08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OCAK 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yeni başkan, hantal ve kapalı yapısıyla eleştirilen Yüksek Öğretim Kurulu'nda değişiklik hazırlığında YOK, masayayatırıhyor• Yüksek Öğretim Kurulu Başkanhğı'na atanan Prof. Kemal Gürüz, akademik değerlendirme, yurtdışına öğrenci gönderilmesi ve doktora eğitiminin yeni ilkelere bağlanması için çalışma başlatırken yüksek öğretimde rekabet ortamının sağJanması için üniversitelere idari ve mali serbestlik tanınmasını da planlanıyor. • Gazi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Örsev Dörtlemez, YÖK'ün yeniden yapılanmasına yönelik çahşmalan olumlu karşıladıklanm belirterek "Bu düzenlemelere hasrettik. Akademik yükselmelerin ve yurtdışına burslu öğrenci gönderilmesi uygulamasının disipline edilmesi gerekiyordu" dedi. EV1İNE KAPLAN \NKARA-Yüksek Öğ- retim Kurulu (YÖK) Baş- kanlığı'na yeni atanan Prof. Dr. Kemal Cüriiz. yıllardır •hantal ve kapalı yapısıyla cleştirilere uğrayan YÖK'ü masaya yatırıyor. Gürüz. Mıllı Komıteler Üst Kuru- lu'nun oluşturulmasının ar- dından. yurtdışına yüksek lisans eğıtimi için öğrenci gönderilmesi. doçentlık eğı- •tıminm yeni ilkelere bağlan- ^ması, üniversitelere ıdan ve -mali serbestlik tanınması . İçin bır dizı çalısma başlat- tı. Gazi Üniversitesi Öğre- tim Üyelen Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Örsev Dörtlemez, yükseköğretım alanında yapılması planla- jıan yeni çalışmalan olum- iu karşıladıklannı belirterek "Bu düzenlemelere hasret- tik. Yurtdışı eğitimi ve akademik yükselmelerin disipline edilmesi gerekiyordu" dedı. Yükseköğretım sısteminin gü- nün koşullanna göre yeniden ya- ~pılandınlması gerektiğıni bildi- ren YÖK Başkanı Prof. Dr. Ke- mal Gürüz, akademik yükselme- lenn objektif esaslara bağlanma- sı, YÖK'ün TÜBİTAK, Türkiye Bılım ve Yüksek Teknoloji Ku- rulu ve ılgıiı dığer kuruluşlarla birlikte hareket etmesi için bir dızı çalışma başlattı. Öğretim üyelerinin akademik yükselme- flerinin yeni ilkelere bağlanması ve Üniversitelerarası Kurul'a D i y a r b a k ı r d a k i D i c l e ü n i v e r s i t e s i ' n d e n ü ç k a t m a a ş ö n e r i s i Ilanla öğretimüyesi aranıyorNtZAMEITtN KAPLAJN DİYARBAKIR- Dicle Üniversitesi, Göneydoğu'da meydana gelen şiddet olaylanndan etkilenerek Diyarbakır ve çevresinde görev yapmak tstemeyen öğretim üyeierıni, cazip teklıfler ıçeren gazete iianlan ile bölgeye çekmeye çalışıyor. Bölgeye gelecek öğretim üyelenne üç kat maas öneren Dicle Üniversitesi Rektörü Sedat Antürk, "Hocalar burayı bir geiip görsünler" dedi. Özellikle yeni lcurulan üni\ersıteîerde bûyük ölçöde eleman sıkıntısının çekildiği Doğu ve Güneydoğu'da, Dicle Ünivessitesi, en eski üniversite olmasına karşırı eleman açığını gidcremiyor. Üniversite, bu yüzden akademik pcrsonel açığını gıderebilmek için değişik yöntemlere baş.vuruyor. Gazetelere ilan vererek bölgeye gelecek olan profesör, doçent, yardımcı doçent, uzman, araştırma ve öğretim görevlileri ile okurmanlara dolgun ücret ve huzurlu ortam önerisinde bulunan Dicle Üniversitesi yetkilileri, Türkiye'deki diğer üniversitelere de davet mektuplan göndercrek öğretim üyelenne "Buraya geün" çağnsında bulunuyorlar. Ûniversıteye ahnacak 339 kişinin lOfakülte, 8 yüksekokul. 3 enstitü ve rektörlük ka'drosunda görevlendirileceğini belirten Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Antürlc, bir gün mutlaka arzuladıklan hoca sayısma ulaşacaklannı söyledi. Kuruma başvuraeak personele ödcnecck ücretin, batıdaki üniversitelerin iki-üç katı olacağına da diklcat çeken Rektör Antürk, bilim adamlannın bölgede meydana gelen olaylann etkisinde kalarak Dıyarbakır'a gelmek istemedikJerini söyledi. Antürk. "Bu çok yanhş bir tırtumdur. Herkesin burada g ö m yapması gerekir. Kaba olmasa da geçki olarak önce gefip görsünJer" dedi. Gazetelere verilen ılanlar üzerine üniversiteye 200'e yakın öğretim üyesinin başvuruda bulunduğu, başvurunun da 19 ocakta sona ereceği belirtildi. önerilerde bulunmak üzere Mıl- li Komıteler Üst Kurulu oluştu- rulmasının ardından, YÖK'te "reform" olarak adlandırılan di- ğer çalışmalar şöyle: Bilim ve Yüksek Teknoloji Ku- rulu: Bilım ve Yüksek Teknolo- ji Kurulu'na işlerlik kazandınl- ması ve kararlannın bağlayıcı olabilmesi için yeni düzenleme yapılacak. Kurul. yükseköğretım sistemıne itişkin uygulanması zorunlu olan önenlerde buluna- bılecek. Araşürma ve Gelistirtne Ku- rulu: Ûnıversıtelerde araştırma ve geliştirme etkınliklennin art- tınlması için Araştırma ve Geliş- tirme Kurulu oluşturulacak. Bi- lim adamlan, sanayi ve ticaret alanının temsilcilerinden oluştu- rulacak 15 kışilik bu kurulda araştırma-geliştirme etkinlıkle- rinin geliştirilmesi için tavsiye kararları alınırkcn ünıversitele- nn öğretim üyesi gereksiniminin karşılanması için yurtdışına burslu yüksek lisans öğrencisi gönderilmesi uygulaması da ye- niden gözden geçınlecek. Ögrencıler, OSYM tarafından yapılacak bır sınavla seçilecek, ancak sınavın koşullan daha ağır olacak. Doçentlik eğitimi: Doçentlik sınavlan ve yüksek lisans eğiti- mi yeniden ele ahnacak. Yüksek lisans ve doktora eğitiminde şimdiye kadar uygulanan "ders +tez" uygulamasından vazgeçi- lerek "ders + eğitim + tez" yön- temıne geçilecek. Daha genç yaşta doçent yetiş- tirilebilmesi için dc doçentlik sı- navlan, doktora eğitimi sırasın- da yapılacak. Doktora eğitimin- de tez aşamasına gelen öğrenci- ler, doktora yeterlilik sınav ına gi- recekler. Gazi Üniversitesi Öğre- tim Üyeleri Derneği Genel Baş- kanı Prof. Dr. Örsev Dörtlemez, yükseköğretım alanında yapıl- ması planlanan yeni düzenleme- leri olumlu karşıladıklannı be- lirterek "Bu düzenlemelere has- ret kalmıştık. Şimdiye kadar YÖK, çok hantal, üniversite ve öğretim üyelerinin sorunlannı çözmekten uzak bir yapı çizmts- ti" dıye konuştu. Yurtdışına gönderilen 2 binin üzerindeki ögrencinin bu eğiti- me layık olmadıklannı savunan Dörtlemez, "Ne ya/ık ki >urtdı- şına beDi bir kesimin dışanda eği- tilmesi için öğrenci gönderiliyor- du" dedi. Dörtlemez, Türkiye'de üniver- sitelerin bölgelerin gereksinim- lerine göre değil, politikacılann oy kaygısıyla açıldığını vurgula- yarak şu görüşleri dile getirdi: "Yüksekögrertm sistemi öyle bir hale geMi ki, doçentlik >e dok- tora eğitimi ayağa düştü. Artık doçentlik aiınmryor, veriliyor. Fa- küfteve devam etmeven kişilere bu unvanlar rahallıkla verilebüi- yor. Maaş alıp üniversiteje hafta- da bir kere uğrayan öğretim üye- si var. Yeni \apılacak dü/enleme- ler, var olan çarpıklıklan düzelt- me yolunda ilk adım olacak, ka- liteyi disipline edecektir. Bu dü- zenlemeiere hasret kalmıstık'' Hastane, bu çocukların okulu• Milli Eğitim ve Sağlık Bakanjjğı nın ortakiaşa yürüttüğü 'yatakbaşı okulu' ömek bir uygulama. Hastaneye bağımlı çocuklara, eğitimlerinden geri kalmamalan için tedavi gördüklen yerde ders veriliyor. Dostluk ve sevgiyleyürütülen uygulama, hastane korkusunu da bir nebze azaltıyor. EBRU KAŞL1 İ2.MİR - Hasta çocuklar. Mıastanede "yatakbaşı oku- •}u"nda eğıtilıyorlar. Mıllı •"Eğitim Bakanhğı ile Sağlık -•Bakanhğf nın ortaklaşa baş- •"Jattıgı yeni uygulama, hasta- rnelerde teda\ i gören çocuk- '•Jann eğitimden geri kalma- Nmalannı amaçlıyor. Ülkege- •Jıelinde yatakbaşı eğitim ve- I?en 20 hastaneden biri olan ;-ve kasım ayından bu yana ça- '3ışmalannı sürdüren Izmir •'Behçet Uz Çocuk Hastane- si'ni zıyaret ediyoruz. Beh- -çet Uz Çocuk Hastanesi fl- '.kokulu'nun çocuklan. her .gün önlüklerinı gıyip ağır •okul çantalannı sırtlanıp ser- -vis araçlan ile okula gıtmi- , ^ _ _ _ _ -—^^-^—^u.^^^—™^.^ -yor ar '^°8"- ^ a a n '." Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nde ders zamanL .4maç, hastane gerilimini azaltıp eğitimlerine devam etmeierini sağlamak. mmmm Kaçınlan sendikacı serbest Yort Haberieri Senisi - Batman'da Htzbullah ör- gütünün bıryıl önce kaçır- dığı öne sürülen dört kişi önceki akşam serbest bıra- kıldı Salıverme olayının, Belediye -tş Sendikası Ge- nel Başkanı EfendiCüver- dn'in kaçınlma olayıyla ılgili Diyarbakır'daki ba- sın toplantısından sonra gerçekleşmesı dıkkat çek- tı. Güvercın, sendika baş- kanı, Batman eski şube başkanlan Osman Küo- taş'ın bir yıl önce kımlıgi belırsız kişilerce kaçınldı- ğını söyledi. Basın toplan- tısından çok kısa bir süre sonra sendika başkanı ve kendisiyle birlikte kaçın- lan 3 kişının daha serbest bırakıldıklan ögreoildi. 6 Şubat 1995 'te esrarcn- giz biçimde ortadan kay- bolan Belediye-fş Sendi- kası Şube Başkanı Osman Küntaş ile öğretmen Sela- hattin Yasak. diş teknis- yeni Ahmet Çitçi ile soya- dı belırlenemeyen Şakir adlı bir yurttaşın Hizbul- lah öngütü tarafından kaçı- nldığı belirlenmiştı. HAFTAYABAKIŞ AHMET TANER KlgLALI Yanhşlık Nerede? Anasının şu sözleri ile büyümüş: "- Gazi Mustafa Kemal olmasa, bu şanlı bay- rak dalgalanmaz, bu ezanlar olmazdı. Senin adın da Dimitri olurdu!.." Zaman olmuş, o köylü çocuğu milletvekili o\- muş. Demirel'in partisinde savaşmış. 70 yaşına gelmiş... Ama Atatürk sevgisi, içinde, çoukluğun- daki kadar canlı kalmış. Yıl 1995, günlerden 6 Şubat. Atatürk'ün Balıkesir'e gelişinin yıldönümü kutlan- maktadır. Törene herkes çağrılır; ama Atatürkçü Düşünce Derneği çağnlmaz. Onlar yine de çelenk- lerini koymak için giderier; ama -tüm uyanlara kar- şın- yok sayılıriar. Ve anasının sözleri kulaklannda çınlayan Beh- ram Eker, dayanamayıp devletin valisine bağınr: "- Yazıkfar olsun size!" ••• Sayın Demirel'ın özel koruması altındaki bu vali kimdir? ADD yöneticilerinin görüşme isteğini, tam 17 kez yanıtsız bırakan... ADD etkinliklerini baltalayan... Toplantılarma "üye olmayanlan" sokturmamak is- teyen... Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın konuş- ması için bile, mahalle muhtanndan onaylı belge isteyen... ADD etkinliklerine salon verilmesini ve duyurulmasını engellemek için elinden geleni ya- pan bu "vali" kimdir? Kimisinegöre "şeriatçı"... Kimisine göre, "kafa- tasçı"... Kimisinegöre, "Abdülhamid Hanhayra- nı"... Kimisine göre; Mülkiye öğrencıliği döneminden ben bir "Atatürk düşmanı"... Dört olasılıkta da Cumhuriyet'in kurucusuna el- bette ki yer yok! Ben bu olaya, 12 Nisan 1995 tarihli yazımda de- ğinmiştim. O yazı şöyle noktalanıyordu: "Hükümetteki tam on koltukta, Atatürk'ün kur- duğupartiye temsil ettiğini öne süren on adam var. IçişlehBakanlığı koltuğunda da DYP'nin 'Atatürk- çü' birbakanı oturuyor... Pekı Rıza Akdemir adlı adam, Balıkesir'de acaba kimi temsil ediyor? Bu ülke sınırian üzenndeki bazı 'vali'ciklerin ta- limat 1 aldıklan, buyruklarını uyguladıklan acaba başka bir 'güç odağı' mı bulunuyor?" ••• Beklediğim yanıt, çok geçmeden gelmişti. Bazı "kafatasçı" kalemler, bana küfürier yağdır- makta gecikmedıler. Yazımda ayrıntılan ile anlattı- ğım somut olaylan yalanlayamryorlardı. Ama kafa yapılannı ve düzeylerini çok iyi yansıtan bir ilkellik- le bana saldınyoriardı. Perde inmiş, arkada ipleri çekenlerin hangi eller olduğu ortaya çıkmıştı. Korumak isterken, adamlannı -ve de kendileri- ni- ele verdiklerinin aynmında bile değillerdi. Bu arada Rıza Akdemir adlı "vali" de boş dur- muyor, Behram Eker'in yazdığı gazetenin ilanla- nnı kestiriyordu. "Görevli memura hakaret" dava- sı açıyordu. Görevli memur kendisi idi. Atatürk'e saygıya da- vet etmek de "hakaret" sayılıyordu... Halkın önünde olan bir olayın tüm tanıklan dın- lendi. Herkesin duyabileceği şekilde sarf edilmiş bir "Yazıklarolsun!" sözünün dıştnda, herhangi bir hakaret sözcüğü kullanılmadığı saptandı. Ve de mahkeme, Behram Eker'i 2.5 ay hapse mahkûm, cezayı da tecil etti. Ama o karara daya- narak, "o adam" 250 milyon liralık bir "tazminatda- vası" açtı. Sayın Eker, böyie bir parayı ödeyebilecek güçte değil. Olaya tepki duyanlar, Balıkesır ve çevresin- de giderekartıyor... • • • Ortada bir yanhşlık var, ama nerede? Atatürk'ün kurduğu devletin, "vali" koltuğuna oturttuğu adamda mı? Onu, o koltuğa oturtan "devlet"te mi? O devletin "yargı"sında mı? Yoksa Atatürk'ün kurduğu devleti temsil ettiği öne sürülen kişinin, Atatürk'ü içine sindirememe- sini "/ç;ne sindiremeyen".. eski bir milletvekilinde mi? Sorunun yanıtı, Türkiye'nin bugün içine saplan- dığı bataklığın da yanıtıdıri.. sonucu egi liimlennı yanda bırakmış, yaşamlannın bü- ;yük bır bölümünü hastanelerde geçıren ço- ;iuklar. Örneğın Ahmet Onder hastaneye, •Jıaftanın iki günü diyalız tedavisi görmek "jçin Karabağlar'dan geliyor. Okulundan ve !«rkadaşlanndan ayn kaldığı için oldukça ~ûzgün olduğu her halinden beili oluyor. < Behçet Uz Çocuk Hastanesi Başhekımı -Dr. Rebii Kurultay hasta çocuklann egitim- 'den kopmamalan ve hastane stresinden uzakla^malan ıçın bu okulu açtıklannı vur- gulayıp uygulamayı şöyle anlatıyor: •'Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakan- lıgı'nın ortaklaşa hazııiadıklan bir pn>tokot- le okulumuzu açtık. Milli Eğitim. iki öğret- men göre\ lendirdL Öğnemıenterimiz, çocuk- lara \anm kalan sınıflannın derslerini vere- rek eğirimlerini siirdürü\orlar. Hastalannu- zın sa\ ısına göre öğrenci sayımız da değişhor. Çocuktanmız, hem okuidan geri kalmıvor- lar hem de hastanenin stresli ortamından az da oba uzakla^ıyorlar'". Kendısını ders sırasında ziyaret ertığimiz öğretmen Kamer Özenir. bu okulun normal okullargibi olmadığını belirtipderslenn da- ha hafif işiendığını söylüyor. Özenir, "Has- ta öğrenciyi sıkmak istemiyoruz. Oğrencikr burada biraz ders yaptıktan sonra resim ya- parak, şarkı söyleyerek va da oyun ov nava- rak zaman geçirivor. Seviyeter farkb oiunca teketek eğitim devapılryor''diyor. Kemal öğ- retmenın tahtaya yazdığı problemi bir çırpı- da çözen hasta öğrencisi, ayaklanndaki ag- n yüzünden yerinden kalkamadığı için so- ruyu yatağından yanıtlıyor. Bu okulun bir- kaç günlük öğrencileri bile buradan fayda- lanıp yeni bilgiler kazanarak aynlıyorlar. Çocuklar, hemen bir aile oluşturuyor. Oğret- menleri onlar için yenge, teyze, amca, dayı oluyor. Onlarsa birbirlerinin kardeşlen. Ankara Cezaevinde olay 0- hükiimlü öldü^IVKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara Merkez Kapalı Cezaevı'ndeadlı tutukluvehü- kümlülenn kaldığı 14. koğuş- ta çıkan olaylarda ırza geçme suçundan hükümlü Cafer Ace- mi'nın yaşamını yıtırdığı. bın ağır 3 kışının de yaralandığı bıldinldı. -X 4. koğuşta bulunan tutuklu ve hükümlülenn havalandırmaya çıkanldıklan sırada, ırza geç- me suçundan hükümlü Cafer Acemı ile Ali Demir Yaşar'ın, Ankara'da bmdıklen taksının joförünü öldürmek suçundan tutuklu bulunan Metin Sakar ile Vollcan Devrim Kanter'e taksıcıyı nedcn öldürdüklennı sormalan üzenne kavganın başladığı ögrenıldı. Ankara Cumhunyet Başsavcı- sı Nazmi Şarvan. cezaevinde 14. koğuştakılenn havalandı- nlması sırasında. tutuklu ve hükümlülenn karşılıklı olarak bırbirlenne laf atması sonucu kavga çıktığını ve olayda ırza geçme suçundan hükümlü Ca- fer Acemı'nin yaşamını yıtirdı- ğini belırttı. Tutuklu ve hüküm- lülenn yangın tüplenyle bırbir- lenne vurduklarını kaydeden başsavcı Şar\an, olayda ırza geçme suçundan tutuklu Alı Demır Yaşar ile Ankara'da bın- diklen bırtaksı şoforünü öldür- mek suçundan tutuklu Metın Sakar ve V'olkan Demır Kan- ter'in yaralandığını bıldirdı. Hastaneyekaldırılan yaralılar- dan Alı Demır Yaşar'ın başın- dan yaralandığı ve durumunun ağır olduğu bıldirildi. Okullarda karne heyecanıANKARA (AA) - Araiannda An- kara, tstanbul, tzmir ve Adana'nın da bulunduğu 64 ildeki ilk ve orta dereceli okullarda yanyıl tatilı, 19 ocak cuma günü başlıyor. Kame ta- tilıyle birlikte ilk ve orta dereceli okullara devam eden yaklaşık 11 milyon 954 bin 994 öğrenci ve 434 bin 644 öğretmen 15 gün süre ile ta- til yapacak. Milli Eğitim Bakanlığf ndan edı- nilen bilgiye göre, 79 ilin tamamı, bölgelerindeki eğitim takvimlerini belirleyerek merkeze gönderdi. Belirlenen takvim uyannca Bolu, Çankın, Giresun, Sinop, Tekırdağ, Uşak ve Bayburt illennde karneler dün dağıtıldı. Araiannda Ankara, Is- tanbul, Adana, Izmir, Bursa, Diyar- bakır, Erzurum gıbi büyük illerin bu- lunduğu 64 yerde ise yanyıl tatili, 19 ocak cuma günü başlayacak. 'Ders geçme ve kredi sistemi'ne göre, eğı- tım gören ve mezunıyet kredisini ta- mamlayan bazı öğrencıler, bu dö- nemde. karneleriyle birlikte diplo- • Aralannda Ankara, tstanbul, İzmir ve Adana'nın da bulunduğu 64 ilde ilk ve orta dereceli okullann yanyıl tatili 19 ocakta başlıyor. Okullann büyük bölümünde eğitim yılı, haziranın ikinci haftasında sona erecek. malanna da kavuşacaklar. Öğrenci^ leri karne tatilıne en geç başlayacak il ise Karabük olacak. Bu ilde yan- yıl tatili 26 ocak cuma günü başla- yacak. Eğitim takvimine göre 19 o- cak cuma günü yanyıl tatilıne çıkan illerin tamamında, eğitim yılının ikinci yansı, 5 şubat pazartesi günü başlayacak. 12 ocakta yanyıl tatilı- ne başlayan okullarda ise eğitim yı- lının ikinci bölümüne, 26 ocak pa- zartesi günü gırilecek. Okullarda bekleme, sorumluluk ve okul dışı bitırme smavlannm ta- rihleri de belirlendi. Buna göre, ha- zıran dönemi sınavlan 11 -30 haziran tarihleri arasında, güz dönemi sınav- lan ise ağustos-eylül aylannda ger- çekleştırilecek. 1996-1997 eğitim- öğretim yılına, illerin büyük bölü- münde 9 Eylül 1996'da başlanacak. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı tüm ilk ve orta dereceli okullann karnelerini temin eden Milli Eğitim Vakfi, karnelerin, geçen yıl olduğu gibi 30 bin liradan satılmasını karar- laştırdı. Milli Eğitim Vakfi Başkanı Ke- nan Kolukısa. karne için geçen yıl alınan 30 bin liranın bu yıl da geçer- li olacağını belirterek birleştirilmiş sınıfvetaşımalı öğretim uygulama- sı yapılan okullardakı öğrencilerden ise 15 bin lira alınacağını bildirdi. Kolukısa, yapacaklan bir duyuru ile ödeme gücü olmayan ailelerin ço- cuklanna, karnelerin ücretsiz ver- ileceğini söyledi. Özdemir Sabancı için., Birlikte çahştığırmz süre içinde yakmdan izlediğim karar verme, sonuç alma ve ekonomik değer yaratma gücünün; memleket sevgisinin, çalışma aşkının, şaşırtan bir sıçramayla projeleri hep gerçekleştiren kişiliğinin sadece acılı ailesi için değil, Türk ekonomisi ve insanı için de büyük bir kayıp olduğunu ifade etmek istiyorum. Dostluğunun ve iş arkadaşlığının hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Allah rahmet eylesin. Ali Koçman
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle