21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA J\_ U \_j l U J \ kulturfa cumhuriyet.com.tr 15 ALLEGRO EVİN tLYASOĞLU Bülent Tarcan unutuldumu?Söyleşimiz bitmişti. Notlanmı toplayıp teybi çantama koyarken birden bileğimden tutup beni dur- durdu: "Bir şey daha eklemeni- zi istiyorum" dedi. Sanki bütün anlattıklarını bir film şeridi gibi benimle seyretmiş ve bir sonuç çı- karmak gereksinimi duymuştu: "HekimUğin cerrahi gibi uzun ve meşakkatli bir dalına 45 yılı- mı verdiğimden ancak bu kada- rını yapabilmişim. Ama beni bir senfoni bestecisiydi diye anar- sanız çok memnun olurum." 1984 yıhydı. 'Çağdaş Sanatı- mız Çağdaş Bestecilerimiz' adlı televizyon programımda Bülent Tarcan'la yapacağım konuşma için ön söyleşiye gitmiştim. Prof. Dr. Bülent Tarcan, gerçek bir tıp profesörü. Türkiye'de ilk kez Nö- roşirürji (Beyin Cerrahisi) ihtisas kürsüsünü kuran kışi. 1914"te sa- vaş patladığı günlerde doğmuş. Çocukluğu ve ilk gençliği askeri doktor olan babasıyla Şam, Çor- lu, Urfa, Ankara, tzmir gibi yer- lerde geçmış. Istiklal Savaşı'nı adım adım solumuş, Atatürk'e hayran, ulusal duygulan son dere- ce güçlü bir bilim ve sanat adamı. Kendi kendine yetlşmiş bir usta 192O'li yıllann ortasında Ur- fa 'daki yoksul koşullarda bulup dinlediğı plaklardan merak sarmış müzığe. Kendı kendine keman çalmayı öğrenmiş, kendi kendine notalan sökmüş, bır \Vagner ope- rasının rüzgârına kapılıp on iki ya- şında bu tarzda bir operayı libret- tosuyla birlikte yazmış: Baltha- zar. Ancak ailesi müziği meslek olarak seçmesıne, bu dalda eğitim almasına karşı çıkmış: Bınbaşı AIi Rıza Bey'in oğlu, elle turulur, doğru dürüst bir meslek seçmeli- dir, örneğin baba meslegi hekim- lik gibi! 1932'de tıbbıyeyı bitir- miş, asistanlık dönemi sırasında tam üç kez askerlık yapmış, Ikın- B ci Dünya Savaşı bunahmlan, der- ken gençlik cesareti evlilik... Evet, Bülent Tarcan bir senfoni bestecisiydi. Aslında bütün yaşa- mını bir senfoni gibi zengin çal- gılardan oluşturmuştu. Cerrahlıkta bu dalın en ağır ve yaşamsal riski yüksek olan beyin cerrahisini seçmişti. însan ilişki- leri de sıradan değildi: Hep güze- le, kültüre, özenli insanlara me- raklıydı. Bir yanda hekimlik, öte yanda kemancılık, orkestracıhk ve bestecilik yürürken bunlann uzantısı olan müzik yazarlığı, rad- yo programcıhğı ve iki dah birleş- tirdiği konferanslanyla dolu dolu bir yaşam geçirdi. 1983'te emekli olduğunda üç orkesrra süiti, Katibim Çeşitleme- leri, Delı Dumrul Süiti gibi diğer senfonik yapıtlan; Hançerli Ha- nım, Deli Dumrul gibi bale yapıt- lan; kızı piyanist Hülya Tarcan için yazdığı piyano konçertosu, Ayla Erduran için yazdığı keman konçertosu, piyano parçalan ve şarkılan vardı. Asıl büyük çaplı yapıtlan bundan sonra gelecekti: Geniş korolu solistli ve büyük or- kestrayı kapsayan senfonik şiırle- ri: Saİcarya, Olümsüz Mimar ve ölümünden az önce bitirdiği Mev- lana. Ne yazık ki Mevlana hiç seslen- dirilmedi. Diğer ikisi de bir kez 1 u yıl on üç yıl önce, Saygun'dan bir ay sonra yitirdiğimiz Bülent Tarcan'ın 90. doğum yıldönümü. Senfoni orkestralarımızın yıllardır unuttuklan bu 'senfoni bestecisi'ni gündeme getirmeleri için iyi bir fırsat değil mi? Rengim Gökmen yönetiminde CSO ile çahnmış. Raslantıyla eli- mizde kayıtlan var. Şimdi onlan dinledikçe büyük bir kültür biriki- mini izliyoruz. Post-romantikler- den, Rus Beşlerinden, Türk folk- lorundan esin kaynakları bulmuş. Müzlk tarlhimlzl de zenglnleştlrdl Yine ne yazık ki bu tstanbullu besteciyi son dönem yapıtlanyla hiç duymamış Istanbul. 16 Şubat 1991 günü öldüğünde belki onu beyin cerrahı olarak daha çok ta- nıyanı vardı. Ama Bülent Tarcan, bu kürsüyü kurduğu gibi Türk Beşleri'nden sonraki kuşağın bes- tecilerinden biri olarak müzik ta- rihimizi de zenginleştirmiştı. An- cak ona ne sanat profesörlüğü ve- rilmişti, ne de devlet sanatçıhğı! Hekimliğin ve miizlğln uyumlu blrllktellğl Şu sıralarda Bülent Tarcan'ın biyografisini kapsamh bir kitap olarak hazırlamaktayım. Müzik- çiler kadar beyin cerrahları da kaynak kişilerimin arasında. Bir gazete söyleşisinde şöyle diyor: "Hekimliğim ve müzik benim kişiliğimde tam bir uyum halin- dedir. Her ikisini de aynı ciddi- yetle uygularım. Tedavi ettiğim bir hastaya karşı ne kadar so- rumluysam, yazdığım bir esere de aynı sorumluluğu gösteri- rim." Besteciliği, Cemal Reşit ya da Saygun'un desteği dışında kendi kendine öğrenmiş Tarcan. En il- ginci de bilimde öğrendiği sis- temi müzikte uygulayışı! Işte bir tek bu yönünü keşfetmek bile bu kitabı yazmak için bana yeterli esin kaynağı oldu. tnceledikçe ka- lın sıyah çerçeveli gözlüklerinin ciddi çizgileri ardında nükteli, hatta çocuksu zaaflan olan bir ki- şılik çıkıyor ortaya. Bu ikilemi yapıtlarında da sezdiriyor. 2004, Bülent Tarcan'ın 90. yı- lı. Onun Üçüncü süitindeki 'Bo- lu Dağı'nın Atlıları' bölümünü yıllarca TRT'nin haber sinyali olarak dinlemıştik. Şimdi yapıtlannın çahnmama- sı nota bulunmamasından değil, çünkü Borusan Kitaplığı'ndan onlara ulaşılabilir. 2004, on üç yıl önce, Saygun'dan bir ay sonra yi- tirdiğimiz Tarcan'ın 90. yıldönü- mü. Senfoni orkestralarımızın yıllardır unuttuklan bu 'senfoni bestecisi'ni gündeme getirmele- ri için iyi bir fırsat değil mi? evini ; boun.edu.tr Geçen kış, bahar hiçgelmedi! Kültür Servisi - Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi'nin, 28 Şubat'a kadar ev sahipliği yaptığı 'Geçen kışbahar hiç gelmedi' adlı sergi, bu yıl bahan, beklenenden erken getirmeyi amaçlıyor. Jzleyicileri keyiflendirmeyi ve gülümsetmeyi hedefleyen sergide, altı uluslararası sanatçının fotoğraf ve video yerleştirmelerinden oluşan işleri yer alıyor. Felix Gonzalez-Torres, 'Untitled (North)' adını verdiği, ortama göre istendiği gibi yerleştirilebilen ampuller dizisiyle yaratıcılık özgürlüğünü paylaşıyor, Jim Lambie oylumu desen, hareket ve ışıkla doldunıyor. Sanatçının sergi için özel tasarladığı işte, sergi alamnın zeminine yerleştirilen ve ZOBOP'u oluşturan siyah-beyaz şeritler, durağan olduklan halde, işi gerçekleştirme sürecini gözler önüne seriyor. 'Bir dakikalık heykel'leriyle ünlü Ervvin Wurm, insanın, saçma ve işlevi olmayan davranışlannı deneme arzusunu yakaiıyor. Sanatçının fotoğraflan, bu tip davranışlann güzelliğini ve zamansızlığını ortaya koyuyor. Wurm gibi, sergiye keskin bir mizah öğesi katan Başir Borlakov'un kompozisyonlan, görünüşte 'normal' olan ile 'garip' olanı-ashnda birbirini dengeleyen iki ucu- biri diğerinden aykın görünmeyene kadar bir araya getiriyor. Lilibeth Cuenca Rasmussen'in 'Family Sha-La-La' adlı video yerleştirmesinde, yan Filipinli, yan Danimarkalı bir aile. birlikte ancak farklı becerilerle dans ediyor. Izleyiciyi bir yandan onlarla birlikte gülümsetirken öte yandan küreselleşmenin yarartığı eşitsizliği, nükteli bir biçimde duyumsatıyor. Pipilotti Rİst'üı 'Ever Is Over All' adlı video yerleştirmesi ise sembolik dünyayı kendi düzenleme araçlanyla parçalayan muhalif bir bütünü çalıştınyor. Toplumun, beden ve davranışlan sınıflandırması, buradaki güç ilişkilerini ve 'öteki'nin durumuna ilişkin korkuyu ortaya çıkanyor. (0 212 293 23 61) Sanatın başyapıtlarını kendinden özveride bulunan sanatçılara borçluyuz Kurban Bayramı'ndan operaya ÖNDER KÜTAHYALI Kurban Bayramrnın son günündeyız. Bayram dinlencelerinin öncesinde ve sonrasında müzik etkinlikleri azalu-. Dilerseniz, yazgımızın aynlmaz parçası olan kurban olgusunu müzikte arayalım. W.A. Mozart'ın operasında "Girit Kraü Idomeneo", Truva seferinden dönerken korkunç bir fırtınaya yakalanır. "Eğer" der "bu felakerten sağ kurtulursam, karaya ayak bastığımda karşıma çıkacak ilk kişiyi Denizler Tanrısı Neprün'e kurban edeceğim". Kral, Girit'e geldiğinde kendisini sevgili oğlu ldamantes karşılar. Şükür ki dönemin "opera seria" kurallan ölümü yasaklamıştır. Böylece libretto yazarlan öyküyü mutlu sonla bitirirler. Mozart'tan stravlnski'ye Kral Agamemnon kardeşi Menelaos'un kansı güzel Helena yüzünden Truva seferine çıkmak zorundadır; ama Denizler Tannsı Poseidon'u kızdırmış, o da rüzgân kesmiştir. Gemiler limanda beklemektedir. Eğer Agamemnon, kızı Iphigenia'yı kurban ederse Poseidon rüzgârlan salıverecektir. Aulis Tapınağı'nda tören düzenlenir. Genç kiz, başında çelenk, kahramanca sunağa yaklaşır, satır ensesine inmek üzereyken görünmeyen güçler onu Tauris'e kaçınp, yerine bir geyik koyarlar. Christoph VVillibald Gluck (1714-88), "tphigenia Aulis'te" başlıkh operasında korkusuz kızın ve içi kanayarak bu özveriye katlanmak zorunda kalan babanın duygulannı ustaca yansıtır. tgor Stravinski'nin "Bahar Ayini" adındaki balesi 1913'te Paris'te oynandığında, müziğin o dönemde geçirmekte olduğu hızlı değişimi özümseyemeyenler büyük gürültü koparmıştı. Yapıt artık 20. yüzyılın "klasik"leri arasındadır. Bu ilginç balede, toprağa tapan ilkel bir kabilede ilkyazın ozart'tan Gluck'e, Stravinsky'e birçok ünlü bestecinin başyapıtlannın esin kaynağı, yazgımızın aynlmaz parçası 'kurban' olgusu olmuştur. Bence kurban olgusunu, çağımızda sağlıklı toplumu yönlendiren özverinin simgesi olarak düşünmek gerekir. gelişi kutlanmaktadır: Eğlenceler düzenlenir; atalann nıhlan çağnlır. Törenin sonunda, yaşhlann seçtiği genç kız, ölünceye değin dans etmeye zorlanarak toprağa kurban edilir. Bence kurban olgusunu, çağımızda sağlıklı toplumu yönlendiren özverinin simgesi olarak anlamak gerek. Amerikah yazar Helen Keller (1880-1968), bebekliğinde yakalandığı amansız hastalığın sonucunda yaşamını hem kör, hem de sağır olarak geçirir; ama yazdığı onlarca kitaptan ve eylemlerinden yüreklenen eğitimciler, geliştirdikleri metotlarla "sağır kör" dedığimiz on binlerce insanı mutlu kılarlar. Sanat kurallarına karşı savaş Beethoven'e hizmet eden çocuk, artık sesleri duyamayan yaşlı bestecinin konuşma defterine şöyle yazar: "Biraz önce yaylı dörtlünüz seslendirildi; fakat yapıtı kimse anlayamadı." Oradaki tanıklann söylediğine göre Beethoven, kısa fakat güven dolu bir yanıt verir: "Bir gün anlayacaklar." Gerçekten de onun müziği, 21. yüzyılın insanını bile yaşamrn acımasızhğına karşı güçlendirmekte ve yüreklendirmektedir; ama büyük besteci, insanlık tarihindeki bu konuma gelebilmek için kendisine. doğaya ve sanatın kurallanna karşı amansız bir savaşım verir. Yapıtlannı tükenmek bilmeyen bir çaba içinde ortaya koyar ve son utkuya ulaşır. Günümüzde ve geleceğimizde de böylesi kurbanlar olacaktır; çünkü en büyük özlemimiz, savaşlann, salgın hastahklann ve açlığm ortadan kalktığı, çevrenin görüntüyle ve gürültüyle kirletilmediği, herkesin insanca yaşadığı cennet misali dünyadır ve bir gün mutlaka gerçekleşecektir. Bu duygularla değerli okurlann Kurban Bavramlannı kutlanm. Indiana Jones 4' yolda • Kültür Servisi - Senarist ve yönetmen Frank Darabont uzun süredir beklenen Indiana Jones sdizisinin dördüncü j bölümünün j senaryosunu tamamladığını açıkladı. Senaryo için yönetmen Steven Spielberg ve yapımcı George Lucas'ın da onayı alındıktan sonra ' çekimlere başlanması tasarlamyor. Çekimler bittikten sonra da filmin 2005 yazında gösterime girmesi bekleniyor. Tıyatro oyuncuları Tan'da • Kültür Servisi - Can Yayınlan'nın, ünlülerle gerçekleştirdiği ve kitapsever bir kuşak yaratmaya katkıda bulunmak amacını taşıyan 'Okuma Günleri' etkinliği 7 Şubat Cumartesi günü 14.30-16.30 saatleri arasında sevilen tiyatro oyunculannı ağırlayacak. Okuma Günleri'rün yeni konuklan, çocuklann çok sevdiği Buket Dereoğlu, Özgür Özgülgun ve Nilgün Belgün gibi tiyatro oyunculan. Ucretsiz olarak gerçekleştirilecek etkinlikte, tiyatro oyunculan çocuklara sevdikleri kitaplardan bölümler okuyacaklar. 'AşMar Var Unutulmamak İçin../ I Kültür Servisi - îş Sanat, müzikli şiir dinletileri dizsiinın şubat ayındaki konusunu 'aşk'a ayırdı. 9 Şubat'ta gerçekleştirilecek dinletide Türk şıirınin 13 usta kaleminin aşk konulu şiirleri seslendinlecek. Atilla Birkiye'nin hazırlayıp Mehmet Birkiye'nin sahneye uyarladığı 'Aşklar Var Unutulmamak İçin' başhkh dinletinin müziklen Serdar Yalçın'a ait. Dinletide Nâzım Hikmet, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Osman Saba, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Oktay Rifat, Necati Cumalı, Özdemir Asaf, Can Yücel, Ümit Yaşar Oğuzcan, Turgut Uyar, Edip Cansever ve Cemal Süreya'nın şiirlerini tiyatro sanatçılan Tilbe Saran, Metin Belgin, Güneş Berberoğlu ve Bülent Emın Yarar seslendirecek. Şarkılan ise Aylın Ateş (mezzosoprano) ve Hüseyin Likos (tenor) yorumlayacak. Ucretsiz olarak gerçekleştirilen dinletiler saat 20.00'de şiirseverlerle buluşuyor. 10212 316 1083) BBC Radio 3 ödülleri •LONDRA (BBC) - Kübalı usta müzisyen Ibrahim Ferrer, BBC Radıo 3 tarafından dağıtılan ödüllerde, 'En iyi Amerikalı Sanatçf seçıldi. "En İyi Yöresel Sanatçı' ödülü, Iraklı Kazem Al Sahir'in olurken Belçikah fusion grubu 'Think Of One ve Brazilian DJ Dolores de ödül alan sanatçı ve topluluklardan. Polonyalı topluluk 'the Warsaw Village Band', 'En İyi Çıkış' dalında ödülün sahibi oldu. 'En iyi Avrupalf ödülü ise tspanyol topluluk 'Ojos de Bruno'nun oldu. Malili şarkıcı Rokia Traore'ın albümü 'Bo\vmboi' de 'Yılın En iyi Yapımı' seçildi. Ödül töreni, 9 Mart'ta yapılacak. Suha Arm toprağa veriüyor • Kültür Servisi - 1 Şubat gecesı, bir süredir tedavi gördüğü Istanbul Hasekı Kardıyolojı Enstitüsü'nde yaşama veda eden yönetmen Suha Ann, bugün Bebek Camiı'ndeki öğle namazınm ardından, Aşıyan Mezarhğı'nda defhedilecek. Tım Burton gelenekselden yana • Kültür Servisi - Hollywood'un ünlü yönetmeni Tim Burton yeni tasansı 'Big Fish'te teknolojinin nimetlerinden yararlanmak yerine daha geleneksel yollan yeğledi. 'Edvvard Scissorhands' ve 'Ed Wood' gibi fılmleriyle adından sıkça söz ertiren Burton, 'Big Fish' tasansını geçen yıl babasım kaybettikten sonra geliştirdiğini belirtti. Babasıyla yakın bir ilişkisinın olmadığına değinen Burton, "Ailem beni yapmak istediğim her şeyde desteklemiştir fakat aramızda iyi bir bağ oluşturamadık" dedi. Burton, kendisi hakkında sıra dışı öyküler anlarmayı seven Albert Finney'in öyküsünü yansıtan yeni filminde pahalı bilgisayar grafikleri veya kamera hileleri kullanmadığını söyledi. Grammy ödül töreninin konuklan • LONDRA (AFP) - Caz piyanısti Chick Corea ve rock topluluğu Foo Fighters, Grammy ödül töreninde birlikte müzik yapacaklar. 8 Şubat'taki törende seslendirecekleri şarkıyı açıklamasalar da bunun Foo Fighters'ın son albümünden olacağı tahmin ediliyor. Corea, bu mini konserde, akustik piyanosunun başında olacak ve hiçbir elektrikli sazı kullanmayacak. Bu yılın Grammy'lerinde, Corea üç dalda, Foo Fighters da iki dalda aday gösteriliyor. BUGÜN • NARDİS JAZZ CLUB'da 21.30'da Donovan Mixon Band. (0 212 244 63 27) • YEREBATAN SARNICI'nda 14.00'te Sevilay Demirci'nin 'ney resitali'. (0 212 522 12 59) • ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ SİNEMASI'nda 15.30 ve 19.00'da 'Güneşli Pazartesiler' adlı filmin gösterimi. (0 212 251 56 00) • NÂZIM KÜLTÜREVİ'nde Yersiz Oyuncular'ın 'Beyaz Karga' adlı oyunu saat 17.00 ve 20.00'de. (0 212 245 04 81)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle