Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ
HABERLER
Tüpkkent genel
kunulu
• İZMJR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)-Türkive Kent
Kooperatıfleri Merkezi
Bırliğı'nın (Türkkent) 8.
Olağan Genel Kurulu
bugün Izmir'de vapılıyor.
Türkkent Genel Başkanı
Oğuz Sovdan. Türkiye"deki
yıllık konut açığının 500
bin, kentsel arsa
gereksiniminın de 30 bin
hektar olduğunu belırterek
'"Gelecek 15 vılda 7 milvon
konut üretilmesi gerekiyor.
Bunun içın de l20milyar
dolar kavnaâa ihtivaç var"
dedı.
Nüfus tespit
yasası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMMPlanve
Bütçe Komisyonu'nda.
genel nüfus tespiti
yapılması ve seçmen
kütüklerinin
güncelleştırilmesini
öngören vasa önertsı kabul
edildi. Komısyonda kabul
edilen öneriye göre vasanın
Resmi Gazete'de
yayımlanmasından dört ay
sonra gelecek ikinci pazar
günü. De\let İstatıstik
Enstitüsü (DİE) tarafından
genel nüfus tespiti, Yüksek
Seçim Kurulu tarafından da
seçmen vazımı yapılacak.
'Eşcinsel'
tantışması
• ANKARA (AA) - ANAP
Eskişehir Milletvekilı
Mustafa Balcılar'ın.
TBMM'nin bır oturumunda
kendisine "eşcinsel" dıyerek
kişilik haklanna hakaret
ettiği gerekçesiyle. DYP
Tunceli Milletvekiii Kamer
Genç hakkında açtığı I
milyar liralık tazminat
da\asına devam edildi.
Ankara 12. Asliye Hukuk
Mahkenıesi'nde görülen
davanın duruşmasında,
mahkeme hâkimi. da\a
dosyasının bir süre önce
bilirkişiye göndenldiğini
hatırlatarak dönmesınin
beklenmesi amacıyla
duruşmayı başka bir güne
bıraktı.
Yayın
durdurmaya ret
• ANKARA (AA) - Ankara
Bölge Idare Mahkemesi.
Radvo \e Televızyon Üst
Kurulu'nun (RTÜK). Kanal
D'nin yayınının bir gün
sürevle durdurulmasına karşı
acılan iptal davasında
Ankara 9. tdare
Mahkemesi'nin \erdiği
'yürütmenın durdurulmasf
karannı onadı. Ankara Bölge
İdare Mahkemesi Başkanı
Necmettin Koçtaş. onama
kararı ıle RTÜK'ün. Kanal
D"nin yayınının 30 Haziran
1996 saa't 24.00 "ten itıbaren
bir gün süre\le durdurulması
kararının uvgulanmayaeağını
belirtti.
Örtülü ödenek
davası
• ANKARA (ANKA) - DYP
Genel Başkan Tansu
Çiller"in başbakanlığı
dönemınde örtülü ödenekten
dolandırıcı Selçuk
Parsadan'a 5.5 mılvar dolar
ödendiğini ortaya koyan
dava\a. 18 temmuzda
Ankara 9. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde başlanacak.
Ankara Cumhuriyet
Başsaveılığı'nın
iddianamesinde. Selçuk
Parsadan ile aynı suça
katıldıklan gerekçesiyle dört
sanık hakkında dolandırıcılık
suçundan 5 yıldan az
olmamak üzere ağır hapis
cezası isteniyor.
belirtti.
14 bin liralık
parti
• ANKARA (ANKA) -
Anayasa Mahkemesi'nin
siyasi partilerin denetimine
ilişkin çalışmalan ilginç
sonuçlar ortava koyuyor.
1991 yıbndaZekiÇe'liker
tarafından hülle amacıyla
kurulan Biiyük Anadoîu
Partisi'nin yıllık gelir ve
giderinin yalnızca 14 bin lira
olduğu görüldü. Bu
harcamaların tümünün posta
gideri olduğunu belirleyen
mahkeme. bunlara ilişkin
belgelerın kendilerine
iletilmemesini yasaya
aykınlık olarak
değerlendirdi.
Düzeltme
• Gazetemizin dünkü
sayısında "TEDAŞ"ta
Vurguna İzin" başlığıyla
yayımlanan haberde,
TEDAŞ'tan usulsüz ihale
alan şirketler sıralamasında
Eltes ve EMİTAŞ
firmalarının da adı •
geçmiştir. Bu şirketlerin
isimleri haberde vanlışhkla
yer almıştır. Düzeltir, özür
dileriz.
DYP ve RP, liderleri hakkındaki soruşturmalarm durdurulması ilkesinde anlaştı
Somştunnalar hasır alüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP \ e
DYP'nin. "yolsuzluklarvekuşkulu malvar-
lığı1
* konusunda karşılıklı olarak araştırma
ve soruşturma önergesi vermeme karan.
iki partinin lideri ile ilgilı birçok yolsuzluk
dosyasının da hasır altı edilmesini günde-
me getirecek.
REFAHYOL koalisvonunun kurulması
durumunda. DYP Genel Başkanı Tansu Çil-
ler'e. \ erdiği soruşturma önergelenyle "Yü-
ce Divan" >olunu açan RP. bu kez hükümet
ortağını "aklamak" içın mücadele \erecek.
DYP de. "kirli kasa~ olarak adlandırdı-
ğı Sülevman Mercümek ıle RP bağlantısı
konusundaaçtırdığı Meclis araştırmasmda
koalisvon ortağının yanında tutum sergile-
yecek.
REFAHYOL'un resmen kurulması duru-
munda. Çiller'e, hakkında açılan 3 soru^-.
turmadan kurtulma olanağı doğacak. 15
üyeden oluşan meclis soruşturma komis\on-
lannda. RP'lilerin de Çıller lehıne oy kul-
lanmalan halinde. DYP-RP ağırlığı 8 ola-
cak.
Budurumda ANAP. DSP veÇHP'ninoy-
lan. SUÇILI olduğu görüşüne de vanlsa Çil-
ler'i Yüce Di\an"a göndermeye yeterli ol-
mayacak. Anayasa \e ıçtüzükgereği. kuru-
lan meclis soruîjturma komisyonlannın fes-
Yeni hükümet
Çiller ile
Erbakan
mahkemelik
ANKARA (Cumhurnet
Bürosu)-Refah Partisi'yle
ortak hükümet kumıa kara-
n alan DYP Lıden Tansu
Çflkr24 Aralık seçımlerin-
den önce \e sonra an arda
vaptığı suçlamalar. haka-
retler nedeni> le Necmettin
Erbakan la mahkemelik.
Erbakan. kendİMni "eroin
kaçakçılığfv la suçlavan
Tansu Çillerdentam 10 mil-
yar lira tazminat istiyor. RP
Genel Başkan Yardımcısı
Şevket Kazan ise kendisine
"şerefsiz*" dıyen DYP Genel
Başkanı hakkında 5 nıiKar
liralık manevi tazminat da-
\ası açtı. Karşılıklı olarak
birbirlerine her tür suçla-
malan vönelten ve mahke-
melik ölan RP ile DYP'nin
ortak hükümet kurması tep-
kilere neden oluyor.
tki partinin lideri gerek 24
Aralık genel seçimlerinden
önce gazetelere verdikleri
ilanlar \e mıtinglerde. ge-
rekse seçim sonrasmda bir-
birlerine ağır suçlamalar v ö-
neltmişlerdi. Çiller. "Türk
siyasi tarihinin en büvük
oportünisti". "Apo gibi bö-
lücü" suçlamalarında bıı-
lunduğu Erbakan "la ortak-
lık kurmav a çalışan ANAP
Genel Başkanı Mesut \ı\-
maz'ı da o dönemde. "Ki-
şisel hırsı uğruna ülke\i ka-
ranlığa gömmek~le suçlu-
yordu. Erbakan'a karşı
"göğsünü siper edeceğinT
ve laik Cumhuriyet'in bek-
çisi olacağını savunan Çil-
ler, "l'lkemsahlıkdeğildir.
Bosna parası. Mercümek
olayının takipçisi dacağun"
sözleriv le RP've sava^ açar-
ken Erbakan. "Çillerhasta.
Teşhisim: isterik" diye ko-
nuşuyordu.
Suçlamalar. hakaretler
birbirini izlivor. "eroin ka-
çakçılığTv la. "şerefsiz"lik-
le suçlanan RP ıse art arda
Çiller hakkında da\a açı-
yordu. Necmettin Erba-
kan'ın Çıller hakkında aç-
tığı 10 miKar liralık tazmi-
nat da\ası halen sürüvor.
RP Genel Başkan Yardım-
cısı Şc\ket Kazan'ın. vap-
tığı birkonuşmada kendisi-
ne "şerefsiz" diyerek kişi-
lik haklanna hakaret ettiği
gerekçesiyle DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller hak-
kında açtığı 5 miK ar liralık
manevi tazminat davasına
;
se yeni başlandı.
Örtbas anlaşması REFAHYOL: TOFAŞ,
TEDAŞ. Çiller'in kuşkulu serveti soruşturrnalan
ile RP-Mercümek ilişkisine yönelik Meclis
araştırmasının rafa kaldırılması anlaşmasına
dayandırıldı.
Çiller klirtUİuyor REFAHYOLun resmen
kurulması durumunda, Çiller'e, hakkında açılan
3 soruşturmadan kurtulma olanağı doğacak.
hedilmesi söz konusu olmadığı için me\-
cut soruştumıalar devam edecek. Ancak. bu-
rada RP'li ü\elerin oyları önem kazanacak.
Komisyonlardan olumsuz karar çıksa bi-
le iki partı arasindaki ">olsuzluksoruştur-
malanna karşı" davanışma. konıis>on ra-
porlarının oylanacağı TBMM Genel Kuru-
lu'nda sergilenecek.
REFAH\'OL'un resmen kurulması duru-
munda. Çiller'le ilgilı "hasıraltı" edilmesı
beklenen dosyalar şö> le:
TEDAŞ: RPGrupBaşkanvek'ili Şe\ket
Kazan \e 75 arkadaşının \ erdiği önergenin
kabul edilmesi ile Çıller hakkında. TEDAŞ
ihaleleri ile ilgili usuKüzlüklere gözyuma-
rak göre\ ini kötüye kullandığı savıv la 24 ni-
sanda meclis soruşturması açılması kabul
edildi. Komisvonda. D\P. RP \e ANAP'ın
4'er. DSP'nin 2 \e Ç'HP'nın de 1 üyesi bu-
lunu\or. Komis>onbaşkanlığını DSP'li Me-
tin Bostancıoğlu \ürütü\or.
TOFAŞ: RP Grup Ba^kanvekili Şe\ket
Kazan \e 56 arkadaşının verdiği önerge ile
Çiller hakkında. TOFAŞ ihalelerine fesat ka-
rıştırdığı sa\ı\la. 9 nisanda Meclis soruş-
tunııası açıldı. Komis\on ba^kanlığını RP'li
Ertuğrul\alçınba>ır'ın üstlendiöi 15 kişi-
lik komısvonda RP. D\P se ANAP'ın 4'er
ü\esı bulıınu\or.
' Malvarllğl: RP Erzurum Milleneki-
lı Lütfü Esengün \e arkada^larınca \erilen
önergenin 5 haziranda kabul edilmesi ile Tan-
su Çiller'in kuşkulu maUarlığına ilişkin
Meclis Noruşturma.sı açıldı.
Komisyon üveleri henüz belirlenmedi.
Ancak, bu komisvonda da RP ve DYP'nin'
PnonrPİİf* HînİpHÎ C
um
h
ur
bâşkanıSüleymanüemirel.eşiNazmi\eDemirelilebir-
r u g u i c u y UllUCVU likte.geüriSardvbosnâ-dainşaedilecekAnaveÇocukSağlığıHas-
tanesi'ne bağışlanacak olan. ünlii Yugosla> pivanist I>o Pogoreliç'in konserini i/ledi. İstanbul Kültiir ve Sanat
Vakfı'nca 24. L luslararası Müzik Festivali kapsanıında. Atatiirk Küttiir Merkea'rıde gerçekleştirilen konser
yoğun ilgi gördü. Sülev man Dt'nıirere konserde İstanbul \alisi Rıdvaıı YeııisAiı ile eski te/.acjbası ^ önetûn Ku-
rulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı eşliketti. (Fotograf: ERZADE ERTEM)
4'er üvesi bulunacak. RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan hakkında ise şu dosya-
lar bulunuvor:
RP-Süleyman Mercümek: DYP
Grup Başkanvekilı ve arkadaşlannca veri-
len araştırma önergesinin kabul edilmesiy-
le RP'nın "gizli kasası" olarak bilinen Sü-
lev man Mercümek'in partiyle mali ilişki-
lerinın araştınlması amaçlandı. CHP Er-
zincan Milletvekiii Mustafa Kul'un başkan
olduğu 9 üyeli komisvonda RP en fazla
üveye sahip. Bu komisyonda RP'nin 3.
DYP'nin 2. ANAP'ın 2. DSP ve CHP'nin
de birer üyesi bulunuvor.
Malvarllğl: Nec'mettin Erbakan hak-
kında DYP tarafından verilen Meclis soruş-
turma önergesinin DSP oylanyla reddedil-
mesi üzerine CHP tarafından Meclis araş-
tırma önergesi verildi. Halen Meclis gün-
deminde bulunan önerge henüz görüşüle-
medi.
DYP'nin. RP-IHH (Uluslararası Yardım
Teşkilatı) ilişkileri. RP-Beşir Darçın ilişki-
leri ve RP'nin hac organizasyonu ile ilgili
verdiği 3 araştırma önergesi daha bulunu-
vor.
Meclis gündeminde bulunan ancak henüz
görüşülmeyen bu önergelerin de DYP tarafın-
dan geri çekilebileceğı belirtiliyor.
Ortak acıklama
'HADEP ve
EP'ye saldın
planlıydı'
ANK\RA(Cumhuri>«Bü-
rosu) - HADEP ve EP>e ya-
pılan saldırıların. önceden
planlanmış saldırılar olduğu
bıldinldı.
HADEP. EP. DBP. ÖDP ve
SİP Ankara il örgütlen tarafın-
dan dün ortaklaşa yapılan ba-
sın açıklamasında. HADEP
kongresi ıle EP'nin kapatıl-
masını protesto eden kitleye
yapılan saldınlarm. önceden
planlandığı kaydedilerek "Bo-
valı basın da bu saldınlara eş-
güdümlü olarak haklı gerek-
çeler ürehnekk göre\ lidir" de-
nildı.
Açıklamada şu görüşlere
yer verildi:
-Burjuva/i. yaşadığı kri/i.
emekçilen? saldırarak aşmav a
çalışı\or. Bir \andan ortamu-
nuna dönen hükümet kurma
çabalannı sürdürürken. diğer
vandan işçi sınıfı \e emekçile-
re > unelik saldınlannı arttıra-
raksürdürüvorlar.
Ancak bütün bu sakhnlar
ilericileri. dt>\ rimcileri. bu dü-
lene karşı mücadele edenleri
sindiremez."
îbrahim Çebi: RP-DYP koalisyonunun bedeli ağır olacak
'REFAHYOLgüvenoyu alatnaz'
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-ANAP
vönetimı. DYP
Genel Başkanı
Tansu Çiller'in.
kişisel hesaplarım örtbas etmek
için RP ile ortaklık kurduğunu
ileri sürerek. REFAHYOL
hükümetinin güvenovu
alamavacağını savundu.
ANAP Genel Başkan Yardımcisi
Ali Er. dün düzenlediğı basın
toplantısında. Çiller'in.
volsuzluklarını. örtülü ödeneği
hasır altı edecek ve ABD'deki
mallannı göremevecek bir partı
aradığını ilen sürdü. RP Genel
Başkanı Necmettin Erbakan 111 da
mılletin din duvgularını istismar
ederek oy toplamava çalıştığını
savunan Ali Er. ""Siyasete\e
siyasetçhe gmenin gittikçe
azaldığı şu günlerde, Tansu Çiller
ile Necmettin Erbakan. heın
AUah'ın hem de milletin
hu/urunda sınav \eri>or** dedi.
ANAP Genel Başkan ^'ardımcısı
\ ılma/Karakov ıınlu DYP'nin
• ANAP Teşkilat Başkanı Burhan Kara: "Çiller.
her bir bakanlığı 4 kişiye söz verdi, kabine
açıklandığında kıyamet kopacak."
• Ali Er: "Siyasete ve siyasetçiye güvenin gittikçe
azaldığı şu günlerde, Tansu Çiller ile Necmettin
Erbakan. hem Allah'ın hem de milletin huzurunda
sınav verıyor.
önemli bir karar aldığını
belırterek "D^ P, RP'\i dışında
ilan ettiği rejimin içine çekmeye
karar \erdi" dedi. Karakovunlu.
milletin. her türlü hıtc ve hurdavı
örtbas etnıeve vönelik. menfaat
dağıtımına da>alı hükümet
modelini ıçine sindıreceğini
zannetmediğini sövledı.
"Sabancı şaklabanlık
yapıyor"
ANAREFAH hükümetinin
kurulsa bile güv enov u alacağına
ihtimal vermcdiğini belirten
Karakovunlu. i$ dümasina da
tepkı göstererek RP'li koalısvonu
savunan i^adamı Sakıp
Sabancıııın "şaklabanlık"
yaptısjını sövledi.
DYP
r
nin RP ile pazarlıkları
sürdürdüğü sirada ve yaklaşık 10
gündür VNAP'la da temas
halinde olduğunu anlatan
'Karakovunlu. "Bugörüşmelerde
belli bir mesafe de kat edilmişti.
Ancak. DYP'nin aşamadığı tek
engel Savın Mesut \'ılmaz'ın "Ben
soruşturma komisvonlannı
çalıştırırını' demesidir" dedi.
Karako\unlu. ANAP'ın
bırleşmeve vönelik son çağnsının
taktik değıl. Ntratejik olduğunu
belinerek "Biz. bu aşamada bu
çağn\ı yapmak zorundavdık. Aksi
halde. bu çaönmıza t'M't deme>en
D^ P gibi biz de tarih önünde
sorumlu olurduk" dive konuştu.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
İbrahim Çebi. RP-DYP
koalisyonunun bedelinin hem
Türkive hem de söz konusu
partiler için çok ağır olacağını
savundu.
Çiller'in kendi hesaplannı örtbas
etmek için RP ile koalisvon
kurduğunu ileri süren Çebi. "Bu
hükümet güvenovu alamaz. DYP
içinde bi/inı çağrımı/a olumlu
bakan en az 50 arkadaşunız var"
dedi.
ANAP Teşkilat Başkanı Burhan
Kara da. Çiller'in kendısını
kurtarmak içın her volu
deneveceğinı belirterek "Çiller.
kendini kurtarmak için denize bile
atlar" dedi. REFAHYOL
hükümetinin güvenovu alacağına
inanmadığını belirten Kara.
şunları sövledı:
"Çiller'in, grubunun RP've karşı
tavrını vunıuşatnıak için her bir
bakanlığı en az 4 millet\ekiline
vereceğine dair söz verdiğini
dııvduk. Onun için kabine
açıklandığı zaman kıyamet
kopacak."
NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR
"Türkiye 'yi hangi dış düşman-
larkanştırıyor?" Başımıza çeşit-
li milli felaketler geldiği zaman
hep bu soruyu sormaya başla-
rız. Ortalık iyice karışınca, "Mut-
laka bazı dış mihraklaryine ha-
rekete geçmiş" deriz.
Böyle konuşanlann aklına "Biz
nerede hata yapıyoruz?" de-
mek gelmez. "Acaba içimizde-
ki bazıları, kişisel çıkarlan için
Türkiye 'yi karıştırıyorlar mı" di-
ye sormayı akıl etmeyiz.
Sırn Sakık'ı önceki gün ce-
zaevine gönderen anlayışı is-
terseniz biraz sorgulayalım. Bu
tutuklamanın ne gibi sonuçlar
yaratacağı üzerinde kafa yora-
hm. Sırn Sakık. HADEP kongre-
sinde bayrak indirilmesine açık-
tan tepki gösterenlerden biri-
siydi. Sakık, uzun zamandan
beri Kürtler içinde sertlik yanlı- •
larına karşı çıkıyor, iki halkın bir-
liği ve kardeşliği konusunda du-
yarlı ve uyancı biryol izliyor. Bir-
likte siyaset yaptığı arkadaşla-
rını bile bu açıdan eleştirmekten
çekinmıyor. Neyazıkki Sakık'ın
Sırn Sakık'ın Hapse Girmesi...
bu konudaki çabası. her sefe-
rinde baltalanıyor. Bazen Türk ta-
rafındaki sertlik yanlıları, bazen
Kürtler arasındaki sertlik yanlı-
ları Sakık gibi düşünenlerin ha-
reket alanını daraltıyor. İki taraf-
lı mengene sıkılıyor ve yumu-
şama ve barış isteyenlehn sesi
kısılıyor. Geriye iki tarafın şahin-
leri kalıyor. Bırisi bayrak indiri-
yor, diğeri deTürkiye'yi bir bay-
rak isterisiyle şovenizm alanına
hapsetmeye çalışıyor.
Sakık, tutuklanma kararı ve-
rildikten sonra gazetecilere şun-
ları söylüyor: "Benim tutuklan-
mam, tutuklanmamam çok
önemli değil. Ama ülkeyi biryer-
lere götürmeye çalışanlar ve
gündemi saptırmaya çalışanlar
şunu çok iyi bilsinler, bu ülke-
de bütün insanlar kardeştir ve
bir arada yaşayacaklar. Edir-
ne'den Şımak'a kadar bu ülke
hepimizin, birlıkte yaşayacağız,
bayrağa saygılı da olacağız.
Kimse, halkları birbirine vur-
durtma şansına sahip olmaya-
cak."
• • •
Hukukta tutuklama bır önlem-
dir. Bır sanığın kaçma veya de-
lilleri yok etme tehlikesi varsa tu-
tuklanır. Yoksa karara kadar tu-
tuklama yoluna pek başvurul-
maz. Sakık'ın gerilimı azaltmak
amacıyla söylediği sözler, bir
anda bazı gazeteci arkadaşla-
nn tepkileriyle karşılaştı. Sakık'ın
sözleri eleştirilebilir veya beğe-
nilebilir. Ancak öyle bir hava
oluştu ki, birilerinin top ateşine
tutulması gerekiyordu. Sonun-
da. yıne Kürtler içinde sertlığe
karşı tutumuyla tanınan Sakık
hedef alındı.
Öteden beri, Kürt sorununun
nası! çözüleceği Kürtler arasın-
da tartışma konusu oluyor. Bir
kısım Kürt aydını, karşılıklı düş-
manlığı kışkırtabilecek eylem-
lerden, davranışlardan kaçın-
makgerektiğini söylüyor ve Kürt
tarafına da eleştiriler yapıyorlar.
Kürtler arasındaki sertlik yanlı-
ları, böyle söyleyen aydınlara
kızıyor ve "Siz bu yumuşak tu-
tumunuzla bütün halkı kırdırı-
yorsunuz" diyerek onlara ses-
lerini kısmalarını söylüyorlar.
Bu ayrılıkların zaman zaman
öldürmelere varacak kadar tır-
mandığı da oluyor. Aynı şey Türk
tarafı içinde de geçerli. Türkler
içinde de Kürt sorununu, şidde-
ti tırmandırarak halledebileceği-
ni iddia edenlerle, bu konunun
banş ve demokrasi yoluyla çö-
zülebileceğıni söyleyenler tar-
tışıyorlar. Bu tartışmalar. zaman
zaman yargılamalara. tutukla-
malara. devlet içindeki sertlik
yanlılarının saldırılarına, ırkçıla-
rın tehditlerine kadar vanyor.
Kürt sorununun çözümünde
iki çizgı, iki yol. zaman zaman
birbirine karışsa da giderek ay-
nşıyor. Ya bu sorunu demokra-
si içinde çözeceğiz ya da kan ve
ölüm devam edip gidecek.
Dış düşmanlar edebiyatını bı-
rakıp kendi hatalanmıza baka-
lım. Kürt sorununun çözümün-
de şovenistlere ne kadar des-
tek oluyoruz? Bayrak kampan-
yasıyla yaratılan hava kimin işi-
ne yarıyor? Bunun primini ki-
min toplayacağını sanıyorsu-
nuz?
Sırn Sakık tutuklandı. Bunun
Kürtler arasında nasıl bir ruh ha-
lı yaratacağını hiç düşündünüz
mü? Ona şöyle diyecekler: "Kar-
deşim, biz sana söylemiştik. Öy-
le banş, kardeşlik edebiyatıyla
bir şey yapamazsın. Gördün
mü, ne söylersen söyle, yine
hapsi boyluyorsun."
Kürtler arasında iki Sakık is-
mini bilıyoruz. Birisi dağlarda
PKK eylemlerinin önde gelenle-
rinden Şemdin Sakık. Diğeri
Sırn Sakık. ikisi Kürt sorunun-
da tamamen farklı iki yol izliyor-
lar.
Sırn Sakık'ın çizgisine hayat
hakkı tanınmıyor.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLL
Kiiçiik Burjuva
Cumartesi günü, Vatan Caddesi üzerindeki istan-
bul Emniyet Müdürlüğü'nün avlusunda, Galatasaray
Lisesi önündeki gözaltıdan sonra tıkıldığımız polis
otobüsünde akıbetimizi beklerken, arabadaki genç-
lerden biri. beni kastederek, "Küçük burjuva Cum-
huriyet yazarlannın da aramızda olması iyi bir şey"
dedi... Bu sözlerde herhangi bir küçümseme yoktu.
Genç arkadaş beni ve birlikte gözaltına alındığımız ya-
zar ve sanatçı arkadaşları kendince tanımlamış olu-
yordu. Bir an. düşüncelerim beni yıllarca önceye gö-
türdü... ilk kez 1964 yılında gözaltına alındığıma gö-
re aradan 32 yıl geçmiş... Ankara Sıkıyönetim Komu-
tanı Cemal Tural'ın esip savurduğu günlerdi... Tür-
kiye işçi Partısi Genel Başkanı Aybar'ın Kıbrıs'la ilgi-
li bir demecı renkli basında partiyi yıpratmak için kul-
lanılmak istenıyordu. Üyesi olduğumuz partiyi ve Ay-
bar'ı savunan bir bıldiri yazıp üniversitede dağıttığı-
mız için ben ve bırkaç arkadaşım sıkıyönetimce gö-
zaltına alınarak Ankara sınırları dışında oturmaya zo-
runlu kılındık...
Ben Çorum'a sürülmüştüm... 22 yaşındaydım... 15
gün sonra, 27 Mayıs'ın yıldönümü nedeniyle çıkan af-
laAnkara'yadönebıidik. 1965'te. Ankara'da. "Dönü-
şüm"dergisinı Kızılay Bulvan'ndasloganlarataraksat-
tığımız sirada da birkaç kez gözaltına alınan gençler
arasındaydım. Bunlar en çok bir gün süren kısa sü-
reli gözaltılardı... 80 sonrasmda başımıza gelenler,
Türkiye Yazarlar Sendikası ve Banş Derneği Davası
duruşmaları toplumun belleğinden henüz silinmemiş
olmalı... Amacım, zaten bunları bir bir sayıp dökmek
değil. Sadece çok hızlı bır anımsama ve anımsat-
ma...
• • •
Bütün bu gözaltılarda ve tutuklu olduğum dönem-
lerde, "ce//af"lığı açıkça görüp bilinenler dışındaki
polisi (askerı tutukevlerinde de asker, astsubay ya da
subayı) hiçbır zaman kişisel (ya da sınıfsal) hasım ola-
rak görmedim... Tersine. sözünüettiğim ilkgençlikdö-
nemlerimden bu yana, bu insanlarla insanca bir di-
yalog kurmaya çalıştım... ("Dönüşüm" olayları sıra-
sında. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde 'bu işlere ne-
den girdığımızi' anlatmakta olduğum. kendisinın de
emekçi otduğunu söyledığim bir sivil polisin "8u söz-
lerinle beni etkilemeye çalışma!" diyerek odadan çı-
kıp gidışini bugünmüş gibi anımsıyorum... Bır başka
anı: "Ne yağmur... Ne şiırler" adlı şiir kitabım yanıl-
mıyorsam 1981 'de toplatılmış. Selimiye'de yargılan-
mak üzere gözaltına alınmıştım... Yeni baskısı henüz
yapılmış kıtaba da yayınevinde el konulmuştu... Ki-
tap paketlerıni Selimiye Kışlası'na, beni oraya götü-
ren sivil görevliyle taşıdık... Gözaltına alınanların bek-
lemekte olduğu hangarımsı bır yerde bır an dalıp git-
tiğimi görmüş olmalı ki, "Çocuğunu mu düşünüyor-
sun"diyesordu. "Evet" dedim... Muğla'dagörevli ol-
duğu sirada küçük yaşlardaki çocuğunun orada öl-
düğünü ve orada gömülü olduğunu anlattı... "Ziya-
retine gidebıhyor musunuz" diye sordum... "Önce-
leri gidiyorduk... Artık gidemıyoruz..." dedi... Gözle-
rimiz karşılıklı olarak dolmuştu... Tutuklanarak orada
kalacağım anlaşıldığında belki kucaklaşarak değil,
fakat insanca duygularla, arkadaşça ayrıldık bu sivil
görevliyle).
Galatasaray Lisesi önünde polis otobüsüne birlik-
te tıkıldığımız gençlerle "çevik kuvvet" görevlileri ara-
sında bir didişmedır gidiyor.. Gençler devrimci marş-
lar söylüyor, gelip geçenlere kendilerini duyurmak
için otobüsün camlarını yumrukluyorlar... Hemen he-
men hepsi yirmili yaşların başlarındaki çevik kuvvet
görevlileri ıse buna engel olma çabasında... Tıkış tı-
kış otobüste, en arkada, ayaktayım... Her iki tarafa
da yatıştırıcı bir şeyler söylemeye çalışıyorum... Bel-
ki bu sözlerin de etkısiyle, yakınımdaki genç polis en
arka koltuğa oturarak bir sigara yaktı, "Bırakın, neya-
parlarsa yapsınlar" diye seslendi öndeki arkadaşla-
rına...
Bir süre sonra, marşların da hızı kesilmiş olarak
Emniyet Müdürlüğü'nün avlusuna girdik... Birkaç sa-
at süren bu gözaltının gözlemlerini bir köşe yazısına
sığdırmakolanaksız... Belki de biz "yaş//"lar içinde ol-
duğumuz içın gölgelık bır yere çekilen otobüse ara-
da bir gelip oturan ve belki bizlerle bir iletişim arayan
çevik kuvvet görevlileriyle otobüsteki gençler arasın-
da bir iletişim olası değil... On sekiz milyon lira ma-
aşla iki çocuklu ailesini geçındirmeye çalıştığını söy-
leyen genç polise, gözaltındaki gençlerden biri, mem-
nun değilse işten ayrılmasınt. gelip kendileriyle birlik-
te düzene karşı savaşmasını öneriyor...
• • •
Bana küçük burjuva diyen genç arkadaşa kendisi-
ni nasıl tanımladığını sordum. Sınıfsal kökeni bakımın-
dan küçük burjuva, fakat "proletarya diktatörtüğü"nü
savunduğu için ''proleter dew/rnc/"ymiş... Polis oto-
büsündeki birkaç saatte, benimle saygı ölçüleri dışı-
na çıkmaksızın konuşan. daha çok da dinleyen ve söy-
ledıklerimi ıçten bir ilgiyle dinlediklerinı gözlediğim
bu genç arkadaşlara, benim de onları incitmemeye
çalışarak, fakat sözlerimi de sakınmaksızın söyledik-
lerim özetle şunlardı: "Namusunuza ve cesaretinize
saygı duyuyorum. Fakat başarı kazanma şansınız sı-
fırın da altında. Sizin sözünü ettiğiniz küçük burjuva-
lık, ışçiler de içinde olmak üzere bu toplumun bütün
kesimlerinin iliklerine işletilmiş... Yine de, en geniş halk
kesimleri, toplumun büyük çoğunluğu, toplumsal
adaletsizüklerden birkurtuluş yolu arıyor. Dün Türki-
ye'de Pol-Der'i örgütleyen, geçen günlerde Fransa'da
hükümete karşı büyük gösteriler düzenleyen polis-
ler de eninde sonunda bu toplumsal gruplardan bi-
ridir... Bütün bu insanları nasıl etkileyip örgütlemeyi
düşünüyorsunuz? Halktan kopuk, grupçu daryakla-
şımlar, yüzeysel ve sloganlaşmış bilgiler, yüz yıl ön-
ceki marşlarla mı?.. Yoksa yaşadığımız toplumun so-
mut bilgilerini edinerek bu toplumun bütün kesim-
leriyle somut, sıcak. gerçekçi, akılcı ilişkiler kurmaya
çalışarakmı?.."
Kim bilir, böylesi sorular sormak ve böyle kaygılar
taşımak. bütün aianlarda ve bütün ilişkilerde akıl dı-
şı bır sertliğin ne yazık ki her şeyden çok egemen ol-
duğu bir ülkede belki gerçekten de küçük burjuvalık-
tır...
Seveilı Annemiz
LMRAN EVSEN'in
hastalığı sırasında tedav isini üstlenen. son anına
kadar ona \e b\zlere destek olan başta
Prof Dr.
NEJDET ÜSKENT
olmak üzere tüm GATA doktor. hem^ire ve
sağlık görevlilerine teijekkür ederiz.
AİLESİ