Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
i<18 MART 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ODTÜ'de 10 kişi gözaltma alındı. Jandarmalar, kampus girişinde öğrencilere kimlik kontrolü yapıyor
JlTEM skandah, gözalü getirdi
• ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Süha Sevük,
öğrencilerce rehin alınan kişinin JlTEM çalışaru
olduğunu doğrularken "Bu kişilerin üniversitede
bulunmalan bilgimiz dahilinde değil. Üniversite
yönetimlerinin istihbarat birimleriyle resmi ya da
gayri resmi ilişkisi olamaz" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rostı) - Orta Doğu Teknik Üni-
versitesi'nde (ODTÜ). öğrenci-
lerin, üzennde Jandarma Istıh-
barat ve Terörie Mücadele Bıri-
mi (JtTEM) kimliğı bulunan bir
kişiyi alıkoyduklan eylemle il-
gili olarak 10 kişi gözaltına alın-
dı.
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Sfi-
ha Sevük, istihbarat elemanlan-
nın üniversitede bulunmalannın
kendi bilgileri dahilinde olmadı-
ğını, bu yönde çalışmalara izin
vermeyeceklerini açıkladı.
Hacettepe Üniversitesi Beyte-
pe Kampusu'nda da harç ve sağ-
lık hizmetlerine yapılan zammı
protesto eden yüzlerce öğrenci
rektörlüge yürüdü.
ODTU'de önceki gün kampu-
sa sivil polislenn alınmasını pro-
testo eden öğrencılerin. üzerinde
JlTEM kimliği çıkan bir kişiyi
bir süre alıkoymasıyla sonuçla-
nan eylemlerin ardından, üniver-
sitede sıkı güvenlik önlemleri
alındı. Jandarmalar. kampusagi-
riş yapmak isteyen öğrencileri
kimlik kontrolünden geçirirken.
eylemlere katıldığı savlanan 10
öğrencinin gözaltına alındığı öğ-
renildi.
Jandarmanın elinde eylemlere
katılan ve "•provokatör" olarak
nitelendirilen öğrencilerin liste-
sinin bulunduğu. listede bulunan
isimlerin kampus girişinde gö-
zaltına alındığı belırtildi.
Rektörden tepki
Gazetemizin önceki günkü sa-
yısında yer aian "Üniversitede
JİTEM'İi kıştırtıcı" başlıklı ha-
berle ilgili olarak açıklamada bu-
lunan ODTÜ Rektörü Seviik.
kendisıne gelen bilgilerle haber-
de yer alan bilgiler arasında pa-
ralellik olduğunu söyledi.
Olayların ardından inceleme
yaptığını aktaran Sevük, öğren-
cilerin rehin aldığı kişinin yanı
sıra kaçan diğer 2 kişinin de Jl-
TEM calışanı olduğunu anlattı.
Üniversiteye bu tür kişilerin
girmesine izin vermeyeceklerini
bildiren Prof. Sevük. "Üniversi-
teye günde 20 bin kişi girip çıkı-
yor. Bunlann hepsini kontrol et-
meniz mümkün değil" dedi. Se-
vük. öğrencilertarafından yaka-
lanan üç kişıden birinin JlTEM
çalışanı olduğunun belirlenmesi
konusunda. "Bu Idşilerin ünrver-
sitede bulunmalan bi/im bilgi-
miz dahilinde değil. Takdir eder-
siniz ki üniversite yönetimlerinin
istihbarat birimleriyle resmi ya
da gayri resmi ilişkisi olamaz"
açıklamasında bulundu.
Üniversitede çıkacak olaylara
jandarma ya da polisin müdaha-
le etmemesi için. bundan böyle
olaylann başlangıcmda diğer öğ-
retim görevlileriyle birlikte öğ-
rencilerle görüşme karan aldık-
lannı anlatan Sevük. "Bu şekil-
de öğrencileri yanşürmaya çalısa-
cağız. Hiçbir öğrencinin hocala-
nna zarar vereceğini ya da öne-
rilerini dikkate almayacağını
sanmıyorum" diye konuştu.
Bu ârada ODf Ü Siyasal Bil-
giler Fakültesi 3. sınıf öğrencisi
Burak Sönmez'in gece evine
gelen polislertarafından gözaltı-
na alındığı öne sürüldü. Ailesi-
nin Sönmez'in durumundan
kaygı duyduğu bildırildi.
Zammı protesto
Hacettepe Üniversitesi Beyte-
pe Kampusu'nda da 500 kadar
öğrenci. harç ve sağlık hizmetle-
rine yapılan zammı protesto et-
mek için rektörlüğe yürüdü.
Yürüyüş öncesinde Istanbul
Gaziosmanpaşa Mahallesi'nde
çıkan olaylar sırasında yasamını
yitiren yurttaşlar için bir dakika-
lık saygı duruşunda bulunan öğ-
renciler. daha sonra davul ve zur-
na eşliğinde sağlık hizmetleri
merkezi ve rektörlüğe kadar ey-
lemlerini sürdürdüler.
Öğrenciler. "Paralıeğitimeha-
yır", u
Mediko hakkımız engelle-
nemez", "Sermayedefot. üniver-
site bizündir'". "Söz, yetki, karar
öğrencilerin'". "Harç ve mediko
zamlan geri alınsın"sloganlan
attılar.
Rektörlüğün önünde barikat
kuran jandarmalarla bir süre tar-
tışan öğrenciler. harç dekontlan-
nı yakarak. halay çektiler. Öğ-
renciler. zamlann geri alınması
için Hacettepe Üniversitesi Se-
natosu ve YÖK'ün mahkemeye
verileceğini kaydederek. bütün
üniversite öğrencilerini zamlann
geri alınması için bir araya gel-
meye çağırdılar. Öğrenciler,jan-
darmanın uyansı üzerine, slogan
atarak dağıldılar.
Anayasa Değişikliği Alt Komisyonu
Grevli sendika
için uzlaşma
sağlanamadı
•Alt Komisyon, DYP, CHP ve ANAP'ın üzerinde anlaştığı
seçilme yaşının 25"e indirilmesi önerisini de kabul etmedi.
Ancak milletvekillerine en yüksek devlet memuruna
baglanan emekli maaşı bağianması kabul edildi.
ANKARA (Cumburiyet Büro-
su)-Grevli toplu sözleaşmeh Me-
mur sendikalan ile ilgili madde-
lerde 2 haftadır uzlaşma saglaya-
mayan Anayasa Değişikliği Alt
Komisyonu. 22 maddelik değişık-
lik teklifinin 17 maddesi üzerin-
deki çalışmalan tamamladı. Ana-
I yasa Alt Komisvonunun kabul
; ettigi değişıkliklere göre anaya-
1
sanın başlangıç bölümünün "12
• E}lülharekâö'"ileilgiİ!İbarelerin
! bulunduğu ılk iki fıkrası metin-
; dençıkanldı.
; Sendika. dernek. meslek kuru-
I luşlan ve kooperatiflerin siyaset
! yapmayasaği kaldınlıyor. Sendi-
I ka. dernek. meslek kuruluşlan ve
1
kooperatıfler, amaçlan doğrultu-
sunda siyaset yapabilecek.
Siyasi partilere üye olma yaşı
18'e ındirilirken, siyasi partilerin
yurtiçi ve yurtdışında örgütlen-
meleri ve kadın, gençlik kollan
kurmalan önündeki engeller de
. kaldınldı. Ancak komisyon. se-
çilme yaşının 25'e mdirilmesıne
• ilişkin teklifı kabul etmedi. Ko-
misyon, seçilme yaşı alt sınınnın
25'ten aşağı. 30'dan yukan olma-
mak kaydıyla yasayla belırlenme-
sine karar verdı.
Alt Komisyon, millervekili sa-
, yısının da 600'e çıkanlmasına
" karşı çıktı. Bu önenyi reddeden
< Alt Komisyon. bunun venne mil-
letvekili sayısının 550'ye çıkanl-
masına karar verdi. Buna göre,
450 millervekili mevcut seçim
eevrelerine göre seçilecek. 100
milletvekilinin seçim çevresi ise
Türkiye geneli olacak. Bu durum-
da, 100 mılletvekiiının dağılımı
siyasi partilerin Türkiye genelin-
de aldıgı oya göre olacak.
DYP. ANAP ve CHP'nin ortak
teklifinde yer alan ve sonradan
hata olduğu açıklanan asker, hâ-
kım ve savcılann da seçilememe-
leri halınde mesleklerine geri dö-
nebileceklerine ilişkin hüküm de-
ğiştirildi. Değişikliğegöre Radyo
Telev ızyon Üst Kurulu, YÖK ve
Sılahlı Kuvvetler mensuplan ile
hâkım ve savcılar, mılletvekıli
adayı olabılmek için görevierin-
den çekilecekler ve seçilememe-
len halinde gen dönemeyecekler.
Meclis. I eylül yenne 1 ekim-
de yasama yılına baslayacak.
Alt Komisyon. millervekili ma-
aş ve yolluklannın en yüksek dev-
let memuru maaşını geçemeyece-
ği. yolluğunun da bunun yarısı ka-
dar olacağına dair anayasa hük-
münü aynen benımsedi. Komis-
yon, mılletvekıli emeklilikleri ile
ilgili yeni bırdüzenleme getirme-
yi de benimsedi. Buna göre mil-
letvekilı emeklilerine en yüksek
devlet memuruna baglanan aylık
bağlanacak. Fakat, milletvekili-
nin daha önceki çalışmalan da ka-
tıldığında en yüksek devlet me-
munınun aylıgına erişemiyorsa o
zaman da maaş bağlanacak. an-
cak aradaki fark borçlandınlmak
suretiyle kapatılacak.
Siyasi partilerin kapatılmalan-
na ilişkin davalarda siyasi partile-
rin savunması alınacak. Siyasi
parti liderine veya onun göstere-
ceği temsilciye savcıdan sonra
son söz hakkı verilecek.
KHKTere iptal yolu
Komisyon. anayasanın 12 Ey-
lül döneminde çıkanlan yasalar,
KHK'ler ve alınan diğer kararlar-
la ilgili Anayasa Mahkemesi'ne
dava açılamavacağına ilişkin ge-
çici 15. maddenın son fıkrasının
tümden kaldınlması yerine değiş-
tirilmesini karara bağladı.
bâbıtelli
CAN DÜNDAR'ın ilksözü,
İSMAİL GÜLGEÇ'in çizgileriyt<
Çıkü
Kamu Çalışanlan Sendikalan İstanbul Şubeler Platformu'nun dün Kadıköy'de düzenlediği
yürüv^şe 3 bin kişi kaOkü. (Fotoğraf: KAAN SAGANAK)
Memurunprotestoyürüyüşü
tstanbul Haber Servisi - Kamu Çalışanlan
Sendikalan Istanbul Şubeler Platformu. Gazı
Mahallesi'nde "Ale\i kahvelerine saldınlması-
nj". yapılan protesto gösterileri sırasında ise"Po-
lisin halkın üzerine ateş açmasını" dün Kadı-
köy'de üç bin kişinin katıldıgı bir yürüyüşle pro-
testo etti. Çalışanlar.
u
eşitlik.özgürlük vekarideş-
lik" istedı.
Kamu Çalışanlannın düzenlediği ve demok-
ratik kitle örgütleriyie. gençlik örgütlerinin de
katıldıgı yürüyüş. Söğütlüçeşme'den başladı.
Kortej korumasının göstericiler tarafından ya-
pıldıgı yürüyüş sırasında sık sık "Faşizme kar-
şı omuz omuza", "Faşizme ölüm, halka hürri-
yet", "Katil devlet". "Faşistler kalleştir Ale\i-
Sünni kardeştir", "Dün Sıvas'ta bugün Gazi'de.
çözüm faşizme karşı savaşta", "Yaşasın halkla-
nn kardeşliği** sloganlan atıldı. Gösteride böl-
ge ekipleri güvenlik önlemi aldı: toplumsal olay-
larda görev verilen çevik kuvvete bağlı polisle-
rin bulunmaması ise dikkat çekti. Yürüyüş sıra-
sında Söğütlüçeşme-Altıyol ve Kadıköy'e uza-
nan güzergâh trafiğe kapatılırken esnafın
da"olayçıkabilir" gerekçesiyle kepenklerini ka-
pattığı gözlendi. Kadıköylüler yürüjüşü izle-
meyi tercih etti. Yürüyüşçülerise zaman zaman
"Stısma! Sustukça sıra sana gelecek" sloganlan
anı.
Kadıköy Iskele Meydanı'nda olaysız nokta-
lanan yürüv'üşün ardından yapılan basın açıkla-
masında, Gaziosmanpaşa'da kahvehanelerin ta-
ranması"provokas>'on*'. polisin protesto göste-
nsi yapan halka ateş açması ise "khie katliarru"
olarak değerlendirildi. Açıklamada şöyle denil-
di:
"İçine sürüklcndiğimiz bu kanlı katliama' dur'
demenin bir tek volu v'ardır: Tepldmizi, öfkemj-
zi, nefretimizi. faşizme yöneltmek; tüm güçleri-
mizi. emekçilerin. ezilenlerin hak ve özgüriük-
lerini giivence altına alan bir demokrasi kav-
gasında birleştirmek. 'Türküm. Kürdüm, Sun-
niyim, Aleviyim: ama hepsinden önce emek-
çiyim. ezilenim'diyen herkes, doğuştan gelen
kimliklerimizi vadsımadan. el ele vererek tek bir
demokrasi cephesi oluşturmab ve faşistlerin üz-
erine gitmefi.**
Göstericiler basın açıklamasının ardından ses-
sizce dağıldı.
Ciller-
Askerle
polis karşı
karşıya
gelmesin
AMCAR.A (Cumhuri>«t Bflro-
su) - Başbakan Tansu Çiller'in
başkanlığında önceki gün yapı-
lan Milli Güvenlik Koordinasyon
Kurulu toplantısında. istihbarat
birimleri arasında eşgüdüm ko-
pukluğuna dikkat çekilirken as-
ker ve polisin karşı karşıya geti-
rilmemesi istendi.
Genelkurmay Başkanı Orge-
neral İsmail Hakkı Karadayı.
Içişleri Bakanı Nahit Menteşe,
Sanayi ve Ticaret Bakanı Meh-
met Dönen. Emniyet Genel Mü-
dürü Mehmet Ağar. MtT Müste-
şan Söıunez KöksaL Başbakan-
hk Müsteşar Vekıli .\li NAdTun-
cer, RTÜK Başkanı .\li Baransel
ve Vfilli Güvenlik Kurulu Genel
Sekreteri Orgeneral Doğan Ba-
yezit'in de katıldığı ve Gazios-
manpaşa olaylan sonrasında. 2
gün arka arkaya gerçekleşen
toplantıda. Başbakan Çiller'in,
olaylann yatıştınlabilmesi ve iç
banşın sağlanması için sivil top-
lum örgütleri ile diyaloğa giril-
mesini istediği ögrenildi.
Toplantıda şu görüşlerin dile
getirildiği bildirildi:
0 Gaziosmanpaşa olaylan
sonrasında başla>an oiayiarda as-
ker ve polis arasında avnnı yap-
mak istiyorlar. Bütün güvenük bi-
rimleri ortak bir hedef, ülkenin
bütünlüğü için çaba sarf edivor.
Asker-polis aynmının oluşması
ve keskinlestirilmesine izin veril-
memelL
# Cuma namazı nedeniyle,
özellikle büyük kentlerde. cami
çevrelerinde güvenlik önlemleri
arttınlmalı.
# Güvenlikbirimleri arasında
eşgüdüm kopukluğu var. İçişleri.
Emniyet. Jandarma. MİT arasın-
da özellikle Gaziosmanpaşa'da
kahvc taranması olavının faUleri-
nin bulunması için koordinasyon
sağlanmalı. Bu olaylann araştt-
nlması için istihbarat vegüvenlik
birimleri takviye edilmeli. Bu ola-
vın faillerinin bulunmasmayöne-
İik çalışmalar hızlandınlmah.
# Nevruz için valilikler arası
koordinasyon ağı kurulmalı. Şid-
det içermedikçe, yurttaşlann yü-
rüyüş ve şenliklerine müdahale
edilmemeli.
Ömürboyu suçlu muamelesi
HALİL NEBİLER
Diyelim 50 yaşındasınız. Otuz yıl kadar
önce gençlik eylemlerine katıldmız.
Yakalandınız. Mahkeme önüne çıktınız.
Diyelim mahkûm oldunuz. Cezanızı
çektiniz, çıktınız. Aradan otuz yıl geçtı.
Evlendiniz. iş-güç, çoluk çocuk sahibi
oldunuz. Gaziosmanpaşa olaylannı
televizyonlardan izlediniz, gazetelerden
okudunuz. Insanlann öldürülmesine
tepkisiz kalamazdınız tabii. Öğrendiniz ki
bir protesto gösterisi yapılacak. Siz de
katılıp Alevilere yönelik bu katliamı
protesto etmek istediniz. Kalabalığın
ortasında bir yerlerde herkes gibi slogan
artınız. yürüdünüz. Sonra polis saldırdı.
kaçtınız. Buraya kadar her şey normal.
Ertesi gün işinize gittiniz. alışveriş
yaptınız, sokaklarda dolaşıp çocuklannızla
parkta top oynadmız. Sonra, üçüncü gün
fotoğrafınızı bazı gazetelerin birincı
sayfasında, kalabalığın arasında
işaretlenmiş olarak gördünüz. Siz filanca
örgütün üyesi ve protesto gösterisinin baş
tahnkçisiymişsiniz meğer... Meğer o gün
polisler sizin fotoğraflannızı çekmiş.
yirmi-otuz yıl önceki dosyalannızı açmış,
siz) Türkıye'yi mahvetmekle uğraşan biri
olarak saptamış. Şimdi sokağa çıksanız.
fotoğraftan biri tanısa, tokadı bassa... Ya da
ne bileyim. biri daha ileri gitse ne olacak?
Dün bir gazetenin bırinci sayfasının
neredeyse üçte birini kaplayan "Polis
objektifinden terör koaJisjonu** başlığıyla
yayımlanan fotoğraflar, hukukçulan ve
insan hakları savunuculapnı ayağa
kaldırdı. Avukat Rasim Öz, şunlan söyledi:
" Bu hali fle dahi bu fotoğraflan
yayımlamak. yavımlatmak bir vargısız
infazdır. Gayri insani bir davranısür ve
Türk Ceza Vasası'nın 243. maddesi ve
devamına göre suçtur. Bu kişiler belirtildiği
gibi geçmişte örgütlerin üyeleri idi iseler ve
polis de bunu biliyorsa, cezalannı çekip ya
da yargılamp aklanarak yeniden topluma
kabldıklaruu da bilmelidir. Polis yargının
akladığı ya da infa/ını yaptığı kişileri de
sonsuza kadar suçlu görmekte ve
göstermektedir. Geçmişte suç işlenûş
insanlann da (eğer işlemişlerse) diğer
yurttaşlar gibi tepki göstermek. yürüvüş
vapmak gibi demokratik haklan vardır. Bu
insanlan tahrikçi olarak hedef göstermek,
onlara karşı işlenecek olan suça
azmeta'rmektir. Bu da TCK'nin 65.
maddesine göre işlenecek suçla aynı cezai
yapönmla karşılaşır." Bir başka hukukçu.
Avukat Bayram Bahri Belen de
"Mahkemelerin yargısı sonunda ceza
verilir ve bununla ortaya çıkan sabıka kaydı
bfle bir süre sonra düşer, ovsa polisin sabıka
fişleri yasavla kaldınlmasına karşın böyle
oiayiarda kuilamlıyor" dedi. tnsan Haklan
Derneğı Istanbul Şubesi Başkanı Ercan
Kanar. insanlann fotoğraflannın çekilerek
basında suçlanmasını, "Objektif gazetecilik
ilkelerini ihlai eden militarist yayuıcılığın
örneği'* diyerek eleştirdi.
Şanlıurfa'da memura seyahatyasağı
•Vali Akbulut. "protestolara
katılmak için kent dışına çıkmak
isteyenler olabilir" gerekçesiyle
memur \e işçilere kentten çıkma
vasağı koydu. İl Kültür
Müdürlüğü'nün konseri de iptal
edildi.
ŞANLIüRFA (Cumhurhet) - Şanlıurfa
Valisi Zijaettin Akbulut. bazı kitle örgütü
üyelerinin lstanbul'daki protestolara
katilmak için kentten aynlma
girişimlerinin yoğunlaşması üzerine
memurlar ve işçilere kentten çıkma yasağı
koydu.
Akbulut. "Urfa dışına eylem vapmak ve
protestolara katılmak üzere vizite ve
benzeri yöntemlerie çıkmak isteyen kitle
örgütlerinin üyeleri var. Kimseye izin
vermivorum. \ iziteye çıkmak da yasak.
Bütün i/Jnkr de bir hafta süreyle
kaldınlmıştır" dedi.
Aşık Veysel Haftası nedeniyle II Kültür
Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve dün
akşam yapılması gereken Musa Eroğlu
konseri de iptal edildi.
Emniyet Müdürlüğü"nden biryetkili,
"Valilik vasakladL Güvence
veremediğimiz için" demekle yetindi.
Kültür Müdürlüğü'nün ise söz konusu
yasağa "Musa EroğJu'nun sağlık
sorunlannı" gerekçe olarak göstermesi
dikkati çekti. ,
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Dökülen Kan ve Umut
Gerçekten çok sabırlı ve dayanıklı; inanılmaz derecede
bağışlayıcı ve sağduyulu bir toplumuz. Ve insanlanmızin
bu "güzellikleri" olmasa, böylesine basiretsiz yöneticile-
rin elinde, toplumsal bir cinnetin içine girmemek mümkün
olamazdı.
Yaklaşık bir hafta kadar önce, Istanbul'un Gazi Mahal-
lesi'nde gerçekleştirilen hain provokasyon ve bunun ar-
dından emniyet güçlerinin akıl almaz tutumlan, dünyanın
bir başka ülkesinde yaşansaydı, sanıyorum ne içişleri ba-
kanı kalırdı ortada, ne de hükümet...
İçişleri Bakanımız Sayın Menteşe, bir "kusurunun" ol-
madığını düşünüyor ve dile getirıyor. Meseleyi salt "kusur"
açısından ele alırsak, muhtemelen haklıdır. Olayı duyunca
en hızlı bir biçimde Istanbul'a gelmiş. Gelmesine gelmiş
ama, bilemediğimiz (ya da en azından benim bilemediğim)
husus, "Geldikten sonra ne yapmış?"
Gazi Mahallesi'ndeki karakolla ilgili birdizi sorun ve cid-
di iddialar var. Acaba Sayın Bakan, Istanbul'a gelince, btı-
radaki görevlilerin geri çekilmesi için emir vermiş mi? Pa-
zartesi günü polislerin de tahrik edileceği belliydi. Bunun
için ne gibi önlemler almış. Memurların birtakım saçma-
sapan rivayetlere inanarak sogukkanlılıklannı yitirmeme-
leri için neler yapmış?
Elbette bu konularda uzman değilim, ama televizyon-
lardan görebildiğim kadanyla pazartesi günü saat 15.00
sularında polis panzerlerinin kullanılış biçimi son derece-
de yanlıştı. Zaten çılgına dönmüş olan ve cenazelerini ta-
şıyan halkın üzerine panzer sürmek, hangi "aklı selimle"
açıklanabilir? Ve zaten asıl kıyamet orada koptu. Ölü ve
yaralı sayısı, katlanması güç boyutlara ulaştı.
Yani sorun; bir "kusur" sorunu değil, bir "beceri" soru-
nu. Sanırım gerek İçişleri Bakanımız, gerek Istanbul Vali-
si, gerek Emniyet Müdürü; hatta üst düzey emniyet gö-
revlileri, görevlerini kusursuz bir biçimde yapmaya çaıış-
mışlardır. Hatta bir kısım emniyet görevlilerinin sırtlannın
birkaç gün yatak görmediğine de eminim. Ama netice iti-
barıyla bu işi "becerememişlerdir." Akan kanı ivedilikle
durdurmak bir yana, daha çok kan döküfrnesine neden ot-
muşlardır. Sükûneti sağlayacaklanna, çatışmayı tırmandır-
mışlardır.
Istanbul Emniyeti, gözyaşartıcı bomba diye bir şey duy-
mamış mıdır? Plastik mermi denilen bir şeyden haberleri
yok mu?
Kim verecek şimdi, dökülen bu kanın hesabını? Sönen
ocaklardaki yaşama sevincini kim yeşertecek? Artık ilk
gecenin provokasyonunu unuttuk, daha sonraki provokas-
yonlar üzerinde duruyoruz.
Bu olaylann tüm sorumluluğunu (olanca acımasız so-
mutluğuna karşın), sonuç olarak soyut bir kavram olan
"provokatöre" mi yıkacağız. Bu tür oiayiarda şimdiye dek
hiç yakalanmamış olan bu "provokatör" kimin nesidir?
Hangi hain amacın peşinde koşmaktadır.
Sayın Başbakanımız, bu oiayiarda "Yunanparmağı"oia-
bileceğini ima etmiş. Gazetelerde okuyunca gözlerime
inanamadım. Çok kesin ve herkesi inandırıcı kanıtlar sun-
madan, böyle bir imayı, bir başbakan nasıl yapar? Sayın
Menteşe'nin Güner Ümrt'le ilgili olarak yaptığı dil sürçme-
sine de benzemez bu. Adamı "tefe koyariar." Ama bu du-
rumda "tefe konulan", Türkiye oluyor. "Deneyimsiz" de-
sem, bunca yılın deneyimi var. Anlaşılır gibi değil... Dışiş-
leri Bakanlığı şimdi bunu temizlemeye çalışsın bakalım. Ar-
tık nasıl bir açıklama getirirler, bilemiyorum...
Ve giden gitti...
Fidan gibi çocuktanmızı verdik gene kara topraklara. O
çocuklann kederli ailelerinin acılan nasıl diner, nasıl dindi-
rilir acaba?
Televizyonlardan izleyebildiğim kadanyla, kimi cenaze-
ler siyasal mesaj taşıyordu. Kimi cenazeler ise kitlesel bir
katılım olmakla birlikte, sade törenler şeklindeydi. Ve bu
cenazelerde aileler hıçkıra hıçkıra, haykıra haykıra ağlıyor-
lardı. Ne kadar hıçkırsalar, ne kadar haykırsalar az...
Ama beni en çok yaralayan, yüreğimi dağlayan, boğa-
zımı düğümleyen görüntü; cenazelerinin ardından göz-
yaşlanyla yürürken göğüslerine, yüreklerine bastırdıklan
Mustafa Kemal'in resimlerini taşıyan insanlann görüntü-
sü oldu. Ayşegül'ün yanında gözyaşlarımı kontrol edebil-
dim ama; şimdi gecenin bu geç saatinde, bu satırian ka-
leme alırken tutamıyorum. Bilmiyorum siz değerii okurla-
nm, bu gözyaşlarıma "pamnaklannızla"dokunabiliyor mu-
sunuz?..
Bunca acı, bunca kırgınlık, bunca isyan içinde bile; te-
selli ve umudu Mustafa Kemal'de anyor ve bir ölçüde bu-
labiliyorsak, "daha ölmedik" demektir. En kahır yüklü gün-
lerimizde bile, "gelecekteki güzel gönlerin" işareti var de-
mektir...
Hain provokasyonlar sonucu toprağa verdiğimiz fidan
gibi yavrulanmızın kanı, aynı topraklarda umut çiçekleri-
nin filizlerini yeşertebilir mi acaba?..
Ve tüm ıstırabıma rağmen, bunun umudu içinde; bu ço-
cuklanmızın teselli bulmaz aile ve yakınlan başta olmak
üzere, tüm ulusumuza başsağhğı diliyorum.
Soruşturma komisyonu
üyesine soruşturma
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA - Akdeniz Üni-
versitesi Tıp Fakültesi'ne alınan
günü geçmiş tıbbi malzemeler-
le ilgili ilk soruşturma komisyo-
nunun üyelerinden olan ve so-
rumlulann hukuki yollarla yar-
gılanmasını isteyen Prof. Dr. Çe-
tin Yetkin'e üniversite yönetimi
soruşturma açtı.
Yetkin'e, Rektör Yardımcısı
Prof. BekirÖzertarafından gön-
derilen yazıda, "Sonışturma ko-
misyonunda görevli olduğu hal-
de" fnterstar TV kanahna açık-
lamalarda bulunduğu gerekçe-
siyle ifadesine baş.vurulacağı be-
lirtildi.
Avukat TuğhanÇiftçi televiz-
yon kanalındaki açıklamalann.
Prof. Yetkin'e gösterilen belge
ile ilgili olduğunu anımsatarak.
"Yetkin'üı de üyesi olduğu soruş-
turma komisyonunarektöryar-
dımcılanndan sahte belgeler ve-
rildiği kanıtlanmış oluyor.
Bu nedenle de sayın Ozer'e bu-
nun da şikâyetini yaptık" diye
konuştu.
DEMOKRASİ İÇİN BİR ADIM İLERİ
FORÜM: 1
95 TÜRKİYESİNDE
DEMOKRASİNİN ÖNÜNDEKİ
ENGELLER
Konuşmacı
TALATTURHAN
19 MART 1995 PAZAR Saat : 13.00
TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR MERKEZİ
İstiklal Caddcsi - Tûnel - İstanbul
Bu, Artık Böyle Devam Edemez.