Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 3 HAZİRAN 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR
Prof. Dr. Pertev Naili Boratav'ın 'Nasreddin Hoca' araştırması Edebiyatçılar Derneği tarafından yayımlandı
Hoca'nm fendi sansürii yendi
15
ECE TEMELKURAN
ANKARA - Halkbilim araştırmacısı
Prof. Dr. Perte\ Naili Boratav'ın 42 yıl-
lık çalışmaları sonucu yazdığı "Nasred-
din Hoca" araştırması Edebiyatçılar Der-
neği tarafından yayımlandı.Yayıncılar ve
okurlar tarafından "yılın kitabı" olarak
nitelenen yapıt. çok sayıda eski yazma-
lardan derlenen öyküleri ve tartışmalı
fıkralann tümünü içeriyor.
Pertev Naili Boratav'ın, Yapı Kredi
Yayınlan'nca basılan, ancak bazı fıkra-
ların "müstehcen" bulunması üzerine
dağıtımı durdurulan "Nasreddin Hoca"
araştırması Edebiyatçılar Derneği tara-
fından yay ımlanarak. satışa sunuldu. Çe-
şitli yüzyıllar ve dillerden 594 fıkranın
yer aldığı 292 sayfalık kitap. yazarlan-
mızdan Enis Batur'un girış yazısıyla
başhyor.
Nasreddin Hoca'nın Anadolu insanı-
nın yaşamındaki zorluklara "panzehir"
oldugunu söyleyen Batur. yazısını. kita-
bı dağıtmaktan çekinen Yapı Kredi Ya-
yınlan'nı ima ederek. "Nasreddin Ho-
ca: Zaman zaman ne kadar çağdışı kal-
dığımızı gösteren çağdaşımız değil mi-
dir?" diye bıtıriyor.
Çeşitli tartışmalara yol açan ve Anka-
ra Universitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fa-
kültesi öğrencilerinin başkentte gösteri
yapmasına neden olan Nasreddin Hoca
araştırması, Boratav 'ın "Nasreddin Ho-
ca'nın Kişiliğini ve Fıkralannı Yorumla-
ma Denemeleri Üzerine" başlıklı yazısı
ile sürüyor
Boratav. bu bölümde. Hoca'nın kışılı-
ği. fıkralan ve öykülerinde. "dindarük
duygulannı incitmemek. ahlâk ve edep
ay kmlıklarını av ıklamak, akıldışı öykü-
leri akla yatkın biçime sokmak" çabasıy-
la nasıl. kımler tarafından değişiklikler
yapıldığını gösteriyor. Boratav'ın konu-
ya ilışkın verdiği bir ömeklerden biri
şöyle.
"Lami'î Çelebi'nin 'Latâ'iPindeki
Şeyyad Hamza'nın,kerâmetleriileögün-
mesini anlatan hikâvede Hoca, Şeyyad
Hamza'ya "Bırıncı kat göğün sınırına
Pertev Naili Boratav
NASREDDÎN HOCA
m ^ ertev Naili Boratav'ın 42 yıllık
m M araştırma sonucu hazırladığı ve Yapı
w*^r Kredi Yayınlan tarafından bazı
m fıkralann •müstehcen olduğu*
JL gerekçesiyle basılmasına karşın
dağıtımı yapılmayan "Nasreddin Hoca"
araştırması. Edebiyatçılar Derneği tarafından
yayımlandı. Üniversite öğrencilerinin sansüre
karşı gösteri yapmasına ve yayıncılar arasında
sansürün yeniden tartışılmasına neden olan
araştırma, "yılın kitabı' olarak niteleniyor.
vardığındaelineyumuşakbirşeydokun-
du mu?' diye sorar. Hamza'nın "Evet'
demesi üzerinede: "O benim taşaklanm-
dır" der. Bahâı derlemesinde (herhalde
ondan aktaniarak, A/erbav canlı Tahma-
sıb'in kitabında da) bu °ayıp' söz *eşe-
ğımın kuyruğu' biçimini aunıştır"
Boratav'ın araştırmasında. sırasıyla
"Nasreddin Hoca ve Nasreddin Hoca-
lar". "Nasreddin Hoca Fıkralan İçin Bir
Kaynak Kitap Tasansı". "Nasreddin Ho-
ca ve Memleketi Sivrihisar Üzerine".
"Nasreddin Hoca Fıkralannda, Çeşitlen-
melerinde Türiü Etkenler Üzerine".
"Balkan Ülkeleri Geleneğinde Nasred-
din Hoca". "Nasreddin Hoca Fıkraları-
nın Yayılma Alanlan", "Nasreddin Ho-
ca Fıkralan" bölünılen yer alıyor.
Boratav "ın Av rupa ülkelen ve Amerı-
ka Birleşık Devletleri kütüphanelerinde
bulunan yazmalardan kıtabına aktardığı
Nasreddin Hoca öyküleri. fıkralan. ya-
pıta, şimdiye kadar konuya ilişkin en ge-
niş kapsamlı araştırma nitelığini kazan-
dınyor. Boratav, genış bir alana yaydığı
araştırmasına ilişkin vardığı sonuçlan
açıklarken şöyle diyor:
"(Asya ve Âvnıpa'nın birçok ülkesin-
de) Sözİü gelenekten geüne çok büyük bir
latife hazinesinin Nasreddin adında bir
kişiye mal edilmesi. benim daha önceki
bir incelememde üzerinde durduğum gi-
bi. en gecinden 15. yüzyıldan beri hâkim
bir derviş niteliklerini taşıyan, aynı za-
manda tuhaf maceralan ile ün almış olan
Nasreddin adında birinin Shrihisarlı bi-
linmesi ile açıklanabilir: çünkü, bu Ana-
dolu kasabasının halkı da 15. vüzyıldan
beri 17. > iiz> ıla kadar saf ve tuhafinsan-
lar ününe sahip idiler. Onlar üzerine Al-
manva'daki Schildbürgerler, Macaris-
tan'daki Hatotlular. zamanımızda .Ana-
dolu "daki Karatcpeliler üzerine anlatılan
çeşitten hikâ\eler anlahlır."
'Kitap önyargısız'
Boratav'ın araştırmasını yayıma ha-
zırlayan ve kapak tasanmını gerçekleş-
tiren Edebiyatçılar Derneği Genel Baş-
kan Yardımcısı şair Ali Cengizkan. Nas-
reddin Hoca kitabı ve derneğin konuya
ilişkin görüşlenni açıkladı.
Tartışma yaratan kitabı yayımlamala-
rının nedenini anlatırken, Edebıyatçılar
Derneği'nintüzüğündetemel ilkenindü-
şünce ve yorumun karşısındaki engelie-
ri kaldırmak oldugunu vurgulayan Ali
Cengizkan. yapıtın şimdiye dek Nasred-
din Hoca'ya ilişkin yapılmış en kapsam-
lı çalışma oldugunu belirtti.
Edebiyatçılar Derneği'nin 1993 yılı
Onur Ödülü'nü Pertev Naili Boratav'a
verdiğini anımsatan Cengizkan, kitap
hakkında şunlan söyledi:
"Şimdiye dek yazılan Nasreddin Hoca
derfemelerinde ve seçmelerinde, örnegin
Fuat KöprüIüyadaOrhan Veli seçmesin-
de Nasreddin Hoca'ya sahip çıkmak için
bazı fıkralann ve öykülerin ayıklandığı-
nı görüyoruz. Bu kitapta 20. vüzyıl önce-
sine geri dönüş amaçlanıvor. Nasreddin
Hoca, ilk kez gerçek anlamda halkıyla
kucaklaşıyor.
Hiçbir önyargı olmadan, bilimsel.
özenli, titiz bir çalışmayla bir araya getj-
rilen öykülere 'Toplumsal yaşama zarar
venr mt'7
' diye bakmamak gerekir. Nas-
reddin Hoca nkralannın değişik dillerde-
ki özgün metinleriyle içinden çıkbğt top-
lumun belleğinde bulunmasını savunu-
yoruz.
Fıkralann anlatüageldiği gibi yansıtıl-
masından yanayız. Türk toplumu.300 yıl
sonra, gerçekten yaşamış olsun va da ol-
nıasın Nasreddin Hoca'ya, nkralanna öz-
gün biçimiy le kavuşacak."
Ali Cengizkan, kitapta yer alan yenı
bilimsel bulgulan anlatırken de. şimdi-
ye dek Nasreddin Hoca'ya ilişkin en es-
ki belgelerin 18yüzyılakadaruzanabil-
diğine işaret ederek. "Bu kitap, Nasred-
din Hoca'nın 14. yüzyıla varan bir geçmi-
şi oldugunu kanıirladr dedi.
Kitabın kapağındaki çizimin Mehmet
Siyah Kalem'e aıt oldugunu belırten
Cengizkan, figürlerin 14. yüzyıl Türk
toplumunun yaşantısına ilişkin veriler
sunduğunu da vurguladı.
'Notre Dame'ın
Kamburu'
çizgi film oldu
külriir Senisi- Ünlü Amenkan çızgı
film-sınema şirketı VValt Dısnev, bu
kez de klasiklerden Victor Hugo'nun
"Notre Dame'ın Kamburu"
romanını çizgı filmleştirdi.Filmde
Ouasimodo'yu "Amadeus"filminde
Mozart'ı canlandıran Tom Hulce
seslendirdi
Filmin vapımcılan. 15.yüzyıl
Paris'inde geçen ve rengârenk
görüntüleri ve müzığiyle orijinaline
çok büyük ölçüde bağlı kalınarak
perdeye aktarılan bu kara sevda
şaheserinin, Walt Disney'ın çocuk
filmlerinde eskiden beri izlediğı
çizgisinde cüretli bir çıkış yarattığını
belirtiyorlar
Daha gösterime girmeden içerdiği
şiddet öğelerinin çocuk nıhu
üzerindeki olası etkilerinden dolayı
çeşitli eleştırilere hedef olan filmin
şarkı sözleri yazan Stephen Shwartz
bu eleştirilerle igili olarak "Notre
Dame"ın çizgi film sınırlannı
zorladığını ancak karmaşık ruh
durumlannı içeren bu klasik
başyapıtın , hem çocuk ruhunun
derinliğine seslendiğini hem de her
yaştan seyircıye hıtap ettıği gerçeğini
dile getırdı.
Filmin yapımcılan ise "Güzel ve
Çirkin" \e. "Aslan Kral" gibi
Quasimodo'nun öyküsünün de
çocukları ürkütse bıle ."dış
görünüşünüz ne olursa olsun ,yine
de kendiniz olun" mesajını vermesi
açısından yararlı oldugunu söylüyoriar.
Oysa sinemalarda daha gösterime
girmeyen filmden parçalar gören
çocuklann kâbuslar görmeleri
.eleştirilerin sürmesine yol açıyor.
Dısne> yetkilılen VV'alt Disney'ın.
1942'de Bambi'nin annesı öldüğünden
beri aldığı tüm eleştiriden yapıcı
sonuçlar çıkarmaya çalışıyorlarsa da
"herkesi memnun etmeye
çalışmanın filmlerin kalitesini
düşüreceğine" ınanıvorlar
bir iilkeye göç duygıısu...'
EVİN İLVASOĞLt'
tstanbul Festivalf nde yann
akşam Zehra Yıkhz,ölümle dı-
rim arasındakı bir köprüde yu-
rüyecek. Richard Strauss'un
ölmeden önce yazdıgi son dört
şarkısını ve Mahler'in 4. Sen-
fonisfndeki cennetten gelen
çocuksusarkıyı seslendirecek
İngıliz şef Andrev» Green-
vvood'un yönetimindeki lstan-
bul Dev let Senfoni Orkestrası
yann akşamkı konserine Beet-
hwen'in Leonare Uvertürü ile
başhyor. Richard Strauss'un
Son Dört Şarkfsında Zehra
Yıldız'a eşlık ediyor ve Zehra
Yıldız da ikincı yandaki Mah-
ler'in 4. Senfonisi'nin son bö-
lümüne solist olarak katılıyor.
Konu baştan sona ölüm, ama
ölümün ülkesindeki mutlulu-
ğu anlatan bir müzik. Bu ne-
denleolacaklDSObukonseri
geçen hafta yitirdığimiz Mü-
kerremBerk'inanısınaadama-
ya karar vermış.
veR
u!z
C
un%d
ürer
bestS
e
^7 ehra Yıldız. Istanbul Festivali'nde yann akşam ölümle dirim arasındakı
bir köprüde yürüyecek. Richard Strauss'un ölmeden önce yazdığı son
dört şarkısını ve Mahler'in 4.senfonisindeki cennetten gelen çocuksu
şarkıyı seslendirecek. Son yıllardaki başanlanyla adım adım kendini yücelten
bu dön'emTndrtüm'yaşamırîa
1
Zehra Yıldız, örnek bir şan sanatçısında olması gereken pek çok niteliğe sahip.
dönüp bakar. Başanlarla, utku- """^^™
larla yüklü yıllar görür. Oysa artık hastalıklar ve ölüm
kaygısı almıştır bunlann yenni. EichendorTun dize-
lerini sarkılaştırmaya karar verir. Konu. ölüm ve de-
ğişimdir. Şiirin başlığı, "Omuacabaölüm"dür. Ric-
hard Strauss ise şarkıya aktanrken bu başlığı "Bu mu
acaba ölüm?" olarak değiştirir. belki de kendine daha
yaklaştınr. Ardından Herman Hesse'nin üç şiiri ekle-
nir. Her şarkı, bir yıl sonra 85 yaşında ölen sanatçının
ölüme kendini hazırlamış, onu huzur içinde bekleyen
ruh halini sergiler. Teknik açıdan da artık gencltk gün-
lerindeki gösterişli biçemi ağırlaşmış, melodik çizgi-
nin yalınlığı önem kazanmıştır. Sopranonun sesi or-
kestra paletınin dokusuyla kaynaşır.
Zehra Yıldız son yıllardaki başanlarıyla adım adım
kendini yüceltmekte. Örnek bir şan sanatçısında olma-
sı gereken pek çok niteliğe sahip. Sağlam karakter. di-
siplinlı çalışma. özgüven kadar öz-eleştiri. kendisıv-
le ve çevresiyie banşık bir tutum! Aynca inceleyen.
araştıran. örnek aldığı sanatçılan sürekli ızleyen. din-
leyen bir sanatçı. Onu ılk kez Sour Angelıca ve Des-
demona ile tanımı^tık. Senta. Aida ve Salome ile sa-
natının doruğuna tırmanmasına da tanık olduk. Zeh-
ra Yıldız geçen kış av lannda müthiş bir maraton ıçin-
deydi. Birgün sabah erken uçakla Almanva'ya uçu-
yor. o gece Senta'yı oynuyor ertesi gece lstanbul'a
uçup Salome'ye yetişiyor. bu arada Aida'y ı da gözar-
dı etmiyordu. Üç ayn biçemin üç ayn baş kadınında
heroyunla birlikte taze bırcoşku bulabilmenın de key-
fıni çıkartıyordu. Richard Strauss'un sarkılanna ha-
zırlanırken daha iki gün önce Aspendos Festivali'nde
Aıda'yı söylemesi ve Nil şarkısına başlarken fırtına
kopması üzerine oyunun yanda kesilmesi Zehra Yıl-
dız için oldukça vorucusaatlervaşatmış: "Sahnedeki
givsilcrim sınlsıklam olunca kulisteki kurulanyla de-
ğişmeve koştum. Oysa Aspendos'ta kulisin de üstü
açık.. nickurugivsimkalmamıştı."" Festivale hazırlan-
dığı şu son günlerde bövle bir aksılikle sesınin kınk
olabileceâinden tedirsjın.
Zehra Yıldız'a nasıl hazır-
landığını soruyoruz bu şarkı-
lara. "Bu şarkılar bambaşka
bir yorum alanL Hele birinci
şarkı çok zor." Öyle ya.. ne
opera söylergıbı dramatik ol-
mak gerekiyor ne de Richard
Strauss'un önceki dönemlen
gibi parlak bir yorum. "Ölü-
me hazırlık ama, güzelleştiril-
miş bir ölüm. Mutlu bir ülke-
\ e göç duygusunu vermek ge-
rvkiyor. Matem olarak düşün-
nıüvorum. Bu nedenle kesin-
likle sivahlar giyip çıkmak is-
temedim sahneye. Osman
Şengezer'e danıştım. Sonuç-
ta lacivert yeşil, yanan dönen.
bol kolfu tafta bir giy si çi/dik.
Bence bu tür eserlerde solistin
üstündeki giysi müzikle özleş-
meli. Görsel açıdan da izleyi-
ciyi çok etkiliyor."
Zehra Yıldız her zaman
başka yorumlan. CD'leri vi-
deolan dinleyen bir sanatçı.
Sevdiği sevmediği her yoru-
ma açık. "Bu bir birikim.
Başkası gibi yapmak istese-
niz de siz başkasınız. Sonuçta
herkes aynı notayı okuyor
ama. o notalarda o kadar çok
şey saklı ki! Ardındaki renkleri bulup çıkarttığınız za-
man sıradan bir sanatçı ile usta sanatçı arasındaki fark
doğuvor. Son Dört Şarkı'ya da hazırianırken pek çok
sopranodan dinledim. Adeta bir konkur yarattım kar-
şımda. Sonuçta bana en yakın gelen Kiri Te tCanavva
oldu."
Richard Strauss ile Gustav Mahler'in ortak payda-
lan Geç-Romantik akımın birer üyesi olarak 19. yüz-
yılı 20. yüzyıla bağlayan besteciler olmalan. Gustav
Mahler'in 4 Senfonisı de baştan sona yaşamın coş-
kusuyla ölümün duru mutluluğunu iç ıçe geiiştirir. Yer
yer halk ezgilerini. yer yer gizemli bir ortamı yan ya-
na buluruz. Son bölümdeki soprano seste çocuksu saf
bir anlatım cennetin yüceliğini över.Gönül ister kı bu
akşam 24. İstanbut Festivali çerçevesinde AKM'de
yeralacakkonserCD'yekaydedilsin! Zehra \r
ıldız'ın
sesınden Richard Strauss'un son dört şarkısındaki hüz-
nü. yeniden yaşama bakışını. ölümü övdüğü kadar
bestecinin yaşamı kutsayışını biz de ölümsüz kılalım.
SalifKeita: Müzik benim içinbir dindirKültür Senisi - Afnka mÜ2İğinin
günümüzdeki önemli
temsilcilerinden biri olan Salif Keita,
felsefesini yansıttığı müziğini anlattı.
Dünyanın en iyi vokalistlerinden biri
olarak nitelendirilen Keita,
Parliament Jazz Festival '96
kapsamında verdığı konser
öncesinde bir basın toplantısı
düzenledi.
Sanatçı, müzik anlayışını geleneksel
ve çağdaşı bir arada kullanmak
olarak özetlerken. müzik yaparken
her zaman 'içinden geldiği gibi'
davrandığını belirtti. Müziğın kendısi
için bir 'din' oldugunu söyleyen
Keita. ".Müziğimi sadece kendim için
yapıyorum. Asla ticari kavgılarla
davranarak kendimi fahişe yerine
koydurtmam" dedı.
Şarkı sözlerinde toplumdan, günlük
yaşamdan söz ertiğinı anlatan Keita,
kendisini en çok etkileyen konulann
'adaletsizlik ve Tanrı'ya olan inanç'
oldugunu ekledı. İnancın kişiye özel
bir kavram oldugunu vurgulayan
sanatçı, "Müzik ruhtan gelen bir
şeydir. Ruhunuzu işin içine katmadan
müzik vapamazsmız" diye konuştu.
Modern Afrika müzığinin en önemli
örneklerini yansıttığı 'Soro' (1984)
adlı albümüyle dünya çapında üne
kavuşan sanatçı. müziğinin
köklerinin Afrika'yla beslendiğini:
funk. reggae ve diğer modern
tarzlarla geliştiğini v urguluyor.
Amerikan müziğindeki tüm yenilik
ve başkaldınların Afrika müziğinin
etkisi altında gerçekleştiğini savunan
Keita. "Afrika müziğinin Amerika'da
yozlaştuTİdığı" görüşüne katılmıyor.
21. yüzy ılda dinlenecek müziğin
dünvadaki tüm kültürlerin. renklenn.
duygulann birlıkteliğiyle
gerçekleşecek bir tür olacağını
söyleyen sanatçı, Afrika ve
Amerikan müziklerinin son
yıllardaki birlikteliklerinin gelecekte
jepyeni bir müzik türünü ortaya
çıkaracağını düşünüyor.
Üçüncü albümü 'Amen'i Etienne
M'Bappe, Paco Sern, Malilı
balafoncu Keletiqui Diabate. gıtanst
Kante Manfila gibi ünlü Afrikalı
sanatçılarla birlikte çıkaran ve
VVayne Shorter, Carlos Santana, Bill
Summers gibi müzısyenlerle çalışan
Keita müzısyenler arasında aynm
yapmadan. birlikte müzik yapmak
isteyen herkese kapısının açık
oldugunu söylüyor.
Coşkulu bir konser verdi
Sanatçının L«ster Bovie's Brass
Fantasy ile aym akşam verdiği
konser dinleyenlerin beğenisini
topladı. Coşkulu kalabalıkla iletışımı
çok iyi sağlayan "aristokrat" sanatçı
müziği ve görüntüsüyle tam bir
bütün oluşturuyordu. Vurmalı
çalgılar ve vokal seyırciye ilkel
ayinlerin büyüsünü yaşatırken. gıtar
ve üflemelilerçağdaş Afrika
müziğinin vazgeçılmezliğini bir kez
daha kanıtladılar. Cuma akşamı
Istanbul Afrika müziğinin ritmiyle
unutulmaz bir gece geçirdi.
Ivo Pogorelich,
Bosna için çalıyor
Kühür Senisi- Ünlü Yugoslav piyanıst l\o Pogore-
Ikh'in. 24. Uluslararası Müzik Festivali kap^amında 2~
ve 28 hazıranda Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel"ın
himayesinde gerçekleştireceği konserlenn gelıri Sarav-
bosna doğumevı ve çocuk hastanesine kalacak.
1958 yılında doğan ve müzik çev relennce bırdâhı ola-
rak nitelendirilen Ivo Pogorelich. gunümüzde kon^erle-
ri tamamen dolan birkaç klasik miizıs\enden bin. Pogo-
relich, yoğunplak çalışmaları vekonserlennın vanında.
Uluslararası Kızılhaç-Kanser Araştırma-Multıple Scle-
rosis gibi dernekler ve Meksıka depremınden zarar gö-
renleryararına yardım toplama konserleri de \ermekte
Saraybosna'dakı hastane bınası vıllar süren savaşta
yerle biredilmişti. Sağlık hızmetlerınin vetennce veril-
mediği Saraybosna'da yardımlarla bir hastane kurtna
düşüncesi oluşunca, insan hayatını daha anne karnındav -
ken konu edinen ve
uluslararası bilimsel
bir dernek olan Inter-
national Socierv 'Fe-
tus as a Patient' bu ko-
nuda bir çalışma yap-
maya karar vermiş.
Derneğin bu konuyu
Ivo Pogorelich'e gö-
türmesi üzerine sa-
natçı bu girişimi
memnuniyetle karşı-
lamış ve vereceği 200
konserinın tüm gelır-
lerini bu amaç için
bağışlamış. Internart-
onal Society "Fetus as
a Patient'bugelışme-
den sonra bu konser-
leri değişik ülkelerde
gerçekleştirme çalışmalanna başlanıı^
Dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekleşen bu konser-
lerdizisinin bir halkasının Türkiyede olma.si gıindemc
geldığinde, 1996 yılı için programlanan konserın. vıl-
lardır başan ile düzenlenen 24. Uluslararasi Istanbul
Müzik Festivali kapsamında gerçekleşmesı düşuncest
benımsendi. Sanatçı Ivo Pogorelich. Istanbul Kültür vc
Sanat Vakff nınbu konudakı çabaları sonucunda. 27 ha-
ziranda saat 21.30'da ve 28 hazıranda saat 19()ü'da İs-
tanbul Müzik Festivalı kapsamında iki konser \erecek
Pogorelich'in. yıllardır Saraybosna'da suren acımasız
savaşın yaralannı bir derece olsun sarabılmek anıacıv-
la AKM Büyük Salon'da vereceöi Istanbul konserlerı-
nin biletleri 4.000.000. 3.500.000. 3.000.000 \c
2.000.000 TL olarak satışa sunuldu. Bağıs kar>ılığı alı-
nacak biletler ıçın İKSVnın 0212 245 20 02 numaralı
telefonundan veya 0212 249 56 67 numaralı faksından
Zeiiha Kaya ile temasa geçmek \etcrli
Bilet fıyatlanna ek olarak. 10 000 doların üzerinde ba-
ğış yapan kişi ve kuruluşlann ısnıı bir plaket üzerinde
adı kurulacakolan hastanenın duvannda ver .ılacak. Ba-
ğışlar ise İKSVnın Vakıflar Bankasi-Fıııans Market
Tanıtım Şubesi 2014781 no'lu hesabıııa vatınlabılır
Karun Hazinesi
Belgeselin
Manisa çekimleri
tamamlandı
Kültür Servisi- Önceki
yıl Türkiye'ye iade edilen
"Karun Hazinesf'ne
ilişkin belgeselin
Manisa daki çekımlen
tamamlandı. "Antika
Talam" adını taşıyan
belgesel "Karun
Hazinesi" ve "Kumluca
(Noel Baba) Definesi"
isımlı iki bölümden
oluşuyor.
Manisa'nın Salıhlı ilçesi
sınırlan içinde kalan ve
Kral Yolu'nun başlangıç
noktası kabul edilen antik
yerleşim Sardes'ın
Agorası'nda geçen nisan
ayının 19'undabaşlayan
çekimler. mayıs ayında
tamalandı. Böylece.
yaklaşık bir yıllık bir
sürede yapılacak
çekimlerin önemli bir
ayağı olan Sardes
çekimleri biririldi.
Senaryosunu Yusuf
Kurçenli ve Zeynep
Ava'nın yazdığı Filmin
yönetmenliğıni de Yusuf
kurçenli yapıyor.Tank
Akan ın sunduğu
belgeselin danışmanlan
ise Burçak Evnen, Nur
Nin'en Yılmaz, Doç. Dr.
Özkan Ertuğrul \ e Özgen
Acar. tlk bölüm
çekimlerinde, avnca Prof.
Ekrem .AkurgaL Manisa
Müze Müdürii Hasan
Dedeoğlu ile Uşak Müze
Müdürü Kazım
Akbıyıkoğlu da yer aldı.
Karun Hazmeleri'nın
Türkiye'ye yeniden
kazandınlmasıyla ılgılı
çalışmalan olan Özgen
Acar'ın araştırmalanndan
yola çıkılarak hazırlanan
belgesel. drama ve
belgesel unsurlanndan
oluşuyor. Sunucunun
sağladığı akışla film üç
ayn zaman diliminde
geçiyor. tlk dönemde
hazinenin yapıldığı tarih
canlandınlırken. ıkinci
olarak hazinenin kaçırıhş
övküsü ve son bölıımde
ise vapıtların bugünkii
durumu konu edilıvor.
Belgeselde kullanılan
kostüm ve aksesuvarlar
arkaık dönem \azo \b..
eşyalann üzenndekı
tasv irlerin vanı sıra o
döneme ilışkın kazı
raporlanndan \ e müze
kataloglarından
vararlanılarak hazırlanmış.
Dekor tasanmında da
benzer bir çalışınav la
Sardes'te oluşturul'an 2000
merrekarelık alanın
hazırlanması 16 günde
tamamlanmıs. Antık
kentın ıçınden geçen
Paktolos Çav ı kenarına
kurulan dekorlar halen
bölgebeledıvesınce
korunuvor.
Tanhı mekânlarda çekilen
bu canlandınna
sahnelennde 9O'ı Izmırli
olmak üzere ıkı viizıin
üzerinde ınsanın \er aldığı
fılmde. büyük çoğunluğu
oldşruran Sardes halkı.
gunümüzde halen
vapmaktaolduklan
mesleklen (demırcılık.
seramıkçılık \e halıcılık
gibi) filmdede
canlandırdılar.
Filmin kalan bölümlen ise.
Efes. İzmır. Ankara ve
Istanbul Arkeolojı
Müzelen'nde devam
edecek. Anienkadakı
çekimler de evlül ayında
Damberton Öak
Metropolitan Müzesı'nde
gerçekleştırılırken.
"Kumluca (Noel Baba)
Definesi"nı konu alan
diğer filmin çekımlen
Antalva Demre'de (M\ra)
yapılacak. Efes Pilsen'in
katkılanvla
gerçekleştırılen bu
belgesel filmlenn
vunçınde ve vurtdışında
büvük ilgi uvandırması
beklenisor.