Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyettmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yavın Yönetmenı: Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatörü Hikmet
Çetinkava # Yazıışleri Müdürlerı:
Ibrahim Vıldız, Dinç Tayanç(Sorumlu)
# Haber Merkezı Müdürü' Hakan Kara
0 Görsel Yönetmeıv Fikret Eser
Dış Haberler: Ergun Balcı • tstıhbarat Yalfin Çıkır •
Ekonomı Büknt Kızanhk • Radyo-TV l\g»r Eremektar
• Kultur Handan Ştnköken • Spor- Abdülkadlr
Yücelman • Yurt Haberlen Mehmet Saraç • Makaleler
Sıml Karaören • Çe\ın Seyfcttin Turhan # Düzeltme
Abdullah Yazıcı • Folograf Erdogan Köseoğlu
Yayın Kurulu tlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç. Oktay
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinkaya. Şükran Soner. Ergun
Balcı. Dinç Tayanç. Ibrahim Yıldız,
Orhan Bursalı, Mustafa Balbav.
Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbav # Haber Müdürü Doğan
Akın Atatürk Bulvarı No: 125, Kat.4, BakanJıklar-Ankara Tel"
4195020(7hat). Faks 4195027 • tzmır Temsılcısi Serdar Kızık,
H. Ziya Blv 1352 S. 2/3 Tel. 4411220, Faks 4419117 • Adana
Temsilcisr. Çetin Yiğenoglu, Inönû Cd. 119 S. No:l Kat: 1, Tel:
3522550, Faks 3522570
Muessese Mudürû. Erol Erkut # Koordmatör
AhmetKorulsan9Muhasebe BOIentYener
• ldare Hüsevin Görer • Işletme Önder
Çelik • Bılgı-îşlem. Nail lnal • Bılgısavar
Sıstem: Mürüvet Çiler • Reklam Reh»
Işıtman •Halkla Ilişkıler Nurten Berksoy
Ya>ımlayan ve Basan: Yenı Gun Haber \jansı Basın \c Yavıncıhk A Ş
TufUxağıcad 39 4) CagaloŞlu 34334 lst PK. 246 istanbul Tel tO2!2) 512 05 05 (20 halı Faks (0 212)513 85 95 18MART1995 tmsak: 4.40 Güneş: 6.05 Ögle: 12.19 tkindı: 15.39 Akşam: 18.20 Yatsr. 19.39
21. yüzyıl
modasına hazırlık
• Haber Merkezi - Dünya
modasının başkenti Paris'te
1995-1996 sonbahariaş
koleksıyonlannın tanıtıldığı
defıleler tüm hızıyla sürüyor.
Fransız modacı Thiery
Mugler'in transparan
modellerinin sergilendiği
defile, sıradışı unsurlanyla
dikkat çekti. Modellennde
metal de kullanan Mugler,
robotlardan esinlenmişe
benzıyor. Ancak, sergilenen
giysılenn önümüzdeki kış
değil, 2095-2096 kışında
giyilmesi daha olası.
ÇBCÜL'den devam
çağrısı
• İstanbul Haber Servisi -
Çe\ re ve Kültür Degerlerini
Koruma ve Tanıtma Vakfi
(ÇEKÜL), 1994-1995 dikim
mevsiminin son fıdanlannı
dikmek ıçin Çatalca
Delıyunus'ta "Türkiye'de Her
Yıl Herkesin 7 Ağacı Olsun"
kampanyasına yann da
devam ediyor Şimdıye kadar
kampanya çerçevesinde
dikilen fidan sayısı 200 bini
aştı. Kampanya, Birleşmiş
Milletler Kalkınma Programı
(UNDP) tarafından, bu yılın
desteklenmeye değer çevre
projeleri kapsamına alınmıştı.
"Karadam '95"
• ULUDAĞ(Cumhuriyet)-
Vakkorama'nm geleneksel
olarak düzenlediğı ve
sonuncusu "Karadam '95"
başlığıyla 10-12 mart tarihleri
arasında Uludağ'da
gerçekleştirilen kayak
yanşmalannda kar sevgisi;
hız, tehlike ve özgürlük
tutkusuyla bütünleşti.
Vakkorama'nın sahibi Cem
Hakko'nun ev sahipliginde,
Power FM, Efes Piîsen, Volvo
ve NVrangler'in katkılanyla
yapılan "Karadam '95"te
bini aşkın kişi yanştı.
Erzurum'da
deprem
• ERZURUM(AA)-
Erzurum'da dün sabah orta
şiddette bir deprem meydana
geldi. Atatürk Üniversitesi
Deprem Araştırma
Merkezi'nden yapılan
açıklamaya göre, dün sabah
saat 07.3 l'de, merkez üssü
Aşkale ilçesinin 15 kilometre
güneybatısı ve aletsel
büyüklüğü 4.2 şiddetinde bir
deprem meydana geldi.
Depremde can ve mal
kaybmın olmadığı bildirildi.
ODTÜ'nün gemisi
Karadeniz'de
• SOFYA (AA) - Orta Doğu
Teknik Oniversitesi'ne ait
"Bılim" adlı araştırma
gemisi. Karadeniz'de
Bulganstan, Römanya ve
Ukrayna ekonomik
bölgesinde inceleme ve
araştırmalanna başladı.
Türkiye, Bulgaristan,
Romanya ve Ukrayna'dan
bilim adamlannın katıldıgı
bilimsel araştırmada,
Karadeniz'de deniz
canlılannın yaşam şartlan
incelenecek.
Hastahk hastalaruıa ldüıikÇeviri Servisi - Durup duruken gög-
sün sıkışması, boncuk buncuk terleme-
ler, kalp atışlannın hızlanması ve solu-
ğun kesılmesi... Bazen yerinden kalka-
mayacak kadar bitkin hissetmek, bazen
ölüyormuş gibi nefes alamamak... Son-
ra bir doktordan digenne koşarak tüm
bunlara çare aramak... Tahliller. analiz-
ler, 'check-up'iar... Ve sonuçta doktorla-
nn o meşhur sözü: "Bir şeyiniz yok!"
Aslında tarihin eskı çağlanndan günü-
müze gelen bu hastalıgın adı hipokond-
ridir. Organik bir rahatsızlık degıldir.
Çok eskilerde melankoliden kaynakla-
nan bir rahatsızlık gibi görülen hipo-
kondrinin günümüzde bedende fiziksel
rahatsızlıklara yol açan psışık bir hasta-
lık olduğu tanımlanmıştır. Depresyonla
çok benzerlıgi bulunan hipokondri, iç çe-
lişkilerden gelen sınyallerin beyınde ters
tepkiier yaratarak fiziksel rahatsızlıklar
olarak ortaya çıkmasıdır.
Yapılan araştırmalara göre doktorlara
ve hastanelere fiziksel sendromlarla baş-
vuran hastalann yüzde 15-20'sınde orga-
•Bulabildikleri tüm ilaçlan toplayıp tıp
literatürünü takip ederler. Tansiyonlan ve kalp
atışlan sürekli kontrol altındadır. Doktorlar ve
tıp, onlarla ilgili organik bir rahatsızlık
bulamadığı halde, hastahk hastalan (hipokonder)
hep hastadır.
nik bir rahatsızlığa rastlanmamakta ve
bu hastalann birer hipokonder oldugu
düşünülmektedir.
Doktorlann peşindeki hastalar
Bu rakam kalp hastalıklanyla ilgili so-
runlarda daha da belirginleşmekte ve
kalp rahatsızlığı ile başvuran hastalann
neredeyse üçte ikisi herhangi birtanı ko-
namadan evine gönderilmektedir. Her
beş hastadan dördünde ıse rahatsızlıklar
devam etmekte ve hasta yeni doktorlann
peşine düşmektedır. Bugüne kadar ken-
dılenyle ciddi olarak ılgilenildiğı hıçbir
şekılde söylenemeyecek olan hıpokon-
derler için geçen aylarda Norveç'te açı-
lan ilk özel hipokondri hastanesi büyük
umut olmuştur. Norveç'in Bergen ken-
tinde açılan hastanede ilk hipokondri
hastalan terapi yoluyla tedaviye başladı-
lar
Doktorlara duyulan güvensizLik
aşüacak
Hipokonderlerin, yaşadıklan bu kadar
şey dolayısıyla ilaçla tedavi yöntemleri-
ne ve doktorlara duyduklan güvensizli-
gin de bu hastanede aşılacagını belirten
uzmanlar, tedavınin ilk aşamasının gü-
ven oldugunu vurguluyorlar.
Hastaya önce fiziksel rahatsızlıklan-
nın nedenlerini açıkça anlatan ve orga-
nik bir hastahkla yüz yüze olunmadıgı
anlatan doktorlann, ikincil olarak öner-
dikleri yöntem ise terapi. Hipokondriye
yol açan psıkolojik nedenlerin ortaya çı-
kanlmaya çalışıldıgı bu aşamada hasta,
grup içinde bulundurulmuyor. Erken teş-
hisin bu hastalıkta terapi sürecini çok kı-
salttıgmı belirten doktorlar, hastanın or-
ganik bir rahatsızhgı olmadıgını kesin
ögrendikten sonra şikâyetleri sürdüğü
takdirde buraya başvurabilecegıni belir-
tiyorlar.
Rahatsızhklann her hastada farklı ve
değışik yogunlukta ortaya çıkabilecegı-
ni söyleyen doktorlar, hipokonderlenn
diger ruhsal rahatsızlıklar ve korku has-
tahklan olan fobilere de daha kolay ya-
kalanabilir oldugunun altını çıziyorlar.
Birçok ülkede hastalann yüzde 20 ka-
dannm hipokonder olabileceğini de be-
lirten Bergen Hastanesi yetkılileri, bu tür
hastanelerin vakit geçırilmeden yaygın-
laştınlması geregıne inanıyorlar.
Topraklarından sürülenler
Çeviri Servisi - Uluslararası Çocuk Jfirisi, Dünya Basın Fotoğraflan 1995 Çocuk
Ödülfi'ne, "Anne ve 2 Çocuğu" adlı siyah-beyaz fotoğrafi fle İsviçreii fotoğrafçı
Katrin Freisager'ı la\ık buldu.
Fotoğraf, atalan 1890 >ılında Amerikan ordusu tarafindan topraklarından sürülen
Lakota yerülerine ait Bugün ise Lakotalar, kendi kimliklerini btılmak \e
topraklannı geri alabilmenin sa\aşımım veriyoriâr.
Oğrencilerden oluşan jüri. bu yılın yerişkin jürisi tarafindan seçilen 350 foto ve slayt
arasından seçimini yapü. Değeriendirmeler güncel hayat, spor, doğa ve önemli
haber fotoğraflan kategorileri arasından \ apıldı.
Jüri; tspanya, Almanya, Hollanda, İtaNa. Fransa, Finlandiya, Macaristan, İsrail ve
Pörto Rico'da düzenlenen ulusal fotoğraf yanşmalannda ödül kazanan 9 çocuktan
oluşuyor. Birinciye 2500 Hollanda Florini'nin verileceği ödül töreni, 25 nisanda
Amsterdam'da gerçekleştirilecek.
Çanakkale
Zaferi kutlanıyor
Haber Merkezi - Çanakka-
le Denız Zaferi'nm 80. yıldö-
nümü bugün Çanakkale Cum-
huriyet Meydanı ve Şehitler
Anıtı'nda yapılacak törenlerle
kutlanacak. 'Çanakkale Sehit-
lerini Anma Günü' dolayısıyla
Cumhurbaşkanı Vekili ve
TBMM Başkanı HOsamettin
Cindoruk, siyasi partilerin ge-
nel baskanlan, bakanlar ve der-
nekler mesaj yayımlayarak gü-
nün önemine dikkat çekti
Başbakan Tansu Çiller' in ya-
nı sıra Genelkurmay Başkanı
Orgeneral tsmail Hakkı Kara-
dayı ile devlet bakanlan Nec-
mettin Cevheri, Abdülbaki
Ataç, Orman Bakanı Hasan
Ekinci, Bayındırhk ve lskân
Bakanı Halil Çulhaoğlu nun
katılacagı 18 Mart törenlen,
Cumhuriyet Alanı'nda saygı
duruşunda bulunulması ve Is-
tiklal Marşı eşliginde göndere
bayrak çekilmesıyle başlaya-
cak. Cumhuriyet Alanı'ndaki
törenler, folklor gösterileri ve
geçit resmi ile sona erecek. Ça-
nakkale muhabirimizin haben-
ne göre aynı saatlerde Hastane-
bayın, Kumkale ve Hasan
Mevsuf şehitliklerinde de tö-
renler yapılacak. Gelibolu Ya-
nmadası'ndakı Şehitler Anı-
tı'ndaki tören ise saat 14.00'te
başlayacak. Törenlerin akşam-
ki bölümünde, Kültür Bakanlı-
ğı Devlet Halk Danslan Toplu-
lugu'nun 18 Mart Spor Salo-
nu'ndaki gösterisı izlenebile-
cek. Çeşitli kuruluşlar da sergi
ve dia gösterileri ile kutlamala-
ra katılacak.
Törenlere katılmak üzere
dün Çanakkale'ye gelen tngil-
tere Genelkurmay Başkanı Ma-
reşal SirPrterlnge, Ingilızlerin
Gehbolu savaşlannda yenildik-
lerini, ancak kahramanca sa-
vaştıklannı belirterek "Gefibo-
lu savaşlanndan aidığnmz çok
dersvar"dedı.
Cindoruk da Çanakkale Va-
lısi Hüsnü Tuğlu ve Belediye
Başkanı lsmail Özay'a birer
kutlama mesajı gönderdi. Cin-
doruk, mesajında şöyle dedi:
"Tiirk milletinin üsriin vatan
sevgLsinin destanlaşnğı Çanak-
kale Zaferi. tüm Çanakkalelile-
re ve yüce milletinıizt kutlu ol-
sun. Surdumuzun dört bir ya-
nından geierek düşman güçjere
karşı van yana, omuz omuza
çarpışaıı ve vatan savunmasın-
da hayadannı seve se\e feda
eden aziz şehitierimize Al-
lah'tan rahmet diliyonım. Ça-
nakkale Zaferi'nin dahi komu-
tanı ve desletimizin kurucusu
yüce Atatürk'ü ve kahraman
gazileriınizi bir kere daha min-
net ve şükran duygulanmızla
anıyorum."
CHP Genel Başkanı Hikmet
Çetin mesajmda, Türk tarihinin
şanlı sayfalanndan olan Çanak-
kale Zaferi'nin salt bir destan
olmanın ötesınde bugün ve ya-
nnlar için her zaman ders altna-
cak denn anlamlarla yüklü ol-
dugunu bildirdi. Mesajda, Ça-
nakkale Zafen'nin, empery-a-
lıst saldınya karşı koyulabili-
neceginın kanıtı oldugu belir-
tildi.
ANAP Genel Baskanı Mesut
Yılmaz, mesajında, 80 yıl önce
Çanakkale deniz savaşlannın
bir ulusal gurur ve ıftihar zafe-
rine dönüştürüldügünü behrttı.
Muğla evi, Izmir'den
ABD'ye yolcuedildi
ÖZCANÖZGÜR
MUĞLA - Mugla Belediye-
si tarafindan prefabrik olarak
inşa edilen "Muğla Evi", Mug-
la'da sergilenmesinın ardından
Izmir'den Amerika'ya yolcu
edildi. Mugja ile ABD'nin Flo-
rida eyaleti Fort Lauderdale
kenti arasındaki "kardeşşehir"
ilişkisi çerçevesinde, Ameri-
ka'nın dünyaca ünlü arkeoloji
müzesi Graves'te süresiz ola-
rak sergilenecek olan Muğla
Evi, 8 nisanda törenle Ameri-
kalılann ziyaretine açılıyor.
Mugla Belediyesi'nin ola-
naklanyla ve belediyerun ken-
di ustalan tarafindan mimar
Ertuğrul Aladağ danışmanlı-
gında tamamen ahşap malze-
me ile bire bir ölçeginde pre-
fabrik olarak inşa edilen ve
Mugla yöresinin geleneksel ev
eşyalan ile dekore edilen Mug-
la Evi, bir süre Mugla'da sergı-
lendikten sonra sökülerek Iz-
mir'e götürüldü.
Mugla Evi, bu ayın başında
Deniz Nakliyat TAŞ'nin gemi-
siyle ücretsiz olarak lzmir Ali-
ağa limanından Amerika'ya
yola çıkanldı.
Muğla Valisi Dr Lale Ayta-
man şu bilgileri verdi: "Muğ-
la ile Portlaudardela kenti ara-
sında iki yıl önce başlatüan kar-
deş şehir ilişkileri çerçes esinde
bu güzel olay yarabhyor. Fort
Laudardela kentinde yaşayan
veTürk-Amerikan tş Eğitim ve
Kflltürel İlişkileri Geiiştirme
Komhesi (TABEC) başkanlığı-
nı da yapan Süheyla Genç-
soy'un öncülüğünde başlatılan
flişkiler ik önce Beledi\e Başka-
nı Orhan Çakır \e beıi .\BD'ye
gittik. Sonra onlar Muğla'ya
geldiler. Amerikalı konuklar,
Muğla zharetlerinde tarihi
Muğla evlerinden çok etkilen-
diler. Böylece bu evlerden bir
örnek e\in Graves Müzesi'nde
sürekli sergilenmesi fıkri geliş-
ti. Bunun için Graves Müze-
si'nde özel bir bölüm açıldı."
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
DüNYADAN
Doğu Avrupa'da
nüflıs geriliyor
Çeviri Servisi - Doğu Avnıpa
ülkelerindeki nüfiıs gıderek
azalıyor. Konunun uzmanı
istatistikçiler göre bunun iki
nedeni var: Refah ve fakirlik.
VVashıngton Post bu
çelişkinin gerekçesini şöyle
saptamış: "Çokuluslu bir
şirkette yüksek düzeyde görev
yapan, çok sık seyahat etmek
zonında kalan, tapusuna
sahip olduğu evi ve iki
otomobüi bulunan Agnieszka,
liberal ekonomide daha iyi bir
yaşama doğru gidildigini
savunan Doğu Avnıpa
ülkeleri için iyi bir reklam
sayıhr. Agnieszka'nuı yüksek
düzev yaşamının Bükreş'in
varoşlanndaki tariasında
çalışmak zonında olan
Romanyttta Ioana
Stoenescu'nun yaşamıyta çok
az ortak yanlan var. Ulkede
1989'da rejim değişikliğinden
sonra hükümetçe çiftçflere
sağlanan destek. enflasyonun
etkisiy te tümden eriyip ghtL
Öyie ki geçen yıl
teievizyonlann yanması
üzerine yerine yenisini
koymak olanağını bile
bulamadı Stoenescu aflesL"
Yaşamlan ve yaşam koşullan
böylesine çelişkili 36
yaşındaki Agnieszka ile 29
yaşındaki loanna
Stoenescu'nun tam
bırleştikleri bır nokta var, o
da çocuk istememek.
"Ben" diyor, "Bir mestek
kadnuyım. Çocuk doğurmak
isterim. Ama şimdi değiL
Okluğunda da bir tek çocuk
yeter, faziasını istemem."
Ioanna'nın çocuk ıstemeyiş
nedeni ise çok farklı. Şöyle
diyor o: "Kendime
bakamıyorum. çocuk benün
neyüne™" Agnieszka, şimdiki
işine 250 dolar aylıkla
başlamış, kısa sürede aldığı
zamlarla bunu on katına, yani
2500 dolara çıkarmış.
"Çok gezjyorum" diye
ekliyor, "Valizlerüni
boşaftacak vakit bile
bulamıyorum." Ioana ise
hamile kalmamak için çektigi
sıkıntıyı şöyle açıklıyor
"Doğum kontrol hapı almaya
param olmadığı için doktora
gktip bebeği aidınyorum."
Doğu Avrupa ülkelennde
nüfus, çoğalmak şöyle
dursun, azalmaya başlamış.
Bu, nüfus artışımn tümden
durmuş olmasından ileri
gelmiyor. Bu oran örneğin
Çekoslovakya'da geçen yıl
yüzde 1.8 iken daha sonra
1.7'ye gerilemiş, aynı ülkede
çocuk aldırma yüzde 48 •
artmış.
50 yıl önce savaşanlar
şimdi banştan yana
Çeviri Servisi - Savaş
öyküleri kulaktan kulağa
dolaşıyor. savaş alanlan
geziliyor ve bir zamanlar
bırbirlerinm canlanna
kıymaya çalışan ınsanlar,
şimdi biraz buruklukla yan
yana durmaya çalışıyor.
Iwo Jima Savaşf nın
üzerinden geçen yanm yüzyıl
sonra, Japon ve Amerikalı
savaş gazileri, bir zamanlar
çok önem taşıyan ve uğruna
bınlerce canın feda edildigi,
şımdilerde üzerinde kimsenin
yaşamadıgı bir adada bu
savaşı anmak üzere bir araya
geldi. Şimdi bile insan yapısı
magara ve tünellere gömülen
binlerce Japon askerinin
kemikleri bulunan ada. hâlâ
acımasız, dehşet verici ve
çılgın bir savaşın simgesi
sayılıyor. Geçen 50 yıl bile bu
savaşın açtığı yaralann derin
izlerini silememiş. Savaşı
yaşayanlar yüz yüze gelmek
istemıyor, bakışlannı sürekli
birbirlerinden kaçırmaya
çalışıyor Yine de, bu insanlar
günboyu sürecek bir anma
töreninin hazırlanması için el
ele vermiş. Cephede savaşan
72 yaşındaki KeDy M.
Sharbel, savaş sırasında esir
düşen bir Japon askerinden
aldıgı parayı. anma günü geri
veriyor. II. Dünya Savaşı'nın
son yılında Amerikan
ordusunun önde gelenleri,
Iwo Jima adasının
bombalanmasının stratejik bir
zorunluluk olduguna karar
verdıler. Ama Japonlar
korkulur düşmanlardı ve her
ıkı tarafda bunun bedelini
çok agır bir bıçimde
ödeyecekti. Aınerikahlar
savaşta 6.800 vatandaşım
yitirirken, 20.000 Japon
askerinden yalnızca 1.083
tanesi sağ çıkabilmişti. 72
saat içinde ele geçirilecegi
düşünülen adada savaş 36 gün
sürmûş, bu arada Japonlar en
güç koşullara karşı
yaşamlannı koruma
mücadelesı vermişlerdi.
Şimdi, bu kanlı savaşın
anısına bir araya gelen bir
avuç Japon ve Amerikalı
"dünkü düşmanlann artık
dost oldugunu" dile
getinyorlar.
y T"erkese "Biz bu oyunu gör-
I I müştük"dedirtenolaylarye-
Â. A. niden başladı. Aslında gör-
mesıne görmüştük. ama perde kapa-
nınca herkes evine gittiğinden oyu-
nun ıçyüzü ortaya çıkmamıştı. Hele
de oyunculann her zaman kuvvetli
alkış aldıgı anımsanırsa neden aynı
oyunun sahneye kondugu daha iyi an-
laşılır. Şimdi de görülüyor ki yeni
oyunlar adı altında gene eski oyunlar-
dan bir demet sunuluyor. Onun için
biz de bu kez oyunlann kurgusuna bi-
raz yakından bakalım dedik.
Stcak çorba oyunu... .
/
bret veren bir oyun olarak oyna-
nır. Ortada bir kazan çorba var-
dır. Çorbanın altında büyük bir
ateş yanmaktadır. Kazanın çevresin-
de dolaşıp çorba içmek ısteyenlerin
ellerinde kepçclerbulunur. Fakat kep-
çeyı daldınp içenin ağzı yanar. Kim-
senin aklına da çorbayı soğutup iç-
mek gelmez. Çorbacı da ortada gezi-
nip ıkıde bır "Sıcak çorba için, içini-
zi ısıör" diye ortalığı teşvık eder. Bir
kazan çorba orada durduğu halde
kimsecikler içemez Sonunda birisı
çıkar, "Böyle gidcrse aç olanlar çor-
ba içemez, gene aç kahr, gelin şu ka-
zanın altını söndürelim, çorbayı içe-
lim, sonra gene kazanı tsıtınz" der.
Çorbacı karşı çıkarsa da çorba içmek
ısteyenler kazanı söndürürler, herkes
de sırayla gelip çorbasını içer.
Kıssadan hisse: Çorba içmek istiyor-
san önce kazanın altını söndürmek
gerekir. Çorbayı kanştıranlara da dik-
kat!
Dönmedotap oyunu:
Oyun içinde oyun...
Cçocuk \
i ocuklar dönmedolapa binerler,
neşe içinde oynamakta- dırlar.
Fakat içlerinde açıkgöz birkaç
fuk vardır, onlar bir oyun planlar-
lar. Dönmedolap dönerken aşağıda
yiyeceklerhazırlanmaktadır. Buaçık-
gözlertam yemeklerhazır olduğu za-
man, dönmedolabı durdurup kendile-
ri yiyeceklere koşacaklardır. Ama
kendilerinin o sırada aşağıda olmala-
n gerekir. Bunu ayarlamak için de 'en
yukarda olanlaruı gökkuşağuu göre-
cekfcri' masalını uydururlar. Herkes
de bu masala kanar, "Aman biz hep
yukarda olalım da gökkuşağmı göre-
lim" diye bekler. Aşağıda güzelim
sandviçler, pastalar hazır oldugu za-
man bu açıkgözler. dönmedolabı dur-
durup inerler, yukardakilere de "Ora-
da bekleyin, gökkuşağuu göreceksi-
niz" derler. Yukardakılergökkuşağı-
nı bekleyedursun, bizımkiler bir gü-
zel yiyeceklere koşup güzelce kann-
lannı doyururlar. Bu oyuna giden ço-
cuklann kannlan acıktığından, yan-
lanna para vermek dogru olur.
Krmm başnktıtazoyunu:
miz yürekli, saf bir çocuktur. Orman-
da yaşayan büyükannesine gidip ona
yıyecek götürür.
G
ene böyle bir ziyaret yaptığı
sırada bir kurt gelip ona "An
yavnım" der, "böyle masum
masum gidiyorsun, ama yokla kötü
adamlar var, senin yolunu keserler,
E
skı bır masaldır, ama her za-
man oynanan bır oyundur. Kır-
mızı başlıklı kızı bilirsiniz, te-
sonra ne yaparsın?" Küçük kız kor-
kar. "Bilmiyorum ki kurt amca, ben
ne yaparun ki, sen beni korur mu-
sun?" der. Kurt da ona "Elbette yav-
rum, ben setıi korunım, şimdi sen gel,
benün arkama geç, şu elindeki sepeti
de bana ver, sana yük oünasın, şimdi
korkma" der. Kurt ön- de, küçük kız
arkada, ormanda yürümeye başlarlar.
Ortada kötü adam falan görünmez,
ama sağdan soldan ürkütücü sesler
gelir. Kırmızı şapkalı kız fena halde
korkar, kurtun arkasma saklanır.
Kurt, küçük kızı pelerininin arkasına
saklar, ara sıra da "Aman kötü adam-
lar geliyor, bana sıkjca sanl" der. Kü-
çük kız da ne yapsın, kurda iyice sa-
nlır.
Oyunun bundan sonrası değişik bi-
çimlerde oynanır, ama klasik olarak
bir daha küçük kızı gören olmaz. Or-
tada, dişlerini kanştırarak dolaşan
kurt kahr.