Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3A EKİM 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOM
Uluslararası Para Fonu rakamlan onaylarsa uluslararası piyasalardaki itibannın zedeleneceğini ifade etti
IMF'den bütçeye kınııızı oyESRA YENER
ANKARA - L'lusîararası Para Fonu
(IMF). 1997 bütçe yasa tasansının
"hayalperest bir yaklaşımia
fıazırlandığmr bildirdı. IMF. Devlet
Bakanı UfukSöylemez'e vermek üzere
'Jıazırladığı raporda. biıtçe rakamlannın
"fcrr "hayaJin*1
ıfadesı olduğunu
"Tjelırtırken. "Bu rakamian onaylamamız
«Juoımunda. uJuslararası piyasalarda
Miiâm de giivenimiz zedelenir"
«değerlendırmesı yapıldı. Türkıye ıle
•tredı anla^ması yapmayan IMF'nin
•t>ütçe rakamlarını onayiamaya da
y anaşmamasının, ülkenin uluslararası
kredı pıyasalannda darbogaza
girmesinde etkili olacağına dikkat
çekildi.
REFAHYOL hükümetınin, stand-by
kredi anlaşması ya da 1997 bütçesınin
onaylanması istemini değerlendırmek
üzere Ankara'da inceleme yapan IMF
heyeti, rakamlan görünce dönüşünü 1
hafta öne aldı. [V1F yetkılilerinin. iç-dtş
borç faiz ödemelennin düşük tutulduğu.
gelırlerin "şişirildiğr \e " hayali
denkiığin" oluşturuldugu bütçe
rasamını incelemelerinin ardından
De\let Bakanı Sövlemez'den randevu
istediklen öğrenıldı. Heyet üyelerinin.
kendilerine \erilen rakamJar ıle
tasarıdaki rakamlann farklı olduğunu
anlamalan üzerine bütçe rakamlannın
aslını ıstediklerini de belırten yetkililer.
"Heyet asıl rakamlan inceleyinee, bütçe
üzerinde bir açıklama yapmayı bile
ciddnetsi/ük olarak değerlendirdi*"
açıklamasını yaptılar. Heyetin tasandakı
rakamlan incelemesinin ardından
Söylemez'e iletilmek üzere bir rapor
hazırladığı beiirtıldi.
Raporda. tasandaki iç-dış borç faiz
ödemeleri kafeminin 10 milyardolar
düşük tutulduğu, bütçe geürlerinin de en
az 10 milyar dolarlık "gerçekçi
olmayan" kaynakJa oluşfuruldugu
belirtildi. Bütçe tasansının
değerlendirmeye bile alınamayacağı
belirtilen raporda. yeni bir stand-by
kredi anlaşmasının olanaksız oldugu
surgulandı. Raporda. hükümetin acil
olarak gerçekçi rakamlan ortaya koyup
bir program hazırlaması gerektiği de
\urgulamrken. "Bu rakamlar ancak
hayalperest bir anlayışın üriinü olabilir" •
dendi.
Raporda. "'IMF'nin bu rakamlaria
oluşturulan bir bütçeye olumlu göriiş
vermesi olanaksızdır. Rakamlar gerçekçi
değiL, ha>al iirünüdür. Bu rakamlara
onay vermesi durunıunda uluslararası
piyasalarda IMF'nin de güveni
zedetenir" dendı. Hükümet. uiuslararası
piyasalarda gü\en sağlayabilmek içın
eylül ayında IMF'ye yeni bir stand-by
kredi anlaşması istemınde bulunmujtu.
IMF yeni bir anlaşmaya sıcak
bakmamış. ancak bütçe rakamlannı
onaylayarak uluslararası pıyasalara
güven mesajı verebileceğıni belırtmişti.
Yetkililer. IMF'nin bu rakamlar
karşısında bütçe konusunda hiçbir
degerlendırme yapmayacağını
açıkladığını belirttıler.
Telekom özelleştirilirse 615 trilyon kaynak gelecek
PTT'nin T'sini satmadan
bütçeye gelir kaydettiler
A.NKARA (Cumhuriyet Büro-
s«j)-PTT'nın Tsinı özelleş.tırme-
y e hazırlanan hükümet. "denkbüt-
çe" ıddiasını bu kurulu^un 615 tnl-
yon liralık \arlıklarına el koyarak
gerçekleştınneyı planlıvor. 1997 bütçe ya-
sa tasarısında vergı dışı gelırlerin 6i 5 tril-
yon lirasını. PTT'nın Tsinın özelleştırıl-
mesi. lisans hizmetlennin kiralanması ve
işletme kârlarından sağlanacak gelirler
oluşturuyor.
Bütçeyasa tasansına göre. gelirlenn yak-
laşık yüzde lO"u PTT'nin T'sinden sağla-
nacak. Tasannın l katrilyon445tnlyonlı-
ralık gehröngören "vergidışı gelirler** ka-
lemınde. PTT'nınTsının lisanshızmetle-
nnin kıralanmasından 135. hısselerının
Satışından 450. kunımun kârlanndan da 30
tnlyon liralık kaynak aktanmı 6'ngörüiü-
yoT. Aynı kalemegöre. I997yı)ında. Ha-
zine lojman ve arazılerının satı^ından 75
trilyon liralık, KfT'lerin lojman ve arazi-
lerinin satışmdan da 50 trilyon liralık ge-
4ir elde edilmesı hedeflenıvor.
Bunagöre. T'nın I997 yılında-
kı kârları. özelleştirmegelinnden
elde edilecek ka> naklar. lisans hiz-
metlennin kiralanmasından sağla-
nacak gelırlerin tümü. telekomü-
nikasyon hizmetlerinm gelış.tınlmesi. ye-
ni yatırım yapılması. teknolojinın yeni-
lenmesı ıçın değil. REFAHYOL'un bütçe
harcamalannın karş.ılanması içın kullanı-
lacak. 1997 yılında telekomünikasyon sek-
töründe özelleştirmenin yapılması duru-
munda. tüm gelirlenn bütçede kullanıla-
cak olması nedeniyle. T ıçın artık ne yeni
yatırıma. ne de teknolojik yenilenmeve
kay nağı kalmayacak.
Özelleştirn.e Idaresi Başkanlıgı yetkı-
lilerı. PTT'nin T'sının vüzde 30 oranında-
kı hıssesının 1997 yılı aralık ayından ön-
ce satılmasının olanaksız olduguna dikkat
çektıler. Yetkililer. satış programına göre,
önce Telekom' un özellestırme aîtvapı ça-
lışmalannın tamamlanması ıçin Dünya
Bankası kredısi desteğıy le uluslarasi bir şjr-
ket seçılecegını bıldırdıler.
İSO Meclisi'nde konuşan işadamları bütçeyi eleştirdi
Sanayici denkliği çözemedi
Abdüllatif Şener.
Ekonomi Senisi-REFAHYOL
hükümetınin geçen hafta içi
TBMMyesundugu I997yılıbütçe-
sı, sanayicılere inandırıcı gelmedi.
Maliye Bakanı Abdüllatif Şener'in
de katıldıgı Istanbul Sanayı Odası
(ISO) Meclis Toplantısi'nda söz a-
lan birçok sanayicı 1997 yılı bütçe
hedeflennın tasan olmaktan öte gıt-
medıgini ve gelir ve giderlerin ger-
çekçi olmadığını kaydederek. Mali-
ye Bakanı Şener'e. "Bu bütçe nasıl
denkolacak?" sorusunu sordular.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Hü-
samettin Kavi. bütçedekı ıhracat. ıt-
halat. büvüme. vergidışı gelirler. fa-
iz ödemelen gıbi hedeflerın mevcut
ekonomık koşullar altında gerçekçı
olmaktan uzak olduğunu vurgula-
yarak. altyapısı hazırlanmamış. he-
deflen bir tasan görüntüsü veren
denk bütçe ıfadesinın sanayıciyı mut-
lu etmedigını ifade ettı.
Memduh Hacıoğlu da hükümetin
3katnlvonluk ıçborçsenısıvle 1997
> ıhna girecegını hatırlatarak. bövle
bir ortamda gelir \e gıder hedefle-
nnın nasıl gerçekleştınlerek. bütçe
denkliğınin korunacağının merak
konusu olduğunu \urguladı. lşada-
mı Halit Narin ıse. butçe gelırleri
içindeki dengenin inandıncı olma-
dıgını kaydederek. ıthalatlageçınen
insanlardan da peşin \ergı alınması
gerektiğinı belirttı.
Maliye Bakanı Şenerkonuşması-
nın büyük bir bölümünü bütçe kalem-
lerini teker teker anlatmakla geçir-
di.
1997 bütçesini geçmıs. bütçelerle
karşılaştıran Şener. "Kim nedersede-
sin, bütçe denktir. Bütçe açığından
şikâ\et edenlerin, bütçenin denkli-
ğinden şikâ>et etme>e lıaklan yok-
tur" dıye konuştu. Faiz ödemelerı-
nin bütçe içindeki payımn geçen yı-
la göre azaldığını ifade eden Şener.
özelleştirmede ciddı bir mesafe al-
mak zorunda olduklarını belirttı.
ISO Meclisfnde kurulması ön-
görülen KOBİ Yatınmlan Ortaklık
AŞ'\e kurucu ortak olunabılmesı
ıçin de yönetim kuruluna vetki \e-
rıldı. Hüsamettin Ka>i.
REFAHYOL zamlan otomatiğe bağladıAıNK-ARA (CumhurUet
Bürosu) - "Veni zam ve ver-
giyok'" sloganı> la her gün ka-
muoyunun karşısına çıkan
REFAHYOL hükümetı göre-
,ve geldıği yaklaşık 4 aylık sü-
rede her ay akaryakıt ve tüp-
gaz fiyatlannı yüzde 7. elekt-
rik fiyatlanna da yüzde 5 ora-
nmdaarttırdj Akaryakıt fiyat-
ian şon 4 aylık dönemde yüz-
de 31.İ'e varan oranda yük-
seldi. Görevegeldiğıgünden
bugüne kadar geçen yaklaşık
4 aylık sürede "zam >e yeni
vergiyok"\aatlen verenRE-
FAHYOL hükümeti de, ha-
yalıprojeleredayanan I.ve2
kaynak paketinden geiireide
edemeyecegıni anlayınca çö-
zümü KlT ürün fiyatlannı art-
tırmakta buldu.
Hükümet göreve geldıgı
günden bu yana geçen 4 ay-
lık sürede tüpgaz \e akatya-
kıtıirün fiyatlannı heray dü-
zenli olarak >üzde 7 oranın-
dayükselttı. Akaryakıt \e
tüpgaz fıvatlarındaki zamlar
4 a>da toplam yüzde 31.5"e
ulaîtı. Hükümet. elektrık fi-
yatiarını da her ay yüzde 5
öranında düzenli artiırıyor.
Elektnk \e akar\akıt fı-
vatannın \anı sıra temmuz
a> ıpda ekmek fi\ atlan yüzde
3İı. ça\ fıyatı yüzde 20 ora-
nmdayükseldi.
Hükümet 1. kaynak pake-
tinı açıkladıgı agustos ayında.
akaryakıt ve tüpgaz fiyatlan-
na ıüzde 7. elektnk fıyatla-
nna yüzde 5 oranında öngör-
yügıi artışjann yanı sıra de-
mir-çeliğe yüzde 12. telefon
iconrür ücretlenne de vüzde
Çiller bütçeyi
savundu
ANKARA (( ıımhuriye! Biimsıı)- DYP
Genel Başkanı. B;ışbakan Yardımcısı ve Dı-
s.ış.!eri Bakanı laıtsuÇiller. TürkiyeOda-
lar ve Borsaiar Birliği iie büytikşehir sa-
ııayi odalarının ortakhgında kurulacak sjr-
ketin küçük \e ojta ölçekli islctmclere
(KOBİ) faizsiz kredi vereceğini söyledi.
Halk Banka.sı'nın^ıi^letrnelere I yilöde-
mesiz 3 yıl vadeli||U||ağlayacağını kay-
dedcn Çiller. hükjjp&bunun içın 5 tril-
yon liralık kaynalfaprrcfığını belirttı.
DYP Genel Ba&aru Tansu Çil-
ler. panisinin M H K b d '
yğ
S'OLhükümetiniıİ hazırladığı
1997 yılı bütçesir' '
Cumhuriyet ta
ilkkez denk bütçe.
NÜreıı Çiller. "Çıkargnıplarına.
bü\ iik sermavoc Jo^uöikjidc-
le verdik"dcdi. K ^ H H ^ i b r a -
catçı nitclık kazarfSHlrnçin bü-
yük te^vikler veneceklerini dile
getiren Çiller. Halk Bankası'na
KOBİ"lere kredi «armesi için 5
triiyon liralık kaynakaktardığını
kaydetti. Çiller. TC3SBB ile büyük-
şehir sanayi odalarının
ortakhgında bir ş.Hîket kurulaca-
ğını da belirterek, bu şirketin fa-
izsiz kredi saölav acaöını sövledi.
35zamvaptı 2 kaynak pa-
ketmın açıklandığı eylül ayın-
da daTHY bilet fi> atlan yüz-
de 5. tas. kömiirü fi\ atlan yüz-
de 17.6. TEKEL ürünlen fi-
>atlan da vüzde 30 oranla-
rında yükseltıldı. Aynı ay
elekîriğe yüzde 5. akaryakıt
\e tüpgaza dayüzde 7 oranın-
daki düzenli zam vürürlüğe
kondu. Hükümet son olarak
da bu a> içınde elektırik fıyat-
lannı yüzde 5. tüpgaz ve akar-
yakıt ürün fiyatlannı da v üz-
de 7
venıden vükseltti.
Hikmetuiuğbay:
Erbakan'ın
hayali
ANK.ARA
(Cumhuriyet
Bürosu)
DSP Ankara
•Mıltetvekılı
Hikmet l luğ-
bay. "hayal" rakamlardan
oiuşan böyle bir bütçenin ıs-
tikrarsağlamasının olanaksız
olduguna dikkat çekerek.
"Böyle bir bütçe hayalini ku-
rabiîecek tek ki^iSa>ın Erba-
kan'dır" dedı. L'lugbay. RE-
FAHYOLun3haftadâ4ay-
n bütçe rakamı oluşturdugu-
nu belirterek, nisan ayında
da 3. bir yine "hayali" kay-
nak paketıne dayalı yeni bir
ek bütçe çıkanlacagını vur-
guladı.Bu yıl enflasyon ora-
nının vüzde 85'in altında ger-
çekleşmesinin olanaksız ol-
duguna dikkat çeken lilug-
bay. "Bu oran 20puandüşü-
rüİmez" dedi.
Bütçeden yapılması gere-
ken borç faiz ödemelerinın
2.7 katrilyon lıra olması ge-
rekirken. tasanda 1.8 katril-
yon lırada tutuldugunu anım-
satan L'lugbay. "Aradaki800
trilyon liralık fark ne olmuş-
tur. Sa>in Başbakan'ın Afri-
kasafarisindcn dönüşteeleş-
ririleri üfleyerek >ok etme
\ öntemini. bütçede de u> gu-
lamak niyetinde olduğu an-
laşılmaktadır" dedi.
Mesut Yılmaz:
2 katrilyonluk
yalan
Deniz Baykal:
Enflasyon
AIDS gibi
ÇIRPI / HORSUNLL
(Cumhurivet) - CHP Genel
Başkanı Deniz Bavkal. sağ
iktidarlann Türkıye'yı enf-
lasyon çarkında ezdirdigini
belirterek çıkışın sosyal de-
mokrat iktidar olduğunu söy-
ledi. "EnflasyonAlDS'tenve
kanserden daha beter" diyen
Baykal. hükümeteyüklendı.
Baykal. Necmettin Erba-
kan'ın memura verdıği söz-
len anımsatarak "Memura
altı ay içinyüzde30zam ver-
diler. Erbakan, "Eşel mobil
sıstemı' demişti, >ani paha-
lılık oranında her ay artan
maaş. Ama ilk altı a> için \ üz-
de 30. Enflasyon>üzde9fl'lar-
da, >ani memur \ üzde60ez-
dirilivor. Hani dolaraendeks-
leyeceklerdi maaşı?" dıye ko-
nuijtu.
(Cumhuriyet
Bürosu)
ANAP Genel
Başkanı Mesut
Yılmaz. denk
oldugu ılerisürüien 1997 büt-
çesınin 2.2 katrilyonluk açık
vereceöını savunarak.
-TBM.\l>denk bütçewrdik-
lerini iddia edenler,ashnda2.2
katrilyonluk yalan sövlemek-
tedirler" dedi.
Ekonomik göstergelere de-
ginen Yılmaz. Türkıye'nin
Î993'den daha kötü bir tablo
ıle karşı kar^ıya bulundugunu
söyledi. "Biz'bu filmi 199J'te
degördük" dıyen Mesut Yıl-
maz, "Çiller'in acemi politi-
kalan ülkeyi 1994'te krize sü-
rükledi. Bunun ü/erine 5 Ni-
san kararları alındı. Bugün
yaşanılanlarda 5 Nisan pake-
rinde alınan karariann yaşa-
nıa geçirilmemesinden kay-
naklanmaktadır" görüşünü
dılegetırdı.
Yılmaz, bütçenin uzman-
lann görüşlerindenyararlanıl-
madan hazırlanan hayali bir
bütçe olduğunu söyledi. Büt-
çede öngörülen geİir tahmin-
lerinde 1 katnlyonlukabartma
bulundugunu savunan Mesut
Yılmaz, faiz gıderlerinın de
936 trilyon lira daha fazla ola-
cagını ilen sürdü.
İŞÇİNİN EVREMVDEN
ŞÜKRAN SOIVER
Light Bir Refah
Orijinal çıkışlarıyla tanınan İslamcı yazar Ab-
durrahman Oilipak, "Şımdi daha light bir Re-
fah Partisi ile karşı karşıyayız" diyor. Erbakan'ın
son Refah kongresindehiç "adildüzen" ve "mil-
ligörüş"ten söz etmediğini anımsatıp eskiden be-
ri tekrarladığı şeyleri bu kez "Kemalizm" amba-
lajına sarıp sunmaya çalıştığına işaret ederek
özetle şöyle devam ediyor:
"Aslında RP'lilerin bir kısmı 'cihad yorgunu'.
Arttkiktidarnimetlerindenyarartanıp soluklanmak
istiyor... Erbakan şimdiilk hedefolarak iktidarda
kalmakistiyor. Sonra tekbaşınaiktidar... Biran-
da bu kadar büyük değişim ve dönüşüm sosyo-
lojik olarak mümkün mü?.."
Refah'ın ve Erbakan'ın iktidarını şiddetle sa-
vunan yakın çevrenin bugünlerde ağızlanndan
düşürmedikleri, ayrıcalık, üstünlük anlamında
slogan haline dönüştürdükleri yaklaşım ise "se-
çimle, demokratik yoldan iktidara gelen ilk Isla-
miparti" olarak özetlenebilir.
• • •
Nüfusun ağırlıklı çoğunluğunun Müslüman ol-
duğu Türkiye'de özellikle 50'ler sonrası bütün
sağ partiler oy arttırmak için islamiyeti sonuna ka-
dar kullandıklarına ve Refah da Erbakan yalancı
değilse laikliği, Atatürkçülüğü hedef alıp düşman
bilmediğine (!) göre, bu ne anlama geliyor?
Refah ve Erbakan, onlara destek veren ken-
dilerine islamcı adını takmış şeriatçı kadrolar, ide-
olojik olarak şeriatçılara sonuna kadar ödün ve-
ren Türkiye'deki merkez sağ partiler ile aralann-
da bir bağ kurmuyorlar. Ideolojik anlamda ken-
dilerini Türkiye Cumhurıyeti'ne de yakın görmü-
yorlar. Kendilerini, rejimi demokrasi olmayan, ku-
ralları aynlsa da hepsi şeriatla yönetilen Müslü-
man ülkeler ile aynı çizgi ve ideolojide buluyor-
lar. Onlardan farklılıklarını sadece iktidara geliş-
te, "strateji"üe görüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti
anayasası izin vermediği için açıkça söyleyemi-
yorlar ancak, şeriatın demokratik yoldan, seçim-
le, aşamalı iktidara gelmesınin ilk örneğini oluş-
turduklarını anlatmaya çalışıyorlar.
Demokrasi re'ıimi içinde, seçimle, demokrasi-
yi, insan haklarını, özgürlükleri reddeden şeriat
iktidar olur mu? Sonunda demokrasiyi, insan
haklarını ortadan kaldıracak güce ulaşabilirseta-
bii ki olur.
Bunu »rkçılık adına Almanya'da Hitler ve Na-
zi partisi başarmıştı. Şeriat adına başarılamaya-
cağını söylemek zor. Kolay olmasa bile, bu rüya-
yı görenler ve kavgasını verenlerin varlığını, bu teh-
didi, ciddiyetinı görmek, aymak gerekiyor. Şeri-
at ilkeleri He iktidar olamasa bile, şeriatçıların bu
kadar etkili örgütlenmesine kucak açmak, Türki-
ye'yı şımdiden çok başka çizgiye çekmiş bulu-
nuyor.
• • •
Erbakan ve Refah, şeriat düzenini getireme-
den, bir yandan da şerıatçıları satarak önce ko-
alisyonlu, sonra tek başına iktidar olabilir, ikti-
darda kalabilirler mi? Kendi deyimleri ile "takıy-
ye" gerçekte "hile" yapmaktan, şeriattan ger-
çekten vazgeçip, "U, O "dönüşü, değişimi ile bu
düzenin merkez sağ partisi olmayı seçebilirler
mi?
Görünen o ki, Erbakan ve Refah'ın kurmayla-
rı, Çiller ile yolsuzlukların, uğursuzlukların kapa-
tılması ittifakını kuranlar, böylesine büyük bir de-
ğişim ve dönüşüm sosyolojik olarak olanaksız gö-
rülse de buna çok yatkın. Gelin görün ki iktidara
gelebilmek ve iktidarda kalabilmek yolunda Re-
fah çatısındatoplanan şenatçı örgütlenmelerin bu-
na izin vermeye pek niyetleri yok. Refah değiş-
se, Dilipak'ın deyimi ile "light" olmaya kalkışsa
bile, kendi içinde her türden şeriatçı örgütlen-
meleri besliyor.
• • •
Refah'ın yarım yamalak iktidarında bile şeriat-
çı örgütlenme atı almış gidiyor. Refah iktidarı Er-
bakan'ın ağzından laiklik ve Kemalizme oynar-
ken, her türden şeriatçı örgütlenmeyi korumasına
almış, gelişmesine kucak açmış bulunuyor. Şeriat-
çı güç gösterisinin yaşanmadığı, olaysız bir gün
geçmiyor. Her gün Türkiye'nin rotasının hızla
geriye dönmekte olduğunu gösteren bir başka
önemli olay yaşanıyor.
Erbakan'ın nereye koştuğu değil, REFAHYOL
iktidannın Türkiye'nin yönünü nereye çevirdiği, dış
politikadan ekonorhiye, hem de hak adına ahlakın
çöküşüne kadar, yaşamın her alanında açtığı
yaralar çok daha fazla önem kazanıyor.
ÇİFTÇİ DOSTTJ / SADULLAH
Balık Katlianu Onlenemiyorî..
İZMİR - Ege ve Marmara de-
nclarinde tam bir aydan berı acı-
rrasjz balık katliamı var. Saroz
Körezi'nden Muğla'ya. hatta Fet-
Inı/e'ye kadar yuzlerce trol ve
ışicı gırgır teknelerı sahıllerimız-
öe crit atıyor. Marmara'da da du-
n r r aynı. Trolcüler sahillerimıze
Sttmetreye kadar sokularak ağ-
İ3i ıe denizin dıbindeki balık ya-
ta<ainı tanyorfar. Gırgırîar da yük-
sekışıkla çevresine topladıkları
irii, jfaklı balıkları avlıyorlarLKa-
t~aim bakıldığı zaman görülebi-
l«:« uzaklıkta avlanan bu tekne-
r" diyen bir makam yok.
s ve yönetmeliklerimizdeki ke-
s i ı asak hükümlerine rağmen
trrol e yüksek ışıklı gırgır tekne-
(<eı adeta devlete meydan okuyori
Wclîerin, kaymakamların, Tanm l\
N/jaırlüklerinin yetkileri son de-
l^-e^geniş. istedikleri önlemı ala-
t»rer. Sahil güvenlik komutanlık-
I.S1 :a yasak avlanma yapan bir
t-ecreye el koyarak. sahiplerıni
rnrarnemeye sevk edebılir.
C^ıeğın, yasalarımız ve yönet-
r~r*terimizin trol teknelerınin sa-
I—«r'500 metre dısında avlanma-
(•^raizın veriyor. 1500 metre ıçe-
r~kejğ atmaları kesinlikle yasak...
ES;e yakalanırsa ağır cezalara
^irrırılabilir. Ama. ya tekneler
^»^^anamıyor ya da delıl yeter-
^ d nden gereğı gibi cezalandı-
~ upyor.
••37 yılından beri denizleri-
—ri"îki bu vahşet devam ediyor.
1980 yılından önce denizlerimız-
de böylesine balık katliamı yap-
mak mümkün değildi. Ara sıra ya-
sak avcılık yapan balıkçıları ya
devletin kolluk guçlen yakalardı ya
da kuçük Dahkçılar ıhbar ederler-
di. Yakalananlara verılen cezalar
da caydıncı olabiliyordu.
Ancak. Türkiye'de son 10 se-
neden beri artık çok şey değişti.
Devletin ve milletin malını koru-
mak isteyenlere "enayi" gözü ile
bakılmaya başlandı. Her tarafta
"yağmacılık" aldı yürüdü... Dev-
letin ve milletin malını korumaya
çalışanlarcezalandınldı. Koruma-
yanlar, yasa dışı hareketleri teş-
vik edenfer ödüllendirıldi.
Bu anlayış zamanla denizleri-
mizde de yerleşti. 3-5 yıldır de-
nizlerimızde balık stokları azaldı.
Tabii. bu azalma sadece bilinçsiz
avlanmadan kaynaklanmadı. Her
yanından balık fışkıran Karadeniz,
ardından da en değerli balıkların
yaşadığı Ege ve Marmara deniz-
leri kirlendı. Kömür ocaklarından
ve fabrikalardan akıtılan zehirli
atıklar balıkların yok olmasına ve
başka bölgelere kaçmasına ne-
den oldu. Ayrıca, devlet de aldı-
ğı yanlış kararlarla balık katlıamı-
nı teşvık ettı. Örneğin. dünyanın
diğer ülkeleri balık stoklarını ko-
ruyabilmek ıçın ureme dönemle-
nnde 6 ile 7 ay gıbi uzun suren ya-
saklar getirırken, Türkiye avlanma
dönemlerini daha da uzattı.
1996 yılında avlanma dönem-
leri ile ilgiji yapılan değişiklikler,
balık nesline ındirilen en büyük
darbe oldu. Geçmiş yıllarda 15
nisandan, 15 eylüle kadar süren
trolle avlanma yasağı, hiçbir cid-
di neden gösterilmeden 45 gün
önce kaldınldı. Yapılan itirazlarise
sonucu değiştirmeye yetmedi.
Ne yazık ki, bakarrftğm aldığı
bu kararlarteşvik edici oldu. Şim-
di trol teknelerı balık üretim mer-
kezi olan koy ve körfezlere tama-
men yerleşti. 1 temmuzdan beri
özellikle Saroz, Edremıt, Seferihi-
sar ve Kuşadası gibi balık üreme
merkezlerimizde denizlerin diple-
ri trolcülerin ağları ile tahrip edi-
liyor... Ege ve Marmara'da sahil
kesımlerinde yaşayan mılyonlar-
ca insanımız şaşkınlık ve çare-
sizlik içinde. Küçük balıkçıların
trol ve gırgır tekneleri ile mücade-
le edecek güçleri yok. Trol ve gır-
gırcıların teknelerinde hem perso-
nel sayısı çok hem de hemen
hepsi silahlı. Bu nedente küçük ba-
lıkçılar karşı koyamıyorlar... Kar-
şı koymaya kalkanlar veya ihbar
edenler ya dayak yiyor ya da ağ-
lan parçalanıyor.
Bir haftadan beri, Ege ve Mar-
mara denizlerının bazı bölgele-
rınde dolaşıyorum. Gördüğüm
manzaralar ve küçük balıkçılardan
dinledıklerim dehşet verici... Kör-
fez ve koyların hemen hepsinde
trol ve yüksek ışıklı gırgır tekne-
leri gündüzleri yatıyor, geceleri de
sahiilerimızı tanyor!.. •
1996 yılında avlanma dönemleri ile il-
gili yapılan değişiklikler, balık nesli-
ne indirilen en büyük darbe oldu.
4 Mevsimin Hu?urla
Ya$anacağıMEKÂNLAR
SON 5 VİLLA SÛPERLUX
M ÜZERİND
VADELİ SATIŞ
Seçkin ve saygın bir ortanuıı
rine. sitenıizi gördüğünüzde karar vere-
ceksiniz. ZEYTtNALANI URLA'da Üç-
kuyıJara 18 kııı. (sadece 15 dakika) trip-
lex 5 oda, 1 salon, şönıine, barbekü vs. Müracaat: 0232.766 25 55 - 0232365 9714