27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
t -4EKİM 1996CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Erbakan'dan umudunu kesen otomotivciler Cumhurbaşkanı Demirel'e ve yargıya güveniyorlar 6 Bedelsiz ithalat mahkemeye düşer'SEDA OĞL Z REFAH VOL hiikümetı :ırcfindan ka> - nak olarak gündeme getırilresınden bu ya- r a yoğun tartışmalara yohcar. \e Başba- kan Necmettin Erbakan n "geri adım atmaına" görüntüsü sergılîdigi bedelsiz ithâlatın mahkemeye düşnes" gündeme geldi. Başbakan Erbakan"ın kirarılığını gö- nen otomotiv sektörü vetki '.ier. Cumhur- başkanı Süleyman Deminrrn bedelsız iıthalat karamamesıni vetotdeteğini. hü- kümetin kararnamey ı tek.-a: hükümete göndermesi durumunda ise Lonunun Ana- yasa Mahkemesi'ne gidect^ıiıı düşünü- •yor. Aynca. bedelsiz ithalatıı Gümrük Bir- îâgi mevzuatına aykın oldufunu saptayan otomotivciler. yargıya ba^urmayı gün- cJemlenne aldı. Güleşçi: Böyle kaynak öneren müdürü kovduk Hükümetin bedelsiz ithalatla kaynak yaratma düşüncesinin, yedi yılda büyük emeklerie ge- İıştirilen, onbinlerce insanı ilgi- lendiren otomotiv sanayiini yo- kedeceğini ve karann akjl-man- tıkla bir ilişkisi olmadığiiiı belir- ten Sabancı Holding Genel Ko- ondinatörü Hasan Güleşçi "Böy- le kavnak olur mu? Bunun adı kaynak değil borç. Ben. bana bedelsize benzer kaynak tekli- fi getiren müdüriimün işine son verdim"' dıye konuştu. Başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeierinde döv ize yüz- de 2-3 arasında faiz verildiğini, Türkiye'de de ortalama mark fa- izinin yüzde 5 olduğunu kayde- den Hasan Güleşçi. yüzde 10 fa- izin üzerine bir de bedelsiz itha- lat imkânı sağlanmast örneğine dünyanın hiçbir ülkesinde rastla- namayacağını söyledi. Güleşçi. karann perde arkasında başka ne- denler aranabileceğini ve özel- likle Almanya ile Doğu Avrupa ülkelerindekî yeni arabalann Tür- kiye'ye gırişyapmak için "start bekJediklerini" kavdetti. Da\anm kazanılmaM halınde bedelsizin Türkıyeekonomisine büy ük zarar \erecek şekilde tüm kullanılmış ürünler ıçin geçer- liliğinin sağlanacağını düşünen otomobil sanayicıleri. yargı yolunu hükümete kar- şı bir "silah" olarak kııllanabileceklcr. Erbakan'ın bedelsız ithalatla ilgılı oto- motivcılere randev u \ermeyerek görüşle- rini almaması üzenne hükümete çok ağır eleştirilerde bulunan Sakıp Sabancının ardından. Sabancı Holding'iıı Genel Ko- ordınatörü Hasan Güleşçi deCumhuriyet'e yaptığı açıklamada. bedelsiz karamame- sinın Çankaya'dan döneceğini söyledi. Cumhtırbaşkanrmn Meclisinaçılışinda söylediği \e Erbakan'ın namaz kılmak içın genel kurııl salonundan aynldığı "Tiir- kive Cumhuriyeti'nin nitelikleri değiş- meyecek, değiştirilemeyecektir. TC de\- leti demokratik. laik \ e sosy al bir hukuk devleti olarak kalacaktır" şeklindeki açıklamasından da güç aldıklarını kayde- den Güleşçi. bedelsiz kararnamesınin ıkin- ci kez Cumhurbaşkanı'na geri dönmesi halinde kararnamenin Anayasa Mahke- mesi'ne gideceğini kavdetti. Bu durumda bedelsizin aleyhinde karar çıkacağına inandıklarını ifade eden Gü- leşçi "kararnameanayasamn eşitlik il- kesine aykırı. Çünkü iç piyasadan oto- mobil alan y üzde 50'ye >aran *ergi öder- ken. bedelsiz ithal otomobil alan hiç \er- gi ödemeyecektir" dedi. Güleşçi. Cumhurbaşkanı'nın vetosunu aşamay an hükümetin bir formül olarak ge- liştirdiği ithalat rejimine ek karar çıkanl- masintn da y ine Cumhurbaşkanı nın ona- vına üitrnek zorunda olduûunu belirtti. Fiyatı ne olursa olsun aynı özellikte arabalann yiikü aynı Tofaş oto Cenel Müdürü Uğurman Yelkencioğlu i kaybına neden ohnaz ; 'Mahkemenin bedeli ağır olur' A.MCARA (AA) - AB dışınaikı üîkelerden bedelsiz otomobil ittıalatı. yüzde 33-34 düze>ındeki gümrük vergısi nedeniyle fazla avantajlı görünmüvor. AB ülkelerindenyapılacak bedel>iz otomobi! ithalatında ise sağlanacak a\antaj. otomobiEin alım fiyatına \e 50 bin marka verilecek faize bağlı olarak artabilecek. Ancak bedelsiz ithal edilecek otomobilin AB ülkelerindekî alım fiyatı ne olursa olsun. gümrüklerde ödenecek vergi yükü. aynı model ve yaştaki otomobiller için değişmiyor. Aynı model \e yaştaki araba için gümrükte ödenen vergi miktan. alım fiyatından bagımsız olarak belirlenivor. Dolavısıvla. dana fıyattan alınan araba ıçin daha dü>ük vergi ödenmesı söz konusu olmayacak. Bedelsiz ithalat kapsamındakı otomobillerden alınacak verginin. alım fiyatından bağımsız olması nedeniyle. otomobil sanayicılerının. "AMupa'da hurdaya a> nlmış. çok düşük fivattan alınan otorıobiller ithal edilecek. Böylece duşük fiyattan vergi odenecegi için devletin aynca vergi ka> bı olacak" iddialannın doğru olmadığı belirtiliyor. Gümrükler Genel Müdürlüğü. her yıl ithal otomobiller ıçin model ve yaş bazında yeni li>te değen belirliyor. Bu liste değerine göre her marka otomobilin. her model veyaşıiçin ithalatta ödenecek KDV ve ek taşıt alım vergısı de hesaplanarak lıste halinde gümrüklere gönderılıyor. İthal edilen otomobilin alım fiyatı. gümrüklerde ödenecek \ergiyi de etkilemıyor.Her model içın belirlenen gümrük değerinde. ilk >ıl içın yüzde 20. daha sonraki her yıl ıçin yüzde 15 amortisman ındirimi yapılıyor. Türkı\e"\e daha çok BM\V \e Mercedes marka otomobil ithai ediliyor. Kararnamenin en fazla 4 şaşına kadar otomobillerirı ıthalıne ızın \ermesi halinde. en fazla model otomobil ithal edılebilecek. Erbakan eski alacağın üzerinde bir kaynağa yöneliyor 6 Ubya hayali' 2 milyar dolar Lğurnıan \elkencioğlu. Bedelsiz ithalatta sektör görü^ünün dikkate alınmaması üzerine Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel'e çıkan İnan Kıraç'ın mensubu olduğu Koç Holding'in otomoti\ pazarlama şirketi Tofaş Oto Genel Müdürü Lğurman ^'elkencioğlu, söz konusu kararnamenin Gümrük Bırliğı me\zuatına aykırı olduğunu saptadıklannı bildırdi. §u anda. Erbakan la geçtigimiz ay görüşmeleri üzerine gündeme gelen ıkıncı raporu hazırladıklannı \e bedel.Nizın yerine yeni kaynak bulma konusunda ellerinde "sihirli değnek olmadığını" belirten Lğurman M-lkcncıoğlu. bedelsiz konu>unda \argı voluna başMirulacağını söyledi. Yelkencioğlu "hangi kuruluşun >ar«ı\a gideceği" şeklindekı soruyu ise şö\le vanıtladı: "Sanayiciler olarak mutlaka bizim da\a açmamı/ gerekmivor. Herhangi bir satıcı da mahkeme açabilir. Kazanması durumunda da, her çeşit kullanılmış maiın Türk pazarına girebilmesi vönünde karar çıkar. Hükümetin böyle bir ağır bedeli göze alabileceğine ihtimal \ermi\oruz." Yelkencioğlu. Ba^bakan Erbakan için hazırlamakta oldukları ıkinci raporda kavnak olarak vüzde 50'yi aşan oranlardakı otomobil vergilerinin düşürülmesini önereceklerinı: bövlece iç pivasa satışlanndaki artışa baglı olarak devletin vergi tahsilatının yükseleceöıni ifade ettı. CANAN SOVSAL Iktidara geldığınden bu yana de\amlı kaynak arayışı ıçinde olan Başbakan Necmettin Erbakan'ın bugün başlayacak olan tartışmalı Lıbya gezisınin arkasında 2 milyar dolarlık başka bir kaynak olduğu ortaya çıktı. Libya'da iş yapan 50 civannda Türk firmasının 4 yıldır biriken 140 milyon dolarlık avansJannı alamaması nedeniyle yaklaşık 3.5 milyar dolarlık yapılabilir işın beklediği belirtilirken. bu işier için gerekli işgücü ve inşaat malzemesinin Türkiye'den sağlanması durumunda. yaklaşık 2 milyar dolarlık bir kaynağın Türkiye'ye akacağı ifade edıldi. Libva'da İş Yapan Müteaahhitler Birligi Genel Sekreteri Cem Aktamar. Türkıye ile Libya arasında 1994 yılının Araİık ayında imzalanan 18'inci Karma Protokorde Libya"nın bazı taahhütlerde buİunduğunu ve buna göre bu ülkede iş yapan Türk firmalannın 150milyon dolara ulaşan alacaklannın 1995 yılının ilk üç ayında ödeneceğının taaahüt edildiğini hatırlattı. Ancak Lıbyanın sadece geçen yılın kasım ayında 10 milyon dolarlık bir ödeme yaptığına dikkat çeken Aktamar. protokole uyulmaması gerekçesıyle son iki yılda ortaya çıkan 3.5 milyar dolarlık yapılabilir işlerin gerçekleşemediğini kavdetti Başbakan Necmettin Erbakan. Aktamar. Türk firmalannın avanslannın ödenmemesı nedeniyle bir sıkıntı içinde olduklannı da belırterek. "SÖz konusu 3,5 milyar dolarlık vatınm için gerekli olan işgücünün valnı/ca \üzde30'unu. bu işlerde kullanılacak olan inşaat malzemelerinin ise vansını Türkive'den karşılayacak olursak, vaklaşık 2 milyar dolarlık bir kaynak iilkemize akar" şeklinde konuştu. Türk müteahhitierinin 1975"den buyana Libva'da 13 milyar dolarlık iş yaptıklannı vurgulayan Aktamar. başlanamayan 3.5 milyar dolarlık yatınmın ise dünva üstündeki Türk müteahhitlık işlennın y jn>ını oluşturduğunu ifade ettı. Aktamar. Türk firmalannın 4 yıldır bekledıklen 150 milyon dolarlık alacaklannın yanı sıra. Libyadaki mahalli idarelerde bekleyen 150 milyon dolarlık istıhkak buİunduğunu ve böylece toplam alacağın 300 milyon dolara ulaştığını ifade etti. Öte yandan Türkiye İnşaat Müteahhitleri Sendikası Genel Başkanı Sami San da Libya'da yanm kalan yatırımların başlamasiy la gerek buradaki Türk firmalannın gerekse Türkiye'nin kazanacağını belirterek. bunun yerli malzeme ve Türk i^çilerıyle gerçekleşebileceğini ifade ettı. İKV Başkanı, AB başkentinde kaygısını dile getirdi 'Siyasetçilerimiz basiretsiz' OZGLRLILLSOV BRİKSEL-Türkıye-AB ıh->kılerınde sivası düzeyde yaşanan boşluğu özel sektör kapatnıaya (.alışıyor. İKV Yönetım Kurıılu Başkanı Meral Gezgin Eriş. gümrük bırliği çerçeve^ındeki mali ışbırliğinin hayata geçirılememesinın en büyük nedeninin Türk politıkacılanmn yeterince kararlı ve israrlı davranmaması olduğunu söyleyerek "Özel sektör olarak AB'nin ivi niyetinden dııyduğumuz kuşkuy u ifade etmekle biıiikte Türkiyc'deki shasetçilerin basirt'tliliğinden de kuşku duyduğumuzu ifade etmeliyim" dedi. Türk özel sektörünün AB ile ilişkilerini düzenleyetı iktisadi Kalkınma Vakfı "S'önetiın Kurukı Başkanı Meral Gezgin Eriş. Başkan Yardımcisı Yıldınm Keskin ve Genel Sekreter Emre Gönen. Av rupa Parlamentosu. Av rupa Komisyonu. AB ülkelerinin AB nezdindekı daimi büyükelçileri ile bir dizi temaslarda bulunmak üzere dün Brüksel'e geldi. Ziyaretle ilgili birbasın toplantısı düzenleyen Eriş. AB'nin 1996 yılırîda Türkiye'nin gündeminden düştüğüne işaret ederek ^öy le konuştu: " Gümrük birliğini ya sihirli değnek gibi gösterdiler ya da çok körülediler. AB ile ilişkiler iç politika malzemesi y apılacak konular değildir. Türkiye'deki politikacılann basiretsizliğinin \e bunu iç politika malzemesi yapmalannın faturası Türki>e"\e çıkacaktır." Avrupa Parlanıentosu'nun Türkiye'ye ıııalı yardımı da kapsayan MEDA programının askıya alınma>ı yönündeki tav siye kararını sen bir dille eleştıren Enş "AP'nin karannı taraflı \e çok yanlış buluyorum. bu tepkinin net olarak ortaya konması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye bunu pazartıkta kullannıalidır" dedi. AB-Türkiye ıhşkilerinde diyalog mekanizmasının önemıne de değinen Eriş. AB'nin "ortaklık** ilişkisındeki yükümlülüklerini yerine getirnıesini istedi. Dış ticaret rakamlarına bakıldığında gümrük bırliğinin AB içın "istenilen düze>e" ulaştığının görüldüğünü belırten Eriş. Türkiye'nin kurulların oluşturulması sorununa bir an önce çözüm getimiesi gerektiğini bıldirdi. Eriş. Türkıye'nin tercihli ticaret anlaşmalarının bir an önce hayata geçırılmesinin AB fırmalarıy la rekabette Türk firmalanna avantaj saölavacaâını sözlerine ekledi. ÇİFTÇİ DOSTU / SADLLLAH usuııi Pamuk üreticisi kan ağbyor M ilyonlarca pamuk üreticisıne bu yıl da yazık oldu. Hem hükümetten hem de uygunsuz hava koşullarından büyük darbe yedi. Yapılan tahminlere göre Ege'de yüzde 10, Çukurova'da ise yüzde 20 ci- vannda verim kaybı olacak. Aynca, pamuk topla- ma döneminde başlayan yağışlar da kalitenin bo- zulmasına yol açtı!.. Bu kadar şanssızlık yetmiyormuş gibi. hükü- met de üreticilere verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmedi. Yeterli fiyat vaat etti, maliyeti 85 bin li- rayı bulan bir kilo pamuk için 77 bin lira verdirtti. Pamuk piyasalarında rekabet ortamı yaratarak. üreticileri sanayici ve tüccarın sömürü çarkları arasında ezdirmemek için. TARİŞ, ÇUKOBİRLİK ve ANTBlRLlK'e düşük faizli kredi sağlayacağına söz verdi. Onu da yapmadı!.. Üreticilervekuruluşlan ısrarlayeniden "primsis- temi" uygulamasına geçilmesini istiyorlardı. Ni- tekim, ziraat odalarının. çiftçi birliklerinin ve tarım satışkooperatiflerinin "prim" verilmesi için Anka- ra'da başvurmadıkları kapı kalmadı. Isteklerini Başbakan Erbakan ve Tansu Çiller'e kadar ilet- tiler. Sanayi Bakanı Yalım Erez ile görüştüler. tar- tıştılar. Ancak, dikkate bile alınmadı. Erbakan ve Çiller, milyonlarca pamuk üretici- sinin yararına olan uygulamalan ve istekleri elle- rinln tersi ile ittiler. Buna karşılık, sanayici ve tüc- carın milyonlarca pamuk üreticisini sömürebilme- si için gerekli olan bütün koşullar hazırlandı. Hem de hiç eksiksiz!.. Türkiye'nin dört bir yanındaki milyonlarca pa- muk üreticisi şimdi tam deyimi ile "kurt kapa- n;"nda. Anahtarı da sanayici ve tüccarın elınde!.. Üreticiler gene köşeye sıkıştırıldı Hükümet vaat ettiği düşük faizli kredileri sağ- lamadığı için TARİŞ, ÇUKOBİRLİK veANTBİRLIK parasız kaldı. Bu nedenle pamuk alımlarına hızlı giremedi. Piyasalarda rekabet ortamı yarafâmâ-" dı. Üstelik üreticisıne karşı dürüst davranmak için peşin ödeme yapamayacağını, mal tesliminde sa- dece pamuk bedelinin yüzde 40'ını ödeyebilece- ğini açıkladı... Üreticilerin ise çok acele paraya ihtiyacı vardf. Erbakan ve Çiller, pamuk üreticilerinin yararına uygulamalan ellerinin tersi ile ittiler. Bu nedenle pamuğunu bir an önce satmak zorun- daydı. Zira, bankalara olan borçlannın vadesı geç- tiği zaman katmerli faiz ödemesi gerekecekti. Bu ortam 1980 yılından sonra üreticinin değiş- meyen kaderi haline gelmişti. Nitekim, aynı oyun bu yıl da tezgâhlandı. TARİŞ, ÇUKOBİRLİK ve ANTBİRLİK'ten umudunu kesen üreticiler, peşin para alabilmek için tüccar ve sanayicınin kapıîa- rına koştular... Tüccar da bu fırsattan yararlana- rak 77 bin lira olarak ilan edilen fiyatı çok aşağı- lara çekti. Şu sıralarda tüccar ve sanayici, Çukurova böl- gesinde pamuğu 50 bin liradan, Ege bölgesinde de 60 ile 65 bin liradan satın alıyor. Çaresizlik için- de kıvranan üretici de kendısine hazırlanan tu- zakfâr yüzünden 95 bin liraya satmayı umut etfi- gi pamuğunu 50 ile 60 bin liraya vermek zorunda kalıyor!.. Pamuk üretim bölgelerinde yeni bir pa- muk faciası daha yaşanıyor... Halbuki hükümet. pamuğa, 85 bin lira fiyat ve bir de 10 bin lira prim verseydi hiç kaybeden olmayacaktı. Üretici hem hakkını hem de primini alacaktı... Tarlasına daha iyi bakacak yeni yatırımlar yapabilecektı. Aynca, eline geçen para ile Türk ekonomısine katkıda bulunacaktı. Devlet pamuğa 10 bin lira prim ve- recekti ama, karşılığında en az 8 veya 10 kat faz- lasını alacaktı. Çünkü, prim olarak vereceği para 35 ile 40 trilyon lirayı geçmeyecekti. Çırçırcısı. ip- likçisi. dokumacısı. konfeksiyoncusu. toptancısı fatura kesmek zorunda kalacağı için en azından 250 trilyon liraya yakın fazladan vergi toplamış olacaktı... Ağır eleştiriler Başbakan Erbakan zorda kalınca üniversite- lere ve bilim adamlarına sığınıyor. Geçen gün de üniversitelerîn proje üretmeferini önerdi. ~Amâ, 1980 yılından sonra iş başına gelen hiçbir iktidar grubu ünıversıtelerin ne dedığıne bakmadı. Biz gene de yardımcı olmaya çalışalım. Pamuk konu- sunda en yetkilı bilim adamlarının görüşlerini Er- bakan'a iletelim. Bakınız Ankara Üniversitesi, Zi- raat Fakültesi Öğretim üyesi ve TMMOB Başka- nı Prof. Gürol Ergin ne diyor: "Pamukta da tehlikezilleriçalmaya başladı. Yan- lış politikalarsonucu et, süt, bitkiselyağ, hayvan- sal yağ, şeker, buğday, pirinçte yaşadığımız kriz- den sonra sıra pamuğa geldi. Çiftçinin çeşitli uy- gulamalarla üretımden soğutulması sonucu 830 bin tona ulaşan işlenmış pamuk üretimi, önümüz- deki sezon 770 bin tona düşecek. Açıkçası pa- muk ekim alanları daralıyor. Çünkü, çiftçi pamuk ekmek istemiyor. Bunun nedeni de çok açık. Pa- muğun getirisi, masrafı ancak karşılıyor. Nitekim, bızim hesaplanmıza göre pamuk maliyeti 75 bin lira. Izmir borsasında ise kütlü pamuk fiyatı 73 bin 500 lira. Pamuk üreticisine devlet desteği satış fi- yatının ancak yüzde 57 kadar... Oysa ki, bu oran Yunanıstan'da yüzde 80'e yakın..." Prof. Gürol Başkanı bulunduğu TMMOB'nin görüşlerini de şöyle açıklıyor: "1. Son üç yıl boyunca pamuk ithalatı tam an- lamı ile serbest bırakılmış. ihracat ise önce fon, sonra da kota ile sımrlandırılmıştır. Bunun sonu- cunda tekstilci ucuz hammadde sağlamış, çiftçi büyük zarara uğratılmıştır. ihracat da, ithalat gibi serbest bırakılmalıdır. Fon ve kota gibi uygulama- lar kesinlikle kaldırılmalıdır. 2. Gerçekçi kurpolitikalarına geçilmeli, buya- pılamazsa üreticiye kütlü pamuk için kilo başına en az 10 bin lira prim verilmelidir. Prim sistemi- nin uygulanması ile ödenen primin çok daha faz- lası, kayıt dışı ekonomi, kayıt içine alınacağı için vergi olarak devlete geri dönecektir. 3. Üretici birlikleri kesinlikle özerkleştirilmelidir." işte.. size bir proje Sayın Başbakan Erbakan... Hem de en yetkili ağızdan. Üniversiteden, mes- lek odalarından. Hükümetinizin yaptıklarına hiç benzemiyor. Hatta, tam tersi diyebiliriz. Gücünüz yetiyorsa uygulayınız!.. Ustelik bu projeye hükümetinizin de ihtiyacı var. Kaynak anyorsunuz. Hâîbukî kaynak hazir.T. Önünüzde... Prim sistemini uyguladığınız anda bir katrilyon liraya yakın işlem kayıt ıçıne girecek ve devlete de 250 trilyon liraya yakın vergi gelecek- tir. Buyrunuz!.. • YORUM OZTİN AKGÜÇ Devletin Çöküşü Sayın Tansu Çiller'in "Devlet çökmüştür" tanı- sına katılmamak olanaksız. Bir devlet düşünün ki, içinde çeıeler türemiş. mafya kolluk güçleriyle po- litikacılarla yakın ilişkilere girmiş, ortaklıklar kurmuş; devlet adalet dağıtamıyor, eğitim ve sağlık hizmeti veremiyor, temel işlevlerini gereği gibi yerine geti- remiyor, buna karşı rüşvet, yiyicilik giderek yaygın- laşıyor. Böyle bir devlet için çökmüştür veya çökü- yortanısı herhalde abartılı değildir. Sayın Çiller'e "Devletin çöküşünde payın, kat- kın var" diyerek veya olayı görmezlikten gelerek sorunları çözemeyiz. Biremniyetörgütü.siyasalci- nayetleri aydınlatamıyor, yasama organı yolsuzluk- lara el koyamıyor, yargı organı adalet dağıtamıyor- sa ciddi sorunlar var demektir. Türkiye'de yaşanan olaylar, devletin çökmekte oluşunun göstergesidir. Türkiye'de Uğur Mumcu cinayeti başta olmak üzere siyasal cinayetler aydınlatıldı mı? Civangate olayı kapatılmaya. belleklerden silinmeye çalışılmı- yor mu? Selim Edes'in. Engin Civan'ın yurtdışına çıkışına niçin izin verildı? Uğur Kılıç cinayeti nasıl birgelişmegösteriyor? Mercümek, gerçekten Bos- na yardım paralarını parti çıkarlan için kullandı mı? Sayın Başbakan ve Başbakan Yardımcısı'nın ser- vetlerinin kaynaklan açıklandı mı? Orgeneral Eşref Bitfis'in uçağının düşüşü gerçekten kaza mıydı? Bu ve benzeri sorular, benim kafamda yanıtsız kaldı. Ya- nıtsız kalan her soru da kuşkuyu arttırdı. Devlet ki- min devleti? Hangi egemen güçler, devleti kendi çı- karları için kullanıyorlar? Devletin çöküşünün faturasını, yalnız politikacı- lara, siyasal partilere. bazı bürokratlara yıkamayız. Devletin çöküşü, toplumsal çöküntümüzü yansıtı- yor. Aymaz, değeryargıları çarpık, kısa sürelı düşü- nen, tepkisiz, nasıl tepki göstereceğini bilmeyen, do- landırıcılık, yiyicilik, rüşvet gibi yüz kızartıcı suçları doğal karşılayan, yalancılığı. oyunbazlığı, aldatma- yı zekâ ürünü gibi gören birtoplum, devletin çökü- şünü hazırlıyor, hızlandınyor. Biz ortada, yiyici, dolandırıcı, yalancı, rüşvetçi, kandırıcı. kutsal inançlartaciri olarak sivrisineklergö- rüyoruz. Bu sivrisinekleri, toplumumuz üretiyor. Sa- vaşım yalnız sivrisineklerle değil, toplumun yoz de- ğer yargıları, davranış biçimiyle olmalı. Bataklık ku- rutulmalı. Çöküntüde, yozlaşmada medyanın da büyük katkısı var. Toplumun yararını, toplumun gelişme- sini ön plana alacağına, düzeysiz programlarla hal- kı oyalıyor, belli çıkarlar doğrultusunda kamuoyu- nu yönlendirmeye çalışıyor. Rating uğruna yayın düzeyi giderek düşüyor, dikkatleri önemsiz konu- lar üzerinde topluyor. Medyanın daha az paragöz olması daha çok toplum yararını düşünmesı gerek- li. Bizde isetutum farklı; "Vatandaşa hizmet; Türki- ye'yi seviyorum; vatandaşın istediğini veriyoruz" gibi sloganlar altında zenginleşmek, okuyucuyu kandırarak milyarlan, trilyonları aktarmak, haksız servet edinmek. Kişisel olarak devletin küçültülmesine karşıyım; devletin ekonomik hayatta da önemli rolleri olabi- lecegine, kalkınmaya büyük katkıda bulunabilece- ğine inamyorum. Büyük kamu kuruluşlarının özel- leştirilmesini. giderilmesi çok zor bir toplumsal eko- nomik hata olarak görüyorum. Devletçi görüşü be- nimsemenin nedeni, bazı hizmetlerin toplumun ge- niş bölümüne daha etkin bir şekilde verilmesi, kay- nakların toplum yararına kullanılması içindir. Yoksa devlet memurları rüşvet alsın, siyasal partiler ken- di yeteneksiz yandaşlarını devlet kapısına yerieş- tirsin, kamu kaynaklan siyasilerin isteğince (keyfi) savurganca kullanılsm dıye değil. Günümüzde yi- yicilik, kaynaklann kötü kullanımı, güveni kötüye kul- lanma, sağlanan kredi karşılığı çıkar sağlama, bağ- lanan işten komisyon alma gibi kötü davranışlar özel kesımde de gözleniyor. Çürüme, yozlaşma her kesimde mevcut. Dürüstlük, çalışkanlık, gerçekten ülke sever olmak, özveri göstermek, budalalık ola- rak nitelendiriliyor. Esneklik, üçkâğıt açma, yasala- rı ve etik kuralları delme yeteneği kazandırsın da na- sıl kazandınrsa kazandırsın. yesin ama kâr etsin gi- bi, benim adamım olsun gibi düşünceler, özel ke- simde personel seçiminde öncelik taşımaya başlı- yor. Toplumdaki hastahklar devlete de yansıyor. Dev- letin çökmesi, toplumsal çöküntüyü de hızlandın- yor. Bir kısırdöngü oluşuyor. Bu kısırdöngünün kı- rılması gerekli. Bunun için toplumun uyarılması, de- ğeryargılarının değişmesi zorunlu, kişisel çıkarları- mız için toplum dalkavukluğunu bırakıp toplumsal eksikliklerimizi ortaya koymamız gerekli. Bazı iç ve dış çevrelerin yönlendirmesine, yoz de- ğer yargılanna, çıkar hesaplarına kapılıp devletin çökmesine katkıda bulunmayalım. Gelecek tepki- lerden korkmayalım. Topluma da devlete de yanlış yapıyorsun diyelim. Evet, her konuda bu denli büyük yanlışlıklar yapılmamalı. Tarımda dış ticaret alarm veriyor ANK\R.A(ANKA)-Ta- nm alanında kendi kendine yetebilen sayılı üîkelerden olan Türkiye. son yıllarda bu alanda da kriz sinyalleri vermeye başladı. Önceki yıl- larda tanm ürünleri ihraca- tından sağladığı gelirin ya- nşıylaaynı alandaki ithala- tını yapabilen Türkiye. ge- çen yıl açık verir konuma geldi. Bu yılın ilk iki ayın- da ise tanm ürünlerindeki ihracat ve ithalat hemen he- men başa baş bir şekil izle- di. Türkiye 1990-94 yıllan- nı kapsayan beş yılîık dö- nemde tarım ürünleri dış ti- caretinde önemli ölçüde faz- la saeladı. 1992'de 2.3. 1993'Te2.4ve 1994'te2.5 mily ar dolarlık tanm ürünü ihraç eden Türkiye'nin ay- nı dönemde tanm sektörün- deki ithalatı oldukça düşük düzey lerde gerçekleşti. Ta- nm ürünleri ithalatı 1990'da 1.3 milyar. 199 l'de 813 mil- yon, 1992'de 1.2 milyar. -1333 "le UA£İ994'te'l_2 milyar dolar oldu. Bir baş- ka ifadeyle. Türkiye ihraç ettiği tarım ürünlcrinden el- de ettiği döv izin 1990'da yüzde55.4'ü. 1991 "de yüz- de 29.8'i. 1992'de yüzde 52.4"ü. 1993'te yüzde 70'i ve 1994'te yüzde 49.1'ini harcayarak ithalatını ger- çekleştirdi. Türkiye'nin 1990-1994 arasındaki bes, yılhkdönem- deki tanm ürünleri ihracatı 12.2 milyar dolar. (thalatı ise 6.2 milyar dolar oldu. Bu dönemde tarım ürünle- ri ihracatından sağlanan ge- lirin yüzde 50.7'si ithalata harcandı. Bu durum. 1995'te tü- müyle tersine döndü. Ge- çen y ıl 2 milyar 313 milyon dolarlık tanm ürünü ihraç eden Türkiye. 2 milyar452 milyon dolarlık ithalat yap- tı. Bir başka ifadeyle ihra- cattan sağlanan döv iz. itha- latı karşılamaya yetmedi. Türkiye geçen yıl ilk kez ta- rım ürünleri dış ticaretinde 139 milyon dolarlık açık vermiş oldu. Ocak-şubat dönemi itiba- nyla456 milyon dolarlık ta- nm ürünüihraç eden Türki- ye'nin ithalatı. 441 milyon dolar düzey inde gerçekİeş- ti. İhracattaneldeedilen dö- vizin yüzde 96.7'si ithalat için harcandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle