Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16EYLÜL1994CUMA
14 KULTUR
EDINBURGH FESTİVA LI'NDEN IZLENIMLER (1):
Yîneçarpıa, rerM vehareketli...DtKMENGÜRÜN
UÇARER
Edinburgh Festivali yine çar-
pıa, yine hareketli... Mark
Morris'ten Ute Lemper'e, Peter
Stein'dan Stephane Braunsc-
weig'a. Peter Zadek'den Robert
Lepage'a pek çok sanatçı ora-
da... Oteller ağzına kadar dolu,
caddeler, mağazalar, pizzacılar
insan kaynıyor... Sergilere kuy-
ruklar oluşturularak giriliyor...
Japonlar Edinburgh'u da istila
etmişler. ttalyan, Ispanyol ve
Fransızlar da bu renkli festival
kalabalığının bir parçası.
Edinburgh Festival
Tiyatrosu
Bu yıl festival mekanlannın
yıldızı Edinburgh Festival Ti-
yatrosu. Eski adıyla Empire Pa-
lace, yeni adıyla Edinburgh
Festival Tiyatrosu ünlü tiyatro
miman Frank Matcham tara-
fından inşa edilerek 1892'de
açılmış. Üç kath olan bu 3000
kişilik salondan pek çok ünlü
sanatçının geçtiğini söylemeye
gerek yok: Anna Pavlova, Char-
tie Chaplin, Marie LJyoyd...
191 l'de ünlü sihirbaz Lafayet-
te'in bir gösterisi sırasında tutu-
şan perde, tüm sahnenin ve La-
fayette'le birlikte sekiz kişinin
yanmasına neden olmuş.
Bu olaydan üç ay sonra per-
deler yeniden açılacak ve yıldız-
lar Empire Palace'a dönüş ya-
pacakür. 1927 yüında tiyatro
binası ve sahne, büyük müzi-
kallerin, varyetelerin sergılene-
ceği şekilde yeniden elden geçı-
rilir. Ilk müzikal "Shovv Boat"-
tur. 1947'de I. Edinburgh Festı-
vali'nin açılışıru Dame Margot
Fonteyn, "Uyuyan Güzel" ıle
Empire Tiyatrosu'nda yapar.
1963 yılına kadar Moira Shea-
rer'den Judy Gariand'a, Roy
Rogers'den Charles Laughton'a
dek uzanan ünlüler zinciri bu
sahnede yerini alır...
1963'te ise tiyatro, müzik, ba-
le, opera yerlerini şaşırtıcı bir
biçimde sanatla ilgisi olmayan
seslere bırakırlar. 1991, Empire
Palace Tiyatrosu'nun bu kez
Edinburgh Festival Tiyatrosu
olmak üzere yeniden soluk al-
maya başladığı yıl. Edinburgh
kentinin, Lothian Bölge Kon-
seyi'nin ve özel sektörün katki-
lanyla yapılan 4 milyon pound-
luk yatınm, 3 yıl sonunda Edinburgh'a Bri-
tanya adasının her açıdan en güzel tiyatro
binasını kazandınr...
Bu görkemli tiyatroda, bu teknik olanak-
lann en mükemmeline sahip tiyatroda; genç
Amenkalı koreograf Mark Morris'in, Hen-
dd'in Milton'un şiirleri ile bütünleştirdiği
oratoryosunu dansçılanyla yorumlayışıru
izlerken, ya da Ute Lemper'in boğuk sesin-
den "Lilli Martene"i, "Surabaya Johnny"i.
"MilonTu dinlerken kıskanmadım desem
yalan olur... Bu gidişle kjskançlığımız daha
yıllar ve de yıllar sürecek...
Fringe'e katümak hiç de zor değil
Bu yıl Edinburgh'a giderken amacım salt
oyun izlemek değil; gerek ana festivalin ge-
rekse Fringe'in üst düzey yöneticilenyle gö-
rüşme olanağı bulmak, bizim de böylesi
uluslararası bir şölende bir biçimde yer ala-
bılmemiz için nereden başlamamız gerektiği
üzerine konuşmaktı. Umanm burada ve-
receğim bilgiler arkası gelecek bir ilk adım
olur.
Fringe'de 9229 gösteri yer alıyor. Bun-
Yemyapıtuu
bitiremeden
öldü
Çeviri Servisi- tçlerinde "Sho-
gun"un da bulunduğu bir dizi en
çok satan öykü ve romana im-
zasını atan James ClaveU geçtiğı-
miz salı gûnü tsvicre'de öldü. 70'-
li yaşlannda olan yazar felç geçir-
diğinde son yapıtını kaleme ah-
ybrdu. Clavell 40 yıl süreyle ya-
zarhk yapnuş ve bu meslek saye-
sinde kuşağının en başanh ve
varlıklı yazan niteliğini ka-
zanmıştı. Yapıtlan arasmda ta-
rihsel roman türündeki "Tai-
Pen" ve "Shogun" gibi Uzakdo-
ğu'da geçen ve en çok izlenen TV
dizılerindenbirinekonuolan "No-
bel House" sayılabüir. Ancak
Clavell'in ünlenmesı daha çok se-
naryo yazarhğından kaynaklanı-
yor denilebilir.
1953 yıhnda Ingiltere'den
Hollywood'a göç eden yazar,
orada "The Flay- Sinek", bir sa-
vaş, tutsağını konu alan "The
Great Escape- Buyük Fırar" ve
yine bir savaş serüveni olan "633
Squadron- 633.Bö»ûk" adh yapı-
tlannı kaleme aldı. Uzakdoğu
tutkusu genç bir topçu albayı ola-
rak Japonlar tarafından tutsak
edilerek Changi hapishanesinde
yaşadığı dört yıl boyunca sûrdü.
Buradaki deneyimleri en çok sa-
tan kitaplar arasında yer alan ve
12 hafta gibi inanılmaz bir süre
içinde tamamladığı, 1962 yüında
filroe alınan "King Rat" adh
yapıtına esin kaynağı oldu.
1986 yüında yayımlanan ve
kendisine yaklaşıİc 150 milyar lira
kazandıran "Whiriwiııd- Kast-
rga" adh 1023 sayfahk yapıünda
ise Iran'ı konu aldı.
B
Amenkalı koreograf Mark Morris'in dans topluiuğu Edinburgh Festivali'nde büyük Ugi topladı.
u yıl festival
mekanlannın yıldızı
Edinburgh Festival
Tiyatrosu. Bu görkemli,
teknik olanaklann en
mükemmeline sahip
tiyatroda; genç
Amenkalı koreograf
Mark Morris'in,
Hendel'in Milton'un
şiirleri ile bütünleştirdiği
oratoryosunu
dansçılanyla
yorumlayışını izlerken,
ya da Ute Lemper'in
boğuk sesinden "Lilli
Marlene"i, "Surabaya
Johnny"i, "Milord"u
dinlerken kıskanmadım
desem yalan olur... Bu
gidişle kıskançlığımız
daha yıllar ve de yıllar
sürecek...
Uzun bir aradan sonra yeniden festivale karılan Berliner Ensemble, 'Antonius ve Oeopatra'yı sahneledi (üstte), Ute Lemper(sağda).
lann 466'sı tiyatro. Tiyatroda parlayan
yıldız geçen yıl Steven BerkofTdu, bu yıl yine
tek kişilik bir gösteriyle kapalı gışe oynayan
Tom Courtney. Fringe Festivali'nin Direk-
törü Hilary Strong, "Edinburgh festival
programı dtşında kalan her gösteri Fringe'-
dir" diyor. "Bu nedenle de 14 Ağustos-3 Ey iûl
tarihleri arasında Edinburgh'da gösteri sergi-
lemek isteyen her topluluk bize başvunnak
durumundadır."
Bılindiği gibi, Fringe'de Edinburgh Festi-
vali'nde olduğu gibi bir davet söz konusu
değil. Fringe tamamenaçık bir festival. Üni-
versite tiyatrolanndan profesyonel toplu-
luklara uzanan bir yelpaze sergiliyor. Hilary
Strong, Fringe'e kaütmanın temel birkaç
koşulu olduğuna değiniyor. Bunlardan bi-
nncisi başvuru yapan tiyatronun 250 pound
ödeme zorunluluğu. Bu ücret olayın Fringe
Kataloğu'nda yer almasını ve oyun mekan-
lanyla ilgilı her türlü bilginin topluluğa iletil-
mesini sağlıyor. Başvuru için son tarih ise
her yıl 30 Nisan. Oyun mekanlannın kirası
saat hesabı üzerine oturtulmuş; bir hafta sü-
resince günde iki saat. Aynca, satılan her bi-
let üzerinden yüzde 7.5 da Fringe Festivali
kasasına giriyor.
Söz gösteri mekanlanndan açılmışken,
önemli bır noktaya değınıyor Hilary Strong;
"Traverse gibi, Assembly Roonts, Gilded Bal-
loon, Pleasance gibi Fringe'e sahnelerini açan
tiyatrolar seçimlerini kendileri yapar. Bir
noktada bu sahnelerde yer almak nitelik açısı-
ndan önemli bir göstergedir." Böylesi bir seçi-
min, bu salonlara giremeyen oyunlann dü-
zeylerinin düşük olduğu anlamına gelme-
diğini de hemen vurguluyor Strong, ama bır
Traverse veya Assembly Rooms'da oy-
namanın ayncalığı olduğu da kesin.
Bir topluluğun bir yıldan ötekine, sözü
edilen bu mekanlara atlaması ise bir aşama
olarak değerlendirilebiliyor. Biraz da nice-
lik-nitelik konusuna değinıyoruz. "Evet" di-
yor Strong, "Fringe'in sınırlan genişledikçe
oyunlann düzeyi tartışniaya açık olabiüyor.
Bazı gösterilerin çok körü olduğunu kabul
ediyorum, ama biz seçici bir festival değiliz >e
bu özelliğinıizle de dünyada ayrı bir yerinüz
var. Kapalı bir festival olduğumuz ydlarda ni-
telik daha yüksekti, bunu belirtmeye gerek
yok. Bir noktadan sonra böyle bir açdımın
daha sağukb olacağı düşünüldü. Fringe her
yönden çok zengin bir festival."
Fnnge Festivali maddı desteği İskoç Sa-
nat Kurulu'ndan, Edınburgh kentinden ve
özel kesımden temin edıyor. "Sponsorlardan
büyük meblağlar istemiyoruz, çünkü bunun
Fringe'in bireyselliğini bozabileceğiııe, müda-
halelere yol açabileceğine inanıyoruz" dıyor.
"Bu nedenle de çok savıda küçük sponsora
yöneliyoruz. Örneğin Fringe üyelerimiz var.
Bu yıl için onlardan 8.000 pound topladık.
1994 yıiı için aldığımız maddi destek 40.000
pounda yakın ki bunu da azımsamak im-
kansız." Hilar>' Strong bu yıl 7. Uluslararası
İstanbul Tiyatro Festivali'nin konuklan-
ndan biri olacak ve Fringe Festivali'ne katı-
lmayı düşünebilecek genç tiyatrolarla görii-
şecek.
Edinburgh Festivali'nin Ugisini
çekebilmek
Yoğun bir trafiğin ortasında Festival Di-
rektörü Brian McMaster ile kısa bir görüş-
me, Türkiye'ye çağnya sıcak bir bakış ve
yardımcısı konumundaki Pazarlama ve
Kurmaca dünyasının 'turnusol kağıdı'
Saul Bellow, yeni deneme kitabıyla okurlannı düşkınklığına uğrattı
Kültür Servisi - Saul Bellow çağımızın
imgelemini biçımlendıren ve zorlayan bir
yazar. 1976 yıhnda Nobel Edebıyat Ödü-
lü'nü kazandı. Savaştan sonra Nobel kaza-
nan ilk Amenkalı yazar. 'The Sunday Ti-
mes', İngiliz yazarlardan, en önemli çağdaş
yazarlan sıralamalannı istediğinde, Bellow
en üst su"alarda yer aldı. James VVood, 'The
Guardian' gazetesinde bütün yazarlan Bel-
lovv'la karşılaştınyor. Bellovv, günümüzün
kurmaca dünyasının turnusol kağıdı' ola-
rak niteleniyor.
Bugünlerde 'It All Adds Up' adh bir de-
neme kitabı yayımlanan Bellow, belki de
kendisinden yeni bir ro-
man bekleyen okurlannı
düş kınklığına uğYattı.
Bellovv, derin değişimle-
nn yaşandığı, 30'lu
yıllann Amerika politi-
kasının 4O'lı yıllarda sa-
vaşa yol açtığı ve bunu
da Amerikan egemenh-
ğini, refahıru, atom sa-
vaşını ve Nazilerin Ya-
hudi kıyımını içeren
yeni, farkh bir dönemin
izlediği bir zamanda
Amerikan yazınındaki
1940'larda yazmaya
başlayan, 50'lere hakim
olan, 60'lan öfkeye
boğan, 70'lerde Nobel
alarak alkışlanan, 80'li
yıllarda yazmaktan
vazgeçmeyen bir
romancının bugün bu
konuma gelmesi son
derece dikkate değer.
yerini aldı. Yarattığı kurmacayla bu geçiş
dönemini aktardı. 1944 yıhnda yazdığı ilk
romanı 'Dangting Man'de kahramanını
1930'lann köktenciliğinden orduya, varo-
luşçu yabancılaşmasından savaşa götürdü.
îkinci romanı 'The Victim'de (1947), Ya-
hudi düşmanhğının ölüm kamplannda zo-
runlu kıhnmasının ardından, Yahudi olan-
larla olmayanlara eşit olarak düşen sorum-
luluğu sorguladı ve o yaygın soruyu, 'İnsan
nedir' sorusunu sordu.
Üçüncü romanı 'The Adventures of Au-
gie March' (1953), Chicago'dan. Troçki'-
nin ölümüne. savaş sonrası Avmpası'nın
aa ve durgunluğa gömülüşünü de içeren
bir dünvaya akıştı. 1959"da yayımlanan
'Henderson The Rain King' düşsel bir Afri-
ka'da geçen, sürekli yeni ülkesinı arayan
aşağılık Amerikalı kahramanını kutlayan
bir mit olarak nitelendiriliyor. 'Herzog'da
(1964) ise Bellovv, Amerikan yazınında en-
der rastlanan bir figür, çağdaş düşüncelerle
ve anarşik bir romantizmle yüklü. düşün-
celerin keşmekeşinde huzuru arayan ger-
çek bir entelektüel kahraman yarattı.
Bellovv 'Humboldt's Gift' (1975) ve 'The
^ ^ _ _ _ _ Dean's December' (1982)
adh yapıtlannda Ameri-
kan kentlennin yazgısını
sınayarak, eşyalann ve gü-
cün yığılmasının bedelıni
sorguladı. Romanlan me-
tafızik bir enerji. itıci bir
entelektüel güç içeriyor.
Bu, çağdaş yazın kavram-
lanyla tartışmaya giriş-
meİcle aynı kapıya çıkıyor.
Bellovv'da yazann ya da
konunun ölümü diye bir
şey yoktur. Sanattan insan
öğesinin çıkanlmasına
karşı savaşmak gerekir. Nobel konuşma-
sında da belirttiği gibi "Felaketkr, felaket-
tir ve zafer oiduklarını söylemek de aptaka
bir şeydir." Bellovv'a göre 'gerçek durumu-
muzun, karmaşıklığın, kanşıkhğın özü, bu-
nun verdiği acı, bir an için gözümüze ilişir,
Proust'un >e Tolstoy'un gerçek izlenimler
olarak tanımladüıları şeydir bu. Bu gerçek
izlenimler de romancının yapıtını çağınr.'
Bellow"un denemelen. romanlardan yan
yanya bildiğimız dünyanın canh ve
bağımsız bir açıklamasıdır.
Halkla İlişkiler Direktörü Joanna Bakerile
festivale yönelik bir sohbet. Baker tiyatro-
muz hakkında bilgi sahıbı değil (olmasını da
beklemiyordum) ama Erdemh'nin hayranı!
Belki biraz da Erdemli tutkusu nedeniyle gö-
rüşme ısteğimi geri çevirmedi ve gerçekten
de çok dolu olduğuna inandığım bir sa-
bahının bir saatini bana ayırabildı, araya
Brian McMaster'la tanıştırma işlemini de
sokarak...
Bir yandan Joanna Baker anlatıyor. bir
yandan elimdeki 1993 Yıh Mah Raporu'nu
kanştınyorum. Gelirler şemasına göz atıyo-
rum: Yüzde 40 kamu kesimi, yüzde 30 bilet
satışlan, yüzde 20 özel kesım. yüzde 10 diğer
kavnaklar. Kısacası, 1993'te 4.143.180 po-
und olan bütçenin 1.784.500 pound'unu
kamu kesimi karşılamış. Özel sektörün ola-
ya tamamen ticari yaklaştığını vurguluyor
Joanna Baker ve "Bu son derece normal bir
tavır" dıyor. "kuruluş, verdiği paranın
karşdığını istiyor. Biz de verebileceğimizin en
fazlasını vermeve çalışıyoruz. Aynca küçük
sponsorlara da kapdanmızı açtik. Bunların
sayısı 45.000 civannda ve festiv alimize katkı-
lan yadsınamaz." "Tiyatro gösterilerine özel
sektörün vaklaşunı ne denli
sıcak?" sorusuna gülerek yanıt
veriyor. "Konserler, dans göste-
rileri, operalar daha kolay spon-
sor buluyor, ama bu yd tiy atroda
çok büyük isimler vardı ve ko-
laylıkla" destek sağiadık."
Söz, festival için oyun seçımı-
ne geliyor. Joanna Baker "Fes-
tivalin ilkesi, başka yeıierde ser-
gilenmemiş yeni oyunları ve ünlü
yönetmenlerin çalışmalannı ser-
gilemek. Bu yılın programına
baktığınızda pek çok büyük ismi
bir arada görebilirsiniz. Ama bu
dentek değildir ki diğer ülkeler-
deki festivallerden oyun secmi-
yoruz. Çağnlı olduğumuz fesri-
•vallerde ilgi çekici bulduğumuz
oyunlan da davet ediyoruz Edin-
burgh'a" diyor. "Yıl boyunca
başta Brian McMaster olmak
üzere belli konumlardaki yönet-
menler, değişik ülkelerde ilginç
olduğunu duyduğumuz oyunlan
izleriz, bu nedenle siz de bizleri
Türkiye'de sahnelenen ve dikka-
timizi çekeceğine inandığımz
oyunlar hakkında bilgilendirebi-
Ursiniz. Gerekirse gelip izleriz.
Oyun seçiminde otorite Brian
McMaster'dır. Umalım ki, iyi
niyetli yaklaştmlar semeresini
yakın gelecekte versin ve tiyatro
dünyamızda yaşanan bunalımlar
yerlerini bu tür festiv allere açı-
İmak için harcanacak sanatsal
çabalara bıraksın." Son bır soru
soruyorum. "Belli temalar üze-
rinde yoğunlaşmak gibi bir eğili-
miniz var mı?" Bu soruyu
"Hayır" diye yanıthyor Baker,
"Tema üzerinde çalışmaya
inanmıyor ve tema beÜrlemenin
festivali kısıtlayacağı görüşünü
savunuyoruz. Ama kimi zaman
bakıyorsunuz, kendihğinden bir
tema oluşuvermiş. Bu, bir hoşluk
olarak festiv alde yerini alabilir,
ama özel olarak tema belirie-
mekten yana değiliz."
Frank Meisler
heykel sergileri
Kültür Servisi - İsrail heykel
sanatının günümüz
temsilcilerinden Frank
Meisler'in özgün yapıtlan, 22
eylül-11 ekim tarihleri
arasında Vakko Beyoğlu*
Sanat Galerişi'nde, 13-31
ekim tarihleri arasında
Vakko Ankara Sanat
Galerişi'nde sergilenecek.
Danzig'de doğan Frank
Meisler, eğitimini *
Ingıltere'de tamamladıktan
sonra İsrail'egöçetti. Yafa
kentinde yaşayan Meisler'in
bronz, gümüş ve altını
kullanarak tek ya da sınırlı
sayıda ürettiği yapıtlan İsrail
başbakan ve
cumhurbaşkanlannca,
dünya hderlerine hediye
edilıyor. Yapıtlannı, çeşitli
ülkelerin başhca galerilerinde
açtığı kişisel scrgılerde veeski
Yafa, Tel-Aviv, Kudüs ve
Londra'daki kendi
galerilerinde sürekli olarak
sergileyen sanatçının, dış
mekan çalışmalan da var.
Bunlar, Kudüs'deki
•Jerusalem Fountain',
Mannheim Almanya'daki
Soykınm anıtı, Stratford
İngiltere'deki Shakespeare
Tiyatrosu gezı alanında yer
alan 'Minsterel' heykeli ve
Flonda'dakı yapıtlandır.
Aynca Colomb'un
Amerika'yı keşfı anısına
gerçekleştirdiği 208 cm. x 107
cm. boyutlanndaki panel
heykeli Madnd, Toledo,
ABD ve İsrail'de sergilendi.
Ali İsmail
Türemen'in
sergisi
Kültür Servisi - Ali İsmail
Türemen'in gravürleri ve
ebru üzerine çahştığı
desenleri, 5-25 ekim tarihleri
arasında Vakko İzmir Sanat
Galerişi'nde sergileniyor.
Marmara ve Anadolu
üniversiteleri güzel sanatlar
fakültelerinde profesör
olarak görev yapan
Türemen, yurtiçi ve
yurtdışında çok sayıda kişisel
sergiler açtı. karma sergilere,
bıenal ve trienallere katıldı.
ödüller kazandı. 1979'dan
günümüze 'mavı fıgür'
temasını geliştıren sanatçı,
mitolojınin dil ve resimsel
öğelennden esinlendi.
Bilgisayarla
yapılan tablolar
Kültür Servisi - Talat
Muşkara'mn bılgisayarda
özel bir teknikle yaptığı soyut
ve yan soyut renkli tablolar.
Hiİton Conference and
Conventıon Center'daki
bilgisayar fuannda özel bir
bölümde sergileniyor.
Hevvlett and Packard
bilgisayar şirketinin
sergilediği. kendi ürünü bir
printerde basılan bu tablolar,
18 eylüle dek görülebilir.
Mehmet Şakir
Örs'ten 'Barış
Güzellemesi'
Kültür Servisi - Mehmet
Şakır Örs'ün venı kitabı
"Banş Güzellemesi - Ege'de
Açmış Bir Nılüfer Çiçeği'.
Başak Yaymlan'ndan çıktı.
Kitapta; banş üzerine
araştırma. ınceleme. öykü.
röportaj, deneme, makale ve
gezi notlanndan oluşan bir
demet sunuluyor. Kitabın
önsözü, Türkiye-Yunanistan
Banş ve Dostluk Derneği
BaşkanıOrd. Prof. Dr.
Ekrem Akurgal tarafından
yazılmış. Akurgal.
önsözünde "Örs'ün sevgi
dolu yazılar demetinin
başhca konusunu
Türk-Yunan ilişkilerinin
oluşturması ve onlann bir
kitap halinde iki komşu
arasındaki siyasal
anlaşmazhklann büyük
boyutlara ulaştığı
bugünlerde yazılmış olması,
alkışlanacak birdavranıştır"
diyor.
Camus'nön son
eseriüzerine
Kültür Servisi-İstanbul
Fransız Kültür Merkezi,
1994-95 sezonu kültürel
etkinliklerineekim ayında
başlıyor. Her yıl ekim ayında
Fransa'da kutlanan 'Okuma
seferberhği', Fransız Kültür
Merkezi'nde de çeşitli
etkinliklerle kutlanacak.
Voltaire'in yaşamını ve
yaalannı içeren bir afiş
sergisi ,'Bugünkü Türkıye'de
Fransızca Kitap Yayını'
konulu bir sergi yer alacak.
Aynca Albert Camus'nün
ölümünden sonra
yayımlanan 'İlk Erkek' adh
yapıtı üzerine çevirmen Prof.
Dr. Tahsin Yücel, felsefeci
Ahmet Soysal ve tiyatro
sanatçısı Erick Garcin'in
katılacaklan bir okuma ve
Urtışma gerçekleştirilecek.