26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 HAZİRAN 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 8 . U L U S L A R A R A S I İ S T A N B U L T İ Y A T R O F E S T 1 V A L 1 ' N 1 N A R D I N D A N Farkh boyullar ülkeıııize taşmdı HANDAN ŞENKÖKEN Robert VV'ilson. belleklerden kolay ko- lay silinmeyecek bir iz bıraktı 8.L'lusla- rarası Istanbul Tiyatro Festıvalı'nin açılı- şında. 'Persefone'yle yönetmenin istedi- ğı gibi 'yalnızca sahnede olanın keyfîni çıkaranlar' oldugu gibı. VVilson'ı hiç ta- nımayanlar 'kültür şoku' yaşadılar. Po- lonya'dan genç Biuro Pödrozy topluluğu. savaşın acımasızlıgını sokağa taşıdı. He- inerGoebbels ın 'Prometeus'unOzgürlü- ğü' Müller'in metniyle çok etkileyici ve çarpicı birçalışmaydı Rumelihisan'nda. Ispanyol LaCuadra DeSevilla topluluğu farklı 'Kimlikler'i Akdeniz sıcaklıgında sundu. YuriLubimov,Pastemak'ın "Dok- tor Jrvago'suyla tiyatronun bir laboratu- var oldugunu kanıtlıyordu. David Class Topluluğu değişik bir yorumla *La Dolcc VHa'yla tiyatro sahnesinde buluştu izle- yicilerle. Alla Demidova bir oyunculuk şöleni verdi 'Medea'yla. Ülkemızden de Ankara. Antalya ve Istanbul'dan toplam 15 oyun sergilendi tiyatroseverlere. Ülus- lararası Istanbul Tiyatro Festivali Yönet- meni DikmenGürün Uçarer'in belirttigi gibi; artık mim. dans. müzik. ışık, ensta- lasy on. metin ve türlü efektler iç içe tiyat- roda. Sahne plastiği. dil ve beden plastı- ği kaynaşmış durumda. Ve metin-imge- ses-ışık-hareket yelpazesi antik dünya- dan üçüncü bin yıla dek uzanırken. *in- san' tükenmiyor. Tüm sanat dallannı bir- biri içinde eritebilen bu ateş kaynağı in- sanlığı yüceltiyor. insana insanîığını ya- şatıyor ve duyulanmızda dondurulmuş alanlara hayat veriyor... Bu ateşin sıcaklığını hep birlikte hisset- tiğimiz. dünya tıyatrosunun belli başlı ör- nekleriyle farklı boyutlann ülkemize ta- şındığı 8.Uluslararası tstanbul Tiyatro Festivali'nin ardından festivalin yönet- meni Dikmen Gürün Uçarer'le görüştük. - Els Comediants gnıbuyla geçen yıl bekienen patlama gerçekleşti ve festival sokağa taştı. Bu \ıl açılışı yine Rumelihi- san'nda \e üstelik Robert Wi lson'ın" Per- sefone'siyle gerçeklcştirdini/. Bu olağa- niistii gösteri mekanla da bütünleştiğinde unutulmaz bir şölene dönüşrü. Oyun na- sıl tepkiler aldı? Wilson, nasıl bir i/lenim- le a>nldı İstanbul'dan? L'ÇARER- Gerçekten de "Persefone" olaganüstü bir gösteriydi. Zaten Robert Wilson kendisi olaganüstü bir sanatçı. Heryaptıgı. anlaşılsm-anlaşılmasın (be- genilsın-beğenılmesin özellikle demıvo- rum) sınırlan zorlayan boyutlar taşıyor. Onun yapıtlannda tüm sanat dallan hem fiziksel hem düşünsel alanlarda kesişi- yor. Robert VVilson'ı tiyatro izleyicimiz- le buluşturmakla vakfımız çok önemli bir misyonu gerçekleştirdi. Tepkilere gelin- ce: açılış gecesinde belki bir kısım izle- yici geçen yıl Els Comediants'ın yaptık- lannı düşleyerek gelmişti Rumelihisa- n'na. Bu **bir kısım", eger yanılmıyorsam. artık çağımızın klasikleri arasında sayılan Robert Wilson'a zaten oldukça yabancıy- dılar. Ama istisnalar kaideyi bozmaz; "Persefone" genelde çok olumlu tepkiler aldı. VVilson'ı tanıyanlar için bu yapım ayn bir tattı. Tanımayanlar, ama yine de onu hayranlıkla izleyenler içinse, okul sı- ralanndan bir arkadaşımın sözlerini ay- nen aktaracagım. adeta bir kültür şokuy- du. ikinci gece Rumelihisarf nda ayn bir dinginlik yaşandı. Sahne ve seyirci ara- sında müthis, bir elektrik vardı. Robert VVilson da çok iyi izlenimlerle ayrıldı İs- tanbul'dan. Rumelihisan, Yerebatan. Es- ma Sultan onu büyüleyen mekânlar oldu. Önümüzdeki yıl da gelmek ıstiyor festi- vale ve bu kez bir de konferans verme dü- şüncesinde. - Sürpriz sadece Robert VVilson'la sınır- lı değüdi. Bu yü ünlü yönetmenler ve top- luluklar katıidı festivale. Genel tema da klasikk'rin. yeni bir yaklaşımla yorumlan- masıydL Bu tema, program beliriendikten sonra mı oluştu.yoksa önceden tasartamıs. mıydınız? Bu temalar gelecek yıl da süre- cek mi? L'ÇARER- Tema önceden tasarlanmış- Robert VVilson • Robert VVilson'ı tiyatro izleyicimizle buluşturmakla vakfımız çok önemli bir misyonu gerçekleştirdi. Festivalin asal amaçlanndan biri •memnun etmek'in ötesinde, dünya tiyatrosunun belli başlı örneklerini sunmak. Farklı boyutları ülkemize taşımak. Sanıyorum ki biz bunu gerçekleştiriyoruz. tı demek dogru olur. çünkü gerek "Per- sephone" gerekse "Promete'nin Ozgürlü- ğü" \e "Doktor Jivago" önceden düşü- nülmüş isımlerdi. Bu oyunların arasına daha sonra "Medea" \e bizden de "Sa- vaş ve Banş" ile "Budala" katıidı. Zorla- ma temalardan yana değilım. ama bu yıl gerek ana temamız gerekse 'Aziz INesin'e SaygT bölümümüz ya da Brecht'in ölii- münün 40. yılı nedenıyle açtıgırnız baş- lık hoş bir bütün olu^turdular. Önümüz- deki yıl da bu çizgide bir çalışına yapa- biliriz. Düzevli tivatronun ömekieri -'Günümüzde artık tiyatro, çevresine örülmek istenen du\arlan yıkıyor. belli kalıplara sığmıyor. sınırlarını zorluyor" görüşünüz, festivakie yer alan. tüm sanat dallannın iç içe girdiği oyunlarda kanıtla- nıyordu. Doktor Jı\ago. Prometheus'un Özgürlüğü. Kimlikler, Can Çekişen Car- men_ C'stetik hepsi ünlü ustalardan—Böy - lesi örneklerle, Türk izley icisi de artık ti- yatronun sadece dil olmadığuu göriiyor. yaratıcı anlatımsallıkla düşgücünü zorla- mavı, çoğaltma\ ı deni\on..Bu > ü gösteri- lerbirazolsundilediğinizgibi'ön\argısız' izlenebildi mi sizce? L'ÇARER- Belli koşullanmışlıklar ko- lay kınlamıyor. Önyargılar ağır basabili- yor. Ama önyargı her zaman her yerde \ar. Bu açıdan baktığınızda. herkesı. he- le hele. "tiyatro dil ağuiıklı olmalıdır" tar- zında kesin yargılar taşıyanlan memnun etmeniz olanaksız. Ama bir de şu \ar: Festivalin asıl amaçlanndan bın "mem- nun etmekTl in ötesinde. dünya tivatrosu- nun belli başlı örnekierinı sunmak. Fark- lı boyutlan ülkemize taşımak. Sanıyorum ki biz bunu gerçekleştiriyoruz. VVilson gi- bi. Lyubimov, Goebbels, Terzopoukıs gı- bı. geçen yıla gidecek olursak: Ute Lem- per, Stephan Braunsch\>eig gibi isimleri festivalin çatısı altfnda toplayabiliyoruz. Önemli olan da bu. Düzeyli tiyatro, fark- lı yapımlar. çağdaş örnekler... Robert \\ ılson'ı davet ederken görsel agırlıklı di- ye davet etmıyoruz kı. Robert VVilson ol- duğu için davet edıvoruz. Keşke onun "*Orlandovl sunu da sunabilsek veya -Hamlet"i. Heıner Goebbels'ın "PrMnete" proje- Mni ele alırsak orada da çok güçlü iki so- lo müzisyen \e etkileyici bir aktörün ya- nı sıra Müller'in politik agırlıklı metni \ar. Bence nıükemmel bir çalışmaydı. Tiyatro olarak benı çok etkiledi. Daha önce de iki kez görmüştüm. Rumelihisa- n'nda avnı heyecanı üçüncü kez yaşa- dım... Artık mim. dans. müzik. ışık. ens- talasyon. metin \e türlü efektler iç içe ti- \atroda. Sahne plastiği. dil \e beden plas- tığı kaynaşmış durumda. Sınırlamalara gitmenin.avnmlaryapmanınyanlışoldu- ğugörüşündeyim. Bakın. festhal sırasın- da Roval Shakespeare Companv 'nin so- rumlulanndan birini de konuk ettik bir- kaç gün. Gelen kişi çok iyi izlenimlerle ayrıldı. Önümüzdeki yıllarda bir RSC prodüksüyonu da sunalım isteriz. VVilson veya Shakespeare. Euripides veya Mül- ler. dil agırlıklı veya değil. önemli olan. düzeyli tiyatronun zengin örnekleri ile yaşamak... Izleyicimiz genelde bugerçe- gin bilincinde. - Fransa'dan Mnouckine'nin 'Tartuffe' oyununun gelmesi söz konusu muydu? Neden gerçekleşmedi? Sorun mekân mıy- dı? İstanbul'da 20 yıldır yapılamayan kongre binası. Habitat dolayısıyla 8 ayda gerçekleştirildi. Ama hâlâ doğrudürüst bir tiyatro mekanı yok... LÇARER- Mnöuchkine ve ~Tartuf- fe" sadece ve sadece mekân sorunu ne- deniyle kaleden döndü. Düşündükçe ina- namıyorum! Koskoca Istanbul'da "Tar- tuffe"e uygun yer yoktu. Günler süren te- lefon görüşmeleri. önce ıdari müdürün. ardından teknik müdürün Istanbul ziya- retleri ve sonuçta "mekânsızlık" galip geldi. Bulabildiğimiz tek alan Boğaziçi Universitesi'nin otoparkı oldu. ama ma- yıs gibi yağmuru bol bir ayda provalar ve sahne kurma işleri dahil 15 günlük bir sü- reyi hem karşı taraf hem biz hayli riskli bulduk. Gördünüz. "Persophone'Men iki gün önce yağan yağmur açılışı az da olsa ak- satmaya yetti. Istanbul'da, bırakın böyle- si y apımları içine alacak kapasitede alan- ları. bıraz geniş projelere yeterli mekân yok denecek kadar az. Habitat uğruna kongre binası 8 ayda bitti, ama AK.M Bü- yük Salon boyutİarında (akustigi tiyatro açısından yetersiz de olsa) bir ikinci sa- lon yok. Ama. henüz ne Madam Mnöuchkine ne de biz pes etmiş sayılmayız. - Yerli oyunlann se/on içinde sahnelen- mis, oyunlardan seçilmesi bir zomnluluk- tan mı kaynaklanıyor? Oynanmamış ye- n; "yunlar olması ve festival icin özel oyun hazırlanması niçin bir türlü gerçekleşe- miyor? Sokak tiyatrosu sürecek L'ÇARER- Yerli yapımlarda izlenmiş oyun koşulu önceki yıllarda konmuş. Ilk yıllarda yanılmıyorsam bunun tam tersi söz konusuydu. Ancak zaman şunu gös- terdi ki. her iki koşul dazorlayıcıydı. Ka- nımca festival artık izlenmiş oyunların yanı sıra özel projelere de açık olmalı. Böyle bir girişimin. yaratıcılıgı destekle- yeceği ortada. Ne var ki, her yeni yapımın festival oyunu olamayacağı gerçeğini de kabul etmek gerekir... Böylesi bir çalış- manın elbetteki belli koşullan olacaktır, her uluslararası festivalde olduğu gibi. Aksi takdirde yine başlanılan yere dönü- lür. Tabii bu bağlamda festival de bazı topluluklara, yönetmenlere öneri götüre- bilir. Isteğimiz, bu tasanyı gerçekleştire- bilmektir. - Geçen yıl Terzopoulos'un works- hop'una yoğun ilgi gösterilmesi bu yıl atölye çaiışmalarının çoğalmasına mı yol açtı? Atölye çalışmalarına ve kon- feranslara ilgi nasıldı? UÇARER- Atölye çalışmalanna önem veriyoruz. Tiyatromuz açısından bu çalış- malann kaçınılmaz olduğuna inanıyoruz. Işte bu nedenle de. atölye çalışmalannı bu yıl tüm festivale yaydık. Gençlere elimiz- den geldiğince olanak tanımak için katı- hmı ücretsiz yaptık. Bu alanda çok ünlü iki hoca konuğumuz oldular. Theodoros Terzopoulos ve EUen Lauren. Her ikisi de buradaki potansiyelden etkilendiler. EUen Lauren, Genel Müdürümüz Metih Fereli ile görüşerek geleceğe dönük ortak bir çalışmanın arayışlanna yönelirken, Terzopuolos da 1998 Tiyatro Olimpiyat- lan için bu atölyeden yola çıkarak ilginç tasanlar sundu. Biz de bu projelerin ger- çekleşmesi için vakıf olarak genç tiyatro- culara birtakım kapılann açılması, bu ka- pılardan birtakım tekniklerin sızması için elimizden geleni yapacağız. Bunlar biz- leri heyecanlandıran girişimler. Atölye çalışmalan saglıklı gelişmelere gebe. Konferanslar da bu yılın yeniliğıydi. Yararlı oldu. Önemli tiyatro adamlannın belli alanlarda görüşlerini almak, onlara sorular yönelrmek. zaman zaman kısır bir döngünün içine sıkışıp kalan panellerden çok daha verimliydi bence. Önümüzdeki yıllarda da sürdürmeyi düşünüyoruz. - Sokak tiyatrosu kavramına farklı açı- dan yaklaşan Potonya Sokak Tiyatrosu, "Can Çekişen Carmen'le hem Rumelihi- san'nda hem de Ortaköy de büyük ilgi topladı. Gelecek yıllarda sokak tiyatrosu örneklerinisürdürüp,çoğaltacak mtsınız? L'ÇARER- Sokak tiyatrosu festivali- mızin aynlmaz bir parçası olma yolunda. Gerek geçen yıl dünyanın sayılı sokak ti- yatrolanndan biri olan Els Comediants'ın görkemli ve o denli de anlamlı gösterile- ri gerekse bu yıl Polonya'dan gelen genç Biuro Podrozy topluluğunun savaş karşı- tı oyunlan insanlan bir başka türlü kay- naştırdı Ortaköy meydanında. Sadece biz değil, Beşiktaş Belediyesi de bu etkinli- ğimize sıcak bakıyor ve bir değil, birkaç gösteri yapmamızı öneriyor. Şimdilik bir gösterinindışınataşabilirmiyizbilemem ama önümüzdeki yıl için bu konuda çok güzel düşüncelerimiz var. - Festivalin kapanışı Alla Demido- va'nın oyunculuk şöleni Medeayla ol- du. Belleklerde iz bırakan 'olaylar'la do- lu bir festivalin ardından gelecek yılın sürprizlerinden söz edebilir miyiz? Euripides. Miller. Terzopoulos ve bir diva olarak tanımlanan Alla Demidova. Insanı duygu yönünden düşünce yönün- den zenginleştiren bir virtüözite sergile- di Demidova fırtınagibi eski Aya İrini'de. Klasik bir metnin çağımıza uzantılan ge- rek uyarlama gerek yorum gerekse oyun- culuk yönünden bundan daha iyi verile- mezdi. Tabii ki önümüzdeki yıl için de böyle değerii sürprizlerimiz olacak. ol- mak zorunda. - Yerli yapımlan proje bazında değer- lendirmenin yanı sıra festival programına katılan topluluklanmızın yurtdışında da tanıtılmalan konusunda herhangi bir ça- lışmanız veya girişiminiz söz konusu mu? L'ÇARER- Evet, bu yıl ilk kez çok sa- yıda yabancı konuk ağırladık. Çeşitli ül- kelerinbasın mensuplannm yanı sıra. fes- tival direktörleri, Avrupa Tiyatrolar Bır- ligi Başkanı, Europalia temsilcileri, Ital- yan ve Yunan telev izyon ekipleri ve bazı önemli tiyatro topluluklannın yönetıcıle- ri festivalimizi, özellikle de yerli yapım- lan izleme olanağı buldular. Gelecek yıl- larda bu katıhmı daha da genişletmeyi ar- zu ediyoruz. 47 sanatçı örgütü Kültür Bakanı'nı kınadı Kültür Senisi- Son günlerde gelişen olaylarkarşısında Kültür Bakanı'nın tavır- lan ve kararlanna tepki olarak biraraya ge- len 47 sanatçı örgütü y azılı bir basın açık- laması yaparak Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner'i kınadı. Konuyla ilgili olarak Ozerk Sanat Kon- se\i Girişim Kurulu'nun yaptığı açıklama şöyle:"Bir sıyasal kaosun vaşandığı şu günlerde. ülkemizin aydınlık yannlara ta- şınmasmda zorlu görevler üstlenen sanat insanlannın yaratma ve ifade özgürlükle- rine karşı saldınlann da çoğaldığını görü- yoruz. Üzülerek söylüyoruz ki. dev let yöneti- minin çeşitli yerlennde görev alanlann du- 6 Bu kültür bakanı üJkemize yakışmıyor' yarsızlığına, kimi yöneticilerin bizzat sanat yönelik saldınlann başını çekmesi eklen- miştir. Ülkemizin kültür ve sanat yaşamı- nı belırleven ve uluslararası platfonmlarda ulusal onurumuzu temsil eden sanatçıları- mızın antidemokratık yasalar nedenıyle sı- nırlandınlmaları yetmiyonnuş gibi. kımi yöneticilerin kültür ve sanat düşmanlany- la da karşılaşıyorlar. Sanatçı örgütleri olarak kültür ve sanat alanında yaşanan bu olaylara ilgih uyarı görev imizı yapmamız zoruniu hale gelmış- tir. Biz sanatçı alanının demokratikleştiril- mesi ve sanatçı örgütlennin kültür ve sa- nat politıkasmı belirlemesi için gereken ya- sal düzenlemelenn gerçekleşmesını bek- lerken sanata ve sanatçıya yönelik baskı- lann y oğunlaştığına tanık oluyoruz. Ülkemızdeki kültür ve sanat yaşamını, yaratıcı ve üretıcı kışılerini desteklemekle yükümlü olan Kültür Bakanı. alanın so- runlannı daha da ağırlaştıran politikalar iz- lemektedır. Bakanhkta ızlediği tasfiyeci rurumla. ay - dınlaktan uzak. y andaş kadrolannı yerleş- tırmekle başladığı görev inı sorumsuzluk- la sürdürmektedir. Alanın en sorumlu ki- şisi olması gereken Kültür Bakanı, son günlerdeki yaptıklan ve söyledikleri ile kültür düşmanlıgını yaygınlaştırmaktadır. Meslek yaşamlan boyunca tarihsel ve kül- türel varlığımızı. ulusal degerlerimizi ko- ruyan saygın isimleri haksız bir biçimde yıpratan. ihbar eden. ev lerini polise bastı- ran bir Kültür Bakanı kimliği ülkemize y a- kışmamaktadır. Aynı bakanın, kendı bakanlığınca des- teklenen bir film için sansürcü. sanat düş- manı. bilim dışı ve tarihe aykın bir yakla- şımı kamuoyunca ıbretle izlenmiştir. Bu kültür düşmanhğına. ülke yönetıcilennin dikkatıni çekmek görev ımizi yerine getirir- ken Bakanın talıhsiz davranışlannı kını- yor. kamuoyunun duyarlılığını bekliyo- ruz." Kurulun yaptığı bu açıklamaya, AFSAD Ankara Fotoğraf Sanatçılan Derneğı. AS- S1TEJ (Çocuk ve Gençlik Tiyatrolan Bir- Zavallılar ve gafiller sürüsü Kültür Servisi- Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner. "Istanbul Kanatlanmın Alrında"' fılmıyle ılgilı "Ben devtetimin parasıyla tarihime sövdürmem" bıçiminde- ki sözlerini sözümona aşağılayan, hakaret derecesinde yorumlayanlan "zavallılar sürüsü" olarak niteledi. Gü- ner. "Bu zavallılar ve gafiller kendi yazdıklan ve kendi okuduklan sütunda bana hergün çanıur adyoriar. Bun- lann attığı çamuriar benim ayakkabımın topuğunu aş- nııyor. Çünkü ben tarihinıin büyüklüğüne inamyorunı. mibetimin büyüklüğüne inanıyonım. Osmanlı sarayın- da asla cinsi sapıklık olmamışûr"dıyerek. bu tür sözlerı söyleyenlerı "şerefsiz, yalancu cahil" olmakla suçladı. Karadenizli lşadamİan Dernegı'nın (KASİAD) dü- zenlediği "Kalkınma ve Kültür Münasebetleri" konulu panelde konuşan Güner, kültür değerlerinin farkında olan bazı kişilerin dışmda, toplumun kendi kültür değer- lerine karşı tam bir yabancılaşma ve şuursuzluk içinde zaman tüketen bir kalabalığa dönüştügünü iddia etti. "Millerimizin büyük irahan, dünyanın tanıdığı en so\ lu. en ehil, en namuslu aile" olarak nitelediği Osmanlı aile- sıne Türkiye'de ıftıra üretenlenn bunu sanat adına pa- zarladığını söyleyen Güner. sözlerininçarpıtıldığınıdaöne sürdü. "Bufilmbana bir soru halinde getirildi. Dedim ki bu film ben kültür bakanı olnıa- dan çevrilmiş. Devrin kültür bakanı buna 7 milyar lira yar- dım etmiş. Bakanlığın katkı pay ında bulunduğu Euroima- ge Avrupa film fonundan da 13 milyar yardım sağlanmış. 20 milyar yardım \erilmiş. Film- de konuşulan Türkçe Türkçe değil. Saray Türkçesi değil, filmdeki adap ve erkanın Türk \e müslüman kimliğiyle ilgisi yok. Filmde aşağılanan ve küçük düşürülmek istenen 4. Murat bir muhteşem insan. Ben milletin verdiği vergiler- le, dev letin parasıy ia tarihe sövdürtmem. Bu filmi mah- kemeye vereceğim ve Kültür Bakanuğı'nuı desteklediği ibaresini kaldıracağım dedim." Türkiye'de dil devrimi adı altında nesiller arasındaki köprünün yıkıldığını. dünyanın hiçbir yerinde Türki- ye'de olduğu gibı kendi klasiklerini sözlük yardımıyla okuyan bir aydın tipinın olmadığını belirten Güner, ay- dınların Atatürk'ün nutkunu okuyup, anlamadıklarını ıddıa etti: " Oztürkçe Nutukdiye kitap basılıyor.okunu- yor bu memlekette. Atatürkçü nesiller yetiştirdik diye övünenler Atahirk'ün okuy up anlamaktan aciz nesiller yetiştirdikleri birtüriü farkina varmıyorlar." Televızyon kanallarının insanımızın kendı tarihi. kendı coğrafyası. kendi dilı ve kültür ufkuyla geniş düny aya götürmek ye- rine sadece basit. zevksiz düşünmeye hiç yer vemneyen programlarla dolu olduğunu anlatan Güner. telev izyon kanallarında "saatlerce göbek atan bir toplum"seyretti- gımızı savundu:" Sanki herkesin evinin zemin katında petrol fışkırmış ve insanlar bu petrolü bulma mutluluğu iceninde sadece oy nuyorlar. "Ev rensel kültür diye bir şey yoktur. Evrensel de- ğerler vardır" şeklinde konuşan Güner "En büyük mutluluğum Müslüman ve Türk kimliğimle mezara gitmek olacaktır" dedi. liği Türkiye Merkezi). Birleşmiş Ressam- lar ve Heykeltıraşlar Derneği. Çağdaş Dra- ma Dernegı, ÇASOD (Çağdaş Sinema Oyunculan Derneği). DAGS (Disiplinlera- rası Genç Sanatçılar Derneği). Edebiyatçı- lar Derneği, Endüstrivel Tasanmcılar Mes- lek Birliği. FİLM-YÖN (Film Yönetmen- leri Derneği), FOTOGEN (Fotoğraf Sanat- çılan Derneği), GMK(Grafikerler Meslek Kuruluşu). GÖRSAV (Görsel Sanatlar Vakfı). Heykeltıraşlar Derneği. lçmımarlar Odası. İŞTİSAN (tstanbul Şehır Tiyatrola- n Sanatçılar Demeği). Güzel Sanatlar Bir- liği Resim Derneöi. Karikatürcüler Derne- ği. KÜLTÜR-SEN (Kültür Emekçilerı Sendikası). MESAM (Türkiye Müzik Eserleri Sahipleri Meslek Birliği). Mimar- lar Odası tstanbul Büyükkent Şubesı. MSÜ Mezunları Derneği. MÜZİK-DER Müzik. Sahne v e Gösteri Sanatçılan Derneği, ML- ZİK-SEN (Müzik ve Sahne Sanatçılan Sendikası). Nazım Hikmet Kültür ve Sanat \r akfı, PEN Yazarlar Derneği, PTFD Pro- fesyonel Tanıtım Fotoğrafçılan Demeği. Reklam Yazarları Derneği.Ressamlar Der- neği, Resim Heykel Müzeleri Demeği, Sa- nart, SED S9hat Eleştirmenleri Demeği. Seslendirme Sanatçılan Demeği. Sinema- tek Derneği, SİYAD (Sinema Yazarları Demeği). SODER (Sinema Oyunculan Derneği), SİNE-SEN (Türkiye Sinema Emekçileri Demeği), Tiyatro ve Televız- yon Yazarlan Demeği, TRT. Radyo v e TV Yayıncıları Demeği. Türk Güzel Sanatlar Vakfı. Türk Seramik Demeği. TÜRSAK (Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı), TODER Tiyatro Eleştırmenlen Derneği. TODER (Tiyatro Oyuncuları Demeği), TOBAV Devlet Tiy atroları Ope- ra ve Balesi Çalışanlan Yardımlaşma Vak- fı). Türkiye Yazarlar Sendikası ve UPSD Uluslararası Plastik Sanatlar Derneğfnin oluşturduğu 47 sanat örgütü imza attılar. HABITART'TA BUGÜN 'Sevimli Fahişe' Kültür Servisi- HABİTAT II kültür etkinlikleri kapsa- mında bugün. saat 20.00'de Istanbul Sanat Merkezı'nde Tuncel Kurtiz'ın yönertığı ve oynadığı 'Şeyh Bedrertin Destanı' yer alıyor. Tuncel Kurtız'e \okalde Sema. çello- da Dimo, klarnette Bekir tnanır eşlık edıyor. Toplu konut ldaresi etkinlikleri kapsamında ıse 'Dans Fabrikası' saat 21 .OO'de Taksim Venüs tiyatrosunda bir gös>terı sunacak. 6 ayrı performansın yer aldığı gösterıde koreografılen Ay- dın Teker. Mollye \laxner, Kellv Parsley. Mustafa Kap- lan, Tuğçe L'lugün. Begüm I ü/ün, Bahar Yıldız yapmış- lar. Toplu Konut tdaresı etkinlikleri kapsamında ayrıca saat 21.30'da Açıkhava Tıyatrosu'nda davetıye sahıpierının ve konferans delegelerinın ızleyebıleceğı Dev let Halk Dans- ları Topluluğu gösterisı yer alıyor. Topluluk bugün Tokat. Silıfke. Trabzon, Kırklarelı. Aşık-Maşuk. Çiftetellı. Bın- göl ve Kars böleelerinden oy unlar sergılıyor. Şark Sigona ve Toplu Konut Idaresı'nın etkinlikleri kapsamında bugün saat 19.00'da 'Şark Hayat Çocuk Korosu' kon^erı \KM Konser Salonu'nda gerçekleşıyor. Saat VS.OO'te çocukla- rın ınsanı. makinesi, endüstrisi. araştırması ile bir bütün olan Future Kent'i yaratmaya yönelik projelerını destek- leyen Futurekids'ın tanıtımı AKM küçük salonda yapılı- yor. Bugün Sultanahmet Darphane'de saat 11.OO'de Gilbert VV'iplinger'ın 'Antik Efeste Konaklama' adlı ^öyleşisi saat 15.OO'de Türk Tanh Vakff nındüzenlediğı tiyatro oyu- nu 'Sınırlar'. saat 19.00'da "Petuşki" adlı oyun. yine saat 19.00'da Ayla Algan'ın 'Se\elinı Sevilelim' adlı konserı yer alıyor. Saat 20.00'de Ayangıl Türk Müzığı Orkestras.ı Beyoğlu Martı Sanat E\ı'ndeİ7.yy \e20.yy Türk müzı- ğınden örnekler sunuyor. Saat 21 30'da \apı Kredı Genç- lik Festivali kapsamındaki Mev lana Kültür ve Sanat Vak- ff nın Sema Gösterisı Rumelıhiharf nda yer alıyor. Toplu Konut ldaresi ve L'luslararasi Plastık Dernegı'nın işbirliğı ıledüzenlenen 'Çağdaş Sanat Sergisi-Öteki" Sa- lıpazarı Antrepo'da. "Kent, Konut ve Yerleşim Lzerine Karikatüıier' sergısi ıse Beyoğlu Devlet Güzel Sanatlar Galerisindedevam edıyor. NGO Gençlik Aktıviteleri kap- samında bugün Taşkışla 109noluodadasaat 16.0<)'da'Tu- rizm'de doğayı koruma" paneli. saat 18.00'de "lltek dia showu'. saat 20.00'de ' Fethi İzan dia shovvu' ızlenebılır. Saat 20.30'da Taşkışla GardenTent'de"V-\!ann Joe punk konseri' saat 21.30'da da Maçka G amphde Lee \\ iesman gitar dınletısi yer alıyor TÜRSAK ve Toplu Konut idare- sı'nın düzenledıği 'Beyazperdenin Ardındaki Kentler' film festıvalınde ıse Beyoğlu Alkazar sınemasında iaat 12.00ve 19.00'da Jaquez tatinın 'Trafik' »aat 15.00 ve 21.30'da da Sama Kabay-Katalin Feteyniııın "Avrupa Çok L'zakta' fılmlerı Beyoulu A\rupa sınenıasinda •>aat 12.00 \e 19.15de Joe Maym 'Asfalt' 15.00 ve 21.30'da da VVoody Allen'ın 'Sevimli Fahişe' filmlen izlenebilır. Ortaköy Feriye sinemasında 12.OO'de Emir Kustirica'nın 'Arizona Rüyasf saat 15.OO'de Mike Figgis'ın 'Elveda Las \egas' saat 18.00'de Lars Von Tier'ın 'Av rupa' >aat 21 .OO'de Jean Pierre Jeunel. Marc Coro'nun 'Şarküteri' filmlen yer alıyor. İstanbul Kanatlanmın Altında Tartışma sürüyor Kültür Senisi - Mustafa Altıoklar'ın yönetmenliğini üstlendiği 'İstanbul Kanatlanmın .\ltmda' filmine yö- nelik tartışmalar sürüyor. Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner'in. filmin Kayseri'degösterilmemesi konusunda devreye giren Büyükşehir Belediye Ba^kanı Şükrü Ka- ratepe'yi telefonla arayarak bu girişiminden dolayı te- şekkür ettigi belirtildi. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Basın Müdürlü- ğü'nden yapılan açıklamaya göre. Karatepe'yi telefon- la arayan Güner. "Bu hareketiniz. nıilli şuurunuzun bir ifadesidir" dedi. Açıklamada. Kayseri Büyükşehir Be- lediyesi Beyaz Masa Müdürlüğü'ne ait 'Aİo 153 Başka- nım Hattı'na filmin gösterimini engellediğı için çok sa- yıda kutlama mesajı gönderildigi belirtildi. MHP Kay- seri İl Teşkilatı adına yayımlanan basın bildinsinde de Karatepe'nin film konusundaki tutumu desteklendi. Fikri Sağlan'Milli Şuur uzmanı'nı kutlanm Güner'in başlattığı spekülasyonun meyvelerini ver- meye başladığını belinen eski Kültür Bakanı Fıkri Sağ- lar. "Sayın Güner, Refah Partili yasakçı Belediye Başka- nı'nı kutlayarak amacının bu olduğunu ortay a koyarken. yasaklanan bir fılmi destekleyen ve boylelikle sansürcü anlay ışını ortaya koyan ilk Kültür Bakanı olarak tarihe adınıyazdırmıştır" dedi. Filmin gösterimini yasaklayan Kayseri Belediye Başkanı'nı kutlayan "Milli şuuruzma- nı" Agâh Oktay Güner'i kutladığını belirten Sağlar. "Bu- güne kadar sergilediği yaklaşunına eklediği bu son halka ile kamuoy u Kültür Bakanhğı'na egemen olan zihniyeti açıkça görme fırsatını bulmuştur"görüşünü dile getirdi. Saglar.Türk halkının birsanat yapıtını izleyip izleme- yeceğini kendi kendisine karar verecek olgunluğa v e yet- kınliğe sahip olduğunu. kendi özgür iradesi dışında hiç kimse ve hiçbir kurumun bu konuda karar verme hak ve yetkisini kendisinde göremeyecegini vurguladı ve 'eed- dime küfrettirmem' mantıgındaki Bakan Güner'i ıbret- le izlediği belirttı: "Bakanhğım sırasında, içeriğine karşı olduğum bir fil- min [)enetleme Kurulu'nca engellenmesine bizzat karşı çıkarak, filmin özgürce gösterilmesine olanak sağlamış- tım. Bu iki olgu; iki farklı dünya görüşünün somutlaşma- sı. berraklaşmasıdır. Biz topluma ve sanatçısına güv en du- yan çağdaş bir Kültür Bakanlığı olarak, sanat y apıtlany - İa ilgili karan halkın kendisine bırakırken, bugün halkın ne izleyeceğine karar veremeyeceğini düşünen ve halk adına karar verme hakkını kendisinde bulan bir anlay ı- şın uygulanmasını ibretle izliyoruz." YDH'den yasaklamaya tepki Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) Genel Başkanı Hü- seyin Ergün ise filmin gösteriminin engellenmesine tep- ki gösterdi. YDH'den yapılan yazılı açıklamada Hüse- yin Ergün. Kayseri Belediye Başkanı Karatepe'ye gön- derdiği mesajda şunlan söyledi: "Istanbul Kanatlanmın Altında filminin gösterimini Kayseri'de yasakladığınızı basından öğrendim. Bu yasakçılık yaklaşımını size y akış- tıramadım. Yasaklayarak idare etme devrinin bittiğini anlamak için daha ne kadar bölücülük yapıp gerginlik yaratacağız?"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle