23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 1996 PAZARTESİ HABERLER Mahmut Alınak. Alınak'tan, Yılmaz'a açık mektup • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Şırnak bağimsız millet\ekili Mahmut Alınak. cezae\ inde yazdığı "Parlanıentodan 9. Koğuşa" adlı kitabının toplattınlması nedenivle. Başbakan Mesut Yılmaz'a açık mektup yazarak, "Kitabımı toplattırdığınız için sizi kını>orum \e kamuoyuna şikâvet ediyorum" dedı. Alınak, mektubunda •'Yaşadığım tarihi kesitte. yazımını kaçınıimaz bir görevın yerine getirilmesi olarak gördüğüm bu kıtabımın toplatılması. her kıtap toplatmada olduğu gibi düşüncenin katlidir \e hukuksuzluktur" dedi. MHP'den dış politika uyarısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- MHP. yabancı güçlerin. Türkiye'nın içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durumdan faydalanma\ a çalış.ttklarını ileri sürdü. MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve partı sözcüsü Abidin Dursun. dün yaptığı yazılı açıklamada. ABDnın Ermenı kartı ıle Rusya Federasyonu'nun da Kızıl Kürdıstan'ı kurma çaiışmalan ile Türkiye'vi kıskaca alma çabasında olduğunu sa\ ladı ANAP tzmip II Kongresi • İZMİR(Cumhuri\et Ege Bürosu) - ANAP Izmir ll Kongresi. "birlik \e beraberliğin sağlanması" amacıyla genel merkez tarafından ertelendi. ANAP kongresinde erteleme>e gerekçe olarak çok ada> la seçime gidilmesi göstenliyor. İzmir milletvekilleri De\let Bakanı Rüşdü Saracoğlu \e Metin Öney ile genel merkezin adayı Ali Büge; İzmir Millet\ekili Süha Tanık tarafından desteklenen \e tankatçılara yakınlığıyla bilinen Ismail Katmerci: eski millenekıli llhan Kava ıle Süral Yahşi il başkanlığı için kıyasıya mücadeleye girmişti. Adav sayısının azaltılması için yapılan yoğun baskıya karşın başkan adaylannın birbiriyle anlaşamaması örgütte büyük sıkıntı yarattı. Bunun iizerine il yönetimi kongrenin ertelenmesini istedi. YHK üyeliklerine atama • ANKARA (ANKA)- Yüksek Hakem Kurulu asil uyeliğine Sadettin Özbezeyen. yedek üyeliklere ise Tuğrul Ağar ve Necati Polat seçildiler. Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel. YHK üyeliklerine Bakanlar Kurulu tarafından yapılan atamalan onayladı. Demirel'in onama karan Resmi Gazete"de dün yayımlanarak yürürlüğe eirdi. Silahlı Kuvvetler'le kaynaşma • DİYARBAKIR (AA) - 2 Taktik Ha\a Ku\\etlerı Komutanı Korgeneral Cumhur Asparuk. Güneydoğu Anadolu Bölgesi"nin. coğrafi konumu nedeniyle yerden inşa edilecek radarlarla kontrol edilmesinin mümkün olmadığını . belirterek "Türk Hava Kuv\etleri'nin yakın hedefi. ha\adan erken ıhbar ve kontrol radarlı Avvacks'a sahip olmaktır" dedi. Korgeneral Asparuk. 2. Taktik Hava Ku\\etleri Komutanlığrnda düzenlenen ""Silahlı Ku\vetler-Halk Kaynaşması" etkınlikleri dolayısıyla törende yaptığı konuşmada, Türk Hava Kuv\etleri'nin kuruluşundan bugüne kadar gösterdiği gelişmeleri anlattı. Göç, hastabkgetirdiDTO'nım göç ve alan kentlerde G. sağlık raporu: Göçle birlikte sağlık sorunlan patladı. Göç Doğu'ya özgü bulaşıcı hastalıklarm yayılma tehlikesi var YLSLFOZKAN ANKARA - Dogu ve Güneydoğu'da ^aşanan çatışma ortamı \e buna bağlı olarak son vıllarda giderek yoğunlaşan göç olaylannın. büyük sağlık sorunlan doğurdugu bildirildi. Yoğun göç nedeniyle tüm Türkiye nin giderek "Güneydoğu'ya dönüstiiğü" \e patlama gösteren bulaşıcı hastahklann. dığer kentlere >ayıldığı kavdedildi. Bölgedeki çatiştna ortamının. halkta ve güvenlik güçlerinde ruhsal çöküntüye neden olduğu. terör nedeniyle tüm sağlık hızmetlerinin "yok denecek kadar" azaldığı \urgulandı. Dıvarbakır fabip Odası (DTO) Genel Sekreteri Dr. Necdet İpekyüz tarafından hazırlanan "Güneydoğu'da İçGöç Tartışmalan \e Sağlık Boyutu" konulu raporda. bölgede son yıllarda vaşanan yoğun göçün sonuçlarına değinildi. Göç eden ya da kendi iradelen dışında göç etmek zorunda kalanların sorunlarının. gittikleri her yerde sürdüğü uırgulanan raporda. "Herkent giderek bir Güneydoğu olmaktadır. Göç olgusu, bütün ülkeyi saran. giderek tedavisi zorlaşan bir hastalık halini almaktadır" denildi. Bölgedeki olağanüstü koşulların olumsuz ctkisinin. sağlık hızmetlerinin tüm basamaklarında gözlendiği belirtilen DTO raporunda. "Sağlıklı yaşam hakkı bölgede unutturulmuştur"* dendi. Raporda. "*Göç alan kentlerdeki sağiıksız koşullar ve kısa sürede ortay a çıkan aşırı nüfus artışı. işsi/iik. yoksulluk ve olumsu/ çevre koşulları. \akın bir gelecekte salgın hastalıklann patlak vermesine neden olabilecektir'" dendi. Bölgede terör olayları yüzünden sağlık ocaklarının büyük bölümüııün kapalı olduğu \e sağlık personeli sayısının son derece düşük kaldığı da \urgulanan raporda. Diyarbakır'da 112 sağlık evinden sadece 15'nin. 6"? sağhk ocaâından da yine 15 tanesinin açık olduğu belirtildi. Raporda. ilçelerdeki koruyucu sağlık hizmetleri için köylere yapılacak gezilerin izne bağlı oiduğu ve güvenlik nedeniyle bu uygulamanın yapılamadığı kaydedildi. Rakamsal verilere de dayandınlan raporda. bölgede karma, kızamık ve BCG ortalama aşılama oranlannın 1990 yılında yüzde 68 dolayında olmasın karşın, 1995 yılında yüzde 25"e indıği belirtildi. Sıtma olgusunun her yıl giderek arttığına dikkat çekilen raporda. Türkiye'de görülen sıtma \akalarının yüzde 73'ünün bölge kaynaklı olduğu vurgulandı. Raporda, 1994 yılında Türkiye genelinde 84 bin 345 oîarak belirlenen \aka sayısının. 53 bin 501 'inin bölge kaynaklı olduğu. bunun 31 bin 263'ünün de Diyarbakır'da görüldüğü kaydedildi. Rapora göre bölgede oldukça yaygın olan brusellos oranı da Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde bulunuyor. 1994 yılında Türkiye'nin diğer bölgelerinde görülen bruseİlos olgulannın sayısı 1100 olarak belirlenirken sadece Diyarbakır'da görülen olgu sayısı 5 bin 695 olarak saptandı. Amipİı dizanten oranı da hızla yükselirken sadece Diyarbakırdaki artış oranı 5 yıl içinde yüzde 400'den fazla oldu. Diyarbakır'da 1990 yılında belirlenen amiplı dızanteri olgusu 1.023 iken bu rakam 1995 yılında 4bini geçti. 1993 yılında Türkiye'nin diğer bölgelerinde 8 bin 504 tifo olgusuna rastlanırken Diyarbakır'da bu rakam 5 bin 843 olarak gerçekleşti. 1990 yılı verilerine göre Türkiye genelinde canlı doğan her bin bebekten 60'ı ilk bir yıl içinde ölürken Diyarbakır'da bu say ı binde 87 olarak gerçekleşti Raporda. bölgede yaşanan psikolojik bozuklukların da arttığı vurgulanarak son dönemlerde kampanyalara konu olan tele\iz\onlardaki şiddet görüntülerinin. bölgede yaşayanlar için olağan >aşamın bir parçası haline geldiği belirtiİdı. Demirel, çevre ile ilgili sorunların arttığını söyledi Başbakan Mesut Yılmaz. Nişantaşı'ndaki HABITAT-II Parkı'nın açılışını yapti. burada gençlerle birlikte duvarlan boyadı. V ılmaz daha sonra Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile birlikte Dünya Çevre Günü nedeniyle düzenlenen "Global 5001 " ödül törenine katıldı. (Fotoğraflar. H ATİCE TUNCER, HÜLYA TOPCU) 'Çevrecflerdünyayıkurtarmanuı kahramanı' • 'Global 500' ödülleri. dün törenle sahiplerini buldu. Cumhurbaşkanı Demirel. ödül töreninde yaptığı konuşmada çevre bilincine dikkat çekti. Başbakan Mesut Yılmaz da Nişantaşı \'ali Konağı Caddesi'ndeki HABITAT-II Parkı'nın açıhşını yaptıktan sonra ödül törenine katıldı. İstanbulHaberServisi-Cunıhurbaşkanı Süleyman Demirel, dünyanın 21. uizyıla can çekişerek girdiğini belirterek çe\ re bi- lincinin bir an önce yerleştiritmesi gerek- tiğini söyledi. Dünya Çe\ re Günü etkinlikleri çerçeve- sinde Çe\ re Bakanlığı ile Birleşmiş Millet- ler Çe\ re Programf nın ortaklaşa düzenle- diği "Global 500Ödürieri dün düzenlenen bir törenle sahiplenne \erildi. Törene Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel, TBMM Başkan vekili Hasan Kork- mazcan. Çev re Bakanı MustafaTaşar, HA- B1TAT Genel Sekreteri \\ill End<w, BM Ce\ re Programı (UNEP) tcra Direktörü Eli- zabeth Dowdesweü ile çok ayıda konuk ka- tıldı. Başbakan Mesut Yılmaz da Nişanta- şı Vali Konağı Caddesi'ndeki HAB1TAT-1! Parkı'nın açılışını yaptıktan sonra burada düzenlenen törene katıldı. Solda 'seçim ittifakr arayışı ANK4RA (Cumhuriyel Bürosu) - DSP ve CHP'nın 2 Hazıran ara yerel seçimlerinde yaşadığı oy kaybının ardmdan; iki partide de solda bütünleşme, en azından olası bir erken seçımde ittifakın zorlanması ıstekleri dile getirilmeye başlandı. CHP Genel Sekreterliği'nden istifa ettıkten sonra DSP'ye geçen Ertugrul Günay. bu yöndeki girişımleriyle ilgili olarak "Hemen birteşme demiyorum, güçbirliği, diyorum. İki parti yönetimleri aşılarak bir şeyler yapılmaİL hükümet pazariıklannda blok olarak masaya otunılabüir, seçim ittifakı yapılabilir" dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal hükümet arayışlan sürecinde pariamentoda sol blok oluşturulması zorunluluguna dikkat çekerken Ertugrul Ğünay. CHP ve DSP yönetidleriyle bazı görüşmeler yaptı. Günay, solda yönetimleri aşan bir tartışma başlatılması • Son yerel seçimde CHP ve DSP'nin oy kaybetmesi üzerine, her iki partide de olası bir erken seçimde bütünleşme ve en azından 'bir seçim ittifakı' yapılması arayışlan gündeme geldi. DSPMi Ertugrul Günay, iki partinin birlikte seçime girebileceklerini ve bu yapının oluşturulması gerektiğini söyledi. zorunluluguna dikkat çekerek blok olarak masaya oturmasında, şunlan söyledi: "ANAP ile hatta RP ile oturmasında yarar DYP'nin sol partilerle dirsek oldugunu savundu. Günay. teması > ar. DSP ile CHP arasında "DSP'de üyeliğinin sürüp ise diyalogsuzluk var. \crel seçim sonuçlan dehşet \erici. Her iki partinin de yönetimieri aşüarak bir şeyler yapümaü. CHP ile DSP arastnda çok önemii çeli$,kiler yok, bir araya gelmesi zorunlu iki yapı. Hemen birleşme olsun demiyoruz. Güçbirliği. diyorum. İki partinin güçbirliğini zorlayan tarihseL sosyal, küitürel etkenler >ar. l zun erinıde seçim ititfakı da olabilir. İki parti ittilaka izin veren bir yasa için birlikte mücadele edfr." Günay. DSP ile CHP'nın hükümet arayışı sürecinde de sürmediğT sorusuna. "Galiba üyey im. Genel Başkan imzalamıştT karşılığını verdi. DSP içinde bazı milletvekilleri. sol blok oluşturulması istemine olumlu yaklaşırken CHP içinde de benzer istekler dile getirildi. CHP İzmir Milletvekili Aydın Güven Gürkan ile bazı arkadaşlan Baykal'ın DSP lideri Ece\it'i hedef alan sert açıklamalanna tepki gösterirken süreç içinde iki partinin ortak hareket etnıesinin kaçınıimaz olabileeeğine ilişkin mesajlar verdiler. Bazı CHP milletvekilleri, olası bir erken seçimde CHP'nin barajı geçmesinin güçlüğüne dikkat çekerek ittifakın gerçekleştirilmesi ve barajın düşürülmesı için mücadele edilmesi gerektiğini söylediler. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sinan Yerlikaya, ANAYOL'un kurulduğu günlerde oluşuma karşı çıktıklannı belirterek. hükümetin hiçbir icraatta bulunmadığını söyledi. Hükümetin "koftuk kaptna" esasıyla kurulduğunu ileri süren Yerlikaya. Türkiye'de krizleri sadece sosyal demokratlann çözebileceği gerçeğinin kamuoyu tarafından anlaşıldığını savunarak. partisinin DSP lideri Ecevit'e sol blok önerisini yineledi. Duygusal aynlıklann ortadan kaldırılmasının tam sırası oldugunu vurgulayan Yerlikaya, DSP ile işbirliğinden umutlu oldu6unu bildirdi. Törenin açılışında konuşan Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel, çe\re ıle ilgili so- runlann son yıllarda daha fazla arttığını be- lirterek, "Dünyada bir yangın \ar. Çevre kuruluşlan bu >angını söndürmeye çalışıyor- lar. Çe>recileri dünyayı kurtarmanın kah- ramanlan sayıyorum" dedi. lnsanoğlunun yaşadığı yerkürede kaynakları tüketmeden gelecek nesiİleri de düşünerek yaşaması gerektiğini söyleyen Demirel. nüfus plan- lamasının önemine dikkat çekti. Başbakan Mesut Yıl- maz Dünya Ce^re Günü et- kinlikleri'ile HABITAT Kon- feransfnın Türkiye'de kut- lanmasının memun edici ol- dugunu belirterek. çe\re so- rununun artık tüm ülkelerin ortak sorunu haline geldiği- ni kaydetti. Endovv ise HABlTAT'ta gelecekte kasabalann. kent- lerin. köylerin nasıl koruna- cağının tartışıldığını vurgula- yarak, Türkiye'ye böyle bir organizasyona e\ sahipliğı yaptığı için teşekküretti. Konuşmalann ardından bu yıl ödül alan 21 kışiye ödül- leri \erıldi. Demirel dün a\- rıca Marmara Üni\ersitesi Beden Eğitımi \e Spor Yük- sekokuluÖzelGü\enlikEle- manları Yetiştirme Temel Programı'nı başanyla tamam- layanlar için düzenlenen dip- toma törenine katıldı. Demirel. burada yaptıgı ko- nuşmada okulun iporda çok önemlı bırdisıplın oldugunu belirterek. sporun gelişmişli- ğin göstergesi oldugunu v ur- suladı. IFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Özgürlük ve Dayanışma Par- tisi (ÖDP) Genel Başkan Yardım- cısı Erdal Kara da önceki gün polis tarafından gözaitına ah- nanlar arasındaydı. Serbest bı- rakıldıktan sonra konuştuk. Po- lisin neden bu kadar haşin dav- randığı üzerine yorumlar yap- maya çalıştık. Polis kendisini HABITAT'çı- lara göstermek istemişti. Bunu da layıkıyla yerine getirdi. Erdal Kara bu arada şunlan söyledi: "Şimdi hükümet yok. Herkes koalisyon derdinde. Memleket, eski polis müdürü Adalet Ba- kanı Mehmet Ağar'/a, mesa/ar- kadaşı Istanbul Polis Müdürü Kemal Yazıcıoğlu'na kaldı. Onlar da böyle uygun gördü- ler herhalde." Mehmet Ağar Adalet Baka- nı. Kemal Yazıcıoğlu da istan- bul Emniyet Müdürü. Tam bu- günün Türkiye'sine uygun bir tablo. Ağar'ı okuyuculanmızye- teri kadar tanıdılar, ama Yazıcı- oğlu o kadar bilinmiyor. 'Memleket Yazıcıoğlu ile Ağar'a kaldı' Kemal Yazıcıoğlu, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde sol- culara işkence etmek ve gö- zaltında adam kaybetmekle ün- lü DAL grubunun başındaydı. 12 Eylül boyunca DAL grubundan geemeyen, onların eziyetini gör- meyen muhalif neredeyse kal- mamıştı. Kemal YazıcıoğKj'nun adı MHP davasına da karıştı. MHP aleyhinde ifade veren Hicabi Koçyiğrtadhtanığı, ifadesinden zorla döndürmeye çalıştığı id- diasıyla Ankara Sıkıyönetim Savcılığı, hakkında soruşturma açtı. Yazıcıoğlu'nun adı MHP'li itirafçı Ali Yurtaslan'ın açıkla- malarında da genişçe yer al- mıştı. Ülkücüleredestek verdi- ği olay ve yer gösterilerek or- taya konmuştu. Yazıcıoğlu. bu özellikleriyle merkez sağ adı verilen, aslın- da eski ülkücülerin yönlendır- diği hükümetlerin ilgi ve deste- ğini görerek adım adım yüksel- di. İzmir Emniyet Müdürlü- ğü'nden Istanbul Emniyet Mü- dürlüğü'ne atandı. A^4AYOL ku- rulurken adı Emniyet Genel Mü- dürü adayı olarak geçiyordu. Böyle giderse önce Emniyet Genel Müdürü. sonra Adalet Bakanı olursa hiç şaşmayın. O zamana kadar bakarsınız Meh- met Ağar da Başbakanhk kol- tuğunu ele geçirir. Erdal Kara, "Güneydoğu'da savaş devam ettikçe, devlet içinde şiddetyanlılan yükselme- yi sürdürür. Tüm sorun savaş- ta. Savaş, şahinlerin işine ya- rıyor" diyerek polisin saldırgan tutumunun temelinde yatan ne- dene dikkat çekiyordu. • • • Kamu Emekçileri Sendikala- rı Konfederasyonu (KESK) Baş- kanı Siyami Erdem de gözai- tına alınmıştı. Erdem, gelişme- lerden endişeliydi: "HABITAT'a Türkiye'nin sorunlan taşınma- sın diye özel çaba gösterildi. Gerçeklerımiz gözlerden giz- lenmeye çalışıldı. Halbuki, si- vil toplum örgütleri ve sendika- lar da HABITAT'a alınsa, ora- da tanşmalar yapsak daha olumlu adımlaratabilirdik. Hep yasakçı kafayla olaylara bakılı- yor. Dünkü olaylar da gösterdi ki Türkiye bir polis devleti o/ma yolunda hızla ilerliyor. Istanbul sanki işgal edilmiş gibiydi. De- mokrasi soluğuna ihtiyacımız varken giderekdaha baskıcı bir yöne kayış gözleniyor. Bu gidiş durdurulamazsa daha büyük felaketlerle yüzyüze gelebiliriz." Memurlann, yani kamu emek- çilerinin sendikalaşmasından kim endişe duyabilir? Memuru toplusözleşme hakkına sahip bir ülkenin kime zararı olabilir? Yıllardırmemurian sendikasız b- rakmak isteyenler, hertürlü ör- gütlenmenin önüne de engel olarak dikiliyorlar. Memurlann yaka paça oto- büslere tıkıldığı sırada, HABI- TAT'ın hemen yakınında Orta AsyaTürklerinin Çin'de uğradı- ğı baskıları protesto eden MHP'lilerin yürüyüşleri vardı. TV ekranlarına da yansıyan bu yürüyüş, polisin koruması ve kollaması altındaydı. Kemal Ya- zıcıoğlu'nun polisleri tekbir ses- leriyle süren bu gösteriyi en- gellemek bir yana HABITAT'çı- lara göstermek için özel bir ça- ba sarfetmişti. Türkiye, son yıllardagelişme ve büyüme potansiyeliyle bu geriliğe bakalım daha ne kadar dayanabilecek? Hem büyümek ve modernleşmek hem de Ağar'iara mahkûm olmak müm- kün değil. Ülkemiz bu geriliği mutlaka aşacaktır. Umanm uzun ve acılı olmaz. BIZBIZE ERDAL ATABEK Kendinize Değer Veriyor musunuz?.. Her insanın kendine verdiği bir değer var. Buna "kendilik değeri" diyoruz. Eğer bir çocuk büyümeye başladığı andan başla- yarak ona kendi değerini kazandıracak biçimde dav- ranamazsak o çocuk hayatı boyunca kendi değerini başkalarının davranışlannda arayacaktır. Bu da çev- remizde çok gördüğümüz insan tipini yaratır: "Benim için ne diyorlar? Benim için ne düşünüyorlar?" di- yen. artık hep başkaları için yaşayan insanı. "Ben ne diyorum", "Ben ne düşünüyorum?" diyen insanımız çok az. Çünkü öyle insan yetiştirmiyoruz. Toplumsal sıkıntılarımızın önemli nedenlerinden biri- si de budur. Başkalarının değeriyle var olmayaalışmış insan, hep kendisine değer verecek birisini -ya da birilerini- ara- yacaktır. Liderlere bağımlı kişiler, yalnız hemşerileriy- le rahat olanlar. futbol takımlarıyla özdeş yaşayanlar, ancak bir grup ya da bir cemaatle birlikte var oldu- gunu duyumsayanlar "kendilikdeğerikazanamamış" kişiliklerdir. Bu kişiler, kendi başlarına kaldıkları zaman huzursuzdurlar, çünkü kendilerine değer vermezlerve kendi yaptıkları hiçbir şeyin değerii olduğuna inana- mazlar. Hep başkalarının onayını ararlar, giderek bü- tün yaşamları bu onayı aramakla geçer. Varlığına değer vermediğiniz, yaptıklarını sürekli olarak görmezden geldiğiniz ya da aşağıladığınız, dü> şüncelerini önemsemediğiniz, duygulannı fark etme- diğiniz kişiler elbette "kendine değer vermeyı" öğre?- nemeyecektir. Artık onu hep birilerinin yönetmesi ger rekir. Bu insanı dikkatle tanımanız gerekiyor. Çünkü bu insanla birlikte yaşıyorsunuz ve hayatı- nız bundan etkilenecektir, • • • "Kendilik değer; "nin, oluşmaması kadar "yanlış ve abartılı oluşması" da önemli. "Yanlış ve abartılı kendilik değeri" de kişıyi doyum- suz bir bencıl yapacaktır. Bu kişi de kendini geliştirmek yerine her yaptığının onaylanmasını bekleyecektir. Doyumsuz, bencil ve şımarık bir kişiliği "kendilik de- ğeri kazanmış" sanmak da yanhştır. O da hep çevre- sinde kendine bağımlı kişiler arayacak, ancak onlar- la rahat olacaktır. Bu da zamanında "doğru bir kendilik değeri" ka- zanamamış olmaktan kaynaklanır. Onun kendine verdiği değer de hep başkalarının ver- diği değerle oluşur. O da hep başkalanna bağımlı yaşamanın huzursuz- luğunu duyacaktır. Hep liderlık peşinde koşacak, bunun için hep ödün verecek, bunu yitirme korkusuyla yanıp tutuşacaktır.^ Azgelişmiş kültürlerin liderleri ve onlara bağımlı ya- şayanlar böyle oluşur. • • • Bütün bunlardan hayatımız etkilenmeseydi belki üzerinde durmak bile gerekmezdi. Ama hayatımız bu oluşumdan çok etkilenir. Çünkü demokrasi dedığimiz sıstem, "benlik değe- ri" kazanmış insanlarla kurulur. Faşizmin birey tabanı da "benlik değeri" kazanma- mış insana dayanır. Demokrasi de faşizm de sosyal nedenlerin önemi kadar bıreylertn kişiliklerine dayanır, onlarla kurulur, onlarla işler. Günlük sosyal hayat, alışveriş dünyası, endüstri, ti- caret, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, bilimsel geliş- me, teknolojik ilerleme sonuçta bireylerin gelişkin ki- şilik özelliklerine dayanır. Insanlar neden verimli bir grup çahşması yapabilir ya da yapamaz? Insanlar neden kendi yapmadıkları şeyleri engelle- meye çalışır? insanlar neden kendine güvenemez? Kendine güvenmeyen ınsanlar neden hiç kimseyd güvenemez? Insanlar neden kendini geliştirme gereği duymaz? Insanlar neden okumaz, yazmaz, düşünmez, me- rak etmez, tartışmaz? Düşünmemiz gereken, tartışmamız gereken önem- li bir konu budur. Gerçekten özgür ve sorumlu insanlarla yaşamak mı istiyoruz? "Kendilik değeri" kazanmış insan yetiştirmeyi başaralım. Geleceğe karşı önemli bir sorumluluğumuz da budur. Serdaroğlu, gönderdiği mektubu savundu . ; ANK.\RA(A.A)-DYP GİK ü)esı %e İzmir \1illet\ekili Rıfat Serdaroğlu. bazı DYP'li \e ANAP'lı mıllenekillerine gönderdığî mektupla ilgili olarak "Pariamenterler olarak bir şeyler >apmamız gerektiğine inaıu>orum" dedi. Serdaroğlu. DYP'den Ayvaz Gökdemir. Emre Gönensay. İsmet Sezgin \ e Köksal foptan ile ANAP'tan Kaınran İnan. Lütfullah Kayalar. İlhan Keski. Korkut Özai \ e GüneşTaner'e. salı günü görüşmek üzere mektup gönderdiğini söyledi. Mektubun ıçeriğı konusunda diğer mıllenekillerine olan saygısından dolayı salı gününe kadar konuşmak istemediğini belirten Serdaroğlu."Salı günü arkadaşlaria değerlendireceğiz. Eğer benim düşüncelerim kamuoyuna sunulma\a layık görülürse. müşterek bir açıklama \ apma\ ı düşünüyoruz. Görülmezse ortadan kaldınnz" di\ e konuştu. 'Köledeğüiz' Rıfat Serdaroğlu. çağrıda bulunduğu mıllenekıllennden bir >anıt gelip gelmedığının sorulması üzerine de şunları söşledı: "Ben \anıt bekk'medim. Ben düşüncelerimi bir mektupla gönderdim. Salı - günü de bu konuda bir araya geliriz. Bu ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulmak için benim düşüncelerime ila\e edilecek, çıkanlacak ne \arsa bir müşterek fikir, akıl ortaya koyanz. Paıiamenteıier olarak, bir şeyler \apmamız gerektiğine inanıyorum. Yazdığım arkadaşlann hepsi karizması olan, Türk' toplumunıın kabul ettiği ' kişiler. Onlann düşüncelerinin çok önemli ' olacağı inancındayım." Serdaroğlu. bir soru üzennerDYP\e ANAP ' genel başkanlarının böyle • bir girişirnden bilgilerinin * olmasına gerek bulunmadığını ifade ederelc şöyle de\am ettı: * "Köle değiliz. Onlar katılır, kahlmaz... Çözsünler Türkiye'nin proMemlerini, başımıza taç yapalım. - : İ>iy se Türkiye'de bugün '- işler, biz oturaum, köşemize çekilelim. Biz macera filan aramuoruz. Kimse de bir şey vapmadıgına göre. bu • kördöv üşü şeklinde bö> le ' giderse yazık. günah... Bizinı çocuklanmız. bu iilkede \aşa>acaL" Düşünceleri kıvmet bulursa gereğinı yapacağınt anlatan Serdaroğlu. olmazsa "Milletvekili olsak bile yapamıyoruz bu işi~ deyıp çekileceğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle