27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 1996 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER 'Adil Düzen'in Gerçek Yüzü BAHtR M. ERURETEN T ürkiyermzın. nıce özvenler karşılığında. >etmış beç > ıl- dır uiaşma\ a çalıştığı: çağ- daş demokratik \ e laık de\ - let diizenıni tümüyle değış- tırmek içın örgütlenen \e dinsel duyguların sömiirüsü ile öteki bazı partılerden umudunu > ıtırtmş gorece bir çoğunlugu arkasına alan köktendinci siya- sal kuruluş. "adil düzen" söşlemi ile ülke sıyasasında egemen olma\ a çahşmaktadir. lyi nivetle geniş bir perspektıften bakıl- dığında bütün siyasal rejımlerin ana izle- ğini (temasını) oluşturan 'adil düzen kav- ramı'niıı. bu sıyasal kuruluş açısindan ne anlama geldığı. uzunca bir süredir tartış- ma konusu olmaktadır. Kendilerinm bile açtklamaktan kaçındıkları bu söylemın esası. karşıtları olan si\aset adamlan ve yazarlarca. çeşitli yorumlara konu edıl- mektedır. Kımıleri.busövlemin.birtürk- lam sosvalızmi olduğunu, kimileri de fa- izsiz yeni bir düzen oluşturduğu gıbi yo- rumlarla ve de iyi nıyetle. bu söylemi. bu partinin ekonomik görüşü olarak aıılama- ya ve anlatmaya çahşınaktadırlar. Ovsa. biraz dikkatle \e vakından ince- Hukuk\ u lend\ğınde. bu söylemin. partinin ekono- mik görüşünü yansltmayip düşünülenın tersine. parti siyasetraçısmdan. iktidarı her ne yolla olursa olsun ele geçırme. geçırdik- ten sonra da bu iktidarı halkın gözünde. 'ilahigüç'lesözümonabütünleştıripbirda- ha bırakmamanın yönteminden başka bir anlam taşımadığı görülmektedir. Kuşku yok kı. adil düzenin esas amacı. öncelikle mevcutdevletielegeçırmektir. Bunun için uyguladıklan planın ilk aşamasında. önce ikna yolu ile vatandaşın oylarını elde et- mek. bunun için. düzen partilerinin içıne düştükleri aymazlıktan yararlanmak. onla- n bırbırine düşürmek. vatandaşı. bu düze- nin partılerinden olabıldığınce sogutmak. bunun yanında dinıne bağlı kitlelere, kar- şı partilerdeki vatandaşlan, din karşıtı gös- tererek kendilerine bağlamaktır. Ancak, bugüne kadar göruldüğü gibı. bu yöntem- le elde edebilecekleri ov çoğunluğuyüzde yirmi beşler düzeyındedir (Son yerel ara seçımde yükselttiklerı ve övündükleri oy yüzdesi. kesınlikle tüm ülke gerçegini yan- sıtmaz). Bu sayı tek başına iktidarı ele ge- çirmeye yetmemektedir. Bu nedenle plan- lan. öncelikle bir partiyi yanlanna çekerek koalisyon kurmak. hiç. değılse dev letin bir kısım örgütlerıni ele geçirmektır (Şu anda hükümet kurma göre\ i kendilerine verıle- rek bu şansı \akaladılar). Koalisyonu da- hi sağlavamayınca. bu kez çeşitli yöntem- lerle me\cut hükümetlen iş yapamaz du- ruma getirerek çeşitli siyasal baskı yön- temlerini de kullanmak suretiyle amaca ulaşmaktır. Bu yollar da denenip sonuç alınamayın- ca. adil düzenin ikinci ayağı, kendılerinin de belirttiğı gibi kanlı ya da kansız bir hu- ruç hareketidir. Çünkü adil düzende. ikti- darı ele geçirmenin yöntemi ne olursa ol- sun. amaca ulaşmak için gidilecek heryol geçerlidir. mubahtır. Bu görüşümüzün doğruluğunu kanıtla- mak zor değildır. Bu kuruluş yandaşı ya- zarların -ki bunların ıçınde üni\ersıte öğ- retim üyeleri de \-ardir- tezleri ve açıkla- malan ilesıyasetçilenninsö\lemlerinikar- şılaştırmak >eterlidır. Bunu. birkaç küçük örnekle gözler önüne sermek istıyoruz: Örneğin, Türkiye Günlüğü dergisinin 1995 Temmuz-Ağustos sa>ısında Nevzat Köseoğhı imzalı bir yazıda dev let. düzen ve sı>aset konuları özetle şöyle ışlenıyor "•Devlet dediğimiz toplumsal örgürtenme- nin temel vapısını, o toplumun si\asi ege- menlikkonusundaki anlav ışı belirier. Si\a- sct, bu egemenliği elde etme. elde tutma ve kullanmanın bilgisidir... Doğu'da gelişen Tiirk anla>ışında da egemenlik gökten alv- nır. (...) İyi kanunlar kovnıa ve bunlan ta- rafsızca uygulama alanında adalet. Doğu si\aset geleneğinin ana kavramıdır. Siya- set. hiikümdann otoritesini koruma ve kuvveriendirme. bunun araçiannı araştır- ma işidir. Bunun da temeli adalettir. (_.) Son tahlildt. hiikümdann iktidannı emniyete alnıak içindir_" •"ı'azara göre. bir iktidan ele geçirmek, zor yolu ile de olabılir. Yeter ki. şeriat ve adil düzen kurma adına gerçekleştirsin!.. Demokrasi N e halk egemenliği kavram- larını ele almayan bu görüşün. yansız bı- limsel bır görüş olduğunu kabullenmek olanaklı mıdır? Adı geçen derginin ayni sayısında. Nur Vergin ımzası ile yazılan ve baştan aşağı, Fethullah Hoca'va övgülerle dolu olan ya- zıda ise şöyle buyruluyor' "~ Gerçekten de biz bilivoruz ki, din dediğimiz zaman,si- >aseti duv uyoruz. Dini telaRuz ettiğimizde sivascti işithoruz. \'e dinin si>asetlc varat- tığı bu çağnşım. birtakım sosyal aktörlerin ya da bireylerin. hilinçlL iradi, şahsi niyet- krine rnarufçabalardan da ka> naklanıvor. Bu bağlamda sö\leme\e ne hacet dini si- vasete alet etme türünden safsatalarla da hiç ilgisi >ok. Dinin sivasetie iç içeliği. ga>ri ihtivari ilişkisi adeta eşyanın tabiatına u>- gun_T Bununla laiklik ilkesi tümüyle yad- sınıyor. Daha pek çok çeşitlendirilmesı olanak- lı bu görüşler paralelinde. bu siyasal kuru- luş yöneticilennın kişısel söylemleri. adil düzen söylemi ile nelen anlatmak istedik- lerini açıkça ortaya koymaktadır. Elbirliği ile yapmak istedikleri ve adım adım gerçekleştirmeye çalıştıklan amaç budur. Bu açıdan adil düzenin bir tanımı- nı şöyle yapmak olanaklıdır: Adil düzen, her türlü etkm yöntemi kullanarak (kanlı ya da kansız) iktidan ele geçirmek, ege- menlığın göklerden alındıgı savını halka kabul ettirmek suretiyle. anayasal düzenin ana öğeleri olan demokrasi, ulusal ege- menlik, laiklik. özetle çağdaşlığı bir daha geri dönülmemek üzere ülke yaşamından silmek... Bu gidişe, demokrasi adına hoş- görü ile bakmanın. demokrasi adına halka bunu önermenin, göz göre göre. demokra- si adına demokrasinin katline göz yum- manın hiçbir anlamı olamaz. Bağnazlığın eyleme geçtiği ortamda hoşgörüden söz etmek ecele çare olamaz. PENCERE Romantizm ve Gerçekçilik "Lütfen ödül alın!" Işçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'tçn bir meWup aldım. Yayımlıyorum. • Sayın llhan Selçuk; 1 Haziran 1996 günü "IMF'ye Kızmak" başlığıyla yayımlanan yazınızı ilgiyle okudum. "Solcudan da öte sosyalist" dostunuz, IMF'ye karşı koymayı "ro- mantizm" olarak görüyor, bu tavırla "gerçekçi poli- tika" yapılamayacağını söylüyor. Dostunuzun bu görüşünü, emekçiler açısından paylaşmak zor: "IMF'ye karşı koymak", bugün biri- cik gerçekçi tavırdır. IMF, tarıma destek akçalarının kaldınlmasını daya- tıyor. Tarım ilacı ve gübre desteğine aşamalı olarak son verileceği, 5 Nisan Istikrar Paketi'nden sonra ANAYOL hükümeti programına da girmişti. Bunun anlamı, hayvancılıktan sonra Türkiye'nin tarlavebah- çetarımının dayıkıma uğramasıdır. Ülketarımını sa- vunmak, romantizm midtr? IMF, cumhuriyet tarihinin ekonomik birikimi olan KİT'lerin özelteştirilmesini ve bir kesiminin kapatılma- sını dayatıyor. Böylece yabancı ve yerli özel serma- yeye kaynak aktanlacak, bir milyona yakın emekçi işini kaybedecek. ulusal üretimden ücrete aynlan pay düşürülecek, sendikalı ve sıgortah işçi sayısı aşağı çekilecek, dışa kaynak kaybı büyüyecektir. Emekçi- nin işini ve ekmeğini savunması, romantizm mi olu- yor? IMF, emeklilik yaşının yükseltilmesini, Sosyal Sigor- ta Kurumu'nun özelleştinlmesini, böylece sağlık hiz- metinin bütünüyle paralı hale getirilmesini ıstiyor. In- sanların emeklilik haklarını ve sosyal güvencelerini savunmalan, romantizm midir? IMF, eğitimi bütünüyle paralı hale getirin diyor. Yok- sul ve orta halli kesimlerin öğrenim olanaklarını sa- vunmalan romantizm mi sayılacak? Uzatmayahm, IMF dayatmalannın özeti; hem ek- mek üretiminin hem de halka dağıtılan ekmeğin azal- tılması, sokakta yatan çocuk sayısının ve uyuşturu- cudan yıkıma uğrayanların milyonları bulması, sos- yal devletin küçültülmesi, polis devletinin azmanlaş- tırılması, iç piyasanın çökertilmesi, Türk ordusunun "knz bölgelenne müdahale gücü" haline getirilme- sı, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devnmi'yle kazan- dıklarımızın elimızden geri alınmasıdır. IMF progra- mıın hedefi, yeni dünya düzeniyle sınırsız bütünleş- mış, sömürgeleşmiş ikinci Cumhuriyet'tir. Bu prog- ram, ancak 23 Nisan 1920'nin geçersiz kılınmasıy- la. sopalı bir rejimle uygulanır. Nitekim 6 haziran gün- lü Cumhuriyet'te, IMF heyetinin ekonomik karartar- da, "Meclis'in devre dışı bırakılmasını istediği" ya- zıyor. IMF'nın ekonomik programı, ideolojik ve siya- sal düzlemde, "ılımlı lslam"\n kontrgerilla cumhuri- yetini gerekli kılar. Bugünkü Sevr'e karşı çıkmak, ülkemizin bağımsız- lığını ve cumhuriyet devriminin mevzilerini savunmak romantizm midir? Doğrudur. Yeni dünya düzeninin ıdeolojisi olan neolıberalizme göre, küreselleşen dün- yada bağımsızlığı savunmak, köhnemiş bir tavırdır. Küreselleşmenin iç oğlanları, "Kahrolsun bağımsız- lık" demiyortar mı? Eğer, IMF'ye karşı koymak ''ro- mantizm" ise "Kahrolsun bağımsızlık" diye bağırmak açıksözlülüğün gereğidir. O zaman, Graham Ful- ler'in buyurduğu gibi. Kemalist devrimin enkazının kaldırılması biricık gerçekçi tavır olur. Oysa IMF'ye karşı ülke ekonomisini ve emekçisi- nı savunmak, olanaklıdır; dahası başarıya açık bir tutumdur. Tarihsel derinlik içinde bakarsak, zor olan IMF'ye mecbur olmaktır. Türkiye'nin yeni dünya düzenıne direnecek bınki- mi vardır. Bu birikim, kaçınılmaz olarak kendisini or- taya koyacaktır. Eğer "Kahrolsun IMF, bağımsız Tür- kiye" sloganının arkasında daha şimdiden yüz bin- lerle emekçi yürüyorsa, IMF'ye tavır, Türkiye zemi- nindeki en gerçekçi politikadır. Onlara güvenmeyen- ler, büyük bir yanılgı içindeler. ikincisi, bu direnme için uluslararası politika seçe- neği de vardır. Türkiye, bugün oraya sürükleniyor, an- cak ABD ile kader bağımız yok. Tersine, "ABD ile ka- derbağı", yapaydır, zorakidir. Türkiye, Iran, Irak, Su- riye, Türk cumhuriyetleri, Rusya, Çin, Hindistan ara- sındaki dayanışmayla yaratılacak bir Avrasya seçe- neği mümkündür. Bunun işaretleri görülüyor. Bura- da gelışmeler biraz daTürkrye'ye bakıyor. Üsteiik, Av- rupa, kaos coğrafyasmda ABD'nin ayağının kayma- sına yol açacak böyle bir gelişmeyi olumlu karşıla- yacaktır. Yeter ki, Türkiye'nin başında uzaktan ku- mandalı değil, Türkiyeli bir hükümet bulunsun. Bu sü- reç, en sonunda oraya varacaktır. Diyelim ki, bağımsızlık "romantizm"dir. O zaman ölmek, en gerçekçi seçenektir. Devrimci tarihi em- peryalistlere teslim ede ede, "Ya istiklal ya ölüm" demeyi de unutacak mıyız? Bu mektubumu. eğer uygun görürseniz, kısaltma- dan yayımlamanızı dilerim. Candan dostluk ve say- gılanmla. Doğu Perinçek • Kimi zaman romantizm gerçekçilik olur, kimi za- man gerçekçilik romantizm... Türkiye ikisini birden yaşıyor. ^r^Uzun Yıllar Okurların fGündeminden Düşmeyecek Bir* i Başyapıt UYGARLIGIN SEVIR DEFTER1 Doç. Dr. Çağlar TUNCAY 1. Hamur • 293 sayfa • 35O.OOO-TL (Server Tanilli'nin Önsözü İle) Ülkemizde Bu Güzellikte Bir Çalışmanın Yapılmış Olmasının Gururunu Duyacaksınız ! arkadaş •• Vcnı-clııı ANK \I jfad. ?X A-f-l) Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel.: 554 08 04
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle