25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 1994 ÇARŞAMBA DİZÎYAZI Mısırlı yazar ve düşün adamı Dr. Mustafa Mahmud 'gelecek' senaryolannı Cumhuriyet'e yazdı însanlık '3. Binyıl'ı bitiremeyecekönümüzdeki yirmi dört saat içinde neler olup biteceğini hiçbirimiz tam olarak kestiremeyiz. Benzer biçimde, önümüzdeki bin yıl içinde insan uygarlığının ne gibi değişimlerden geçeceğini kestirmek de düş gücümüzle akıl almaz bir yolculuğa çıkmak olacaktır. Her şeyden önce, însanlık ve buna bağlı olarak da uygarlık olmayabilir. Insanlann kendi kendilerini yoİc edecekleri bir savaş yaşanmış olabilir ya da kozmik bir afet sonucu gezegenimizde yaşam son bulabilir, belki bir buzul çağı kapımızdadır, belki de küçük bir gezegen (asteroid) gezegenimize çarparak yok edebilir. Bu tür bir sonu engelleyebilecek denli şanslı olabilirsek de başka felaketlerle yüz yüze geleceğiz. Petrol, demir, bakır ve kobalt gibi sanayi için gerekli öteki maden kaynaklannın tükenmesi karşılaşacağımız felaketler arasındadır. Bir başlangıç olarak, örneğin deniz suyundan ya da güneşten hidrojen elde etmek gibi başka kaynaklara yönelerek enerji bunahmının üstesinden geldiğimizi varsaymak durumundayız. Gen mühendisliğinin ileri teknolojisi sayesinde besirr ûretimini iki ya da üç katına çıkanp yoksulluk ve açlığa bir çözüm getirdiğimizi; savaş, askeri güçleri kötüye kullanma ve ırk aynmına da bir son verdiğimizı varsayalım. I Bln y«* bip banş Önümüzdeki bin yıllık banş dönemi içinde, bilim sayesinde uzaya egemen olacak, uzak yıldız ve gezegeniere uiaşarak öteki kozmik uygarlıklarla iletişim kurabileceğiz. Böylece yıldız savaşlan olasılığı ortadan kalkmış olacak, tam tersıne, uzak yabancılarla kozmik uzlaşma ve dostluklann tohumlan atılmış olacak. Farklı dinlerin yerine tek bir din, Müslûmanlık egemen olacak. Bu, Islam dininin gücünü karutlamış olmasından çok İsa'nın giderek özgörevinin kutsal gerçekliğini açıklığa kavuşturup Hz. Muhammed'in en son ve gerçek peygamber, Kuran'ın da en son yazılmış kutsal kitap olduğunu kanıtlamasından kaynaklanacaktır. • Birinci varsayım: Önümüzdeki bin yıllık banş dönemi içinde. uzak yıldız , ve gezegeniere ulaşarak Öteki kozmik uygarlıklarla ' iletişim kurabilecegiz, Dünyaya tek bir din. Müslûmanlık egemen olacak. Yahudi. Hristiyan ya da Müslüman önyargılan ortadan kalkacak ve herkes Islam kardeşliği altmda huzur içinde yaşayacak. Kanser ve ölümcül hastalıklar tarihe kanşacak. Israil diye bir ülke olmayacak. Yahudi, Hıristiyan ya da Müslüman önyargılan ortadan kalkacak ve herkes Islam kardeşliği altında banş ve huzur içinde yaşayacak. Dinsel önyargılann silinmesiyle tüm ırk çatışmalan, Islarrun kardeşlik yasalan içinde eriyip gidecektir. İnsan hakJan, demokrasi ve toplumsal adalet, gerçek lslam dininin özünü oluşturur. Islam inancı bireysel ve toplumsal ilişkilere egemen oldukça bu kavramlar da agırlık kazanacaktır. Şiddet olaylan, eğer o zaman da sürüyorsa nükleer savaş olacak ve uluslararası mafyanın bunda parmağı olacaktır. Bu olaylann kozmik bir kökeni olması ve şeytan ruhlu yabancılardan kaynaklanması da olasıdır. Şiddet olaylan nükleer saldın ya da büyü boyutlanna ulaşabilir. Günümüzün korkulu düşleri olan kanser ve ölümcül ateşli hastalıklar tarihe kanşacak. Ancak virüs ve virütik hastalıklar, yaşamımızı Mısırİı düşün adamı Dr. Mustafa Mahmud, soruniann çözülmesi halinde insanoğlunun uzaya egemen olacağı görüşünde. Ancak Mahmud'a göre kozmik uygarbkiaria iletişim kurulacak, yıldız savaşlan olasılığı ortadan kalkacak ve uzak yabancüarla kozmik uzlaşma ve dostiuklar başlayacak. Portre TV yapımlanyla iinlenen yazar :27Aralıkl92rdedogan Mustafa Mahmud 'un gerçek mesteğı, gögüs hastaJiklan uzmanlıgıdır. 1952yeKahire Tıp Fakültesi'nden göğüs hastaîıklan doktoru olarak mezuniyetinden sonra 10 yıl boyunca tıp alanında calıştı. Daha sonra tıp yaşamına son verdi, kendisjni yazın ve düşûne adadı. Kısa öykü, roman, oyun ve deneme yazan olarak 65 yapıta imzasını attı. Oyunlardan altısı Kahire'de sahneye kondu. Romanlanndan biri "Otanaksz" adıyla filme çekildi. Yapıtlannın 15 tanesi lslam dinini konu ahr. Altısı ise ölüm-yaşam, düşler, görecelik kuramı gibi bilimsel konulan işler. Kendisini toplumsal hizmet ve yardıma adayan, yaşamını dinsel düşüncelere odaklayan 73. yaşındaki Dr. Mahmud'un ük evliliğınden bir oğlu ve bir kızt vardır. Yapıtlan arasında: "öiömûa Gfar,"YaşamınGizi'\ "E&nteinveGdreeeMk Kuramı", "Düşler"'gibi bilimsel, "ÇSdeMrSavvea", •'Amerika'da Bir Gea", Tropikal B<MgeJer' > gibi gezi, tehdit etmeyi, sağaltım yöntemleri konusunda kafamızı kurcalamayı sürdürecektir. Bireylerin ortalama yaşam süresi yüzlerce yıla ulaşacak ve nüfiıs artışı her aileye tek çocuk, en fazla iki çocukla sınırlandınlacaktır. Genetik hastahklann önüne geçilebilecek, gen mühendisliği konusunda uzmanlaşılacak. Bilinçli bir evrim dönemine girilerek genetik dizge konusunun en ince aynntılanna inilecek. Sanat soyut ve garip olacak. Müzik ve şiir anlaksal olup orkestradan yoksun kalacaktır. Nükleer bombadan bin kat daha güçlü bir anlaksal bomba bulunacak ve yalnızca şeytansı yabancılann altedilmesi için yıldız savaşlannda kullanılacak. Anlaksal bomba madde aracığıyla değil de düşünce ve sözcükler yoluyla bu yabancılan yok edecek. Değişmeden sürecek olan tek zevk, her iki cins arasındaki sevgi, istekli gözlerin dili ve sevgiyle dokunuşlar olacak. Dingin bir kafa, tannnın gizemli gücüne adanmış bir yürek "eüt" kişiler için en büyük doyum olacaktır. Seçkinler, kutsal gücün tam bilincine varabilenlerdir. Bu bireyler, insanoğlunun yeryüzündeki varlığını, sonuna dek sürdürmek üzere seçilen kutsal Yukse&ş" ve 1970'de Devlet ödülü'nü aldığı "Sıfinn Alöndaki AdanT gibi kurgubilim kitaplan vardır. En başanlı kabul edılen yapıtlan ise yanm ve bir saat arasında değişen 300 kadar eğitici televizyon programlandır. Basit bir dille hazırlanan bu programlarda; atom, evren, virüs gibi bilimsel ve aynca çeşitli dinsel konulara yer vermiştir. Dr. Mahmud, 1990'da Uluslararası Kamuoyu Altuı Madalya Ödülü'nü de aidı. Mustafa Mahmud Müslümanlardır. Yaşadığımız yeryüzüne gelince, insanlar uzak gezegenlerde daha olumlu yaşam koşuilannın geçerli olacağı ortamlar bulacak. Buralan el değmemiş ve bozulmamış yerler olacak. Uzay yolculuklan, döneme damgasını vuracak, ancak dünyamız kirlilik ve bozulmuşluğuna karşın yuvamız olmayı sürdürecek. Kültürler arasındaki çatışmalar son bulacak. böylece çok yönlü evrensel bir kültüriin doğmasuıa yol açacaktır. Bu yeni kültür, ana kültürlerin tümünün özelliklerini bir çatıda toplayacaktır. Arap dili, lslam dininin yükselişi ve evrensel bir boyuta ulaşmasıyla altın çağına girecek ve tüm dillerin anası sayılacak. Temel bilimlerin başında yıldızbilim ve matematik gelecek. (nsanoğhı Mr Un y* daha çAaramayacak Matematik sayesinde, duyulanmızla ulaşamamakla birlikte, bugün bilinen üç boyutun ötesinde on üç boyut daha bulunacak. Bu boyutlar bizi çevreleyen ve birlikte var olan görünmez dünyalann boyutlandır. Matematik görünmeyenın ve tinsel dünyalann gizemli dizgesinin bilimi olacak. Bu tinsel dünyalarla iletişim. matematik bilimi aracılığıyla kurulacaktır. Bu bilgi birikimini önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde edineceğiz. Kanımca, insanoğlu bir bin yıb daha çıkaramayacaktır. Yeni hastalıklar, afetler ve önceden kestirilmesi olanaksız gelişmeden kaynaklanan olumsuzluklar baş gösterecek. !• tkinci varsayım: Kanımca. insanoğlu bir bin yılı daha çıkaramayacaktır. Yeni hastalıklar. afetler ve önceden kestirilmesi olanaksız olumsuzluklar baş gösterecek. Ortaya kendilerinden başka hiçbir şeye inancı olmayan bir tanntanımazlar kuşağı çıkacaktır. Yüksek teknoloji. süper bilimler. akıl almaz yetenekler iyilik yerine. canavarlann oluşmasına ve dünyanm yok olmasına neden olacaktır. Benliğin ağırlık kazanması ve bireyin her şeyi biliyor sanısına kapılarak kendisini tannlaştırmasmdan kaynaklanan olumsuzluklar sonucunda ortaya kendilerinden başka hiçbir şeye inancı olmayan bir tanntanımazlar kuşağı çıkacaktır. Yüksek teknoloji, süper bilimler, akıl almaz yetenekler iyilik yerine. canavarlann oluşmasına ve dünyanın yok olmasına neden olacaktır. Bilginin doruğuna ulaşıldığında dünya, bir bilgisizlik uçurumuna yuvarlanacak ve en başında olduğu gibi evrenimize inançsızlık ve karşıt görüşler egemen olacaktır. YARIN: Alvin E Poussaint Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z ÇAĞDAŞ YAŞAMIDESTEKLEME DERNEĞİ ÇAĞDAŞTÜRKİYE'NİN KURULUŞ BELGESİ LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI ANISINAKONSER SAÎMAKÇIL ODA ORKESTRASI Tarih: 23 Tenvnuz 1994 Cumartesi, Saat 20.30 YER:Ayalrtnl DAVETtYELERlÇİN TEL:02122731632ve2885431 TEŞEKKÜR Ameliyatımı başanyla gerçekleştiren Doç. Dr. CİHANURAS'a Arel A Servisi doktor, hemşire ve stajyerlerine teşekkür ederim. RABİAAK ACIKAYBIMIZ Isparta tüccarlanndan merhum Kulalı Mustafa Sabri Oral ilemerhume MülkiyeOral'ın oğullan; Refık-Gülseren Oral, Nevin-Rıza Aktan, Nermin-Fikri Yavuz, Yalçın-Füsun Oral, Tülay-Fevzi Ünlü, Yıldınm-Nihal Oral ve Kezban-Ahmet Ataak'ın kardeşleri; Cavit, Nuran. Nahit, Sevgi ve Tuncay'ın enişteleri; Dr. Sermet Göksel'in bacanağı; Gürcan, Şabri, Saadettin, Soner. Erim, Erdil. Mustafa. Özgür ve Özge'nin amcalan; Rüştü, Ömer. Saadet. Zafer, Zeynep, Dilek ve Onur'un dayılan; ORAL, ONARAN, AKTAN, YAVUZ, KÜÇÜK, OKAN ve GÖKSEL ailelerinin değerli varhğı; Funda-Önder ve Ayşe'nin biricik babalan; Vedia Oral'ın sevgili eşi Tekstil Y.Müh. YILMAZ ORAL (Galatasaray Lisesi 1951 mezunu) 11.07.1994 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Aziz naaşı 13.07.1994 Çarşamba günü (bugün) Yeşüyurt Camii'nde (Hava Harp Okulu Yanı) kılınacak öğle namazını müteakip Edirnekapı Şehitlik Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Mevla rahmet eylesin. AİLESİ Not: Çiçek gönderilmemesi. arzu edenlerin Türk Eğilim Vakfı veva Galatasaray Usesı ^ akfı na bağışta bulunmaları rıca olunur "Şeriata karşı demokrasifl diyebilen herkes için... AltıokAĞUSTOSTA TÜM BAYİURO6 AIUK MfiMSZ UUUST (CLTtk « FCUTKA 0BUH KAMAN ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1994/280 Davacı Hanife Güzel tarafından davalı Veyis Güzel aleyhine açılan boşanma davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda ara karan gereğınce; Davalı Kaman Benzer köyü 115 kütük sıra numarasında nüfusa kayıth Mahmut Kadife'den olma 5.5.1965 doğumlu Veyis Güzel'in adresi meçhu) olduğundan adına daveüyenin ilanen tebliğine karar verilmiş olup adı geçenin duruşmanın bırakıldığı 20.9.1994 günü saat 09.00'da duruşmada bizzat haar bulunması ve kendisini bir vekille temsil ettirmesi aksi takdirde dunışmaya gıyabında devam olunacağı ve karar verileceği tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basm: 49420 POLITTKA VE OTESI MEHMEDKEMAL Kırtan VerMr.. Eskiden pastoral denilen bir tür yazı vardı. Kırdan, açıklıktan, kırlık yerden söz ederdi. Roma şiirinin aslı burdan gelirdi. Bulunduğum yerdedenizin kıyısında, or- manın ucundayım. Doğaya ait ne varsa hemen hepsini unutmuşum. Sesleri, kokuları yakaladıkça bir şeylere erişir gibi oluyorum. Horoz ötüyor, eşek anırıyor, yusufçuk (kuşu) dem çeki- yor. Hele öğle uykusuna yatmadan önce ağustosböcekle- rinin şamatası, öteki seslerin üstünden bir keskin tırpan gibi geçiyor. Bu ne bitip tükenmez bir uğultu... Horoz ötüyor, eşek anırıyor, yusufçuk dem çekiyor. Biz istesek de istemesek de ortamı uygun buldukları an ortalığı bu sesler dolduracaktır. Doğa, yerli yerinde sa- yamaz ki!.. Bir şeylerini yitirseler bile başka bir şeylerini yerli yerine koyacaktır. Horozun öttüğü, eşeğin gevrek gevrek anırdığı, yusufçuğun dem çektiği bir ortamda ya- zar yerinde durur mu? Yazar, çizer, şair de bir şeylere karışacaktır. Yakup Kadri böyle bir durumu acaba nasıl anlatırdı? "Yaban" romanında kulağı kesik bir eşek, kendini ucundan şöyle bir gösterir. Ahmet Hâşim böyle bir durumu kibar bulmaz. Hele Falih Rrfkı hiç de hoş bul- maz, sözcükleri cımbızla ayıklayarak kullanır. Bir tatil yerinin hoyratlığı her yandan kendini gösterir. Cırcırböcekleri, ağustosböcekleri, ses çıkaran her türlü bocek "Burdayım" diye bir ses uğultusu halinde kendini gösterir. Bir köşe yazan bu kadar kısır bir alanda nasıl at koştu- racaktır? At koşturmak da nereden çıktı? Horozdan, eşekten, kuştan söz ederken rahvan bir atın birden orta- ya çıkması da ne oluyor? Bakıyorum da balıktan söz ettiğimiz yok. Bu değerli tuzlu su yaratığı, kendini bulunmazlar arasına çoktan katmıştır. Bu seçkin yaratık, sofraların nimeti değil, bu- lunmaz süsüdür. 'Ziyneti'd\r diyecektim ve kafiyeyi de bulmuş olacaktım. ••• Bizde devlet eliyle kişi zengin etme, ithalatçılarla baş- lar. Kantariye şirketleri kurmak, vagon ticareti yapmak vurgunun aracı olmuştur. Nitekim yurdu bırakıp kaçar- larken artlarında bir sürü pislik bırakmışlardır. "Nereden buldun "diye sorulduğunda kolay hesap ve- rememişlerdir. Siyasetteki sorumlu Talat ve Enver Paşa'larsa ekonomideki sorumlu da Kara Kemal ol- muştur. Her dönem bir hesap verir. Hesabmı verirken kurbanları olacaktır. Birini gözden çıkarmışsa gözden düşen, hesabın kurbanı olacaktır. It- tihatçılar, kurbanlarını nasıl seçmişlerse cumhuriyet dönemi de öyle seçmiştir. Kurban seçme yönünde en ti- pik örnek Topcu Ihsan olmuştur. Topçu ihsan örneği, geçmişin de geleceğin de öyküsüdür. . Topçu Ihsan'ın kurban edilişini şöyle bir sıralayalım: Ittihat ve Terakki Fırkası'nın fedailerindendir. Partinin ileri gelenlerinden olmuştur. istiklal Mahkemeleri kuru- lurken (bugünkü DGM'ler) bunların, bu mahkemelerin üyesi, başkanı olmuştur. Mustafa Kemal Paşa'nın en yakın arkadaşı olarak ün salmıştır. Bahriye Nezareti kurulurken bu bakanlığın başına ge- tirilmiştir. İşler Havuz-Yavuz meselesine kadar gelmiş- tir. Günün birinde Bahriye Nazırı olarak bakanlığın başı- na geçmiştir. Havuz-Yavuz gemilerinin onarımı için harcanan parada yolsuzluk görülmüştür. Yolsuzluk iyi- ce ortaya çıkmıştır. Atatürk'ün kendini koruyacağını sanmıştır. Fakat koruyucu ortaya çıkmamıştr. Grupta ağzından kaçan bir cümle her şeyi altüst et- miştir: "Hani ilkin kendimizi zengin edecektik?" Bu es- rarlı cümle, mahkeme tavanının tepesine yıkılmasına yetmiştir. Arkadaşları elini bırakmışlardır. "Ihsan, her şeyi söyleyecektin; fakat sırrı ele verme- yecektin." Kurban seçilmiş ve belirlenmişti: Topçu'lhsan Bey ha- pis yatacaktı. Ankara Hapishanesi'nde, herkesin gözleri önünde üç yıl yattı. Cumhuriyetin ilk kurbanıydı. Kurban belli olmuş, verilmişti. Her dönem kurbanını seçmişse, verir! BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 _9_ 1/ Macarlann ulusal halk dansı... Tellür elementi- nin simgesi. 2/ Sıkıntı venme, üzme... İnce pide halinde ekmek. 3/ Akıl- sız. düşüncesiz. 4/ Kâfı gelmeyen... Bir uyaran karşısında organizmanın gösterdiğj tepki. 5/ İslam 6 dinine göre haram sayı- 7 lan faiz... Türkçede ilgi adılı. 6/ Gözün saydam 8 tabakasının üzerine doğ- g rudan uygulanan bir cins mercek... Odalarda en önemli ve itibarh olan oturma yeri. 7/ Pasak- lı, kılıksız... Eski Mısır'da güneş tannsı. 8/ Orhan Hançerlioğlu'nun bir romanı... Tarlanın, tohum ek- mek için saban iziyle bölünen bö- lümlerinden her biri. 9/ Tuzlanıp kurutulmuş yiyecek... Küçük er- kek kardeş. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir peynir cinsi... Şenliklerde çaddelere kurulan süslü kemer. 2/ İslam inancına göre, şeytanın Tann'ya baş kaldırmadan önceki adı... Bir nota. 3/ Nâzım Hikmet'in soyadı... Saç örgüsü. 4/ De- niz kuşlannın gübre olarak kullanılan pisliği. 5/ Herhangi bir törende ya da gösteride yer alan kalabahk... Güldürü türünde kısa o>Tin. 6/ Büyümemiş karpuz... Tuzağa düşürülen şey. 7/ Olabileceği akla gelen... Lityumun simgesi. 8/ Kadınlann ziynet eşyası... Eski yapı ya da kent kahntısı. 9/ Hayat arkadaşı... Mo- liere'nin "Hastalık Hastası" adh komedisinden Ahmet Vefik Paşa'nın yapüğı uyarlama. tLAN GA YRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI ANTALYA MAHKEME SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN EsasNo:1994 59 Antalya Zeytinköy 742 ada 4 parselde kayıth taşınmaz Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesfnin 1990/1550 esas, 1992/1363 sayıh ka- ran gereğince saülacakür. Tapu kaydına göre 11298 m 2 genişliğindedir. Tüm belediye hiz- metleri mevcut olup boş arsadır. Parselin bir kısmı imar yolu içersin- de olup 1750 m^'lik kısnu ise aynk nizam 5 kat inşaata müsaittir. Mahalli rayiçlere göre m 2 'si 200.000 TL'den muhammen bedeli 2. 259.600.000 TL'dir. 1. Satış: 9.9.1994 günü saat 16.30-16.40 arasında Antalya Adliye Sarayı kat: 2 no: 106 - da açık artürma ile yapılacaktır. Bu saüşia dege- rinin yüzde 75'ini bulmadığ) takdirde 19.9.1994 günü aynı yerde ve aynı saatte 2. artürma yapılacaktır. 2. saüşta ise değerinin yüzde 40'- ını ve mahkeme masraflannı gectiği takdirde en çok artürana ihale edilecektir. Satış peşin para iledir. Ancak isteyen alıcıya 20 günü geç- memek üzere mehil verilebiür. Ihaleye kaülanlann, değerin yüzde 20'si nispetinde teminat yaürması şartür. Ihaleye iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatanı kabul etmiş sayüacaklan, baş- kaca bilgi almak isteyenlerin memurluğumuzun 1994/59 esas sayüı dosyasına başvurmalan ilan olunur. Basm: 49454
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle