Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 1996 ÇARŞAMBA
HABERLER
İmzaya açıldı
DSP'den
özerk
HSYK
önerisi
ANKARA (Cumhuriyrft
Biirosu)-DSP. Hâkimler
ve Savcılar Yiiksek
Kurulu'nun (HSYK) ö-zerk
btryapıya ka\ ıişturulıraaM,
Adalet Bakanı ve bakaaılık
müsteşarının kıırııl
üyeliğınden çıkarılınas.ı
içın hazırladığı anayasa
değışikliği önerisini
imzaya açtı. DSP Hukıjık
Kurulıı Başkanı. Trabzıon
Millet\ekih Prof. Dr.
Hikmet Sami Türk,
"mahkemelerin
bağımsızlığını isteyen tiünı
partileri" öııenlenne
destek \ermeye çağırırken
Grup Başkanvekili
Mümtaz Soysal da
"Öneriyi imzaya açnıadan
önce partilerde sondaj
yapmaya gerek görmcdîk.
Kimsenin yargı
bağımsızhğına karşı
çıkacağını, bu yanlıştır.
deme eesaretini
göstereceğini sanmıyorumı"
dedi. DSP Grup
Başkanvekilı Soysal.
hukuk kurulıı iiyeleriyle
birlikte düzenledıği ba*.nn
toplantısında. HSYk'nin
tam anlamıyla bağımsiz- bir
organ olmadıgını «.öyleıii
Prof. Dr. Türk de kurııla
özerk bir >apı veriimesi
gereğine dikkat çekti ve-
anayasanın HSYk ıle il HIII
159. maddesı konuMind-aki
deöışiklık önerılerıni
imzaya açtıklarını açıkliadı.
Türk. gnayasanın hâkim \e
savcılann denetımıne
ilişkın 144. madde;>iyle
ilgili olarak da bir
değışiklık önerisi
hazırladıklarını söyledi.
DSP'nin imzaya açtığı
anayasa değişiklıği
önensinde: HSYK'nin iiyc
sayısının
7
'den 9"a
çıkarılmasi. kıırul
üyelennin göre\ süresinin
altı yıl olarak belırlenmesi.
asıl üvelerın üçte binnin
her ık'ı yılda bir
yenilenmesi. kuruluıı
başkan\e başkaıı
vekillerinın üç yıl için
seçilmesi. bir kimsenın
gerek kıırul üyelığı.
gerekse başkanlık veya
başkanvekilliğı göıevlcrine
yalnız bir kez seçılmesi.
göre\ i sona eren. ancak
henüz etnekli olnıayan
üyenın kendısıni seçen
Yargıtay \eya Danıştay'a
dönme hakkımı sahip
olması öngörüliiyor. Adalet
Bakanı ve müstesarının da
kurulda yer almaması
öngörülürken bakanın
gerekli gördüğü
durumlarda kurula
başkanlık edebilmesi.
ancak o\ hakkına sahıp
olmaması da öneride yer
aldı.
DSP'de
'fahri üye'
dönemi
ÖZCAN ÖZGİ R
MUĞLA-DSPZonguldak
Milletvekili \e eski
Dışişleri Bakanı Mümtaz
Soysal. partisinde •fahri
üyelik' nıodeli hazırlığı
yapıldığını söyledi.
Gelıştırilecek yenı üye
modelıyle. mahalleve
köylerde tenısılcılıkler
getirileceğini. isteyenin bu
temsilciler aracıliğıyla
'beyaz üye kartı alıp, fahri
üye'olabileceğini belirten
Soysal. "Bu iiyeler biryıl
boyunca fahri ü>e olarak
kalıp. daha sonra örgütler
tarafından elenerek resmi
üye yapılacak" dedi.
Soysal, DSP için
gel'iştirdiği üyelik projesini
anlatırken önümüzdeki
günlerde projevi genel
merkeze ıleteceğini
belirterek şu bilgileri \erdi:
u
Şu anda kademeli bir
proje gerçekleştirdik. Ana
hatlarıy la. projede mahalle
ve köy temsilcileri olmasını
planlıyoruz. Bu temsileilene
başvuranlara beyaz kart
adı altinda fahri üye kartı
verilecek. Fahri üyeler bir
yıl siire ile partinin
faaliyetinde görev aldıktan
sonra Uçe teşkilatlan
tarafından elemeden
geçirilerek genel merkeze
bildirilecek. Bundan
sonraki aşanıada ise
bunlara üye aday kartı
\erilecek. Bir yıl süreyle
yapılan tünı toplantılara
gözlemci olarak
katılacaklar. Daha sonra da
parti teşkilatının
elemesinden geeerek üye
kayıtları yapılacak."
İş bırakma eylemine katıldıklan için yargılanan sendikacılar beraat etti
Memuru4
ILD'aldachNECATİ AVGI.N
İZMİR- İş. bırakma eylemine katıldıklan
gerekçesiyle haklarında dava açılan
sendikacılar için sa\cının "ILO
sözleşmesine" dayanarak beraat istemesi,
bu rür da\ alar için olumlu bir örnek
oluşturdu.
İş bırakma eylemıne katıldıklan savıyla
haklarında da\a açılan Tüm Yargı-Sen
İzmir Şubesi yönetıcı \e üveleri
hakkında. Cumhuriyet Savcısı Recep
Civek. eylemin anayasaya göre suç
sayılmadığım belirterek beraatlerini
istedi. Mahkeme heyeti de savcının
istemiııi yerınde bularak tüm sanıklann
beraatine karar verdi.
Kamu Çalışanları Konfederasyonlaşma
Kurulu (KESK) karan ıle 17 Ekim 1995
günii Türkiye genelinde gerçekleştinlen
bir günlük iş bırakma eylemine katılan
Tüm Vargı-Sen İzmir Şubesi"nden
aralannda sendikacıların da bulunduğu
18 kişi hakkında. 13. Aslije Ceza
Mahkemesinde 3 ay ile 5 yıl arasında
değişen hapis cezası istemiyle dava
açılmıştı. Bir \ıl süren davanın son
duruşmasında. Saveı Recep Ci\ek.
mütaalasıyla kamu çalışanlanna destek
verdi.
1LO Sözleşmesi gereği...
Ci\ek'ın mütaalasında şu görüşler >er
aldı: "Sanıklannolay tarihinde
göre\lerini terk ederek memuriyet
göre\ lerini >apmadıkları, ihmal ettikleri
nedeniyleTCK'nin 236/1 maddesi
uyarınca cezalandınlmaları istemi\le
kamu davası açılnıış ise de sanıklar aynı
gün işe gelerek işlerine başladıkları, u\gar
diimada >aşa>an insanlar olarak,
haklannı hiçbir suç oluşturma\acak
derecede toplanıp maaşlarının. sos>al
haklannın insanca >aşanıa se\i>esine
çıkarılma konusunda dilek ve temennide
bulunnıaları. kasıt göre> i, ihmal olma>ıp,
ILO Sözleşmesi ve Helsinki Nihai
Belgesi'ne da\anmaktadır.
Ana>asamıza geçen uluslararası
anlaşmaların iç hukuka intikali ve gerekli
>as;il diizenlemelerin tapılmaması
sanıkların suclu olduğunu gösterme/. Bu
nedenle beraatlerine karar \erilmesi
gerekir."
Sanıklar. Tüm Yargı-Sen Başkanı Omer
Gözel ile ü\eler \akup Ergezer, Öner
Kılıç, Celal Bozkurt. Hasan Şenkava, A\la
Başer, Filiz Köroğlu, Mehtap \ ılmaztürk,
Nilüfer Karataş, Ce\at Kılıç. Perihan
Sezgin, Cevat Öziğneci. Mehmet Demir,
^ener E\ren. Ha>ati Doğan, Emrah
Köksal, Muhteber Engüzel. Revhan
Berberoğlu da son sa\ unmalarında.
sa\cının göriişüne katıldıklarını belirterek
beraatlerini ıstediler.
Sanıklar aklandı
Dos\a>ı incele\en mahkeme. sa\cı \e
sanık istemlerini \erinde bularak. "suç
kastıyla hareket etmedikleri" görüşüv le
sanıkların beraatlerine karar serdı.
Mahkemenin kararını olumlu karşilavan
başkan Ömer Gözel. "Biz bugiine dek hiç
hukuka a> kırı bir da\ ranışta
bulıınıııadık. l luslararası ILO
sözleşmeierinden doğan hakkımızı >ine
\asalar çerçe\esinde aradık. Aramava
de>am edeceğiz. Mahkeme de bi/im
\asalara a\kırı hareket etmediğimiz
karamla \aklaşımınıı/ı ona\ladı" dedi.
Yücel Sayman, yargının yürütmenin denetimi altma girmesini engelleyeceklerini söyledi
'Çözümün önünü açacağız'HLL^ATOPCU
Istanbul Barosu Başkanı \üce\ Sayman.
genç avukatlan da yönetime alarak baroda
yeni birdönem başlatacaklannı söyledi.
Çağdaş A\ ııkatlar Grubu'nun. çok farklı
düşünceleri sa\unan a\ukatlan biraraya
getirdiğinı belirten Sayman. baroda en
kisa sürede başlatacaklan çalışmalann.
ülkenin sorunlannın çözümünün de
önünü açacağını belirttı. İstanbul Barosu
Genel Kurulu'nda Çağdaş Avukatlar
Grubu ada\ı olan \e başkanlıga seçilen
Yücel Savman. önseçim sürecınden
başlavarak hazırladıklan program
çerçe\e>inde tartışmalar başlattıklannı
\urguladı. Kavramlan, içini doldurarak
sunduklarını ifadeeden Başkan Yücel
Sa\man. laıklik ya da Atarürk
ilkelerinden bahsetmedikleri yolundaki
eleştirilere de açıklık getirdi. Laiklik
sözcüğünü kullanmadıkîarını, ancak laik
hukukun temeli olan yargılama sürecine
aktifmüdahale edeceklerini söylediklerini
anlatan Savman. •'Atarürk ilkeleri
• Baro seçimlerinde siyaseti Çağrı
Grubu'nun yaptığını söyleyen yeni
Baro Başkanı Yücel Sayman. "Adalet
Bakanı onların görüşlerini savunan bir
kişi olduğu için icraatlarına tepki
gösteremiyor, kadrolaşmaiara ses
çıkarmıyorlar. Burada yargının
bağımsızlığı önemli. Biz yargının,
\ ürütmenin denetimi altına girmesini
eleştiriyoruz. Bununla da sonuna
kadar mücadele edeceöiz'" diyor.
sözcüğünü kullannıadık. ama gençliğin
enerjisinden \oksun bir baro
düşünüleme>eceğini belirttik. Meslekteki
rönesansın enerjisi vie temeli için gençlere
yönelik projeler hazırladık" dedi.
Sürtüşme. ka\ga ya da kliklere izin
vermeyeceklerini. baronun bu ta\rının
Türkiye">e de örnek olacagına dikkat
çeken Yücel Sayman, Türkiye"nin buna
alışık olmadıgını savundu. Türkiye'de
demokrasi >a da özgürlük sözcüklerınin
her dile getirilişinde iktidarların bunun
karşısında uç örneklergösterdiğini
belirten Savman. şö\ le devam etti:
"Çünkü demokratik yollan actığını/da.
ikridar sarsılır. Çünkü o zaman kişiier
değil, halkın mücadelesi önemli hale gelir.
Bi/ bunu göstereceğiz. Baro başkanının
kim olduğunun önenıi yok. Çünkü baro
başkanı bazı >olları açmakla \ ükümlü
olan kişidir." Saşman. genç avukatlann
baronun karar süreçlerinde yer alacağını.
bölgesel toplantılar düzenlejeceklerini
belırtti. \iicel Sayman. ilk projelerinin
genç a\ ukatların mesleği
öğrenebılecekleri bürolaraçmak
olduğunu belırtti. Çağrı Grubu'nun seçim
çahşmaları sirasında baroya vönelttikleri
eleştirelere de tepki gösteren Yücel
Sayman. şöyle konuştu: "Baro
yönetiminin siyaset yaptığını öne sürdüler.
Baro siyaset yapnıadı. Siyasetten insan
hakları konusunun üzerine gkiip.
çökertilmek istenen yargının
sa\unulnıasını anlıyoıiarsa İstanbul
Barosu onların göriişlerinin tersine bunu
yapamadı. Bence siyaseti Çağn Grubu
yapıyor. Çünkü Adalet Bakanı onların
göriişlerini sa\ unan bir kişi olduğu için
icraatlanna tepki gösteremiyor,
kadrolaşmaiara ses çıkarmıyorlar. Burada
yargının bağımsızlığı önemli. Biz yargının.
y ürütmenin denetimi altına girmesini
eleştiriyoruz. Bununla da sonuna kadar
mücadele edeceğiz."
Ortaklarm
anket kavgası
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-RP'nin, 3 kasımda
yapılacak yerei ara seçimler
ileolaM bir genel seçimedö-
nük olarak yaptırdıgı kamu-
oyu yoklamasında. DYP'nın
en düşük oy aranıyla geriler-
de görünmesi. iktidarın kü-
çük ortağının tepkisine yol
açtı. DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Hasan F.kinci.
RP'ninanketini "ısmarlama
\e hayali" olarak değerlen-
direrek. "DY P'nin erimesi
sözü. siyaseti bilmeyenler ta-
rafından çıkanlan bir olay-
dır" dedi. Seçimde, anketle-
rin 2 katı o\ alacaklarını öne
süren ekinci. ANAP Genel
Başkanı Mesut V'ılmaz'ı da
"12 Eylül'ünürünü" diye nı-
teledi.
Ekinci. dün düzenlediği
basın toplantısında. gün-
demdeki siyası konuları de-
ğerlendırdi. Geçen hafta ya-
pılan hükümet hakkındaki
gensoru görüşmelerınde.
muhalefetin güçsüzlüğünün
ortaya çıktığını söyleyen
Ekinci. "\NAP'ın bir alım-
lık barutu \ardı. sol partiler-
le onu atmış oldu. Artık mu-
haklet hükümete ömür biçe-
mez" dedi. Bundan sonraki
haftanın en önemli gündem
maddeMnın 3 kasım ara ye-
rel seçimlerı olduğunu belir-
ten Ekinci. RP'nin anketın-
de DYP'nın son sıralarda y-
er almasına tepki gösterdı.
Her seçim öncesı "ısmarla-
ma, hayali" anketleryapıldı-
ğını kaydeden Ekinci. "Bu-
gün yine bu ankcüere daya-
nılarak. D\'P'nin RP'nin ya-
nında eridiği söyleniyor. DYP
Türkdemokrasinin.cumhu-
riyetin omurgasıdır. Erime
sözü, siy aseti bilmeyenler ta-
rafından çıkanlan bir olay-
dır"dedi.
Yerel ara seçimlerde an-
ketlerin 2 katı o> alacakları-
nı \ e tüm partilerin kazandı-
ğı belediye başkanhğı kadar.
DYP'nin belediye başkanlı-
ğı alacağını öne süren Ekin-
ci. "3 kasımda saç kesilecek.
herkesin keli görünecek" dı-
ye konuştu. Medyanın. par-
tileri konusunda gerçeği
yansıtmadığını da savunan
Ekinci, DYP'nin halka da-
yandığını. parti tabanının so-
kakta dolaşıp "Ben DYP'li-
yim" demedığini ve kararını
sandıkta verdigini sovledı.
Çağdaş Hukukçular Eterneği İstanbul Şubesi yöneticileri DGM uygulamalannı protcsto
ÇHD avukatlanna beraatİstanbul Haber Servisi - İstanbul
Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndekı
uygulamaları kınayan basın
açıklamaları nedeniyle haklarında
dava açılan Çağdaş Hukukçular
Derneği (ÇHDİ İstanbul Şubesi
yöneticileri ilk oturumda beraat
ettiler. Mahkeme heyeti avukatlann
basın açıklamasında suç un>uru
bulunmadığını bildirdi. ÇHD
İstanbul Şubesi yöneticılerı. 14
Şubat 1996 tarihinde De\ let
Güvenlik Mahkemesi'ndeki
uygulamaları protesto etmek
amacıyla bir basın açıklaması
vapmıştılar. Bu basın açıklaması
üzerine av ukatlar hakkında TCK'nın
159. maddesi uyarınca "Adliyenin
manevi şahsiyetini neşren tahrik ve
tezkif etmek" siıçlamasıv la 6 y ıla
kadar hapis cezası istemiyle dava
açılmıştı. İstanbul 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen davanın
dünkü ilk oturumuna sanık avukatlar
Ehan Türker Karagüile. AJi Aytaç.
Mustafa Üçdere. Ahmet Düzgün
Yüksel. Sabri Kuşkonmaz v e Several
Demir katılırken Levent Tüzel
rahatsiz olması nedeniyle katılmadı.
Avukatlar. açıklanıanın bireleştıri
olduğunu dile getirerek. "Burada
suç kastı yoktur. Bu düşünce
açıklamamı/ Türkiye'de hukukun
yeıieşmesi amacıyla yapılmıştır"
dediler. Mahkeme heyeti de "Söz
konusu basın açıklamasında müsbet
ve başka bir suç unsurıı
görülmediği" gerekçesıyle
avukatlann beraatine karar verdi.
SIFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Sizlere güzel şeylerden söz
etmek istiyorum. Can Dün-
dar'ın pazar gecesi Show
TV'deyayımlanan "40Dakika"
isimli programı. meslek duyar-
lığının ve işini bilen bir genç us-
tanın gösterisiydi. Cezaevleri
ve ölüm oruçlarını konu alan
programda gördüklerimiz, bil-
diğimiz şeylerdi.
Can Dündar, çok yakın tanı-
ğı olduğumuz cezaevleri ger-
çeğini, şu sırada sinemalarda
gösterilen "O da Bir Ana" fil-
miyle parallellikler kurarak öy-
lesine etkileyici sundu ki irlan-
da'da ingiliz yönetimine karşı
ölüm oruçlarına başvuran IRA
militanlarının yaşadıklarıyla,
Türkiye'de yaşananlar arasın-
da ne kadar büyük benzerlik-
ler olduğu ortaya çıktı.
Metin güzel yazılmış, ger-
çekler inandırıcı bir sinema di-
liyle aktarılmış. Can Dündar'ı,
Erbil Tuşalp'ı. bu programa
emeği geçen herkesi kutluyor,
başanlannın devamını diliyo-
rum.
• • •
Beni son günlerde en çok
pazar günü Brüksel'dedüzen-
lenen büyük kitle gösterisi et-
kiledi. Belçika'daçocukları ka-
çıran. pazarlayan, tecavüz e-
den ve öldüren sapıklar çetesi
Belçika'nın Adalete İsyanı.
konusunda Belçika adaletinin
işi ağırdan alması, halkın çile-
den çıkmasına neden oldu.
Sapık çetesini soruşturan sor-
gu yargıcının, öldürülen çocuk-
ların ailesiyle birtabak spaget-
ti yemesi nedeniyle görevden
alınması yüz binleri ayağa kal-
dırdı. Belçika tarihinin en bü-
yük kitle gösterisinde halk ada-
lete olan isyanını dile getirdi.
Görevden alınan sorgu yargıcı,
konunun üzerine duyarlıkla yü-
rüyen bir hâkimdi. Soruşturma
sırasında bazı siyasilerin de bu
olaylara karıştığına ilişkin ha-
berler basında yer almaya baş-
lamıştı.
Aslında sorgu yargıcının gö-
revden alınması, bir yığın sav-
saklamanın son halkasıydı.
Savcılığın zamanında hareke-
te geçmemesi, yeni ölümlere
neden olmuştu. Sonunda Bel-
çikalı patladı ve dünyaya bir
duyarlık dersi verdi.
Bizde adalete boyun eğme-
yi öğütleyen "Adaletin kestiği
parmak acımaz" sözüyle ta-
mamen zrt bir eylem sergilen-
di. Eğer adalet kurumları gö-
revlerini yerine getirmiyorsa,
siyasetçiler adalete yön ver-
meye kalkıyorlarsa. demokra-
tik bilinci gelişmiş halk buna
boyun eğemezdi. Belçikalı bu-
nu kanıtladı. Adalet kurumları
doğru çalışmazsa, ondan da
kitleler hesap sorabilirlerdi.
Gösteri bir anlamda hedefi-
ne ulaştı. Göstericilerle uzun
bir görüşme yapan Belçika
Başbakanı Jean-Luc Deha-
ene. şaşkınlık içinde, "Kamu-
oyundan gelen mesajı aldık"
demek zorunda kaldı. Başba-
kan, sapıklar çetesiyle ilgili so-
ruşturmanın sonuna kadar yü-
rütüleceğini. siyasi değil adli
müdahalelere izin verileceğini,
yapılanlarla ilgili soruşturma
açılacağını belirtti.
• • •
Belçika'daki muhteşem kit-
le gösterisini izlerken kendi ya-
şadıklarımızı düşündüm. Gü-
neydoğu'da öldürülen Rıdyan
Özden in eşi Tomris Öz-
den'in, kocasının ölümüne iliş-
kin kaygılarını anımsadım.
Tomris Özden, devlet içindeki
şiddet yanlılarının istediği gibi
davranmadığı için başına gel-
medik kalmadı. En önemlisi
çok doğal bir yasal talebini de
kabul ettiremedi. Kocasının
ölümüne ilişkin yenıden otop-
sı istedi. bu isteğine yanıt bile
verilmedi.
Türkiye'de olan biten adalet-
sizlikleri, haksızlan düşündük-
çe. acaba Brüksel'deki gibi
kaç tane gösteri yapmak gere-
kir. Örneğin Manisa'da yaşı
18'e değmemiş çocuklar sor-
gu sırasında en aşağılık uygu-
lamalara uğradıktan sonra ay-
lardırtutuklular. Devlet Güven-
lik Mahkemesi onları aylardır
ailelerinden, okullarından ayrı
tutuyor.
Say say bitmez. Ragıp Du-
ran'm aldığı ceza, Alper Gör-
müş'ü cezaevıne yollayan an-
layış... Hepsi acaba adalet ku-
rumunu sorgulamay/ gerektir-
miyor mu? Ankara Askeri Ce-
zaevi'nde tutuklu izmir Savaş
Karşıtları Derneği Başkanı Mu-
rat Ülke'nin başına gelenlerı
duydunuz mu? Askerliği vic-
danı nedenlerle reddeden Ül-
ke. doğal olarak asker tutuklu-
lara giydirilen elbiseyi giymeyi
de reddediyor.
Çünkü o hıç asker olmadığı
halde zorla. askeri tutuklu elbı-
sesi giydirilmek isteniliyor. O
bir sivil, neden giysin ki? Bu-
nun üzerine hücre cezasına
çarptırılıyor ve ardından açlık
grevine başlıyor. Bu da Türki-
ye'deki adalet örneklerinden.
Belçikalılar kendi adalet sis-
temlerini ve uygulamalannı
eleştiriyorlar, biz hâlâ "Şeriat'ın
kestiği parmak acımaz'' deme-
ye devam mı edeceğiz? Yeri
geldiği zaman Türk milletinin
"onuru"nu Batı karşısında dil-
lerinden düşürmeyenler acaba
Belçika'daki duyarlığı görünce
nasıl bir duyguya kapıldılar?
• • •
Türklerin ulusal onuru, an-
cak haksızlıklara, adaletsızlik-
lere. baskıya. zulme karşı çık-
tıkları zaman kurtulur. Savaş
Karşıtları Derneği Başkanı'na
zorla askeri elbise giydiren bir
adalet sistemi sürdükçe, yaza-
rını çizerini cezaevine yollayan
bir yargılama anlayışı hâkim ol-
dukça ve bu ülkenin yurttaşla-
rı bu uygulamaları eleştirme-
dikçe ve protesto etmedikçe.
biz Belçikalının gerisinde kal-
maya devam edeceğiz. Uygar-
lık, yalnızca teknolojiden ibaret
değil. Asıl uygarlık. haksızlığa
karşı tepki gösterebilme gele-
neği yaratmak ve hak arama
konusunda duyarlı olmak.
Bizde bu geleneklerden ne
kadar var dersiniz?
G L O B A L POLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLIT
Gelir Dağılımı ye
Ekonomik Büyüme
11 Ekim'de bozuk gelir dağılımımn ölüm oranını
arttırdığını gösteren bazı araştırmaların sonuçları-
na değinmiştim. Dünya Bankası kaynaklı iki yeni
araştırma bozuk gelir dağılımımn ekonomik büyü-
meyi de olumsuz etkilediğini tespit etti.
Liberal ekonomik dogmaya göre, ekonomik bü-
yümeyi sağlamak ve bozuk gelir dağılımını düzelt-
mek için yapılacak her türlü siyasi müdahale (dev-
letin ekonomiye müdahalesi) ekonomik istikrarı bo-
zarak ters sonuç yaratır.
Devletin görevi, piyasa ekonomisinin serbestçe
işlemesini sağlamak olmalıdır: Devlet, ülkeyi koru-
manın ve düzeni sağlamanın yanı sıra. sendikal ha-
reketin gücünü kırmalı, kamu harcamaları yolu ile
işsizlerin yoksulların gelirini yükselten "refah cfew
/ef/"nden kurtulmalı ve sermayenin serbestçe do-
laşmasını sağlamalıdır.
Böylece emek ve sermaye arasındaki ticari alış-
verişte sendikalar pazarlığa müdahale etmeyecek,
refah devleti ücretlerı "yapay" olarak yükseltmeye-
cek, sosyal harcamalar kesildikçe sermaye üzerin-
deki vergileri azaltmak mümkün olacak, sermaye
ise, istediği yerde istediği gibi alıp satıp, üretim ve
yatırım yapacak ve biriktırecektir. Inanca göre ser-
maye bırıktirdikçe. biriken servet toplumun alt ke-
simlerine doğru sızacak ve "böylece yükselen dal-
ga tüm kayıkları kaldıracaktır."
Kapitalizmin, henüz ekonomi ile politika arasın-
daki bağlantı doğru dürüst kavranamadığı, piyasa-
nın sihırli elinin ekonomiyi mutlaka dengeye getire-
ceğine inanıldığı ilk dönemlerinde ortaya atılmış ve
hiçbirtarıhsel. ampirik kanıtadayanmayan bu "/de-
olojik" görüş, 20. yüzyılın ilk yarısında ortalığı ka-
sıp kavuran ekonomik siyasi kriz sırasında gözden
düştü.
• • •
Hükümetler ve kamuoyu, krizleri engellemek için
ekonomiye müdahale etmek. planlamak gerektiği
sonucuna ulaştılar. Ancak, 1970'lerde ekonomik
kriz sırasında bu ekonomik lıberalizm taraftar bul-
maya başladı. 1980'lerde egemen oldu. Giderek,
geçmişte ekonominın, emekçi halkın, toplumun ço-
ğunluğunun çıkan doğrultusunda planlanması ge-
rektiğini savunan sosyal demokratiklerin bile, bu
görüşleri terk etmeleri sonunda, ekonomik libera-
lizm adeta "Allah 'ın kelamı" olan bir dogma haline
geldi.
Ancak. neoliberal politikaların, uygulandığı yıllar-
da ekonomik büyüme geri gelmedi. Parasal, mali
krizler ve borsa krizleri birbirini izledi. 1950-1970
arasında gelişmiş ülkelerde ortalama yüzde yüzde
5 olan büyüme hızı, 1970'lerde ve 80'lerde, sırasıy-
la, ortalama yüzde 4.3'e ve yüzde 3.3'e gerileme-
ye devam etti. OECD tahmınlerine göre ekonomik
büyüme, 1990'larda ortalama yüzde 2 civarında
kalacak. Yani, ekonomik kriz derinleşmeye devam
ediyor!
Bu arada 1980-1996 arası dönemde işsizlik sü-
rekli arttı, uluslararası rekabet küçük işletmeleri ve
tarımsal yapJİarıdağıtmaya, gelir dağılımını bozma-
ya devam etti.
Bu koşullarda ister istemez ekonomik yavaşlama
ve gelir dağılımımn bozulması arasındaki paralellik
giderek ilgi çekmeye ve araştırma konusu olmaya
başladı. Bu sene haziran ve eylül aylarında yayım-
lanan ikı araştırma(') ekonomik büyümenin, gelir
dağılımını her zaman düzeltmediğini buna karşılık,
bozuk gelir dağılımından ekonomik büyümenin
olumsuz etkilendiğini ortaya koydu.
Dünya Bankası ekonomistlerinin 10 sene boyun-
ca düzenlı olarak ekonomisi büyüyen 88 ülkede
yaptığı inceleme, 44 ülkede gelir dağılımımn iyileş-
tiğini, ancak, 43 ülkede de bozulduğunu gösterdi.
Dünya Bankası araştırması, toprak mülkiyetinin
eşitsiz dağıldığı ülkelerde ekonomik büyümenin dü-
şük ve Gini oranı ile ölçülen gelir dağılımı ile eko-
nomik büyüme arasında güçlü bir ters ilişki oldu-
ğunu ortaya koydu.
• • •
Değindiğim diğer araştırmada gelir dağılımı bo-
zuldukça, ortadirek çöktükçe ekonomik büyüme-
nin gerilediğıni gösteriyor.
"Gelir dağılımı nasıl bozulur" sorusuna bakınca
da, karşımıza yukarıda değindiğim gibi işsizliğin
(özellikle sendikalann hakları kısıldıkça), yoksullu-
ğun artması, ara tabakaların ve tarımsal sınıfların
çökmesi çıkıyor.
Geçenlerde açıklanan DİE rakamlannın da Tür-
kiye özelinde gösterdiği gibi, emekçilerin "pasta-
dan" aldığı pay azalırken, kâr ve rant sahiplerinin
payı sürekli büyüyor. Daha önce aktardığım bir çok
araştırma, dünyada üst yüzde 20'lik dilimin gelirin
sürekli arttığını gösteriyor.
Bu denklem, kaçınılmaz olarak, devlet politikala-
rının, gelir dağılımını düzeltmek için kat ve rant sa-
hiplerinden emekçilere ve yoksullaşan kesimlere,
bunlara iş olanakları açacak. yaşam standartlarını
yükseltecek transferler yapması yönünde biçim-
lenmesini gerektiriyor.
Ancak, "milliberaberiikruhunu", "ulusalgururu"
savunmayı kimseye bırakmayan rant ve kârzengin-
lerinin, sıra "ulusal çıkar" ve ekonomik büyüme için
biraz fedakârlık yapmaya gelince. önce "serbest pi-
yasa, ekonomik yasalar vb..." demeye ve bu vaz-
geçirici olmazsa. aba altından cop, üniforma ve
tank göstermeye başladıkları da bir başka gerçek.
Ama bu kesimler ekonomik yaşam üzerinde söz sa-
hibi olmaya devam ettikçe, gelir dağılımımn düze-
leceği ve ekonomik büyümenin geri geleceği de
yok.
(*) "Growth Incime Distribution and Democracy.
What Data Say". Journal of Economic Grovvth, Ha-
ziran 1996. "Measuring Income lnequlaity: A New,
Database", VVbrfd Bank Economic Review, Eylül
1996.
İSIANB112. ASLİYT HimTC HÂKİMLİĞrNDEN
Do^vaNo: 19% 457
Hâkım^ Erol Türel 16586 Kâtip: Dılek Artnşık Dava-
cı: İlhan Creten \'ekilı: Av. C'züm Ateş. SıraselvilerCad.
No: 74 daıre: 1 Taksım-İstanbul Dava: Gaıplık Dava ta-
rihı: 23.9.1996 Davacı İlhan Üreten vekılı Av. Üzüm Ateş
tarafından ıkame olunan gaıplık davasında: İstanbul-Be-
şıktaş-Abbasağa Mah. cılt no: 001 15, sayfa no:
7
3, sıra
no: 886'da nüfusa kayıtlı davacının kardeşı Orhan C're-
ten'ın gaıp olduğu ıddia edıldiğınden 1 y ıllık süre içinde
kendisinı tanıvan. havatvemematı hakkında bılgisi olan-
larla ılgılılenn mahkememizın 1996 457 savılı dosyası
üzerınden mahkememıze müracatları sereei. duruşmanın
26 12 1996 saat 10.00'a bırakıldığı hususu Medeni Ka-
nun'un 32. maddesıne aöre duyurulur.
Basın: 112179