadığımız dünya üzerinde ortak bir teşhis ve özlem bir araya getirmekte idi: "Sermaye ve kapitalizm insanlığa karşıdır; gaddardır ve acımasızdır. Ve, başka bir dünya mümkündür." Bu, özünde devrimci bir muhalefettir ve bu neden- le "dünyanın efendileh"n elbette ürkütecekti. Işte bu nedenle, OXFAM gibi zengin devlet-dışı kuruluş- lar destekledikleri yerel "sivil toplum örgütleri" ara- cılığıyla küreselleşmenin ılımlı eüeştirilerini ve reform programlannı, foruma taşıdılar; muhalefeti "evcil- leştirme" çabasına yöneldiler. Bu iki çizgi arasında- ki mücadele süregelecektir. Dünya Sosyal Forumu, 2005'te Porta Alegre'de, 2006'da Güney Afrika'da toplanmak ve ABD'nin Irak saldınsının yıldönümü olan 20 Mart 2004'te dünya çapında protesto gösterilerini örgütleme kararlan ile son buldu. İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ÖZLEM YÜZAK odenLyuzak@cumhuri>ctcooLtr Bin millik yolculuk tek adım- la başlar... ÇinAtasözü Yıl 1945... Çapa Kız öğret- men Okulu'ndan yeni mezun olmuş 18 yaşında gencecik bir kız, köyyollannda... Ensesinde topladığı uzun kumral saçlan, etek ve ceketi ile tam bir Cum- huriyet kızı... Mesleğe ilk adım attığı yer ise Ege'de Tire'ye bağlı Sanlar Köyü. Zorlu ama güzeldir hayat, köyün hemen dışındaki derme çatma okul bi- nasına bitişik tek göz odada tek başına biryaşam başlar. 90 öğ- rencisi vardır. Sabahlan 1, 2 ve 3. sınıflara, öğleden sonra ise 4 ve 5'lere ders vermekle geçer günler. Geceler ise gaz lamba- sının ışığında Istanbul'dan ge- tirilen kitaplann kim bilir kaç kez okunmasıyla... Eşe dosta mek- tuplar yazıp kitap göndermele- rini ister. Bu şekilde oluşturur okulun kitaplığını... Yıl 2004... Bugün 76 yaşında olan o Cumhuriyet öğretmeni, hâlâ 18 yaşın pırıl pınl gözleri ile o günleri anlatırken kendini din- leyenler arasında genç bir kız da vardır, 18 yaşına girmeye ha- Mum Işığında Bilgi zırianan. Aklı bile almaz, 55-60 yıl önce kendi yaşında bir genç kızın Istanbul'dan kalkıp Ana- dolu'nun yolu bile olmayan bir köyüne eşek sırtında ulaşıp tek başına bir yaşama baş- layabileceği- ni. Dönem popstarlar, televoleler dönemidir... Hangi man- kenin hangi işadamı ile birlikte oldu- ğu haberinin gazete man- şetlerine ta- şındığı, Bay- han'lı, Abi- din'li, Fir- devs'li gün- ler... Eğitim için özel okullara avuç dolusu para- lann saçıldığı, devlet okullannın iyi öğretmenlerinin bu okullara transfer edildiği, ancak bu kez de "şımank" veli ve "tüccar" okul yönetimi kıskacı arasında istediği şekilde öğrencilerini eğitmedikleri dönem... Çağdaş eğitimi planlamakla sorumlu bakanlığın, çember sakallı, dar zihniyetli kadrolarca dolduruldu- ğu dönem... Yıl 2004... Bilgi çağı... Bilgiye akıl almaz bir hızla ulaşıl- dığı zaman dilimi. He- men herkes- te cep tele- fonu, her kö- şede inter- net kafeler, televizyon- larda onlar- ca kanal... Bilgi elimizin altında... Peki ya kullanan?.. 76 yaşındaki Cumhuriyet öğ- retmeni bilgiyi ne zor koşullar- da aktardığını anlatır, bugünün 18 yaşındaki genç kızı şaşkın gözlerie dinlerken televizyonlar flaş haber diye Konya'nın Sel- çuk ilçesinde çöken 11 katlı bi- nanın görüntülerini getirmekte- dir. 1992'de lüks konut sınıfında inşa edilen, nasıl bir malzeme ile yapıldıysa 3 yıl sonra çökme tehlikesine karşı güçlendirme çalışması yapılan, önceki gün de yerie bir olan binanın enkaz- lan arasından yaralılan kurtar- ma çalışmaları gelir ekrana. Kazma kürekle yakınlannı kur- tarmaya çalışan insan manza- raları... Bilgiye ulaşmanın kolaylığı bu kez de "onu kullanmayı önem- sememenin" kurbanı olmuştur. Ya eksik malzeme, ya taşıyı- cı kolonlann kesilmesi, ya de- netimsizlik, ya binada oturanla- rın tehlikeyi bilmelerine karşın önlem almamaları. Çöken 11 katlı bina aslında birsembol... Televole kültürü ile yoğrulan birtoplumun sonunda ulaşaca- ğı noktanın göstergesi... Mum ışığındaki bilgi güzeldi, kalıcıydı, önemsenirdi. Ya şimdi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle