28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26EYLUL1995SALI 12 DIZI YAZI Eğitim eşitsizliği körükleniyor E ğitim sistemimizdeki aç- mazların odaklaştığı ve bir türlü çözülemeyen eğitim aşaması ortaöğretimdir. Öğ- rencinin, yaşamı için yol ayrımını oluşturmaktadır. Bu yol a>rırnında öğrencinin beklentisi- ne yanıt vermek şöyle dursun. çocuğu tüm sorunlanyla birlikte. yaşam mücade- Iesinın ıçine atmaktadır. Bu, yüzme bil- meyen insanı denize atmaya benziyor. Türkiye'de işgücünün sektörel dağılımı bi- linmesine karşın. buna uygun eğitim ya- pılanmasına gidilmediğınden. hem isra- fa hem de gençlerimizin yaşam mücade- lesinde başansızlıklanna neden olunmak- tadır. Tanm alanında çalışan nüflısun azal- masına. sanayi ve hizmet sektöründe bü- yiik artışlara karşın. okullanmızda bu ge- lişmeye uygun örgütlenme gerçekleştiri- iememiştir. • Ortaöğretim kademesine. genel lisede •yüzde 27.2. mesleki ve teknık liselerde iyüzde 21 olmak üzere okullaşma oranı yüzde 48.2"dır. Bugün girmeye hazırlan- •dığımız Avrupa Birliği ve diğer gelişmiş ülkelerde buoran yüzde 85"lereulaşmış- tır. (Almanya 90, Fransa 80, Ingıltere 85. Hollanda 99. ABD 90. Japonya 92.) Ge- ne Batı toplumu, öğrencilerini daha ilköğ- retim yıllannda mesleğe hazırlayacak şe- kilde eğitim sistemini yapılandırmışken. bizde çocuk daha ilköğretimde yükse- köğretimeyönlendirilir. Buanlayış. lise- lerimizi tek hedefli hale getirmiştir. Or- taöğretimde. yaşamın gerekleri, öğren- cinin beceri ve yeteneklerı dikkate alın- mamaktadır. Bu durum üniversite önün- deki yığılmaları ve vasıfsız bir yıgın iş- gücünün sokağa atılmasını doğurmakta- •dır. ||' Üniversiteyeşartlandınlarak iş-mesle- - 'ğe yatay geçiş olanağı bulunmayan öğ- rencilerimızle birlikte yakınlan da bü- ,ük üzüntüduymaktadır. Bu durumaça- re bulmak. işe ve mesleğe yatay geçişle- Pri sağlayacak programlar yerine. sadece I eşitsizliği körükleyen okul çeşitleri çoğal- i tılmıştır. Bu durum sisteme güvensizliği y ve okullardan kaçışı doğurmuştur. i Dershaneler eşitsizlik i yaratıyor Hiçbir ülkede örneği görülmeyen ders- '. hanelerotuztrilyonluk birsektördurumu- na gelmıştir. Bu kurumlarda bilgi ve ço- 'cuğuvaşamahazırlamaktançok.ağırlık- lı olarak test tekniği ve alışkanlığı veril- rmektedir. Bu da çocuğun yaşama hazır- 1 lanmasi için gerekli zamanın sadece sı- j nav yanşına harcanarak boşa gitmesine _ nedenolmaktadır. Dershaneler paralı-pa- rasız yanında, kent ve taşra arasında da büyük eşitsizliğe neden olmaktadır. Li- selerimiz: çekiciliğini tamamen yitirmiş, eğitimde verim ve kalite düşmüş, öğren- cinin sadece diploma almak için zorun- lu gittiği yerler durumuna gelmiştir. 0 Genel liselerin ortaöğretim kurum- .lan ıçindeki payı yüzde 30'ların altına indirilecektir. # Dershaneler karşısında yitirdiği çe- kiciliğini yeniden kazanmalan için. araç- gereç öğretmen ve diğerdonanım yönün- den gerekli önlemler alınacaktır. # Yükseköğretime hazırlayan prog- ramlar yanında. mesleğe hazırlayıcı prog- ramlar konacaktır. Yükseköğretime git- meyen ya da gidemeyen öğrenciler için. aldıkları meslek derslenne uygun yoğun- laştırılmış programlarla öğrencinin bir meslek edinmesi sağlanacaktır. 0 Anadolu ve fen liseleri gibi aynca- T a h s i n D o « a n • Ortaöğretimde, yaşamın gerekleri, öğrencinin beceri ve yetenekleri dikkate alınmamaktadır. Bu durum, üniversite önünde yığılmalara ve vasıfsız bir yığın işgücünün sokağa atılmasına neden olmaktadır. İşe ve mesleğe yatay geçişleri sağlayacak programlar yerine, sadece eşitsizliği körükleyen okul çeşitleri çoğaltılmıştır. Bu durum sisteme güvensizliği ve okullardan kaçışı doğurmuştur. • Hiçbir ülkede örneği görülmeyen dershaneler, otuz trilyonluk bir sektör durumuna gelmiştir. Bu kurumlarda bilgi ve çocuğu yaşama hazırlamaktan çok, ağırlıklı olarak test tekniği ve alışkanlığı verilmektedir. lıklı liseler kaldırılarak tüm liselerimiz- de öğrencinin yetenek ve ilgileri doğrul- tusunda. fen ağırlıklı. dil ağırlıklı ya da başka alanlarda sınıflaroluşturulacaktır. Yabancı dille eğitim yerine, yabancı dil öğretimi benimsenecektir. 0Çokamaçlı liseleryaygınlaştınlarak öğrenciye iş yaşamıyla uyumlu program- lar sunma olanağı yaratılacaktır. Bu lise- ler tüm gereksinımieri karşılamaya uygun kampus modeline uygun bir donanıma sahip olacaktır. 0 Lise bünyesindeki ortaokullar ayn- larak ilköğretim okullan ile bütünleştiri- lecektir. 0 Liselerimiz. öğrencinin her aşama- da, okul ve dal değiştırmesine, iş yaşamı- na ve yükseköğrenıme geçişlerine ola- nak sağlayacak şekılde yeniden düzenle- necektir. 0 Liseler. ders bıtiminden sonra da açık tutularak ders dışı saatlerde yaygın mes- lek programları uygulanacaktır. Yaz ay- ları tümüyle bu programlara ayrılacaktır. 0 Uygulanmakta olan ders geçme ve kredili sistem geliştirılerek öğrenci, velı ve çevre bu konuda bilgilendirilecektir. 0 Rehberlik serv isleri yaygınlaştınla- rak bu servisler, öğrenci ve velinin yanın- da öğretmen ve idareyi de yönlendirecek uzman kadrolarla zenginleştirilecektir. Aynca bu servisler yükseköğretimle or- taöğretim arasında eşgüdüm sağlayıcı bir görevi de üstlenecektir. 0 Ara sınıflarda merkezi ve okul bün- yesınde olmak üzere değerlendirme sınav- ları yapılacak. öğrencinin buna uygun olarak yönlendirilmesi yanında, merke- zi ve okul bünyesinde yapılan değerlen- dirme arasında korelasyon aranacak. eğer korelasyon yoksa sistem yerleşinceye ka- dar bu okullara bir puan verilecek ve bu puanlar o okulun öğrencilerınin. üst öğ- renim için değerlendirilmesinde göz önü- ne alınacaktır. 0 Tüm değerlendirme kağıtlan optik okuyucuya uygun olarak hazırlanacak- tır. Değerlendirmelertek merkezden ya- pılacağı gibi. süreç içinde okullar, özel- likle rehberlik serv isleri bilgisayar ağı ile donatılarak değerlendirmelerin okullar- da yapılması sağlanacaktır. 0 Okul bünyesinde. öğrencinin bilgi- sini değerlendirmek amacıyla yapılan sı- navlann test ağırlıklı yapılması sağlana- caktır. Çocuğun kendini ifade etmesine büyük ölçüde katkı sağlayan kompozis- yon tipi sınavlara da yer verilecektir. 0 Öğrenci gereksiz bilgi dedpolamak- tan çok. araştırmaya. kaynak taramaya, bil- giyi özümleme ve kullanmaya yönlendi- rilecektir. 0 Mesleklerdeki çeşitlenme ve geliş- melere ılişkin, rehberlik servisleri, yapa- cağı araştırmalann yanında sürekli iş ya- şamını izleyerek uygun dallann açılma- sı sağlanacaktır. Bu konuda İş ve Işçi Bul- ma Kurumu ve meslek kuruluşları ile iş- birligine gidılerek her yıl meslek tanıtım kılavuzlan hazırlanıp veli ve öğretmen- lere ulaştırılacaktır. 0 Rehberlik servislerine bağlı olarak çalışacak: istihdam ve izleme birimleri, bölgesındeki işgücü gereksinimi ve iş ya- şamındaki eski mezunlara ilişkin araştır- malar yaparak gerek işe yerleştirmede gerekse iş yaşamında gereksinim duyu- lan eğitim eksikliklerinin giderilmesinde işyeri ile ortak önlemler alacaktır. 0 Tüm okullarımız çevrenin gereksi- nimlerine duyarlı duruma getirilecektir. 0 Gelişmiş ülkelerdeki meslek standart- lanna ulaşmak için gerekli önlemler alı- nacak, yeni eğitim teknolojilerinin okul- lara gırmesındekı gecikmeler mutlaka önlenecektir. 0 Eğitim programları gözden geçiri- lerek bazı derslerin her sınıfta tekrannı önleyecek yeni düzenlemelere gidilecek- tır. 0 Merkezi ve okul rehberlik servisle- rinde kurulacak program geliştirme birim- leri. yeni iş, meslek ve diğer gelişmelere uygun program değişikliklerini gerçekleş- tirerek ilgililere duyurulacaktır. 0 Televizyonda eğitim kanalı kurula- rak mesleğe yönelik programlar yanında. yer yer meslek tanıtıcı programlara da yer verilecektir. 0 Ders geçme ve kredili sistem gere- gi, erken mezun olanlara yükseköğreni- me geçiş olanağı tanınacaktır. 0 Seçmeli derslerin seçiminde. öğren- cinin arkadaşlık ilişkileri ve başka zaafiçe- ren yönelmeler rehberlik servisi çalışma- ları ile önlenecektir. 0 Eski mezun ve halen bir üniversite- de okuyanların üniversiteye yerleşmede. bugün yüzde 71'lere ulaşan paylannın yüzde 50'lere çekilmesi ve süreç içinde bu oranın düşürülmesi sağlanacaktır. Mesleki ve teknik eğitim Cumhuriyetimizin ilk yıllarında bu alanda gelişmiş ülkelere koşut bir okul- laşma oranı yakalanmamasına karşın son yıllarda gereken önem verilmediği için peşpeşe yapılan kalkınma planlarındaki hedeflere bir türlü ulaşılamamıştır. Geliş- miş ülkelerde ortalama çağ nüfusunun yüzde 70'i bu kurumlarda okurken. Tür- kiye"de 1995 verilerine göre gençlerimi- zin ancakyüzde2l'i okumaktadır. Mes- lek ve tekn ik okul ların içinden imam-ha- tip lıselerini çıkınca aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi bu oran yüzde 12.8'e düş- mektedir. Bu rakamlarla bırakın gelişmiş ülkele- rı, cumhuriyet döneminin ilk otuz yılını bile yakalamak olanaklı değil. İmam-hatip okuliarı Son yıllarda gereksiz olarak açılan, imam-hatip ortaokulunun. kendi grubu içinde yüzde 87.80 çıkmıştır. Bırakın la- ik demokrat kesimi, yıllardır bu okulla- ra destek veren sermaye kuruluşları TÜ- SİAD ve TÜGİAD. hazırladıklan eğitim raporlarında. imam-hatip okullanndaki hızlı gelişmelerdenyakınmaktadırlar. Tür- kiye için mesleki ve teknik işgücünün ye- tiştirilmesi gereken liselerimızin yüzde 19.33'ü, ortaokullanmızın yüzde 87.80'i din eğitimine aynlarak çağdaş uygarlık dü- zeyini yakalamak olanaklı değildir. Dünyanın hiçbir ülkesinde görülme- yen, din veya dinsizlikle hiçbir ilişkisi olmayan. sadece sanayileşme ve ekono- mik kalkınmanın ayakbağı olan bu kor- kunç dengesizlik mutlaka giderilmelidir. Türkiye'de din alanında yaklaşık 70.000 kişi çalışmaktadır. Bunun dışında yetiş- tirilenler, israf ve ekonomik gelişmenin ayak bağıdır. tmam-hatiplilerin ortaokul kısmı tamamen kapatılarak ilköğretim okullan bünyesine alınacak, lise kısmı ise ülkenın ihtiyacı olan din adamı düze- yine indirilecektir. Devlet Istatistik Enstitüsü'nce her yıl yayımlanan istatistiklerde, Türkiye'de sektörlerin istihdam ettiği işgücü açık- lanmaktadır. işgücünün sanayi ve hizmet sektörüne yönelmesi apaçık görülmek- tedır. 1989 yılındaçalışan işgücünün yüz- de 48.7'sıni istihdam eden tanm-orman- balıkçılık ve madencilik sektörü 1992 yı- lında yüzde 44.9'a gerilemiştir. Aynı dö- nemde yüzde 13.7'lik bir paya sahip olan imalat sanayii yüzde 16.2'ye yükselmiş- tir. Ancak eğitımin bu gelişmelere göre yapılanmadığını, ülkenin gereksinimi olan işgücünün yetiştirilmesine yönelik gerekli duyarlılığın gösterilmediğini gör- mekteyiz. Sanayi ve son yıUarda gelişen turizm ve ticaret sektöründeki gelişme- lere paralel bu daldaki okullarda da ge- reken gelişme sağlanamamıştır. Bu okul- ların gerekli işgücüne göre yeniden ya- pılanması gecikilmeden sağlanmalıdır. Tüm ülkeler. teknik işgücünü yaşam- sal önemde görmektedir. Her bin kişiye sanayileşmiş ülkelerde 81, Kuzey Avru- pa ülkelerinde 182, Güney Avrupa ülke- lerinde 58 teknik eleman düşerken, Tür- kiye'de 28 teknik eleman düşmektedir. Öte yandan gelişmiş ülkelerde. sektörle- rin iş sahalan ile ilgili okullara, büyük oran- da katkılan sağlanmışken bizim sanayı- ci ve işadamları yükü tamamen devlete bırakmışlardır. Mesleki ve teknik okulla- nmız gözden geçirilerek il ve ilçe eğitim kurulları kanalıyla yörenin ve ülkenin iş- gücü gereksinimine uygun yapılanma ive- dilikle sağlanmalıdır Bugün iş yaşamına atılan gençlerimi- zin yaklaşık yüzde 80'i vasıfsız olarak gir- dikleri ışyerlerinde başansızlık içinde bo- calamaktadır. Bu durum. büyük ölçüde ve- rim ve kalite düşüklüğüne de neden ol- maktadır. Yarın: Yükseköğretim MESLEKİ VE TEKNİK OKULLARIMIZDA BIKJÜNKÜ DURUM f»995) Okul turu Erkek teknik ok. İOztekmk Ttctunzm İmamhstiD SâAüi Twım Ozelefcbm " özdoftretım ' Dıfter bakanl Toolam Oruokul 1652 32876 3.647 302.547 „ 2.789 163 584 344.283 ortı ıçın- 040 950 100 87 80 . 080 0 40 0 10 100 Loe 375 093 82.503 197.380 173 628 237 2 556 33 1 903 64 446 897 779 lise.ıçin- deki %sı 41 78 9 18 2198 19 33 0.02 0 28 0.003 021 7.17 100 oru-hse tODİanu 376.745 115.379 201052 476 175 237 2.556 2.822 2.066 65.030 1242062 topıçm- dekı%si 30.33 9.28 16 18 3833 0.02 0.20 0.22 0 16 5 23 100 Kayntk MEB 1995 (kursn kursUn almmamifttr. ) YETERSİZ EĞİTİM BATACINPA PECİSEN TOPLUM Ulusal eğitim yerine şeriat eğitimiERTÜĞRUL UÇKUN Eğitimci 1960'lardaduraklayan şeriat özlemleri, 1970'ler- de yeniden canlanır oldu. Niçin insanlanmız sürek- , li gericiliğe prim veriyor. polıtıkacılarla şeriatçıla- ! rın ağlarına yakalanıyorlardı? Öyleyse eğitimde bir ; yanlışlık vardı. Gençleri yanlış yönde eğitiyorduk, ; aynca eğitimden geçiremediğimiz kitleyi de yanlış yönlendiriyorduk. Bir yandan klasik liselen yozlaş- tınrken öte yandan dinsel eğitıme ağırlık venyor. üstelik çağdaş eğitimin en önemli parçası olan mes- 1 lek okullarını yeterince açmıyorduk. Devlet. milyar- 1 larca lirava yetiştirdiği öğrettnenlenni, hazırlattığı kitaplannı özel girişimcilerin özel okullanna akta- nyor: kendısiyse dinsel eğitime hız veriyordu. ÜI- '. keyi çağdaş düzeye yüceltecek pozitıf bilimlerle donanmış insanlar yerine. bireyleri öteki dünyaya yetiştinyordu. Dinsel inancın siyasal yaşamımızda bir sömürii aracı olarak kullanılması, DP yönetimiy- le başlatılıp sonrakı yönetimlerde de sık sık başvu- ' rulan birgelenegı yerleştirdi. Çünkü halkın eğitim- • sizlik ve bilgisizliğinden yararlanmanın yolu din- , dar görünmekten geçiyordu. Oy avcılığı için Mak- | yavelist bir politikayla dinsel duyguları sömürerek | iktidan ele geçirmekten başka bir şey düşünmeyen • Dinsel inancın siyasal yaşamımızda bir sömürü aracı olarak kullanılması, DP yönetimiyle başlatılıp sonraki yönetimlerde sık başvurulan bir geleneği yerleştirdi. Çünkü halkın eğitimsizlik ve bilgisizliğinden yararlanmanın yolu dindar görünmekten geçiyordu. Oy avcılığı için Makyavelist bir politikayla dinsel duyguları sömürerek iktidan ele geçirmekten başka bir şey düşünmeyen çıkarcılar türemişti. Oysa iktidan elinde tutan politikacılar, dinsel ve ahlaksal yönden erdemli bireyler olmadıklanndan, varlık ve lüks içinde yaşıyorlar, soysuz davranışlarla ülke çıkarlannın ve devrimlerinin birer birer yok olmasına neden oluyorlardı. çıkarcılar türemişti. Oysa bu iktidan elinde tutan po- litikacılar. dinsel ve ahlaksal yönden erdemli birey- ler olmadığından. varlık ve lüks içinde yaşıyorlar; soysuz davranışlarla ülke çıkarlannın ve devrimle- rinin birer birer yok olmasına neden oluyorlardı. Hiç- bir erdem, ahlaki değer, yurt sevgisi, insancıl kav- ram onlar için önem taşımıyordu. Cumaları nama- za gidiyorlar. ramazanda oruç tutup iftar açarak Ku- ran'dan, Allah'tan söz açıyorlardı. Oysa kımsenın görmedıği zamanlarda v iskilerini içiyor. Avrupa'lar- da gezip güzel dilberlerle günü gün ediyorlar, *'vur patlasın, çal oynasın" biçiminde yaşıyorlar, mil- yonları düşünmeden harcıyor, Isviçre bankalann- da para bıriktirıyorlardı. 1950'lere değin çoğunluğu yoksulluk içinde ya- şayarak devlet kasasını dolduran Türk ulusunun ha- zinesıni, on yıl içinde çarçur eden "çıkarcı politi- kacılar"dan, halka yönelik gerçek bir eğitim uy- gulaması kuşkusuzbeklenemezdi. Yağmalamalan- nı sürdürebilmek için, sinsice beş eylemi uygula- maya koydular: I) Eğitimi yozlaştırarak dinsel eğitime ağırlık verip insanlan afyonlamak. böylece pozitif bilim- lerden uzaklaştırmak, 2) Devlet elıyle varsıllaştın- lan kokuşmuş bir burjuva sınıfı yaratarak yeri gel- diğinde şeriat düzeni için kullanacağı anamai biri- kimini sağlamak, 3) Köşedönücülük. vurdumduy- mazlık. bencillik. kabalık. saygısızlık. acımasızlık vb. gibi toplumu yıkıcı ve çökertıci olumsuzlukla- rı kişilere aşılayarak kitleleri duygusuz bir sürüye çevirmek. 4) Bir avuç bilinçli. yurtsever aydını de- netim altında tutmak ve bilgisiz halkı onlara karşı kışkırtmak için faşizan, şeriatçı bir güvenlik gücü kurmak, 5) Tüm bunları gerçekleştirebilmekse, uzun sürecek iktidarlarına bağlı olduğundan, se- çim sistemini kendi istekleri doğrulrusunda düzen- lemek. Eğer incelenirse, 1950'den bu yana "Al gü- lüm ver gülüm" örneği, yaklaşık 1500 anaç poli- tikacı, aile çevresıyle Türkiye'yi yönetiyor. Bu ne bıçitn demokrasiyse, oldukça yüklü parası olmayan aday olamıyor; olsa bile kendi partileri destekleme- dikçe ya da beğenmedikçe seçilemiyor; seçildikten sonra da onlann dediğini v ineleyen papağan, iple- ri onlann elinde kukla olmaktan öteye geçemiyor- lar. Böylece zavallı yurttaş, kendi seçtıği sanısıyla bu sahnede, demokrasicilik oyunu oynamaktan mut- lu oluyor! Tam bir kısırdöngü! Bu düzene karşı çı- kan aklıbaşında, yurtsever, gerçek Atatürkçü ay- dınlar, tutukevierine atılıyor. dövülüyor, işkence görünüyordu. Ne yazık ki, bu ihanete aracı olan ki- mi yargıçlar, güvenlik güçleri. bürokratlar. kamu gö- revlileri: çıkarcılara ve politikacılarla şeriatçılara uzun süredenberi kenetlenmişlerdi. SÜRECEK ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Eceyit'in Azınlık Hükümeti Denemesi... 1973 seçımlerinde, CHP birincı parti olarak Meclis'e girmişti. Ecevtt'ın CHP'si 185 milletvekili kazanmıştı. Tablo şöyleydi: Demirel'in Adalet Partisi (AP) 149, Er- bakan'ın Milli Selamet Partisi (MSP) 48, Adalet Partisi'nden aynlan Demokratik Parti (DP) 45, CHP'den ayrılan Tur- han Feyzioğlu'nun Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) 13, Türkeş'in MHP'si 3, Timisi'nin Türkiye Birlik Parti- si (TBP) 1, Bağımsızlar: 6: bugünkü Meclis yapısına çok benzeyen bir tablo. OzamanCHP 185'miş, bugün Tan- su Çiller'in DYP'si 182... CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit. seçim öncesinde olduğu gibi. sonrasında da Mete Akyol'lardan çıkmaz- dı. Bülent Bey, bir pazar günlerini kendine ayırmıştı. Bir pazartesi günü de Cumhurbaşkanı Korutürk'e gide- cekti, Cumhurbaşkanı Korutürk, Ecevit'e hükümeti kur- ma görevi verecekti. O zaman Yeni Ortam'da çalışıyordum. Pazar günü öğleden sonra, Metearadı: - Ekmekçi, ben Bülent Bey'lerdeyim. Bülent Bey de yanımda. sen yazını yazdın mı? - Hayır yazmadım! - lyi, Bülent Bey seninle konuşmak istlyor, hemen at- laytp gelir misin? Bülent Bey, o zaman Küçükesat'ta Bade Sokak mı, Bade Apartmanı mı ne, bir yerde oturuyor. Bir arabaya atlayıp gittim. Rahşan Hanım, Mete, Bülent Bey üçü bek- liyorlar. Oturur oturmaz Bülent Bey sordu: - Ne içersiniz? - Sizde çaydah başka bir şey bulunmaz, ben de çay içeyim! dedim. - Yooo, dedi Bülent Bey, ne içerseniz vari - Örnegin ne var? - Viski var! - Peki, bir kadeh içeyim! dedim. Bülent Bey. belki de yıllardır açılmamış, tozlu bir viski şişesini açtı, bir kadeh viski hazırladı. Ben daha bir yudum almadan konuya gırdi: - Yarın Cumhurbaşkanı Sayın Korutürk, beni kabul edecek, büyük olasılıkla bana hükümeti kurma görevinı verecek. Ben azınlık hükümeti kurmak istiyorum. Siz de desteklerseniz yann çıkacak yazınızda, Cumhurbaşkanı Sayın Korutürk, yazıdan etkilenerek bana azınlık hükü- meti kurmam konusunda izin verebilir. Sizden önce, Cumhuriyet'ten Altan Öymen'te konuştum, O destekli- yor. Akşama da Abdi ipekçi gelecek, onunla görüşece- ğim. Israretmiyorum, tabii ıçinize sinerse... - Azınlık hükümeti sizin içinize sinıyor mu Bülent Bey? - Turan (Güneş) söyledi, Iskandinav ülkelerinde ömek- leri varmış! - Eh. diye karşılık verdim, sizin içinize siniyorsa ben de desteklerim! Ama, benim kalkmam, yazıyı hazırlamam gerek! deyip içkimden bir yudum aJdım almadım kalk- tım. Bülent Bey, daha önce Mete Akyol'lara telefon etmiş, şöyle demiş: - Atlayın bize gelin, dün gece Turan Güneş, ilginç bir şey söyledi, "Korutürk sana versın görevi, sen azınlık hü- kümetıni kuracaksın. Ama, güvenoyu alamayacaksın. Al- ma, zararı yok. Yeni hükümet kurulana kadar sen görev- desin. Bu süre içinde, ana konularda karamameler çı- kararak yapmak istediğini yaparsın!" dedi. Turan Güneş, idare hukuku profesörüdür. O, bu isleri iyi bilir. Ben Ab- di İpekçi ile Cumhuriyet'ten Altan Öymen'e telefon et- tim. Gelince sen de Mustafa Ekmekçi'ye telefon edecek- sin! Mete ile eşi Gülçin, kalkıp gıtmişler. en çok Gülçin, Ecevit'ler için seçim kampanyaları boyunca. saçını sü- pürge etmiş, seçim gezilerinde çalışmıştı. Yeni Ortam o zaman Rüzgârlı Sokak'ta. Oturup yazı- yı yazdım, başlık: "Çıkar Yol, Azınlık HükümetL.. Çok ilginç, pazartesi sabahıMillıyet'te Abdi tpekçi'nin, Cumhuriyet'te Altan Öymen'in yazı başlıkları da aynı de- ğil mi? "Çıkar Yol, Azınlık Hükümeti!" Cumhurbaşkanı Korutürk, Ecevit'e, hükümeti kurma görevi verdi ama, azınlık hükümetine ilişkin bir şey yok. Cumhurbaşkanı Korutürk, o sabah erkenden gazetele- ri okumamış mıydı neydi? Anlayamadım. Üçümüz de bo- şuna yazmış olduk! Bülent Bey'i bir gün, elinde MSP'Iİ milletvekillerinin lis- tesi, Mete'lerin evinin yakınında görmüştüm. - Sayın Ekmekçi, dedi, bunlann arasında tanıdıklannız var mı? Bakan yapacaMannı öğrenmeye çalışıyordu. (CHP-MSP ortaklığının mimarı Deniz Baykal la Oğuzhan Asil- türk'tü! Şimdi, ortaklığı bozan Deniz Bey'i ilk kutlayan Erbakan'mış. Mimarlann yanlışlan çabuk görülüımüş.) Bülent Bey'in bu azınlık hükümeti denemesini pek kimse bilmez sanıyorum. 1979'da Süleyman Bey, ikin- ci MC (Milliyetçi Cephe) ile, {ben ona Ye-Me-Ce diyor- dum) azınlık hükümetıni kurdu. O kurar kurmaz. Turgut Özal. BaşbakanlıkMüsteşarlığı'nageldi. Birgeldi, pirgel- di. 12 Eylül'ün sonlanna doğru, Süleyman Bey'e sormuş- tum: - Turgut Bey'i neden Başbakanhk Müsteşariığı'na ge- tirdiniz? - Ben getirmedim, yanıtını vermişti, Erbakan getirme- mi istedi! Azınlık hükümetleri, azgelişmiş ülkelerde öyledir. Da- vul sizin boynunuzda, tokmak destekleyenlerin! • • • Bugün Dil Bayramı, dilin özleşmesine çalışanlara kut- lu olsun! Ömer Asım Aksoy Dil Ödülü'nü kazanan Ne- cati Cumalı y yürekten kutluyorum. Ülkede. ezan Arap- ça okunduğu, Atatürk'ün vasiyeti yerine getınlmediği sü- rece. dil bayramlan buruk kutlanacaktır. Atatürk'e iha- net edıp sonra sıkılmadan Atatürkçü (!) geçiniyortar... • • • Soner Girgin'den sonra, eski Cumhuriyetçi arkada- şımız Çetin Ozbayrak da öldü. Bizim kuşak bir bir gi- diyor mu ne? Altı punto Çetin'in tüm yakınlarına, dost- larına başsağlığı diliyorum. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAIV SOLDAN SAĞA: 1/ Argoda görgü- süz. kaba saba. yontulmamış kim- se. 2/ Ln. et ve bamya ile yapılan bir yemek... Bir meyve. 3/ Judo ve 4 karatedeki en üst 5 derecelere verilen ad. Avrupanın. 6 Ladoga'dan sonra -, ıkinci büyük gölü. 47Put.5/Türlübıt- 8 kilerin yaprak ve kabuklan ile koku- " landmlmış acımtırak bir içki... Uluslararası Okçuluk Federas- yonu'nun sımgesi. 6/ Türk müziğınde kullanılan zilsız büyük tef... Radon elementı- nın simgesi. 7/ Ağır bir şeyı denizden çıkarmak ya da ora- ya indirmek işinde kullanı- lan büyük vinçli deniz tek- nesi. 8/ Şaka. 9/ Dört Hali- fe'nin üçüncüsü... Sacda pi- şirilen bir tür uzun pide. YUKARIDAN AŞAĞIVA: 1/ At yarışlannda binicılerin kilosunu tamamlamak için eyere ya da eyenn altındaki örtüye konan kurşun levhalar. 2/ Üstün bir yetkinin gücünü sımgeleyen değnek... Şeker uretiminde billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan posa. 3/ Özütünde kuvvet verici, yorgunluk gıderici ve afrodizyak etkı bulunan Uzakdoğu kökenlı bıtki. 4/lsım... Deveyeta- kılan büyük çan. 5/ Sıvı durumuna getırilmiş havadan elde edilerek ışık araçlannda kullanılan element... Asya'da bir ülke. 6/ Böbrek iltihabı. II Kansızlık... Afrika'da bir ırmak. 8/ Gümüşün simgesi... Kent elektrik akımını sağlayan ku- ruluş. 9/ Türk müziğinde bir makam... Hayat arkadaşı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle