Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 1996 PAZAR
HABERLER
Baykal: Piyango milletvekifleıi geldiBÜLENT ECEVİT
ANTALYA-CHP Genel Baş.kanı Deniz
Baykal DYP ile ANAP'ın tnutlaka bir hü-
kümet kurmak zorunda olduklannı. aksi tak-
dirde ülkenin yeniden bir seçime götürül-
mesine neden olanlann burıun bedelini ağır
ödeyeceğinı belirtti. Yenı hükümet oluşu-
munda muhalefette kalma isteklerini yı-
neleyen Baykal, parti içi muhalif seslerle
ilgili olarak da*Sryasette o kadar olur. O
konuşanlar da "Haydi kongreye' deyince
susuyorlar" yorumunu yaptı. Baykal, ga-
zeteci Metin Göktepe cinayetinin bir an
önce aydınlatılması gerektiğini de belirte-
rek "Bu tür olayların aydmlahlması terö-
re taviz anlamına gelmez. Hem terörie mü-
cadele edilmesini istiyoruz hem de böyle
olaylann aydmlatılmasını" dedi.
Baykal, Antalya"ya yaptığı hafta sonu ka-
çamaği sırasında partisinin il merkezine
geldi. Baykal, 24 aralık seçimlerinde hak
etmeyen bazı kışilerin şans eseri milletve-
kıli seçıldiklenni belirterek bunlan, 'pi-
yango milletvekilleri' olarak nıtelendirdi.
"En çok halk dcsteği Ue seçilmiş nıillrt-
vekilltri bizdedir" diyen Baykal, CHP'li her
millenekilınin62bino\laseçilirken RP'lı
bir mılletvekilinin 38 bın oyla Meclis'e
geldiğıne dıkkat çekti.
Partı ıçı muhalifler içın "Siyasctte o ka-
dar olur. O konuşanlar da' Haydı kongre-
ye" deyince susuyorlar" diyen Eiaykal, se-
çımlerde birçok ilde başanlı olduklannı
savundu. Baykal, son terör olayları, ceza-
evı sorunu \e hükümetle ılgilı sorulanmı-
zı şöyle yanıtladı:
- Cezaevlerindeki dunımun ryileştirme-
si yönünde ne tür çalışmalar yapıyorsu-
nuz?
BAYKAL - Gerekenleri bu hükümet de
yapıyor. Gereklı talımatlar verildi. Bu ko-
nu sıyasi ilgı içinde sürdürülür. Tabii bir
an önce hükümetin kurulması lazım. Ge-
çicı hükümette ele alınacak konular değil
bunlar. Ama hükümeftirgörevıni yapar.
-Yeni hükümette niçin yer almakistemi-
vorsunuz?
BAYKAL - Hayır, biz CHP olarak as-
kerlik görevimizi yapiık. Şimdi sıra baş-
kalarında. Biz, muhalefet görevi yapmak
istiyoruz. Onun arayışr içindeyiz. ANAP-
DYP anlaştıktan sonra hükümet için bir
eksik kalmayacaktırdiyedüşünüyoruz. Sa-
yın Ecevit Sayın Yılmaz'ı seçimler önce-
sinde ANASÖL içinde desteklemeye baş-
lamıştı. Seçimden sonra da blok oluştur-
dular. Birlikte davranmaya başladılar. Bu
dayanışmanın hükümete de yansıması ge-
rekecektir.
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Ünıversitemiz: Fen Bılımlen, Sosyal Bılimler ve Nükleer Enerji Enstıtülerine "Lısan-
süstü Öğretim Yönetmelıği"ne göre 1995-1996 Öğretim Yılı Yaz Yanyılında, Doktora
ve Sanatta Yeterlik ıçin ön kayıt tarihleri ile alınacak öğrencilerin başvurabilecekleri prog-
ramlann kontenjanlan. girecekleri bilim ve yabancı dil sınavlannın tarih, yer ve konula-
n aşağıda belirtilmiştır.
1995-1996 ÖCRETİM YILI
DOKTORA KONTENJANLARI
FEN BİLfMLERt ENSTİTÜSÜ
ANABİLİM DALLARI ve PROGRAMLAR DOKTORA
ELEKTRİK MÜHENDİSLIĞ! ANABİLIM DAL1
Elektnk Mühendislığı Programı 4
ELEKTRONİK ve HABERLHŞME MÜHENDİSLIĞI ANABtLlM DALI
Elektronik \e Haberleşme Mühendislığı Programı 15
Biyomedıkal Mûhendısliği Programı 3
KONTROL ve BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİGI ANABİLİM DALI
Kontrol ve Bilgısayar Mühendislığı Programı 10
MATEMATİK. ANABİLİM DALI
Matematık Mühendislığı Programı 5
FİZİK ANABlLtM DALI
Fızık Mühendislığı Programı 5
KlMYA ANABİLİM DALI
Kımyagerlık Programı 24
MÜHENDİSLİK BlLlMLERl ,\NABİLİM DALI
Mekanık Programı 10
GEMİ İNSAATI MÜHENDİSLIĞ! ANABİLİM DALI
Gemı Inşaatı Mühendislığı Programı 5
DENİZ TEK.NOLOJİSİ MÜHENDİSLİG1 ANABİLİM DALI J
Deniz Teknoiojisı Mühendislığı Programı 4
tNŞAAT MÜHENDİSLIĞI ANABİLİM DALI
Yapı Mühendısligi Programı 12
Su Mühendislığı Programı 4
Ulastırma Mühendısliği Programı 4
Geoteknik Mühendısliği Programı 10
JEODEZİ ve FüTOGRAMETRİ MÜHENDİSLIĞI ANABİLİM DALI
Jeodezı ve Fotogrametn Mühendısliği Programı 25
ÇEVRE MÜHENDlSLlGt ANABtLlM DALI
Çevre Mühendislıği Programı 10
İŞLETME MÜHENDİSLİOl ANABİLİM DALI
tşletme Mühendislığı Programı 3
ENDÜSTRİ MÜHENDİSLIĞI ANABtLlM DALI
Endüstn Mühendısliği Programı 3
Mühendıslık Yönetımı Proeramı 3
KlMYA MÜHENDİSLİĞI ANABİLİM DALI
Kımya Mühendislığı Programı 14
METALURJt MÜHENÜİSLİĞ1 ANABİLİM DALI
Malzeme Programı 10
Üretım Metalurjısı Programı 10
MADEN MÜHENDİSLIĞI ANABİLİM DALI
Maden Işletme Programı 5
Cevher-Kömür Hazırlama ve Değerlendırme Programı 5
Maden Mekanızasyonu ve Teknoiojisı Programı 5
JEOLOJİ MÜHENDİSLIĞI ANABİLİM DALI
Jeolojı Mühendislığı Programı 15
JEOFİZİK MÜHENDİSLİGI ANABlLtM DALI
Jeofızik Mühendislığı Programı 5
PETROL ve DOGAL CAZ MÜHENDİSLİĞ1 ANABİLİM DALI
Petrol ve Doğal Gaz Mühendislığı Programı . .. 1 .
MAKlNA MÜHENDİSLIĞI ANABİLİM DALI . . , , . - . . • ..~«-^1.>A...I...,
Enerji Programı , , .„ .„„_, £
Otomoüv Programı r . 1.
Konstrüksıyon ve Imalat Programı 5
TEKSTİL MÜHENDlSLlGt ANABlLtM DALI
Tekstil Mühendisliği Programı 5
MlMARLIK ANABİLİM DALİ
Bına Bilgisı Programı 15
Yapı Bilgisi Programı 15
Restorasyon . 5
Mimarlık Tanhi Programı 5
ŞEHİR ve BÖLGE PLANLAMA ANABtLlM DALI
Şehır Planlama Programı 5
Şehırsel Tasarım Programı 5
Peyzaj Planlama Programı 5
Bölge Planlama Programı 5
UÇAK. MÜHENDİSLİĞI ANABİLtM DALI
Uçak Mühendislığı Programı 10
METEOROLOJİ MÜHENDİSLİĞI ANABİLİM DALI
Meteoroloji Mühendısliği Programı 9
SINAVLAR, KESİN KAYITLAR ve AÇIKLAMALAR
1- Doktora aday önkayıtlan: 24 Ocak 1996-26 Ocak 1996
Yer: İTÜ Fen Bılımlen Enstitüsü (Ayazağa Kampüsü)
2- Doktora Yabancı Dıl Smavlan: 30 Ocak 1996 Salı, saat 14.00 (tngılızce, Almanca. Fransızca
dillennden)
Yer: Aday önkayıtlan sırasında bildirilecek olan ilgili fakülte binalan.
3- Doktora yabancı dil sınavında başanlı olan adaylann isimlerinin Fen Bılımlen Hnstıtüsü'nde ve ilgili
fakültelerde'ılanı: 31 Ocak 1996
4- Doktora Bılım Sına\ lan. 1 Şubat 19% Persembe. saat 14.00 (Adavlann mezun olduklan Yüksek
Lisans Programlanmn temel ve genel konulan ile mühendıslık matematığınden yapılacaktır.)
(Doktora Bilim Sınavına Yabancı Dil Sınavmı başaranlar gırer.)
5- Bilim sınavı cevap kâğıtlarının degerlendinlmesı: 2 Şubat 1996 Cuma gûnû.
6- Değerlendirme sonuçlannın Fen Bılımlen Enstıtüsü'ne bıldınlmesı: 2 Şubat 1996.
7- Ginş sınavlannın sonuçlannın Fen Bılımlen Enstıtusü'nde ve ilgili fakülte dekanlıklannda ilanı:
2 Şubat 1996 Cuma.
8- Kesin kayıtlar ve derslere yazılma: 2-5 Şubat 1996
9- Oğretım yılı başlangıcı. 5 Şubat 1996
Yer: İTÜ Fen Bılımlen Enstitüsü (Ayazağa Kampüsü)
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
SA.Y4TTA
ANABİLİM DALI VE PROGRAMLAR YETERLİK DOKTORA
TEMEL BtLİMLER ANASANAT DALI
Türk Sanat Müzığı Programı 5
Türk Halk Müziği Programı 5
SANAT TARJHl ANABİLİM DALI
Sanat Tanhı Programı - 5
İŞLETME ANABtLtM DALI
Işletme Bılım Dalı - 3
MÜZİKOLOJİ ANABİLİM DALI
Müzik Tarihı Programı - 3
SINAVLAR, KESİN K \YITLAR ve AÇIKLAMALAR
1- Doktora \e Sanatta \ eterlik adav önka\ıtlan: 24 Ocak 1996 - 26 Ocak 1996
Yer: İTÜ Sosyal Bilımler Enstitüsü (Taşkışla Binası)
2- Doktora ve Sanatta Yeterlik Yabancı Dil Sınavı: 30 Ocak 1996. Saat: 10.00'da (tngilizce, Fransızca
\e Almanca dillennden >apılacaktır.)
Yer: Kayıt sırasında bıldinlecektır.
3- Doktora\eSanatta ^eterlik Bilim Sınavı: 1 Şubat 1996, Saat: 10.00"da
Yer: Kayıt sırasında bıldınlecektir.
4- Sonuçlann ılanr 2 Şubat 1996
Yer: İTÛ Sosşal Bilımler Enstitüsü (TaşkışlaTaksim)
5-Kesınkayıt-2-5 Şubat 1996
Yer: İTÜ Sos\al Bılımler Enstitüsü (TaşkışlaTaksim)
6- Öğretjm Yılı başlangıcı: 5 Şubat 1996
Yer İTÜ Sos\al Bılımlen Enstitüsü. (TaşkışlaTaksim) •
7- Daha fazla bılgı ıçin Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü'ne müracaat edilebilir.
NLKLEER ENERJİ ENSTİTLSC
ANABtl.İM DALI DOKTOR4
NÜKLEER BtLİMLER ANABİLİM DALI
NÜKLEER TEKNOLOJİ ANABİLİM DALI
NÜKLEER LYGULAMALAR ANABİLİM DALI
SINAVLAR, KESİN KAYITLAR ve AÇIKLAMALAR
1- Doktora aday önkayıtlan. 24 Ocak 1996-26 Ocak 1996
Yer: İTÜ Nükleer Enerji Enstitüsü I Ayazaga Kampüsü)
2- Doktora Yabancı Dıl Sınavı: 30 Ocak 1996. Saat: 10.00'da
(lngılızce, Fransızca ve Almanca dillennden yapılacaktır.)
Yer: Kayıt sırasında bıldinlecektır.
3- Doktora Bılım Sınau. 1 Şubat 1996. Saat: 10.00'da
Yer: İTÜ Nükleer Enerjı Enstitüsü (Ayazağa Kampüsü)
4- Sonuçlann ilanı: 2 Şubat 1996
Yer: ITÛ Nükleer Enerji Enstitüsü (Ayazağa Kampüsü)
5-Kesin kayıt: 2-5 Şubat 1996
Yer: İTÜ Nükleer Enerji Enstitüsü (Ayazağa Kampüsü)
6- Öğretim yılı başlangıcı: 5 Şubat 1996
Yen İTÜ Nükleer Enerji Enstitüsü (Avazağa Kampüsü)
7- Daha fazla bilgi için Nükleer Enerji Enstitüsü Müdürlüğü'ne müracaat edilebilir.
Basın- 65026
'Kelepçeli cenaze' defîıedildi
Oiavsız geçen Gültekin Beyhan'ın cenaze törenine ailesi ve yakınlan kabldı. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
• Ümraniye Cezaevi'ndeki olaylarda dövülerek öldürülen
dördüncü tutuklu Gültekin Beyhan Alibeyköy'de toprağa verildi
IstanbulHaberServisi-Ümraniye'dc-
ki Üsküdar E Tipi C'ezacvi'nde 4 ocak
günü meydana gelen olaylarda ağırya-
ralanan ve tcdavi gördüğü Haydarpa-
şa Numune Hastanest'nde yaşarnını yi-
tiren Gültekin Beyhan, dün Alibey-
köy'de toprağa verildi.
Ailesinin istegi üzerine dün sabah
erken saatlerde Adli Tıp Kurumu'ndan
alınan Beyhan, Aiibeyköy Güzelyayla
Camii'ne getirildi. Tören saati olan
12.00 beklenmeden yapılan dini tören-
den sonra Beyhan'ın cenazesi, eller
üzerinde Aiibeyköy Mczarlığı'na gö-
türülürken annesi Hamail Bt-yhan. göz-
yaşlan içerisinde feryat ederek oğlunun
suçsuz olduğunu, bir ihbar üzerine tu-
tuklandığını söyledi. 18 aydır tutuklu
bulunan Gültekin Beyhan'ın martayın-
da yapılacak duruşmada tahliye edilme-
sini beklediklcrini söylcyen kız karde-
şi Zf nnurv Beyfaanda sorumlulann cc-
zalandınlmasını istedi.
Duyııru yapılmasına karşın erken
gerçekleştirilen tören nedeniyle cena-
zeye katıltm 40-50 kişiyle sınırlı kaiır-
ken sadecc ailesinin ve avukatlannın ka-
tıldığı törende herhaııgi birolay çıkma-
dı. Cenazenin sonunda gelenler ise Aii-
beyköy Cemevi'nde toplandılar. Polı-
sin mezarlıga gidilmesine izin verme-
yeceğini açıklamasından sonra bir da-
kikalık saygı dumşunda bulunan kala-
balık sessizcedağıldı. Ancak bazı grup-
lar, daha sonra Aiibeyköy Cengiz To-
pel Caddesi ve Veysel Karani Camii çev-
resinde lastik yakarak korsan gösteri
yaptı. Polisin bu gruplara müdahalesi
sonucu bazı kişilerin gözaltına alındi-
ğı betirtildi.
DHKP-C davasından tutuklu bulunan
Gültekin Beyhan, 4 ocak günü Üskü-
dar E Tipi Cezaevi'nde meydana gelen
olaylarda ağır yaralanmış ve Haydar-
paşa Numune Hastanesi'ne kaldınl-
mıştı. Yoğun bakım servisinde bir haf-
ta tedavi gören Beyhan, 11 ocak günü
kurtanlamayarak yasamını yitirmişti.
Beyhan"ın otopsi tutanağında, ölümü-
nün, "başına vunılması sonucu iç ka-
nama"dan meydana geldiği saptandı-
ğı belirtilmişti. Olaylardailk gün Ab-
dülmecit Seçkin, Orhan Özenve Rıza
Boybaş yasamını yitirmiş, Cengiz Ça-
hkoparan ise ağır yaralanmıştı. Çalıko-
paran'ın tedavisi halen yoğun bakım ser-
visinde sürerken ya^am tehlikesini at-
lanan Ağa Yıkiınm. Metin Türan, Akın
Dunma/ ve Süleyman Acar'ın tedavi-
lerinin sürdüğü belirtildi.
Amt mezar açılışı için yurüyüş hazırlığı yapılıyor
Gazi'de gergiııliğe dikkatIstanbul Haber Servisi - Gazi
Mahatlesi'nde iki haftadan beri süren
operasyonlar sonucunda başlayan
gerginlik devam ederken anıt
mezann açılış töreni için polisin izin
vermeyeceğini açıklaması yeni bir
gerginlik yarattı.
Onceki gün polisin başlattığı
DHKP-C operasyonu ile önce iki
kişinin açılan ateş sonucunda yaralı
olarak gözaltına alınması, ardından
da bu olayı protesto için barikat
kuran gruplarla çatışmaya girilmesi
ve 47 kişinin gözaltına alınması.
mahalle halkına korku dolu dakikalar
yaşatti. Sivil polis. önce Sekizevler
Mahallesi'nde bir eve baskın
düzenleyerek Cemal Oztürk ve Celal
Aj^ildız adlı iki kişiyi gözaltına
almak istedi. Bu kişilerin karşı
koymalan üzerine ateş açan polis. iki
• Mahallede gerginlik
sürerken anıt mezann bugün
açılacak olması ve polisin
izin vermernesine karşın
Haklar ve Özgürlükler
Platformu'nun tören için
yürüyüş yapılacağını
açıklaması gergin bir
bekleyişe yol açtı.
kişiyi yaralı olarak ele geçirdi. Bazı
gruplann. polisin Gazi
Mahallesi'nde sürekli operasyon
yapılmasını protesto için barikat
kurmasıyla önemli sayıda çevik
kuvvet, terörie mücadele ekibi
mahalleyi sardı. Gruptan bazı
kişilerin molotofkokteyli atması
karşısında polisin de ateş açtığı
belirtildi. Gece yansına doğru iyice
tırmanan olaylar sonrasında 47
kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Bu arada geçen yıl meydana gelen
"Gazi olaylarT sırasında yasamını
yitirenler adına yaptınlan anıt
mezann bugün açılacak olması
gergin bir bekleyişe yol açtı. Polisin
tören için izin vermeyeceğini
açıklamasına karşın töreni yapacak
gnıplar, yürüyüş ve tören yapmakta
ısrarlı.
Daha önceden belirlenen anıt
mezann açılış töreni. duyuruya göre
Ismetpaşa Caddesi 'ndekj cemevi
önünden başlayacak yürüyüşle
yapılacak. Cemevi yöneticileri, açılış
töreni için yapılacak yürüyüşün
kendileri ile ilgisi bulunmadığını
belirterek cemevinin bugün ibadete
kapalı olacağını açıkladılar.
MİKRO
DtNÇ TAYANÇ
HoşgöriKsüdük)!..
Bir kavram kargaşasıdır yaşayıp duruyoruz... Kara
yobaz ile ak yobaz birbirine kanşıyor, bütünleşiyor, tek
beden oluyor... Üstelik bunu, hoşgörü" adına(!) ya-
pıyor...
Kara ve de ak yobazlara göre, Türkiye Cumhuriye-
ti'ne, Cumhuriyet'i Anadolu Devrimi'yte kurup Aydın-
lanma Devrimi'yle çağdaş uygartık düzeyine eriştir-
meyi hedef gösteren Mustafa Kemal Atatürk'e, tüm
aydınlara ve laiklere sövmek, tehditler savurmak,
dövmek, olmadı ya teker teker ya da topluca öldürt-
mek hoşgörüyle karşılanması(!) gereken şeyler...
Kara ve ak yobazlara göre, dünya işleri ile din işle-
rinin apayn işler olduğunu savunmanın; eğitimden
giyime, dilden davranışlara çağdaş bir aydın gibi ol-
manın ise hoşgörülür yanı yok(!)...
Hele çıkıp "Kur'an Türkçe olmalı, ezan Türkçe
okunmalı kidili Türkçe olan herkes anlayabilsin. Dün-
ya işleri ile din işleri apayn işlerdir ki, birbirine kanş-
tınp Türkiye Cumhuriyeti 'niortaçağ karanlıklanna sü-
rüklemeye kalkmayın" demeye görün...
Hemen kara yobaz takımı şallak mallak olup ürü-
meye koyuluyor... Onlann ürümeleri, ak yobazlann ka-
ra gözlükleriyle "medyatik" programlara konu edili-
yor. Ediliyor ki, en "leşker-i cühela "sına söz hakkı ta-
nımacasına...
Kolay mı, kara yobaz ile ak yobazın kesişme nok-
tası; çıkarcıhk! Halk uyanmasın ki kara yobaz, emek-
çi kitlelerin bilinçsizliğini sömürüp gününü gün etsin;
ak yobaz da gününü gün eden kara yobazlan ekran-
lara sürüp patronunun "raf/ng"ini, kendisinin de "ek-
mek teknesi"riı(l) büyütsün!
Çıkıp, "Yahu bunlar Türkiye Cumhuriyeti Anayasa-
sı'na ve de tümyasalara aykın. Üstüne üstlük, sizbun-
lan konuştururken ağızlannın payını verecek aydın*
lanmacılara söz hakkı bile tanımıyor ya da patror)
maçasına tanıyamıyorsunuz" deyin de görün... *
Ak yobaz, Gazete'nin demokrasi anlayışına, say:
gısına ve "gazetecilik" ilkelerine göre "hoşgörüyie
karşıladığı davranışlara sövmeye koyuluyor...
Kara yobazlar ile ak yobazlann sövgü biçimleri ara-
sında, ak yobazlardan yana olumlu tek şey var; adam-
cıklar, kalem ustası olduklanndan ve henüz Türkçe
düşünüp yazma yetenekleri kararmadığından "güle-
rek" okunacak şekilde sövüyorlar!
Hoşgörünün hoşgörüsüzlüğe dönüştüğü bu nok-
tada oturup düşünüyorum; bu makûlenin "uzlaşma-
cı" yüzüne inanabilir miyim?
Sanmıyoaım!
Sanmayınca da bir kez daha anımsatmak geçiyor
içimden:
Burası, Düvel-i Muazzama'ya karşı dini bütünlerin-
den yok yoksuluna, inanmış devrimcisinden anaları-
na dek bir ulusun kanını dökerek kurduğu Türkiye Cum-
huriyeti'dir!..
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal, ay-
dınlanma Devrimi ile ulusuna, çağdaş uygarfık düze-
yini hedef gösterdiği ve bu hedefe ulaşacak adımla-
n attığı için Atatürk olmuştur!..
Düvel-i Muazzama'ya karşı verilen Kurtuluş Sava-
şı ve Aydınlanma Devrimi'ni de birlikte getiren Türki-
ye Cumhuriyeti, yalnızca Türk ulusunun bağımsızlık
ve egemenliğini kurtarmakla kalmamış, Hıristiyan-
laştınlmakla sonuçlanması kaçınrfmaz bir mandacı-
lığı da yenerek dini bütünlerin bugün özgürce tapı-
nabilmelerini sağlamıştır!
Eğer bugün hâlâ Osmanlı şeriatına dönmek iste-
yen kara yobazlar varlıklarını sürdürebiliyor, özgürce
konuşup yazabiliyorlarsa bunu, Kurtuluş Savaşı'nda
kanlannı dökenlere hem de kan borcuyla borçludur-
lart..
Dini bütünler ile kara yobazlan ayıran da zaten, bi-
rinin "inanmış", diğerinin ise "kara dinli" olmasıdırü!
Eğer bugün; ak yobazlar çıkar uğruna, "uzlaşma"
adına kara yobazlara koltuk çıkabiliyoriarsa bunu,
Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasa güvencesi altında-
ki demokrasi anlayışını ve kendinden emin olmanın
getirdiği hoşgörüye hem de var olma borcuyla borç-
ludurlar!
Eğer bugün; "Ikinci Cumhuriyet" teraneleriyle ve
bilinçli ya da bilinçsiz, kara yobazlarla el ele yürüyen-
ler, patronlannın vazgeçilemez(!) çıkarlan adına med-
yanın gücünü kullanıyor ve bunun adına da "ekmek
teknesi" diyerek gazeteciliği, gazetecileri karalama-
ya, kara yobazlara göz kırparak hedef göstermeye
cür'et edebiliyorlar ise bugüne dek öldürülen "ağa-
beyleri"ni bir kez daha düşünmelidirler.
"Düşünme yetileri"r\in sınırı, ekmek tekneleriylesı-
nırlıysa; bu yüzdendir ki "gazeteci' olanlanmıza "emek-
çi", medyatik olanlanmıza ise "uşak" deniliyordurü!
Kara dinlilere, uşaklaraveuzlaşmayı "içtenlikle" \s*
teyenlerin "beyhude" hoşgörüsüne, hoşgörüyle ba-
kılabilir. Ancak, hoşgörulerinin altından hoşgörüsüz-
lük; uzlaşmacılıklann altında ise "yok edicilik" çıka-
cağı "veri" olanlara hoşgörü göstermek, Kurtuluş Sa-
vaşı'na da, Aydınlanma Devrimi'ne de her ikisine yü-
rek verip yok edilenlere de hoşgörüsüzlük olacaktır!!}
Anafikir Cehenneme giden yollar da iyi niyet taş-
lanyla döşelidir.
Anafikrin anafikri: Yeryüzünü cehenneme çevir-
mek isteğiyle hoşgörümüzü sömürmeye kalkanlann
cehenneme kadar yolları vardır; açık olsun!
OTLAR /ORAL ÇALIŞLAR
T
ürkiye, son dönemlerde katilleri
yakalayamayan bir ülke olarak iyi-
ce ün yaptı. Faili meçhul cinayet-
lerde rekora gidiyoruz. Ülkemizin
en seçkin insanlan faili meçhul cinayetler-
deyaşamlannı yitirdiler. UğurMumcu'nun
öldürülmesinin üzerinden üç yıl geçti, orta-
da en küçük bir ipucu olduğundan söz edi-
lemıyor. Aynı şey Turan Dursun, Bahriye
Üçok, Yluammer Aksm. Musa Anter cina-
yetleri içın de geçerli. Buna FerhatTepeie-
ri, Vedat Avdın'lan, Mehmet Sincar'lan ve
daha birçok ismi de ekleyebiliriz.
Önceki gece "Siyaset Meydanı"nda konu-
şan eskı Emniyet Genel Müdürü Mehmet
Ağar, terörün her ülkedc olduğunu söyleye-
rek kendi basansızlıklanna gerekçe göster-
meye çalıştı. Hatta, birçok cinayeti aydınla-
tarak önemli başanlarkazandıklannı söyle-
yecek kadar gerçeğı ters yüz etti. Demok-
ratik sistemlerle yönetileıı bir ülkede. Gazi
Mahallesi'nde olduğu gibi gösteri yapan in-
sanlann üzerine öldüresiyc kurşun sıkan bir
polis teşkilatı bulamazMnız.
Haydi diyelım kı bunu bazı kendini bil-
mez görevliler yaptılar \c onlarca yurttaşı
öldürdüler, o zaman da dev let bunlan yaka-
lanndan tutarvehakettiğicezayı \erir. Me-
tin Göktepe olayı bunun son örneğidir. Me-
tin Göktepe'nin polis tarafından gözaltına
alındığı ve dövülerek öldürüldüğü herkes
larafindan net bir şekilde biliniyor. Bunu
Emniyet Genel Müdürüde. Istanbul Emni-
yet Müdürü dc. Içişleri Bakanı da bal gibi
Katilleri yakalamak
biliyorlar. Fakat buna rağmen İçişleri Baka-
m, Gökıepe'nin duvardan düşüp öldüğü gi-
bi saçma bir iddiayı savunmakta bir sakın-
ca görmüyor. Göktepe'nin katilini bulmak.
devletin üst düzey yetkilileri istese onlar
için beş dakikalık bir meseledir.
Aynı şekilde Gazi Mahallesi'nde öldürü-
len 30'a yakın yurttaşın katilini bulabilmek
de çok kolaydır. Ümraniye Cezaevi'nde tu-
tuklulann kafasını sopayla ezip öldürenler
de hemen oıtaya çıkanlabilir. Ama devlet yet-
kilileri. güvenlik ve adalet çarkı. bu katille-
ri ortaya çıkarmak konusunda nedense her
zaman ağırdan alıyor ve cinayetlere baha-
nelerbularak geçiştirmeye çalışıyor. İçişle-
ri Bakanı, milyonlarca insanın gözü önün-
de Göktepe'nin duvardan düşüp öldüğü saç-
malığına ortak olurken birgeleneğin, alışıl-
mış dev let yetkilisi tavnnın birömeğini ve-
riyor.
Işte Türkiye'nin sorunu bu tavırdır. Dev-
let görevlisi istediğini yapar ve hesap ver-
mez. çünkü bunlann hepsi "devletin iilkesi
ve millt'tivlc bölünmez bütünlüğij" gerek-
çesinin arka.sına sığınılarak savunulmakta-
dır. Bu nedenle hoşgörülmesi vc göz ardı edil-
mesi gerekir. Bu kadar acımasızlık devlet gö-
rev lilerince yapılır \ e bu yapılanlardaha üst
düzeydeki sorumlular tarafından korunma-
ya çalışılırsa. o ülkede örgütlü teröreylem-
lerinin önüne geçmek de mümkün olamaz.
Dev let görevlilerinin bu kadar topluma ya-
bancılaştığı dönem azdır.
Metin'in gözaltına alındığı akşam, gözal-
tına alınan insanlann hallerini TV ekranla-
nndan izledik. Sokaktan geçen yaşlı kadın-
lann elleri yüzleri kan içindeydi. Polis co-
pu, insanlanmızın tepesine acımasızca in-
mişti.
Yine muhabirlerin polislerden nasıt mu-
amele gördüğünü açın TV kanallanndan iz-
leyin. Polis, vatandaşına acımasız, gazete-
ciye acımasız, gençliğe acımasız davranıyor.
Büyük bir kin ve öfkeyle copunu onlann te-
pesine indiriyor. Eski Emniyet Genel Mü-
dürü de bazı kendini bilmez münferit görev-
lilerin böyle davranmış olabileceğini söylü-
yor. Gerçek Ağar'ın iddiasının tam tersi. Sı-
radan polis, bu gelişmelcrin son ucu, belki
de en az suçlu olanıdır.
Çünkü o da acımasız terör ortamı içinde
namiunun ucunda olduğu için büyük bir ge-
rilim yaşamakta. toplumdaki acımasızlıktan
nasibini almaktadır. Bu geriJim onu kışkır-
makta ve acımasız yapmaktadır. Önemli
olan devletin üst düzey yetkililerinin ve em-
niyetin başındakilerin tutumudur.
Onlar isterierse birkaç münferit olay dı-
şında. polis. tavnnı kısa sürede düzeltir. Hal-
ka daha dikkatli davranır. insanlan öldürün-
ceye kadar dövecek birgözü dönmüşlük içi—
ne girmez. Suçu birkaç kendini bilmez sı-.
radan polisin üzerine attıkça bu işin önünün
alınamayacağını bilmeliyiz.
Başbakan'ın, daha sonra İçişleri Baka->
nı'nın, daha sonra Emniyet Genel Müdü-
rü'nün tutumu değişmeli ve polise insan gi-
bi davTanmalan konusunda bir uyan yapma-
lıdır. Tersine davTanan polis şeflerine gö-
revden el çektirmeli ve hesap sormalıdır.
Bakın her şey nasıl düzeliyor. Ama bizde öy-
le mi oluyor? Tam tersine bir dönemin bü-
tünü sorumlutuğunu üstlenen polis şefleri»
valiler, güvenlik görevlileri, onurlandınla-ı
rak liste başlanndan milletvekili seçiliyor-Ş
lar.
Yani uygulamalann bir devlet politikası,
bir hükümet politikası olduğu ilan ediliyor.
Devletin genel çizgisi hızla değişmek zorun-
dadır. Bu sistem iflas etmiştir. Türkiye Cum-
huriyeti. demokratik bir biçimde yeniden
yapılanmalı, sivil kurumlargüçlendirilme-
lidir. Türkiye. bu noktaya hızla geliyor.
Devletin ruhuna egemen olan 12 Eylül-
cü mantık artık zorlanıyor, demokratiİdeş-
me kapıya dayanıyor. İşte bütün bu gerilim
ve cinayet histerisi de bu zorlanmadan kay-
naklanıyor. Yaptıklannın telaşı içindeki giiç-
ler, daha fazla kan dökerek ayakta kalabile-
ceklerini sanıyorlar.
Yanılıyorlar.
Yanıldıklannı göreceğiz. Türkiye, Yunanis-
tan'dan ve Arjantin'den daha geri bir ülke oN
madığını kanıtlayacaktır.