Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
t -4EKİM 1996CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Erbakan'dan umudunu kesen otomotivciler Cumhurbaşkanı Demirel'e ve yargıya güveniyorlar
6
Bedelsiz ithalat mahkemeye düşer'SEDA OĞL Z
REFAH VOL hiikümetı :ırcfindan ka> -
nak olarak gündeme getırilresınden bu ya-
r a yoğun tartışmalara yohcar. \e Başba-
kan Necmettin Erbakan n "geri adım
atmaına" görüntüsü sergılîdigi bedelsiz
ithâlatın mahkemeye düşnes" gündeme
geldi.
Başbakan Erbakan"ın kirarılığını gö-
nen otomotiv sektörü vetki '.ier. Cumhur-
başkanı Süleyman Deminrrn bedelsız
iıthalat karamamesıni vetotdeteğini. hü-
kümetin kararnamey ı tek.-a: hükümete
göndermesi durumunda ise Lonunun Ana-
yasa Mahkemesi'ne gidect^ıiıı düşünü-
•yor. Aynca. bedelsiz ithalatıı Gümrük Bir-
îâgi mevzuatına aykın oldufunu saptayan
otomotivciler. yargıya ba^urmayı gün-
cJemlenne aldı.
Güleşçi: Böyle kaynak öneren müdürü kovduk
Hükümetin bedelsiz ithalatla
kaynak yaratma düşüncesinin,
yedi yılda büyük emeklerie ge-
İıştirilen, onbinlerce insanı ilgi-
lendiren otomotiv sanayiini yo-
kedeceğini ve karann akjl-man-
tıkla bir ilişkisi olmadığiiiı belir-
ten Sabancı Holding Genel Ko-
ondinatörü Hasan Güleşçi "Böy-
le kavnak olur mu? Bunun adı
kaynak değil borç. Ben. bana
bedelsize benzer kaynak tekli-
fi getiren müdüriimün işine son
verdim"' dıye konuştu.
Başta Almanya olmak üzere
Avrupa ülkeierinde döv ize yüz-
de 2-3 arasında faiz verildiğini,
Türkiye'de de ortalama mark fa-
izinin yüzde 5 olduğunu kayde-
den Hasan Güleşçi. yüzde 10 fa-
izin üzerine bir de bedelsiz itha-
lat imkânı sağlanmast örneğine
dünyanın hiçbir ülkesinde rastla-
namayacağını söyledi. Güleşçi.
karann perde arkasında başka ne-
denler aranabileceğini ve özel-
likle Almanya ile Doğu Avrupa
ülkelerindekî yeni arabalann Tür-
kiye'ye gırişyapmak için "start
bekJediklerini" kavdetti.
Da\anm kazanılmaM halınde bedelsizin
Türkıyeekonomisine büy ük zarar \erecek
şekilde tüm kullanılmış ürünler ıçin geçer-
liliğinin sağlanacağını düşünen otomobil
sanayicıleri. yargı yolunu hükümete kar-
şı bir "silah" olarak kııllanabileceklcr.
Erbakan'ın bedelsız ithalatla ilgılı oto-
motivcılere randev u \ermeyerek görüşle-
rini almaması üzenne hükümete çok ağır
eleştirilerde bulunan Sakıp Sabancının
ardından. Sabancı Holding'iıı Genel Ko-
ordınatörü Hasan Güleşçi deCumhuriyet'e
yaptığı açıklamada. bedelsiz karamame-
sinın Çankaya'dan döneceğini söyledi.
Cumhtırbaşkanrmn Meclisinaçılışinda
söylediği \e Erbakan'ın namaz kılmak
içın genel kurııl salonundan aynldığı "Tiir-
kive Cumhuriyeti'nin nitelikleri değiş-
meyecek, değiştirilemeyecektir. TC de\-
leti demokratik. laik \ e sosy al bir hukuk
devleti olarak kalacaktır" şeklindeki
açıklamasından da güç aldıklarını kayde-
den Güleşçi. bedelsiz kararnamesınin ıkin-
ci kez Cumhurbaşkanı'na geri dönmesi
halinde kararnamenin Anayasa Mahke-
mesi'ne gideceğini kavdetti.
Bu durumda bedelsizin aleyhinde karar
çıkacağına inandıklarını ifade eden Gü-
leşçi "kararnameanayasamn eşitlik il-
kesine aykırı. Çünkü iç piyasadan oto-
mobil alan y üzde 50'ye >aran *ergi öder-
ken. bedelsiz ithal otomobil alan hiç \er-
gi ödemeyecektir" dedi.
Güleşçi. Cumhurbaşkanı'nın vetosunu
aşamay an hükümetin bir formül olarak ge-
liştirdiği ithalat rejimine ek karar çıkanl-
masintn da y ine Cumhurbaşkanı nın ona-
vına üitrnek zorunda olduûunu belirtti.
Fiyatı ne olursa olsun aynı özellikte arabalann yiikü aynı Tofaş oto Cenel Müdürü Uğurman Yelkencioğlu
i kaybına neden ohnaz ; 'Mahkemenin bedeli ağır olur'
A.MCARA (AA) - AB dışınaikı
üîkelerden bedelsiz otomobil
ittıalatı. yüzde 33-34 düze>ındeki
gümrük vergısi nedeniyle fazla
avantajlı görünmüvor. AB
ülkelerindenyapılacak bedel>iz
otomobi! ithalatında ise
sağlanacak a\antaj. otomobiEin
alım fiyatına \e 50 bin marka
verilecek faize bağlı olarak
artabilecek. Ancak bedelsiz ithal
edilecek otomobilin AB
ülkelerindekî alım fiyatı ne
olursa olsun. gümrüklerde
ödenecek vergi yükü. aynı model
ve yaştaki otomobiller için
değişmiyor. Aynı model \e
yaştaki araba için gümrükte
ödenen vergi miktan. alım
fiyatından bagımsız olarak
belirlenivor. Dolavısıvla. dana
fıyattan
alınan
araba ıçin
daha dü>ük
vergi ödenmesı söz konusu
olmayacak. Bedelsiz ithalat
kapsamındakı otomobillerden
alınacak verginin. alım
fiyatından bağımsız olması
nedeniyle. otomobil
sanayicılerının. "AMupa'da
hurdaya a> nlmış. çok düşük
fivattan alınan otorıobiller ithal
edilecek. Böylece duşük fiyattan
vergi odenecegi için devletin
aynca vergi ka> bı olacak"
iddialannın doğru olmadığı
belirtiliyor. Gümrükler Genel
Müdürlüğü. her yıl ithal
otomobiller ıçin model ve yaş
bazında yeni li>te değen
belirliyor. Bu liste değerine göre
her marka otomobilin. her model
veyaşıiçin ithalatta ödenecek
KDV ve ek taşıt alım vergısı de
hesaplanarak lıste halinde
gümrüklere gönderılıyor. İthal
edilen otomobilin alım fiyatı.
gümrüklerde ödenecek \ergiyi
de etkilemıyor.Her model içın
belirlenen gümrük değerinde. ilk
>ıl içın yüzde 20. daha sonraki
her yıl ıçin yüzde 15 amortisman
ındirimi yapılıyor. Türkı\e"\e
daha çok BM\V \e Mercedes
marka otomobil ithai ediliyor.
Kararnamenin en fazla 4 şaşına
kadar otomobillerirı ıthalıne ızın
\ermesi halinde. en fazla
model otomobil ithal
edılebilecek.
Erbakan eski alacağın üzerinde bir kaynağa yöneliyor
6
Ubya hayali' 2 milyar dolar
Lğurnıan \elkencioğlu.
Bedelsiz ithalatta sektör
görü^ünün dikkate alınmaması
üzerine Cumhurbaşkanı Sülevman
Demirel'e çıkan İnan Kıraç'ın
mensubu olduğu Koç Holding'in
otomoti\ pazarlama şirketi Tofaş
Oto Genel Müdürü Lğurman
^'elkencioğlu, söz konusu
kararnamenin Gümrük Bırliğı
me\zuatına aykırı olduğunu
saptadıklannı bildırdi. §u anda.
Erbakan la geçtigimiz ay
görüşmeleri üzerine gündeme
gelen ıkıncı raporu hazırladıklannı
\e bedel.Nizın yerine yeni kaynak
bulma konusunda ellerinde "sihirli
değnek olmadığını" belirten
Lğurman M-lkcncıoğlu. bedelsiz
konu>unda \argı voluna
başMirulacağını söyledi.
Yelkencioğlu "hangi kuruluşun
>ar«ı\a gideceği" şeklindekı
soruyu ise şö\le vanıtladı:
"Sanayiciler olarak mutlaka
bizim da\a açmamı/ gerekmivor.
Herhangi bir satıcı da mahkeme
açabilir. Kazanması durumunda
da, her çeşit kullanılmış maiın
Türk pazarına girebilmesi
vönünde karar çıkar. Hükümetin
böyle bir ağır bedeli göze
alabileceğine ihtimal
\ermi\oruz."
Yelkencioğlu. Ba^bakan Erbakan
için hazırlamakta oldukları ıkinci
raporda kavnak olarak vüzde 50'yi
aşan oranlardakı otomobil
vergilerinin düşürülmesini
önereceklerinı: bövlece iç pivasa
satışlanndaki artışa baglı olarak
devletin vergi tahsilatının
yükseleceöıni ifade ettı.
CANAN SOVSAL
Iktidara geldığınden bu yana
de\amlı kaynak arayışı ıçinde
olan Başbakan Necmettin
Erbakan'ın bugün başlayacak
olan tartışmalı Lıbya gezisınin
arkasında 2 milyar dolarlık başka
bir kaynak olduğu ortaya çıktı.
Libya'da iş yapan 50 civannda
Türk firmasının 4 yıldır biriken
140 milyon dolarlık avansJannı
alamaması nedeniyle yaklaşık 3.5
milyar dolarlık yapılabilir işın
beklediği belirtilirken. bu işier
için gerekli işgücü ve inşaat
malzemesinin Türkiye'den
sağlanması durumunda. yaklaşık
2 milyar dolarlık bir kaynağın
Türkiye'ye akacağı ifade edıldi.
Libva'da İş Yapan Müteaahhitler
Birligi Genel Sekreteri Cem
Aktamar. Türkıye ile Libya
arasında 1994 yılının Araİık
ayında imzalanan 18'inci Karma
Protokorde Libya"nın bazı
taahhütlerde buİunduğunu ve
buna göre bu ülkede iş yapan
Türk firmalannın 150milyon
dolara ulaşan alacaklannın 1995
yılının ilk üç ayında ödeneceğının
taaahüt edildiğini hatırlattı.
Ancak Lıbyanın sadece geçen
yılın kasım ayında 10 milyon
dolarlık bir ödeme yaptığına
dikkat çeken Aktamar. protokole
uyulmaması gerekçesıyle son iki
yılda ortaya çıkan 3.5 milyar
dolarlık yapılabilir işlerin
gerçekleşemediğini kavdetti
Başbakan
Necmettin Erbakan.
Aktamar. Türk firmalannın
avanslannın ödenmemesı
nedeniyle bir sıkıntı içinde
olduklannı da belırterek. "SÖz
konusu 3,5 milyar dolarlık vatınm
için gerekli olan işgücünün
valnı/ca \üzde30'unu. bu işlerde
kullanılacak olan inşaat
malzemelerinin ise vansını
Türkive'den karşılayacak olursak,
vaklaşık 2 milyar dolarlık bir
kaynak iilkemize akar" şeklinde
konuştu.
Türk müteahhitierinin 1975"den
buyana Libva'da 13 milyar
dolarlık iş yaptıklannı vurgulayan
Aktamar. başlanamayan 3.5
milyar dolarlık yatınmın ise
dünva üstündeki Türk
müteahhitlık işlennın y jn>ını
oluşturduğunu ifade ettı.
Aktamar. Türk firmalannın 4
yıldır bekledıklen 150 milyon
dolarlık alacaklannın yanı sıra.
Libyadaki mahalli idarelerde
bekleyen 150 milyon dolarlık
istıhkak buİunduğunu ve böylece
toplam alacağın 300 milyon
dolara ulaştığını ifade etti.
Öte yandan Türkiye İnşaat
Müteahhitleri Sendikası Genel
Başkanı Sami San da Libya'da
yanm kalan yatırımların
başlamasiy la gerek buradaki Türk
firmalannın gerekse Türkiye'nin
kazanacağını belirterek. bunun
yerli malzeme ve Türk i^çilerıyle
gerçekleşebileceğini ifade ettı.
İKV Başkanı, AB başkentinde kaygısını dile getirdi
'Siyasetçilerimiz basiretsiz'
OZGLRLILLSOV
BRİKSEL-Türkıye-AB
ıh->kılerınde sivası düzeyde
yaşanan boşluğu özel sektör
kapatnıaya (.alışıyor. İKV
Yönetım Kurıılu Başkanı Meral
Gezgin Eriş. gümrük bırliği
çerçeve^ındeki mali ışbırliğinin
hayata geçirılememesinın en
büyük nedeninin Türk
politıkacılanmn yeterince
kararlı ve israrlı davranmaması
olduğunu söyleyerek "Özel
sektör olarak AB'nin ivi
niyetinden dııyduğumuz
kuşkuy u ifade etmekle biıiikte
Türkiyc'deki shasetçilerin
basirt'tliliğinden de kuşku
duyduğumuzu ifade etmeliyim"
dedi. Türk özel sektörünün AB
ile ilişkilerini düzenleyetı
iktisadi Kalkınma Vakfı
"S'önetiın Kurukı Başkanı
Meral Gezgin Eriş. Başkan
Yardımcisı Yıldınm Keskin ve
Genel Sekreter Emre Gönen.
Av rupa Parlamentosu. Av rupa
Komisyonu. AB ülkelerinin AB
nezdindekı daimi büyükelçileri
ile bir dizi temaslarda
bulunmak üzere dün Brüksel'e
geldi. Ziyaretle ilgili birbasın
toplantısı düzenleyen Eriş.
AB'nin 1996 yılırîda
Türkiye'nin gündeminden
düştüğüne işaret ederek ^öy le
konuştu: " Gümrük birliğini ya
sihirli değnek gibi gösterdiler ya
da çok körülediler. AB ile
ilişkiler iç politika malzemesi
y apılacak konular değildir.
Türkiye'deki politikacılann
basiretsizliğinin \e bunu iç
politika malzemesi
yapmalannın faturası
Türki>e"\e çıkacaktır."
Avrupa Parlanıentosu'nun
Türkiye'ye ıııalı yardımı da
kapsayan MEDA programının
askıya alınma>ı yönündeki
tav siye kararını sen bir dille
eleştıren Enş "AP'nin karannı
taraflı \e çok yanlış buluyorum.
bu tepkinin net olarak ortaya
konması gerektiğini
düşünüyorum. Türkiye bunu
pazartıkta kullannıalidır" dedi.
AB-Türkiye ıhşkilerinde
diyalog mekanizmasının
önemıne de değinen Eriş.
AB'nin "ortaklık** ilişkisındeki
yükümlülüklerini yerine
getirnıesini istedi.
Dış ticaret rakamlarına
bakıldığında gümrük bırliğinin
AB içın "istenilen düze>e"
ulaştığının görüldüğünü
belırten Eriş. Türkiye'nin
kurulların oluşturulması
sorununa bir an önce çözüm
getimiesi gerektiğini bıldirdi.
Eriş. Türkıye'nin tercihli
ticaret anlaşmalarının bir an
önce hayata geçırılmesinin AB
fırmalarıy la rekabette Türk
firmalanna avantaj
saölavacaâını sözlerine ekledi.
ÇİFTÇİ DOSTU / SADLLLAH usuııi
Pamuk üreticisi kan ağbyor
M
ilyonlarca pamuk üreticisıne bu yıl da
yazık oldu. Hem hükümetten hem de
uygunsuz hava koşullarından büyük
darbe yedi. Yapılan tahminlere göre
Ege'de yüzde 10, Çukurova'da ise yüzde 20 ci-
vannda verim kaybı olacak. Aynca, pamuk topla-
ma döneminde başlayan yağışlar da kalitenin bo-
zulmasına yol açtı!..
Bu kadar şanssızlık yetmiyormuş gibi. hükü-
met de üreticilere verdiği sözlerin hiçbirini yerine
getirmedi. Yeterli fiyat vaat etti, maliyeti 85 bin li-
rayı bulan bir kilo pamuk için 77 bin lira verdirtti.
Pamuk piyasalarında rekabet ortamı yaratarak.
üreticileri sanayici ve tüccarın sömürü çarkları
arasında ezdirmemek için. TARİŞ, ÇUKOBİRLİK
ve ANTBlRLlK'e düşük faizli kredi sağlayacağına
söz verdi. Onu da yapmadı!..
Üreticilervekuruluşlan ısrarlayeniden "primsis-
temi" uygulamasına geçilmesini istiyorlardı. Ni-
tekim, ziraat odalarının. çiftçi birliklerinin ve tarım
satışkooperatiflerinin "prim" verilmesi için Anka-
ra'da başvurmadıkları kapı kalmadı. Isteklerini
Başbakan Erbakan ve Tansu Çiller'e kadar ilet-
tiler. Sanayi Bakanı Yalım Erez ile görüştüler. tar-
tıştılar. Ancak, dikkate bile alınmadı.
Erbakan ve Çiller, milyonlarca pamuk üretici-
sinin yararına olan uygulamalan ve istekleri elle-
rinln tersi ile ittiler. Buna karşılık, sanayici ve tüc-
carın milyonlarca pamuk üreticisini sömürebilme-
si için gerekli olan bütün koşullar hazırlandı. Hem
de hiç eksiksiz!..
Türkiye'nin dört bir yanındaki milyonlarca pa-
muk üreticisi şimdi tam deyimi ile "kurt kapa-
n;"nda. Anahtarı da sanayici ve tüccarın elınde!..
Üreticiler gene köşeye sıkıştırıldı
Hükümet vaat ettiği düşük faizli kredileri sağ-
lamadığı için TARİŞ, ÇUKOBİRLİK veANTBİRLIK
parasız kaldı. Bu nedenle pamuk alımlarına hızlı
giremedi. Piyasalarda rekabet ortamı yarafâmâ-"
dı. Üstelik üreticisıne karşı dürüst davranmak için
peşin ödeme yapamayacağını, mal tesliminde sa-
dece pamuk bedelinin yüzde 40'ını ödeyebilece-
ğini açıkladı...
Üreticilerin ise çok acele paraya ihtiyacı vardf.
Erbakan ve Çiller, pamuk üreticilerinin yararına uygulamalan ellerinin tersi ile ittiler.
Bu nedenle pamuğunu bir an önce satmak zorun-
daydı. Zira, bankalara olan borçlannın vadesı geç-
tiği zaman katmerli faiz ödemesi gerekecekti.
Bu ortam 1980 yılından sonra üreticinin değiş-
meyen kaderi haline gelmişti. Nitekim, aynı oyun
bu yıl da tezgâhlandı. TARİŞ, ÇUKOBİRLİK ve
ANTBİRLİK'ten umudunu kesen üreticiler, peşin
para alabilmek için tüccar ve sanayicınin kapıîa-
rına koştular... Tüccar da bu fırsattan yararlana-
rak 77 bin lira olarak ilan edilen fiyatı çok aşağı-
lara çekti.
Şu sıralarda tüccar ve sanayici, Çukurova böl-
gesinde pamuğu 50 bin liradan, Ege bölgesinde
de 60 ile 65 bin liradan satın alıyor. Çaresizlik için-
de kıvranan üretici de kendısine hazırlanan tu-
zakfâr yüzünden 95 bin liraya satmayı umut etfi-
gi pamuğunu 50 ile 60 bin liraya vermek zorunda
kalıyor!.. Pamuk üretim bölgelerinde yeni bir pa-
muk faciası daha yaşanıyor... Halbuki hükümet.
pamuğa, 85 bin lira fiyat ve bir de 10 bin lira prim
verseydi hiç kaybeden olmayacaktı. Üretici hem
hakkını hem de primini alacaktı... Tarlasına daha
iyi bakacak yeni yatırımlar yapabilecektı. Aynca,
eline geçen para ile Türk ekonomısine katkıda
bulunacaktı. Devlet pamuğa 10 bin lira prim ve-
recekti ama, karşılığında en az 8 veya 10 kat faz-
lasını alacaktı. Çünkü, prim olarak vereceği para
35 ile 40 trilyon lirayı geçmeyecekti. Çırçırcısı. ip-
likçisi. dokumacısı. konfeksiyoncusu. toptancısı
fatura kesmek zorunda kalacağı için en azından
250 trilyon liraya yakın fazladan vergi toplamış
olacaktı...
Ağır eleştiriler
Başbakan Erbakan zorda kalınca üniversite-
lere ve bilim adamlarına sığınıyor. Geçen gün de
üniversitelerîn proje üretmeferini önerdi. ~Amâ,
1980 yılından sonra iş başına gelen hiçbir iktidar
grubu ünıversıtelerin ne dedığıne bakmadı. Biz
gene de yardımcı olmaya çalışalım. Pamuk konu-
sunda en yetkilı bilim adamlarının görüşlerini Er-
bakan'a iletelim. Bakınız Ankara Üniversitesi, Zi-
raat Fakültesi Öğretim üyesi ve TMMOB Başka-
nı Prof. Gürol Ergin ne diyor:
"Pamukta da tehlikezilleriçalmaya başladı. Yan-
lış politikalarsonucu et, süt, bitkiselyağ, hayvan-
sal yağ, şeker, buğday, pirinçte yaşadığımız kriz-
den sonra sıra pamuğa geldi. Çiftçinin çeşitli uy-
gulamalarla üretımden soğutulması sonucu 830
bin tona ulaşan işlenmış pamuk üretimi, önümüz-
deki sezon 770 bin tona düşecek. Açıkçası pa-
muk ekim alanları daralıyor. Çünkü, çiftçi pamuk
ekmek istemiyor. Bunun nedeni de çok açık. Pa-
muğun getirisi, masrafı ancak karşılıyor. Nitekim,
bızim hesaplanmıza göre pamuk maliyeti 75 bin
lira. Izmir borsasında ise kütlü pamuk fiyatı 73 bin
500 lira. Pamuk üreticisine devlet desteği satış fi-
yatının ancak yüzde 57 kadar... Oysa ki, bu oran
Yunanıstan'da yüzde 80'e yakın..."
Prof. Gürol Başkanı bulunduğu TMMOB'nin
görüşlerini de şöyle açıklıyor:
"1. Son üç yıl boyunca pamuk ithalatı tam an-
lamı ile serbest bırakılmış. ihracat ise önce fon,
sonra da kota ile sımrlandırılmıştır. Bunun sonu-
cunda tekstilci ucuz hammadde sağlamış, çiftçi
büyük zarara uğratılmıştır. ihracat da, ithalat gibi
serbest bırakılmalıdır. Fon ve kota gibi uygulama-
lar kesinlikle kaldırılmalıdır.
2. Gerçekçi kurpolitikalarına geçilmeli, buya-
pılamazsa üreticiye kütlü pamuk için kilo başına
en az 10 bin lira prim verilmelidir. Prim sistemi-
nin uygulanması ile ödenen primin çok daha faz-
lası, kayıt dışı ekonomi, kayıt içine alınacağı için
vergi olarak devlete geri dönecektir.
3. Üretici birlikleri kesinlikle özerkleştirilmelidir."
işte.. size bir proje Sayın Başbakan Erbakan...
Hem de en yetkili ağızdan. Üniversiteden, mes-
lek odalarından. Hükümetinizin yaptıklarına hiç
benzemiyor. Hatta, tam tersi diyebiliriz. Gücünüz
yetiyorsa uygulayınız!..
Ustelik bu projeye hükümetinizin de ihtiyacı
var. Kaynak anyorsunuz. Hâîbukî kaynak hazir.T.
Önünüzde... Prim sistemini uyguladığınız anda
bir katrilyon liraya yakın işlem kayıt ıçıne girecek
ve devlete de 250 trilyon liraya yakın vergi gelecek-
tir.
Buyrunuz!.. •
YORUM
OZTİN AKGÜÇ
Devletin Çöküşü
Sayın Tansu Çiller'in "Devlet çökmüştür" tanı-
sına katılmamak olanaksız. Bir devlet düşünün ki,
içinde çeıeler türemiş. mafya kolluk güçleriyle po-
litikacılarla yakın ilişkilere girmiş, ortaklıklar kurmuş;
devlet adalet dağıtamıyor, eğitim ve sağlık hizmeti
veremiyor, temel işlevlerini gereği gibi yerine geti-
remiyor, buna karşı rüşvet, yiyicilik giderek yaygın-
laşıyor. Böyle bir devlet için çökmüştür veya çökü-
yortanısı herhalde abartılı değildir.
Sayın Çiller'e "Devletin çöküşünde payın, kat-
kın var" diyerek veya olayı görmezlikten gelerek
sorunları çözemeyiz. Biremniyetörgütü.siyasalci-
nayetleri aydınlatamıyor, yasama organı yolsuzluk-
lara el koyamıyor, yargı organı adalet dağıtamıyor-
sa ciddi sorunlar var demektir. Türkiye'de yaşanan
olaylar, devletin çökmekte oluşunun göstergesidir.
Türkiye'de Uğur Mumcu cinayeti başta olmak
üzere siyasal cinayetler aydınlatıldı mı? Civangate
olayı kapatılmaya. belleklerden silinmeye çalışılmı-
yor mu? Selim Edes'in. Engin Civan'ın yurtdışına
çıkışına niçin izin verildı? Uğur Kılıç cinayeti nasıl
birgelişmegösteriyor? Mercümek, gerçekten Bos-
na yardım paralarını parti çıkarlan için kullandı mı?
Sayın Başbakan ve Başbakan Yardımcısı'nın ser-
vetlerinin kaynaklan açıklandı mı? Orgeneral Eşref
Bitfis'in uçağının düşüşü gerçekten kaza mıydı? Bu
ve benzeri sorular, benim kafamda yanıtsız kaldı. Ya-
nıtsız kalan her soru da kuşkuyu arttırdı. Devlet ki-
min devleti? Hangi egemen güçler, devleti kendi çı-
karları için kullanıyorlar?
Devletin çöküşünün faturasını, yalnız politikacı-
lara, siyasal partilere. bazı bürokratlara yıkamayız.
Devletin çöküşü, toplumsal çöküntümüzü yansıtı-
yor. Aymaz, değeryargıları çarpık, kısa sürelı düşü-
nen, tepkisiz, nasıl tepki göstereceğini bilmeyen, do-
landırıcılık, yiyicilik, rüşvet gibi yüz kızartıcı suçları
doğal karşılayan, yalancılığı. oyunbazlığı, aldatma-
yı zekâ ürünü gibi gören birtoplum, devletin çökü-
şünü hazırlıyor, hızlandınyor.
Biz ortada, yiyici, dolandırıcı, yalancı, rüşvetçi,
kandırıcı. kutsal inançlartaciri olarak sivrisineklergö-
rüyoruz. Bu sivrisinekleri, toplumumuz üretiyor. Sa-
vaşım yalnız sivrisineklerle değil, toplumun yoz de-
ğer yargıları, davranış biçimiyle olmalı. Bataklık ku-
rutulmalı.
Çöküntüde, yozlaşmada medyanın da büyük
katkısı var. Toplumun yararını, toplumun gelişme-
sini ön plana alacağına, düzeysiz programlarla hal-
kı oyalıyor, belli çıkarlar doğrultusunda kamuoyu-
nu yönlendirmeye çalışıyor. Rating uğruna yayın
düzeyi giderek düşüyor, dikkatleri önemsiz konu-
lar üzerinde topluyor. Medyanın daha az paragöz
olması daha çok toplum yararını düşünmesı gerek-
li. Bizde isetutum farklı; "Vatandaşa hizmet; Türki-
ye'yi seviyorum; vatandaşın istediğini veriyoruz"
gibi sloganlar altında zenginleşmek, okuyucuyu
kandırarak milyarlan, trilyonları aktarmak, haksız
servet edinmek.
Kişisel olarak devletin küçültülmesine karşıyım;
devletin ekonomik hayatta da önemli rolleri olabi-
lecegine, kalkınmaya büyük katkıda bulunabilece-
ğine inamyorum. Büyük kamu kuruluşlarının özel-
leştirilmesini. giderilmesi çok zor bir toplumsal eko-
nomik hata olarak görüyorum. Devletçi görüşü be-
nimsemenin nedeni, bazı hizmetlerin toplumun ge-
niş bölümüne daha etkin bir şekilde verilmesi, kay-
nakların toplum yararına kullanılması içindir. Yoksa
devlet memurları rüşvet alsın, siyasal partiler ken-
di yeteneksiz yandaşlarını devlet kapısına yerieş-
tirsin, kamu kaynaklan siyasilerin isteğince (keyfi)
savurganca kullanılsm dıye değil. Günümüzde yi-
yicilik, kaynaklann kötü kullanımı, güveni kötüye kul-
lanma, sağlanan kredi karşılığı çıkar sağlama, bağ-
lanan işten komisyon alma gibi kötü davranışlar
özel kesımde de gözleniyor. Çürüme, yozlaşma her
kesimde mevcut. Dürüstlük, çalışkanlık, gerçekten
ülke sever olmak, özveri göstermek, budalalık ola-
rak nitelendiriliyor. Esneklik, üçkâğıt açma, yasala-
rı ve etik kuralları delme yeteneği kazandırsın da na-
sıl kazandınrsa kazandırsın. yesin ama kâr etsin gi-
bi, benim adamım olsun gibi düşünceler, özel ke-
simde personel seçiminde öncelik taşımaya başlı-
yor.
Toplumdaki hastahklar devlete de yansıyor. Dev-
letin çökmesi, toplumsal çöküntüyü de hızlandın-
yor. Bir kısırdöngü oluşuyor. Bu kısırdöngünün kı-
rılması gerekli. Bunun için toplumun uyarılması, de-
ğeryargılarının değişmesi zorunlu, kişisel çıkarları-
mız için toplum dalkavukluğunu bırakıp toplumsal
eksikliklerimizi ortaya koymamız gerekli.
Bazı iç ve dış çevrelerin yönlendirmesine, yoz de-
ğer yargılanna, çıkar hesaplarına kapılıp devletin
çökmesine katkıda bulunmayalım. Gelecek tepki-
lerden korkmayalım. Topluma da devlete de yanlış
yapıyorsun diyelim. Evet, her konuda bu denli büyük
yanlışlıklar yapılmamalı.
Tarımda dış ticaret
alarm veriyor
ANK\R.A(ANKA)-Ta-
nm alanında kendi kendine
yetebilen sayılı üîkelerden
olan Türkiye. son yıllarda
bu alanda da kriz sinyalleri
vermeye başladı. Önceki yıl-
larda tanm ürünleri ihraca-
tından sağladığı gelirin ya-
nşıylaaynı alandaki ithala-
tını yapabilen Türkiye. ge-
çen yıl açık verir konuma
geldi. Bu yılın ilk iki ayın-
da ise tanm ürünlerindeki
ihracat ve ithalat hemen he-
men başa baş bir şekil izle-
di.
Türkiye 1990-94 yıllan-
nı kapsayan beş yılîık dö-
nemde tarım ürünleri dış ti-
caretinde önemli ölçüde faz-
la saeladı. 1992'de 2.3.
1993'Te2.4ve 1994'te2.5
mily ar dolarlık tanm ürünü
ihraç eden Türkiye'nin ay-
nı dönemde tanm sektörün-
deki ithalatı oldukça düşük
düzey lerde gerçekleşti. Ta-
nm ürünleri ithalatı 1990'da
1.3 milyar. 199 l'de 813 mil-
yon, 1992'de 1.2 milyar.
-1333 "le UA£İ994'te'l_2
milyar dolar oldu. Bir baş-
ka ifadeyle. Türkiye ihraç
ettiği tarım ürünlcrinden el-
de ettiği döv izin 1990'da
yüzde55.4'ü. 1991 "de yüz-
de 29.8'i. 1992'de yüzde
52.4"ü. 1993'te yüzde 70'i
ve 1994'te yüzde 49.1'ini
harcayarak ithalatını ger-
çekleştirdi.
Türkiye'nin 1990-1994
arasındaki bes, yılhkdönem-
deki tanm ürünleri ihracatı
12.2 milyar dolar. (thalatı
ise 6.2 milyar dolar oldu.
Bu dönemde tarım ürünle-
ri ihracatından sağlanan ge-
lirin yüzde 50.7'si ithalata
harcandı.
Bu durum. 1995'te tü-
müyle tersine döndü. Ge-
çen y ıl 2 milyar 313 milyon
dolarlık tanm ürünü ihraç
eden Türkiye. 2 milyar452
milyon dolarlık ithalat yap-
tı.
Bir başka ifadeyle ihra-
cattan sağlanan döv iz. itha-
latı karşılamaya yetmedi.
Türkiye geçen yıl ilk kez ta-
rım ürünleri dış ticaretinde
139 milyon dolarlık açık
vermiş oldu.
Ocak-şubat dönemi itiba-
nyla456 milyon dolarlık ta-
nm ürünüihraç eden Türki-
ye'nin ithalatı. 441 milyon
dolar düzey inde gerçekİeş-
ti. İhracattaneldeedilen dö-
vizin yüzde 96.7'si ithalat
için harcandı.