25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16OCAK1996SALI OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Tüketiciyi Koruma mı, Halkı Oyalama mı? BAHİR M. ERVKETENHukukçu T urkjve Cumhunyetı Anaya- sası'nın 2 maddesı, devle- tın. sosval bir hııkuk devle- ti olduğunu açıkça belırt- mıştır Bu ılke, Türk devn- mının 1921 Anayasası'na esasoluşturan, l924Anayasası'nda,obur ılkelerle bırlıkte açıkça belırlenen halkçı- lık ılkesının, halk ıçın, halk yaranna ve hakça paylaşımı ongoren felsefesınm ye- nı bir yorumudur Bu ılke, devletın, halkın gonencıne (re- fahına) yönelerek, özellıkle yoksul, dar ve durağan gelırlı kesımın yaşam düze- yının yukseltılmesıne onculük efcmesı yo- İuyJa hakça pa> laşımın gerçekleştınlme- sıne özen göstermeyi buyurur Devlet, bu vazgeçılmez amacı nasıl sağlayacaktır'' Eş anlatımla, devlet, va- tandaşlar arasındakı ekonomık eşıtsızlı- ğı olabıldığınce azaltmak ıçın ne tur et- İunlıklerde bulunacaktır9 Bu etkınlıklenn bırçoğu anayasamızın sonrakı maddele- nnde belırtılmış ve de\lete gorev.olarak venlmıştır Orneğın, parasız eğıtım ve sağlık hızmetlen, ışçı kesımıne sağlanan çeşıtlı destekler, topraksız köylunun top- rak sahıbı yapılması, konut edındırme ve oburlen Ayncaanayasanın5 maddesı- nın sonbolûmunde '*Sos^alhukukdevle- ti ve adalet ılkesı ik bağdaşmay acak suret- te suuriayan srvasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırma\ı. ınsanın maddi ve manevi varlığınm gelişmesı ıçin gerekli şartlann ha/jrlanmasına çalışmayT dev - lete vazgeçılmez bir sorumluluk olarak yuklemıştır Anayasada açıkça belırtılen bu haklar- dan vatandaşlann gerektıgı gıbı yararla- namadıklan, bu açıdan da devletın ve ül- keyı yöneten hukumetlenn bu gorevlen yenne getıremedığı bir yana, asıl onem- lısı, adına ıster halkçılık ılkesı, ıster sos- yal devlet kuramı denılsın, bu bağlamda devletın, halkın buyûk bır kesımını baş- kaca bır kesımın ekonomık somurusün- den anndırma gorevıru de yenne getıre- medığı yadsınamaz bır gerçektir Bu sö- murunun onlenebılmesının ılk koşulu, hukumetlenn, bır yandan uretım aşama- sında planlayıcı ve yol gostencı olurken, ote yandan halkın somurû alanı olan pa- zarda, etkın şekılde duzenleyıcı rolunü gereğı gıbı yenne getırmesı, bunda ısrar- lı davranmasıdır CHP'nın ıktıdar donemınde uygula- nan, ancak Jkinci Dünya Savaşı'nın kıttık döneminde karaborsayı önleyemedığı ıçın eleştınlen, aslında halkın serbest pa- zarda desteğı olan Milli Koruıuna Kanu- nu'nun kaldınlmasından sonra, kırk >ılı aşkın suredır, ulkemızde, tuketıcı vatan- daşı koruyucu bır yasa çıkanlmadı Va- tandaş, pıyasada, satıcmın ınsafına terk edıidı Geçen yıl da aslında butun Batı ül- kelennde yıllardır uygulanan ve Ortak Pazar'agırebılmemız ıçın, onlann ongor- duğü zorunlu yasalar arasında sayılan ve sırf bu nedenle yururluğe konulan ıkı ya- sa çıkanldı Bunlardan bın, Rckabetin Korunması Hakkında Kanun, oburüyse, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun adlannı taşıyan yasalardır Bu yasalann ne denlı tuketıcı halkı korumaya yönelık hukumler getırdığıne bır goz atmakta ya- rarvardır 23 Şubat 1995 tanhınde kabul edılen, ancak 8 Eylul 1995 tanhınde yururluğe gıren 4077 sayılı Tuketıcıyı Koruma Ya- sası, amaç bolumunde belırlenen bınncı maddesınde, "Ekonominingereklerineve kamu yaranna uvgun olarak ruketkinin sağhk ve guvenlik ile ekonomik çıkannı koruyucu, aydınlatıcı, eğitkı, zararlannı tazminedici,çevresel tchükelcrdcn korun- masını sağlayan onlcmleri almak ve tuke- ticilerin kendilenni koruyucu guişiınlen- ni dzendirmek ve bu konudaki politikala- nn oluşturulmasında gonullu orgutlen- melen teş\ik etmeve üişkın hususlan du- zenlemektir." Yasanın başka maddelennı ınceledığı- mızde, amaç olarak belırtılen çok genış kapsamh bır etkınlığın, bırkaç oge dışın- da yasa ıçınde ele alınmadığı açıkça go- rulmektedır Yasada, somut olarak öngo- rulen hususlar, ayıplı mal ve hızmetler konusundakı ışlemler, satıştan kaçınma hallen, taksıtlı satışlar, bunun koşullan, kampanyalı satışlar, kapıdan satışlar ıle tuketıcı kredılen, surelı yayınlar, etıket zorunluluğu, garantı belgesı ve tanıtım kılavuzlan hakkındakı bolumlerle tuketı- cı konseyı ve tuketıcı hakem heyetlen ıle bunlann gorev ve yetkılenne ılışkın hu- kumlerden oluşmaktadır 4050 sayıh olup, 7 12 1994 tanhınde kabul edılen Rekabetin Korunması Hak- kında Kanun ıse pıyasalarda mal \e hız- metler aralanndakı rekabetı engelleyıcı ve kısıtlayıcı aniaşma, karar ve uygula- malan onlemek, kotuye kullanımlan en- gellemek amacına yonelık olup, yasak fa- ahyetier. yasanın dordüncü maddesınde sıralanmış, rekabetin azaltılmasına yöne- lık olarak kısmı ya da tamamen tekelleş- melere karşı yedıncı maddede tanımla- malar yapılmıştır Her ıkı yasa da doğru- dan ya da dolaylı olarak bır kısım bırey- sel hakJan korumaya yonelık bulunmak- la bırhkte, etkısı ve etkınlığı, -toplumsal anlamda- sağlayıcı nıtelıktedeğıldır Kal- dı kı behrtılen hukumlenn bırçoğu esa- senmevzuatımızdayıllardırvardır Orne- ğın, ayıplı malın gen venlmesı, tazmını ve bunun koşullan, surelen, gerek Borç- lar Yasası 'nın, gerekse Tıcaret Yasası 'nın ılgılı hukumlennde, hatta bu yasada be- lırtılenlerden de daha kapsamlı olarak vardır ve uygulanmaktadır Bu yasada bıldınm surelen uzatılmış, dogrudan mahkeme yenne hakeme baş- vurma yolu getınlmıştır Tuketıcının te- kıl olarak, satın aldığı bır mal ıçın hake- me başvurması, bunun takıpçısı olması pratıkte pek de değerlı olamaz Nıtekım yasa uygulamaya bas.ladığından bu yana, mılyonluk nufuslu kentlerde bıle hakeme başvurular bırkaç yûzu geçmemektedır Mal uzenndekı etıket konusuna gelınce, aslında tuketıcı ıçın ön onemlı oğe budur Yeniyasada etikettebulunması öngorflien hususlar: Mabn nıenşei, cinsi ve fiyaüdır. Oysa, tuketıcının aydınlanması ıçın etı- kettekı bu bılgıler yeterlı değıldır Tuke- tıcı her şeyden once satıcmın bu malı ka- ça alıp. kaça sattıgını bılmek ıster Bunun yanındabu malın fiyatının, kaçfirmaara- cıhğından geçerek geldığını, her dolaşım- da kâryüzdesuun nasıl oluştuğunu, eş an- latımla, bır mal uzenndekı fiyatm, üre- tımden, vıtnne geçınceye kadar kaç el de- ğıştırerek geldığını bılmek ıster Bu nedenle ve duzenlemenın halk ya- ranna yapıldığını kanıtlamak bakımın- dan, malın, uretımden pazarlamaya gelın- ceye kadar, zorunlu değışunlen dışında daha fazla paravan aracının devTeye so- kularak fiyatın şışınlmesını onlemek ıçın, belırlı dolaşımlar dışında, devırlerle fı- yatın artmasını onlemek, sahş faturasın- da, malın uretımden tuketıme kadar olan sureçtekı, zıncırleme faturaiannın da be- lırtılmesı gerekır Bu durum aynı zaman- da, vergı denetımı açısından da zorunlu sayılmalıdır Bu yasalarda ongorülen para cezalan da yeterlı sayılamaz Bunun en lyı kanıtı da, bu yasalann yurürlükte olmasma kar- şın, bırçok dukkân vıtnnmde etıket zo- runluluğuna uyulmamasıdır Demekolu- yor kı, tuccar, malın durumunu gızleme- yı, yanj kapsamlı etıket koymamayı, pa- ra cezasına tercıh etmekte, para cezasuıı ödemeyı daha uygun gormektedır Oysa para cezasından daha etkılı ola- rak, bu durumlarda hapıs cezalan ongo- rülmelı, bınncı öncehğın tuketıcıyı, gos- termelık değıl de gerçekten korumak ol- duğu kanıtlanmalıydı Hepsınden daha onemlı olarak tuketici kooperattfkrini özendirici ve destekleyki hukumler getı- nlmelı, zorunlu besın maddelennde kâr hadlen etkın denetıme alınmalı, müda- hale satışlan, yerel yonetımlenn zonınlu görev alanı olarak belırlenmelıydı Öy'e görûluyor kı, bu tûr onlemlenn alınması, halktan yana bır ıktıdann ışbaşına gel- mesıyle ancak sağlanabılecektır ARADABIR NECLA TÜRKEL Btyolojı Öğretmem Dinsel Değil, Bilimsel! Evnm, gelışrne dernektır Ilkcanhnınoluşumundan bugune değın canlılar evnm geçırmışlerdır Dogada- kı evnm devam etmektedır Gelışme hıçbır zaman sona ermez Gelışmeyı, yanı evrımı durdurmaya kım- senın gucu yetmez Doğada ılk oluşan canlı, bır hucrelı ılkel canlılardır Çokhucrelı canlı organızma vucudunda oluşan bu- tun fızyolojık olaylar (beslenme, sındınm, boşaltım, solunum, ureme, vb) her bır hucre ıçerısınde ayrı ay- n gerçekleşır Tipık hucre yapısı zar-stoplazma-çekır- dekten oluşur Viruslenn tam bır hucre olmadığı hal- de canlı oluşlan, ınsanı 'nukleık asıt'lenn keşfıne go- turmuştur Etrafı proteın molekullerıyle sanlmış olan RNA ya da DNA molekulunden yanı nukleık asıtler- den oluşan vıruslerdecanlılığı oluşturan nukleık asrt- lerdır Çekırdeksız hucrelerde çekırdek görevını, stop- lazma ıçerısınde bulanan RNA ya da DNA molekulu ustlenır Nukleık asıtlenn bulunuşu, 'moleküler bıyo- lojı'nm gelışmesını sağlamıştır Bırorganızmadak) (is- ter bır hucrelı olsun ıster çok hucrelı) butun yaşam- sal olaylar (fizyolojık olaylar) nukleık asıtler tarafından yurutufur Organızmanın yapısına ve fizyolojık olayla- nn oluşumunu sağlayan enzımlerın yapısına katılan bınlerce çeşıtprafe/n molekulu vardır Bunlann hep- sı ayn ayn DNA'larda şıfrelenmıştır RNA molekulu, DNA'dan bu şıfreyı kopyalayarak 'proteın moleku- lu'nu oluşturur Nukleık asıtler buyuk bır tıtızlıkle ış- levlennı yurutur Ana hucredekı tum bılgıler, hucre ço- ğalmasında DNA'lar aracılığı ıle yavru hucrelere ak- tanlır Genlenn yapısı nukleık asıttır Gorevlerını bu- yuk bır tıtızlıkle yuruten nukleık asıtler, çok ender de olsa (on bın, yuz bın ya da bır mılyon yılda bır kez) hata yapabılır Bu hata, gen kaybı, genlenn dızılışın- dekı değışıklık, kromozom parçasının kaybolması, kromozom sayısındakı azalma ya da artış olabılır Bu- nun sonucunda, 'ana canlı'dan farklı yenı bır canlı or- taya çıkar Bu ofay 'mutasyon'dur Mutasyon sonu- cu oluşan canlılar, çevre koşullarına uyum sağlaya- mazsa elenır, yanı yok olur Çevreye uyum sağlaya- bılırse yaşamını surdurur ve çoğalarak yenı bır tur oluşturur Boylece, eskı turun evrımınden, çevre ko- şullanna uyum sağlayabılen daha gelışmış 'tur'leror- taya çıkar Doğada en son oluşan 'canlı', 'ınsan'dır Insan, bu- gun ıçın en gelışmış canlıdır Insanın oluşumunu, je- olojık tabakalar arasındakı taşıllarından (fosıllennden) ıncelemek mumkundur ilk ınsan taşılı, dık duran may- munu andırmaktadır Kafatası yapısı, tıpkı maymuna benzemektedır Yıllarca suren evnm suzgecınden geçtıkten sonra, bugunku gelışmış ınsan yapısı orta- ya çıkmıştır Bundan mılyonlarca yıl sonra, ınsanın evnmınden, daha gelışmış bır canlının oluşmayacağını kım bıle- bılır^ Doğa, durağan değıldır, daımı bır devınım ıçe- rısındedır Beyınlerı orumcek bağlamış bazı gencıler, Dar- vin'ın 'evnm kuramı'rv bıyolojı kıtabından çıkarıp onun yenne, bılımsellıkle hıçbır ılgısı olmayan yara- dılış goruşunu koydular Boylece, eğıtımı sıyasete alet ettıler Canlılann bırbmnın evrımınden oluştuğu- nu ve evnmın devam etmekte olduğunu yadsımak, gerçeklen gormemektedır, aymazlıktır Gerçekler yadsınamaz Gelışme, dinsel yoldan değıl, bilimsel yoldan olur Bılımın ışığında akılcı yol, ulkeyı aydınlığa gotûren çağdaşlaşma yoludur. DÜZELTME Dun bu sutunda çıkan Muhsıne He- lımoğluYavuz'unyazısının6 paragrafındakı 'kendınıala- mıyor' dıye çıkan sozler 'kendımı alamıyorvm'', olacaktı Duzeltır, ozur dılenz DİCLE ÜNTVTRSİTESİ REKTÖRLÜĞL'NDEN Dıcle Onıversıtesı Fen B>lımlen Enstıtusu'ne 1995-1996 Öğretım Yılı II Yan Yılında Lısansüstu oğrencısı alınacak- tır Adaylann Yuksek Lısans gırış sınavtna kabul edılme- len ıçın ılgılı dalda Lısans derecesıne (Efıtımıne) sahıp bulunmalan, Doktora gınş sınavma kabul edılmelen ıçın ıse ılgılı dalda Yuksek Lısans ya da uzmanlık derecesıne sahıp bulunmalan gerekmektedır Adaylann sınava gırebılmelen ıçın en geç 2 Şubat 1996 Cuma gunü mesaı bıtımıne kadar mezunıyetlennı behrten bırbelge 1 adetfotoğrafvebırdılekçeılebırlıkteD Ü Fen Bılımlen Enstıtusu Mudurlüğu'ne basvurmalan gerekmek- tedır Doktora BılımSmau na kabul edılebılmek ıçın ada- ym Oğrencı Seçme ve Yerleştırme Merkezı'nce yapılmış olan "Doktora veya Sanatta Yeterlık Adaylan Yabancı Dıl Sevıye Tespıt Sınavı na gınnış \e busınavda başan gos- termış olması şarttır Adaylar başvurulannda, yabancı dıl başan notunu gosteren belgeyı de dılekçelenne eklemek zorundadır Yuksek Lısans ve Doktora Bılım Sınavlan 5 Şubat 1996 Pazartesı günu saat 14 OO'te Yenı Öğrencı Kafeteryası'nda yapılacaktır Anabilım dalı Yuksek lisans kon. Doktora kon. Kımva 7 8 Bıyolojı 16 3 Fızık 8 4 Matematık 3 1 Tarla Bıtkılen 4 Basm 66078 VurunOrmanaî.. 30 Ekım 1995 tanhınde "Bırgece ansızın" belırttığımız olumsuzluklara bır yenısı daha eklenmış ve ormanlanmızı talana uğratacak bır yasa, seçım rüşvetı olarak Mechs'ten geçınlmıştır. SALİH SÖNMEZIŞIK Orman Müh Od. Gen. Baş % ^ ncelen Cibat-i Mübahe (Herkesın O yararlanmasına açık olan) ıdı, son- ra kıymete bmdı Tanzımatla bırhk- te Batılılaştı, kımı duzeneklerde, sıstemlerde yennı aldı Ulusal Kur- tuluş Savaşı surecınde her köylu aı- lesıne 18'er dönüm dağıtılarak Umuda Yolcu- luk'a destek oldu Savaştan sonra İzmir tktisat Kongresi kararlannın estırdjğı lıberal ruzgârlar doğrultusunda yabancı ellere devredıldı Bırakı- nız kessüıler, buakuuz satsınlardönemınde çok buyuk yıkımlara uğradı Sonunda, ulkenın gele- ceğının tehlıkeye gıttığını fark eden cumhunyet kuşağınca "devfctçeyönetilmesine" karar venle- rek ozel şırketlerle yapılan anlaşmalar feshedıl- dı Çok partılı doneme gırdığımız gvınden bu ya- na bırçok yasal ve anayasal duzenlemede koru- ma(ma) altına alınmış, olup, yaşamını surdürme- ye çalışmakta Başlığı okumadıysanız bıle ormanlanmızdan bahsettığımı sanınm anladınız Duyariı gevreler- ce toprağm, havanın, suyun, kısacası yaşamın kendısı olarak nıtelendınlırse de çok yazık kı gu- numûzde ormanlanmız hâlâ yapacak ve yaka- cak hammaddesı ıle usulûne uydurularak en ko- lay bıçımde yağmalanabılen tanm, tunzm ve yer- leşım alanlannın kaynağı olarak ışlevını sürdur- mektedır Bu surdurülebılır özellığı nedenıyledır kı son 50 yıldır ulkemızde en fazla yıkıma uğrayan do- ğal kaynağımızın başında ormanlanmızın geldı- gı, hızlı ormansızlaşma sonucu guzelım yurdu- muzun çölleşmenın eşığınde bulunduğu, yeryu- zunde bırçok uygarlığm ormansızlaşma ve eroz- yon yuzunden yok olduğu herkesçe bılınen bır gerçektır Tanhte bu konuda bırçok örneğın ya- şanmasına karşın bundan gereken dersı aldığırruz soylenemez Nıtekım ulus olarak bu aymazlığın faturasını çoğukezgozyaşıdokereködüyoruz Kaldıkıson 50 yılda yaşanan ve 1200'den fazla ınsanımızın canına, tnlyonlarca lıra değennde mal kaybına neden olan sel, çığ vb felaketler, ormansızlaşma- nın doğal bır sonucudur Bu yıl böylesı felaketlen fazlaca yaşadık, yaz başında Senırkent'te, ekım ayının son gunlenn- de Izmır, Antalya ve Sütçüler'de yaşanan dram, yöredekı ormanlann yok edılmesıyle dogrudan ılıntılıdır Tum bunlar yaşanırken polıtıkacılan- mız. "Devletimiz buyûktür, yaralar en kısa za- manda sanlacakür" gıbı ahşılagelmış tekerle- meler yenne, onnansızlaşma ve ona neden olan etkenlerle savaşmalıdırlar Oysa bunun tam tersı bır yaklaşımla, polıtıkacılanmız "Ormanlan- nuzı halkın destegini sağlama araa" olarak gör- mekte ve maalesef bu oiguyu her sefennde se- çım yatınmı olarak kullanmaktadırlar Nıtekım J950 yılından bugüne, seçımlerden once köklü yasal değışıklıkler yapılarak ya da af yasalan çıkanlarak ormanlanmızın çok buyuk yıkımlara uğratıldığı gerçeğı belleklenmızde ve devletın arşıvlennde yennı almıştır Bu yasal du- zenlemeler sonucu orman sınırlanmız daha çok daraltılmış ve ulkemız çok onemlı çevre sorun- lannın ıçıne ıtılmıştır Ancak gunumüzde orman ytkımian anayasa- mıza ters yasalanmızın şemsıyesı altında olanca hızıyla sunmektedır Bu konuda hemen hemen her gûn ülkemızın dort bır yanında olumsuz bır- çok duyum almaktayız Ancak yakın geçmışte yaşanan bır örnek var kı evlere şenlık, akıllara durgunluk saçı\or Uasından ve televizyonlardan ızledığımız gıbı 4 Hazıran yerel seçımler oncesı, Karadenız' ın şı- nn kentı Inebolu'da seçim yaünmına yönelik ol- duğu ıddıa edılen, toplu bır orman kıyımı yaşan- dı Iktıdardakı bır sıyasal partımızın orada, bele- dıye başkanlığını 12oy fark ıle kazandığını duy- duk Tannya şukür, bu arada tnebolu ormanlanmı- zın (-1 2000 M3) fark ıle ayakta kalabıldığını oğ- rendık Bu olaylarla ılgılı yolsuzluklann üzenne yığıtçe gıden fnebolu Cumhunyet Savcısı Sayın Şukru Çalışkan'ı kutluyor ve saygi ıle anıyoruz Ancak meslek orgütlenmız adına lnebolu'da yap- tığımız ınceleme sonuçlannı ıçeren basm bıldı- nsını ''yalnızca okumak" durumunda olan TM- MOB Yonetım Kurulu uyesı ve odamızın Mer- kez Şube Başkanı Sezai Kaya'nın hedef tahtası olarak Ankara'dan İnebolu'ya surgun edılmesı orman yağmasının bıçımı ve boyutlannın nıtelen- dınlmesı açısından ılgınçtir Tüm bu uygulamalar ne yazık kı "Orman köy- lümüzün kalkındınlması" gıbı masum gerekçe- ler ılenye surulerek vapılmaktadır Oyle kı ulke- mızde orman köylulennın kalkındınlması "Or- manlann yıkunı ve yağmast" ıle adeta ozdeşleş- tınlmıştır Oysa bız, orman ıçınde ve bıtışığınde yasayan köylülenmızın ekonomık sorunlannın çozümûnün yalnızca ormandan elde edılen kay- naklara bırakılmasının akıl dışı biryaklaşım ol- duğunu bırçok kesıme anlatmanın zorluğunu çe- kıyoruz Maalesef bugune değın tum ıktıdariar, bu ın- sanlann her tûıiü gereksınmesını (ışlendırme, ba- nnma vs) ormancılık orgûtunun olanaklanna ha- vale etmış ve kamuoyunu aldatmak amacıyla or- man koylüluğunu bahane ederek ormanlann yı- kımına neden olacak bırçok yasal duzenlemeyı gerçekleştırmıştır Sözgehmı 1983-1987 yıllan arasında, orman yasasmda 5 kez değışıklık yapılmış ve bu değı- şıklıkler sonucu 2 795 000 dekar orman arazısı, orman sınırlandışmaçıkanlmıştır 30 Ekım 1995 tanhınde "Bir gece ansızuı" belırttığımız olum- suzluklara bır yenısı daha eklenmış ve ormanla- nmızı talana uğratacak bır yasa seçim ruşveti ola- rak Mechs'ten geçınlmıştır 2924 sayılı "Orman Kovlülerinin Kalkmma- lannın Desteklenmesi" hakkında kanun bazı maddelennı değıştıren 4127 sayılı bu yasa ıle ye- nıden bır orman yağması başlayacak ve mılyon- larca dönüm orman alanı deyım yennde ıse ka- panın elinde kalacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin iptaüne karşın Oysa bu yasanın yenılenen maddelen daha on- ce Anayasa Mahkemesi'nin 30 Mart 1993 tanh ve 1993/14 sayılı karan ıle ıptal edılmıştı Şımdı iseTptaHdılen 11 ve 12 maddeler "yağma kap- samı" daha genışletılerek yenıden ve korsan bı- çımde Mechs'ten geçınlmış ve yasalaştınlmıştır Ne var kı soz konusu yasa, anayasının 169 maddesının "Ormanlarazararverebilecekhiçbir faaliyet ve eyieme musaade edilemez. Ormanla- nn tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda >apılamaz" ılkesı ıle 170 maddesının "ormaniçi köyier halkının kaJkındınlması, ormanlann ve bütünlüğunün korunması" ılkesıne dogrudan ay- kındır Kaldı kı yasa değışıklığının, ısım benzerlığı dışında, orman köylusunun kalkındınlması ıle uzaktan yakmdan ılgısı yoktur Bu yasa orman- lan yok ederek tanm arazısı ve yerleşım merke- zı halıne getıren kışılere veya bu olayı örgütle- yen mafya babalanna. ozelldcle sahıllenmız ıle buyuk kentlere yakın ormanlanmızın satılarak talan edılmesme yol açacak bır dûzenektır Insanın "Ey orman sen ne pay laşılmazyaratık- mışsuı''demesı gelıyor ıçınden Paylasılamama- sı da doğal hanı 9 mılyon orman köylüsûnun ve on bınlerce çalışanın oy deposu o kaynak çûnku "Tabak sevdtği deriyi yerden yere vurur" de- mış atalanmız Gelecekte >avrulanmız ıse "Ya- hu politıkacüanmız ormanlan amma da çok se- vij'orlanmş'' dıyeekler Neden mı° Ters bır yo- rum olacak ama (debbağın yaptığı ış gerçek sev- gıdır çünkü), ormanlan sûreklı yerden yere vuruyorlar da ondan 1 Haydi ağalar, haydi beyler, iktidan seviyorsanız vunın ormana.L KOBl'lerin Güçlendirilmesi... AV. NAZIM URAL Antalya Es Ve San Odl Bır Danışmam ^ ^ Ikemız KOBl'lenn (kuçük ve orta U boy ışletmeler) AB ıle rekabet ede- cek guçte olmamasının başlıca ne- denı, yıllardır ısrarla ızlenen büyuk ışletmelenn desteklenmesı uzenne kurulu kalkınma-sanayileşmcpolıtı- kalandır Bu polıtıkalarda koklü değışım benım- senmedıkçe KOBl'lenn güçlendırme olanağı yoktur Gumruk bırlığı sürecıne geçışın seçımlerle ay- nı döneme rastlaması, konunun kamuoyunda ye- terlı bıçımde tartışılmasına olanak vermezken, KOBİ'lenn AB ıle rekabete hazırlanmasının ye- nı bazı fonlar ve sınırlı bırkaç eğıtım çalışması ıle bır ıkı yıl ıçınde başanlabılecek bır program bı- çımmde kamuoyuna sunulması, konunun one- mıyle bağdaşmamakta, kamuoyuna yanıltıcı me- sajlar vermektedır Kıtlelenn Avrupalı olma ozlemlennın bolca somurulduğu uzun bekJeme yıllan sonrası, çok geç de olsa onde gelen sıyası partı hderlennce, AB ıle başlatılan surecm gerıreceğı guçluklenn, özellıkle kuçuk ve orta ölçeklı ışletmelenn karşı karşıya bulunduğu nsklenn gundeme getınlme- sı, ulke KOBl'lennce sevındıncı gelışme olarak gozlemlenmektedır Gumruk bırlığı, sıyasal ıktıdarlarca öncelıkle sıyasal başan olarak ele alınmış, AB ülkelen ıle rekabete hazır büyuk ışletme temsılcılen tarafın- dan sureklı olumlu yonlenyle gundeme getınl- mış, medyada abartılı bıçımde yer alan bu kesım- lenn göruşlen ıle kıtlelerde buyuk beklentılerya- ratılmış, kuçuk ışletmelenn kısa vadede yaşaya- caklan sıkıntılar dıkkate alınmadığı gıbı goruş- len de sorulmamış, bu konuda medyada sınırlı yer bulabılen uzman göruşlenne ıse hıç ıtıbar edılmemıştır Gumruk bırlığı karşısında etkılenmesı kesın, fakat, olası etkılenn hesaplanması güç olan ku- çuk ve orta ölçeklı ışletmeler ıçın sevınılecek bır husus, karşı karşıya bulunulan nsk nedenıyle, bır kısım sıyasal partı ve çevrelenn ılk kez seçım dö- nemının ozel koşullan ıçınde de olsa kuçük ve or- ta öiçeklı ışletmelenn ülkemızdekı ekonomık ve sosyal onemlenne eğılmelen, bunlan dıle getır- melendır AB, ılke olarak. serbest rekabetı sağlama ama- cıyla büyuk ışletmelere yonelık ozel teşvık ve desteklenn kaldınlmasını benımserken, ülkemız- dekılerle kıyaslanmayacak ölçüde güçlü olan KOBl'ler ıçın özel destek programlan ve teşvık- ler uygulamaktadır Bu durum, yıllardır aradığı desteğı bulamamış, cıddı ekonomık sıkıntılar ıçınde varlıklannı surdürmeye çalışan ülkemız kuçük ve orta ışlermelennın ıçınde bulundukla- n konumun cıddıyetını ortaya koyma yonûnden aynca onem taşımaktadır Ankara Anlaşması'nın ımzalandığı 19601ı yıl- lardan günumuze geçen otuz yılı aş.kın sure ıçın- de, kuçuk ışletmelen teşvık sıstemının dışında bı- rakan, toplam kredılenn yûzde 3-5'ını tahsıs eden polıtıkalar, eğıtım sıstemınde gerçekleştınleme- yen reformlar, bu alandakı kurumlaşma ve des- tek bınmlennın yapılan, KOBİ 'ler konusunda kı- sa donemde ıyımser olmaya olanak bırakmamak- tadır Avrupa kalıte ve standartlan ıle rekabet, yenı teknolojı ve uretım teknıklennın oğrenılmesı, hızla değışen ekonomık koşullara ayak uyurabıl- me bu alanda eğıtımı oncelıklı bır konu olarak karşımıza çıkarmaktadır Ulkemızde ızlenen eğı- tım polıtıkalannın yanlışhğı nedenıyle, sanayıleş- menm ınsan öğesı, KOBl'ler ıçın gerekli olan teknık ışgucu yetıştırme alanında başanlı oluna- mamış, başta çırak ve usta yetıştırme, sertıfıkas- yon olmak uzere teknık eğıtım alanında hem sa- yı hem de nıtelık ıtıbanyla yeterlı duzeye ulaşı- lamamışür 1990 nufus sayımı sonuçlanna göre, ışgücunün yuzde 5 2'sı yuksek öğrenım, yüzde 9 7'sı lıse, yuzde 7'sı ortaokul, yüzde 78 1' ılko- kul mezunu ya da sadece okur yazardır MEB ve- nlenne göre orta ve lıse erkek teknık okullarda- kı oğrencı sayısı 1995 ıtıbanyla. toplam 376 745, kız teknık okullanndakı sayı 115 379 ıken, ımam- hatıp okullanndakı oğrencı sayısı 476 175'tır Çağ nüfusu dıkkate alındığında yalnızca yüzde 13'üne teknık eğıtun yaptınlabıldığı anlaşılmak- tadır Işgucunun, özellıkle teknık eğıtımın gelış- tınlmesının gereklılığı yanında, küçuk ve orta öl- çeklı ışletmelen destekleme amaçlı KOSGEB ve Halk Bankası gıbı kurumlarda, sıyasal ıktıdarla- nn populıst polıtıkalannuı aracı olarak amaç dı- şı kaynak ısrafimn onüne geçecek, hantal bürok- rasıye boğulmuş yapıyı değıştırecek, kuruluş amaçlan yonunde yenı bır anlayışla eğıtıcı damş- manlık ve finans desteğı saglamaya olanak vere- cek bır yapılanma zorunlu olmaktadır Ülkemız KOBt'lennın guçlendınlmesı, ana hatlanyla vurgulanmaya çalışıldığı üzere, ulke sanayıleşme polıtıkası, eğıtım sıstemı, finans ve damşmanlık desteğı veren kurumlarda köklu de- ğışımlen ıçeren reformlan gerçekleştırecek sı- yasal ıstenç (ırade) kararlılığı gerektırmektedır Ülkemız KOBt'Ien, AB ulkelennde benımse- mış ölçekler goz onüne alındığında, ülke ışlerme- lennın yuzde 99'unuoluşturmaktadır Ulkeışlet- melennın tamamına yakınını oluşturan bu ışlet- melenn guçsuzlüğünun tum çevrelerce kabul edılmesı, aynı zamanda bugüne kadar ızlenen kalkınma ve sanayıleşme polıtıkalannın yanlış- lığını da ortaya koymaktadır Buna gore, KOBl'lenn guçlendınlmesı, ülke sanayı polıtıkasında koldu bır değışımı, büyuk ış- letmeler yanında KOBPlen de kapsayan bır kal- kınma polıtıkasmın kabulünu zorunlu kılmak- tadır PENCERE Alnında Yazılıdır Yazgısı... Clinton, sırtında neftı 'montgomery'sı, ayağında bej pantolonu, genç yuzu, beyaz saçlan, delıkanlı go- runtusuyle Balkanlar'a gokten Büyük Iskender' gı- bı ındı, Amerıkan askerlerını denetledı, telejenık Baş- kan, sıradan Amenkalıya, gelecek seçımlenn en bu~ yuk yatınmını renklı ekranda yaptıktan sonra uçağı- na bınıp ulkesıne uçtu '• Bosna nere? ABD nere9 Bosna'da 'Dayton Ba- nş Antlaşması'na karşı çıkanlan ızlemek ıçın CIA'nın genış bır ağ oluşturmaya başladığını ajanslar bıldır- dıler, CIA yerel yonetım ve polısle ışbırlığı de yapa- cak Dunya bır koy ya da kasaba.. ' Kasabanın şerrR Bıll • Yeryuzu bır avuç oldu, bu avucun çızgılennde ın- sanlığın yazgısını Amenka okuyor, Kafkasya, BaK kanlar, Ortacioğu'da hangı taşı kaldırsan, altından Amenka çıkıyor Clinton, Çiller'e yazdığı mektubun- da uyanyor "Rum Ortodoks Patrıkhanesı'ne okumenıkıstek- lennde kolaylık gostenn' Yunanlılaha lyı geçının, Kıbns'ta anlayışlı olun>." Guneydoğu'da Çevık Guç, PKK ıle Talabani'yı ve; Barzani'y gozetlıyor.Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı, her onune surulduğunde Çevık Guç'u onaylamak zorunda1 Hele onaylamasın, başına geleceklen go- rur ; VVashıngton, Saddam'a takmış, dıktatoru devıre- ceğım dıye Irak halkını çoluk çocuk, kadın cezalan- dınyor, bır kuşağın yok olması pahasına ambargoya aldığı Irak'ta ınsanlığı hıçe sayıyor Turkıye bu ceza- landırmadan kendıne duşen payı alıyor, Yumurtalık- Kerkuk petrol boru hattı yıllardan ben dondurulmuş, Turkıye-lrak tıcaretı kesılmış, Guneydoğu sınırımızın hemen altında kukla Kurt devletının çekırdeğı kurul- muş, ıç polıtıkamızda belırsızlık yoğunlaşmış ' • •> Ya Suudı Arabıstan"?.. ' Ya Kuveyt"? ] Ortadoğu'da toprağın altındakı petrol kaynakları-^ na gore, toprağın ustu denetlenıyor, Islam dunyasın- da oynatacağı hertaşın nasıl sonuç vereceğını Ame- nka ınceden ınceye hesaplıyor, Hazar petrolunun Akdenız'e aktanlması tasanmında Washıngton'ın ka- ran belırleyıcıdır, son soz daha soylenmedı ABD'nın bır kolu Jupıter'de, bır elı Mars'ta, ayak- lan yer yuvariağına basıyor Ama sağlam basıyor mu? ' * • Çağdaş ınsanın ABD gerçeğını gormemesı ıçın kör olması gerekır Amenka'nın gucu, gorkemı, mıtolojık sınıra ulaştı, dunya finans pıyasasındakı egemenlığı su goturmez, ıletışım devnmının tannsına donuşmesıne dıyecek yok! Karada, havada, denızde, her zaman ve her yerde, uzayda ve yer yuvariağında hazır ve nazır bu- lunan bu guç, 21 'ıncı yuzyılın eşığınde Turkıye'y de avuçlamış gorunuyor Ancak hıçbır guç sınırsız değıldır Evrenın yasası bu' Çağımızın ınsanı sorgulamak zorundadır Amenka'nın YDD (Yenı Dunya Duzenı) adaletlı mıdır^ Ne verıyor, ne alıyor, hangı kurallara ve ılkelere dayanıyor, ne onenyor ınsanlığa? Eğer YDD, adaletsızlık ustunde yukselıyorsa, bu- gun ne kadar guçlu gorunurse gorunsun, yıkılmanın yazgısını alnında taşımaktadır EDİP Seni özlüyorum. Aysel (•ihenlik Hi/meti Veren (»ıı\ cıılik Kıırulıısu Villamzda, ışyennızde, plazanızda, sıtenizde, fabnkamzda, hastanenızde, ozel ve kamu kunıluşlannda güvenli bir hizmet almak için bizi gûvenle arayabilirsiniz. Secıırity (0212ı 527 47 25 8. sayı bayilerde SopmirhM Otifr gend&nher Odensycatcan6aa&do/drdu Bnçğri öçgüriğûn ^ bonpnleanı ctinçdyüheknet ıçn 2/Cbatti Haydi Ankara*ya! Haydi Partiye Haydi mücadeîeye! OZELTEORİKEK ' Yenıhr susçis eshmışsorunbr *HongıX3$yatzm? 'üsMvnaYa'uaams ndkr 'Paisaunin *Sabnyenıipıs *Ayrifmasureanekıjı brkıç söz KİTAPÇIIARDA BUIABİIİRSİNİZ Irtibaf. 0.212. 251 52 28 Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel.: 554 08 04 Nufus cuzdanımı, SSK karhmı kaybettım Hukumsuzdur YÜKSEL EROL Başka Türkiye Yok. Haydi Fidan Dikelim. ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle