Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AYFA CUMHURİYET 24 EKİM 1996 PERŞEMBE
14 KULTUR
Ankara AKMclen çıkartılmak istenen sivil toplum örgütlerinden Kültür Bakanı Kahraman'a tepki yağıyor
'ÂKM'deld yerimizi terk etmeyeceğiz!'ANKAR\ ıCumhurhet Bürosu) -
Kültür Bakanı RP'lı İsmail Kahraman.
önce İstanbul'da Yıldız Sarayı'nda yer
aan sivıl toplum örgütlerinden Mimar-
larOdası ve Tjrih Vakfi'nı. •bakanlıkbi-
rimlerine gerekli olduğu" gerekçesivle
yerlerinden çinarmaya çalışırken. bıı kez
de Ankara Atatürk Kültür Merkezi
(AKMı içınde sanat ve meslek örgütle-
rine tahsis edi'en verlerin boşaltılmasını
istedi. Bakan Kahraman'ın budernekle-
n "kanıu kurum ve kuruluş niteliği
tatimayan dernek ve vakıf olmadıkları
gerekçesıyie binadan çıkarmak isteme-
siıetepkılerbüvüvor
rdebivatçılar Derneği Başkanı Mus-
tafa Şerif Onaran. bınanın boşaltılması
içın öne sürülen gerekçelerin doğru ol-
nıtdığını belirtcrek. sı\il toplum örgüt-
lernin AKM'den "kazınmak istendiğj-
ni" söyledi.
Kültür Bakanlığı'nın militan kadrolar
tarıfından "işgaf edildiğini" sa\unan
Onııran. Kültür Bakanlığı si\il toplum
örgütlerini vasal olmayan bir volla
AKM'den çıkarmava çalışırsa vargı yo-
luıu başvuracaklarını bıldırdı.
Kendılerine Kültür Bakanltğı'ndan 2
yazı geldiğinı belırten Onaran, ilk vazı-
da derneğın. AKM'vi usulüne uvgun
kıılJanmadıklan. gerekli eüvenlik ön-
• Edebiyatçılar Derneği Başkanı Onaran, boşaltma gerekçelerinin doğru olmadığını söylerken.
Kültür Bakanlıgı kadrolarının militanlaştığını vurguladı. Dil Derneği. boşaltma isteminin yasal
gerekçesi olmadığını belirtirken. ÇGD Başkanı İsmet Demirdöğen ve Karikatürcüler Derneği
Başkanı Canol Kocagöz de yerlerini terk etmeyeceklerini açıkladılar. Sanat Kurumu Başkanı İlhan
Baş da Cumhurbaşkanf ndan duruma el koymasını istedi.
lenılerini almadıklan veelektrik. suhar-
camalarını ödemedikleri belırtilerek.
protokole tek taraflı olarak son verildi-
ğınınbıldirildığini kaydetti. Ancakyazı-
nın. dernek henüz AKM'de çahş.mava
başlamadan önce geldiğine dikkat çeken
Onaran. "Faalnete başlamamış olan bir
derneğin usulüne u\gun olarak çalışma-
ması gibi bir gerekçe nasıl olabilir ki?
Kullanmıyorsakneödenecek? Bu neden-
ie öne sürülen gerekçeler yanlış \e gerçe-
ği \ansıtmamaktadır" dedı.
Onaran. Kültür Bakanlığfndan gelen
ikınci yazıdal hafta içınde AKM'vi bo-
şaltmalannın istendiğıni v urgulaÖı. Ona-
ran. şu görüşleri dile getirdi: "Sivil top-
lum örgütleri buradan kazınmak isteni-
>or. Biz buranın tamir işlerini yüklendik
\e kullanılır hale getirdik. Milli Komite
bizinı kanıu kuruluşu olmadığımızı bili-
yor. ama kültür kuruluşu olduğumuziçin
bu protokolü vapıvor. Kültür alanında
kullanım için tahsis edilen bir binayı kul-
lanım hakkımı/ \ar."
Kültür Bakanlığı'nın militan kadro-
larca "işgaledildiğini" ilen siiren Onaran,
"Agâh Oktav Güner tarafından bu kad-
rolar yerleştirildi. Cüner kendi kişisel \e
kültür anlav ışı çerçevesinde u> gulamaya
girişerek, burava militan kadrolar \er-
leştirdi. İsmail kahraman bu kadrolan
>a bünmor va da bilmezlikten gelhor.
Kültür Bakanlıgı hiverarşisi veterince iş-
lemiyor \e bakan da birtakım emrivaki-
lerle karşılaşıyor" dıve konuştu.
Dıl Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerafet-
tin Turan. Türk dıline ve kültürüne kat-
kılarının desteklenmesi amacıv la kendı-
lerine AKM'nin tahsıs cdildigini belir-
terek. Kültür Bakanlığı'nın boşaltma is-
teminin yasal bir gerekçe.si olmadığını
savundu.
AKM'nin "Milli Komite karan gere-
ği yıkılıncaya kadar" derneğe özgülen-
miş olduğunu belırten Turan. "Kültür
Bakanlığı'nın bu desteğiyle ka\ uşulan bu
bina. derneğimiz tarafından büyük nıas-
raflar edilerek. toplantı. okuma salonu
durumuna getirilmiş. yönetim kunılu-
muzca Ömer Asım Akso> Ekinev i' ola-
rak adlandınlmış \e kültürel etkinlilde-
rirni/in merkezi olmuştur. Binanın ko-
nulmuş kurallara \e kültürümü/e katkı-
larda bulunmak amacına aykırı bir bi-
çimde kullanılması söz konusu değildir"
dedi. Aynca. protokol kurallarına uyul-
duğu sürece Kültür Bakanlığf nın tek ta-
raflı olarak protokolün uygulanmasın-
dan vazgeçemeveceğıne dikkat çektt.
Karikatürcüler Derneği Başkanı Ca-
nol Kocagöz . kendilerine tahsis edilen
mekânı gerekçesiz bir kararla boşaltma-
yacaklarını söyleyerek. "Derneğimizin
Bakanlar Kurûlu'nun 20.12.1991 tarihli
91-2557 sayılı karanyla kanıu varanna
çalışan dernekler statüsünde olduğunu.
bakanlığa ve kamuoyuna bir kez daha
hatırlatırız" dedi. Koeagöz. bunun sana-
ta vapılan bırsaldın olduğunu da vurgıı-
lavarak kamuoyunu. sanatcılan. sanatçı
örgütlerini ve gazeteoileri AKM'den çı-
kartılmaya çalışan kuruluşlarla dayaniş-
ma\a çağırdı.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)
Genel Başkanı İsmet Demirdöğen.
AKM'nin kamu yararına çalışan dernek
\e kuruluşlara tahsis ediiebileceğı ge-
rekçesinin arkasına "sığınıldığını" öne
sürerken, hukuk dışı kararlarla verlenııı
terketmeveceklerinı söyledı. "Bukuru-
luşların kamu vararına çalışmadığını
kim iddia edebilir? Böyle bir iddiaları
\arsaorta\ako\sunlar"diven Demirdö-
ğen. AKNİ'deki gönüllü kuruluşların. ge-
çen hükümet döneminde harabeve dö-
nen merkezi çeşitli onarımlar ıle düzelt-
nıeveçalıştıklannı belirtti ve "Alınanka-
rar hukuk dışıdır. Hukuka a> kın karar-
laria \erimizi terk etmeye nh etinıiz >ok"
diye konuştu.
Sanat Kurumu Başkanı İlhan Baş da.
Cumhurbaşkanı Demirel'in "AKMbaş-
kanı benim*"sözünüanımsatarak. "Ken-
disini başkan ilan ettiğine göre, burada-
ki çahşnıalardan haberi olması gerekir.
Madem AKM'nin başkanı burayla ilgi-
lensin. Cumhurbaşkam'nın yetkilerini
başkaları kullanmak nivetindedir. Bu ko-
nuda Cumhurbaşkam'na başvuraca-
ğım~ dedi. Ankara Kültür ve Sanat Plat-
f'ormu da vaptığı açıklanıada. Kültür
Bakanı Kahraman'ı kınavarak. bu bas-
kılan kamuovunun dıkkatine sundu.
• Erdal Uğurlu, Nil Berkan.
Geyvan McMillen ve Aysun
Arslan, her biri değişik
tarzlan olan, üç-dört farklı
nesil Istanbul balesini temsil
eden sanatçılar. îstanbul'un
bale sanatcılan geçen yıllar
boyunca kendi
koreograflannı yetiştiren.
kendi ayaklan üzerinde
durmayı başaran
gelenekselleşmiş ve
sağlamca kurumsallaşmış bir
ekip olnıayı başarma
yolundalar.
Uçfarklı
kuşaktan
İstanbul
BalesiRANA E\ CİM O'BRIEN
İstanbul Devlet Opera ve
Balesi opera gösterilerinden
sonra bale sezonunu da 19
ekim eunıarte.sı günü açtı.
Bu vıl. balegösterileri Istan-
bulun kendi koreograflan-
nın ellerine emanet edilmiş
durumda. \ ıllardır yeterli
koreografi çalışması >apa-
mamaktan şikâvetçı olan
Geyvan McMillen ve Aysun
Aslan'ın >anı sıra. uzun bir
süredirkendilenni kanıtlama
aşamasında oldukları için
büvük sahneve koreografi
vapma şerefine erişemenıiş
olan Erdal L'ğurlu ve Nil
Berkan. ılk kez "Farklı
Adımlar~başlığı altında aer-
çekleştirilen programda bir
araya geldıler. Bütçenin kı-
sıtlı olması. verli koreograf-
lara daha bü> ük sorumluluk-
iar vüklenmesini hızlandın-
vor. Görüvoruzki farklı tarz-
larve vıllarca birbirlerineal-
ternatıf olmava kışkırtılmış
farklı nesiller. artık isteseler
de istemeseler de el ele ver-
mek zorundalar. Çıkış niye-
ti ne olursa olsun. bunun ku-
ruma vararlı olacağına ina-
nıvoruııı.
"Farklı Adımlar"ın bırın-
ci yapıtı. programın en genç
koreografi olan Erdal l'ğur-
lu \ a ait. "Ucuz Vblculukla-
rın Anlamı \ök~ Lğurlu'nun
askerlik dönüşü avağının to-
zuv la vaptığı ilkçalışma. Sa-
natçmın. geçen bahar AKM
KonserSalonundasergilen-
miş olan "Taşikardi" adlı
eserine kıyasla çok daha içe
dönük. gözlemci ve vargıla-
yıcı birrutum içine ginniş ol-
duğu görülirvor. Diğerüç ko-
reografınin aksıne. bu esenn
başı zayıf. ama sonuna doğ-
ru gittikçe ilginçleşıvor ve iç
bütünlüğüvükselıvor. tstan-
bul'un "enfantterrible**inin.
uçarılığı birderecetörpülen-
nıiş olsa bile. avkınlığı ve
hırçınlığı bu son yapıtında da
açıkça dile geliyor. Uğurlu.
İstanbul Devlet Balesi için
gerçekleştırdiâi ilk yapıtı
"Vhaldi"den bu yana (19Q31
sevimli ama hınzır vaklaşı-
mıv la topluluğun ıçinde ken-
disine özel bir ver edinmek-
te. Bu son yapıtında. David
Torn'a aıt bir rock nıüziğini
parmak ucu avakkabılan ve
sivalı dantelli kostümlerle
birlikte kullanarak her türlü
sınıtlandırmavı ve tarihsel
tutarlıhk kaygılannı çöpe at-
mış olduğunu bir kez daha
gösteriyor. Dörtyapıtarasın-
da eserin bitımindeki sela-
mın en ivi düşünüldüğü ve
çalışıldığı eser L'ğurlu'nun-
kivdi. Seyirciye sırtını döne-
rek uzaklaşan dansçılar. per-
denin indiği son ana kadar
düşünülen her türlü aykırılı-
ğı sergiliyorlar. "Ucuz ^'ol-
culukların Anlamı Yok".
topluluğun en kaliteli dans-
çıiannı bir arava getınyor.
Dolayısıvla. îbtanbul Devlet
Balesi için bir çeşit vanşma
parçası niteliğinde. Özeîlik-
leçetrefilli
H
pasdedeu\*'ler
ve yalın. stilizedekorunpar-
çaladığı sahnede kimi zaman
uyumlu. kimı zaman çatışa-
rak dans eden sanatçılar ilk
günün gerginliği içindeydi-
ler. Sakatlığı dolayısıvlaGi-
ray Atalav 'ııı dan> edemedi-
5i aösteride Erdal Uâurlu da
dansçı olarak ver almak zo-
runda kalnııştı. Bu son daki-
ka aksiliğine rağmen. onun-
la birlikte dans eden Ayfer
Zeren.son derece sağlanı ve
soğukkanlı oluşuv la. pırıl pı-
rıl çizgilerini doya doya ku-
llandığı koreografinin tadı-
nı çıkanşıv la dikkat çekivor-
du. Oktay Keresteci, Hülya
Aksular ve Sibel Sürel'in
görkemlı "Spartaküs" gös-
terisinden berı ılk kez bir
aravageldikleri bugösteride.
ikinci kuşak solistlerımiz
Av fer Zeren. Bahar Vidinli-
oğlu v e Çiğdem Tezcür de
hep birlikte dans edivorlar.
Final ilginçti
Grup dansçıiannın da ge-
rek teknik gerek fizik olarak
oldukça göz doldurduğunu
söylemelıvız. Eğer zaman ve
emek \erilirse bu grubun
içinden de yetiştirilecek çok
başanlı venı solıstlerolabile-
ceğini düşünüvorum.
Gösterinin ikinci vapıtı.
Nil Berkan'ın "Beklenti" ad-
lı eseriydi. Geçen bahar Ba-
lıkA\han'ın müziği üzerine
vaptığı "Bir Bayram Saba-
hı" adlı koreografisıv le her-
kesi şaşırtan. özgünlüğü \e
sıcaklığıv la dikkat çeken bu
sanatçı. büyük sahnede ça-
lışmaııın daha ciddi bir iş ol-
duğunu düşündüğünden mi-
dır bilinmez. bu kez daha
ağır. daha dramatik biranla-
tımı benimhenıiştı. Rene
Aubry'nin melodik. canlı
müzıklerıyle başlayan eser.
Hülva Aksular'ın tek başına
dans ettiği dramatik bir dans-
la sona erivor. Berkan, grup
danslannı akıcı ve göz dol-
durucu birçalışnıav la kotar-
mak konusunda oldukça ba-
şanlı. valnız. Av ferZeren ve
Deniz Berge'nin kalıplaşmış
adımlarla dolu "pas de de-
ux"sü daıısın geneline oran-
la Mntıyor. bıraz pıyasa ışi
kaçıyor. Aksular" ın dans et-
tiği son bölümde Berkan. bu
dansçının tekniğinin ve di-
namik tarzının tadını çıkar-
mış. \cr ver Pano\'un "An-
tonius \e Kleopatra"sındaki
Oktavia solosunu hatırlat-
makla birlikte. saatiıı kadra-
nına asılı kalınan final il-
ginçti.
Düzen ve diizensizük
Geyvan McMillen'ın
"Bolero"suysa. uzun saçlı
güzel balerinlerin saçlannı
özgürlüğe kav uşturmanın ta-
dını do\a dova çıkardıklan
biryapıttı. Genellikle sımsı-
kı yapiştınlmiş, tutsak edil-
miş saçlarla dans eden dans-
çılar. "BolencTda bedenin üst
kısmının ve kolların saçlarla
birlikte bol bol savrulduğu
bir koreografi sergilediler.
Görsel olarak yer yer ilginç
olmakla birlikte. McMil-
len'ın amaçladığı gibi kadı-
nın kışiliğini orîaya kovama-
ma sorununu dile aetirehil-
diğini söylemek zor. Görü-
nen. daha çok kadınlann
kendi aralanndaki düzen ve
düzensizlikle ilgilivdi. Ra-
vel'in gittikçe vükselen \e
patlavan müziği. McMil-
len'ın koreografisinin fina-
iinde hakkını bulamıvor.
Belki de koreografivi vetiş-
tirmek için pro\a saatleri ye-
terli olmadı. Diğer >andan.
müziğin seçimini de sorgu-
luyorum. Ravel'in "Bole-
ro"su. bir çok koreograf ta-
rafından ele alınmış, çeşitli
yönleriv le. birbirleriyle çeli-
şen cinsellik ifadelerinın
malzemesı olnuış birmüzik
olarak bilinir. Böv le bir par-
ça. "kadın" sorunu\la ilgili
olduğu söv lenen bir koreog-
rafi için kullanıldığında ol-
dukça iddialı bir işe soyunul-
muş oluvor. Beyinlere îşle-
miş bakış açılannı kırmak
kolav değil Kırmızı. siyah
v e be> az renklerle ifade edi-
len üç kadının yükseldiği fi-
nalde. kadının üç farklı bo-
vutıı mu ıfade edilıyor' Dı-
ğer kadınlardan neden daha
vüksekler'.' Bunlar açıklık
kazannııvor.
Son vapıt. 1992 yılındaki
"Ra\el"den beri İstanbul
Devlet Balesi için bir kore-
ografi yapmamış olan Aysun
Aslan'a ait olan "Üç Renk
İç Dans". Aslan. koreugra-
filerinde bir mesaj vermek-
ten çok. görsellikle ilgili bir
koreograf. Daha önceki ça-
lışmalarında oryantal tema-
lar taşı>an caz ustalarının
müziklerıni kullanmasıvla
bilınıvordu. Bu kez. koreog-
rafisini dört farklı Türk bes-
tecisinin müzikleri üzerine
kurmuş. Aslan'ın dinamik
ve farklı adımları. grubun
ağırlıklı olduğu bölümlerde
daha temiz çalışılmak ısti-
vor.
Ustalıkiı bir yorum
Karikatürist Bedri Koraman'ın 50. yılında siyasetçiler güldürdü
Cindoruk: Mafya, bir vakit
başbakanlık odasmdaydı
Koraman'ın 50. sanat \dı kutlandı.
ANK\R\ (Cumhuri\et Bürosu)
- Karikatürcüler Derneği Ankara
Şubesi'nin Millıyet Gazete^ı çızeri.
Karikatürist Bedri Koraman'ın 50.
sanat yıiını kutlanıak için düzenle-
diği gecede siyasetçiler güldürdü.
DYP'den avrılan muhalıflenn sert
e^prilerivle eskı partılerini \e Baş-
bakan Yardımeısı DYP lıderı Tansu
Çiller'i eleştırdiklen gecede. eski
TB\1M Başkanı Hüsamettin Cin-
doruk. "Mafya bir vakit başbakan-
lık odasındaydı" dedi.
Protokolü kalabalık balo salonun-
da. geceöncepek ciddi başladı. Caz.
saz derken 50y ıllık karikatiiremek-
tarı Bedn Koraman'aödülünügece-
de bulunan üç TB\I\1 Başkanı
Mustafa Kalemli, İsmet Sezgin ve
Hüsamettin Cindoruk \erdi. Kora-
man. konuşmasına "Çokavıpolur-
muş, ama ben > ine de kâğıttan oku-
yacağım" diverek başladı:
"Karikatür sözcüğünün kökeni
Latince karikatürden gelir ve bu da
saldırı demektir. Kırdıklarınıdan
ö/iir dileyemem. Çünkü vann yine
çizeceğim. Biz de politikacılar gibi
?0 \ ıllık olduk. Bi/i dehlemek isri-
>orlar. Ama gençlerin önünü tıka-
\an politikacılaryerlerini terk ettik-
leri an ben de terk edeceğim."
Elberte Karikatürcüler Gecesı'nin
geieneksel komik ustası Mert Ali
Başanr'ın bu yılki yöntemi farklıy-
dı. DYP'den ayrtlan Cindoruk \e
Sezgın'ı görünce kendini tutamadı
\e sahnede kısa birsöyleşi başladı.
Başanr - Barajlar kralının parti-
si barajı gecemeyecek duruma düş-
tü dhorlar. Ne dersiniz?
Cindoruk - "Haydi Türkhe ile-
ri!" derim.
Sezgin - Barajlar su sızdırıvor.
Başanr - DSP'den a> nlanlar çile
çiçekleri. DV P'den a> nlanlar Çiller
böcekleri mi?
Cindoruk - DSP'den av nlanın adı
Kesebir'di. Biz Kesebirdeğiliz. ama
DYP'de kalanlar kendi keselenni
Hazine'nin kesesiv le bir sayanlar.
Sezgin - Aynlanlar herhalde Çil-
ler'le tanımlanmak istemezler.
Başanr - DSP've gelmişken. Ka-
raoğlan bugünlerde biraz ağıriaştı
nıı. ne dersiniz?
Cindoruk - Ecevit. Rahşan Ha-
nım'a aşkı sürdügü sürece Karaoğ-
lan olarak kalır.
Başanr- Telefonlann dinlenmesi-
ne ne diyorsunu/? Sapıklar çoğaldı
mı?
Cindoruk - Devlette sapık var.
Sezgin - Çok dinlendiği için ırga-
lamıvor.
Başanr- Efendim, mafyav ı devle-
tin neresine koy uvorsunuz?
Cindoruk- Bir vakit mafva. Baş-
bakanlık odasındavdı.
Sezgin - Mafya. 12 Eylül dönemi-
nin Türkiye've hediyesidir.
Başanr-BilhorsunuzTürkive'de
sanatçı zor yetişivor. 10>ılda bir dar-
beolacakda ressamvetişecek. Keran
E\ ren'den size nıodellik teklifi gelir-
se ne yaparsınız?
Cindoruk - Kenan Bey'den bana
gelsegelseZıncırbozan teklifi gelir.
Allah. beni Kenan Be\'in teklif-
lerinden korusun.
Sezgin - Netekim iyi bir model
olurunı.
Gecede. sivasiler güldürürken. İl-
han Şeşen, Leman Sam. \edat Sak-
nıan, Cem Karacada protokolü kala-
balık konuk topluluğuna şarkı söylet-
tiler.
Bunun vanı sıra. Sibel Sü-
rel %e Oktav Keresteci'nin
"Turuncu"da ustalıkla ve
göz dovurueu bir vorumla
sergiledikleri "pasdedeu.v",
ışıCoyunlannın da katkısıv-
labizi uluslararası platform-
da gururla temsil edebilecek
bir çaiışma olarak dikkat çe-
kıvor. "Sarı"da. Erkan
Oğur'un \urmalı çalgılarla
zenginleştirerek her koreog-
rafın ağzını sulandıracak ni-
telikte bestelediği müziği
üzenne de oldukça güzel bir
çaiışma vapılmış.
Folklonk öğeler. Aslan'ın
ellerinde son derece özgün
ve keyif verici bir ifade bu-
luvorlar. Bövlece. birzaman-
lann gülmece ö> kulerine ko-
nu olacak kadarabes "dav ul-
lu zurnalı bale" tartışmasına
nitelikli bir çalışmavla bir
>anıt daha verildiğini düşü-
nerek gülümsemekten ken-
dimı alamadım. "Kırmtzı"
adıv la anılan son dansta Oz-
kan L'ğurun popüler "Su-
de"si müzık olarak kullanıl-
mış.
Son bölümde v ıneleme-
lerden oluşan müzik \e kore-
ografi. "hoşluk" düzeyinde
kalıyor \e ilk iki dansa kı-
yasla yeterinceçarpıeı değil.
Nitelik olarak çok daha üs-
tün bir çaiışma olan "Turun-
cu"veya "San"*ensonda ol-
sa bence daha etkileyici olur-
du.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Biz Betonu Severiz!
Ağaç yetiştirmek, birfidan dikmek, kuşkusuz bir
kültür ışi. Doğa sevgisiyle. yeşil sevgisiyle ilgili.
Osmanlı, zamanında imparatorluk topraklannın
yayıldığı ülkelerden fidanlar getirip Boğaz'ı çeşit
çeşit ağaçlarla bezemiş.
Daha sonra ne olmuş, Osmanlının ideolojısine
sahip çıkar görünen, gelenekten dem vuran: atala-
nyla. geçmişiyle övünüp duran zihniyetlerin temsil-
cileri bu güzelim yüzyılhk ağaçları, kesip durmuş-
lar.
İkinci Boğaz Köprüsü'nün yapımında, yüzlerce
ağaç kesilip etrafa başka ağaç dikilmediği gibi.
Boğaz'ın şimdikı hali bir beton yığını. Eski fotoğ-
raflara bakınca insanın ıçı parçalanıyor.
Bülent Ortaçgil'in sözleri geliyor insanın usuna:
"Yeşilden hiç hoşlanmam. I Ben betonu seve-
rim. I Mimarlar gülsün. I Heryıl urgibi büyürüm. I
Tek yol aspirin! I Sonra düşünürüm. I Adaam sen
de, adam nerde? I Adam yok!"
•
15 ağustostaki "BirAğaç Öyküsü" başlıklı yazım-
da, Kadıköy'deki diş doktorumdan, dokturun bu-
lunduğu Kuzu Kestanesi Sokağı'ndan söz etmiş;
tek örneği kalmış kuzu kestanesi ağacının bir mü-
teahhit tarafından kesildiğini yazmıştım.
Kimi duyarlı mahallelinin buna tepkisini, kesilen
ağacın yerine bir (birkaç) başka fidanın dikilmesini
istediklerini de belirtmıştim.
Geçenlerde bir "faks" geldi. Kâğıdın makineden
çıkışını gördüğümde bir an, büyük düşümün ger-
çekleştiğini: bu kâğıdın Cindy Cravvford ya da Isa-
belle Adjani'den geldiğıni sandım.
Tahmin ediiebileceğı gibi büyük düşüm, büyük bir
düş olarak kalmayı sürdürecekti.
"Faks" diş doktorum Sedat Küçükay'dan gelı-
yordu. Henüz okumadan, Sedat'ın, daha önceki
yazımda söz ettiğim gibi bana karşı duyduğu "sa-
dist" duygularının kabardığını sandım. Neyse kı ya-
nılmışım.
Sedat'tan gelen "fa/(s"kâğıdındaşunlaryazıyor-
du:
"...Oyazıdan sonra, bu duyarlılığı gösterip yaz-
dığın için sana, bu mızmızlığı gösterip yakındığım
için bana TEMA Vakfı 'ndan ödül falan beklemedim
doğrusu. Ama beklediğım yanıt çok kısa sürede se-
nin sütununda Kadıköy Belediye Başkanı Sayın
Selami Öztürk'fen geldi. Katledilen 'kuzu kesta-
nesi' ağacının yerine 'akasya' ağaçları dıkilecekti.
Böylece Başkan, kendinden habersiz gerçekleşti-
rilen bu yargısız infazın, bir anlamda özürunü yeri-
ne getırmış olacaktı.
Her sokağa girışimde o güzelim ağacın yerine
park etmiş arabalan görüyorum. Miyop gözlenm
faltaşı kesiliyor. Kuzu kestanesinden vazgeçtık,
akasya ağaçlannı, vazgeçtim bir yeşıllık görebıl-
mek için.
Elbette ki belediye, onca ışin arasında bir ağacı
düşunecek değil. Vakit sorunu bu. Günümüz va-
kit, nakit zamanı. Bir ağaç! Lafı mı olur? Alış gitsin.
Alış gitsin bir tane daha fidanın, ağacın kesilmesi-
ne. Alış ve rahat et. Ne dersin?"
•
.»-Dıyeceksiniz ki. ülke batmış, Cumhuriyet tarihi-
nin en karanlık dönemi yaşanıyor: Enflasyon cana-
varı, yargısız infazlar. mafya hesaplaşmaları, rüşvet,
cumartesı anneleri. yozlaşmış bir medya. medya-
laşmış bir kültür, okunmayan kitaplar, yıtip gitmek-
te olan edebiyat, sanat vb. tüm bunların ortasında
"Bir ağacın lafı mı olur"?
Sanırım olur. Olmalı. Olmalı; çünkü estetik, ayrın-
tılarda gizlidır.
Üstelik, böylesine durumlar da kültür gösterge-
lerinden bırıdır. Ama bızde neyın kültürü var ki, ağaç
yetiştirmenin, yeşili korumanın kültürü olsun!
Biz yalnızca yok etmeyi biliriz. Yerine pek öyle ye-
nisini koymayız. Ya yok ederiz ya da taklit edip baş-
kalarından çalarız. Çaldığımız şeyleri de, ne hik-
metse kendi yaratımımız gibi gösterıriz.
Özcesı, biz betonu severiz...
Not: Bu akşam. Bülent Ortaçgil, arkadaşlarıyla
birlikte. Arnavutköy'deki Eylül Bar'da şarkılarını ses-
lendirecek. Ayrıntılarda gizli estetiği bulmak isteyen-
lere duyurulur...
Ağaoğlu 67 yaşına
hastanede girdi
• Kültür Sen isi - Geçen
teınmuz av ında bir trafik
kazası sonucu aâıryaralanan
ve bir dizi ameliyat geçiren
Adalet Ağaoğlu. ne yazık ki
sağlığına henüz tam
anlamıvla kavuşamadı.
Yazarın önceki gün Şişli
Etfal Hastanesi Plastik ve
Rekonstüriktif Cerrahi
Kliniği'nde a>ağından
geçirdiği ameliyat. doku uyuşmazlığı nedeniyle
başarılı olamadı. Ağaoğlu. on gün içinde gerçekleşecek
ameliyata kadar hastanede kalacak. Eşi Halim
Ağaoğlu, dün 67
vaşına basan vazann. dördüncü kez
ameliyat geçirmek zorunda kaldığı için <;ok üzgün
olduğunu \e kimsevle görüşmek istemediğini söyledi.
'1960 Sonrası Türk Resmi'
• Kültür Semsi- Avşe ve Ercümend Kalmık Vakfı bu
vıl düzenleyeceği üç paneiden ilkini cuma günü saat
15. OO'te İstanbul Teknik Ünıversitesi Taşkışla Binası
109 No'lu konferans salonunda gerçekleştirecek.
Mimar Sinan Üniversitesi'nden Özer Kabaş'ın
başkanlık edeceği "1960 Sonrası Türk Resminde
Kişisel İfadenin Gelişmesi" başlıklı panele konuşmacı
olarak Mehnıet Ergüven. Turan Erol. Mehmet
Güleryüz. Kaya Özsezgin ve SezerTansuğ katılacak.
BUGÜN
İSTANBUL DE\ LET OPERA VE BALESİ ınde
AKM'de saat 20.00'de R.Rodgers ve
O.Hammerstein'ın 'Kral ve Ben' operası sevredılebilir.
İSTANBL L DEVLET TİYATROSt'nda Kadınlardan
Konuşalım' ve 'Sekiz Kadın' oyunları sevredilebilir.
AKSANATta saat 12.30'da -
Bruce Sprıngsteen ln
Concert'. saat 18.30'da Servet Sıtkı Arat'ın 'Gerçekte
Düş- Düşte Gerçek" dia gösterisi izlenebılır.
CRR'de saat 19.30'da Hıdeko L'dagav\a'nın keman
resitali izlenebilir. (232 98 30)
BEKSAV'da saat 19.00'da Sergie Bondarchuk'un
yönettiği. 'Dünyavı Sarsan On Gün' filnıi
ızlenebTlir.(349'9[ 56)
EN RENSEL KÜLTÜR MERKEZİ inde saat 15 00de
"Rusya'da tç Savaşın Tarihi" başlıklı belgesel film. saat
19.00'da Sertıie Eisensteın'ın yönettiöi "Ana" filmi
izlenebilir. (243 0Ş 03)
SAHAF CAFE KÜLTÜR MERKEZİ nde saat
18.00da "Şiir Sevdalıları Kendi Şiirlerini Okuvor'
başlıklı şiir söyleşileri dınlenebilir.
İFSAK'ta saat' 19.00-20.00'de iki defa . Ateş Evirger'in
saydam gösteri.M izlenebilır.(243 14 01)