Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-24 EKİM 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çillen'in
malyarlığı
komisyonu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYPGenel
_3aşkanı. Başbakan
Vardımcısı \e Dışişleri
_ Bakanı Tansu Çiller'ın
_}.uşkulu malvarlığı ile ilgili
lurulan TBMM Soruştutma
_Komisyonu, gelen belgeleri
^ıfıcelemeye başladı.
'~K.omisvonda.
'üarşılaştınlması yapılan
*-'öpu kadastro
'müdürlüklerinden gelen
^malvarlığı ile Çiller'in
beyanında yer alan
-•.maKarlıklarından
-"-ıbazılannın birbirini
"--ıtutmadığı saptandı.
Maharlığı Soruşturma
^Komisvonu'nun dün yaptığı
.^pplantıdan soııra bir
, -^çıklama yapan Başkan
_,Naci Terzi. gelen belgelerin
incelenmesinin sürdüğünü
^belîrtirken henüz tanık
cç'ağırma aşamasında
,6lmadıklarını söyledi.
Harb-İş'ten
eleştiri
_ p A> KARA (Cumhuriyet
( JBürosu) - Türk Harb-lş
^Sendıkası. REFAHYOL'un
gkonomik politikalarını
*s
&leştirirken ikincı kaynak
"paketınde gündeme getirilen
''sosyal güvenlik
kurumlarının
rı
malvarlıklannın satışının.
'•hükümetin tasarrufunda
Colamavacağını vurguladı.
Harb-fş. hükümetin
ücreılilerin dolaylı vergi
yükünü arttıracak yasal
udüzenlemeler öngördüğüne
ırdikkat çekti.
Kadmın POIÜ ve
, kimliği
*M ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kadın ve aileden
ıSorunılu Devlet Bakanı Orta
-i>oğu Teknik Üniversitesi
b(ODTÜ) Kadın Çalışmaları
Yüksek Lisans Programı ile
;J^aradeniz ve Orta Asya
Ülkeieri Araştırma Merkezi
|KORA) tarafından
"düzenlenen ve 3 gün
sürecek "Toplumsal
.Değışme Sürecinde Kadın
Rolleri ve Kimlikleri: Orta
'Asya, Orta \e Doğu Avrupa
ile Türkiye "den Örnekler"
'Ekpnulu konferans. dün
n
ÖDTÜ Kültür Merkezi "nde
"'başladı. Açılışta konuşan
• Fşılav Saygın. dün>adaki
savaşlann kadın sorunlannı
önplana çıkarmayı
•Çngellediğinı söyledi.
"korsanlık terör
suçu olacak
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kara \ e denız
ulaşım araçlan ile uçaklann
terör amacıyla kaçınlması
da Terörle Mücadele Yasası
(TMY) kapsamına alınacak.
-Hükümetin TBMM'ye
sunduğu vasa tasansının
•
4
gerekçesinde. korsanlık
^Suçuna karşı caydırıcılık
sağlanmasının amaçlandığı
dile getınldi. TBMM
'-'Başkanlığı'na sunulan ve
önümüzdeki günlerde
-''Adalet Komisvonu'nda
••görüşülecek olan yasa
tasarısına göre. zor veya
'•rtüfuz kullanarak kara ve
'deniz araçlarını kaçıranlara
üygulanacak ceza
Vaptınmlannın. Türk Ceza
-'Yasasfnın(TCY)384.
maddesinde düzenlendiği
anımsatıldı.
Geçici işçilerden
eylem
• ANK\R\ (Cumhuriyet
Bürosu) - Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğü'ne bağlı
işyerlerinde çalışan 100
kadar işçi. RP Genel
Merkezi önünde dün de
loplanarak ücretlerinın
ödenmesini ve çalışma
sürelerinin uzatılmasını
jstediler. RP"nin Ankara-
röalgat'takı genel merkezi
önünde dün sabah
saatlerinden itibaren
toplanan işçiler, Başbakan
Necmettin Erbakan'ın
""geçici işçilerin 40 gün
daha çalışması" güvencesi
verdiğini savundular. Geçen
a>ın ücretlenni
alamadıklannı belirten
işçilerden 3 kişilik temsilci
he>etı. RP Kaysen
Millet\ekilı Nurettin
Kaldmmcı ile görüştü.
Gazeteci jrfan
Derman öldii
• Haber Merkezi - Türkiye
Gazeteeiler Cemiyeti üyesi,
gazeteci Irfan Derman. dün
vefat etti. Derman'ın
cenazesi. bugün saat
I0.30"da TGC önünde
yapılacak törenin ardından
Basmköv Camıi"nde
kılınacak öğle namazını
tak'ben Büyükçekmece
Mezarlığı'nda toprağa
venlecek.
Bölgede uygulanan gıda ambargosunun kış aylarında bütün bir kenti aç bırakacağı belirtildi
TunceHaçbğatııtsakALPERBALLl
TUNCELt-Tunceliliyurttaşlar.
kentlerindeki en önemli sorunlan
gıda ambargosu. okullann kapalı ol-
ması ve hastanelerde doktor bu-
lunmamasıolaraksıraladılar. Köy-
lere yönelik başlatılan, ancak son
dönemde kentteki bazı mahallele-
ri de kapsadıgı kaydedilen gıda am-
bargosunun Tuncelilileri bu kış aç-
lıkla karşı karşıya bırakabiieceği
savunuldu. 268 okuldan 242'sinin
kapalı olduğu kaydedilirken, 100 ya-
tak kapasiteli Tunceli Devlet Has-
tanesi "nde sadece I tane uzman he-
kimin bulunduğu bildirildi.
Algan Hacaloğlu, Sağlık Baka-
nı Yıldınnı Aktuna'v ı "Margarin
reklamlanna çıkmak yerine y öre-
• Istanbul Milletvekili Ercan Karakaş, Algan Hacaloğlu, Erzincan Milletvekili
Mustafa Yıldız ve Tunceli Milletvekili Orhan Veli Yıldırım'dan oluşan CHP heyeti
Tunceli'deki incelemelerini sürdürüyor. Tunceli Valisi Üzelgün, gıda ambargosu
iddialarının PKK propagandası olduğunu öne sürdü.
nin sağlık sorununu çözme\e" ça-
ğırdı.
CHP TBMM grubu tarafından.
son günlerde Tunceli'de halka vö-
nelik olduğu belirtilen gıda anıbar-
gosu uygulamalannı verinde ince-
lemek üzere görev lendirilen lıeyet
çalışmalannı sürdürüvor.
Heyet. Tunceli Valısi AtıJ Üzel-
gün'ü makamında ziyaret ederek bir
süre görüştü. Vali Czelgün. gıda
ambargosu uygulamasınınaslında
gıda kontrolü olduğunu öne süre-
rek. iddialann PKK propagandası
olduğunu sa\ undu.
Teröre karşı sürdürülen müea-
delenininsanhaklarınıaskı>aalın-
masını haklı kılnıayacağına işaret
eden Hacaloğlu. "Güvenliğinkişi-
ierin özgüriükierini kısıtlama>a > ö-
nelik uygulamalar olarak karşımı-
zaçıkması geritepen bir uygulama-
dır. Bunun sonuçları A\ rupa İnsan
Hakkn Mahkemesi'nin kararlan
iledeorta\açıkmaktadır"dıve ko-
nuştu.
Tunceli Milletvekili Orhan Veli
Yıldınnı. kentteki 160 yalak kapa-
siteli 6 hastanede I uzman doktor
bulunduğuna işaret ederek. yurt-
taşjann sağlık sorunlannı çözeme-
dıklerini söyledi.
Hevet üyeleri Tunceli Belediye
Başkanı Mazlum Arslan'ı da ziya-
ret ederek. kentte karşı karşıya ka-
lınan sorunlarla ilgili bilgi aldılar.
Heyet üvelerıne brifing \eren Ars-
lan. "Bizeşit birortam istiyonız. Dü-
şünce özgüıiüğünü \e inancın eşit
olmasını istiyoruz. Ekonomik uygu-
lamalannın eşit olmasını istiyoruz.
Bunlan istediğimiz için kendimizi
Türkhe kamuo) una kabulettireme-
dik" dedi.
Halk: Açız
Heyet. 1 yılıaşkınsüredirhiçbir
politikacı \e gazetecımn gitmedi-
ği O\acık'ta vurttaşlar tarafından
"Açız" >akınması>la karşılandı.
Heyet. sınırlı gıdanın \erildiği ve
ortalama 10 v urttaşın v aşadığı ev -
lerde incelemelerde bulundu. He-
yet. askerlenn konıışlandınldığı 25
yataklı sağlık merkezini de ziyaret
ederek pratısyen başhekimle gö-
rüştü. Yurttaşlar. ılçenin tek yatak-
lı hastanesine askerlenn verleştiril-
mesine tepki göstenrken hevet üye-
lerinden Ercan Karakaş.uvgulaına-
yı "örneği görülme\en" olarak
nıteledi.
DYP grup toplantısı
Çiller: Siyaset
dinin hizmetindedir
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYP Genel"
Başkanı Tansu Çiller.
hükümet hakkındaki
gensoruya destek veren
Manisa Milletvekili AyseO
Göksoy ile oylamaya
katılmayan Istanbul
milletvekilleri Sedat
Aloğlu ve Jefi Kamhi'yı
anarşistlikle suçladt.
Istanbul'da düzenlenen
Islam Şûrasfndan övgüyle
söz eden ve partısinin
buna öncülük ettiğini
vurgulayan Çiller. "Siyaset
dinin hizmerindedir" dedi.
Çiller. ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz'a,
u
sol partilerin arkasına
takılan ku>ruk"dıye
çattı.Çiller. partısinin
Meclis erup toplantısında,
TBMM^Genel Kurulu'nda
geçen hafta oylaması
yapılan gensoru
konusundaki görüşlerini
aktardı. DYP'nın
çoksesliliği ve farklı
görüşlerı bünvesinde
barındırdıgını. ancak
bunun "tck başına hareket
etme" anlamına
gelmedığinı vurgulayan
Çiller. "Paıtiiçi
denıokrasu anarşilik
demek değildir" dedi.
Çiller. göıiişlerini anarşi
noktasına getirenlere de
parti tüzüğünün ıhraç
hükümlerinin
uygulanacağı mesajını
verdi. Muhalefeti laiklik
istismarı yapmakla
eleştiren Çiller. koalisyon
ortağı RP'yi de "Din
istismarı dine zarar verir"
dıyerek üstü kapal; uyardı.
lstanbul"da yapılan 3.
Avrasya Islam Şûrası'na
da değinen Çiller. övgüyle
söz ettiği şûraya partisinin
öncülük ettiğini savundu.
Çiller, "Shaserin camiye,
kışlaya ve okullara
tasınmaması gerekir.
Açıkça söylüyorum. siyaset
dinin hizmetindedir. Biz
her zaman din istismannın
karşısında olduk, çünkü
bunu >aptığınız zaman en
çok dine zarar verirsini/"
dedi. Mesut Yılmaz'ın
ANAP'ı orta sağ yerine
"ortasola" çektiğini ve
bunu hayretle karşıladığını
anlatan Çiller. şunlan
söyledi: "Yılmaz,sadece
sol partilerin smlemlerini
değiL, ruhunu da
benimsedi. Sol partilerin
arkasına kuynık olarak
ANAP'ı sola çekmektedir.
Biz orta sağda tek parti
durumuna gelirken
Yılmaz'ın böyle bir şey
yapmasıtıı hayretle
görüyorum."
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
ANAP'ta 'liboş'lu kavga
• "ANAP"ın rengi Hberal olmahdır" diyen Yılmaz
Karakoyunlu'ya tepki gösteren Ali Coşkun'a grubun önemli
bir bölümü destek verdi. Karakoyunlu'nun "ANAP'ın
bugüne kadarki hiçbir belgesinde milliyetçilik ve
muhafazakârlığın tanımı yok" sözleri gerginliği arttırdı.
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Yılmaz
Karakoyunlu'nun.
"ANAP'ın rengi ar-
tık benee liberal olmahdır" sözleri.
dünkü grup toplantısında "liboşlu"
kavga>a yol açtı.
Yılmaz Karakoyunlu ile ANAP'ın
muhafazakâr kanadından Ali Coşkun
arasındaki sözlü düello sırasında mil-
letvekillerinin de tartışmalara katıl-
ması üzerine toplantı sona erdirildi.
ANAP'ın dünkü grup toplantısının
basına kapalı bölümünde. 1997 bütçe-
si üzerindeki değerlendirmelerin ta-
mamlanmasından sonra söz alan Ali
Coşkun. Yılmaz Karakoyunlu'ya. Mil-
iiyet gazetesinde çıkan "ANAP'm ken-
dini dü/eltnıesini sart görüyorum. Ka-
derinin değişmesi içüi AN.\P'a gerçek
anlamda bir liberal, gerçek anlamda
merkez sağ hüviyet vermek gerekir.
ANAP'uı rengi. artık bence liberal ol-
mahdır" yolundaki sözlerinin. şahsi mi.
parti görüşü mü olduğunu sordu. Coş-
kun. partinin "liboş bir parti" durumu-
na getirilmeye çalışıldığını söyledi.
Ali Coşkun'dan sonra kürsüye ge-
len Yılmaz Karakoyunlu. partinin li-
beral birçizgiye oturması gerektiğinın
şahsi düşüncesi olduğunu dile getirdik-
ten sonra, Ali Coşkun'un kendisinın
hiçbir şekilde kullanmadığı "Jiboş"
kelimesini kullanmasına tepki göste-
rerek bunun ahlaki bir davranış olma-
dığını söyledi.
Bunun üzerine, Ali Coşkun. ayağa
kalkarak Karakoyunlu'dan sözlerini
geri almasını istedi. Sözlerini geri al-
mayan Karakoyunlu'nun "partinin
bugüne kadar çıkan hiçbir belgesinde
milliyetçilik ve muhafazakâriığa iliş-
kin bir tanımın yer almadığı" \olun-
daki sözleri grubun büvük bölümü-
nün tepkisine yol açtı.
Homurdanmalar arasında. ANAP
Genel Başkan Yardımcısı Ahad Andi-
can dahil. arubun önemli bir bölümü
salonu terk etmek üzere avağa kalktı.
Bu arada. oturutnu vöneten Grup Baş-
kanvekili Cumhur Ersümer, TBMM
Genel Kurulu'ndaOsmaniye'nınilol-
masına ili^kin yasa önerisinin görüşü-
leceğini anımsatarak toplantıyı sona er-
dirdî. ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz ise, tartışmalara müdahale et-
medi.
Grup toplantısından sonra da kulıs-
te milli>etçilik-nıuhafazakârlık ve li-
berallık tartı^ması sürdü. Milletvekil-
leri, millivetçilik-muhafazakârlık gı-
bı tanımlann ev rensel olduğunu. bu ne-
denle partinin program. tüzük \a da
başka bir belgesinde >eniden bir mil-
liyetçilik-muhafazakârlık tanımı koy-
mava gerek olmadığını savundular.
ANAP'ın muhafazakâr kanadının
önde gelen ısımlerinden Ankara Mil-
letvekili Cemil Çiçek de. Yılmaz Ka-
rakovunlu'nun partinin liberal çizgı-
yeoturtulmasıvönündekigörüşlerine
tepki göstererek şöyle dedi:
"ANAP'ta bir kimlik sorunu yok-
tur. Yahıızca. vanlış adaınlann vanlış
yeriere oturtulması sorunu vardır. Bir
banker şirketini bile yöneteme>enleri
partinin v önetimine getirirseniz sonuç
böyleolur. Partiye 12'ye5 kala gelen-
ler. bazı şevleri kavramakta güçlük
çekiyorlar."
Adana'nın ilçesi ii oluyor
Osmaniye'ye
seçim rüşveti
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- RP. DYP. ANÂP.
ÇHPveBBPmilletvekille-
rinın3 kasımdaarayerel se-
çim yapılacak yerlerden
Adana'nın Osmanive ilçe-
binın il yapılması için verdik-
leri yasa önerisi. TBMM Ge-
nel Kurulu'nda görüşüldü.
Yasanın tümü üzerindeki
görü>meler tamamlandı. an-
cak yeni il ve ilçe kurulma-
sina ilişkin çok sayıda öne-
n verilmesi üzerine birleşi-
mi vöneten TBMM Başkan-
vekilı KamerGenç,ovlama-
ya geçmedi. Osmaniye'nin
il olması ve Adana'ya bağ-
lı 3 yeni ilçe kurulmasına
ilişkin yasa önerisi. bugün
TBMM Genel Kurulu'nda
oylanacak. Osmanive"de ho-
parlörler konularak Meclis
görüşmelerı bütün kentte
dinlettirildi.
TBMM. seçimler önce-
sinde Osmaniye'ye "seçim
rüş-\eti" vermek için hazır-
lanırken Devlet Bakanı Be-
kir Aksov Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğü'nde çalı-
şan 42 bın 800 geçici ışçinin
çalışma süresini seçim son-
rasına dek uzatına kararını
açıklavarak yeni bir seçim
rüşveti daha verdi.
TBMM Genel Kurulu'nda
dün. DSPdışındaki tüm par-
tilerin Osmaniye'nin ıl vapıl-
masına ilişkin verdikleri va-
sa önerileri birleşıinlerek ele
alındı.
CHP Grup Ba^kanvekili
Nihad Matkap. "Osmani-
ye'nin il vapılması lütuf de-
ğildir" dedi. DYP Adana
Milletvekili VeliAndaçDu-
rak.il sözünü kendı partile-
rının verdığinı savundu.
ANAP Adana Milletvekili
l ğur Aksöz. "seçim riiş>eti"
degerlendırmelerıne karşı
çıkarak "Osmaniye.Osman-
lı'nın sancağı idi. Alınmış
hakkı iade edi>oruz" dive
konuştu.
IRMIKIAYDBV EIVGİN e-mail: engin@planet.com.tr
Demokratik Sol Parti (DSP)
içinde ilginç ve DSP ile sınırlı kal-
mayacak, kalamayacak birtar-
tışma sürüyor: Örgütlenme mo-
deli ve yöntemi!
Daha önceki Tırmık'larda bir-
kaç kez değinildi; Ecevit kabul-
lenmese de bu partide "sınırlı
üye, sınırsızyandaş" ilkesi yü-
rürlükte. DSP'ye üye olmak is-
teyenler -ölçütler tartışmalı bi-
le olsa- çok sıkı bir elekten ge-
çiriliyor. Üyelik hakkını kazan-
mış olmak da yeterli güvence
içermiyor. Üyenin daha sonra-
ki etkinliklerinde ayağı sürçtü-
ğünde kendini örgütün dışında
bulabiliyor. Ayak sürçmesine
neyin yol açacağı pek açık de-
ğilse de kaba bir özetlemeyle
"parti merkezine tam itaat" il-
kesinden söz edilebilir.
Bütün bunlaraşın merkeziyet-
çi Bolşevik örgütlenmeden iz-
ler, esintiler taşıyor. Bu iz ve
esintiler Iskandinav sosyal de-
mokrasisini şu ya da bu ölçü-
de etkiledi. DSP de iskandi-
navya'dan esinlendi.
Parti merkezlerinin, üyelerin-
den mutlak itaat istemeleri do-
Delegelerden Kurtulmak Ama...
ğal. Doğru ve adil değil. Ama
doğal. Hangi merkez yönetim
böylesine bir olanaktan vaz-
geçmek ister ki?
Ancak partiye damgasını vu-
ran disiplin anlayışı ile DSP, ör-
neğin bir DYP'den, bir
ANAP'tan, hatta CHP'den ol-
dukça köklü ayrışıyor. Öteki
partiler disiplini, üyelerinden
kongre zaman, milletvekille-
rinden de kritik oylamalar sıra-
sında istiyorlar. Bunun ötesi pek
de umurlarında değil.
Buna karşılık DSP, üyelerin-
den, hele hele yönetici sorum-
luluklar üstlenmiş üyelerinden
daha farklı ve daha sürekli bir
disiplin istiyor. Kimilerinin pek
hoşlanmadığı Bolşevik parti
modeli benzetmemizin nedeni
de bu zaten ve bundan ibaret.
Bu bağlamda DSP'deki ör-
gütlenme sorunuyla ilgili ola-
rak, "Rahşan Hanım çok dik-
tatör... BülentBey, Rahşan Ha-
nım'ın sözünden çıkamaz ki...
Rahşan Hanım 'la Bülent Bey dı-
şında DSP'de kimsenin ünlen-
mesine olanak tanınmaz... DSP
çöplüğünde sadece soyadı
Ecevit olanlar ötebilir" gibisin-
den öne sürülen yakıştırmalar,
siyasal tartışmayı mahalle kah-
vesi dedikodusu düzeyine in-
diriyor. Bu da pek yakışık almı-
yor.
• • •
Bu disiplin anlayışı sonunda
DSP'yi, delege bağından. sul-
tasından kurtulma beklentileri-
ne yöneltti. İstemihan Talay'ın
CHP'yi kastederek, "Eskipar-
tideki örgütlenme modelinin
yanlışlığını yaşayarak gördük.
Delege sisteminde, yapılan se-
çimlerde adaylar onlara gebe
kalıyoriardı. Şimdi ise doğrudan
halkla iç içe oluyoruz" sözleri
bu eğilimin ne kadar güçlendi-
ğinin göstergesi.
Bizce de zurnanın zırt dedi-
ği nokta işte bu.
Delege ağalarına dayanarf bir
siyasal parti modelinin başta
CHP olmak üzere siyasi parti-
leri nasıl hemşerilik, aynı köy-
den olmaklık, mezhep. tarikat,
ırk. bölge gibi ilkel ilişkiler ba-
taklığına sürüklediği biliniyorve
savunulacak bir yanı yok. De-
lege sisteminin, partileri de-
mokratikleştirmeye değil lon-
calaştırmaya götürdüğü defa-
larca kanıtlandı.
Ama delege sisteminin sa-
kıncalarından annmak, parti içi
demokrasiyi yok etme yönün-
de, tepeden inmeci, genel mer-
kez sultalarına davetiye çıkan-
a bir yönelimle mümkün olabi-
lir mi? Bu merkeziyetçi eğilim,
delege sisteminden de kötü
yönelimlere ebelik etmez mi?
Elbette "mekteplerolmadan
maarifi idare etmek" daha ko-
laydır. Elbette parti içi demok-
rasi olmadan bir siyasi partiyi
yönetmek daha kolaydır. Ama
iç demokrasisi olmayan bir par-
ti ile okulları olmayan bir Eğitim
Bakanlığı arasında da pek fark
yoktur.
Tersini savunuyoruz. Örgü-
tün yöneticilerini. o belde de
kendini o partiden sayan her-
kesin. her yurttaşın seçebildi-
ği, üyelik koşulu gibi bürokra-
tik engellerin demokratlara öz-
gü ve sadece onlara özgü bir
geniş yüreklilik ve cesaretle aşıl-
dığı bir parti, korkulduğu gibi bir
kargaşanın içineyuvarlanmaz.
Tersine yöneticilerin kıskanıla-
sı bir tabandesteğinesahip ol-
duğu çok canlı, çok atılgan, ge-
reğinde yırtıcı parti örgütü do-
ğurur.
• • •
Daha da zenginleştirin: Seçi-
lenlerin aynı yolla, kendini o
partiden (örneğin DSP'den) sa-
yan 'herkes'm oylarıyla görev-
den de alınabildiği bir işleyişin,
partinin önünde açacağı ufuk-
ları gözünüzün önüne getirin.
Türkiye böylesi bir parti örgüt-
lenme pratiğı yaşamadı. Sos-
yal demokratların böylesi bir
pratiğe gönüllerini ve akıllarını
yatırabileceklerini beklemek de
fazla iyimserlik. Türkiye'de sos-
yal demokrat hareket (ler)
geleceğine ilişkin karamsar-
lığımızın kökü de burada zaten.
POIİTİKA GUNLUGU
HİRMET ÇETİNKAYA
Solda Arayışlar...
1989 yılında dünya solu sarsılmadı, bir anda çök-
tü...
Etkileri dalga dalga yayıldı batıdan doğuya, ku-
zeyden güneye doğru...
1989 yılı Kasım ayında Berlin Duvan yıkıldı...
Aydın Engin, 'Solda Arayışlar' adlı yeni kitabın-
da (Güncel Yayıncılık, Narlıbahçe Sok. No: 1 Daire:
35, Cağaloğlu / Istanbul. Faks: 0212 522 86 68),
komünist partilerin ardıllarını, özelleştirme ve sos-
yal demokratların çıkmazını anlatıyor...
Engin. kitabının Sunuş bölümünde şöyle diyor:
"Bir büyük tarihsel dönem sona ermiş, insanoğ-
lunun sosyalist toplum kurma denemelerinden bi-
ri başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Aralarındaki kimi ay-
nmcıklarbiryana bırakılırsa hepsi 'Bolşevik Model'e
göre örgütlenmış komünist partilerin yönetimin-
deki Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkeieri, tarihte
benzeri az görülmüş bir siyasal deprem yaşadılar.
Göz açıp kapayıncaya kadar komünist partiler ik-
tidan yitirdiler. Bu kuşkusuz basit bir iktıdar deği-
şikliği değildi. Bu ülkelerde rejim değişti. Sosyalist
sistem tümüyle çöktü ve dağıldı. Bu kadar kısa sü-
rede -handiyse birkaç ay- bu kadar köklü biraltüst-
lük, tarihin hiçbir döneminde yaşanmadı. Dünya-
nın siyasal ve askeri dengesi tepetaklak oldu.
Bu depremin sonuçları salt sosyalist sistemle sı-
nırlı kalmadı. Sistemin dışında kalan Yugoslavya ve
Arnavutluk'ta rejimler değişti. Keza dünya solu da
derinden, çok derinden etkilendi. Sosyal demok-
ratlardan başlayarak bütün sol ciddi birideolojik bu-
nalıma girdi.
Kitap, sosyal demokratların 1989 'dan sonra iyi-
ce derinleşen ideolojik ve programatik bunalımla-
rına, Lenınci temelde örgütlenmış komünist parti-
lerin ızleyen yıllardaki serüvenine ve Doğu Avrupa 'da
'sosyalizmden kapitalizme dönüş' diye adlandın-
labilecek siyasal-ideolojik-ekonomik sürecin so-
mutlandığı özelleştirme, yani üretim araçlarında
kamusal mülkiyetten özel mülkiyete dönüş uygu-
lamalarına toplu bir bakış sunmayı hedefliyor."
• • •
1989 yılındaki sarsıntı salt sosyalist sistemle sı-
nırlı kalmadı. Dünya solu da derin yaralar aldı...
Yeni Dünya Düzeni 'özelleştirme'yl öne çıkardı;
emeği, sendikal örgütlenmeyi temelinden yok et-
meyi amaçladı...
Bakın 'özelleştirme yağması' nasıl gerçekleşti:
"Özelleştirmenin adeta biryağma mantığı ile ger-
çekleştihlmeye başlanması yabancı sermaye akı-
şını sağlayamadı. Ulkedekı siyasal ıstikrarsızlık -her
yıl bir hükümet değişikliği- ve ekonominin altyapı-
sındaki çürüme, ciddi yabancı yatırımcılann uzak
durmalarına yol açıyor. Buna karşılık yıllardır -Ko-
münist Parti iktidarında da- Sofya 'da yuvalanmış
mafya, bu yağmadan pay almakta gecikmedi.
Özellikle Türk, Yunan ve Arnavut mafyalarıyla ris-
ke girip vurgun hayali kuran küçük ve macerape-
rest yatınmcılar, Bulgahstan 'daki özelleştirme fır-
tınasından epey kârlı çıktılar. Maliye Bakan Yardım-
cısı Swjatoslow Gvvarijski 'nin açıkladığı sayısal ve-
rilere göre son üç yılda Bulgahstan 'a gelen yaban-
cı sermaye 200 milyon dolardan ibaret kaldı. Bu-
nun 40 milyon doları Federal Alman yatınmcılar-
dan kaynaklanıyor. Buna karşılık 2 bin 584 işletme
Türk, Arnavut, Yunan ve Italyan yatırımcılann (!)
elinde. 1989'dan bu yana Bulgaristan'a uluslara-
rası kredi kuruluşlarından 2.2 milyar dolahık kredi
aktı. Kredilerin tümü de -beklenebileceği gibi- özel
sektöre verildi. IMF'den 644 milyon dolar, Avrupa
Yatınm Bankası 'ndan 445 milyon dolar ve Dünya
Bankası 'ndan 316 milyon dolar. Bunlarla telekomü-
nıkasyon şebekesinin yenılenmesi ve genişletilme-
sı ve ihracatın finansmanı amaçlanıyordu. Üçüncü
yıl biterken Bulgaristan 'ın en basit telefon haber-
leşmesı bile kör topal yürüyor ve ihracat habire
düşüyor. Dış borç ise oransal olarak Bulgaristan eko-
nomisinın taşıyamayacağı boyutlarda tırmanıyor: 75
milyar dolar (W90'da 10 milyar idi)."
• • •
Aydın Engin 'in 'Solda Arayışlar' adlı yapıtı birbel-
gesellik taşıyor...
Marksizm. geçmişte 'sorun'un kilidini üretim araç-
larının özel mülkiyetinde görmedi mi?
EvetL
Sömürünün kaynağı orada yakalanınca serma-
yenin birikmesinin ve merkezileşmesinin itici gücü-
nün özel mülkiyetten kaynaklandığı da ortaya çık-
tı...
Temel çözüm dün neredeyse bugün de orada-
dır...
Ama bu ilk adımdır ve ötesi ne dün ne de bugün
için görülmektedir. Ötesi görülmeyen birolgu emek-
çilerin mutluluğunu. insanca yaşamasını sağlama-
ya yetmiyor...
İşte bu yüzden sol kendini arıyor...
1989 yılındaki dünya solunun çöküşü, 1996 yı-
lında yeni yapılanmalan, dünden ders alarak yeni
yöntemleri de beraberinde getiriyor...
Sol ölmedi, sol tükenmedi...
Kapitalizm var olduğu sürece sosyalizm yaşaya-
cak, yanlışlardan öğrenileceklerle sol kendi çizgi-
sini mutlaka bulacak...
Aydın Engin'in yeni kitabını okumanızı salık veririm!..
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya Ut Planet.com. TR
Hüsamettin Cindoruk
'Fast food parti
istemiyorum'
DİRDANE KOCAOĞLL
ANKARA-DYP'denko-
pan ve kendilerine "Yeni
CMuşumcular" adını veren
mıHetvekilleri arasındaki li-
derlik sorunu. önceki gün-
kü toplantıda da aşılamadı.
"Fast food parti degil. mer-
ke/sağı toplavacak bir par-
ti kurmajı" amaçladıklan-
nı bildiren eskı TBMM Baş-
kanı Hüsamettin Cindo-
ruk'un da katıldığı toplan-
tıda yeni hareketın lideri ol-
ma konusundaki ısrannı sür-
düren KöksalToptan bulun-
madı. DYPyönetimininde.
partiden kopan mılletv ekil-
lerinin gen dönmesini sağ-
lamak ıcın harekete szeçtı-
ğı. bazı isimlere kabinede
yer imaedildiöi dile eetiril-
di.
Yeni Oluşumcular. önce-
ki gün Ay dın Bağımsız Mil-
letvekiliîsmetSe^in'in An-
kara'dakı bürosundatoplan-
dılar. Toplantıya. DYP'den
kopan hareket içındeki ba-
zı milletvekilleri mazeret-
leri nedeniyle katılamazken,
Köksal Toptan ve kendisiy-
le birlikte hareket eden Re-
faiddin Şahin gelmedi. Ye-
ni Oluşumcularla hareket
eden. ancak Köksal Top-
tan'ın liderliğini savunan
Büyük Türkiye Partisi'nin
TBMM'deki tek temsilcisi
Hamdi Üçpınarlar da dün-
kü toplantıda yer almadı.